abdullah öcalan

azadi
Pkk'nin kurucu üyelerinden, sonrasında örgüt içerisinde 'önder' olarak nitelendirilmiş, hala da öyle görülen taşeron (hpg'nin resmi internet sitesinde 'gerilla apo'nun fedaisidir yazar). Bir devlet politikası gereği yanlış tanıtılan, kimi zaman osman Pamukoğlu, kimi zaman mahmut yıldırım (yeşil) eliyle öldürülecek (başka örnekler de mevcut) iken, bizzat devlet tarafından korunmuş, hâlâ da devlet eliyle semirtilen Türkiye cumhuriyetinin geleceğinin daimi için gerçekten büyük emek harcamış, insan katlederek insan yaşatılacağına inanan, eli kanlı, beyni bonzaili lider. Eski karısı kesire öcalan dan ve daha başka birçok PKK ve öcalan gerçeğinden bahsetmek isterdim ya, sözlüğe zarar gelmemesi için sadece öcalan ın kendi söylemlerinden oluşan birkaç madde paylaşarak, aslında neye hizmet ettiğini okurların öngörü ve kritiğine bırakıyorum. Ayrıca merak eden olursa özelden ulaşması takdirde PKK ile ilgili tüm görüşlerini alt-üst edecek kanıtlı belgeli birçok bilgiyi de payaşmaktan keyif duyarım şimdi;
OKUYALIM ...

1) “1920'li yıllardaki Mustafa Kemalin izindeyim. Onu kendime örnek alıyorum.”
2) ”Demokratik “cumhuriyet Atatürk'ün hediyesiydi. Bunu geliştirmek bizim görevimizdir.”
3) “Devlet Koçgiri isyanını çok güzel bir şekilde bastırdı. Aksi halde Kürt hareketinin yayılma durumu vardı.”
4) “Şeyh Sait ve diğer Kürt isyanları batılı emperyalistler tarafından genç Türk Cumhuriyetine karşı kullanılmışlardır.”
5) “Otonomi, federasyon ve benzeri istemler Türkiye'nin birliğini ve bütünlüğünü bozar. Çözüm demokratik Türkiye Cumhuriyetidir”
6) “Ben olmasaydım Kürt milliyetçiliği gelişirdi. Milliyetçiliğin her türüne karşıyım.”
7) “Barzani ve Talabani bağimsiz devlet kurmak istiyorlar. İlkel milliyetçi ve emperyalizm uşağıdırlar. Bunlar Türkiye için tehlikelidirler. Kemalistleri göreve davet ediyorum.”
8) “Kürdlerin bu gün arkasında ABD ve İsrail de vardır. Ayrıca Kürdlerin kendilerini savunacak güçleri vardır. İşte Türkiye'yi bekleyen asıl tuzak budur.”
9) “Bir genelkurmay yetkilisine gücümüzü geri çekeceğimizi söyledim. “hepsini mi” dedi. Evet, hepsini dedim. “hayır, bir kısmı kalsın, lazım olur” dedi.”
10) “Gerilla orduyla ilişkiye geçmelidir. Biz Kuzey Irakta Türkiye'nin güvencesiyiz.”
11) “Bizler Demirel'in demokratik düşüncelerini hayata geçiren bir hareketiz. Bizler neler yaptığımızın farkındayız,“
12) “Devletin temel ilkelerine, üniter yapısı, anayasal kurumlarına karşı değiliz. Bizim bu kurumlarla bir sorunumuz yoktur. Dikkat edin demokrasi projemde sınır kavramı yoktur. Biz Türkiye'nin mevcut anayasal kurumlarını ortadan kaldırmak amacında değiliz,“
13) "Bizim demokratik çözüm planımızda üniter devletle sorunumuz yoktur. Misak-ı Milli sınırlarını tartışmıyoruz,”
14) “1920'li yıllardaki Mustafa Kemalin izindeyim. Onu kendime örnek alıyorum,”
15) “Demokratik cumhuriyet Atatürk'ün hediyesiydi. Bunu geliştirmek bizim görevimizdir,”
16) “Ben olmasaydım Kürt milliyetçiliği gelişirdi,”
17) “Otonomi, federasyon ve benzeri istemler Türkiye'nin birliğini ve bütünlüğünü bozar. Çözüm demokratik Türkiye Cumhuriyetidir.”
18) “Ben tarihsel ve siyasal sorumluluğum gereği olarak söylüyorum. PKK'nin tümden bitirilmesi Türkiye'nin lehine değildir... zarar görür ve bahsettiğim federasyon eğilimini savunanlar güçlenirler... Devletin temel ilkelerine, üniter yapısı, anayasal kurumlarına karşı değiliz. Bizim bu kurumlarla bir sorunumuz yoktur. Dikkat edin demokrasi projemde sınır kavramı yoktur. Biz Türkiye'nin mevcut anayasal kurumlarını ortadan kaldırmak amacında değiliz.“
19) "Bizi tasfiye etmek istiyorlar. Eğer bizi tasfiye ederlerse, bazı Kürd partileri hazırdır. Devreye bunlar girecekler. Daha fazla taleple Türkiye'nin önüne gelirler. Bunları Türkiye'de elbette gören bazı kesimler var. Mehmet Ağar biraz görüyor. Önerdiği Benelüks modeli bence de uygundur, ben de kabul ediyorum. Herkesin sorumlu davranması ve çözüm geliştirmesi gerekir. Bizim demokratik çözüm planımızda üniter devletle sorunumuz yoktur. Misak-ı Milli sınırlarını tartışmıyoruz.”


