confessions

tutankhamonyum

Bira  · 26 Mayıs 2017 Cuma

  1. toplam giri 62
  2. takipçi 5
  3. puan 1024

sevgilisinin üstsüz güneşlenmesine kızmayan erkek

luthien tinuviel
Dostum siz ilişkiyi ne sanıyorsunuz? Erkek kadına soyun deyince soyunur giyin deyince giyinir bu mudur? Nasıl ki erkek arkadaşımın çıplak güneşlenmesi beni rahatsız etmemeliyse kadınların da aynı şekilde güneşlenmesi sizi rahatsız etmemeli. Kadın sizin üzerinde hakimiyet kurabileceğiniz bir obje ya da varlık değil. Kendi kararları, kendi doğruları, kendi hatalarıyla canı ne yapmak istiyorsa yapar aynı şey erkekler için de geçerli ha böyle ilişki içerisinde bulunduğun kadının bu davranışlarından hoslanmiyorsan kendi görüşünüze uygun kişilerle birlikte olursunuz. Son olarak şunu hatırlatmak isterim ki sizin gavat diyerek tanımladığınız hiçbir adam sokak ortasında hayatındaki kadını defalarca bıçaklayarak öldürmedi.
14

sevgilisinin üstsüz güneşlenmesine kızmayan erkek

jakoben
sevgilisine karışmayan erkektir çünkü aradaki bağın kuvvetli olduğunu bilir.aynı zamanda götüne güvenen de erkektir.götü yiyen taciz etsin diye bekler.müslüman toplumlarda bu iş böyle işlemez çünkü karşı cins ile seneler bile geçse kurulamayan güven ve sosyal bağ buna imkan vermez.sonuç mu? deli gibi seviyorum diyerek haykırarak ağlayan gerekse depresyona giren hatta faça atan erkek bu tür sebeplerden kızı dayaktan öldürebilir.aslında yani uzun uzadıya yazmaya gerek yok,anadan üryanlığı ile tadı çıkan bir kompozisyon bu plajdasın güneş deniz kum sik*rim mayoyu? bu toplumun herhangi bir ahlakı yok.var sayılan bütün ahlak korkudan, ya sikilmek ya dövülmek korkusu.ahlak bu değil.bu toplum zehirlidir.

sevgilisinin üstsüz güneşlenmesine kızmayan erkek

jakoben
ayrıca gavatlık diye bir kavram yok argo vardır gençler meyhanelerden müsteçhen muhabbetlerden çıkmıyor musunuz ? ne gavatlığı pezevenkliği? bunlar nasıl kelimeler? gerçekliği olmayan laflar bunlar.sevgiye özgürlük dense buna en başında adına aklınıza gelmezdi en başından bunun gavatlık olacağı gavatlığın ne olduğu faso fisa. işte aydınlanmak lazım accık
8

rüyada eski sevgiliyi görmek

athens

Dün gece rüyamda seni gördüm. Rüya değil gibiydi sanki. Bütün gece kokunu içime çekmiştim çünkü. Her zaman yaptığım şeyi yapmıştım. Ellerimi siyah atletinin içine sokmuştum. Sımsıcaktın yine her zaman olduğu gibi.

Seni çok özledim be adam.

arkadaşın ölmesi

fyodorwell
Hayatımda hiç unutamayacağım olaylardan bir tanesidir. 10 yaşındayken çok sevdiğim bir arkadaşımı trafik kazasında kaybetmiştim. Kaza esnasında ölmedi, ilk önce hastaneye kaldırdılar. Bizimkiler haberi aldığında çoktan kalbi durmuştu zaten. Çok iyi hatırlıyorum, annem ağlayarak "kaan öldü oğlum." demişti. Ölüm kavramı da çocuk aklı için biraz bulanık. Arkadaşımın bir daha gelmeyeceğini biliyordum ama derin bunalımlara da girmemiştim normal olarak.

