confessions

zirvedekicahil

Viski  · 2 Mayıs 2017 Salı

  1. toplam giri 85
  2. takipçi 14
  3. puan 1241

solculara yönelik eleştiriler

zirvedekicahil
Ülkenin çoğunluğu sağ ve sol ideoloji kavramlarını tam olarak kavrayabilmiş değil. Sağ ve sol genelde "biz vs onlar" modunda algılanıyor.

Sol nedir? Anarşist, komünist, sosyalist ve sosyal demokratlardır. Ortak değerleri de [genelde]; "özgürlük, eşitlik, kardeşlik", hak ve çağdaşlıktır. Sağ nedir? Dini Demokratlar, muhafazakarlar, neocon ve faşizm. Ortak değerleri [genelde]; milliyetçilik ve milşi değerler, din, otorite / nizam, gelenek ve göreneklerdir.

Türkiyede "solcu" yani anarşist, komünist, sosyalist ve sosyal demokratların toplam yüzdesi kaç? Maksimum söyleyeyim, %12. Yani bir mucize gerçekleşse ve tüm sol birleşse, zar zor barajı geçerlerdi.

Chp, sol bir parti değildir. Sağ da değildir. Chp milliyetçidir ancak laiktir vesaire. Olması gerektiği haliyle chp merkez bir partidir. Günümüzdeki akp karşıtlığı nedeniyle sol görünmektedir. Zira chp şu anda sol kesimin aradığı sol parti imajındadır. Bu nedenle chp sol parti sayılıyor.

Ülkenin çoğu ideoloji karmaşası yaşıyor. Ancak şunu kesin olarak söyleyebilirim ki, ülkedeki sağın bu kadar egemen olmasının tek nedeni, solun neredeyse yok [%12] olmasıdır.

1

kadına karı demek

zirvedekicahil
Kelimelere takılırsanız, gerçekten uğraşılması gereken konulara gelemezsiniz.

Karı-Koca kelimeleri cinsiyet ve durum belirtir. Türkçe cinsiyetçi bir dil değildir. Bu nedenle kelimelerimizde cinsiyet yok. Örneğin fransızcada la robe (elbise) feminen, le livre (kitap) maskülendir. Zira elbise kadın içindir, kitapsa erkek (ortaçağ zihniyeti tabi bunlar). Türkçe ise, kadın ve erkeğin eşit olduğu bir ortamda ortaya çıkmıştır. Böyle bir dilden cinisyetçilik beklememek gerek.

Sözcükleri pejoratif yapan, söyleniş biçimidir. Size tarihten iki örnek vereceğim; "queer" ve "nigger".

Queer, kelime anlamıyla "garip" demektir. Ancak eşcinsellere kullanılan "ibne" anlamındaki bir kelimeye evrildi. Şu anda eşcinseller kendilerini "queer" olarak tanımlıyor. "İbne" olarak. İnsanlar artık "queer" kelimesini hakaret olarak kullanamıyordu çünkü eşcinseller bunu hakaret olmaktan çıkarmıştı.

Nigger, kelime olarak "siyahi" (negro - siyah) anlamına gelmektedir. Bu kelime daha sonra siyahileri aşağılamak için kullanıldı. Günümüzde siyahiler birbirine kullanıyor. Evet, hala pejoratif ancak insanlar kendilerine "nigga" diyorlar.

Size önerim, insanların söylediğinden alınmak yerine insanlara sizi alındırabilecek şeyler bırakmamaktır. "Karı" olmakta kötü bir şey göremiyorum. Kaldı ki pejoratif bile değil, koca'nın tersi. O yüzden "karı" demeyin demek yerine "karı" kelimesini eril zihniyetten geri alın.



ermenistan ordusunun karabağ'da iki yaşındaki zehra'yı katletmesi

zirvedekicahil
Kötülük, kötülükle yenilmez. Atamın dediği gibi, "savaş zaruri olmadığı sürece cinayettir". Türkiyenin yapması gereken can almak değil, herkesin huzur içinde yaşayabileceği bir barış hazırlamaktır. Atatürk, iki yıl önce savaştığı venizelosun balosunda dans etmiştir. Atatürk "egeyi yakıp yıktınız, kadınlarımıza tecavüz ettiniz, insanlarımızı katlettiniz, topraklarımızı aldınız, lanet olsun size" diyemez miydi? Derdi. O zaman aslında bizimle bir sınır çizgisi farkı olan yorgoyu anastasyayı öldürürdük, onlar ayşeyi mehmeti. Kim ne kazanırdı bundan? Bakın, atatürk dönemi türkiyesi ile yunanistan ilişkilerine. İki yıl önceki düşmanımız bizim cemiyet-i ahvam'a girmemizi destekledi.