...

Abdullah Öcalan'ın TC devletine verdiği rapordan şöyle demektedir:
“Öğretmen gibi dediklerinizin gereğini yapıyorum Dikkat ederseniz sizin dediklerinizin, yani bir öğretmen gibi dediklerinizin gereğini yapıyorum. Ve bu ayıp bir şey de değildir. Bu erdemdir. Devletin büyük bir tecrübesini dile getirenden öğrenmek erdemdir. Ben bunu gerçekten saygın öğrendim. Yani karşımdaki soruşturmacıdır falan demedim. Karşımdaki bir öğretmendir dedim ve dağlar kadar öğrendim. Yarın örgüte işte devlet budur diyeceğim. Yani daha önce söyledim; bir gün gösteririm isterseniz size ben PKK'lılarla nasıl savaştım. Eğer devletten daha fazla savaşmadıysam görün, kanıtlayacağım size bunu. PKK ile savaştım PKK ile savaşmak demek, PKK'nın merkezi ile savaşmak demek, devleti anlamayanlarla savaşmak demektir.“

“Ben öyle halis muhlis Kürt değilim. Türk'ten daha iyi Türk hissederim. Hiçbir milliyetçi Türk kendini benden daha iyi Türk saymasın. Benim tüm yaşamım, her şeyim Türkçedir. Pratik olarak en iyi bir Türküm Kürtler için anayasal hakları istemenin anlamı yok Bu kilit kavramlardan bir tanesidir. Yani bir soy devleti değil, ırk devleti değil, yurttaşlık, vatandaşlık devleti. Bu kilit anlamda bir faktördür. Bir de asli kurucu faktörü önemlidir. Ben şimdi düşünüyorum son günlerde "neden siyasal haklar istemenin anlamı yoktur". Çünkü siyasal haklar zaten Anayasa'da güvence altına alınmıştır. Bu haklar kullanılmıyorsa suç rejimde değildir, partilerin yapısındadır, liderliklerdedir. Yani şunu söylüyorum, Kürtler için anayasal hakları istemenin ne anlamı vardır. İstenecek hak zaten siyasaldır ve zaten vardır. Kürtler Türkiye'de azınlık değil Zaten vatandaşlık hakkı var. Kürtler, Türkiye'de bir azınlık değil ki, mesela Suriye'de parti kuramaz, hatta oy kullanamaz, vatandaş bile değildir. Diğer yerlerde de benzer durumlar vardır. Ama burada (Türkiye'de) sonuna kadar vatandaştır ve vatandaşlık ve siyasal hakkını kullanabilir. Başlangıçta asli öğe kabul ettiği için bu ayrım hiç düşünülmemiş. "Sen Kürtsün, bunun dışındasın" denilmemiş. Her şey aynı zamanda senin içindir de denilmiş. Bu bana göre kimsenin üzerinde durmadığı bir husus. Türkiye Cumhuriyetinin anayasası ki 24'lerde bile belirlenirken bu böyledir, Kürtlerin aleyhinde hiçbir şey yoktur. Herşey olduğu gibidir, yani müşterek düşünülmüştür. Anayasa'da her şey var Yani Kürt kimliğine gerek yok, zaten orada her şey var. Anayasa'da var, peki ne arıyoruz biz. Anayasada örgütlenme var ama siyasal faaliyet çerçevesinde. İsyan yaparak değil. Bana göre buradaki cehalet ve bunun kötüye kullanılması kadar Türkiye'nin ciddi bir sorunu olamaz. Ben yöntemi istediğim gibi uygulayamadım, tutturamadım. Anlayış bulamadım diyelim. Ben muhatap aradım olmadı. Genel olarak ruh halimi anlatıyorum. Sonuç olarak diyorum ki anayasal vatandaşlık önemli bir kavramdır. Ben şimdi bunun anlam ve derinliğini kavramış durumdayım. Anayasal vatandaşlığa dayalı bir devlet, bir soy devleti değil, vatandaşlık devletidir. Her milliyetten, her kimlikten insanlar bu vatandaşlık hakkını kullanarak yükselebiliyorlar, bu çok önemlidir.”

