confessions

smith i run

Bira  · 26 Nisan 2017 Çarşamba

  1. toplam giri 65
  2. takipçi 7
  3. puan 1005

laik sözlüğün davalık olması

iron
Ekşi sözlük ve M*ltem b*nko (tekrar dava eder diye sansürlü yazıyorum) ile alakalı başlıklardan kaynaklanmaktadır.

Ekşi sözlük hakkın da açılan 2 başlığa erişim engellenmiştir. Başlıklar Ekşi sözlüğün koru hastanesine karşı tutumu ile alakalıdır. başlık ve entryler de küfür, hakaret, ithamlar bulunmamaktadır.

laik sözlüğü geçen sene kapatmamız da benzer bir olaydan kaynaklanmaktadır.

Elimize ulaşan belge detayları.

5651 sayılı Kanun'un 6/A maddesi uyarınca, aynı kanun'un 8. maddesi dışında verilmiş erişimin engellenmesi kararlarının uygulanmasını sağlamak üzere, Erişim Sağlayıcıları Birliği kurulmuş ve faaliyete başlamıştır.

5651 sayılı Kanun'un 3/3 madde hükmü uyarınca Kanun kapsamındaki faaliyetleri yurt içinden ya da yurt dışından yürütenlere, internet sayfalarındaki iletişim araçları, alan adı, IP adresi ve benzeri kaynaklarla elde edilen bilgiler üzerinden elektronik posta veya diğer iletişim araçları ile bildirim yapılabilir.

5651 s. kanun 2/(1)r hükmü; Uyarı yöntemi: İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişiler tarafından içeriğin yayından çıkarılması amacıyla öncelikle içerik sağlayıcısına, makul sürede sonuç alınamaması hâlinde yer sağlayıcısına iletişim adresleri üzerinden gerçekleştirilecek bildirim yöntemini ifade eder.

5651 s. kanun 4. madde 1. fıkra hükmü uyarınca; "İçerik sağlayıcı, internet ortamında kullanıma sunduğu her türlü içerikten sorumludur." Aynı maddenin 2. fıkrası gereği; "İçerik sağlayıcı, bağlantı sağladığı başkasına ait içerikten sorumlu değildir. Ancak, sunuş biçiminden, bağlantı sağladığı içeriği benimsediği ve kullanıcının söz konusu içeriğe ulaşmasını amaçladığı açıkça belli ise genel hükümlere göre sorumludur."

5651 s. kanun 5. madde 2. fıkra hükmü uyarınca ; Yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içeriği bu Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi hâlinde yayından çıkarmakla yükümlüdür.

Erişimin engellenmesi kararlarına karşı 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir.

5651 s. kanunun 9/7 hükmü gereği, "Erişimin engellenmesine konu içeriğin yayından çıkarılmış olması durumunda hâkim kararı kendiliğinden hükümsüz kalır." Bu bağlamda, sizin de işbirliğiniz halinde ilgili kararlar Birliğimizce anlık olarak size iletilecek, tarafımıza müsbet dönüş (içeriği yayından kaldırdığınıza dair) yaptığınız takdirde Mahkemelerle/Hakimliklerle irtibata geçilerek ilgili kararların ilgili URL'leri açısından hükümsüz kalması sağlanabilecektir.

laiksozluk.net alan adı ile ilgili Birliğimize tebliğ edilmiş ve erişime engellenmiş URL adresleri aşağıdaki listede yer almaktadır. İlgili URL adreslerindeki içerikleri yayından kaldırmanız halinde aynı liste üzerinden Birliğimize içerikten çıkardığınıza dair beyanda bulunmanızı rica ederiz.

<
Adres Hukuk Gelen Evrak Sistem Gelen Evrak No D. Is No Geldigi Yer
http://www.laiksozluk.net/baslik/sabire-meltem-banko 2016/04232 2016/10805 2016/4695 ANKARA 1. SULH CEZA HAKİMLİĞİ
https://laiksozluk.net/24-mayis-2017-eksi-sozluk-protestosu_6674 2017/02693 2017/09921 2017/4094 ANKARA 7. SULH CEZA HAKİMLİĞİ
https://laiksozluk.net/23-mayis-2017-eksi-sozluk-rezaleti_6676 2017/02770 2017/10119 2017/4195 ANKARA 3. SULH CEZA HAKİMLİĞİ