Bir çocuğun ölümünü savaşla mı telafi edeceksiniz yani? Ölen çocuk veyahut insan ermeni olduğunda içiniz sızlamayacak mı? Peki attığınız bir top, odasında mışıl mışıl uyuyan nadin'in evine düşse nasıl hesap vereceksiniz vicdanınıza?

Zaruri olmadığı sürece hiçbir savaşı desteklemiyorum. Kin gütmek sadece daha çok ölüm getirir. Kan davası gibi. Bu olay çok acı ancak bunu sürdürmenin iki tarafa da getireceği acı kadar değil.

Make peace, not war.


tartışılmaması gereken şeyler

zirvedekicahil
Tartılışılmaması gereken tek şey her şeyin tartışılabileceğidir.

Matematik, bizim sayıları anlama biçimimizdir. Tıpkı dil gibi farklı insanların farklı biçimde anlayışları olabilir. O yüzden 2+2 = 4 mutlak bir doğru değildir.

Güzel ahlak iyi olamaz, benim için "iyi" olan başkası için kötüdür, burada da bakış açısı devreye giriyor.

Atatürk ilkeleri kalıpsal / dogmatik değildir. Atatürk kendisi de söylemiştir bunu. Günümüzde devletçilik mi kaldı mesela? Daha iyisi uygun görüldü, değiştirildi. Modern çağa ayak uyduruldu. Eğer ileride böyle bir durum olursa, laiklik elbette tartışılabilir.

Bilim eleştirilebilir, ürettiği hastalıklar ve bombalar nedeniyle. Medeniyetler eleştirilebilir katlettiği insanlar nedeniyle. Kitap okuyanlar eleştirilebilir, okuduğu toz pembe romanlar ise.

Yukarıda anlattığım gibi, tartışmalar bakış açısı ile ilgilidir. Sabit bir noktada durarak "hayır, bunu yapamazsın" derseniz, kendinizi farklı görüşlere kapatırsınız. Eğer karşımdaki düzgün argümanlara sahipse; isterse bana dünyanın dinozor şeklinde olduğunu anlatabilir, ben de seve seve dinlerim.

Tartışandan değil, tartışmayandan; sabit fikirli olandan korkun.
1

eşcinsellerin kan verememesi

zirvedekicahil
Aids / hiv ortaya çıktığı zamanlarda "eşcinsel vebası" olarak anılıyordu. Muhafazakar amerikalı kesim, tanrının eşcinselleri "ahlaksız" yaşam tarzı nedeniyle cezalandırdığını söyleyerek, acı çekerek ölen eşcinsellere gülüyorlardı. Doktorlar bile hastalığı "grid" yani "gay related immunodefiency" olarak isimlendirmişti. İnsanlar başkana hastalık hakkında bir şeyler yapmasını söylediklerinde, gülüyordu. Zira bir avuç "ibne", yaptıklarının cezasını çekiyordu.

Ancak doktorlar endişeliydi. Hastalık en çok eşcinsellere bulaşmıştı zira o dönemde [ve günümüzde bile] birçok eşcinsel tek eşli değildi. Korunmasız ilişki oldukça yaygındı. Bu nedenle, doktorlar kan yoluyla yayılmasını engellemek için en yaygın görülen grubun kan vermesini engellediler zira o dönemde hiv için bir test yoktu ya da günümüzdeki gibi kesin sonuç veremiyordu.

Çok eski bir yasaktır. Bir zamanlar bir manası olsa da, günümüzde kalkması gerekmekte diye düşünüyorum. Günümüzde heteroseksüel hiv hastaları sayı olarak eşcinsel hiv hastalarını üçe, dörde katlar. Eğer birisini engelleyecekseniz, hiv ilacı almadan çocuk yaparak çocuğun hiv+ doğmasını sağlayanları engelleyin.


trt'nin sözde adalet yürüyüşü diyerek taraflı yayın yapması

zirvedekicahil
Trt'nin yaptığı doğrudur.

