confessions

giyotin

Viski  · 5 Mayıs 2017 Cuma

  1. toplam giri 479
  2. takipçi 68
  3. puan 9756

türkiye komünist partisi

giyotin
Sosyalizm Cumhuriyet'e Çok Yakışacak!

1917'nin 7 Kasımı'nda, Rusya'da, emekçileri iktidara taşıyan sosyalist devrim gerçekleşti. Bundan altı yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Bu iki devrim farklı doğrultulara sahip olsa da birbirlerine el uzattılar, dayanışma içinde oldular.

Sovyet Devrimi'nin yüzüncü, Türkiye Cumhuriyeti'nin 94. yılında bu iki tarihsel olayı ve her iki ülkede daha sonra yaşananları şarkılarımızla, şiirlerimizle, danslarımızla, oyunlarımızla, sözümüzle öyküleştirdik.

Usta sanatçılar bu öyküye ortak emeklerini, Türkiye Komünist Partisi de karanlığı yenme iradesini koydu. Ve bir kez daha gördük ki, Sosyalizm Cumhuriyet'e çok yakışacak.

🏟️ #İzmir Fuar Atatürk Açık Hava Tiyatrosu
📅 28 Ekim
🕖 19.00

evsiz yurttaşa ev hapsi cezası

giyotin
istanbul kadıköy'de yaşanan bir olaydır.

Uyuşturucu madde satmak ile ilgili gözaltına alınıp çıkarıldığı mahkeme tarafından evsiz olduğu bilinen kişiye ev hapsi cezası verilmesi ve baro avukatı tarafından itiraz edilmesine rağmen söğütlüçeşme tarafında 50/100m2 alandan dışarı çıkartılmayan ara ara polisin uyarılarına maruz kalan bir evsiz yurttaşın başına gelen olay. Adeta aziz nesin hikayesi.

9 haziran 2017 htkp'nin provakasyonu

giyotin
"TKP'ye yapılan saldırıya değinmeden evvel belirtmek isterim ki,

Üzerinden çok geçmedi, bir adamın Başkanlık sevdası yüzünden bütün ülkeyi cehenneme sürüklemesine hepimiz tanıklık ettik. Bunu yaparken muhaliflerine nasıl saldırdığını, nasıl yalanlar söylediğini, nasıl hedef gösterdiğini ve sonunda ele geçirdiği “başkanlığı” nasıl yürüttüğünü hepimiz görüyoruz. Hiç şüphesiz kimi görevlerin belirli kişilere, belirli sürelerce vekaleten emanet edilmesi olağandır. Ancak şu başkan olma sıfatı üzerinde histerikçe ısrarlarda bulunmanın mevcut iktidar sahiplerinden de anlaşılacağı üzere nasıl bir karaktere sahip olunduğu üzerine işaretler göstermesi kaçınılmazdır.

Aynı şekilde provakasyon ve hedef gösterme de kötü bir şeydir arkadaşlar. Siyasi iktidarın “camilerimize ayakkabıyla girdiler, başörtülü kızlarımızın üstüne işediler” şeklindeki yalan üzerine kurulu hedef göstermelerini unutmuş değiliz. Bu provakasyonlara dayanarak nasıl saldırılar düzenlendiğini de. Mesela, palalı saldırganı hepimiz hatırlarız.

Bunu özellikle belirtmemin bir sebebi var. Dün gece Türkiye Komünist Partisi'ne yapılan organize ve eş zamanlı saldırılarda, tüm bu metod ve gerekçeler kullanıldı.

Meselenin üzücü ve can sıkan boyutu, bu saldırıların alışıla geldiği üzere faşist ve gericilerden değil kimi sol kişi ve örgütlerden gelmiş olması.

Dün gece İzmir'de, kendisini kamuoyuna asılsız bir şekilde TKP Genel Başkanı diye tanıtan bir adamın, bizzat TKP'lilerce protesto edilmesi, sosyal medya araçları üzerinden organize bir şekilde “saldırı girişimi” olarak duyurulmuş ve eş zamanlı olarak TKP İstanbul il örgütüne saldırılmıştır. Saldırganların organize bir biçimde kasklar taktığı, demir bilye ve sapanlar kullandığı, satır-sallama-bıçak taşıdığı da görülmüştür. Edilen tehditlere değinmek bile istemiyorum.

