confessions

ekaya

Admin  · 25 Nisan 2017 Salı

  1. toplam giri 149
  2. takipçi 48
  3. puan 2581

unutulmayan çocukluk anıları

anne boleyn
beş yaşındayken kreşe gidiyordum. oradaki çocuklar ben tam sandalyeye oturacakken sandalyeyi çektiler ve yere yapıştım. bunu asla unutmam çünkü avazım çıktığı kadar ağladığımı ve çocuklara saldırdığımı hatırlıyorum. o zamandan belliymiş çirkef olacağım swh.

bir de anasınıfındayken tiyatrolar düzenleniyordu bir tane beğendiğim çocuk vardı adı da furkan'dı. prens, prenses ve cüceler olacaktı. hoca gitti furkan'ı prens, ecem diye bir kızı da prenses yaptı. beni beni beni? cüce oldum lan. ağladım tabi, cıngar çıkardım. oynamayacağım dedim. oynamadım da. prensim kapılmıştı ben ise cüceydim bu nasıl bir şey? bari senaryoya cadıyı ekle de ecem'i zehirleyeyim di mi yani!
4

yazarların pişmanlıkları

eileen
Laiksözlük için iyi bir şeyler yapmaya çalışmak... Demişlerdi boşa kürek sallıyorsun, sözlük bilgisizlerin tek elinde diye. Sağlık olsun.
Mesajla rahatsız ettiğim, sözlük için bir şeyler yapmaya davet ettiğim herkesten tek tek özür dilerim

laik sözluk yazarlarının en sevdigi 4 kitap

herr muller
Okunan yaşa göre degısiyor be

Çocukken percy jackson ile kitap okumayı sökmüştük
Daha sonrasında dan brown ile aksiyonun yanında fiziğe merak duyduk
Lise ortalarında sophie'nin dünyası ile felsefeyle tanıştık oradan sonrası bambaşka zaten
5 6 yıl sadece felsefe ve fizik dışına çıkamadım kafa iyice yandı aptala bagladim belki lise 2den sonra 5 6 sene başka tur hicbir şey okumadım. Daha sonra ultra geç bir şekilde klasikler ile tanıştım ve 2 yıldır sadece klasikler bundan sonra da fizik felsefe kafam kaldıramaz klasikler mis :D meyhane at arabası falan diye 3 5 kelime etrafına kitap dönüyor anasını satayim

ekaya

moskovakurdu
İlk başlarda hiç anlaşmazdık, yaşanan bazı tatsız olaylar yüzünden oluyordu tabii, ama birbirimizi anladıktan sonra düşünceler değişti. Sıradan olmayacak kadar iyi biri :) .
2

ekaya

anne boleyn
ilk zamanlar aramız kötüydü lakin birbirimizi tanıma fırsatı edindik ve simdi o kadar mutluyum ki böyle güzel bir insanı tanıdığıma en sevdiğim insanlardan biri oldu. Zaten derler ya en guzel asklar nefretle baslar diye bunu degistirip en guzel dostluklar tartısmayla başlar yapıyorum. Çünkü aynen öyle oldu ve her zaman bu güzel insanın daima yanında olacağım. Geç buldum kaybetmem. Çok seviyooooorum swh.
2

dehumanize

kargalı karga paşa
Sözlük kurallarını çiğneyen yüzlerce davranış sergilemiş her seferinde kendisinin masum olduğunu dile getirmiştir. Bu sebeple aldığı cezalar affedilmişti. Bendeniz suçlu olduğunu bildiğim konularda dahi kendisinin suçlarını görmezden gelip iyi niyetle yaklaşmaya çalıştım. Kendisi özür diledi tekrar aynı hataları yapmayacağını belirtti yüzlerce kez.

Vuku bulan bir olay sonucu benim anlatmak istediğimi istediği gibi anlayarak beni tiye almasına bu şekilde entry girmesine bile göz yumup kendisine elleşmedim. Sesim çıkmadı. Discordda öyle burada farklı konuşmasına da aldırış etmedim. Kendisi için tekrarı halinde bu kez ban değil silik yemesi konusunda karar aldık ve kendisi de bunu kabul etti.


