confessions

marenostrum

Bira  · 30 Nisan 2017 Pazar

  1. toplam giri 63
  2. takipçi 12
  3. puan 1036

Celal şengör

atticus finch
kürtlere bok yedirmek işkence değildir, deniz gezmiş eşkiyaydı, kenan evrenin yaptığı her şeyi istisnasız onaylıyorum gibi iğrenç söylemlerle gündeme gelmişti daha önceden. bugün de monarşiyi övmüş. aristodan örnek vererek övmüş üstelik. aristo 2500 yıl önce yaşamıştı ve dönemine göre müthiş açık fikirli biriydi. sen ise yalnızca sarayın sayısız yardakçısından birisin tombik.

her aydın bir sınıfı temsil eder derler. celal şengör seçimini açıkça burjuvaziyi temsil etmekten yana kullanmıştır. 2018 yılında hala monarşi hayali kuran darbecilerin karşısına robespierre, cromwell, lenin, resneli niyazi, mustafa kemal olup çıkacağız.

fırat çakıroğlu

jesus
Ellerinde satırlarla koşarak ava giderken avlanmış, bacağından bıçaklanmış ve arkadaşlarının dangalaklığı dolayısıyla hayatını kaybetmiş şahsiyet. İnsan bacağından bıçaklanarak ölür mü ya demeyin, bu kadar gerizekalı bir hareket icindeyseniz oluyor ne yazık ki. Onlarca kişisiniz orada bir taneniz ilk yardım bilmiyor mu diye soruyor insan ama nafile. Saatlerce orda kanayarak ölüyor yavaş yavaş vatandaş. Peki neden saatlerce diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Bu memleketin en köklü üniversitelerine ambulans ulaşamıyor mu? Bu muhtesem sorunun cevabı gene kitlenin aptallığının ve serefsizliginin altında yatıyor. Ambulansı sokmuyor okula bu kitle. Neden peki? Çünkü daha önce olduğu gibi gene yaralananın kürt olduğunu düşünüyorlar. Ne kadar da trajikomik değil mi ama?
16

yazarların dayak yediği anlar

trainer red
bir gün parkta oturmuş çekirdek çitliyorum.park ana baba günü,tıklım tıklım.baktım altı yaşlarında bi tane kız binmiş salıncağa yarım saattir inmiyor.bu durum beni çok sinirlendirdi,o kadar çocuk bunun inmesini bekliyor ama bu yarınlar yokmuşçasına sallanıyordu.attım çekirdeği yere gittim çocuğun yanına 'bakar mısın kardeş' dedim,baktım bu aptal aptal sırıtıyor 'o kadar millet senin inmeni bekliyor,yeter artık in' dememle başladı 'annee' diye ağlamaya.çektim çıkardım bunu salıncaktan ve boşalan yere hemen ben oturdum.
başladım sallanmaya ama emniyet zımbırtısını kapatamadım.çok acayip eğleniyordum,bi tane amcayla karısı geçiyordu 'amca beni sallar mısın?' dedim ama hiç oralı olmadı,karısıyla beraber tuhaf tuhaf baktılar.
çok geçmedi az önce çimdikleyerek salıncaktan indirdiğim kız annesi ve babasıyla geldi.
Babası bana ters ters baktı 'utanmıyor musun ufacık çocuğu çimdiklemeye.en az 24 yaşında adamsın' dedi.çocuğun annesi adamı tutuyor 'belliki gerizekalı karışma falan' diyor ama çok zoruma gitti.tamam abi yaa dedim indim salıncaktan. biraz ağladım.
sonra kaydırağı gördüm.büyük olanlar fazla tehlikeli göründüğü için küçük olanlara bindim.koşa koşa yaklaştım kaydırağa ve bindim sonra fiuyuuu diyerek kaydım.
o kadar hızlıydım ki önümde bir çocuk vardı üç yaşlarında falan az daha ezilecekti.baktım bu ağlıyor,yapıştırdım ensesine 'dikkatli olsana veled' dedim.bu daha beter ağladı.etraf bir an öfkeli kalabalıkla doldu,linç edeceklerdi beni çok belliydi.allahtan teyzenin biri 'belliki zihinsel özürlü karışmayın' dedi de bıraktılar.
eve gittim akşama kadar ağladım.