Tüm bu saldırıları, TKP'nin kendi itibarını ve hakkını kullanma girişimlerini açıkça çarpıtarak meşrulaştırmaya çalışmışlardır. TKP'nin haklarını hukuki yollardan koruma çabası, sol kamuoyuna asılsız bir şekilde “ihbarcılık” diye duyurulmuş ve bilinçli olarak şiddet ortamının temeli atılmıştır.

Nazarımda, hakkını kullanan bir partiye “ihbarcı, resmiici” demenin, kendisine muhalif olan herkese “bunlaaar teröriiist” demekten zerre farkı yoktur.

Meselenin beni dehşete düşüren kısmı ise şu; bu şahıslar taşıdıkları satır ve bıçakları aynı zamanda komünistler üzerinde kullanmaktan da çekinmemişlerdir. Bu uğurda, Ankara'da 5 TKP üyesi satır ve bıçak darbeleriyle ağır şekilde yaralanmış; bir TKP üyesinin kolu bilekten satır darbesiyle koparılmıştır.

Bu noktada isterseniz şimdiye kadar tüm yazdıklarımı unutup bir kenara koyabilirsiniz. Ancak bir devrimci olarak, sadece ve sadece şu satır, bıçak meselesine yönelik diyeceklerim var!

Neredeyse 10 yıl oldu Türkiye Komünist Partisi üyesi olarak aktif siyaset içerisindeyim. Türkiye'nin yaşadığı sayısız gündeme tanıklık ettim; sayısız eylem, direniş, çatışma, grev, kavga gördüm yaşadım. Ancak ve ancak hiçbirisinde bir TKP'linin elinde satır silah vb. ile ortalıkta dolaştığını, birilerine saldırdığını görmedim! Bu tesadüfi bir tavır değil arkadaşlar, TKP geleneğinin karakteristik ilkesel duruşudur. TKP'li bir komünistin değil saldırmak; bıçak taşıması, elinde satırla gezmesi bile doğrudan partiden ihraç sebebidir. Çünkü bir komünistle bir maganda arasında bariz farklar vardır. Komünist bir parti ile bir suç şebekesi arasında keskin farklar vardır.

Türkiye Komünist Partisi'ne sayısız satırlı bıçaklı silahlı saldırı olmuştur ancak hiçbirisine TKP'liler aynı şekilde satır ve silahla karşılık vermemiştir. Kendi adıma söylemek gerekirse de, bana bıçak çekilmesinden çok; birisine bıçak çekmekten, o eşiğe gelmekten korkarım.

Dün geceyse kendisine komünist diyen bir grubun tüm bu ilkeleri ve ahlaki değerleri ayaklar altına alıp gözü dönmüşçesine satır sallamalarına tanıklık ettik.

Bunu yapmalarının sebebi ise, kendilerinin aslında TKP olduğunu iddia etmeleri ve Erkan Baş'ın başkanlık sevdası. Hele gene Erkan Baş'ın, hangi taraftan olduğu önemsiz bir şekilde onlarca devrimcinin yaralanabileceği bu gerilimi ısrarla başkan diye anılmak için kışkırtması, yaptığı açıklamalarla ciddiyetsiz gülücükler ve şarkılar paylaşarak sulandırması gerçekten utanç verici. Kendisiyle yıllarca beraber mücadele etmiş, verdiği sayısız eğitime katılmış bir komünist olarak, ben onun adına utandım ve özetlemek gerekirse;

Kusura bakmayın arkadaşlar ancak elinize satır, bıçak aldığınız gün TKP'li olma ehliyetini kaybettiniz. Elinizde satır, bıçak varken bunun üzerine konuşulacak tek bir şey yoktur.

Türkiye işçi sınıfının öncü partisi ve Türkiye'nin en eski siyasi partisi TKP'nin kaderi, satır ve bıçakla terör estiren, parti binasına giremeyince civar esnafa saldıran bir grup vandala emanet edilecek değildir!

Sizin de dediğiniz gibi, aynılar aynı yere; ayrılar ayrı yere…

Kim olduğu önemsiz bir şekilde, dün gece yaralanan herkes için üzgünüm. Umarım bu tartışma artık sonlanır ve tekrar etmez. Hepimize geçmiş olsun.