Erişim Sağlayıcıları Birliği
North Star Plaza
Ahmet Taner Kışlalı Cad. No:4 Kat:8
Çankaya/ANKARA
T +90 312 266 2840
F +90 312 266 2851

www.esb.org.tr<http://www.esb.org.tr>

[email protected]<mailto:[email protected]>
4

sokak kültürünün bilinmeyen felsefesi

kanellos
"SıCaq $u qİßi$iN yİqiT h3m aqıY0r$uN H3m YaqıY0rSuN HaNy"

bu vakada bir çok kültürel kırılma söz konusudur. ilk başta mevcut alfabenin kullanımı yerine algıda seçiciliğin merkeze alındığı bir sembol kullanımı söz konusudur. bu eserin sahibinin temel kaygısı farklı iletişim tarzları ile hislerini çok daha kısa bir şekilde anlatmaktır. yapılan benzetmeler hislerin farklı ruh halleriyle de harmanlanmasını sağlamaktadır. bunun bir de farklı kültürlenimlerden etkilenmiş versiyonu vardır;

"ßiZ İzMiRLi Değİlİz Qi MaNiTa QoŞsUn PeŞiMiZDeN
BiZ İsTanBuLLu DeqiLiZ ki ALtImıZda bMw oLSuN
BiZ DeRsiMLiYiz HeWaLN0 ßıraK da PoLis PeŞiMiZdEN QoşSun"

bu ikinci çalışmada kültürel yapının kentsel mekan üzerindeki farklılıkları incelenmiştir. her coğrafyanın kendine ait özel bir etno dinsel ve kültürel özelliği vardır ve bu alt kültürlerin kendi benlikleri kendi iç çatışmalarını doğurmaktadır. bu eserin birincil perspektifteki teması farklı toplumsal özelliklerin iç çatışmalarıdır ancak bunun arka planında etno kültürel bir farklılığın da tanımlaması yapılmaktadır ki bunun temeli de ekonomik bazlı sınıf çatışmasıdır. aynı eserin bir diğer inceleme konusu da ulus kimlik yapılarındaki cumhuriyet sonrası bölünmelerin kendi öz kimlik çatışmasını diğer kültürlerle harmanlamasıdır. dolayısıyla bu kısa görünen eserin içinde sosyolojik olarak hem ulus kimlik yapılarından, hem sınıf çatışmalarından, hem de toplumların kültürlenim süreçlerinden bahsedilmiştir.

"MerMi QaDaR HıZLı oLsaNıZ qAÇ YaZaR SiZi YeTişTiRen aBiLerİniz QuRu sıQı"

bu eser ise tamamen gerontokrasi temellidir ve temelinde anlatılan konu freud ekolündeki egonun temel şiddet dürtülerinin de yaş hiyerarşisi ile orantılı olduğudur.

@ŞK biR ViŞNe Ye Ye QiŞNé ßrEm xD

bu çalışmanın temellerinde ise insanın doğadan yabancılaşması eleştirilmiştir ve temel duygusal formlarımız ekolojik terimler ile pekiştirilerek yansıtılmıştır. keza yine tekelci kültürel ögelerin eleştirilmesi de farklı kültürlerin iç içe yazılmasıyla sağlanmıştır.

GiTMeK SaDeCe ßiR eYLeMDiR, UnuTMak İSE QoCa Bir DéWRiM

eserin temel dinamikleri davranış bilimi ve psikanaliz alanlarında tamamen yorumlanmamış vakaları tanımlamıştır. eser sırf bu yönüyle tamamen çığır açmaktadır çünkü çoğu klinik psikiyatr ve psikanaliz çalışanının inceleme alanı olan duygusal travmaların incelenmediği noktaları doğrudan gün yüzüne çıkartılmıştır.

uLa OgLim SaNaLDa Hepİnİz SeDaT PeQeR, İcRaaTe QeLiNCe PaMuQ ŞeQéR

çalışmamızın en derin ve en önemli noktası da bu eserin içinde yatmaktadır. burada hayatımızdaki yeri tamamen sönümlenmekte olan reel mekanların yerini almakta olan sanal mekanlara odaklanılmıştır. insanların kendi çevrelerinden ve kendi öz kimliklerinden yabancılaşmasına neden olan "mekan kayması" ve akabinde ortaya çıkan "odak bozulması" gibi problemlerin hepsi tek bir cümleyle özetlenmiştir. adeta devrim niteliği taşıyan bu eserin temel dinamiklerinde varolan sanal mekanın uçsuz bucaksız oluşunun insanlarda büyük bir kimlik belirsizliği yarattığı da açık açık anlatılmaktadır.

