neptune

Din dersi olduğu zaman hoca bana " oğlum sen kantine in yok yazmayacağım, milletin kafasını allak bullak ediyorsun."diyordu. Ben napıyordum peki? "Hoca! Arkadaşlarımın sorgulaması ve gerçeği öğrenmesi lazım!" Demiyordum tabii. İnip çay simit yiyordum.

Zaman paradan daha değerlidir.

Saat 18'de başlayacağı duyurulan miting.

Aktrollerin her türlü karalama çalışmasına rağmen (bkz: aa muhabirinin sahte adalet yürüyüşü fotoğrafı) hükümetin terörist yürüyüşü demesine rağmen, medyanın her türlü görmezden gelişine rağmen 69 yaşındaki kemal kılıçdaroğlu önderliğinde gerçekleşti.

“adalet sokakta aranır mı?” bu bizim için bir tercih değil, bir zorunluluk. eğer demokrasi ve hukukun üstünlüğü askıya alınmışsa, eğer insanlar görüşlerini özgürce ifade etmekten korkar hale gelmişse, eğer milletvekilleri parlamento yerine cezaevlerindeyse, mahkemeler adalet dağıtmaktan acizse, o zaman ayağa kalkar ve sözlerimizle, bedenlerimizle sokaklarda adalet ararız.

bu uzun yürüyüşün her bir kilometresi bana yeniden umut verdi. şundan eminim ki, türkiye'de halkımız demokrasiyi yeniden tesis edecek ve ülkeme adalet geri gelecektir.

Sözlük'te İstanbul'da oturan her kim varsa kesinlikle gitmeli.

kılıçdaroğlu'na bu yürüyüşle ilgili laf eden arkadaşlara sormak istediğim sorular var :

1) siz oturduğunuz yerden ülkeyi kurtarıyorsunuz da bizim haberiniz mi yok? Ne hakla yapıyorsunuz onca eleştiriyi?

2) atatürk samsun'a çıktığında 'çok geç çıktı' falan diyen mi vardı? Dünyanın en saçma savunmasını verdiğinizin farkında mısınız acaba?

3) geç olsun güç olmasın sözünün varlığından haberiniz var mı?

Teşekkürler.

Edit : bu kare için teşekkür ederim kemal kılıçdaroğlu.

Yüz binlerce değil milyonlarca insanın katıldığı miting. Ayrıca herkesin hak, hukuk, adalet isteği gayet de var arkadaşım. Bu adam kaç kilometre yürüdü Temmuz sıcağının altında ama yine yattığımız yerden laf etmeye devam ediyoruz anlaşılan. Gülünç.

(bkz: eğleniyor muyuz gençler)

Edit: Chp İzmir örgütünden 2 milyon kişinin daha bu saatte miting alanında olduğu bildiriliyor. Ayrıca şunu da koyalım, çekemeyenler anten taksın ne diyelim.

"memleket nere?"

realistliğin yanında tadından yenmez. yalan söyleme gereği duymadığım için genel halimdir.

dürüst olduğun zaman karşındakinden de dürüstlük beklersin. oysa ki dürüstlük herkesin harcı değildir.

"Semti küçük, sevdası büyük" olan insanların yeridir küçükyalı. İnsanlar rant amacıyla her ne kadar yıkıp yapsalar da bir şeyleri, onlara inat hala gururlu bir şekilde korur çehresini güzel küçükyalı.

Eskiden bir yazlık semti imiş. İsminden anlaşılabileceği üzere yalılarla dolu bir sahil semti. Bu gün minibüs yolu olarak bilinen bağdat caddesinden tutunda atatür caddesine kadar doldurmadır.

Eski haliyle tren istasyonu var idi. Sahiliyle deli nurisiyle balıkçıları ve değişmeyen esnafıyla bir başkadır küçükyalı.. Eski istanbul nostaljisini son istanbul hanımefendi ve beyefendilerini görebileceğiniz nadide semtlerdendir.

dünya üzerindeki tüm yaşamları göz önüne alırsak mutlak doğru kavramı aramak biraz zorlandırır bizi. insanların mantıklı argümanlarla, içinde düşünce pıtırcıkları görebileceğimiz sözcükler sergilediği cümleler ile herhangi bir konuyu enine boyuna gayet rahat tartışabilir. birçok insanın tahammül sınırlarını biraz genişletmesi gerekiyor.

