confessions

eddylmao

Moderatör  · 8 Temmuz 2017 Cumartesi

  1. toplam giri 79
  2. takipçi 16
  3. puan 1649

george bernard shaw

jamiryo
Hazırcevaplığı Ve Zekâsı İle İnce İnce Dokunduran Bernard Shaw'dan 12 Harika Söz



1. Mantıklı bir insan kendini dünyaya uydurur. Mantıksız bir insan ise, dünyayı kendine uydurma konusunda ısrar eder. dolayısıyla, tüm gelişmeler mantıksız insanlardan çıkar.

2. Bernard Shaw ve soylu bir hanımefendi arasında geçen ilginç bir diyalog :

– hanımefendi bin sterline benimle yatar mısınız?
– önerinizi düşüneceğim.
– pekiii bir sterline benimle yatar mısınız?
– siz beni ne sanıyorsunuz???
– madam, sizin ne olduğunuz zaten saptanmış durumda. iş pazarlığa kaldı.

3. “Akıllı adam aklını kullanır, daha akıllı adam, başkalarının aklını da kullanır”



4. “Ben sana bir elma versem, sen bana bir elma versen, bende bir elma, sende bir elma olur. Ben sana bir bilgi versem, sen bana bir bilgi versen, bende iki bilgi, sende iki bilgi olur.”

5. “Yaptığınızı bir başka budalanın bunları sizden beklediğini düşündüğünüz için yapıyorsanız, onun sizden bunları beklemesi de sizin onun bunları beklediğini umduğunuzu sandığından ileri geliyorsa… herkes istemediği bir şeyi yapıyor demektir. O zaman ortaya budalaca bir durum çıkar”



6. “Çok küçük yaşlarımdan beri okula gitmek için eğitimime ara vermek zorunda kalmışımdır.”

7. “Dürüst insan her zaman gerçeği söyler, akıllı ise yalnız zamanında.”

8. “Domuzla güreş tutma, her ikiniz de çamur içinde kalırsınız ve domuz bundan hoşlanır.”



9. “İnsanın kendini berbat hissetmesi, mutlu olup olmadığına önem verecek kadar boş zamanı olmasından ileri gelir.”

10. “kötülük nedir bilmemek bir erdem değil, bir ahmaklıktır: Buna hayranlık duymak, saat kullanmadığınızı bilmeyen birini saatinizi çalmadı diye ödüllendirmeye benzer. erdem, kötülükle iyilik arasında seçim yapabilmek demektir ve bilgili olmadan seçim yapmak olanaksızdır.”

11. “Hatalarla dolu bir hayat, bomboş geçirilmiş bir hayattan çok daha faydalı ve onurludur.”

12. “Linç edilmememin tek nedeni, her sözümün alay sanılmasıdır. Tek kelimemi ciddiye alsalardı, toplumsal düzen çoktan sarsılırdı.”

laik sözlük kitlesi

deist imam
Yazarlara bamya ve köpek sürüleri diye hakaret eden böceklerin sevmeyeceği kitle

Edit: artık zamanında nasıl koymuşsam çok acı çekmiş belli ki beni hiç aklından çıkarmayıp sürekli tahrik etmeye çalışıyo bir üst entrydeki arkadaş. Salyalarını akıtarak ağlak ağlak şeyler yazmasının sebebi budur. Okuyanlara duyurulur.
2

yıllardır okullarda ingilizce öğrenilememesinin nedenleri

fertilityhollis
1-dil öğrenmenin bir hobi işi olması
2-türkiyedeki korkunç eğitim sistemi
3-sürekli öğrencilerin önüne sadece past tense simple tense getirmeleri
4-listening, speaking, reading adına hiçbir şey yapılmaması
5-çoğu okullardaki öğrencilerin ingilizceden nefret etmesi ve bu yüzden kaleye almamaları
vesaire, vesaire.
bu yüzdendir ki bir dil sınıfı mezunu olarak sınıfta sadece 14 kişi idik.

