confessions

erdalbakkal

Bira  · 24 Mayıs 2017 Çarşamba

  1. toplam giri 76
  2. takipçi 12
  3. puan 1270

bir ilişki nasıl olmalıdır birinci manifesto

yoo
1. Bir ilişki ilişmekle yetinmemelidir. Kıyıya, köşeye, ucuna veya kenarına oturmakla, oturuyormuş gibi yapmakla gemi yürütülmez. Üzerine oturulacak şey süngü bile olsa, tam anlamıyla oturmak şarttır.

2. Islak olmayan bir ilişki düşünülemez.

3. Aslında ilişki diye birşey yoktur; herşey palavradır. İki insan ancak birbirlerine ilişmedikleri sürece birbirlerini yaşatabilir. Birlikte değişim bir Ortaçağ yalanıdır.

4. Olmuyorsa olmuyor kuralı: kelek kavuna şeker serpmek kadar anlamsız bir hareket daha bulunabilir, ama bu zor olacaktır.

5. Herkesin kavun yerine ayva yemeye hakkı vardır.

6. Duvar çentiklerinin gölgesinin derin olacağı unutulmamalıdır.

7. Söylenmeyen söz ağırlaşır.

8. Herkesin kendine ait bir karanlığı olması gerektiği, tartışılmaz bir gerçektir.

9. Bir ilişkide gerçek diye birşey yoktur. Dolayısıyla kaç kilo ettiği bilinemez.

10. Avukatlar ve polisler, sevgiyi mülkiyet kanunlarının hükmüne sokmakta başarısızlığa uğramaya mahkumdur.

11. Bedenlerin birbirine alışması söz konusudur. Bu, beyinler içinde geçerlidir. Bu konuyla küçük mavi cinler ilgilenecektir.

12. Acı çektirme sanatı gün geçtikçe ilerlemektedir. Her ilişkinin amacı, bu sanatı kusursuzluğa ulaştırmak için çabalamaktır.

13. Her insanınduvarları vardır. Her duvarın gedikleri vardır. İlişkide dürüstlük, insanların birbirlerine verdiği ve bu gedikleri gösteren haritaların doğruluk derecesiyle orantılıdır. Orantı sabiti 1.7'dir.

14. Duvarlara işemeyiniz.

15. Her insanın paspas olmaktan sıkılmaya hakkı vardır.

16. Beklemek erdemdeğil, çaresizliktir.

17. İnsan temelde yalnızdır. Üst katlar için kesin birşey söylenemez.

18. Yalnızlık paylaşılmaz. Paylaşılırsa raconu kalmaz.

19. Erken kalkanın kahvaltıyı hazırlaması, uzun vadede bir ütopyadan ibarettir.

20. In the long run we are all alive.

21. İnsan tek başına da sıkılabiliyorsa bu becerisini geliştirmelidir.

22. Aslında ilişki diye birşey vardır. Herşeyin palavra olması hiçbir şeyi değiştirmez. Aşk her ilişkide bir olasılıktır. Yaşam da her ilişkide bir olasılıktır. Dolayısıyla aşkın ne olduğu bilinmemekle birlikte yaşam aşktır. Bu madde, 3. maddeyle çelişmez.

23. Diğerinin bokunu temizlemek, aşkın varlığını kanıtlamaz. Diğerinin aşkını temizlemek, bokun varlığını kanıtlar.

24. Metal yorgunluğu, uzun süre sıkılı kalan bir vidanın ya da bükülü duran bir levhanın yorulup kırılması gibi birşeydir. Aynı paralelde ilişki yorgunluğundan söz edilebilir.

25. İlişki, il-İŞ-ki değildir. Fazla mesai ücrete tabi değildir. Görev bilincinizi götünüze sokunuz.

26. İlişkilerde eşzamanlılık olanaksızdır. Herkesin zamanı kendine göre işler.Ortada tek bir dağın olması, değişik açılardan bakıldığında değişik şeylerin görüldüğü gerçeğini değiştirmez.

27. Rüyalar, anılar kadar önemlidir. Tabiri caizdir.

28. Herkes kendi efsanesini kurmak ve yaşatmakla yükümlüdür. Ancak bireysel efsaneler var olduğunda ortak bir efsane oluşturulabilir. 29. Dil, iletişim kurmak için başvurulacak son araçlardan biri olmalıdır. Bir elişki gibi görünse de konuşmak şarttır. Bu, koklaşmanın ve telepatinin önemini hiçbir şekilde yadsımaz.