bunun pek çok farklı yolları mevcut. benim değinmek istediğim yol mental olarak geliştirmek olacak. ilk olarak düşünmek ile başlamak gerekiyor, çok küçük bir eylemi bile düşünerek daha iyi hale getirebilirsiniz. diğer evresi sorgulamaktır "neden bunu yapıyorum" diyerek bütün yaptığınız eylemleri sorgulamanız gerekiyor. bu sayede yaptığınız eylemlerin hatalı olup olmadığını öz eleştiri yaparak bulabilirsiniz. elbette size robot olun demiyorum bu eylemlerin bazıları duygularınıza bağlı olarak hatalı olacaktır fakat bu sayede bunu en aza indirebilirsiniz. düşünmek, sorgulamak sayesinde hayata bakış açınız değişecektir. siyaset, din, insan ilişkileri gibi konularda kendinizde farklılıklar göreceksiniz. aslında istemediğiniz şeylere bağlı olduğunuzu fark edeceksiniz. bunlar sizi yavaşlatan unsurlar olarak görünmeye başlayacak. bir örnek verebilirim yaklaşık 7 yıl kadar önce islam dinine bağlı bir insandım fakat sorgulama sonucu bazı konularda görüşümü kapadığını fark ettim ve şimdi daha net görebiliyorum. son olarak bunun bir lanet olduğunu belirtmem gerek ya da iki ucu keskin bir kılıç demek daha doğru olur. görmeye başlamak bir bakıma sizin için iyi olacaktır ancak diğer taraftan eskiden görmediğiniz bazı kötülükler gözünüze çok fazla batmaya başlayacaktır ve bunları değiştirmek için yapabileceğiniz bir şeyin olmadığını fark edeceksiniz. çok köklü sistemler size yanlış gelecek, bunların değişmesini isteyeceksiniz ama insan unsurunu detaylı olarak kattığınızda aslında insanlar için mükemmel sistemin olmadığını anlayacaksınız. çünkü işin içinde insan olduğu sürece mükemmel bir şey olamayacak. her neyse konudan yeterince saptım bu kadarı yeterli diye düşünüyorum.

üzerine düşünebildiğim bütün her şey hakkında tartışabilirim. gözümde bir sınır yoktur.

sevgiliyle yapılacaklar listemde soğanlı lahmacun yemek var swh. of canım lahmacun çekti be.

Evrende ve evrenlerde var olmuş,var olan ve var olacak her şey demektir.Kelime anlamı düzen demektir.
Eski Yunanca da ki kosméō κοσμέω "düzenlemek, çeki düzen vermek, güzelleştirmek"'ten türemiştir.Kaosun tam zıttıdır.

Hastayım bu kafaya...
Ölmüşüm arkadaş. Yüzüme bakanların hakkımda düşündüklerini hissedebilmiş isem ve bu hisler olumlu ise tamamdır. Önemli olan budur.
Ben öldükten sonra bana ne kim ne düşünmüş... Nasılsa bi gün beni tanıyan herkes ölecek ve o zaman hiç doğmamış gibi olucam.
Ha totona pamuğunu koymuş imam, ha başka bişeyini... Ölmüşsün cano ne bilecen ne oluyor burda

Osmanlı devletinin laik olmayıp şeriatla yönetilmesinden, ve şeriat fikri laik insanın düşüncelerine karşı olduğundan garipsenmeyecek durumdur

akılsız insanlara saygı duymam.

taktik değil psikolojik bozukluktur

su içinde aktif yahut pasif harekette bulunan besin zincirinde en alt tabakada olan mikroskobik canlılardır. aktif harekette bulunan zooplankton pasif harekette bulunan fitoplanktondur.

plankton çoğul manadadır. o yüzden planktonlar demek yanlıştır.

yanılmıyorsam tekil olarak plankter deniliyor.

editasyon: bilgi ekleme.

genellikle deniz ve göl sularında bulunabilen ve sadece mikroskopla görülebilen canlı varlıklara denir ve 2'ye ayrılırlar:
- fitoplankton
- zooplankton

Çıkarcılığın dik alasıdır. Şeyh said ile aynı kafayı paylaşanlar sivasta yaktı insanları. Hem şeyh saidi savunup hem de sivas katliamını anmak en hafif tabirle yavşaklıktır.