2

can alıcı şiir dizeleri

deist imam
Bir tanem!
Son mektubunda:
'Başım sızlıyor yüreğim sersem! ' diyorsun.
'Seni asarlarsa seni kaybedersem;
diyorsun;
'yaşıyamam! '
Yaşarsın karıcığım,
kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgarda; yaşarsın kalbimin
kızıl saçlı bacısı
en fazla bir yıl sürer
yirminci asırlılarda
ölüm acısı.
Ölüm
bir ipte sallanan bir ölü.
Bu ölüme bir türlü
razı olmuyor gönlüm.
Fakat
emin ol ki sevgilim;
zavallı bir çingenenin
kıllı, siyah bir örümceğe benzeyen eli
geçirecekse eğer
ipi boğazıma,
mavi gözlerimde korkuyu görmek için
boşuna bakacaklar
Nazıma!

Ben,
alaca karanlığında son sabahımın
dostlarımı ve seni göreceğim,
ve yalnız
yarı kalmış bir şarkının acısını
toprağa götüreceğim...

Karım benim!
İyi yürekli
altın renkli,
gözleri baldan tatlı arım benim:
ne diye yazdım sana
istendiğini idamımın,
daha dava ilk adımında
ve bir şalgam gibi koparmıyorlar
kellesini adamın.

Haydi bunlara boş ver.
Bunlar uzak bir ihtimal.
Paran varsa eğer
bana fanila bir don al,
tuttu bacağımın siyatik ağrısı,
Ve unutma ki
daima iyi şeyler düşünmeli
bir mahpusun karısı.

23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı

sikko
türk çocuktur yaşamaz babasız,
karanlıkta kılavuzsuz, lambasız.
artık çiftlik değildir memleket,
malikane yazılmaz taşında,
tepesinde kahramanlar olunca.
bu memleket daim gitmez ileri,
ilk sıraya aristokratlar dolunca,
paslı kalmış kalbindeki cevheri.
tutun kızlar tutun birleşsin eller,
çalın sazlar çalın kırılsın teller,
dönün kızlar dönün kıvrılsın beller,
uzun siyah saçlar tel tel dökülsün!

kemalist kişilik bozukluğu

deist imam
Atatürke tapan kemalistler ile erdoğana tapan çomarlar arasında zerre bir fark yok. İki taraf da kendi liderlerini ilah gibi dokunulmaz görüyolar. Yüzde yüz doğru kabul ediyolar kendi liderlerini. Bir fikire değil bir insana bağlılar ve en kötüsü bu. Atatürkçü de olsanız erdoğancı da olsanız bir insana değil bir fikire bağlı kalın. Ve bu sizin kendi fikriniz olsun. Atatürk bir liderdir evet bu doğru. Benim de sevgi duyduğum ve derin hir saygıyla andığım bir liderdir ( bu arada ben kemalist değilim). Ama aynı zamanda eleştirir de getirebildiğim bir liderdir. Evet vardı yanlışları. Bana göre yanlışları oldu ve bunları söylerim. Bu ona olan sevgiyi ve saygıyi azaltmaz. Ama atatürk falanca konuda yanlış yapmış dendiğinde hemen dellenen bir kitle var. Bu kitle en az "erdoğanın götünün kılıyık" diyen kitle kadar kötü ve yobaz. Yahu atatürke en çok zararı bu kitle veriyo zaten. Keza erdoğana da en çok zararı onun eleştirilmesine karşı çıkan çomarlar veriyo. Ve iki taraf da kendisini ülkenin sahibi olarak görüyo. Unutmayın, tarihte büyük liderler vardır ve siz de onlardan birisini fikir önderiniz olarak görebilirsiniz. Bu gayet doğaldır. Ama onun fikirleriyle düşünmeyin. Önder olarak gördüğünüz kişinin fikirleriyle düşünmek ayrı bir şey onun önderliğinde kendi fikrinizi uygulamak ayrı bir şey. Buraya da ufak bir video koyuyorum belki izlersiniz diye.

yalan

harflervekibrit
"Yine de o zaman bile, şimdi daha iyi anladığım şeyi seziyordum: Yalan bir kez dile getirildi mi sanki büyük bir doğruymuş gibi kesinlikle değiştiriyor gerçeği."
İngiliz müziği, s.247 /peter ackroyd

laiksözlükte newlerin oldmuşcasına davranması

zeybek
derdiniz s*keyim meselesidir. arkadaşlar askeriye mi burası devrecilik yapacaksınız. eskisin de ne yaptın, bizim zamanımızda sol flamaya takım elbisesiz çıkılmaz mı diyeceksin. ulan new old nedir. daha başlık açma konusunda sorun var. bu böyle mi yazılır. kaç yaşındasın sen, hayır bana yaşını söyle kaç yaşındasın sen, bu böyle mi açılır, dalyazar. bunun normali; yeni yazarların eski yazarmışcasına davranmasıdır. ki bu bile yanlıştır.