30. Yolların uzun ve ince olması, üzerlerinde gündüz-gece gidilmesini gerektirmez.

31. Her sonunun nasıl olacağı en başından bellidir.

32. Eğer bir ilişkinin bitmesi mümkünse bitecektir.

33. Bunun birinci manifesto olması, ikinci bir manifestonun olmayacağı anlamına gelmez.

(bkz:cem akaş)
(bkz:7)

poğaça

poncikobella
Mayalı ya da mayasız yapılabilen bir hamur işi.

İlk seferde iyisini tutturabilenle ben bile evlenirim! Bile.

Evet, poğaçanın ne olduğunu hepimiz biliyoruz ama ne olmadığını da öğrenelim mi hadi hep birlikte?

- poaça
- puaça
- poça
- puça
- pooça
- boğaça
- boça

wolfgang amadeus mozart

dokuzkoydenkovulanadam
Klasik Batı Müziği'nin, en üretken ve en etkili bestekârlarından biridir. Yapıtları, senfonileri, konçertoları, oda orkestralarını, piyanoyu, operayı ve korolu müzikleri etkilemiştir. 35 yıllık ömrüne 626 eser sığdırmıştır. Mozart, Avrupalı bestekârların en popülerlerindendir ve birçok eseri standart konser repertuarlarında kullanılır. Günümüzde müzik tarihinin en büyük dehalarından biri olarak kabul görmüştür.

Doğum tarihi: 27 Ocak 1756, Getreidegasse, Salzburg, Avusturya
Ölüm tarihi ve yeri: 5 Aralık 1791, Viyana, Avusturya

Makinelitüfek
Bahsedeceğim şey iki hidrojenle bir oksijen atomundan oluşan, doğal sıcaklıkta sıvı durumunda bulunan, renksiz, kokusuz ve tatsız madde anlamına gelen ''su'' değil yani yazım yanlışı yapmadım.
Kadim Türkçemizde sü'nün esas anlamı asker olmakla birlikte, ''su'' kelimesinin özünde ordu anlamını taşıdığını söyleyenler de vardır.
Bugün subay kelimesi bildiğiniz üzere eski ''subaşı'' teriminden gelmedir. Orduyu komuta eden kişilere verilen ünvandır.
Buradan yola çıkarak ''su uyur düşman uyumaz'' atasözümüzün de düşmanın durmaksızın akan sudan bile daha uyanık ve tetikte olduğu anlamında kullanılmadığını tahmin edebilirsiniz.
Şahsen su ve sü kelimelerinin bir olduğu kanaatindeyim, iki önermeyi de mantıklı buluyorum ve anlamları zaten oldukça yakın.
2

marlo

gazoz
adı marlo hoogstraten olan hollanda'li trance dj ve produktoru.

armada ile çalışmakta olup efsane parçalar üreten kendisini hayranlıkla dinlemenizi tavsiye ediyorum .
buraya 1-2 parçasını bırakıyorum .
edit : hadi bitane de set bırakayım editi.




başka sözlükten buraya gelmek

gece
gerçekleştirmiş olduğum ama aynı zamanda tedirgin oldugum eylem.
4 yıllık üyeğimi bırakıp gelmemin nedeni sözlüğün hitap ettiği kitledir. Laik sözlük demek laik yazarlar demek türkiye de yobazlık, laiklik düşmanlığı bu kadar artmışken aynı fikirde olan insanların toplanacağı bir ortam olması gerektiğini düşünürdüm bu sırada sözlüğü hocamdan duydum ve geldim.
Tedirgin olmamın nedeni ise acaba ilerde burada da troller saçma tipler toplanacak mı ? adminler buna karşı nasıl bir önlem alacak merak ediyorum.
ayrıca adminlerden biri okuyorsa tavsiyem alımları kapatmak ve sözlüğe sadece davet ile alım yapmak zaten e-posta ile davet atabiliyoruz alımlar sadece o şekilde olursa kitle hep aynı kalır.
1

kokain

gazoz
bilinenin aksine uyusturucu degil uyaricidir. beyinde sigaranin vurdugu noktalari vurur, etki mekanizmasi da sigaraya benzer. temel etkisini dopamin salgilayan hucreler uzerinde gosterir, serotonin hucrelerini de vurmasi ile kucuk capta mutluluk yaratir. bagimliligi burdan gelir, ayni nikotin gibi.
etkisi cok yikicidir, uzun sureli kullanimda hafiza kaybi, konusma bozuklugu ve dopamin yikimina bagli uzuv kontrolsuzlugu (elde titreme ve ivir kivir..) yapabilir. cok tehlikelidir, ustelik de gerkesiz pahalidir. 10-15 dakikada karaciger tarafindan yikildigi icin tekrarli kullanim gerektirir, gene ayni sigara gibi. kullanmayın
kullanan bir ünlüden alıntı;
''kokain tanrının size ''fazla para kazanıyorsun'' demesidir''
4