SeNiN eTiKeT oLduQuN YeRDe FiYaTı BeN BeLiRLiYoRum, QaSMa

bir önceki eserde bahsettiğimiz marksist bir kavram olan yabancılaşmanın bir sonucu olarak insanların kendilerini ve çevrelerindeki insanları kullanım, tüketim değeri olan metalar, eşyalar olarak görmesi söz konusudur. işte bu eser tam olarak buna odaklanmaktadır. eserde eleştirilen temel düşünce biçimi tüketim toplumudur ve çoğu teorisyenin yaptığı klasik meta alış verişinin psikolojik etkilerini tanımlamak yerine eser asıl probleme ışık tutmuştur ve tüketim toplumunun krizi olarak insanların birbirini tüketmesinin; bir birlerini eşya olarak görmesini ve bunun gelecekte ortaya çıkacak büyük bir toplumsal kırılmanın ürünü olarak tespit etmektedir.
1

barda

balina kesen hamster
bazı şeyleri düşünmeye iten kaliteli bir filmdir.Gerçekten uyarlanmıştır.

konusu:Bir gece yarısı, arkadaşlarının işlettiği barda son biralarını içip eve dönecekken içeri giren beş kişilik bir grup tarafından silahla alıkonulurlar. Elleri, ayakları, ağızları bağlanan gençler sabaha kadar dayak, işkence ve tecavüze maruz kalırlar. Kendilerini alıkoyan grubun görünürde hiçbir amacı yoktur. Yaşları 20 ile 45 arasında değişen bu grup, hayatlarında eksik kalan her şeyin hesabını hiç tanımadıkları bu gençlerden çıkartırlar.

recep ivedik-şevkat yerimdar karşılaştırması

kekotella
Not: metin şevkat yerimdar'ın yaratıcısı olan erol hızarcı ile yakın zamanda yaptığım röportajın bir kısmıdır.

Şevkat Yerimdar ile Recep İvedik'in karşılaştırılması olağan, çünkü ikisi de güncel film karakterleri ve bazı ortak noktaları var.
İkisi de atarlı ve alt sınıftan. Film karakteri olarak tek tabancalar. Bir de bizim ahali mukayeseden başka bir şey bilmez. Kıyas yoluyla fikir üretebileceklerini sanırlar. Halbuki o iş analitik zeka ister, ayrı konu...

Recep İvedik, tarihsel süreç olarak 12 Eylül sonrası kültürel yozlaşmanın dibine vurduğu dönemin elemanı. Bana kalırsa, Hacivatsız kalmış bir Karagöz o. Cunta 12 Eylül askeri darbesini halka meşru göstermek için silahlı çatışmaları koz olarak kullandı. Sonra bu çatışmaları başından sonuna CIA ve kontgerillanın yönlendirdiği ortaya çıktı. Bunun amacı askeri darbe zemini hazırlamaktı. Darbeden sonra cunta aydınlanma ve bilgiye savaş açtı. Silahlı çatışmaların, öğrenci ayaklanmalarının nedeni bilgidir, kitaptır, aydınlanmacılıktır vb. saydırdılar. O döneme kadar "entel" sözü yoktu, aydınlara böyle bir sıfat ilk kez o dönemde yakıştırıldı. 12 Eylüle kadar bu halk öğrencilere ve okumuş yazmış insanlara saygı duymuştur. Önce bunu yok ettiler. Başa döneyim, cahil halkı temsil eden Karagöz'un karşısında onunla hasbıhal eden çelebi Hacivat'ı öldürdüler. Böylece Karagöz cahil haliyle bir başına kaldı. Kısacası Recep İvedik günümüzü temsil eder.

Şevkat Yerimdar filmleri Yeşilçam geleneğinin bir parçasıdır. Biz bu iki filmi bilerek Yeşilçam filmi olarak seyirciye sunduk. Ertem Eğilmez, Memduh Ün, Atıf Yılmaz gibi ustalar şimdi film çekselerdi, nasıl yaparlardı diyerek yola çıktık. Şevkat eski değerleri taşıyan bir karakterdir. Toplu konut ve villa sitelerinin yayıldığı dönemde o eski bir mahallede yaşar. Yoksul bir esnaftır ki eskiden esnaflar yoksul değildi, ayrıca bugün borçlu olan 25 milyon kişiden biridir. Başı parayla derttedir ama paraya değil, insanlığa değer verdiğini açıkça ortaya koyar.

Recep İvedik, varoşlarda kümelenen ve merkeze yerleşmek isteyen yeni nesil yoksul kitlenin sembolüdür. Zenginlere karşı hıncı vardır, kuyruk yarası vardır. Bir ressentiment karakteridir. Bu ressentiment kavramı sana ödevdir. Ne olduğu mutlaka öğren. Max Weber'in geliştirdiği çok önemli bir kavramdır. Faşizmi anlaman için bilmen gereken kavramlardan biri. Recep İvedik de paraya değer vermez görünür ama zenginlere hıncını ne açıklar?

Recep İvedik filmlerinin alt metninde "hayatı onlar yaşıyor abi" dedikleri zenginlerden, elitlerden intikam alma dürtüsü vardır. Şevkat Yerimdar "Hayır, hayatı yoksullar yaşıyor" diyor. Alın teriyle yaşamanın ve paylaşmanın altını çiziyor. Lavuk değil hakiki özgür tavuk yani! O kimseye muhtaç olmayan ve neoliberalizme direnen bir esnaf. Hakiki özgür tavuk, yani delikanlı. Samimi ve başına buyruk. Halkın öfkesini temsil ediyor, onların yapmak istediklerini yapıyor, onların söylemek istediklerini söylüyor. Yalnızca zenginlere değil, polise ya da sokaktaki hırtoya da ayar veriyor.