bırakınız bu işleri sayın sözlük sakinleri. başlık açın, bakış açınızı yansıtın, tematik yazın bilgilendirin bizi. Saygılarımla.
3

eileen

anne boleyn
bu karaktersiz yazar denen zat sırf birini çekemediği için, laubaliğine, ithamlarına susulmadığı için karşısındaki bir kadını iğrenç şeylerle itham edip onun karakterine, şerefine, namusuna ağıza alınmayacak laflar söyleyen bir feminist! ama feminist olmak için de insan olmak gerekiyordu doğru! bu tarz zavallılar, feministim demeden önce hemcinsini bel altından vurmamayı öğrenmeliler!
sözde bunlar yobazlarla mücadele ederler ama bir kadın dansçıysa or*spudur yaftası yapıştırırlar! ulan seni kim bu sözlüğe getirdiyse seni getirenin de ağzına sıçayım. evet çok güzel karakter yoksunu olduğunu kanıtladın.

yazarların pişmanlıkları

iron
En büyük pişmanlığım laik sözlüğü açtıktan sonra bir yönetime ihtiyaç duymuş olmam. Şuan tekrar sözlüğün ilk açıldığı güne dönsem tek başıma ilgilenirdim sözlüğe şuana kadar en büyük zarar yönetime aldığımız insanlar ve bok çukurundan daha iğrenç egoları tarafından verirdi. En az 50 tane insan girip çıkmıştır bir kaç kişi hariç ego tatmininden başka hiç bir amacı olmayan ota boka küsüp atar yapan veletlerden çok sıkıldığımı dile getirmek istiyorum. Laik sözlük asla kar amacı güderek kurulmadı şuan da bile sözlüğün sunucu, destek vs giderleri reklam gelirlerinden 2 kat daha fazla ve aylardır cebimden ödüyorum kimse bana ''yav admin parasına bakar'' demesin. her geçen gün daha da yozlaşan ülkede biraz olsun bu tiplerden uzak durmak isteyen insanları bir araya getirebilme hayaliyle kuruldu. başardık sayılırda 6 (altı) bin insan bir şekilde daha adam akıllı tek reklamımız yokken buraya üye oldu ama ne yazık ki s*kimsonik yazarımsılar ve yönetime giren egoist or*spu çocukları yüzünden çoğu kişi sözlüğe girmeyi bıraktı ve açıkcası bütün hevesim kırıldı sözlük için artık bir şey yapasım kalmadı. Ne reklam ne başka bir şey sunucuyu kapatıp sözlüğü silmemek için tek bahanem aylardır her ne olursa olsun emek verip tonlarca yazı yazan yazarlardır. sırf onlar için bile olsa laik sözlük öldüğüm güne kadar açık kalacaktır.
14

kaç yaşındasın sen

i am groot
ya siktir git. ya salak salak sorular. kim o? nerede o? ne salak salak sorular soruyosun ya? ne kadar salak salak sorular soruyosun ya? ya bi dakka abicim. ya bi dakka bıraksana. oğlum bak. oğlum bak. normali bunun nedir biliyo musun? ozan bey iyi akşamlar. ilişkiniz nasıl?

kaç yaşındasın sen?
kaç yaşındasın sen?
bi dakka
kaç yaşındasın sen?
hayır kaç yaşındasın sen?
kaç yaşındasın sen?
bana yaşını söyle
hayır yaşını söyle bana
kaç yaşındasın sen?
hayır kaç yaşındasın sen?
kaç yaşındasın?

dalyar*k

böyle mi sorulur? ilişkiniz nasıl gidiyo. ben sana soruyo muyum kimi s*kiyosun diye? soruyo muyum? ne kadar aptal aptal konuşuyosunuz ya. şimdi şöyle yazıcaklar. içkiliydi bilmemne. bi dakka abicim öyle bir şey yok. bi dakka dur ya alla allaa. niye sarhoş muamelesi. ya feridun abi. ne kadar aptal aptal sorular bunlar ya.

ilişkiniz nasıl gidiyo? sen kimsin lan? on altı yaşında bi tane adamsın. sen kimsin ya? sen kimsin abi? sen kimsin?

gerizekalılar ya.

bu kadar aptalca bi soru olur mu. ilişkiniz nasıl gidiyo?


