confessions

caravaggio

Viski  · 31 Temmuz 2017 Pazartesi

  1. toplam giri 205
  2. takipçi 15
  3. puan 3854

reich

sophos
almanların imparatorluklarına verdiği ad.
tarihte üç tane reich vardır;

birinci reich (erstes Reich): 962-1806 yılları arasındaki Kutsal Roma İmparatorluğu; batı roma imparatorluğu'nu miras alan, orta çağ'dan ve 19. yüzyılın başına kadar orta avrupa'da hüküm sürmüş monarşi dönemi.

ikinci reich (zweites Reich): 1871-1918 yılları arasındaki alman imparatorluğu; Otto von Bismarck'ın 1871′de Alman şansölyesi olması ile başlayan ve II. Wilhelm'in I. Dünya Savaşı'ndaki yenilgisiyle sonlanan, Prusya önderliğindeki Alman İmparatorluğu dönemi.

üçüncü reich (drittes reich): 1933-1945 yılları arasındaki nazi almanyası: Adolf Hitler tarafından kurulmuştur. resmi adı, 1933-1943 yılları arasında ''deutsches reich'' (alman imparatorluğu) ve 1943-1945 arasında ''großdeutsches reich''tır (büyük alman imparatorluğu).

kanlı pazar

sophos
16 Şubat 1969'da, İstanbul Taksim Meydanı'nda abd'nin 6. filo'sunu protesto etmek için toplanan solcular ile sağcılar arasında gerçekleşmiş (solculardan) 2 kişinin öldüğü ve 200 kişinin yaralandığı olaylar.

Mitingden iki gün önce, 14 Şubat'ta ise Cuma namazından sonra Komünizmle Mücadele Derneği ile bugün TBMM Başkanı olan İsmail Kahraman başkanlığındaki Milli Türk Talebe Birliği'nin öncülüğünde “Bayrağa saygı” mitingi düzenlenir. Bu mitingde komünistlere karşı savaş açıldığı ilan edilerek iki gün sonra düzenlenecek olan 6. Filo'yu Protesto Yürüyüşü'nde “komünistlere gereken ders”i vermek üzere toplanma çağrısı yapılır.

16 Şubat günü, işçi ve öğrenciler Taksim'e doğru yürüyüşe geçmek üzere Beyazıt'ta toplanırken, sağ görüşlü kişiler de Taksim Meydanı'na gelir. Burada toplu kılınan namazın ardından taşlı ve sopalı bir biçimde tekbir getirerek beklerler. Beyazıt Meydanı'nda toplanan ve Sultanahmet, Sirkeci, Eminönü, Karaköy, Dolmabahçe üzerinden Taksim Meydanı'na ulaşan işçi ve öğrencilerin önünü kesen polisler, alana küçük gruplar halinde girmelerini söylerler. Alana girenler de burada bekleyen ve sadece iki sıra olan polis barikatını kolaylıkla aşan sağcıların sopalı, taşlı ve bıçaklı saldırısına uğrar. Olaylar sırasında Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan adlı gençler bıçaklanarak öldürülür, 200 kişi de yaralanır. Polis ise saldırı sırasında hiç bir müdahalede bulunmaz. Bu olay ülkemiz tarihine “Kanlı Pazar” olarak geçer.

Ertesi gün Hürriyet gazetesinde yayınlanan Ali Turgut Aytaç'ın bıçaklandığı anı gösteren fotoğrafta bir toplum polisinin olayı sadece izlemekle yetindiğinin anlaşılması toplumda büyük tepki yaratır.
İktidardaki Adalet Partisi (süleyman demirel cumhurbaşkanıdır o zaman) dışındaki siyasi partiler dönemin İçişleri Bakanı Faruk Sükan'ın istifasını ister. Buna karşılık, Sükan suçu solcu öğrencilere yükleyerek polisin görevini yerine getirdiğini belirtir.

6. filo'yu protesto eden solcular

6. filo'yu kıble yapan sağcılar

duygusal yoksunluk şeması

jakoben
yeni öğrendiğim bilimsel açıklaması olan bir sendrom.sağolsun caravaggio.fakat psikolojik bir tedaviye gerek olduğuna katılmıyorum.lise dönemlerimde bende de vardı bu sonra baktım ki dünya kocaman hayat dipsiz bucaksız.geçti.tabi bu şimdi dediğim kadar kolay olmadı ama okuya okuya ufku genişleterek kendi basiretsizliğinizi çözebiliyorsunuz.eğer ben çözdüysem sizde çözersiniz. napcanız elaleme para verip?

v put

sophos
(rusça: В путь) (ingilizce: let's go) ''ileri'' (''gidelim'') anlamına gelen sovyet şarkısı ve film müziği.

1954'te müziği Vasili Solovyov-Sedoy tarafından bestelendi ve sözü Mihail Dudin tarafından yazıldı.