Dün kendi fikirlerine zıt olan üyelere alenen hakeret ve küfür ederek akabinde adminlerimizden birine de küfür ve ithamlarda bulunup sslerini burada paylaştı. Ss paylaşımı öncesi kendisinin istediği anlaşma gereği zaten hakaret ve küfür anında aslında silik yiyeceğini biliyordu. Artık geri dönüş yoktu.

Giderken madem gideceğim biraz kaos yaratayım dedi. Akabinde yönetime ve diğer yazarlara sataşmaya tahrik etmeye devam etti. Konuşmak için discorda çağırdığımızda da aynı çirkinliğe devam etti.


Üstelik bir gün önce diğer yazarları tahrik etmek ve banlattırmak için böyle sivri yazdığını biz yöbetime itiraf etmiş "onlarda akıllı davransalardı napalım?!" minvalinde konuşmuştur.

Bu haklı sebeplerle kendisi silik yemiştir. Bu gün yaptıklarından sonra üzüldüm mü? Hayır!

Dip Not: kendisi beni türk olmakla itham etmektedir ancak ben bir pontus rum asıllı türkiye cumhuriyeti vatandaşıyım. Buradan tekrar belirtmek isterim. Kendisi ırkçılık vb iftiralara girmek isterse yan hesap vb metodlar ile bilinmelidir bu gerçek.

Sevgiler.
1

dehumanize

anne boleyn
son çırpınışlarına tanık olduğumuz yazar ve ne yazık ki bunu yaparken gittikçe daha da çirkinleşiyor.
insanların değerlerine saldırıp kışkırttıktan sonra yönetime gidip şahsına hakaret olmasa dahi genel yazılmış bir şeyi "bana hakaret etti" diye şikayet edip "banlamayın ya ama ona da benim minnet gösterip banlamayın dediğimi söyleyin" diyen, yönetim beni banlamadıktan sonra ise "niye banlamadınız, nasıl banlamazsınız, hani banlayacaktınız" diye bütün kurduğu planının elinde patlamasını öfke ile ortaya döken, yönetimin "sen banlama demedin mi?" sorusuna "ama banlayacağız dediniz" diye cevap veren bir anda yönetime karşı cephe alıp hakaret eden bir arkadaş. benim banlanacağımı düşündüğünden "banlamayın" dedi diye ego kasabileceğini düşündü. banlanmadığım için yüzsüzce "nasıl banlamazsınız lan" diye ortalıkta avel avel dolaştı bir de bu hareketleri sergiledikten sonra utanmadan entrymin altına "benim sayemde banlanmadın, minnet duy" deme küçüklüğünü gösterdi. kendi kendiyle çelişen biri. kısaca kendini nimetten sayan bir şahıs.

beşiktaş olsun, islam olsun, türk olsun, atatürk olsun kimin herhangi bir değeri var ise o değerlerine saldırmaktan çekinmedi bugüne kadar. bir de suçsuzmuş gibi "bana bunu dedi" diye ağlayıp dolandı ortalıklarda. sen atatürk hakkında "yetkilerini kötüye kullanıp bütün devletin malını eline geçirdi, idol olarak gördüğünüz kişi hırsızın ta kendisi, gerçek yüzünü göreceksiniz" tarzında iftiralar yazıp türkleri dibine kadar aşağılayan entryler girip ondan sonra da sana "rusların köpeğisiniz" diyen kişiyi gidip şikayet edecek ve masum ayağına yatacaksın öyle mi?
öyleydi de neyse ki gerçek yüzünü cümle alem gördü.

kendini bir nimetten sayıp "bu sözlük ben ne dersem onu yapacak, bana şunu dediniz, istediğimi yapmadınız sizler de gideceksiniz hem de benim sözümle ban yiyeceksiniz" diye ego kasan, aslında içinde bütün ezilmiş duygularının bastırılması sonucu ortaya çıkan gereksiz bir narsistlik sergilemekten de geri durmadı.

bir kadına dediği iğrenç sözü ss'ye alıp bunu paylaşıp bir de üstüne "bana en son laf sokacak kişisin" deyip sanki yaptığı doğru bir şeymiş gibi kapak sözler başlığına tabiri caizse "işte ben de böyleyim ya, biri benim istediğim şeyi yapmazsa bel altından vurup iğrençliğimi öne sererim" diye hava kasmaya çalışan biri.