(bkz:ozan güven)
2

sözlüğün porno sitesine dönmesi

9deliklicomar
Arkadaşlar libidonuz fazla geliyorsa cinsel dürtülerinizi kontrol edemiyorsanız ya gidin porno izleyin ya escort filan bişey ayarlayın. Burda mal mal başlık açmayın amk yeter.
Yok hayatında hiç türbanlı pornosu izlememiş laik yok unatamadığın sex anısı yok kiminki daha büyük gibi salak salak başlık açmayın aq. Sözlük beyinsiz yazarlarla doldu yeter ya!
Edit: üstüne alınan alınsın kendinize gelin amk. Laik sözlük lan bura.

25 eylül 2017 kürdistan referandumu

anne boleyn
hayali kürdistan olanları yollayalım şöyle oraya da ülkece kısmen huzura erelim. ama doğru türkiye'yi bırakıp gitmezsiniz, götünüz yemez değil mi? bu ne perhiz bu ne lahana turşusu derler adama.

sadece beş yıl veriyorum. beş yıl içinde birbirlerini doğrayacaklar. türkiyeeeeeğ bizi aaaaaaal diye anıracak oradaki siviller, türkiye napacak biliyor musunuz? zaten daha önce bu hikayeyi duydunuz. tabii ki enayi türkiyem alacak.
17

sevginin en güzel hali

anne boleyn
o gözlerine aşk ile bakarken, yüzünü omzuna yasladığında dünyanın en güzel duygusunu hissedersin; dünyanın en güvenli ve en huzurlu yerinin onun kolları olduğunu anlarsın. işte sevginin en güzel hali budur. anılar unutulmaya yüz tutsa da, ne nefreti ne de sevgisi kısaca sana hissettirdikleri asla unutulmaz.

atatürk'ün soyağacı

anne boleyn
"atatürk'ün soyu sopu belli değil" iftirası ile hepiniz karşı karşıya kalmışsınızdır. bunu ilk başlatan kadir ruhhastasıoğlu denen zattır.
İlk öncelikle belirtmeliyim ki, inanın atatürk'ün türk olup olmaması benim zerre umurumda değil. Aynı şekilde dini de umurumda olmadı hiçbir zaman. Atatürk'ün bu millet için yaptıkları yeter de artar bile.
Lakin şöyle bir gerçek var ki atatürk hem anne hem baba tarafından da Türk'tür. Hem de yörük/türkmen kökenlidir.

"atatürk'ün soyağacı yok ki" derler ama araştırmazlar. o zaman biraz soyağacıyla ilgili kaynakları paylaşmakta fayda var. zira atatürk'ün soyağacı ortadadır.

Örneğin:
"1958 yılında Enver Behnan Şapolyo 'Kemal Atatürk ve Milli Mücadele Tarihi' adlı kitabında Atatürk'ün anne ve baba soyunu iki ayrı soyağacında göstermiştir. 1987 yılında Burhan Göksel, 'atatürk'ün soy kütüğü üzerine bir çalışma' adlı kitabında ve son olarak 2014 yılında Mehmet Ali Öz, 'Osmanlı arşiv belgelerine göre gazi mustafa kemal atatürk'ün soy kütüğü' adlı çalışmasında arşiv belgelerine dayalı olarak Atatürk'ün anne ve baba soyunu gözler önüne sermiştir."

Zaten Atatürk kendi 1924 yılında, kuzeni olan Süleyman Sırrı bey ile birlikte soyağacını hazırlamıştır. Hatta 2009 yılında Ntv Tarih Dergisinde de yayınlanmıştır.

Arşiv belgelerine göre Atatürk'ün baba soyu Kızıloğuz Türkmenlerine dayanmaktadır. Ali Rıza efendinin dedeleri konya karaman'dan göçürülüp Selanik'e yerleşmiştir. Ali Rıza Efendinin babası yani Atatürk'ün dedesi, Mehmet Öz'ün tabiriyle "Atatürk, selanik mevlevihanesi şeyhi ahmed efendi'nin torunudur" -kaynak: Mehmet Ali Öz, 'Osmanlı arşiv belgelerine göre gazi mustafa kemal atatürk'ün soy kütüğü' kitabından sayfa 63.

Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım ise Mehmet Öz'ün anlattığına göre (arşivlerden yararlanarak) "Mustafa Kemal Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım baraklı kötünde doğmuştur. Karakeçili aşiretine ait bir Türkmen cemaati adı olan Baraklı köyü, Zübeyde Hanım'ın atalarının sarıgöl ve çevresinde iskan edilen karakeçili ve sarıkeçili türkmenlerinin yerleştiği köydür" -mehmet öz'ün kitabından sayfa 179.

Zübeyde Hanım'ın babası Sofuzade Feyzullah Efendi'dir.

Atatürk'ün soyağacındaki bazı karışıklıkların olmasının sebebi, Atatürk'ün soyunun belli olmaması değil, Osmanlı'nın soyağacına önem vermemesiydi.

Sinan Meydan ise Atatürk'ün söylevlerinden yararlanarak bu artniyetli iftira hakkında şunu söylemiştir:
"atatürk, türk olarak doğmuş olmaktan, türk ulusuna mensup olmaktan, türk ulusunun bağımsızlığı ve çağdaşlığı için mücadele etmekten derin bir haz duymuştur. 'esas olan türklüktür' diyecek kadar kendini türk hisseden, "ne mutlu türküm diyene" diyerek türklüğüyle gurur duyan, 'benim türk milletine, türk cumhuriyeti'ne, türklüğün istikbaline ait ödevlerim bitmemiştir. Siz onları tamamlayacaksınız. Sizden sonrakilere benim sözümü tekrar ediniz,' diyerek Türklük mücadelesini sürekli kılmaya çalışan Atatürk'ün, soyunu, sopunu, türklüğünü sorgulamak, tartışmak ancak aptalların işi olabilir"

yüce bir insana, lidere, kurtarıcıya iftira atmadan duyulana hemen inanmadan azıcık bir araştırma yapıp kitaplar edinip türlü kaynaklardan okuyarak bilgi edinip ondan sonra fikir edinilse hem saygı hem de vefa kazanacak. keşke insanlar tam anlamıyla insan olabilse de en azından bunu başarabilse.

belirttiğim kaynaklara kitap sitelerinden ulaşabilirsiniz.

gezi parkında 40 ağaç kesilmesi

mutlugil
resmen or*spu çocukluğudur, kesende o.*** ç.***dur, emri veren de! ben bu hükumetin biyoloji bilgisinin iyi olduğunu düşünüyorum. öyle ki ihtiyaç duyduğumuz oksijenin ağaçlardan alındığını biliyorlar hemde çok iyi, bu nedenden olsa gerektir ağaçların kesilmesi. nefessiz kalalım ki gidelim buralardan. bu ülke bu or*spu çocuklarına kalsın veya diğer bir tahminim halkı sinirlendirmek başka bir amacı olamaz. gezi parkında o kadar uğraşıldı bu ağaçlar kesilmesin diye ancak görüyoruz ki gece geç saatlerde kimliği belirsiz kişilerce yine ağaçlar katlediliyor. neden sorusu aslında aklıma gelmiyor ismini söylemesem de siz anlayacaksınız bu ismini vermediğim şahsı. bu şahsın tek bir amacı var Türkiye Cumhuriyetini iç savaşa sokarak ülkemize amerikanın sözde demokrasi getirmesini sağlamak yani istila etmek. zaten edilmiyor muyuz sözlerini duyar gibiyim. evet ediliyoruz hatta bu son zamanlar da daha belirgin. adalarımıza yunan askerlerinin üst kurması nedir mesela ? benim ulan o ada sen kimsin de askerinle giriyorsun demek istiyorum ama hükumet şişşş ! sessiz ol karışma sen bu işlere diyor ve beni apar topar darp, dayak eşliğinde içeri atıyor. sıkı tutunun batıyoruz !
3