Anatoli Granik'in yönetmenliğini yaptığı 1955 yılı yapımı Maksim Perepelitsa (Максим Перепелица) filminde kullanıldı. 1959 yılında ise Vasili Solovyov-Sedoy bu şarkıyla Lenin Ödülü kazandı.

ayrıca ''Soldaten Marsch'' adlı Doğu Almanya Ordu Marşı bu şarkıdan yola çıkarak yazılmıştır.

svyaşçennaya voyna

sophos
(rusça: Священная война) (ingilizce: the sacred war)
''kutsal savaş'' anlamına gelen sovyet şarkısı.

Müziği 1941'de Aleksandr Aleksandrov tarafından bestelendi ve şiiri Vasiliy Lebedev-Kumaç arafından yazıldı.
Barbarossa harekatı'nın başlamasından dört gün sonra 26 Haziran 1941'de ilk defa Kızıl Ordu Korosu tarafından seslendirildi. II. Dünya Savaşı sırasında propaganda müziği olarak Kızıl Ordu askerleri tarafından okundu.

videodaki heykelin adı: rodina mat zovyot (anavatan çağırıyor)

23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı

harflervekibrit
Anneler, neden bugün süpürge yapıyorsunuz evde? Babalar, neden ailenizle Galata Kulesi'nde filan değilsiniz? Neden çocuğunuza bir deniz kıyısında balıkları, martıları ve karabatakları anlatmıyorsunuz? Neden oyuncak müzesine gitmiyor, çocuk şenliklerine katılmıyorsunuz? Neden o çocuk elinde Atatürklü bir türk bayrağı sallamıyor bugün? En kötü ihtimal bir avm palyaçosu bari görseydi o çocuk bugün... Çocuğunuzla ilgilenmeyecekseniz niye getirdiniz ulan dünyaya?
4

televizyonun karıncalanması

sophos
Analog televizyon yayınında sinyal olmadığında ekranda sürekli hareket eden beyaz ve siyah noktalar görmekteyiz, buna halk arasında karıncalanma deniliyor.

Kusursuz şartlar altında anten ucunda bir sinyal olmayacağı için televizyonun tasarımına bağlı olarak siyah veya beyaz bir görüntü görmemiz gerekmektedir.
Yani analog televizyonlarda gördüğümüz bu şeyler televizyonun üretiminde eklenmiş şeyler değil bunlar evrenin izleri.

Evren birçok bilim adamı tarafından kabul edildiği gibi Büyük Patlama (Big Bang) ile oluşmuştur.
Bu patlamadan sonra bugün gördüğümüz, göreceğimiz herşey şekillendi ve şekillenmeye devam ediyor.
Yıldızlar, gezegenler ve biz.
Bütün bunların televizyonlarda gördüğümüz karıncalı görüntü ile ne alakası var? diyebilirsiniz.
Ancak televizyonlardaki karıncalı görüntüler evrenimizin oluşmasına olanak sağlayan Büyük Patlama'nın bir kalıntısıdır.

Büyük Patlama öyle şiddetliydi ki bunun en önemli etkilerinden biri halen evrenin her yerinde 1.9 mm dalgaboyuna sahip uç değerine 160.4 Ghz frekansta ulaşarak salınan bir mikrodalga yayını olarak gözlemlenmektedir.

İşte televizyonda gördüğümüz ve genellikle halk olarak karıncaların çevirdiği film olarak değerlendirdiğimiz görüntülerin nedeni bu etkidir. Bu etki sadece televizyonda karşımıza çıkmakla kalmaz, radyo dinlerken de kanal aralarında duyduğumuz ses yine aynı etkinin, o patlamanın bir sonucudur.

Kaynak: http://uzay.org/televizyondaki-karincalanmanin-sebebi/

jean paul marat

jakoben
burjuvanın ilk tarih sahnesine çıkışı olan 1789 fransız ihtilalinin ve sonrasındaki terör dönemi olarak anılan zamanın en psikopat jakobenidir.hatta jakobenlerin montaryan kanadında yani ruh hastası o.*** ç.***nun limitinde taraf almıştır. L'ami du peuple(halkın dostu) adında gazetenin sahibi ve yayıncısıdır. charlotte corday isimli jirondenli (devrimin daha ılımlı kulübü) bir taraftar tarafından ölümlerin önüne geçebilmek için bıçaklanarak öldürülmüştür.gericilikle ,sömürüyle mücadele tarihinin kanaatimce en hayvandan daha hayvan olunması gerektiğinin en farkında olan kişilerinden biridir. benim ise mustafa kemal atatürk'den önce gelen tek idolümdür. bu adamı araştırın. maximillian robisbierre idealisttir ,devrimcidir.ancak bu adam bizdendir bizdir. kendisine sevgi ve saygılar..fransız devrimi kendisini, bir sosyalist olarak beni de dahil etmek üzere bir çok insanı nostajisi ve romantizmi açısından bolşevik devriminden daha çok sevdirir.