laik sözlükte format dışı yazarlar atılsın

gazoz
Bakın beyler olay büyük ona göre yılanın başını eziceksin küçükken. Burda birtakım olaylar yapıp , olayları büyütüp sağda-solda , vay efendim şöyle-böyle demek için bişeyler yapıyorlar. Bunları izin vermeyin. Bu kişilere itimat etmeyin.
( açıklama: bu yazmış olduğum yazıda herhangi kişi veya kurumla herhangi alay içerikli,dalga geçici bir niyet yoktur. Tamamen kişisel kendi zevklerim için yazılmış bişeydir.)
Konuya dönecek olursak , yani ciddileşecek. (Yazar kişisi bundan sonra gerçekten konu hakkındaki görüşlerini ciddi bir biçimde beyan edecektir.)
Çok boş başlıklar var, üye olan herkes hemen yazar olmak için saldırıyor. Müzdaribiz bu konuda yıldırım bey.

gerici düşünceleri karşı görüşfikir olarak algılamak

jakoben
dünya görüşünü bir çerçeveye oturtamayan genelde sosyalizm bayrağı taşıyan ancak liberal olduğundan habersiz büyük kentin plaza insanlarıdır.plazadan kastım gözleri kapitalist düzende birbirini ezmekle bile olsa yukarı hedefinden vazgeçmeyen kitle ancak bunlarla gerici olan bütün her şeyi tartışabiliyorsunuz buna izin veriyorlar.gerici düşüncenin en büyük gerçekliği insanlık tarihidir.bu tür düşüncelere gerici denmesinin sebebi zamanında uygulandığı toplumlarda kaçınılmaz değişimlere uğramasından gelir.çomarlara heceleyeyim topluma dikte edilmiş olan bakış açısı daha önce felaket derecede sıçmış ve üstüne yenileri eklenmiştir.günümüz dünyasında gerici düşünceyi empoze etmek bir nevi geçmişte yaşamış insanların tecrübelerine hakarettir.hatta ''bokun içinde siz soluk alamadınız bırakın biz deneyelim'' demektir.değişime uğraması kaçınılmazdır.uygulanmaya çalışılan toplumlarda sadece zaman aşımıdır.öyle ya da böyle genellikle büyük bedeller ödeyerek yine siktir edilir toplum tarafından.gerici düşünceyi uygulamak isteyen her kimse ya da kimseler bilin ki gerici değildir.birey çıkarını önde tutan kapitalisttir.o kadar. t*ayyip e sorun yemişim allahını kitabı ver is my ayakkabı kutusu or gemicik diyecektir.neyse velhasıl karşıt düşünce değildir. karşıt düşünce savunan iki insan arası tartışmaların tek sebebi ''benim düşüncem seninkinden daha ilerisini görüyor''dur.yani daha ileriyi gördüğü iddia edilen düşünceler karşıttır.geri ileriyi iddia etmez dolayısıyla karşıt değil geridir.kabul edilmemeli kale alınmamalıdır.bol bol taşak geçilmeli aşağılanmalı toplum tarafından ezilmelidir.

kadın bedeni üzerinden prim yapan yazarlar sözlüğe girmesin kampanyası

luthien tinuviel
Her gün mutlaka bir tane sivri zekalı arkadaşımız tarafından açılan (tek bir kişi değil zannımca tek bir zihniyetin ürünü bunlar) leş gibi cinsiyetçilik, aşağılama, dışlama yapıp 'ya şaka yapıyoruz' tarzı savunmalardan -gördüğüm üzere- sözlüğün kadınları olarak şikayetimizi anlatmak istediğim başlık. Arkadaşım size ne bizim vajinamızdan akan kandan? Size ne bizim boynumuzdan vs vs bunlar çoğaltılabilir biliyorsunuz, görüyorsunuz. Bi durun lan artık bi durun.