Şevkat Yerimdar adildir ve eşitlikçidir. Herkesle eşit ilişki kurar. Kimseyle güçlü - güçsüz ilişkisi kurmaz. Yani güçsüzü ezen, güçlüye boyun eğen, yalakalık yapan ama gizlice kuyusunu kazan ya da bir tekmeyle hıncını çıkarmak için düşmesini dört gözle bekleyen yavşak biri değildir. Şevkat zengin yoksul, kadın erkek demeden herkesle aynı seviyede ilişki kurar. Adil biri olduğu için iyi ya da kötü değildir, sadece adildir ve bunun için gerçek ve samimi olması gerekir. Recep İvedik karikatürdür, böyle çizilmiş bir karakterdir. Dolayısıyla gerçek değil, temsilidir. Bu yüzden adaleti simgeleyemez. Adalet, merhamet ve hakikat birbirinden ayrılamaz.

Şevkat öfkelendiğinde bir adamı kalaylıyorsa, bunu aynı şekilde bir kadına da yapar. Adama böyle, kadına şöyle muamele ayrımı yapmaz, cinsiyetçi değildir. Eğri kim olursa olsun eğri, doğru kim olursa olsun doğrudur. Kadını erkeği yoktur.

Bütün süper karakterler tek bir özellik üstüne kurulur. Örneğin Superman uçar, onun dışında Clark Kent olarak çok sıradan biridir. Ayrıca süper karakterler hiç değişmez, hep aynıdırlar. Şevkat Yerimdar'ın özelliği öfke kontrol sorunu. Onu karakter yapan kusuru. Şevkat idealize ya da karikatürize bir karakter değil, kusurlu bir karakter. Bu yüzden atarlı. Öfke kontrolünü sağlayamaması, öfkelinince sağının solunun belli olmaması dışında, Yeşilçam'ın tipik yoksulu mahalle delikanlısıdır.
2

Film önerileri

sarkozy
the shawshank redemption
the sunshine of the spotless mind
american history x
the green mile
old boy
life of pi
pulp fiction
fight club
forrest gump
silence of the lambs
the usual suspects
interstellar
hachiko
amelie
leon: the professional
braveheart
kingdom of heaven
a clockwork orange
3 idiots
v for vendetta
into the wild

Bunlar aklıma gelen ve bana göre ölmeden izlenmesi gereken filmler. gerçekten kaliteli yapımlar. ha bunun dışında elbette bir sürü güzel film var misal yüzüklerin efendisi serisi hobit serisi karanlıklar ülkesi türk filmlerinden abimm animasyonlardan kung fu panda vs... bir sürü film var izlediğim ve sevdiğim. sadece bana izlemek istediğiniz türü söyleyin bende size film önereyim :)) ama mutlaka ve mutlaka yukarıda yazdığım filmleri izleyin... hade eyvallah

ekranı kırılan telefonun pezevenk olması

laik bir hanim
Başlığa bakıp la bu ne dedirten olay.
Evet dersiniz çünkü benim telefonum bir pezevenk. belki sizin de camınız kırılsa bir pezevenge dönüşür.

Peki nedir bu telefonun pezevenk olma sebebi ?
1 ay evvel ekranı kırılan telefonum kendi kendine bir yerlere basıyordu bazen son numarayı arıyor bazen kamerayı açıyordu en son vukaati ise Facebooktan beyaz atlı prensime gotuyle güler gibi ashfjf dnfjfj sndnjf şeklinde mesaj göndermesi.

Bu kişi arkadaş listemde dahi ekli değil.. şuan o mesajlar sayesinde uzayan muhabbet ilerledi ve buluşmamıza kadar gitti olay.

Kısaca kırık ekran ile manita yaptım olum.

gençliğimizi çalan şeyler

buhicdogrudegil
Kesinlikle okul. ileride yapıcağımız veya yapmak istediğimiz meslekle alakası olmayan bilgilerle beynimizi doldurup günün 8 saati bize hapishane benzeri bir yaşam sunan idaresi öğretmeni salak tipleri eksik olmayan bizi gireceğimiz sınava hazırlayan saçmalık ötesi kurum.yılda kaç öğrenci sınavı kazanamıyacağım tarzı kaygılardan intahar ediyor farkında mısınız?ben eğitim kaldırılsın demiyorum ama eğitim sistemi gerçekten bu ülkede çok fazla insanın gençliğini hayatını çalıyor.