üçlü ittifak savaşı

the spook
Arjantin, Brezilya ve Uruguay'dan oluşan koalisyon bloğu ile Paraguay arasında, 1864-1870 arası meydana gelen, Latin Amerika tarihinin en kanlı, nüfus oransal olarak dünyanın en yıkıcı savaşıdır. Paraguay nüfusunun yüzde 60'ı ölmüştür. Sonuç olarak, kesin paraguay zaferi.

çekoslovakya

sophos
Çekya (Çek Cumhuriyeti) ve slovakya'nın ayrılmadan önceki ismi, birlik olduğu devlet.

Birinci Dünya Savaşı sonunda Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun parçalanması sonucunda bugünkü çekya ve slovakya topraklarında kurulmuştur.

Dağılmadan önceki başkenti Prag'dır. Ancak II. Dünya Savaşı'ndan önce Münih Antlaşması ile Nazi Almanyası tarafından işgal edilmiştir.
Savaş sonrasında 1945-1990 arası Doğu Bloğu'na katılmış, daha sonra SSCB dağılınca, 1 Ocak 1993'te Çekya ve Slovakya olarak ikiye ayrılmıştır.

Çekoslovakya'nın yaşadığı bölünme dünyada hiçbir sorun yaşanmadan ve tek bir kurşun atılmadan ortaya çıkan tek hükümranlık bölünmesidir. Bu modele Çekoslovakya tipi bölünme modeli denmektedir.

reichstag'a dikilen sovyet bayrağı

sophos
Faşizme indirilmiş bir darbenin sembolü, II. Dünya Savaşı tarihi fotoğrafıdır. Fotoğraf 2 Mayıs 1945 günü Berlin Muharebesi sırasında Yevgeny Khaldey tarafından çekilmiştir. Fotoğraf Nazi Almanyasına karşı Sovyet zaferinin simgesi haline gelmiştir. fotoğrafta bayrağı asan Dağıstan'dan Abdülhakim İsmailov'dur. ayrıca yanındakiler; 18 yaşındaki Kievli er Aleksey Kovalyov,ve Minskli Leonid Goryçev'dir.

spacex falcon heavy demo

harflervekibrit
"İstikbal göklerdedir." Ve dün nefesimizi tutup seyretmek bile muhteşemdi istikbali...
İlk ayrılan iki roketin eş zamanlı olarak dönüp inmesi... Kuşlar böyle konamıyor yeminlen.
3. Roket imha olmuş diye açıkladılar ama araba yörüngeye başarıyla yerleşti. Bir de tercüme eden adam "biz" diye konuşuyordu ya içim cız etti. Ne yazık sadece "dünyalı" olarak bu başarıya kendimizi dahil edebilmemiz.

mustafa kemal'in askerleriyiz

jitemci
Yine yazı paylaşıcam bu sefer yılmaz özdil'e ait.

"""Hiç düşündünüz mü…
Nereden çıktı bu slogan?
İlk kim söyledi?

Sene 2006.
Aylardan haziran.
Yer, Danıştay.
Mustafa Kemal'in doğumunun 125'inci yılı dolayısıyla konferans düzenleniyor, ayakta alkışlanan konuşmacı anlatıyor: “Atatürk Türkiyesi'nden rahatsız olanların ilk yapması gereken, Atatürk'ü unutturmaktı. Onu yapıyorlar. Cumhuriyet'in nasıl kurulduğunu, milli mücadeleyi çocuklarımıza iyi anlatmak zorundayız. 1948'den beri Mustafa Kemal'in askeriyim, terhis olmak istemiyorum.”

Turgut Özakman'dı o.

Mucidi odur.

(1992 yılında Türkiye'ye gelen Azerbaycan cumhurbaşkanı Ebulfez Elçibey, Anıtkabir özel defterine “senin esgerin” yazmıştı. Ama… Turgut Özakman'dan önce, haziran 2006'dan önce Türkiye'de böyle bir slogan yoktu. Tarihimizde ilk defa Turgut Özakman tarafından dile getirildi, yukarıda özetlediğim konferanstan sonra yayıldı.)

Peki “1948'den beri askeriyim” diyen, “terhis olmak istemiyorum” diyen rahmetli Turgut Özakman, 1948'de yedek subay filan mıydı?

Malum, içinde “asker” kelimesi geçiyor ya… Dincileri-liboşları-sorosçuları boşverdim, Chp'ye monte edilen bazı tipler bile “militarist” zannediyor.

Halbuki, tam tersine sivil'dir.
Hukuki'dir.