2 gün sonra cenazesi kalktı. Annem cenazeye gitmeden önce beni teyzeme bırakmak istiyordu. Tam o esnada dedem(anne tarafından) geldi bize. Kendisi bir numaralı anadolu çomarıdır. Benim de cenazeye gelmem için ısrar etti anneme. "Fyodor'un bunları görmesi gerekiyor kızım. sonsuza kadar çocuk kalmayacak" demedi tabii ki. "gızım alışzın alışzın böyle şeylere" diyerek alıp götürdü beni de cenazeye. Neye alıştırıyorsun olum nargile mi bu? Küçüksün bir şey de diyemiyorsun.

Gittik mezarlığa. dedem elimden tutup gasilhanenin kapısına götürdü. çocuğun bedeninin yıkanışını gösterdi. O manzarayı görünce ağlamaya başlamıştım zaten. İki gün öncesine kadar birlikte topaç çevirdigim çocuğun şişmiş soluk bedenini görmek travmaya sebep olmuştu. Bilmiyorum belki de kolay etkilenen birisiyimdir. Uzun süre çıkamamıştım o travmadan. Sürekli rüyamda görüyordum. Mesela bir rüyamda "Fyodor ben ölmedim sana yalan söylüyorlar." demişti şişmiş beyaz yüzüyle. Ondan sonra birlikte topaç çevirmiştik yine.

Arada giderim mezarına. Eskiden her yerde topaçlar satılıyordu. Şimdi bulmak pek kolay olmuyor öyle, ama bir şekilde buluyorum. Her gittiğimde topaç götürüp koyuyorum toprağının üstüne. Toprağı bol olsun.

körelmiş organlar

lexxpowder
insan vücudu, bin yıllardır geçirdiği evrim sonucunda bugünkü formunu almıştır. An itibariyle evrimimiz, türümüzün yok oluşuna kadar devam edecektir. yalnızca vücudumuz değil, tüm evren her an evrimleşmektedir. çünkü evrim, zaman içerisinde gerçekleşen değişimdir.

vücudumuzda, köreldiği en göze batan organ, hiç şüphesiz ki vücut kıllarımızdır. henüz tam olarak körelmesi tamamlanmamış olup, insanoğlu dik yürümeye başlayıp, ateşi bulmasından beridir körelmeye başladığı düşünülmektedir. dik yürüyüp, ateşi bulan atalarımız, alet kullanmayı öğrendikten sonra öldürdükleri hayvanların postlarını giyip, ısınma, kuru kalma, kokusunu gizleme gibi avantajlar sağlamıştır ve bu problemleri artık ortadan kaldırmaya başlamıştır. daha sonra mağaralarda yaşamaya başlayan ilk insanlar, genel olarak ısınma ve barınma gibi ihtiyaçlarını karşıladıkları için kıllara olan ihtiyaç giderek azalmıştır. ancak kıllar yalnız ısınmak ve kamufle olmak için değil başka özelliklere de sahip bir organdır. vücudumuzun ısı dengesini dengede tutarlar ve ısıya ihtiyaç olan, korunması gereken ve hassas bölgelerde daha çok çıkarlar. ısıyı dengeli bir şekilde vücudumuza yayarlar. güneş ışınlarını göreceli olarak engellerler. göz, kirpik, burun, kulak gibi bölegelerimizdeki kıllar toz ve bakteriler gibi tehditleri büyük oranda azaltırlar. eski çağlarda çevresindeki tehlikelere ve yırtıcılara karşı sürekli tetikte olmak zorunda olan atalarımızı, çevresel etkileri sinir uçlarına iletir ve bir uyaran işlevi görür böylelikle dikkatli olmalarını kolaylaştırırdı. ancak günümüze geldiğimizde ise, ısınma ihtiyacımızı ve güneşten korunmamızı kıyafetlerimizle sağlamaktayız. kamufle olmaya ve tehlikelere karşı uyarılma ihtiyacımız yok. zaten olabilecek tehlikeleri bu zaman içerisinde tükettik. bu uzun süre boyunca kıllarımız giderek azaldı ve evrimsel süreç ele alındığında az bir süre daha bizlere eşlik edeceği görülebilir.

organların körelme sebepleri bahsettiğim değişken koşullar nedeniyle kullanılmaması, az kullanılmasıdır.zamanla bu organlara harcanan enerji giderek azalır ve ihtiyaç kalmaz.yok olmaları çok uzun bir süreç gerektirir.bazı insanların da bazı organlar olmadan dünyaya geldikleri olur ve buna agenez adı verilir. genellikle körelmiş veya körelmekte olan organlar eksik olur. işlevini yerine getirmeyen körelmiş organlar kimi zaman, vücuda adapte olarak farklı bir amaç için çalışabilir.