2 temmuz 1993

anne boleyn
camiden çıktılar, ağızlarında tekbir sesleri...
"insanları" sırf alevi oldukları için, sırf kendi dini inançlarından olmadıkları için katletmeye, linç etmeye gittiler. onların sayısı çoğaldıkça insanlık azalıyordu.
katletmek istedikleri insandı, dışardakiler ise müslümandı ama insan olmadıkları kesindi.
asker geldi. asker kurtaracaktı, sırf mezhebi farklı olduğu için ya da dini inancı olmadığı için yakılmak istenen "masum insanları" kurtarmadı...
dışarıda gittikçe sayısı çoğalan, insanlığı kalmayan mahluklar "asker kafire kendini siper etmez" diye bağırdı. asker gerçekten de insanlığa kendini siper etmedi, korumadı,kurtarmadı!
yaktılar o masum insanları, canlı canlı! gülerek, eğlenerek, allah diyerek! çığlıkları duyuldu belki de içeridekilerin, dışarıdakiler ise "işte cehennem ateşinde böyle yanıyorsun" dedi...
lanet olsun, lanet.

atatürk'ün yaptığı hatalar

darbeli matkap
Şunu yapmıştır atamdır bunu yapmıştır atamdır şöyle yapmıştır atamdır... Ya bu ülkede ki comarların "Tayyip yaptıysa bir bildiği vardır yav" cümlesine benziyor yani bir şeyin hata olduğunu düşünüyorsanız veya düşünmüyorsanız o şeyi açıklamasıyla yazıp bizi aydınlatın bir hatayı yazdıktan sonra atamdır bir bildiği vardır yazmak ne kadar sağlıklı bir şey bilemiyorum...
Hiç kimseyi putlaştırmanın bir anlamı da yok..
He bir de şey var "kocamdır döver de sever de"
3

laik bireylerin patlama noktası

atticus finch
milli bayramlarda atılan 1-2 slogan hariç olmayan patlama noktası. cidden bunlar ağır pasifist ve korkak, ama suç bunlarda değil, chp atatürkçü muhalif kesimi pasifize etmek ve sakinleştirmek için yerleştirilmiş bir proje partisi olduğu için bence chp'nin bu tavrından etkileniyorlar

anı yaşamak ya da anı paylaşmak

sarkozy
ben kesinlikle anı yaşamak diyorum. hiçbir kamera lensi insan gözünden daha kaliteli değildir. bu yüzden ister bir manzara olsun, ister eğlenceli bir olay olsun kendim görüp, hatırlamak isterim. günümüzde özellikle konserlerde insanlar cep telefonlarıyla konser videoları kaydedip sosyal medyada paylaşıyorlar. birçoğumuzda like almak için yaptığımızı inkar edemeyiz. belkide o konseri hayatı boyunca bir daha izleme şansı bulamayacakken, anı yaşayım müziğin ve performansın keyfini çıkarmak varken, o konser görüntülerinin zaten daha kaliteli görüntülerinin sosyal medya bulunuyo olmasına rağmen biz ufacık, pixel pixel kameramızla anı yaşamak yerine paylaşmayı tercih ediyoruz.