Turgut Özakman 1948'de henüz 18 yaşındadır, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisidir.
Milli mücadelenin izini sürebilmek için, hatıraları derleyebilmek için, arkadaşlarıyla birlikte Ankara'dan Afyon'a kadar yürür.
Mecazi anlamda söylemiyorum… Otomobil veya trene binmeden, tabana kuvvet yürür.
Güzergah üzerinde yaşayan, Kurtuluş Savaşı'na bizzat şahit olmuş ve 1948'de hâlâ hayatta olanları bulur. Hatıralarını dinler, defterler dolusu notlar alır, fotoğraflar toplar.
Bıyıkları yeni yeni terlemeye başlamış bu delikanlının yaya olarak gerçekleştirdiği tarihi seyahat, 10 gün sürer…
Ve, bu attığı adımlar “Şu Çılgın Türkler” fikrinin çıkış noktasıdır.

1948'den beri askeriyim dediği, işte budur.
Bireysel şuurdur.Cumhuriyet tarihinin en çarpıcı sloganı Mustafa Kemal'in askerleriyiz… Cumhuriyet tarihinin en çarpıcı kitabı Şu Çılgın Türkler'in özetidir.
Terhis olmak istemiyorum'dan kastı ise, bıkmadan usanmadan, anlatmaya devam etme azmidir.

“Hakikate ihanet etmeyelim” derdi, rahmetli Turgut Özakman.
Buna didindi, son nefesine kadar.

Huzur içinde yat hocam…
Vatan sana minnettar.

Buradayız.
“Hakikate ihanet etmelerine” izin vermeyeceğiz, son nefesimize kadar."""
3

selanik türküleri

anne boleyn
onlar ki insanı hüzne boğar, geçmişe götürür, atatürk'ü hatırlatır insanın yüreğini sızlatır.
selanik türkülerini her dinlediğimde içimde büyük bir acı hissederim. bunun sebebi atatürk'ün memleketine duyduğu özlemin acısı, bunu onunla paylaşıyor olmam. çünkü biliriz ki, atatürk selanik'e büyük bir özlem duyuyordu. belki de en büyük özlemi ve acılarından biriydi.

bu da çalın davullarından sonraki beğendiğim bir selanik türküsü.

abd'nin yanlışlıkla kendi topraklarına attığı nükleer bombalar

the
Eric Schlosser Command and Control adlı kitabındabundan bahsediyor. 1961 yılında gerçekleşiyor. Mark 29 adlı hidrojen bombasını (hiroşima'ya atılan bombadan 250 kat daha güçlü) taşıyan B-52 bombardıman uçağı kuzey karolina üzerinde uçarken 2 tane bomba uçaktan düşmüş. biri güvenlik sistemi sayesinde nükleer parçası olmadan karaya düştü. Diğeri ise biraz sorunlu bir bomba idi. Güvenlik sisteminde sürekli sorunlar oluştu ama en sonunda bomba patlamadı. eğer patlasaydı yüzlerce kilometrekarelik alanda büyük bir facia oluşacaktı.

reklam hesapları hakkında

odin
Arkadaşlar evet reklamlardan çektiğinizin farkındayız ve size hak veriyoruz.
Ama bilmeniz gereken şey, reklam hesaplarının yaptığı reklamlar para kazanmak için değil, hepimizin sözlüğü olan Laiksözlüğü Google'da üst sıralara çıkarmak içindir.
Anlayışla karşılayacağınızı tahmin ediyorum. Hepinizi seviyoruz.
1

yusufçuk

atticus finch
böcekler dünyasının avcılarından. uçan böcekler arasında en güzeli. skorsky helikopterleri bu böceğin anatomisinden ilham alınarak tasarlanmıştır. yaklaşık 5000 farklı türü vardır. yusufçuk böceğinin bazı türlerinin uçuş hızı saatte 95 km'yi bulabilir. duyma özelliği hiç yoktur. koku alma duyuları da çok fazla gelişmemiştir; ancak en iyi görebilen böcek olarak adlandırılırlar. ortalama yaşam süreleri 6-7 yıldır. insana hiçbir zararı olmadığı gibi yaşadığı bölgedeki sinek ve tatarcık gibi uçan haşereleri yediği için yararı bile vardır.

bizdeki ismi bir boka benzemiyor ama ingilizce "dragonfly" cuk oturmuş. keşke türkçede de "ejdersineği" falan deselerdi de bir karizması olsaydı.



antonov an225

sikko
dünyanın en büyük uçağı. sovyetler birliği zamanında uzay mekiği taşımak için yapılmıştır. günümüzde kargo taşımacılığında kullanılmaktadır. antonov an-225, 580 ton yükle kalkış yapabilme yeteneğine sahip.

hasan tahsin

anne boleyn
hasan tahsin'e yahudi denmesi, atatürk'e yahudi diyen ümmetçileri getirdi aklıma. Selanik, Osmanlı'nın toprağıydı. doğal olarak türkler de çoğunluk olarak orada yaşardı. eğer birine olduğu kişinin aksini iddia ediyorsan bunun için kanıt sunmalısın. nedense milliyetçiliği temsil eden bir şey yapan, milli sembol olmuş her ne kadar kişi varsa hakkında "türk değildi" denip duruyor. türk olmayabilir gene de o benim kahramanım olarak kalır. lakin kahramanlaşmış isimlere çamur at izi kalsın tarzında bir iddia atmak ortaya ve bunun için elle tutulur bir şey gösterememek yanlıştır.