Edit: bunu eksileyen kişiye sesleniyorum. Kim olduğunu çok iyi biliyorum ve sen de yavşaksın ulan.

Şeriatçı alçak Şeyh Sait ile Pir Sultan'ı aynı cümlede yan yana söylemek, Sivas katliamını anarken o şeriatçı adamın adını anmak gerçek bir alçaklıktır. HDP ilerici bir parti değil Kürt milliyetçisi şeyh sait yolundan giden faşist bir partidir.

Her başlığa atlamayan, söyleyecek bişeyi olduğunda yazan takipte kaldığım bir yazar.

Çok kibar bir insandır bir sorun olduğu anda yazarım kendisine sıkılmadan erinmeden cevap verir
luciferi kendisiyle aldatıyorum swh
(platonik entrikalar hahaha )

sanarsın ki 300 tl olan ayakkabı çok pahalı da bunun lafını yapıyorlar. yahu benim bile ayakkabılarımın fiyatı o kadar. kızdım adama keşke 1000 tl olan ayakkabıdan giyseydi. açlıktan nefesleri kokuyor, kendilerini sömüren adamlara biat ediyorlar bir de gelmiş 300 tl olan ayakkabıya takılıyorlar. gerçekten akepeli kafası müthiş bir şey.

1923-1938 zamanlarıdır.
yıllarca süren bir savaştan çıkıp yokluk içinde tam bağımsız bir ülke kurmuşsun, bir de üstüne muhteşem devrimler yapmışsın, en garibi de ülkenin şu anki olduğu durumdan üretim, ekonomi, huzur anlamında kat ve kat daha refah durumdasın. eğer bir dilek hakkım olsaydı, isteğim o dönemde yaşamak olurdu.

kuzenim dışındaki insanları hayatımdan çıkarırken zorlanmadım, zorlanacağımı da sanmıyorum. En ufak bir yanlış gördüğüm zaman çocukluk arkadaşım dahi olsa fark etmez.

İlk öncelikle benimle ilgili güzel düşünceleri olan herkese teşekkür ederim. Beni beğenmeyenlere de saygı duyuyorum. Lakin Biradelisi arkadaşın ya okuma sorunu var ya da okuduğunu anlamama sorunu var. ''Türkiye'de, Atatürk eşittir laiklik demektir'' sözümü madem düz yazınca anlamıyor bari açıklama yapayım. Asırlardır süren bir hilafeti kaldırıp, dostlarının bile karşına geçtiğini görüp, bütün tepkilere rağmen bu millete laik sistemi getiriyorsan, bu ülkede laiklik, Atatürk demektir. Bakın dikkatinizi çekerim dünyada demiyorum sadece ve sadece Türkiye'den bahsediyorum. Dünyadan bahsediyor olsaydım bu bir cahillik olurdu. Nasıl ki Türkiye denildiğinde akıllara ilk Atatürk gelebiliyorsa, Türkiye'de de laiklik denildiğinde de akıllara Atatürk gelir. Laiklik tüketilmiş, anlamı kalmamış bir sistem olabilir günümüzde. Lakin geçmişimizden geleceğimize onu önemli kılan en büyük etken hilafet gibi köklü bir sistemin kaldırılışı ve yerine yepyeni laiklik getirilişiydi. Bunu başaran ise Atatürk'tü. Umarım artık bahsetmek istediğimi anlamışsındır. Senin anladığın, anlamak istediğin gibi sığ düşünceli biri değilim. Her düşüncemin altında sebepler ve gerçekler yatıyor.

tabii ki futbolcu olurdum. efsane futbol oynarım.

İsmi Alfred olan kargamdır. Kesinlikle kanada veya terörle ilgisi yoktur. İyi aile kargasıdır Alfred. Zeki, çevik ve ahlaklı olup, komutlara cevap vermektedir.

Hakkındaki terör iddialarını buradan ailesi olarak şiddetle yalanlıyorum. Alfred kırmızı bilekliği olan akıllı bir evcilleşmiş kargadır. Sizlerle tanışmak da istemektedir değerleri büyükleri.

isviçre, ingiltere, kanada

Kendi yöntemimden bahsedecek olursam ben uyuyorum. Yani fazla sakin bir kişiliğe sahip olduğum için sinirlenmem çok zordur, kontrol ederim. Eğer edemeyecek durumda olduğumu hissedersem çok uzun süre uyurum. (rekorum 18 saat) ne kendime ne çevreme zarar veririm.