Edit ve not: Arkadaşlar bu paylaşımda tamamen kendi düşünce ve gözlemlerimi ifade etmek istedim. Mesela hali hazırda oldukça hararetli olduğu için hiçbir şekilde paylaşımın altında yorum aracılığıyla hakaret, küfür, tehdit, polemik, goygoy ve zevzekliğe müsaade etmeyeceğim. Kişisel algılamayın." Alıntıdır

9 haziran 2017 htkp'nin provakasyonu

giyotin


Facebook ve twitter ile paylaştıkları "erkan bas'a saldırı" videoları gerçeği göstermektedir, izmir fuar açık hava tiyatrosunda yaşanan, bir protestodur. kendisini tkp ile bağlantısı olmadığı halde tkp genel başkanı olarak anons ettirince yaşanan protestoyu saldırı olarak kendi hesaplarından duyurmak provakasyondur.
(Htkp'nin Saldırı olarak paylaştığı görüntüleri tkp'liler ortada saldırı olmadığını göstermek için paylaşmaktadır.)
https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=10155313691942158&id=251038822157

9 haziran 2017 htkp'nin provakasyonu

giyotin
Kendisini TKP genel başkanı olarak göstermeye çalışan ve tkp ile bir bağlantısı olmayan şuursuz bir kişinin ve kendisinin peşinden giden bir grubun belli hevesler uğruna gerçekleştirmeye çalıştığı olaydır.

Türkiye Komünist Partisi'nden yaşanan olaylara dair açıklama...
1- İzmir'de düzenlenen "Hayır Tutuklanamaz" etkinliğinde konuşmacı olan Erkan Baş, düzenleme komitesinin sözünden farklı olarak "TKP Genel Başkanı" olarak tanıtılınca kitlesel bir protesto ile karşılaştı.
2- Bu sırada FKF canlı yayını da hemen kesildi. Bunun bir işaret olduğu anlaşılıyor.
3- Aynı anda istanbul'da toplanan 60 kişilik baretli ve sapanlı bir grup TKP binasına saldırıya geçti. Bilyelerle yaralananlar oldu.
4- Bina önüne TKP'lilerin çıkmasıyla birlikte saldırganlar sokak başına kaçtı. Buradan sapanlarla saldırmaya devam ettiler.
5- Binada bulunan partililer kalabalığı "Yaşasın Türkiye Komünist Partisi" sloganlarıyla yanıtladı. "Faşizme Karşı Omuz Omuza" ile devam etti.
6- Erkan Baş'ın İzmir konuşması bir provokasyondu. Bu provokasyona verilen protesto yanıtı saniyeler içinde "Erkan Baş'a saldırı" olarak provokasyon hesaplarından yayınlandı. Ne tesadüf ki bunun hemen ardından teçhizatlı (baret ve sapanlar) bir grup parti binasına saldırdı.
7- Saldırıya aynı şekilde yanıt verilmedi. Parti binasında ve çevresinde gazete satışı yapmış olan yüzlerce partili olduğu halde.
8- Saldırgan kalabalık, çok sürmeden kaçışarak dağıldı. Uyarılmışlardı. Çevredeki kafe ve kahvelerde bulunan insanlar da tepki gösterdiler.
9- Saldırıdan 10 dakika kadar önce parti binasının karşısındaki kafeye oturan HTKP üyeleri oldu. Gözcülük yaptıkları anlaşılan bu kişiler İzmir'deki konuşmayla da koordine edilmiş bir saldırı olduğunu gösteriyor. Saldırının başlangıç işareti Erkan Baş'ın "TKP Genel Başkanı" olarak anonsu...
10- Toplantı öncesinde düzenleyicilerle defalarca görüşülmüştü. Erkan Baş söz almadan önce bir kez daha teyit edilmişti. Söz konusu kişinin HTKP Genel Başkanı olduğu konusunda kimsenin bir kuşkusu yoktu. TKP anonsu neden yapıldı bilmiyoruz. Erkan Baş'ın zorlaması olması ihtimali var.
11- Saldırıdan yarım saat kadar sonra partinin sokağına doğru polis araçları geliyor. Saldırı bittikten 15 dakika kadar sonra. Geride bıraktığımız günlerde yapılan provokasyonlarla hazırlanan saldırı, birden çok kentte düzenlenen bir planla hayata geçirildi.
12- TKP binasında ciddi bir hasar yok. Hazırlanıp sokağa çıkan arkadaşlarımızın püskürttüğü saldırganlar sokağın başından bilye attıkları için yaralanan arkadaşlarımız oldu.
13- Bu kalleşçe provokasyon söz konusu partinin nasıl bir mantıkla yönetildiğinin ve nasıl provoke edildiğinin göstergesidir.
14- Kendi üyelerinin canını da düşünmeyen ihtiraslı bir kişinin, bunları yapabilmesi ibret vericidir. Buna bilerek bilmeyerek hizmet eden herkes bir kez daha düşünmelidir. Bu grubun provokatif söylemlerini devrimcilik olarak tanıyanlar iki kez düşünmelidir.
15- Partimiz ise, hiç bir şekilde provokasyonlara pabuç bırakmayacak güç ve kararlılıktadır. İzmir'deki kurumlarla ve dostlarımızla yapacağımız görüşmelerin ardından bir açıklama yapacağız. Şuursuz gruplar oyun oynadıklarını sanıyor olabilirler. Ne bu ülke çocuk bahçesi ne de biz onların oyun arkadaşıyız.
16- TKP'liler parti binası çevresinde toplandı. Yapılanın çok planlı bir saldırı olduğu açıktır.
17- "Erkan Baş'a saldırı" duyurusu eldeki görüntülerle yalanlanırken, 60 kişilik baretli ve sapanlı bir grubun "spontane tepki" olmayacağı da açıktır.
18- Günlerdir, "Resmi TKP", "Polis TKP" gibi ifadelerle saldırdıkları partimizin bir saldırı hazırlığında olduğu gibi duyurular da tespit edilmiş kışkırtıcılar tarafından yapılmıştır. Bunların hepsini tanıyoruz.
19- Yoldaşlarımızı kararlılıkları ve soğukkanlılıkları nedeniyle bir kez daha kutluyoruz. "Bize saldıracaklar" duyurularının nasıl bir kışkırtmanın unsuru olduğunu biliyoruz.
20- Son sözümüz: Gericiliğe, faşizme boyun eğmedik, bir avuç şuursuz saldırgan karşısında geri adım atmayız. Yaşasın Türkiye Komünist Partisi Yaşasın Devrim.
http://haber.sol.org.tr/toplum/tkpden-yasanan-olaylara-dair-aciklama-199417