sözlük mantığı

rigmo
artık bu başlığı açmanın zamanı gelmiş sanırım. yeni moderatör arkadaşlarında gelişiyle, biraz daha yazarlığa odaklanmak istediğimden, belirtmem gereken bazı şeyler var.
yazar arkadaşlarımız, öncelikle burası öyle sürekli geyik yapılacak bir yer değildir. gördüğünüz üzere bazı başlıklara izin veriliyor. hatta bilen bilir gecenin 3-4 ünde kalanlarla, sohbet başlığı açıyorum. dert dinliyoruz. sonra başlığı siliyorum. bunları elbette yapacağız. fakat maalesef görüyorum ki sürekli bir "geyik" yapma peşine düştük. dediğim gibi arada elbette olacaktır ki zaten yorum kısımlarında özgürsünüz, geyik yapabilin diye. ama belli bir zümreyi zan altında bırakacak başlıklarda ne demek oluyor? kapalılar bilmem ne, dinciler bilmem ne, takip edeni favlarım, zamazingoya zamazingolarımı zamazingolatmak için gittiğim zamazingocunun zamazingo tavırları sonucu verdiğim zamazingoyu zamazingolayamaması gibi, soru başlıkların ısrarla açılmaya çalışılması gibi faaliyetlerde bulunuyoruz. soruyorum neden?
her şeyin bir yeri vardır. havuza, takım elbisenle giremediğin gibi, bir yerde yemek yerken de mayo giyemezsin. neden ısrarla bunu yapmaya çalışıyoruz anlam veremiyorum.
bakınız, kesinlikle karşılık beklemeden emek veriyoruz. vakit ayırıyoruz. burada olan çoğu yazarla, özelden konuşmuşluğum olmuştur. uyardığım, yeri gelip geyik yaptığım. hal hatır sorduğum. iki gün boyunca muhabbet ettiğim insan, yarın sözlüğü trollemeye çalışıyor. bilmiyorum bence ayıp.
velhasılıkelam kendi kırgınlıklarımı kenara bırakarak konuya dönüyorum. sözlük mantığı nedir?
sözlük mantığında, tartışmak veya cevap vermek yoktur. başlığın altında sadece ama sadece sizin yorumunuzu okuduğunu varsaydığımız kişi, konu hakkında fikir sahibi olmalıdır. o yüzden yönlendirmeler yapıyorsanız bunu fonksiyonel olarak belirtmeniz gerekmektedir. konuyu ilk açan kişi, ayrıntılı tanımı yapar, fikrini sunar ve kenara çekilir. daha sonra gelip yorum yapmaz. kendi gibi düşünmedi diye girip her girisini eksilemez.
-sert olduysa özür dileyerek bitireceğim konudur.

facebook kullanmamak

4koseli3gen
"Facebook kullanmıyorum! " deyip deyip en basit online oyunlar için, ders paylaşımları için , festival takipleri ya da facebook dışında bir yerde paylaşım yapmayan sayfalar için onca lafı yutup facebook açmaktır. Haa dıdısının dıdısı olmadıkça güzel bir sosyal ağ ama amcamın halasının torunu paylaşımınızın altına "gııız sana nolmuş ! anan gile selam söle " yazınca insan bi Mark Zuckerberg'e kadar sövmüyo değil hani.

facebook kullanmamak

4koseli3gen
Özellikle anne ve babası ayrılmış olan gençlerimize, anne ve babasının sanki anlaşmalıymışçasına işkence ettiği sülale sosyal ağı olarak bilinen facebook; günümüzün sosyal faciası olarak görülüyor. "Facebook kullanıyor musun? " sorusuna evet derseniz "hala var mı ya o ağ (götüyle gülmeye çalışır) " hayır derseniz ise "aa neden ki (ay götüm bakışı atar) ". Sonuç olarak siz siz olun facebook muhabbeti açılırsa şayet olabildiğince hızlı kaçın ordan. İster kullanın, ister kullanmayın.

league of legends

valonqar
10 ban sisteminin geleceği açıklanmış oyun. bu ban sisteminde 2 takım da aynı anda yasaklamalarını yapıyor. ve yasaklama süresi bitene kadar ne sen onların yasaklamalarını görüyorsun ne de karşı takım senin yasaklamalarını görüyor. her şey aynı anda. olası bir yasaklamayı ele alalım:

senin takımın: fizz, leblanc, yasuo, vayne, xayah
karşı takım: yasuo, kassadin, fizz, caitlyn, zed

ee 2 tane aynı şampiyon yasaklandı? kalıyor öyle. yani tıplamda 8 tane yasaklama yapılmış oluyor. özellikle de düşük liglerde sanırım 3 yasaklanan şampiyon falan olacak. swh.