steinbeckten oğluna mektup

heather
10 Kasım 1958

Sevgili Thom,
Bu sabah mektubunu aldık. Mektubuna kendi bakış açımdan cevap vereceğim, Elaine de kendi bakış açısından.
İlk olarak, eğer âşıksan bu iyi bir şeydir, hatta bir insanın başına gelecek en iyi şeydir. Sakın bunu küçümsemelerine izin verme.
İkincisi, aşkın çok çeşidi vardır. Biri bencil, cimri, açgözlü, egoist ve aşkı kendini beğenmek için kullanır. Bu aşkın, çirkin ve “kötü” çeşididir. Diğeri, senin içindeki iyi olan her şeyi dışa vurmanı sağlar. İyilik, itibar ve saygı. Sadece toplumsal saygı meselesi değil, bir başkasını eşsiz ve değerli görebilmeni sağlayan o daha yüce saygıyı da.
İlk çeşidi, seni hasta, küçük ve zayıf yapabilir, ikincisi seni güçlendirir, sahip olduğunu bilmediğin cesareti, iyiliği ve bilgeliği ortaya çıkarmanı sağlayabilir.
Bunun gelip geçici bir gençlik aşkı olmadığını söylüyorsun. Eğer bu kadar yoğun duygular hissediyorsan elbette gençlik aşkı değildir.
Fakat benden sana neler hissettiğini söylememi istemiyorsun diye düşünüyorum. Hissettiklerini, sen herkesten daha iyi biliyorsun. Sana bu konuda ne yapman gerektiğiyle ilgili yardımcı olmamı istiyorsun; bunu yapabilirim.
Öncelikle sonuna kadar hissettiklerinin tadını çıkar, müteşekkir ol ve şükran duy.
Aşkın amacı, en iyi ve en güzel amaçtır. Ona ulaşmaya çalış.
Eğer birine âşıksan o kişiye açılmakta bir tehlike yoktur; yalnızca bazı insanların çok çekingen olabileceğini unutmamalısın, bazen ilan-ı aşk ederken bu çekingenliği göz önünde bulundurmak gerekir.
Kızlar senin ne hissettiğini bilmek gibi bir özelliğe sahiplerdir ama yine de hissettiklerini duymak isterler.
Bazen hislerine bazı sebepler dolayısıyla karşılık alamazsın; ama bu hissettiklerinin değerini ya da güzelliğini azaltmaz.
Son olarak, senin ne hissettiğini biliyorum, çünkü ben de aynı şeyleri hissediyorum; sen de böyle hissettiğin için memnunum.
Susan'la tanışmayı çok isteriz. Bu görüşmenin planlarını Elaine yapacak, çünkü bu onun uzmanlık alanı; çok da memnun olacaktır. O da aşkı biliyor, belki sana benden daha fazla yardımcı bile olabilir.
Ve sakın kaybetmekten korkma. Eğer doğruysa devam edecektir. Acele etme yeter. İyi şeyler asla elden kaçmaz.
Sevgiler,

Baban

ilk bakış

prometheus
Çocukluğumun birlikte geçtiği kız mahallemizden taşınmış yıllarca görmemiştim. Sosyal medya hesabı üzerinden bir karşılaşma ve mesajlaşma durumlarından sonra hala çocukluğumda olan heyecanımla kıza buluşma teklif ettim. O da kabul etti. Soğuk kış zamanları ve gripten kırılıyorum. Yoğun burun akıntısı - ki beş kg falan bir burnum vardır- ile bulusacagimiz durakta kızı bekliyorum. Burnumun yine çok aktığı bir sırada durağın arkasına geçeyim de ne var ne yok bakkaldan 50 kuruşa aldığım peçeteye boşaltayim dedim tam insanlıktan çıkmış vaziyette burnumu temizliyorken (öyle böyle değil bildiğin beynimi akitacagim mendile) kızın az öteden bana doğru gülerek geldiğini gördüm o utançla "hay amk yeaaa" diyerekten kıza bir sarıldım ki... O saniye aşık olduğumu anladım. Onun o sevecen şekilde bana bakışı hiç unutmayacağım bir şey. O an paha biçilemez... Birlikte olduğumuz süre boyunca zaman zaman o an üzerine gülüp gülüp şakalaşırdik. Harbiden ya ne oldu o kıza?
(bkz:eski sevgiliyi özlemek)

neil degrasse tyson

laiksavar
evrim ağacı tarafından bir etkinlik kapsamında türkiye'ye çağrılıp, gelmek için 70 bin dolar civarı bir para teklif etmiştir. Richard Dawkins ise 27 bin dolar civarı para istemişti. gelmesi, kalması, konaklaması, gezmesi ve bunların yüksek güvenlikte sağlaması için çok para lazım. isterse hiç para istemeden de gelemez miydi? gelirdi, fakat bilim de bir yere kadar. ekranlarda, medyada vs. bilimi yayma çabası hep gözümüzün önünde ama arka planda farklı şeyler de var.
1

gerçek haberler

gece
Sözlüğün böyle bir başlığa ihtiyacı olduğunu düşündüğüm için açtım. güvenilir tek haber kaynağı yokken yazarlar şahit oldukları ya da gerçekliğinden emin oldukları haberleri girebilir böylelikle yanlı medya kaynakları yerine buradan gerçek haberleri okuyabiliriz.