ayrıyeten hasan tahsin'in sosyalist olduğuna nereden kanaat getirildiğini de anlamadım. hadi diyelim ki sosyalistti ne fark eder? sosyalistlerin vatan savunması, işgale boyun eğmemesi garip bir şey mi? neden ideoloji ayrı mı yapılıyor? bana soracak olursanız şayet dibine kadar da milliyetçiydi hasan tahsin. o zamanki halk, içimizdeki hainler dışında sapına kadar milliyetçiydi. zira işgalden kurtulmak için milli duygular şarttı.

son olarak ise hasan tahsin'i sosyalist olarak tabir edip, türkçülerin ülkücülerin "kahramanımız" demesi garipseniyorsa, atatürk türk milliyetçisi idi onu sizler de kahramanınız olarak görmüyor musunuz?
mevzubahis vatan olduğunda ideolojiler arka planda kalır.

hollanda

tarihsel maddeci
15 Mart 2017'de genel seçimleri gerçekleşen ülke. dikkat çekici noktalar şunlar:

1- ırkçı parti "özgürlük için parti" 4 milletvekili daha kazandı. bu türk göçmenler için pek iyi bir haber değil.

2- hristiyan demokratlar ve sosyal liberaller 6'şar milletvekili daha kazandılar. böylece aşırı sağ ile birlikte liberalizmin yükselmesi ve sosyal demokratların dibe vurması geleneği devam etti.

3- işçi partisi 29 milletvekili kaybetti. işçi partisinden giden oyların bir kısmı türklerin kurduğu "denk" partisine gitti. seçimin yıldızı ise yeşiller oldu, 12 milletvekili kazandılar. kimlik siyasetinin harman olduğu ülkede, modernizm kökenli partiler kan kaybediyor, pek şaşırtıcı değil.

4- hollanda'nın post-modernizm diyarı olduğundan bahsettik ama bu ülkenin seçime katılan en soldaki partisi ilginç bir şekilde ab karşıtı ve demokratik sosyalist (yani ikili iktidarı savunan) bir yapıda. onların oyları da milletvekili sayıları da önemsiz derecede düştü. marksist-leninist ya da dördüncü enternasyonalist partiler ise seçimlere katılmadılar (hollanda yeni komünist partisi ve birleşik komünist parti)

seçimleri kazanan halkın özgürlük ve demokrasi partisi, seçimlerde %26,5 alarak birinci olan muhafazakar liberal parti (akp'nin 2002-2007 dönemindeki yılış yılış ab'ci halini düşünün).

çok ilginç gerçekten, hollanda şöyle özgür, böyle özgür deniyor ama seçimlerde %36 sağcı partilere oy veriyor. sosyal demokrat partilerin oy oranı ise %36

hristiyan partiler ise %13 oy alıyor, aralarında evanjelist partiler bile var.

kısacası, avrupa'nın eski köylüleri, yeni banliyö orta gelirlileri sağı tekrardan yükseltiyor.

sözlük yazarlarının geceye bırakmak istediği ilginç anılar

brc
şimdi bunu da nasıl anlatayım ki amk. neyse lise birdeyim o zaman ufak tefek kıvırcık saçlı minnak bir genç kızım işte. lise üçten de bir erkek arkadaşım var. bayağı uzun boylu yakışıklı da bir çocuk. babası da inşaat işiyle uğraşıyor okula yakın bir dükkanı var. adam her cuma dükkanı kapatıp cumaya gidiyor. bizim de okul çıkış saaitimize denk geliyor. biz de dükkana gidiyoruz. birlikte vakit geciriyoruz filan. ufak yakinlasmalarimizin olduğu bir gün ya bir kere bakiyim şöyle hafif indir diye israr ediyor. seni yemem sadece bakacağım diye ikna etti. ben de arkani dön sen ben indirecegim dedim. benim de ic camasirimin ön taraftan lastiği kopmus hafiften sallaniyor utaniyorum donumuz yırtık amk. yırtık donumu mu görsün. (gotumuz de donumuz yok biz haylazlik derdindeyiz) neyse bu arkasini döndü tam indireceğim birden döndü ben de o sirada o lastiği koparttim. bak gördün mü beni panik yaptirdin kopardim amk külodumu dedim. neyse bu o lastiği aldı ben de hatira kalsin saklayacağım dedi. aradan iki gün geçti mehmet akifi anma günü düzenlemişler. beni de edebiyat öğretmeni bülbül şiirine hazırladı. okulun konferans salonunda toplandık. bu o.*** ç.*** sen en arkaya geç o bordo perdelerin oraya köşeye oturmuş. ben sahneye çıktım şiiri okumak için ilk gözüme çarpan o oldu zaten. neyse başladım ben böyle ortalarina geldim bu salak sırıtıyor ordan elinde bir şey gösteriyor bana doğru, sallanıyor elinde amk. lan iki saniyelik kafam da o benim külodumun lastiği mi değil mi diye bir geçirdim. lan baktim o benim kulodumun lastiği. bir utaniyorum bir de gülme aldi beni. okumaya çalışıyorum gülüyorum bir taraftan da. amk ilk kahkayi basan o oldu ardindan herkes gulmeye başladı. nasıl katıla katıla gülüyor. sonra hocalar susturdu bu aygırlari susun filan diye ben yine basladim bu yine lastiği salliyor ben yine gülüyorum. en son hoca kes kes in aşağı dedi. suratim alı al moru mor indim. çıktım bahceye gideceğim yanima geldi kizma lan şaka yapmak istedim filan seni utandirmak hoşuma gidiyo hem nolacak ki oğlum sanki cinayet isledin filan dedi öyle teselli etti. en unutulmaz animdir. ve en unutamayacağım adamdır kendisi. sonra ben şehir degistirmek zorunda kaldım bir süre telefonla görüştük. sonra ayrıldık. geçen de faceden baktım hala aynı şaklaban aynı enerjik aynı tuhaf adam hiç bir değişiklik yok. bunu da buraya entrylesem mi entrylemesem mi bilemedim ama... ne olacak ki amk sanki cinayet işledik....
4

