osmanlı devleti

illeqalist
Osmanlı'da İnanç diye fakirlere yutturulan Sunnilik,Osmanlı İmparatorluğu'nun halkları katletme ve sınırlarını genişletmenin siyasî ideolojik adıydı!

Cumhuriyet döneninde ise, bunun modern devlet sistemine uydurulması, modern ve seküler bir tarzla yaşatılması esası uygun görülmüştür.

Dolayısı ile ikincisi, birincisinde ileridir...
hanzo hasashi
Başlığın giriş entrysi pek yanlış olsa da eklemek gerekirse, Sünniliğin empoze edilmesinin temel nedeni Şiilerden vergi almanın daha zor olmasıydı. Uzun vadede halk vasıtasıyla hazineyi doldurmaya hazırlandılar yani, daha basit anlamda günümüzdeki zamlara tepki göstermeyen halk da bu dayatmanın bir ürünüydü.

edit: düzenleme.
kam
Türk devleti sanılsa da osmanlı'da türk demek; köylü, cahil, eğitimsiz... Demektir. Bu yüzden yöneticiler yurtdışında kendilerinden türk diye söz edilince konuşmalarına " öncelikle belirtirim ki ben türk değilim " diye başlarlar. Dini ve milliyetçiliği kullanarak insanları kırmıştır. Sırf aynı mezhepten değil diye birçok vatandaşı öldürmüştür ve bunların yaşadıkları yerleri gelisime kapatmışlardır. Mesela Sivas !
villain
Orta çağın büyük devletlerinden biri. O zaman ki avrupa devletlerinden farklı olarak askeri temelli bir devlet. Dinin getirdiğini yobazlık ve bağnazlıktan dolayı da tüm avrupa devletleri gibi çökmüş, parçalanmış, halkı harap olmuştur. tüm bu süreçte vergiler dayatmalar dinin halk üzerindeki etkisi özellikle avrupa devletlerine göre azdır. Mezhep dayatmaları görece savunma amaçlı çıkmış olsa da sonrasında fazla desteklenmiştir.
koy enstituleri acilsin
1299 ila 1922 arasında var olmuş siyasî yapı.

tarih kitaplarında osmanlı sınıfsız bir toplum olduğu için övülür. bir nebze doğrudur; ama padişah ve şehzade haricindeki herkes kul sayıldığı için çok matah bir eşitlikten bahsedemeyiz. yine de bu toplum yapısının bir iyi yanı bir de kötü yanı vardır:
- iyi yanı: feodalizmin siyasi boyutunun olmaması. padişah'ın fetih yapmaya giderken "acaba asiller benim götümü keser mi?", "ben seferdeyken asiller tahtımı ele geçirir mi?" derdine düşmemesi. rahat takılması. hatta machiavelli de prens kitabında fransa ile osmanlı'yı bu açıdan karşılaştırır.
- kötü yanı: padişah'ı durduracak asil bir sınıf olmadığı için padişah'ın istediğini yapması ve bu sebeple demokrasinin gelişmemesi. işte bu yüzden hâlâ türk siyasetçileri kendilerinde "seçildim; o yüzden istediğimi yaparım.", "anayasa'yı bir kere delmekten bir şey olmaz.", "bu anayasa'yı tanımıyorum" deme cesaretini bulabilirler. çünkü dengeleyici karşı aktör kültürü oturmamış. bu karşı aktörlüğü avrupa'da asiller ile burjuvalar sağlıyorlardı ve liberal demokrasi de böyle doğdu.

aydınlanma çağı'ndan önce, avrupa'ya kıyasla daha multikültürel ve toleranslı bir devletti. osmanlı'dan daha multikültürel olan sadece hollanda vardı diyebiliriz; fransa'nın protestanları katlettiği, ispanyol engizisyonu'nun yahudilere türlü türlü işkenceler yaptığı bir çağa göre, osmanlı'daki sistemi (her ne kadar eşitlikçi olmasa da) toleranslı sayılabilir. fakat, aydınlanma çağı ile avrupa bu sorunları aşarken osmanlı bu sorunlara daha yeni yeni saplanmaya başladı ve olanlar oldu.

osmanlı'nın bu sorunlara saplanmasının sebebi de avrupa'daki yenilikleri takip etmeyip "eski köye yeni adet" getirtmemesiydi. matbaasından sanayii devrimi'ne kadar her şeyi kaçırdı ve fakirleşti. bundan dolayı da azınlıklar "biz niye sizin rezil fakir devletinizde yaşayalım ki? fakir olacaksak en azından özgür olalım bari." diye ayaklandılar. ulus-devlet olayının çok da önemli olduğuna inanmıyorum; çünkü avusturya gibi zengin bir devlet, savaşı kaybedene kadar bir sürü azınlığı himayesinde tutmayı başarmıştı.