Trt başta hangi parti olursa olsun türkiye cumhuriyeti devletini temsil etmektedir resmi kanal olarak. Devletin resmi kanalı olarak, kanal ülkede "adaletin olmadığını" ve insanların hak aradığını kabul edemez zira devleti temsil etmektedir. Ve zaten devletin kendi yayın organı bile ülkede adaletin olmadığını söylüyorsa, iş işten geçmiş demektir. Bu nedenle, çok da takılmamak lazım.

Elbette ki, trt'nin neye dönüştüğünü hepimiz biliyoruz. Ancak propaganda ile ülkenin adaletinin çöktüğünü kabullenmek ayrı şeyler.

legion

zirvedekicahil
Adını incilden, onlarca cinin musallat olduğu "legion" adlı kişiden alır. Legion içinde onlarca karakter (cin) barındırmaktadır. Kendisinden "biz" diye bahseder. Ben bunu evanjelik bir sayfada görmüştüm, o sıralar çok ünlüydü bu dizi.

"And Jesus asked him, “What is your name?” He replied, “My name is Legion, for we are many.”

İncil, Mark 5:9

öjenik

zirvedekicahil
Desteklediğim düşüncedir. Doğru biçimde yapılırsa insanlığın daha iyiye gitmesine yarayabilir. Ne yazık ki öjenik denildiğinde insanların aklına hemen krematoryumlar geliyor. Öjenik bu değildir.

Öjenik'in temelinde şu soru yatar: "dezavantajlı insanlar doğmalı mıdır?"

Burada ortaya bir etik sorunu çıkar. Örneğin diyelim ki, bebek akdeniz anemisine sahip. Ömür boyu kan nakli ile yaşamak zorunda. Böyle bir durumda çocuğu aldırmak mı daha iyidir, yoksa bütün bu acılara katlanmasına neden olacak bile olsa doğurmak mı?

Ben doğmaması taraftarıyım. Örneğin en ideal toplumda bile, kör bir çocuk etrafı görmek isteyecek. Güneşi, okyanusu, ormanı. Ona bir göz verebilecek misiniz? O çocuk bir an olsun gözleri olan yaşıtlarını kıskanmayı bırakacak mı? Hayır.

Böyle bir durumda ebeveynlerinin kararını, masum bir çocuk ödemek zorunda. Ben bunu kabul edilebilir bulmuyorum. İnsanlar sonradan engelli olabilir, bu çok normal. Ancak bile bile dünyaya engelli bir birey getirmek doğru değil.

Örneğin kadın taşıyıcı. Ölümcül bir hastalık. Çocuğu 20-22 yaşlarında ölecek hastalıktan. Buna rağmen 6 çocuk doğuruyor kadın. Niye? "Allah verdi" Bu çocuklar ailelerinin bencilce kararı yüzünden "kurbanlık koyun gibi" kesilecekleri günü bekliyorlar. Hayatlarının ne anlamı kaldı şimdi?

Hümanist bir insanım. Ancak kimsenin bile bile işkence çekmesini de istemiyorum. Bazı insanların çocuk sahibi olmaması, bazı çocukların doğmaması lazım.

erkek first lady

zirvedekicahil
Erkek first lady değildir o, first gentleman'dır o.

O toplantı, "first ladyler" fotoğrafı değildir, "ülke liderlerinin eşleri" fotoğrafıdır. Ancak şu ana kadar eşcinsel başkan olmadığı için öyle biliniyordu. Ne yazık ki heteronormativite kurbanı oluyor eşcinseller.

en kalabalık ve düzgün siyasi forum sitesi

zirvedekicahil
http://www.thewhitetree.org/forum

2006'da kurulmuş bir yüzüklerin efendisi forumu. Ancak yılların getirdiği bir ortam var, buranın on bir yıllık olduğunu düşünün. Google ve her türlü dış ortama kapalı bir tartışma kulübü var, içinde yöneticilerin bile gücü yok. Herkes eşit. Yönetimi çoğunlukla ateist. İçlerinden birisi kürt. En aktif üyelerden birisi eşcinsel. Üyelerin %95'i seküler / ateist sol kesim.

Eğer tartışma adabına sahipseniz on mesaj attıktan sonra tartışma kulübüne üye olarak oldukça kaliteli bir ortamda tartışabilirsiniz. Elbette ki karşınızdakiler ilber ortaylı tadında insanlar olmayacak ancak ülkenin en iyisi olduğunu açık açık söyleyebilirim.