Aslında komiktir çünkü inanmadığı şeyleri suçlayarak çelişkiye düştüklerinin farkında değillerdir. "Yokluğunu kanıtla!1!1!" Diyen müslümanlara "yok olan şeyin yokluğu kanıtlanmaz." Cevabını verip olmadığını düşündükleri şeyi suçlamaları,kızmaları gülünç duruma düşürüyor.

Kadınım ve umrumda değil. Kadınlar için faydalı bir şey yapacaksak özgürlük mücadelesine dahil olmak, cinayet ve tecavüzlerin önüne geçmek olmalı bunlar. Birine bayan dediği için saldırmak değildir kadın haklarını savunmak. Bana bayan diyebilirsin ama gelip "sen kadınsın yapamazsın" diyemezsin.

Edit:cümle ekleme.

"Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan biçim ve kılıkta başarıdan çok; ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır! Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacağı aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak ışıkla, bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım."

Sorunsal kelimesinin sözlük anlamı sorun özelliği taşıyan, sorun ele alan ve çözümü belli olmayandır. Yani başlık kendisini açıklamıştır.

Evrene bakış açısının farklı olmasıdır. Evrimcilik ve yaratılışçılık taraflarını seçmek gibi, bakış açı farklılığını da sert şekilde eleştirmemeliyiz diye düşünüyorum. Burada ateistleri yüceltip dindarları gömmek doğru değildir ancak belli bir konu üzerinde yoğunlaşılarak değerlendirilebilir ve eleştirilebilir, bu şekilde fazla yüzeysel kalıyor.

Ben kendisini takdir ediyorum efendim. Aynı istikrarı bizim dincilerden de bekliyorum. Balığın midesine girip 40 gün kalmakla başlayabilirler.

Zeka seviyesi koyunlukla sınırlı kalmayan toplumlar için uygundur diye düşündüğüm yönetim şekli. Türkiye'nin günümüzdeki durumu için zararlıdır. Bunun canlı örneklerini yaşıyoruz ve sonuçlarının zararını hepimiz çekiyoruz.

Düşünebilen hayvanlardır.

Birinin bana karşılıksız bir milyon dolar vereceğine inanmak.

Ruhsallık haricinde bilimsel olarak da sarılmak iyi hissettirir. Sadece sarılmak değil insan vücuduna dokunmak bazı sinirleri uyarır ve beyinde ciddi endorfin cevabı alınır.-apeler ve maymunlarda olduğu gibi- dokunmanın bir versiyonu olan sarılmak da aslında primat tımarlamasının insan formundaki halidir. Endorfinler psikolojik ve fiziksel acının dindirilmesini sağlar. Böylelikle birine sarıldığımızda çok daha iyi hissederiz.

Bugünün dini yarının mitolojisidir.

Ateist olmasam da kutsallıkla ilgili hiçbir şeyle alakam olmayacağı için cevaplayabileceğimi düşündüm. Konuya gelirsek, saygı kutsallığa değil insanlara karşı olabilir. Tabii bu da bir zorunluluk değildir saygı duymak istemeyen yine duymayabilir başkalarının bireysel özgürlüğünü kısıtlamadığı sürece.

"Sorgusuz sualsiz biat etmeyen ilerici bir gençlik seni ne yapsın?" Dedirten ironik durumdur.

Olmaması gereken bölümdür. Sonradan sildirmek yerine 18 yaşında dine mensup olmak isteyen bireylerin gidip yazdırması daha mantıklıdır. Yeni doğan bebeğin dini olmaz, bu bir dayatmadır.

Maymunla ortak bir ataya sahipliğimiz vardır. Aslına inince balık ve suya kadar gider. Kimsenin katılmadığını söyleyebileceği bir şey değildir. Bilimin dinle temel farklarından biri "ben kabul etmiyorum." tarzı söylemlerde bulunulsa da nesnel olduğu gerçeğidir.

Olgun aklı başında bireylerin kıskançlıkla işi olmaz. Sevgiliniz sizi kıskanıyorsa güvenmiyordur basit mantık.