ölüm

lucifer
insanoğlunun ebedi düşmanıdır, yaşadığımız dünya için bir tedavi olarak gördüğüm ancak insan olduğum için kendime düşman edindiğim aynı zamanda nadir korktuğum gerçeklerden birisidir. üzerine fazla kafa yormak egonu yavaş yavaş yok ederek ne kadar aciz bir varlık olduğunun farkına vardırır. fakat aynı zamanda anlamsız şeylere boşa vakit harcamana engel olur.

sol cenahın bilmediği konularda atıp tutması

erdalbakkal
soluk yüzlü kardeşim
malesef ki hükümetimiz ülkeyi kalkındırmıyor.
sana bir kaç sorum olacak madem refah düzeliyor
neden bu kadar çok vergi ödüyoruz yani 10000 dolarlık otomobil niye ülkemizde 70 000 tl
Doğalgazdan hala neden elektrik yapıyoruz
neden bütün yollar köprüler hala paralı zaten benim paramla yapmadıkmı madem benim paramla yapmıyorsun benim paralarım nerde ulan ?
paramın yerinide biliyorum broşürlerde benim param tv reklamlarında bilboard larda benim paramla hizmet yerine propaganda yapılıyor çünkü
üretim olmadan refah seviyesi yükselmez yol yaparak dolar düşmez malesef
berbat bi hukumet demiyorum berbatında ötesinde diyorum
Devletin açtığı ihaleler yol olur baraj olur gölet olur bu ihaleleri kimler alabiliyor biliyormusun
Hatta ihaleleri alanların işleri taşeronlara devredip elini bile sürmeden taşerondan fazla kazandığını biliyormusun.
Bakınız olay türklük - müslümanlık falan değil olay para sadece para
lütfen gözlerinizi açınız benim bilgim bana yeter diyip sol cenahı ötekileştirmeyin
onlarda en az sizin kadar yaşam standartlarınızın düzelmesini istiyor.
evi olsun arabası olsun eşi cocukları olsun istiyor.
ülkeyi düzelteceksek sağ - sol diye düzeltemeyiz bir olarak düzeltebiliriz.
Bunuda bu yozlaşmış liderlerle yapabileceğimizi düşünmüyorum

yapılması haz veren eylemler

rigmo
hayatı biraz daha güzelleştiren eylemlerdir. benim için;
-son sınava girmek
-arkadaşlarla içip muhabbet etmek(çayda olur)
-soğuk bira içmek
-kürk mantolu madonna ve kahve ikilisini instagram'dan paylaşmak(swh)
-çay kahve eşliğinde keyif yapmak
-motor kullanmak
-yönetmen koltuğu ile moda 2 de biramı yudumlarken kitap okumak(daha yönetmen koltuğu ile yapamadığım eylem ama eminim mükemmel bir haz alacağım)
2

geceye bir anı bırak

h0ju
Öğrenim Kredisinin iki ay önce kesileceğini​ duyduğum andan beri krediye göre yaptığım borçların nasıl ödeyeceğimi düşünmekteyim.sacma sapan bir uygulama yapan KYK yi arayıp sizin yapacağınız işi s*keyim dedim adam güldü. Bu da böyle bir anım

göbeği açık kıyafet giyen kızlar

prometheus
Kendine dert edecek başka bir şeyi olmayan yazarın açtığı başlık.

Kimin Ne giydiginin sorun edildiği toplumlar bir miktar bilim, insanlık, eğitime önem verseydi şayet şüphesiz ki daha güzel bir insan profili ile karşılaşırdik. Ama ne yazık ki kadının giydiği göbeği açık elbise işsiz milyonlarca insandan, açlıktan ölen insanlardan, yanibasimizda cihatçı çetelerin katliamlarından daha önemli...

redhack

secularist
'Hacker team'lerin arasında en iyisi RedHack'tir. Devlete çalışıp para karşılığıyla iş yapan 'ay yıldız team' gibi değil. Redhack gerçekten halkı için bir şeyler yapan hacker'lardır.