dinden çıktıktan sonra hissedilenler

giyotin
Dine ne zaman nasil girdigimi hatırlayamadığım için ezeli hapishaneden kurtulmak gibi hissettim... çocukken sorduğum soruların cevaplarını bularak içeriden dışarıya bir bir kapılar açıldı, bazı kapılar arka arkaya hızla bazıları yavaş yavaş... sonunda gerçek dünya ile tanıştım.

solculuk

giyotin
Kapitalizmin devamını sağlayacak, sömürüyü meşrulaştıracak her türlü yapıyı ve görüşü eleştirilmesidir, eleştirmekle kalmaz karşısına kendi iktidar planını koyarak mücadele edilmesidir.. bunun yanında cinsiyetçilik gibi ortaçağ kanunlarında var oran kadın/erkek eşitsizliğini meşrulaştırmaz bunun karşısında durulmasını gerektirir.

(Devamını editleyeceğim kısa kesmek zorunda kaldım kusura bakmayın)

Emperyalist planları deşifre ederek gerek kendi ülkesinin burjuvazisi gerekse dünya tekeli olan emperyalist burjuvaziye karşı topyekûn mücadele yürütülmesini saglamaktır.

Solculuk akıl, vijdan, duyarlılık ile sınırlanmaz. Yerli ve yabancı gericiliğe (akıl dışı/bilim dışı) karşı olmaktır. Ezilenlerin sınıfsal temelde mücadele ile kurtulacağını bilmektir. Hayvanlardan çevreye dünya üzerinde sesi olmayan tüm canlıların ve doğanın haklarını varlığını savunmak ve parçası olduğumuz dünyayı kötüye gitmekten kurtarmak için mücadele edebilmektir... solculuk evet örnek insan olabilmektir.

(Edit: editledim daha eklenerek editlenebilir)
0 /