boyut kavramı

albus percival wulfric brian dumbledore
Öncelikle bu entrymde bana yardımcı olan @kemalisthatun, @deist imam ve @hena ya çok teşekkür ediyorum olayları açıklamamda rol modellerim oldular swh.

Selam laikdaşlarım bu gün sizlere boyut kavramından bahsedeceğim öncelikle uyarmak isterim iş bu entry biraz uzun olabilir fakat elimden geldiğince akıcı anlatmaya çalışacağım
Kolay anlaşılması için dün oturup iki saat görsel hazırladım, sohbet havasında yazacağım umuyorum ki sonuna kadar benimle kalan arkadaşların ufkunda bi nebze genişleme olur.

Koruyan ve kollayan atamın adıyla başlıyoruz öyleyse.

Şimdi başlarken şu boyut kavramını bi öğrenelim nedir bu boyut dediğimiz hede kaça kadar gider nasıl gider niye gider tek tek inceleyeceğiz.
.
Bu kavram her ne kadar küçük bi şey olsa da entry'nin geri kalanını anlamamızda büyük kolaylık sağlayacağını umuyorum o yüzden hiç yorum falan katmadan direk wiki'den copy paste yapacağım oku geç fazla kafa yorma bu sadece bir kavram.

boyut: Fizik ve matematikte bir uzayın ya da nesnenin boyutu, gayri resmi olarak bu uzay ve nesne üzerindeki herhangi bir noktayı belirlemek için gereken minimum koordinat sayısı olarak tanımlanır.

Tanımda fizik ve matematik diyor fakat ben fiziksel olarak inceleyeceğim zira matematikteki saçma sonsuzluk tanımı beni çileden çıkarıyo.

Örneğin matematikte belirli bir uzunluğu sonsuza kadar 2'ye bölebilirsiniz fakat tabiki de fiziksel olarak böyle birşey mümkün değil. (fizik <3 ben)

Hemen neden bölemeyeceğimizi açıklayayım fizikte planck uzunluğu diye bir hede vardır
Bu öyle bir hededir ki bu uzunluktan daha kısa başka bir ölçü birimi yoktur daha aşağılara inemezsiniz, yani bu seviyeden sonrası direk sıfır(0)'dır.

Işte bu yüzden fiziği kullanıyoruz.

Şimdi vitesi biraz yükseltiyorum hala merak duyanlar için bkz:scroll down.

0. Boyut: nokta

Eveeet gelelim asıl mevzuya nedir arkadaş bu sıfırıncı boyut derseniz aha da size sıfırıncı boyut:



Siz bu arkadaşı çok çok çok büyütülmüş bir planck uzunluğu olarak düşünün yani aslında bu arkadaş sadece bir nokta.
Ama bu arkadaş öyle bir nokta ki ne sağı var ne solu var ilerisi, gerisi, yukarısı, aşağısı hiç bir şeyi yok sadece bu nokta var ve bu noktanın büyüklüğü 1 planck uzunluğu kadar yani evrendeki en küçük ölçü birimi, aradığınız cisim bu noktada ya vardır ya yoktur.
mantıktaki 1 ve 0 gibi düşünün.
Şimdi bu yukardaki arkadaş bizim mantıktaki sıfırımız olsun yani bu noktada hiç birşey olmasın biz bu noktaya boş uzay diyelim bize bir de 1 lazım yani asıl üzerine konuşacağımız cismimiz,var olan nesnemiz buyrun bu da onun resmi el sallayın:



Şimdi bu arkadaşı biz ilerde kullanıcaz o yüzden buna bi isim vermek lazım madem siyah beyaz yaptık bu arkadaş kartal yuvasından alınmış beşiktaşlı bir top olsun bundan sonra ona top diyeceğiz.
Şimdi ben bu arkadaşı salamuraya koyuyorum ilerde kulanacağüz bozulmasın. Swh

1.boyut: çizgi

1.boyut dediğimiz arkadaş şu yukardaki arkadaşın tek sıra halinde dizilmiş versiyonudur.
Bazıları buna çizgi derler. swh
Yani bu arkadaşın yukardakinden tek farkı bunda sağ-sol (veya) yukarı-aşağı (veya) ileri-geri bulunmasıdır yani aradığınız şey burada ya vardır ya yoktur değil ya sağda ya soldadır.



Ama şöyle bi sıkıntı varki aradığımız şey bu çizgi üzerinde olmayabilir 3 boyutlu bir evrende yaşıyoruz sonuçta değilmi yani daha çok yolumuz var o zaman durmak yok yola devam.

2. Boyut: düzlem

Öncelikle şu görseli bi vereyim sonra üstüne konuşalım:



Öncelikle hatırlatmamı yapayım baktığımız şey hala çok çok çok küçük bir yer arkadaşlar o gördüğünüz kutucuklar sadece 1 planck uzunluğunda bunu unutmayın.
Hatırlatmayı yaptığımıza göre tık tık (vites atma sesi) devam ediyoruz.

Bu gördüğümüz şey bir düzlemdir arkadaşlar bu düzlemden baktığımızda beşiktaşlı topumuzun sadece kesitini görebiliriz daha fazlasını değil.
Basitleştirecek olursak bir küpe bu boyuttan bakacak olursak göreceğimiz tek şey bir karedir.

Diyebilirsiniz ki ne farkeder ki neredeyse aynı şey.

El cevap: baktığınız küp kumar masasındaki bir zar ise çok şey farkeder swh.

Neyse sonuç olarak topumuzu hala göremiyoruz abi göster bize şu beşiktaşlı topu diyorsanız scroll'a devam.

3. Boyut: hacim

Heh geldik en güzeline artık beşiktaşlı topumuza bakmanın zamanı geldi buyrun sıcak sıcak:



Işte orda el sallayın artık onu tam haliyle görebiliyoruz bu bizim bildiğimiz gördüğümüz yaşadığımız evren.
artık topumuza her yönden bakabiliyoruz çeviriyoruz inceliyoruz derinlik kavramı da işin içine girdi sonuçta hiç bir problemimiz yok(!) mu acaba.

Tamam biz şu an bu topu her açıdan görebiliyoruz bakabiliyoruz fakat şöyle bir sorun var ben şimdi @kemalisthatun'u çağırıp desem ki:

-gel hatun şu topa bi tekme at.

Ne olur biliyor musunuz?

Göreceğimiz yeni koordinat şeklimiz şu olur:



Ana top nerde?
Top yok kanka top gitti.

Sebebini açıklayayım:

Laikdaşlarım baktığımız koordinat sistemi anlık bir koordinat sistemi yani bir anda o hacimde olan bir top başka bir anda o hacimde olmayabilir o yüzden artık o topu göremiyoruz çünkü artık o anki koordinat sistemine bakmıyoruz top artık başka bi anki sisteme gitti fiyuuuvvv.


Madem 3. boyuta kadar bir ölçü birimi kullandık artık 4. boyuta geçeceğimize göre size yeni ölçü birimimizi tanıtmanın zamanı geldi çünkü artık ölçeceğimiz şey ''zaman''

Zamanı inceleyeceğiz fakat tabiki de sıradan insanlar gibi inceleyemeyiz biz derinine ineceğiz en küçük zaman birimine ulaşmamız gerekiyor ve huzurlarınızda enn küçük zaman birimi:

Planck zamanı (alkışş)

Planck zamanı dediğimiz şey ışık hızının 1 planck birimini kat etme süresi yani gerçekten küçük bir birim halk arasında 'an' olarak bilinse de aslında çok daha kısadır.

Şimdi bir vites daha yükseltip sondan bir önceki virajı da dönüyoruuuzzz vee:

4.boyut: zaman
Şimdi geldik en cikcikli kısma şimdi ben bu beşiktaşlı topu alıyorum ve @deist imam kankama veriyorum diyorum ki al kanka koy götüne fırlasın gitsin
Topa vurduu ve izliyoruz:



Bak topumuz nasıl güzel gidiyo zaman ekseninde (heyt be koççum benim)

Unutmayın t eksenimiz diğer 3 boyuttaki gibi mesafe değil zamanı temsil ediyo oradaki her birim bir planck zamanı uzunluğunda ( o değilde adam topu ışık hızına çıkardı helal olsun kardeşim swh)

Şimdii burdan sonrası beyninizi yakabilir okurken yanınızda bir adet yangın söndürücü bulundurmayı unutmayın.