Redhack'in kurucusu, 'Şirin Baba' kullanıcı adlı hacker, kendilerini terör örgütü ile bağlantılı olmakla suçlayan eski hacker Tamer Şahin'e tepki gösterdi. Terör örgütü ile hiçbir bağlantılarının bulunmadığı belirten Redhack sözcüsü, sosyalist olmalarının PKK'lı oldukları anlamına gelmemesi gerektiğini söyledi. Şahin'in de yakın zamana kadar kendileriyle bağlantı halinde olduğunu öne süren sözcü, “Kendisi para kazanma peşinde, biz halk için çaba harcıyoruz” diye konuştu.

Bir kaç icraatı;
*titrek beratın geçtiğimiz yıllarda ramazan ayında sipariş verdiği şeyi ortaya cıkarmıslardı.

*ODTÜ olaylarını protesto etmek için YÖK'ün internet sitesini hacklediler üniversiteye ait binlerce belgeyi ele geçirdi. Sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki hesapları üzerinde paylaştıkları belgelerden biri de Fırat Üniversitesi'ne ait. Ele geçirilen belgelerin birinde, üniversite harçlarının yatırıldığı bankadan alınan promosyon ile 480 bin TL'lik bir otomobilin alındığı bilgisi yer alıyor. Konu ile ilgili mevcut rektör, YÖK'e gönderdiği yazıda bir önceki rektör hakkında soruşturma açılmasını istiyor.

- Daha niceleri var ama metni uzatmak istemiyorum..

Redhack'in kurucusunun muhteşem konuşması ile bitirelim.
Bizlere karşı siber ordu kuruyorlar. MGK bünyesinde Siber Güvenlik Kurulu kuruldu. MGK gündemine alınmışız. Geçen aylarda bir TÜBİTAK yetkilisi, “RedHack'i yakalamak için FBI ile anlaştıklarını” açıkladı. Aynı şeyi uluslararası DEFCON konferansında FBI yetkilisi de söyledi... Bizi yakalamak için Interpol'e iki defa başvuru yapılmış... Bu derece ciddi bir sorun görmelerinin nedeni sadece hack yapmamız mı? Hiç sanmıyoruz. Asıl olay, “devlet imajını” hacklememiz. Biz onların 'dokunulabilir' olduğunu gösterdik. Açıkçası mouse ve klavyelerimizden başka kaybedecek birşeyimiz yok. Biz bir avuç dürüst insanız.

(entry düzenlendi)

atatürk ve din

jamiryo
twitter'da; con sınov (@10uncukoylu) hesap sahibi sevgili arkadaşımızın bu etkileyici ve bilgili verici twiterini; sözlüğe ve "ilgili" ziyaretçilerine faydalı olacağını düşündüğüm için düzenleyerek makale şeklinde yazıyorum.

hepinizin okumasını ve paylaşmasını ayrıca rica edeceğim. teşekkürler...

@10uncukoylu
Atatürk ve annesine atılan iftiraların dışında, bir de Atatürk'ün binlerce hocayı astırdığı, dine karşı mücadele ettiği söylenir.
Bir sürü soru soruluyor. Atatürk dine karşıymış, şapka kanunu çıkarmış, hocalar asılmış. Hamidiye Rize'yi bombalamış. Gelin, anlatayım.

Fatih Sultan Mehmet'in 1453'te fethettiği İstanbul, 1918'de İngiliz ve Fransızlar tarafından işgal edildi. İşgale kimse direnmedi.

Fransız komutan Franchet D'esperey İstanbul'a Fatih'in girdiği kapıdan girerek, gövde gösterisi yaptı. İşgalcilere tek kurşun sıkılmadı.


Osmanlı Devleti işgale karşı direnmeyince, bir grup subay Anadolu'ya geçerek milleti örgütledi ve direniş kararı aldı.


Devlet, bu direnişi destekleyeceği yerde, lanetledi. Direnişin lideri Mustafa Kemal hakkında idam kararı aldı.
türkçesi:

sanrım dönemin el yazısı:


Şeyhülislam Dürrizade Abdullah, direnişe katılanları Halife'ye isyan etmekle suçladı. Bu kimselerin din düşmanı olduğuna fetva verdi.
görsel 1:

görsel 2:


Şeyhülislama bağlı bir çok sözde şeyh İngiliz desteğiyle Anadolu'ya geçerek direnişe geçen Anadolu halkını caydırmaya çalıştı.
Durumu öğrenen gerçek din adamları, Ankara'ya koştu. Rıfat Börekçi ve beraberindeki 153 din adamı, Ankara Fetvası'nı yayınladı.