evet arkadaşım insanlar gerçek yüzünü gördü. ben mi? ben hep aynıydım. sadece bir ara sana senin ağzından cevap vermeye, senin gibi değerlerine saldırma kararı aldığıma pişmanım. ben öyle bir insan değilim işte insanları kendini tiksindirmek konusunda gurur duyabilirsin.

bozuk saat bile günde bir kere doğruyu gösterir, bu kişi ise doğruluğu iyiliği rol olarak yapıp iğrençliğini içindeki ezilmişlik duygusunu insanları tehdit ederek, değerlerine sallayarak sergilemekten geri durmayıp "ya ben öyle değilim, kışkırtmak için yapıyorum" diyerek savunma yapmaya çalışan bunu da itiraf eden, acıtasyon yapan bir halta yaramayan kişidir.

ne söyleyeceğim biliyor musun? ben dört dörtlük bir insan değilim, benim de yanlışlarım oldu elbet. ama sen? başlı başına yanlıştın, insanların değerlerine hobi olarak saldıran, durduk yere bunu yapan herkes hayatı boyunca değersizliğini fark etmiş şahıslardır. keşke yaşının olgunluğuna erişebilseydin.

ve son olarak da başarılısın. ne konuda biliyor musun? insanları kışkırtmak konusunda. çünkü kötüsün ve ne yazık ki tek başarın da bu. işte bununla kendince gurur duyabilirsin.

arabistan'da kadın olmak

moskovakurdu
1- kadın ve kızlar siyah giyinmek zorundadırlar erkeklerin dikkatini çekmemek için renkli kumaşta yasak.

2- kadınların araba kullanması yasakken eylemlerden dolayı kısıtlı olarak serbest bırakıldı.

3- iş gücünün yalnızca %5 i kadındır.

4- devlet tarafından oluşturulan din polisleri kadınları heR an şeriata uygun olup olmadıklarını izlerler.

5- kadınlar oy kullanmazlar yalnızca 2015 de ilk kez oy kullanmışlardır tabi kocalarının izni olanlar.

6- mahkemede 2 kadının tanıklığı 1erkek e eşit olurlar tabi erkeksiz ortamlarda çoğu tecavüz vakasında kadın şahitliği geçersiz sayılır.

7- bir olayda 7 erkek tarafından tecavüze uğrayan bir kadın erkek ile beraber olma suçundan 200 kırbaç cezası ve 6 ay cezası alınmıştır.

Bunlara rağmen hala Mustafa Kemal Atatürk'ün ilke ve inkilapalarını benimsemeyip şeriat isteyen kadınlarımıza gerçekten acıyorum.

sevginin en güzel hali

anne boleyn
o gözlerine aşk ile bakarken, yüzünü omzuna yasladığında dünyanın en güzel duygusunu hissedersin; dünyanın en güvenli ve en huzurlu yerinin onun kolları olduğunu anlarsın. işte sevginin en güzel hali budur. anılar unutulmaya yüz tutsa da, ne nefreti ne de sevgisi kısaca sana hissettirdikleri asla unutulmaz.

recep tayyip erdoğan hakkında yakalama kararı çıkarılması

kargalı karga paşa
İsveç milletvekillerince yapılmış olan gerekçesi ise "tsk ile pkk arasında gerçekleşen çatışma ve mücadeledeki rolü" olan karardır.

Evet muhalifiz ancak kimse mandacı anlayışa sempati besleyemez. Bu kabul edilemez bile.

Bu sebeple Erdoğan'ın avrupa'ya gidişleri problemli bir hale gelmiş durumdadır. Zamanlama manidar ayrıca. G-20 sonrası 15 temmuz arefesi (!)

Pardon ama öyle veya böyle devletin son 15 senesinde iktidarda bulunan adam ve kurduğu hükümet terörize birliklere ne yapacaktı? Tulumbadan su mu çekecekti?

Bu arada isveç sen kimsin ya. Seni kim ipliyor?

