ünlü yazarların intihar notları

heather
Virginia Woolf – İngiliz yazar (28 Mart, 1941)
Woolf seneler evvel, tekrarlayacağından korktuğu bir sinir krizi geçirmişti. Sussex'te Ouse Nehri'nde boğularak intihar etti.
İntihar notunu kocası için evinde şömine rafına bıraktı.
“En sevdiğim, yeniden delireceğime eminim. O korkunç zamanların bir yenisini daha aşamayacakmışız gibi hissediyorum. Ve bu kez iyileşmeyeceğim. Gaipten sesler duymaya başladım ve odaklanamıyorum. Bu yüzden en iyisi gibi gözüken şeyi yapıyorum. Bana mümkün olan en büyük mutluluğu yaşattın. Benim için olunabilecek her şeyi oldun. Bu korkunç hastalık çıkıp gelene kadar iki insanın daha mutlu olabileceğini düşünmezdim. Artık daha fazla mücadele edemeyeceğim. Hayatını mahvettiğimi biliyorum, ben olmazsam çalışabilirsin. Çalışacağını biliyorum. Görüyorsun ya, bunu bile düzgün yazamıyorum. Okuyamıyorum. Demek istediğim o ki, hayatımdaki bütün mutluluğu sana borçluyum. Bana karşı son derece sabırlı ve inanılmaz biçimde iyi oldun. Herkesin bunu bilmesini istediğim için söylüyorum. Eğer biri beni kurtarabilecek olsaydı, bu sen olurdun. Senin iyiliğinin kesinliği dışında her şey uçup gitti. Hayatını mahvetmeye daha fazla devam edemem. İki insanın bizim olduğumuzdan daha mutlu olabileceğini düşünmüyorum. V.”

Yukio Mishima (Kimitake Hiraoka) – Japon romancı ve şair (1970)
Mishima, Japon ordusunun sivil hükümeti devirdiğini zannederek törensel bir şekilde intihar etti.
Bir balkondan bağırarak son sözlerini söyledi, içeri geçti, arkadaşına “beni duyduklarını bile sanmıyorum” dedi ve kendini deşti.
“Tenno Heika banzai!” (Majesteleri Çok Yaşa!)

Heinrich von Kleist – Alman yazar ve dramaturg (1811)
Kleist, kanser hastası olan genç kadın arkadaşıyla birlikte bir intihar anlaşması yaparak öldü. Kız kardeşine bir intihar notu bıraktı.
“Bütün dünyayla – ve her şeyden önce seninle – uzlaşmadan sevgili Ulrike, şu anda olduğu gibi rahat ve huzurlu ölemem. Bana yazdığın mektupta başvurduğun güçlü ifadelerden vazgeç: Bırak onların hükmünü kaldırayım; gerçekten de beni kurtarmak için gücünün yettiği her şeyi yaptın, yalnızca bir kız kardeş olarak değil fakat bir insan olarak da yapılabilecek her şeyi yaptın. Gerçek şu ki, yeryüzünde hiçbir şey bana yardımcı olamaz. Ve artık hoşça kal: Tanrı sana benimkinin yarısı kadar olsa bile, keyifli ve tarifsiz mutluluk içerisinde bir ölüm bahşetsin: Bu senin için düşünebildiğim en içten ve en büyük dilek. Henry. Stimmung, Potsdam, ölümümün sabahında.”

Sergei Yesenin – Rus şair (1924)

İngiltere Oteli'ndeki odasında kendini asarak intihar etti. Cesedinin yanında, intiharından bir gün önce bileklerini kesip kendi kanıyla Mayakovski'ye yazdığı veda şiiri bulundu. Sergei Yesenin, Moskova'nın Vagankovskoye mezarlığına defnedildi.
“Hoşça kal dostum, hoşça kal. Aşkım, kalbimdesin. Ayrılmamız da bir kader. Çok geçmeden bir araya gelecek olmamız da. Hoşça kal: el sıkışmaya gücüm yok. Üzülmek, kaş çatmak yok. Şu anda ölmek yeni bir şey değil. Çünkü yaşamak da yeni değil.

Chris Chubbuck – Amerikalı Gazeteci yazar (15 Temmuz, 1974)
Chubbuck kendini canlı bir televizyon yayını sırasında kafasından vurdu.
“Ve şimdi, Kanal 40'ın size her zaman en son şiddet olaylarını sunduğu yayın politikasına bağlı kalarak, canlı renklerle bir ilki daha göstermek üzereyiz – bir intihar girişimi.”