körelmiş organların birden bire yok olmasını beklemek tamamen boşa beklemektir. bunlar yok olan değil körelen organlardır. bu yüzden uzunca bir süre daha bizimle varlıklarını sürdürmeleri gerekmektedir. şu an işimize yaramayan bir körelmiş organ, şartların değişmesiyle tamemen yok olmadan tekrar ihtiyaç dahilinde olabilir ve işlevsel hale gelebilir.

otçul olan ilk insanlar, bitkileri uzun süre çiğnemek zorunda kalmaları sebebiyle 20 yaş dişleri gayet işlevseldi. geniş çene yapısına sahip atalarımızın, besinleri iyice çiğnemeleri, parçalamaları ve ezmeleri gerekiyordu. otçulluktan hepçilliğe geçiş yaptıktan sonra ateşin de bulunmasıyla beraber, daha az çiğnemeye ve daha kolay sindirmeye başladılar. değişen kafatası yapımızda küçülen çenemize artık sığmayan 20 yaş dişlerimiz körelmeye başladılar ve o zamandan beri hala körelmektedirler. günümüzde işlevsizdirler ve genellikle hiç çıkmazlar. çıktıklarında ise ağrılara sebep olarak ağız yapımızı bozarlar

kuyruğa destek oluşturan, kök sağlayan ve vücut dengesine yardımcı olan kuyruk sokumu kemiği, günümüzde körelmiş, ancak tam işlevini kaybetmemiştir. baz kaslarımıza, sırtımıza, belimize ve vücudumuzun oturuken ki pozisyonuna destek sağlar.

primat atalarımızın vahşi doğada seslerin yönüne göre kulaklarını hareket ettirmelerini sağlayan nokta darwin'in noktası'dır. seslere odaklanmaya yaradığı düşünülen bu organ, çoğu memelide mevcuttur. ancak insanlarda tamamen işlevini kaybetmiştir. kulağın kıkırdak kısmının dışında bulunan bir çıkıntı şeklindedir.

eski zamanlarda çok fazla bitkiyle beslenen vücutlarımızın, selülozu işleyip sindirebilmek için apandisi kullandığı düşünülmektedir. pek çok varsayım vardır. tamamen fonksiyonsuzdur ve çalışmadığı için çok sık deforme olur. ciddi sonuçlar doğurabilir. enfeksiyon kaptığı taktirde ölüme kadar götürebilir.

şu an ellerimizle maddeleri tutup kontrol edebiliyorsak, büyük büyük dedelerimiz de ayaklarıyla maddeleri kavrayıp, tutabiliyorlardı. ağaçlar üzerinde hayatlarımızı idame ettirdiğimiz dönem boyunca dengede kalabilmek ve düşmemek adına sık sık kullandığımız ayaklaımızın alt topuğumuzun üstünde bulunan plantaris kası, modern insanda körelmiş ve işlevsizdir. günümüzde doğan modern insanların %10'luk bir kısmı bu kasa sahip olmadan doğmaktadır.

jacobson organı sayesinde cinsel istekte bulunduğumuz zamanlar salgılanan feromon hormonunu algılayabiliyor ve beslenme gibi ihtiyaçlarımız için iz sürmemizi sağlayabiliyorduk. hayvanlarda da bulunan bu organ, günümüzde bizim için işlevini yitirmiştir.

modern insanda, üçüncü göz kapağı ve yukarıda bahsettiğim örnekler gibi 50'ye yakın körelmiş organı vardır. bu organlardan bazıları işlevlerini çok az yerine getirirken kimisi başka bir işleve evrimleşmeye başlamış, kimisi yavaş yavaş yok olmuş, kimisi ise zaman içerisinde yok olacaktır.



Edit:imla
2

insanlar tarafından anlaşılamamak

buhicdogrudegil
İnsanların,ailemin,dostlarımın ve hatta hatta aşık olduğum insanın beni anlıyamaması saygı değer sözlük.sözlerime oğuz atay'ın tehlikeli oyunlar adlı muhteşem eserinden bir kesitle sonlandırmak istiyorum.

