confessions

queen

Yazar  · 14 Temmuz 2019 Pazar

  1. toplam giri 44
  2. takipçi 3
  3. puan 682

barış pınarı harekatı

the spook
Rejimin ypgli teröristler ile askeri koalisyon kurmasıyla en büyük önemi kazanmış ve uzun süre gündemimizden düşmemesi gereken harekattır. Suriye'nin önderliğinde arap birliği ve avrupa'nın en ufak saldırısı, savaşla sonuçlanacaktır. Sınırını korumak isteyen ülkemizin ısrar tutumları hala en mantıklısı. İçinde terör örgütü besleyen rejim, harekat takipçisi olan ülkelere ne gibi bahanelerle gidecek savaş için.. göreceğiz.

barış pınarı harekatı

the spook
desteklediğim ve doğru bir harekattır fakat geç kalınmıştır. 21. yüzyıl girişlerinde uygulanması gerekmekteydi. Bunca sene Amerika'ya güvenmemeliydik. Her savaşta, harekatta veya operasyonda olduğu gibi masum kardeşlerimiz gazi veya şehit olarak dönebilirler. Ama gel gelelim diğer yanda 20 yıldır yaptığımız gibi elimizi kolumuzu bağlayıp pkk'nın sivil halk katletmesi var. Dediğim gibi, çok geç kalındı..

sırrı süreyya önder

anne boleyn
atatürk'ün kurduğu ülkede, kurduğu mecliste kürsüye çıkıp "atatürk ingiliz ajanıdır" diyebilecek kadar küstah ve yalancı olan, abd pkk uşağının tekidir. neyse ki ağzının payını bir güzel verdiler.

not: hem ingilizlerin, amerika'nın uşaklığını yapan terör örgütünü destekleyeceksin hem de utanmadan ihanet ettiğin ülkenin meclisine gireceksin bir de o kürsüye çıkıp ülkenin kurucusu ve kurtarıcısı, meclisin kurucusuna iftira atacaksın?

bu niye içeri atılmadı yahu?
3

neslican tay

the spook
cennetten arsa satanlardan daha gerizekalı bir toplum olduğumuzu gün yüzüne çıkartan arkadaş. Dersimliyim diye bağıran bir liderin arkasından giden atatürkçüler ve teröristlerin hapisten çıkması için kendini feda edecek hdplilerin kendini gerçek muhalefet olarak adlandırdığı ülkede, böyle güzel nice insanlara hiçbir zaman sahip çıkamayacağız, islamcı rezillere karşı..

sorularla

pencere
muhteşem bir metin altıok şiiridir;

işte yine kapıldım
o can sıkıntısına;
içimde bir tozlu
sarnıç boşluğu,
gitmekle kalmak
arasında karasız
yürüdüm kederle
dağlara doğru.

yüzlerce soru
vardı aklımda,
kulaklarımda
bir garip uğultu
ölümü kullanamazdım;
bir yerlerde
bilmediğim birilerine
belki ayıp olurdu.

belki de hiç
ummadığım
sevgisi tarazlı biri;
koparıp bana ilişik
umudunu
bir kitabın arasında
yamyassı
kuruturdu

bir gazetenin
ölüm ilanlarında
okuyup adımı,
öfkeye dönüştürürdü
sandık kokulu
hüznünü
ve ölümü inatla,
yok yere savunurdu.

ben bunca yıl
bunca insan tanıdım
yüreği zehir dolu;
yine de insanlardan
kesmedim umudu.
insan dedim
yekindim;
paylaştım varı yoğu.

ben neden
dudaklarının arasında
iğneler tutan
bir terzi suskunluğunu
prova ediyorum
şimdi bu yol boyu
kederle yürürken
dağlara doğru?

neden kedi seven
bir insan
olduğumu
biliyorum da
kedisiz ve sevgisiz
getiriyorum
yaşadığım günlerin
yaprak döken sonunu?

cevapsız sorunun
boynu büküktür,
hemen anlar
yetim olduğunu.
ben neden hala
duyuyorum avucumda
bir çocuk elinin
sızlayan boşluğunu?

hipodromda yatıp
kalkan bir adamın
ölü bulunduğunu
yazdı gazeteler
geçenlerde
haber olarak.
tokatlıymış
ya da çorumlu.

bıraktığı nottan
öğrenilmiş
son isteğinin
ölürse terminale
götürülmek olduğu.
hipodromda yatıp
kalkan bir adam
kimin umuru!

acılarla sorularla
tiftikledim
bunca insanın
mutsuzluğunu.
düşündüm kendi sonumu.
hayrettir;
içim içime
nasıl da sığıyordu!

oysa ben kaç yıldır
kaç acı eskittim
unuttum
kaç ölüm gördüğümü.
bir omzumun
alçaklığı ondandır;
taşıdım kaç kişinin
kanayan tabutunu.