1

en sevdiğiniz atasözleri

zirvedekicahil
"Quand on a pas ce que l'on aime, il faut aimer ce que l'on a"

Sevdiğiniz şeylere sahip değilseniz, sahip olduğunuz şeyleri sevin.

Çok sevdiğim bir fransız atasözü. Sevdiğimiz şeyler mahvolduğunda ağır tepkiler verebiliyoruz ancak yaptığımız tek şey elimizdekini de mahvetmek oluyor.

arapça kuran okumak

zirvedekicahil
Herhangi bir zararı yoktur. Tek zararı eğitimsiz, cahil ve sorgulamayan köylüleredir. İnsan bunları söylerken utanıyor ancak bundan 500-600 yıl önce batıda yaşanmış reformun hala yaşanmamış olması bile ne kadar acınası bir durumda olduğumuzu gösteriyor.

Reform öncesi incilin bir tane bile tercümesi yoktu. Hepsi ya aramice ya da latinceydi. Martin Luther ilk defa incili almancaya tercüme ettiğinde, halk kandırıldığını anladı ve sonuç olarak protestanlık yükseldi.

Türkiyede [ve islam dünyasında] bunun olmamasının nedeni yerleşik bir burjuva sınıfının olmamasıdır. Burjuva sınıfı ticaretle zenginleşmiş, sanat ve felsefeye para ayırabilen insanlardı. Fakir avrupa köylüsü ise dinin getirdiği asketizmi benimsemişti. Avrupadaki birçok aydın burjuva ve soyluların desteği ile ortaya çıktı. Örneğin papanın öldürmek istediği Luther, din adamlarından alman prenslikleri tarafından korunmuştu.

İşte bu sınıfların olmadığı toplumlarda, ruhban sınıfını etkisiz hale getirebilecek bir sınıf yoktur. Bu nedenle aydınlar din adamları tarafından hızlıca etkisiz hale getirilir. Turan Dursunun öldürülmesi gibi.

Kuranın arapçadan okununca daha sevap olması bidattır. Dinde yeri yoktur. Ancak dini otoriteler, halkın kendi ve dinin yalanlarını keşfetmesini önlemek için böyle bir şey varmış gibi davranıyorlar. Bırakınız cahil kalsınlar efendim. Cahillik mutluluktur.
1

suriyelilere üreme yasağı gelmeli

zirvedekicahil
Anafikri doğru olsa da, başlığın yazılış biçimi oldukça yanlış. Üremek genellikle hayvanlar için kullanılan bir deyimdir ve insanlar için "mahluk" [h-l-k] kullanılması da güzel br davranış değil. Sonuçta herkes insan.

Suriyelilerin aşırı çoğalmasının nedeni ise "population boom" adı verilen psikolojik etkidir. Kısacası bir toplumu n sayısını ne kadar düşürürseniz, kalanlar eski sayıya ulaşmak için o kadar çabalar. Zira çoğalmazsa yok olacaktır. Bunu savaşta nüfüsünun büyük kısmını kaybeden ülkelerde görebilirsiniz.

Peki niye diğer ülkelerde "population boom" bu kadar hızlı değil derseniz, suriyelilerin bilinçsiz ve bencil olmalarından dolayıdır. Modern ülkelerde insanlar dünyaya getirecekleri çocuğun hayat şartlarını önemser, kendilerini onların yaşayacağı her şey için mesul tutarlar. Ancak suriyelilerde çocuk, 5-6 yaşlarında orada burada dilendirilecek bir "mal"dan öte değildir. Bütün bu etmenleri bir de çok eşlilikle çarptığınızda yüksek doğum rakamlarına ulaşıyorsunuz.

Doğum kontrolü ve öjenik bence olması gereken bir şey. Burada suriyeli, türk veyahut alman ayırt etmiyorum. Eğer sen bakamayacağın bir çocuğu yapmayı istiyorsan devlet engelleyecek. Ben bunun kişisel hakların önüne geçtiğini düşünmüyorum zira devlet bunu yapmazsa bir çocuk doğacak.

Eğer bir çocuk, herhangi bir çocuk; yeterli eğitimi alamayacaksa, yeterli gıda alamayacaksa, yeterli bir aile ortamında büyüyemeyecekse, yeterli sağlığa sahip değilse doğmamalı. Zira aksi takdirde olan kimseye değil, çocuğa olacak. İşte bu yüzden suriyelilerinocuk doğurması engellenmeli yada sınırlandırılmalı.
4 /