artı yönlerini sayarsak dereceli girmek cidden çoook uzun sürüyordu. oyun bul, şampiyonunu göster, o yasaklama yapsın sen yasaklama yap, o şampiyonunu seçsin sen seç derken bayağı bir süreni alıyor. e zaten normal sıralı kalkmış, derecelide bekleyip kanser olacağıma normal oyun oynar zevkime bakarım diyip normal girerdim. aynı anda yasaklamaların yapılması önemli bir süre kaybını önlüyor. herkese yasaklama hakkı tanımak da önemli bir olay. böylelikle herkes "off karşıma şunu alırsa çok sıkıntı" diyebileceği şampiyonlardan kurtulmuş oluyor.

eksi yönlerini sayarsak yine düşük liglerde insanların genelde birkaç şampiyona eli yatkın olduğu için sıkıntı çıkaracaktır. iyi mi olmuş kötü mü olmuş karar veremedim. (bkz: bilemiyorum altan)

edit: imla
1

pembe metrobüs

soldsoul
olacak şeyi söylüyorum: tecavüz edecek, diyecek ki "normaline bindi, aranıyordu". öldürecek, diyecek ki "kadın dediğin normal metrobüse mi biner?". kadınlar için yapılan bu şey, aslında gerçek ayrımcılığın ve yanlış algının temelini oluşturuyor. kadınları, ayrı bi canlı türü gibi algılamasını sağlayacak çünkü bu durum, tek hücreli insanların. zaten bu yamyamlarla yaşamak bi erkek için bile zorken, kadınların çok çok daha zor olan işini bi nebze daha zorlaştıracaktır. "eheheheh kadınlarımızı önemsiyoruz" niyetiyle yapmış olabilirler; bi şey diyemem, niyetlerini bilmiyorum çünkü. ancak, bu konuyu etraflıca düşünmedikleri kesin. (bkz:pembe trambüs'ler seferlerine başlayacak)

modern türbanlı

sarkozy
bu işin türbanla flan alakası yok. bence türbanlı dediğimizde ötekileştiriyoruz. sonuçta insanlar dış görünüşü ne olursa olsun ihtiyaçları aynıdır. bu ihtiyaçlar giyimine rengine diline dinine göre değişmiyor. tek anlamadığım başlıkta belirtilen kadın modelinin yapmaması gereken şeyler yapıyormuş gibi bahsediyorsunuz. aslında o da hemcinsleri gibi arzulara isteklere sahip bir varlık. sadece insanları birbirinden ayıran nokta bence irade. insan iradesine sahip oldukça farklılaşır. bu irade mevzusunu dinle flan bağdaştırmayın sakın. en basidinden sigara içmek bağımlılık değildir irade meselesidir ve evet sigara içmeyen içene göre daha farklıdır.

behzat ç

sarkozy
78. Bölüm favorim. Gerçekten oyunculuklar ve senaryo kesinlikle çok kaliteliydi. Leyla ile mecnun dizisiyle ortak bölümünüde unutmamak lazım tabi ki. Pilli bebek grubunun şarkılarının diziye uyumu müthiş. hayaletin söylediği türkü, harunun telsizden "seviyorum merkez" anonsu, behzat ç'nin bir barda yaşlanmış hali, şimdiki hali ve çocuk haliyle sohbeti ve en önemlisi 78. Bölümün tamamı unutamadığım sahnelerdir.
Bu diziyi hala izlememiş kişilere o kadar çok özeniyorum ki keşke onların yerinde ben olsamda izlemeye başlasam diyorum...