“Türk'ten daha iyi Türk hissederim Ben, öyle halis muhlis Kürt değilim. Türk'ten daha iyi Türk hissederim. Hiçbir milliyetçi Türk kendini benden daha iyi Türk saymasın. Benim tüm yaşamım, her şeyim Türkçedir. Pratik olarak en iyi bir Türküm. Ben Türk'ün bir parçasıyım ama Kürtlerle de ilgileniyorum. Çok az Kürtçe biliyorum. Ancak her şeyim Türkçe. Düşünce yapım Türkçedir. Ben Türk düşmanlığını hiç kabul edemem. Türk ulusu ağacın kökü, Kürtler dalı Türk Ulusu ağacın asıl köküdür. Kürtler büyük bir dalıdır. Çerkezler küçük bir dalıdır. Biz, bilim dışı bir şey söylemiyoruz. Tarih de bunu doğruluyor. Ben buna inanılmaz katkılar yapacağıma inanıyorum. Çürümüş dalı temizleyip düzgün bir aşı ile bu dalı tekrar filizlendireğiz. Bu kesinlikle Cumhuriyetin tamamlanmasıdır.”

“Yani Kürt-Türk karışımı ileri derecededir. Sonuna kadar Türkçülük... Bütün Türkiye ile demokratik birliktelik demek, Cumhuriyet demektir. Bu sonuna kadar Türkçülükle bağlantılıdır. Cumhuriyetin kuruluş felsefesi ile Misak-ı Milli ile bağlantılıdır.”

“Hakkari'de Türkçe öğretelim Türkiye'nin tarihindekinden daha büyük bir gücü kendimiz yaratalım. Türkiye'nin kullanabileceği bir güç yaratalım. Türk-Kürt kardeşliğini yeniden düzenleyelim. Bunları biz düzenleyemezsek, karşı kuvvetler bunları düşünecek ve düzenleyeceklerdir. Mesela, Hakkâri'de eskisinden daha fazla Türkçe öğretilmeli, bakın Kürtçe değil, Türkçe diyorum. Her bakımdan İstanbul Türkçesi olsun. Arabistan'dan Afganistan'a kadar etkili olacak Türkçe merkezli nüfus Mükemmel Türkçe merkezli, yani bir kısmı Arapça bir kısmı Kürtçe bilen ana ekseni hepsinin Türkçe konuştuğu bir nüfus. Bu Türkiye'nin en büyük zenginliği olacaktır. Bununla İran'a, Arabistan'a, Türkmenistan'a ve hatta Afganistan'a kadar etkili olabiliriz.”
tarihsel maddeci
doğu perinçek'in yetiştirdiği, önce nurcu, sonra türk sosyalisti, sonra maocu, sonra kürt milliyetçisi, en sonunda da post-marksist olan bir fırıldak.

hayatının ilk yıllarında "dini bütün" bir yobaz olarak yetişti. sonrasında doğu perinçek'in etkisiyle sosyalizmle tanıştı, tabii doğu perinçek ne kadar sosyalistse o kadar... doğu perinçek'in maoculuğun oportünist dönem teorilerini benimsemesi üzerine türkiye devrimci hareketinde "ilerleme" olarak yorumlanan, aslında tdh'den ana kopuş ile turist hareketlerin yayılmasını sağlayan fikirleri benimsemeye başlar. en sonunda da maocu metafiziğin kafası ile kürt sorununa kafa yormaya başlar ve bu soruna marksist-leninist bir çözüm sunmayı amaçlayan kürdistan işçi partisi'ni kurar. bundan önce de feodal bir adlandırma olan "apocular" olarak anılır çevreleri. bu yıllarda kürdistan'daki diğer sol partilere baskı uygulayarak, onların üst kadrolarına suikastler düzenleyerek bölgede tutunurlar.

amerika'nın çekiç güç uygulamasına kadar marksist-leninist çizgide, mao'nun ortaya koyduğu savaş stratejisi ile yol alan öcalan, sosyalist kampın dağılmasıyla, tam bir uzlaşmacı davranışta bulunarak, hareketin ulusal hareket olduğu bahanesi ile her türlü oportünizmi kendisine hak sayar. bunun sonucu olarak, kürt milliyetçiliğinden yararlanarak propaganda yapmaya başlarlar ve akıl babası yine aynıdır: doğu perinçek

son dönemleri ise öcalan'ın babasından olan kopuşudur. her post-modernci gibi o da marx'ı engels'i lenin'i aştığını ilan eder, anarşizmi öve öve bitiremez, post-modernizmin iğrenç hastalığı kimlik siysaetini teorik düzleme taşır. ancak o post-modernci cilayı kazıdığınız zaman, kendini bastıran bir ezilen milliyetçiliğinin izleri hala bulunmaktadır kendisinde.

ve türkiye halklarına bu fırıldakla masaya oturarak, kürt sorununa çözüm bulunması beklenir.
deist imam
Uğur mumcu tam da abdullah öcalanla milli istihbarat teşkilatı arasındaki ilişkiyi araştırırken katledilmiştir. Abdullah öcalan kirli bir insandır fakat geçmişi net değildir.
4
frekans
kendisi son derece hümanist bir şahıstır, sebepsiz yere bir karıncanın ölmesinden bile son derece nefret duyar lakin dönenim şartları kendini farklı yollara itmiştir, 20 kitap yazmış sayısız kitap okumuş birine hakaret edenlerde pek ciddiye alınacak kişiler değildir.