spongezey
35 yaşında bileklerini keserek hayatına son veren Beşir Fuad'ın intihar mektubu;
"Ameliyatımı icra ettim, hiçbir ağrı duymadım. Kan aktıkça biraz sızlıyor. Kanım akarken baldızım aşağıya indi. Yazı yazıyorum, kapıyı kapadım diyerek geriye savdım. Bereket versin içeri girmedi. Bundan tatlı ölüm tasavvur edemiyorum. Kan aksın diye hiddetle kolumu kaldırdım. Baygınlık gelmeye başladı."
Kendisi intihar etmek değil daha çok bilimsel bir deney yapar gibi sakinlikle yazar cümlerin sonu okunmaz ve bir söylentiye göre kendi kanıyla yazdığı da söyleniyor.
ölmek üzereyken o an’ın hissiyatı ile yazabilmek duygusu, intihar mektubu olarak bilinen son olarak yazdıkları bana hep ilginç gelmiştir.bir insanın ölüm anının da hissettiklerini bu kadar genç yaşta ve bu kadar soğuk kanlılıkla bilimsel bir olay olarak görebilmesi takdir ettiğim bir konu.Kendisi ayrıca bunu yaptığı dönemde osmanlıda intihara çok uzak ve yeni tanışan halkta intihar akımı başlatmıştır.
seriatcilaik
Charlotte Perkins Gilman – Amerikalı yazar

Ölme hakkının savunucularından Gilman, aşırı doz kloroform alarak intihar etti.

“İnsan artık bir işe yaramadığında, kaçınılmaz ve yakın bir ölümden emin olduğunda, yavaş ve feci bir ölüm yerine hızlı ve kolay bir ölüm seçmek en basit insan haklarından biridir. Kloroformu kansere tercih ettim.”

kam
Hiçbiri ölüm anındaki yazılarda mürekkep olarak kanını kullanan ilk türk materyalist Beşir fuad kadar ilginç değil. Şu sözler kendisine aittir.

Hayatım boyunca fenne hizmet ettiğim gibi cenazemin de öyle olmasını isterim.

İntiharımı fenne tatbik edeceğim; şiryanlardan ( atardamar ) birinin geçtiği mahalde cildin altına klorit kokain şırınga edip buranın hissini ibtal ettikten sonra orasını yarıp şiryanı keserek seyelan-ı dem ( kan akması ) tevlidiyle terk-i hayat edeceğim. Kan akmakta iken her zaman şiryanı sıkıca tutarak vesair tedbire müracaat ederek muhafaza-i hayat mümkün olduğu halde azmimden nükul etmeyeceğim!
Şairler söz ile pek çok kahramanlık satarlar; fakat fiiliyata gelince, böyle bir metanet göstereceklerinden pek emin değilim. Çünkü şu intihar, beyne bir tabanca sıkmak, kendini asmak veya suya atılmak gibi değildir. Onlara bir kere teşebbüs edilince, onu menetmek ihtiyari elden gider.

Beşir Fuad İçtiği karışımın etkisiyle vücudu uyuşmuş olduğundan çok fazla acı hissetmediği ve kendini yavaş yavaş keserek bazı organlarını dışarı çıkardığı da rivayet edilir.

Ölmeden hemen evvel bir kan gölünün ortasında ölümü beklerken kanlarla şunları yazmıştır:
"Ameliyatımı icra ettim. Hiçbir ağrı duymadım. Kan aktıkça biraz sızlıyor. Kanım akarken baldızım aşağıya indi. Yazı yazıyorum, kapıyı kapadım diyerek geri savdım. Bereket versin içeri girmedi. Bundan daha tatlı bir ölüm tasavvur edemiyorum. Kan aksın diye hiddetle kolumu kaldırdım. Baygınlık gelmeye başladı" gittikçe yazısının bozulması bilinç kaybından olmalı.
the
Romain Gary – Fransız yazar, yönetmen, senarist (2 Aralık 1980)

Eski eşi Jean Seberg'in 1979'daki ölümünün de etkisiyle, 1980'de, Paris'te yaşamına son verdi. Arkasında şunu notu bıraktı:

“Çok eğlendim, hoşçakalın ve teşekkürler!”
the
Sergei Yesenin – Rus şair (1924)

İngiltere Oteli'ndeki odasında kendini asarak intihar etti. Cesedinin yanında, intiharından bir gün önce bileklerini kesip kendi kanıyla Mayakovski'ye yazdığı veda şiiri bulundu. Sergei Yesenin, Moskova'nın Vagankovskoye mezarlığına defnedildi.

“Hoşça kal dostum, hoşça kal. Aşkım, kalbimdesin. Ayrılmamız da bir kader. Çok geçmeden bir araya gelecek olmamız da. Hoşça kal: el sıkışmaya gücüm yok. Üzülmek, kaş çatmak yok. Şu anda ölmek yeni bir şey değil. Çünkü yaşamak da yeni değil.
betaxx
Stefan zweig eşiyle rio de jenerio'da avrupanın durumundan ve insanlığın geleceğinden duyduğu endişeyle bir avuç uyku hapıyla 23 şubat 1942'de intihar etmiştir. Yazdığı son cümle de şöyledir:

"Ben her zamanki gibi sabırsızlığımla önden gidiyorum."
1