kamelyalı kadın

anne boleyn
Kamelyalı kadın kitabı, Alexandre Dumas (oğul) tarafından yazılmış bir eserdir. 19.yüzyılda yaşanan bir aşkı anlatan muhteşem bir klasiktir. Bu eserde anlatılan hikayenin gerçek olması ise sizi etkisi alıp derin bir şekilde sarsıyor. Hem 19.yüzyıl paris'i hakkında fikir edinirken hem de o zamanların aşkları ne kadar da derinmiş dedirtiyor insana. Şahsen aşkı "yabancı, kötü çocuk vs." kitaplardan okumaktansa bu tarz eserlerden okunması daha doğrudur. aşk bir erkeğin sizi aşağılayıp şiddet uygulaması değil, her ne olursa olsun bütün kusurlarına bütün engellere rağmen size sahip çıkıp sizi bırakmamasıdır. işte bunu bu kitaptan öğrendim. eğer sizler de gerçekte yaşanmış sizi sarsacak bir aşkı okumak istiyorsanız kısaca gerçek aşkın ne demek olduğunu anlamak gibi bir gayeniz varsa, derinden sarsılmayı, tabularınızı yıkmayı göze alıyorsanız bu kitabı kesinlikle okuyun. emin olun ki bütün aşk hikayelerinden farklı bir hikayeye, gerçekliğe tanık olacaksınız. okuyacaklara keyifli okumalar diliyorum.

neva

harflervekibrit
Tek gecede okuduğum bir aşk romanıdır. Şimdi olsa okumam ama o zaman(ünv.1' de okumuştum) bayağı etkilenmiştim bu kitaptan. Başı sonu belli, takır takır okunan kitap sevenler için ideal. Canan Tan'dan, Nermin Bezmen'den ya da Grinin Elli Tonu' ndan; yani mıç mıç "masalsı" bir aşk romanından niteliklidir. Yalnız kitap okuma alışkanlığını oturtmuş insanlar için bana kalırsa bu bile zaman kaybıdır. Okunacak o kadar çok "iyi" kitap var ki. Tabi bunu nasıl söylüyorum: okudum da öyle söylüyorum. Buna "çerez kitap paradoksu" denir. (Bunu ben uydurdum, evet.)

Aynı yaşta kuzenin olması

anne boleyn
dünyanın en güzel şeyi olabileceği gibi en berbat şeyi de olabilir.
ne mutlu ki bu konuda şanslıyım.
kendi yaşımda, ruh ikizim(tabii daha sakin) olan güzeller güzeli bir kuzenim var(güzelliği konusunda abartmıyorum) her şeyimiz aynı, paylaştığımız şeyler ortak, derdimi dinleyen, onun derdi ile kederlendiğim hatta dert ayrımı bile yapmadan dertlerimizin bile ortak olduğu, koşulsuz şartsız birbirimize destek olduğumuz, birbirimizi kendimizden bile çok tanıdığımız bir kardeşliğimiz var.

beni benden daha iyi tanır mesela. neye sinirlenip neye sinirlenmeyeceğimi, ne ile mutlu olup olmayacağımı gayet iyi bilir.

bir keresinde küsmüştük. bayadır da konuşmuyorduk. bir gün içimi öyle bir sıkıntı kapladı ki bu sıkıntının sebebinin kuzenim olduğunu anladım. ona bir şey olmuştu bunu iliklerime kadar hissediyordum. bıraktım gururu aradım onu. bir şey yok dedi telefonda ama sesi dehşet kötü geliyordu. barıştığımızda ise "sen o gün beni aradın ya, o kadar kötüydüm ki, hiç konuşmadan hissettin? nasıl anladın? sana kırgınım diye yok bir şey dedim, geçiştirdim" dedi. sevdiğimiz insanlara kötü bir şey olduğunda hissedebiliyoruz, bunu anladım. umarım herkesin hayatında hiçbir zaman kopamayacağı böylesine bir bağ olur üstüne üstlük kan bağı olduğu kişiyle olması da ayrı bir güzellik katar buna. iyi ki varsın!

başka kuzenlerim de var lakin ne ben severim onları ne de onlar beni.
bir kişi olsun tam olsun denir ya, şükürlerimin sebebi işte üstte bahsettiğim kuzenim, kardeşim.