Buradan sonra paralel evrenlere geçiş yapacağız o yüzden şu entry'i okuyunda gelin bakıyım hadi aslanlarım.

(bkz:schrödinger'in kedisi)

Aslında burada da anlatabilirdim ama o konu da kendi başına büyük bi konu bu başlıkta heba etmeyelim.

Okuyup geldiğinizi farzederek devam ediyorum.

5.boyut : paralel evrenler

Yine başrol oyuncumuz olan beşiktaşlı topumuzu aldım gittim @hena'ya verdim tanıyanlarınız vardır hena dengesizin tillahıdır ne zaman ne yapacağı belli olmaz şimdi verdim. verir vermez topumuzu aldı ne yapcam la ben bunu diyip küt diye yere bıraktı.

Ama şöyle bir şey de olabilir paralel bir evrende dengesiz hena'mız aa ne güzel top git getir aq büyücüsü diyip ileri fırlatmış olabilir.

şimdi biz bu topu arıyorsak eğer hena'nın topa ne yaptığını bilmemiz gerekiyo

Şimdi şu görseli vereyim bundan sonraki senaryoları görselden ilerleyelim.



Şimdi görselde gözüktüğü üzere hena 1. Evrende topu ileri fırlattı o zaman topumuzu aramamız gereken yer hena'nın ilerisinde bir yerlerdir
ben size topun 2. Zamandaki yerini tarif etmek istersem kullanmam gereken koordinatlar (e,t,x,y,z olarak)

1,2,4,5,0 olur bu koordinatlara bakarsanız topumuzun tam olarak orada olduğunu göreceksiniz.

Ama diyelimki hena diğer seçeneği seçip topu olduğu yere bıraktı şimdi topun yerini size tarif etmek istersem vereceğim koordinatlar (yine e,t,x,y,z cinsinden)

2,2,3,4,0 olur bakın koordinatlarımız değişti hepsi bu psikopat hena'mızın kafasında oluşmuş bir ton olasılık yüzünden.
Ama sonuç olarak beşiktaşlı topumuzu bulduk hahaha yaşasınn.

Ulan hepi topu 5 tane boyut açıkladık 5 sayfa yazı yazdık anasını satayım okuyan arkadaşlarım umarım bi nebze olsun aydınlanmışlardır.

Ben yazana kadar 3 kere mola verdim tek seferde okuyana helal olsun.

saygılar.

Edit: imla
5

kürt faşizmi

postmodernzerdust
Genelde marxism leninizm maskesini kullanıp yapılan bir eylem. Yapılan şeyler genelde sol kesimi kandırıp kürt faşizmini savunacak duruma getirme eylemleridir. Marx ve lenin gibi adamları bulaştırmamalılar işlerine. Faşizm yapacaksalar açıktan yapmalılar. Bir maske ardına saklanıp insanların ideolojik önderlerini kullanıp onların akıllarını çalmaya çalışmak açıkçası çok saçma geliyor.

atatürkün türkçü olması

kutsalchomar
Atatürk ırkçı değildir. Türkiye altında yaşayan insanların, ayrım gözetmeksizin ülkü birliğini istemektedir bence.

Türk olmayan insan değildir kafasındaki insanlar da Atatürk'ü kendileri ile aynı görüşte sanmasın lütfen. Çünkü türk olmayan insan değildir diyorsan net oros*u evladısın

israil nasıl kuruldu

moskovakurdu
14 Mayıs 1948'de BM paylaşım planı uyarınca David Ben-Gurion tarafından İsrail Devleti'nin kuruluşu ilan edildi

24 saat aradan sonra İsrail topraklarına Mısır , ürdün , suriye , Lübnan , ırak orduları saldırıya geçerek İsrail topraklarına girdiler.

İsrail nasıl olur da bu kadar güçlü olduğunu söylenilir ; 60 yıllık olmayan devlet birçok güçlü devletin yapamadığını hiç korkmadan yapabiliyor. İsrail lobisi istisnasız dünyanın en etkili güçlü lobisidir. Gücünü ekonomi ve bilimden alıyor. Sigmund Freud yahudidir çok sevdiğim için örnek vermek istedim sadece :) .

1949 yılının ilk aylarında BM nezdinde İsrail ile onunla savaşan Arap ülkelerinin her biri (o dönemden beri İsrail'le müzakere masasına oturmayı reddeden Irak hariç) arasında doğrudan müzakereler düzenlendi ve bunların sonucunda bir ateşkes anlaşması imzalandı. Anlaşma uyarınca sahil şeridi, Celile ve tüm Necef İsrail'e, Yehuda ve Samiriye (Batı Şeria) Ürdün'e, Gazze Mısır yönetimine ve Kudüs'ün ise Eski Şehir'in de dahil olduğu doğu kısmı Ürdün'e, batısı da İsrail'e bırakıldı. İsrail'in Filistinliler ile olan gerginliği ise sürmektedir.