Edit: içerik

Edit: muhalif olmak her şeye muhalif olmak demek değildir eksici arkadaşlar. Muhalif olmak demek objektif olabilmek demektir. Bilin isterim.

sigaranın dostluğu

eddylmao
Moralin ne zaman bozuk olsa ve yanlız başına kalsan sana eşlik edendir. Derdini dinleyendir bir kere. Her nefeste seni rahatlatan ve sakin olmanı sağlayandır. Yemekten sonra sana keyif veren bi arkadaştır. Biranın yanında en güzel mezedir. Bazen boş bakınmaya başladığında birşeyler düşündüğünde seni yanlız bırakmayandır. Yak yak yak dememizin sebebidir.

Edit; yazarken yaktım bitane selamı var
Edit 2: imla karga'nında size selamı var swh

ekaya

kargalı karga paşa
Hayatımda gördüğüm en sevgi pıtırcığı en sevecen en "bir sözlük bırakın biz çocuklaraaa" diye el ele tutuşup sevgi dağıtan insan olabilir. Ellerimle kendisine istanbul'a geldiğinde mangal yakacak ve ellerimle yedireceğim.

kur'an'ın gezgin bir insan tarafından yazılması

flucian
(Yazıma bir alıntı ile başlamak istiyorum. En altta yazdıklarım da bu alıntıya cevaptır bilginize.)

*Kur'an incelendiğinde “göklerde” yani uzayda yaşayan akıllı canlılardan bahsedildiği, birçok ayette görülebilir. Dolayısıyla İslam âlimleri arasında, göklerdeki yaratıkların varlığı konusunda hiçbir ihtilaf yoktur. Üzerinde ittifak edilememiş tek konu, bu yaratıkların kim olduğudur. Ancak ilgili ayetler, bu varlıklar hakkında bizlere çok önemli bilgiler vermektedir. Örnek olarak Rad suresinin 15. Ayetini ele alalım;
“Göktekiler ve yerdekiler, isteyerek veya istemeyerek gölgeleri ile beraber Allah'a secde ederler.” (Rad, 15)
Her ne kadar Türkçe meale yansımamış olsa da, ayetin Arapçasında “göktekilerin” akıllı canlılar olduğu açıkça görülür. Çünkü ayetin Arapça metninde onları (gökte olanları) tanımlamak için مَن فِي السَّمَاوَاتِ yani “men fis semavati” ifadesi kullanılır. Buradaki men zamiri sadece kişileri tanımlamak için kullanılır (aynı zamanda “kim” anlamına gelir). Eğer akıl sahibi olmayan varlıklardan veya cisimlerden bahsetseydi ayette مَا yani “ma” zamiri kullanılırdı çünkü kişi olmayan varlıkları (hayvan, cisim vs.) tanımlamak için kullanılan zamir “ma” zamiridir ama ayette böyle denmiyor (“ma” aynı zamanda “ne” anlamına gelir). -İngilizce bilenler bu dilbilgisi kuralını hemen anlayacaklardır çünkü aynı yapı İngilizcede de vardır. -Ve bunlar cin veya melek de değillerdir çünkü 'gölge' ve dolayısıyla da 'cismani beden' sahibidirler.
Dolayısıyla göklerde yaşayan akıllı ve cismani bedenleri olan yaratıkların varlığı Rad suresinin 15. ayetiyle sabittir.
“Göktekiler” ifadesi Kur'an'da kişi zamiri kullanılarak defalarca kez geçer.
Birçok gezegende, birçok farklı insan türü yaratılmıştır. Bizim büyük babamız Adem'dir. Başka gezegenlerdekilerin büyük babaları başkadır.
“Uzayda yaşayan canlılar arasında bizden daha gelişmiş uygarlıklar var mıdır?” sorusunu Kur'an'a sorarsak Yâsin suresinin 81. ayeti bize, çok ilginç bir cevap verir ve “biz Adem oğullarını, yarattıklarımızın bir çoğundan üstün kıldık” der. Yani yaratılmışların en üstünü, biz değiliz. Peki bizden üstün olanlar kimdir? Melekler mi? Hayır, çünkü Şeytan da dâhil bütün melekler, insana secde etmekle emir olundu. Peki, cinler olabilir mi? Elbette ki hayır, Adem yeryüzüne halife olarak gönderildiğinde, yeryüzünde cinler vardı. Biz onlardan üstün olarak buraya geldik. Hatta Kur'an onların, Hz. Süleyman'ın emrine verildiğinden bahseder. Öyleyse Adem oğullarından üstün olan bu yaratıklar kimlerdir? Dünyada böyle birileri olmadığına göre bunlar uzaydadırlar.
Uzaylı ırkların arasında bazıları bizden daha üstün yaratılışlı insan ırklarıdır.
Yâsin suresinin 81. ayeti uzayda hayat barındıran gezegenler hakkında bize fikir verir…
“Gökleri ve yeri yaratan, onların benzerlerini yaratmaya kadir değil midir? Evet, O, yaratan ve bilendir.” (Yâsin Suresi, 81. Ayet Meali)*