Ankara Fetvası'nı yayınlayan hocalar, düşmana direnmeyi bir din görevi olan ilan etti. Fetva baskın geldi. Direnişe katılım arttı.


Şeyhülislam direnenleri dinden kovarken Libya'dan gelen Şeyh Sunusi güneydoğuya geçip, halkı ayaklanmaya teşvik etti. Ruhu şad olsun.
şeyh sunusi görsel 1:


şeyh sunusi görsel 2:


Gerçek alim ve hocalar, düşmana direnen Mustafa Kemal ve arkadaşlarıyla kader birliği yapmıştır. El üstünde tutulmuşlardır.
gerçek din alimleri görsel 1:


gerçek din alimleri görsel 2:


Mustafa Kemal sözde hoca geçinen takımın savaş esnasında halkı nasıl kandırdığını, düşmanla iş birliği yaptığını çok iyi görmüştür.

| Şimdi bir anlığına durun ve düşünün: 15 Temmuz'da bir takım hocalar çıkıp "Fethullah hocaya karşı sokağa inmek din düşmanlığıdır" dese?
| 15 Temmuz gecesi bazı hocalar Tanklara karşı durmak, dine karşı durmak gibidir, darbeye direnenlerin katli vaciptir diye fetvalar verse?
| Bir takım hocalar 15 Temmuz gecesi çıkıp, darbeye destek vermek İslami görevdir diye açıklamalar yapsa ne hissedilir? İnanacak mıydık?
| Böyle bir durum yaşansa, darbe bastırılınca, bu hocaların okulları, şirketleri kapatılmaz mıydı? Bu hocalar hapsedilmez miydi?
| Bugün Gülen'in idamını isteyenler, geçmişte Mustafa Kemal'in İngilizlerle iş birliği yapan bu sözde hocaları idam etmesine neden karşı?

Mustafa Kemal savaş bitince halkı kandıran, halkı sömüren bu üfürükçü, falcı, büyücü ve şeyh geçinenleri bitirmek için harekete geçti.
Bu sözde hoca geçinenler, askerden muaf tutuluyordu. Önce bu muafiyet kaldırıldı. Bu kimselerin kendi okulları vardı. Hepsi kapatıldı.
Bu sözde hocaların din eğitimi vermesi, köylerde hocalık yapmaları yasaklandı. Tehvid-i Tedrisat yasası ile eğitimde birlik sağlandı.
Bu yasa ile sadece sözde hocaların medreseleri değil, Anadolu'da faaliyet güden 150'yi aşkın AMERİKAN MİSYONER OKULU KAPATILMIŞTIR.


American Board of Missions yetkilisi H.O. Dwight'ın 1895 tarihli raporuna göre, Osmanlı topraklarında 435 okul bulunuyor.
Bu 435 okulda toplam 19795 öğrenci yetişiyor. Bu okullar Osmanlı idaresi denetimi dışındadır. Ve CUMHURİYET DÖNEMİNDE HEPSİ KAPATILDI.

Adı Thomas Davidson Christie... 1877'de Anadolu'ya gönderildi. Adana, Maraş'ta ders verdi. Ama asıl mesleği, casusluktu.
Osmanlı'yı bölmek için gizli faaliyet güden bu misyoner okulları, ATATÜRK tarafından kapatılmıştır. Bu İslam'a karşı mücadele midir?

Bu misyoner okullarının Anadolu'daki dağılımını gösteren haritaya iyi bakın. Kayseri, Sivas, Tokat, Bursa.. Her yerde misyoner okulları.


Misyoner okulları 40. yılını kutlama için piknik düzenliyor. Yer Merzifon. Anadolu'nun bağrı. Bunları temizleyenler mi İslam düşmanı?