"Beni hemen anlamalısın, çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum."

ulcuran

grifingoo
Bu yazara sahip çıkmak gerekir. Tüm girilerini okudum. Bu adam koyun değil. Bir şeyleri düşünüyor. Çoğumuzun düşüncelerini, saygılı bir şekilde eleştiriyor. Görüşlerimiz hakkında Düzgün bir şekilde eleştiri yapması, görüşlerimizi güçlendirir. Hatamız varsa yapılan eleştiriler bize Hatamızı gösterir. Çomarların en kötü özelliği, başka görüşlere tahammül edememesi, karşı görüşü baskı altına alıp eleştiri yapmasını engellemesidir. Mantıken aynı şeyi yaparsak biz de çomar niteliklerine sahip olmuş oluruz. Ki hepimiz biliyoruz, sözlükte körü körüne bir görüşe bağlanan, bilmeden sallayan kişiler de var. Sonuç olarak, düzgün bir görüşe sahip olabilmek için, eleştirilere açık olmamız ve yapılan eleştirilere tepki göstermek yerine, eleştirileri kaynak alarak kendimizi değerlendirmemiz lazım.

cemaat abileri

berkayoz
Küçükken beni davet ederlerdi arkadaşlar. "Her gece oyun oynuyoz, abi yattıktan sonra film izliyoz, yemek yiyoz sen de gel" falan diye ne kadar cazip gelse de babama sorardım. O da "Oralarda kendilerine militan yetiştiriyolar gitme" derdi. Küçükken çok saçma gelirdi. Abartı bulurdum bu tavrını ama arkadaşlar neden gelmiyosun diyince de "orda militan yetiştiriyolar" derdim. Gülerlerdi. Buna gülen insanlar yazın beni 15 Temmuzda demokrasi(!) yürüyüşüne çağırıyolardı. Bu da ayrı bir ironidir.

osmanlı devleti

hanzo hasashi
Başlığın giriş entrysi pek yanlış olsa da eklemek gerekirse, Sünniliğin empoze edilmesinin temel nedeni Şiilerden vergi almanın daha zor olmasıydı. Uzun vadede halk vasıtasıyla hazineyi doldurmaya hazırlandılar yani, daha basit anlamda günümüzdeki zamlara tepki göstermeyen halk da bu dayatmanın bir ürünüydü.

edit: düzenleme.

gericiliğe karşı aydınlanma hareketi

illeqalist
EMEVİ, VAHABİ, SELEFİ SÜNNİ İSLÂM DİN'İ ORTA ÇAĞ'DAKİ ARAP MİLLİYETÇİLİĞİNİN VE KÖLECİ SİSTEMİN DİNSEL ADIDIR!

Kendisine insanım diyen,vicdanı olan herkesin öncelikli hedefi İslâm'a karşı mücadele olmalıdır!

Bunu yapmayan hiçbir insanın,demokrasi ve insan hakları konusunda mücadelesi inandırıcı ve samimi değildir!

gericiliğe karşı aydınlanma hareketi

kam
Kendilerinden olmayanları öldürmeleri meşru ve kadinlar ganimet. Sadece ufak örnekler bunlar, daha neler neler var. Şimdi adam sana " sen murtedsin öldürecem seni ve eşin( karın der ) benim olacak, kızçocuğun varsa 6-7-8 yaş farketmez o da benim olur " diyecek sen de " aaa saygı duyuyorum " mu diyeceksin !
1

28 mayıs 2013 gezi parkı direnişi

fyodorwell
Gezi parkı'nın içinde çevik kuvvete karşı slogan atarken birden müdahale yemiştik. Tabii ki biber gazının bini bir para. Bünyem bu illet gaza hiç dayanıklı değildir. Öyle ki bayılma raddesine gelmiştim. Tam o anda hiç tanımadığım bir hanımefendi kolumdan tutup beni götürdü ve yarım saatten fazla ilgilendi. Benzer bir olayı harbiye tarafında da yaşamıştım. yabancı insanların birbirine karşı böylesine özverili davrandığını daha önce hiç görmemiştim. Öyle bir direniştir işte.