*Bunlar da benim düşüncelerim.*

Bir yaratıcı var mı, yok mu konumuz ile alakalı değil ve buna ek olarak bence tüm dinler insan ürünü. Şimdi bir teori atmak istiyorum ortaya. Göktekiler, "Yıldızlar-asteroitler vs." O zamanlarda astronomi ilkel koşullarda olduğu için birer canlı olarak düşünülmüş olabilirler. Hele ki kayan yıldızlar ile karşılaşılırsa bu da onların canlı olduğunun düşünülmesinde büyük rol oynamıştır. Çünkü Kur'an-ı Kerim incelendiği zaman içerisinde bulunan kişi, oluş ve nesneler yalnızca çöl ikliminde yaşayan ve arap yarımadasında kısaca ortadoğuda yaşayan hayvan, bitki vs. İşte. Avustralya 1642 de keşfedildi bildiğiniz gibi. Antartika'da buna dahil 17.yy da keşfedildi fakat 19.yy a kadar oraya ayak basan olmadı. Şimdi gelelim asıl olaya, dediğim gibi Kur'an-ı Kerim'de Orta Doğu, asya, anadolu ve o zamanın avrupasında varolan şeylerin hemen hemen hepsi mevcut. Ama 1642'de keşfedilen Avustralya veya 19.yy başlarında keşfedilen Antartika ve ile ilgili en ufak bilgi yok. Her türlü canlı yazarken; Penguen, Balina tarzı vahşi sayılabilecek balık türleri, Kanguru vs, daha yüzlerce ne hayvandan, ne de o yörelere ait özelliklerden söz bile edilmemektedir. Bu da beni Kur'an'ın gezgin bir insan tarafından yazıldığı düşüncesine itmeyi bırak, direktman fırlattı. Sonuçta bir yaratıcı, yarattığı topraklardaki yarattığı canlıları nasıl bilmez? Biliyorsa bile neden bahsetmez? ki söylenildiğine göre bilim önderi din olan İslam dahilinde.

alışmak

rigmo
Alismak vahim bir olaydir. Kotuye veya iyiye farketmez. Alismak insani, koyunlastirir. Sadece alisir ve normallestirirsin. Bu belki seni huzurlu hissettirir ama hep birseylerin eksik oldugunu hissedersin. Bunun; standartlarini alt duzeyden olusturdugun icin kaynaklandigini anlayamazsin diyorum ya sadece alisirsin. Hayatinda birseyler eksiktir ve bu eksikligin sebebinin, baska seylerden kaynakli oldugunu zannedersin. Esini, cocugunu, kardesini, anneni, babani sorumlu tutarsin. Kavga edersin. Aslinda, birseylere alismissindir. Az parayla zar zor gecinmeye alismissindir. Uc kurus parayi, bogazindan kesip biriktirmeye alismissindir. Ter kokularinin icinde o otobuse binmeye alismissindir. Sirf senden ust konumda diye birileri tarafindan ezilmeye alismissindir. Yok demeye alismissindir. Boyun egmeye alismissindir.
Alismak... iste, gunumuzun sorunu budur. Kimse "nasil?" Diye sormadigi icin alistik. Birileri zengindi birileri refah yasiyordu. Sebebi neydi. "Nasil?"di. Iste cevabimiz "oyle iste" oldugu icin alistik ve su an cok mutsuzuz.