erdoğan'ın korumalarınında dahil olduğu washington'da ki kavga

sarkozy
Washington'da Donald Trump ile görüşen Tayyip Erdoğan'ı protesto etmeye gelen bir grup ve Erdoğan lehine gösteri yapan bir diğer grup arasında kavga çıktı. Erdoğan'ın yakın ve uzak korumalarıda kavgaya dahil olurken protestocu gruba saldırdı. Washington polisi kavgayı önlemeye çalışırken Erdoğan'ın korumalarından bazılarınıda copladılar.
(bkz:http://www.diken.com.tr/washingtonda-iki-grup-karsi-karsiya-geldi-erdoganin-korumalari-gostericilere-saldirdi/)

itaksi uber ve bitaksi

sarkozy
Mobil cihazlarla kolay bir şekilde taksi çağırmaya yönelik bir uygulama. Amaç müşterilerin taksilere kolay ve rahat ulaşabilmesi, trafikte boş boş gezen taksi sayısını azaltıp trafiği rahatlatmak.

Birde yolcular telefondan sürücülerin puanlarına göre taksi çağırabilecek. bu uygulamayla yolculukların daha güvenli hale getirilmesi de amaçlanıyor.

onur ünlü

sarkozy
onur ünlü, 1973 yılında izmit'te doğmuş, anadolu üniversitesi iletişim bilimleri fakültesi iletişim sanatları bölümünden mezun olduktan sonra marmara üniversitesi iletişim fakültesi iletişim bilimleri anabilim dalında yüksek lisansını tamamlamıştır. 1997 yılından beri piyasada senarist, reklam yazarı, yapımcı ve yönetmen olarak çalışan ve 2006 yılının ağustos-eylül aylarında eflatun film tarafından çekilecek olan polis adlı sinema filminin senaristi olan onur ünlü, bu filmin yönetmenliğini de üstlenmiştir.
Onur ünlünün bana göre başarılı film ve dizileri; polis, güneşin oğlu, leyla ile mecnun, sen aydınlatırsın geceyi, itirazım var, görünen adam.
merakla beklediğim filmi ise; kırık kalpler bankası.

görünen adam

sarkozy
ilk 3 bölümünü izledim. her bölüm 15er dakika. konu özetle klasik amerikan filmelerinde ki görünmez adam temasının tersi görünen adam olmuş. tüm insanlar görünmezken ana kahraman görünür olur ve macera ondan sonra başlar. bence tam bir onur ünlü kafası olmuş. bence dizi
ve film kültürümüz onur ünlü ve onun gibi birkaç adam sayesinde evrilmeye başlamıştır.

bu arada herkese şiddetle tavsiye ediyorum mutlaka ve mutlaka izleyin.

osmanlı nasıl uzun ömürlü bir devlet olmayı başardı

Valar dohaeris
Sömürgecilik sayesindedir. Hükmettiği topraklara kendi insanını ve kültürünü yerleştirerek yeni kazandığı toprakları çabuk kaybetmekten kurtulmuştur. İsyan edemeyecek kadar zayıf topluluklara kendi benimsediği dini ve arap kültürünü dayatmış, bir sonraki nesilde kendisine ihanet edecek kişi sayısını azaltmıştır. Kendisine ihanet etme ihtimali olan halkların çocuklarını da yetiştirme bahanesi ile "esir" olarak almıştır. bu bir nevi "bana ihanet edersen sana oğlunun kellesini gönderirim" deme şeklidir. Dikkat edin kızlar alınmamıştır aynı yöntem ile. Çünkü dünya hâlen daha eril topluluklardan oluşmaktaydı. Kadınlar sadece cariye olarak alınmaktaydı. Ticaret yollarını elinde tutması ise Zengin kalmasını sağlamıştır. ta ki coğrafi keşifler sayesinde yeni ticaret yolları keşfedilene dek.

Edit; bir de bilime ilk başlarda önem göstermiştir. Bilim tarihine çok önemli kişilikler kazandırılmıştır. Ne zaman ki din Osmanlı'da bilimin önüne geçmiş, Avrupa ise onun aksine bilime ve yeniliğe önem göstermiştir; işte o zaman çöküş hızlanmıştır.