yıllar önce
ölümü seçen sevgilim
bunca sevgisizlik içinde
iyi biliyordu
yetmeyeceğini
iki kişinin birbirine.
bu yüzden döşeğinde
ölümle buluştu.

gömdük onu geçiştirip
polis sorgusunu.
onunla birlikte
neleri gömdük;
bir akşam içkisinin
coşkusunu,
sevincimizi gömdük
kürek dolusu

yüzlerce soru
vardı aklımda,
kulaklarımda
bir garip uğultu
ölümü kullanamazdım;
biryerlerde
birilerine
mutlaka ayıp olurdu.

dostlardan uzakta
bir bozgun akşamında
gerisingeri
dönerken kasabaya;
baktım gökyüzü
birden yıldızla doldu.
akşamın serinliği
alnıma vuruyordu...

başkaldıran insan

jakoben
kitap genel olarak çok güzel. sağlam bir felsefi zemini olan sosyalizm eleştirisi var. fakat camuş abi başkaldıran insanın başı kaldırmasının çıkış noktasında tamamen yanlışlığa düşmüş. devrimciliği ve devrimcilerin bahanelerinden birini,hatta ilkini, insan sevgisine yormuş. sen tabi, sovyetlerin tokatladığı ve vatanını en azından kotardığı ss'lerden uzak, ortalama üstü bir toplumda şarapları hüpleterek yazıyordun bunları babacım.bir kaç on yıl sonra sana bataklıktan merhaba; sevgi gerekmiyor bu iş için. yıldırıcılığın bahanesi de sevgi olamaz asla. yıldırıcıları duygusal resmetmiş babacım. duygusal ifade ederken erdem sosunu eksik etmemiş, alayda etmemiş. aslında kitap dalga havasında.fakat o kısımlarda ceketin önü ilikleniyor. içten içe özeniyor çünkü paşam.neyse. yok be babacım. nah tırnağım kadar insan sevgisi varsa namerdim. kimseyi sevmek zorunda değilim. değiliz. hakkımız olan; sevilebilecek insanı yaratacak düzeni istemektir. kabul edilmesi gereken, sistem şiddetinin,yarattığı yıkım ve mağduriyetin seçici değil rastlantısal olduğudur. benzer sıkıntıları ve günleri yaşadığım, benzer alanları paylaştığım insanların başına gelenler kendi sevdiklerimin veya benimde başıma gelebilecekken beni neden fasulyeden sayarak eylemselleşmeyecek bunu açıklarsan kabullenirim. bu felsefen tutmamış. ha, bu empatiden doğan bir sevgi olabilir mi?.. olur tabi. oluyor arada. yanından geçip gidince uçuyor ama. demek ki salt bahane o olamaz. gerekircilikle oluşması gereken hazdan feragati yaratan da buradan hareketle oluşan ilkelerdir. sen hiç bir şeyi anlamak istememişsin ama.içinde vefat ettiğin facel vega'da ikinci dünya savaşı sonrasındaki krizden fırsat bularak piyasaya çıkan bir marka. chrysler gibi güçlü motor kullanmasının yanında oldukça hafif, hasara açık ve güçsüzdü..hızlı olmak istiyordu çünkü sonradan toparlayacak olan büyük markaların pazarında parlamak istiyordu.hiç düşünmedi kendisine binip gezecek fransız felsefeciyi. rekabetçiydi.. huzur içinde uyu.

özel üniversiteler

iron
sayıları neredeyse devlet üniversitesini geçen paralı eğitim kurumları. artık tavuk döner + hukuk gibi kampanyalar görmeye başlayacaz herhalde. Eğer zenginseniz ve amacınız öylesine üni mezunu olmaksa bir şey diyemem ama zar zor paranız yetiyorsa sakın ola gitmeyin derim. En kral üniversite de en kral bölümü okuyan insanlar bile iş bulamıyorken bu üsküdar, nişantaşı vs üniversitelerden mezun olduğunuz zaman iş bulmanız çok zor bulsanız bile yıllarca çalışıp kazanacağınız para üniversiteye verdiğiniz ve 4 yılda harcadığınız parayı anca karşılar ki bu çokta mantıklı değil. Mesela gidin aşçı olun, motor ustası olun, iş makinası operatörü olun, yazılımcı olun vs vs. 4 yılda bu mesleklerde uzmanlaşabilirsiniz üstüne ekstra bir çok şey öğrenirsiniz ve 4 yıl sonra üniversiteden aldığınızın 10 katını almış olursunuz. sokmuşum üniversite diplomasına.
4

hüseyin nihal atsız

codeboss
kendisi icin yazilmis bir şiir;

Atsızlığı nam eden yiğitlerim atlansın;
Kor taşıyan avuçlar,pas çözsün ,pusatlansın!
Yıkılsın Ergenekon;yurtlarım azatlansın!

Hainlere kargışlı,kahpe acun dar olsun!
“Vaktiyle bir Atsız varmış”;var olsun!