türk silahlı kuvvetleri'nin dünyanın en güçlü ordusu olması

anne boleyn
bırak orduyu vatanı dahi olmayan zavallıların küçümsemek amaçlı yazdığı başlık.
şu an dünyanın en iyisi değildir ama en iyilerindendir türk ordusu.
tarih bilgisi kıt olanların, osmanlıdaki ordudan bir anda bağımsız savaşçı türk ordusunun yaratıldığını kalkındırıldığını da bilmez, bu ordu ile kurtuluş savaşını da kazandığımızı da bilmez.
şu an elimizdeki olan ordudan bağımsız, muhteşem bir ordu yaratmak kırk yıl almaz. azim ve karar ile sadece az biraz zaman alır.
en yakına gidelim. kıbrıs harekatını bilir misiniz? o zamanki ülkenin durumunu? kimlere kafa tutup da zafer kazandığımızı? bilirsiniz, bilirsiniz de işinize gelmez.
şu anki hali ile bile dünyada ilk 10'da tsk.
işte bu yüzden;
tsk vurdukça siz bağırın, sevinmeyen şerefsizdir!

polis

anne boleyn
aralarında kötüleri olduğu gibi iyileri de vardır.
(bkz:fethi sekin)
hepsini genelleyerek onursuzlar demek, kabul edilemez aşağılıkça bir davranıştır.
şu an hükümetin güdümünde olsa da, bu vatanı canı pahasına savunacak yüreklileri de var aralarında.

5 ağustos 1921 mustafa kemal'in başkomutan olması

anne boleyn
10-24 temmuz 1921'de kütahya-eskişehir savaşlarındaki yenigilerden dolayı mecliste karışıklık ve karamsarlık kol gezer oldu.
Türk ordusunun sakarya'ya geri çekilmesiyle birlikte, Mustafa Kemal'e meclisin tüm yetkilerinin verilmesi anlamına gelen, Başkomutanlık konusu tartışıldı.

bunu şöyle ayırabiliriz: ittihatçılar kurtuluş savaşının kaybedileceğine inandıklarından dolayı ordunun başında Mustafa Kemal olması ve son ümidimiz olan son savaşı da kaybetmesi üzerine Mustafa Kemal'in tarihten silineceğine dair inançlarıydı. (bu inancın sebebi kazanmanın imkansız gibi görünmesiydi.) Nasıl olsa maceraperest, hayalci enver paşaları başa geçer onları kurtarırdı(!) Yani tümüyle artniyet...

İkincisi ise Mustafa Kemal'in askeri dehasını bir sanata dönüştürdüğünü, onun askeri stratejilerinin eşi benzeri olmadığını en iyi bilenler bu savaşın Mustafa Kemal'in türk ordusunun başında olmasıyla kazanılacağına inanıyordu. Bu yüzden son şansımızı riske atmamak gayesiyle Mustafa Kemal'in başkomutan olmasını istiyorlardı.

Mustafa Kemal de meclisteki hem artniyetli düşüncelerin hem de tamamen kendisinin kurtuluş olarak görüldüğünün farkındaydı. Meclis tek bir şey istiyordu, Mustafa Kemal başkomutan olsun!

Savaşın işleyişinin bakanlıklardan onay al sonra eyleme geç tarzında uzun süren olaylarla aksamaması için Mustafa Kemal çoğunluğun kabulüyle tbmm tarafından, yasama, yürütme, yargı yetkilerine sadece 3 ay süreyle sahip oldu. Tamamen amaç kararları çabuk almak ve uygulamaktı.

işte 96 yıl önce bugün Mustafa Kemal, türk ordusunun başkomutanı oldu.
bundan daha iyi bir tercih olamazdı.
Türk milletinin bir dönüm noktasıydı.
Bugün önemli bir gün.

sabiha gökçen

anne boleyn
dünyanın ilk kadın savaş uçağı pilotudur.
isyancı teröristleri bombalamakla isyanı bastırmış, türkiye cumhuriyetinde sulhu sağlamış, hainlerden arındırmış kadın gibi kadın!
şimdi o hainlerin tohumları iş başında, bir manevi baban Atatürk, bir de sen olsan da hainlere hak ettiği cevabı yeniden verseniz ah ne güzel olurdu.

seyit rıza

anne boleyn
şeyh said ve iskilipli atıf gibi bu herif de haindir. siz ülkeyi bölmek için isyan çıkarmayı doğru bir halt sanıyorsanız orası ayrı bir mevzu. bu ülkenin bölünmesini ne kadar isteyen hain var ise işte sonu bu hain gibi olacaktır bu da değişmez gerçektir.