Sene 1900-1903... İlk fotoğraf Adana misyoner okulu, ikincisi Merzifon... Cumhuriyet geldi ve tümünü ortadan kaldı. Hepsi devletin oldu.
adana:


merzifon:


Bir yandan Anadolu'da hristiyanlığı yaymaya çalışan bu misyoner okulları öte yandan, din tüccarlarının tezgahları tek tek kapatıldı.
Devlet, bu din tüccarları ve üfürükçülerin gizliden gizliye faaliyet gütmesini önlemek bazı kararlar aldı. En önemlisi, kıyafet devrimi.
2 Eylül 1925'te alınan bir kararla devlete bağlı din görevlileri dışındaki kimselerin sarık ve cübbe giymeleri yasaklandı.
Zira tüm güçleri budanan bu sahte hocalar, sarık ve fesi giyip köy köy dolanıp ahaliye yalan yanlış bir sürü şey anlatmıştır.
Cumhuriyete şirk, kızların okumasına zina diyen bu bağnazları engellemek için cübbe ve sarık giymeleri de yasaklanınca isyana kalktılar.
İsyana bahane olarak, Şapka Kanununu bahane ettiler. Oysa şapka giymek, devlet memurlarına zorunlu hale gelmiştir. Cezası idam değildir.


Bugün nasıl devlet memurları, Hırvat icadı olan kravatı takmak zorundaysa, o dönemde devlet memurları şapka takmak zorundaydı.
Hal böyle olmasına rağmen tekkeleri kapatılan, cübbe giymeleri yasaklanan bu sözde hocalar olayı çarpıtıp halkı ayaklandırmaya çalıştı.
Erzurum, Kayseri, Sivas, Maraş ve Rize'de devlet karşıtı isyanlar tertiplendi. Bu ufak isyanlar bastırıldı ve ele başları idam edildi.
Erzurum'da 13, Kayseri'de 5, Sivas'ta 2, Rize'de 8, Maraş'ta 5 kişi idam edildi. İdam edilenler, işte bu sözde hocaların ele başlarıdır.
Mustafa Kemal Atatürk, hiçbir zaman halktan kaçan, halkın huzuruna çıkmaktan çekinen biri değildi. Rize'ye gitme kararı aldı.
Zira Rize'de isyan edenler karakol basmış, bir askeri idam etmeye kalkmıştı. Bu açıkça devlete isyandı ve cezası belliydi.
Yine bu kimseler Atatürk yaralandı, İnönü öldü, dindar paşalar devleti ele geçirdi diyerek halkı isyana teşvik etmişlerdir.
Bunun üzerine devlet, kendisine isyan edenlere cevap olarak Hamidiye Kruvazörü'nü Rize'ye göndermiş ve top atışı yapılmıştır.
Bu top atışları, devletin isyan edenlere vermiş olduğu bir mesajdı. Nitekim mesaj alındı. Bir daha kimse isyana yeltenemedi.
Fakat bu sözde hocalar durdu mu? Hayır. Bu kez de, idam edilenlerin şapka takmadığı için idam edildikleri yalanları uyduruldu.


Oysa kanuna göre şapka takmak zorunlu bile değildir. Zorunluluk şudur: Kafaya şapka dışında bir şey takılamaz.
Şapka kanununa göre devlet memuru olmayanlar şapkasız dolaşma haklarına sahiptir. Ama şapkadan başka mesela fes takılması yasaklanmıştır.
Bu yasağa uymamanın cezası idam değildir. Böyle bir kanun maddesi yoktur. İdam edilenler, "isyan ettikleri" için asılmıştır.
İdam edilenlerin sayısı 100.000 değil, 33'tür. 100.000 kişinin asıldığına ilişkin tek kayıt bile yoktur. Bunlar tamamiyle uydurmadır.
Bu uydurmaların tamamı, Milli Mücadele'ye muhalefet yapmış, Dürrizade Fetvası'na iman etmiş sahte ve sözde hocalara aittir.

Dileyenler 15 yıl boyunca Mustafa Kemal'in yanında bulunan Hafız Yaşar Okur'un kitabını -bulabilirlerse- okuyabilir. Önemli bir eserdir.
kendisi:

kitabı:


Atatürk, 1932 yılında bu Kuran-ı Kerim'i Hafız Yaşar Okur'a hediye etmiştir. Atatürk'ün Kuran-ı Kerim hediye etme huyu vardır.


Son olarak, kendi el yazması: "Din, milliyetin bir parçasıdır! Ancak bağnazlığın milletleri ümmet haline düşüreceğini unutmamalıdır!”


@10uncukoylu yorumu: Şapka vesaire boş konu. Asıl mesele, misyoner okullarıdır. Ne okullar açmışlar, nasıl örmüşler Anadolu'yu bir bilseniz.

tabi ki tepkiler belli kısımlar tarafından gecikmemiştir:


okuduğunuz için teşekkürler, sağlıcakla...
2