Ayzıt yarenlik etsin,kurt doğursun Almıla,
Demir yığan ,vade az ,koşsun Atam Irkıl'a,
Ozan Çuçu söyleye,gök çöke yer yıkıla,

Bay kılınsın budunum,kalanı bizar olsun!
“Vaktiyle bir Atsız varmış”; var olsun!


Sançar bas kahkahayı,çınlat Tanrı Dağı'ndan,
Kara Kağan gafleti,az bu gaflet çağından,
“Kurtkaya elini çöz”,çık sürgün otağından,

“Kanlı sınır boyları yağıya mezar olsun”
“Vaktiyle bir Atsız varmış”; var olsun!


Deli kurt Çakır alsın, Gökçen'i terkisine,
Açığma-kün kul olsun, Burkay'ın kargısına,
İ-çing katun delirsin, Kürşat'ın korkusuna

“Hayat çelik kollarla atılan bir zar olsun”,
“Vaktiyle bir Atsız varmış”, var olsun!


Geçmesin geri gelen bir mektubun yarası,
Selim Pusat sorgusu,bir mektebin sırası,
Yurt olmaya yetmesin iki kutbun arası,

Atam'a süngülerim, kılıçlarım yar olsun,
“Vaktiyle bir Atsız varmış”, var olsun!


Anılmadan yaşarsın ve bilmeden acımı,
Belirsiz mezarlarda bir “tabutluk” geçimi,
-ki bugünün erleri , iyi görsün öcümü,

Böyle düzen, böyle çağ, böyle devran kahrolsun,
“Vaktiyle bir Atsız varmış”, var olsun!


Sen ömründe bir kere,bir kere sevinirken,
Tanrı yolu uzaktır !Biz sıkı giyinirken,
Ve demirdağ bir daha,bir daha delinirken,

Mezar taşımız yastık,yorganımız kar olsun,
“Vaktiyle bir Atsız varmış”, var olsun!

kingsman

the spook
2014 ve 2017 yapımı 2 seriye sahip, düşük bütçeli ingiliz filmi. Mülakata hak kazanan gençlerin 1 ay kadar bir sürede kış askerine dönüşmesi, filmi çizgi filmden farklı kılmıyor doğrusu.

Kısaca filmin sonunda ingiliz prensesi'nin götünü görmek dışında tatmin edici bir nokta yoktu.

Selahattin demirtaş

smegol77
pkk olmasa hdp nin olmayacagi hdp olmasa kendisinin olamayacagi turkiye dışında kendisini dinleyecek 50 adam bile cikmayacagi anca comaristan kulturunde var olabilen solcuyum ayaklarinda cok net bir piyon bir masadir

Queen

agresyon
anne babamın haberi olmadan sözlük adı verilen yerlerde takılan ablamdır. demek telefonu bu yüzden kendisi bizden bu kadar saklıyordu, bu kadar gizliydi. ama benden bunlar kaçmaz. her hareketini tarttığımdan bir gün ansızın yakaladım.
nickimi sosis yapıp yapmama da takmıştır kendisi, takıntılıdır. queen dinleyip evde gaza gelir, kendi otoritesini, egemenliğini inşa etmek için beni de kullanmıştır resmen gittiği yolda.
neyse bir gün benim de yazar olmama önayak oldu da yazar olduk. kız peşinde koştuğumu kendisi bilmez, gizlerim kendimi, bu konularda ablam bile olsa becerikli saymam ama kendisini çok severim, annemden farkı yoktur benim için.
gerekirse gezegenlere savaş açarız dik dur eğilme.
5

travma

agresyon
travma, bedensel ve ruhsal bütünlüğümüzü tehdit eden her türlü durum veya stres düzeyimizi artıran; yani kişide ciddi stres ve kaygı yaratan, baş etme gücünü aşan her türlü olay olarak tanımlanabilir. örnek olarak doğal afetler, savaş, soykırım, ani ve beklenmedik ölümler, taciz, tecavüz, saldırıya uğramak, silahla vurulmak, silahlı çatışmaya girmek veya bu çatışmanın ortasında kalmak, bıçaklanmak, aile içi şiddet, işkence, cinayete tanık olmak, ceset görmek, terör eylemleri, bombalı saldırılar, askerî darbe, araba çarpması, ev, iş veya trafik kazaları, kitlesel açlık, göç etmek, ebeveynlerden zorla ayrılmak, aldatılmak, boşanmak, terk, istismar, ihmal, onaylanmama, reddedilme, mobbing; aile içi, iş yeri, okul veya askerdeki zorlayıcı deneyimler.

travmaların büyük bir çoğunluğu şoka bağlıyken yani ani ve beklenmedik bir biçimde gelişip kişide dehşet yaratırken, geriye kalan kısmı ise kroniktir. örneğin saldırıya uğramak, trafik kazaları, terk gibi durumlar şoka bağlıyken mesela savaş, işkence, kitlesel açlık, mobbing gibi durumlar ise kroniktir.