confessions

zirvedekicahil

Viski  · 2 Mayıs 2017 Salı

  1. toplam giri 85
  2. takipçi 14
  3. puan 1241

laik sözlük

zirvedekicahil
Her girdiğimde admin değişiyor, çok garip gerçekten. Adminlik, moderatörlük denilen şeyin bir ağırlığı, ciddiyeti olmalı. Admin / moderatör olacak kişiler özenle seçilmeli. Bir iki üç beş yedi gün sonra değişecekse niye moderatör / admin yapıyorsunuz ki?

Not: sözlükteki sonsuz kavga ortamına el atılmalı, oldukça kötüye gidiyor durum.
4

ana dilde eğitim

zirvedekicahil
Konu oldukça çarpıtılmış, gereksiz yere tartışmalar olmuş. Düzgün versiyonu, tüm dünyada olan ve çok normal olan bir uygulamadır.

Öncelikle türkiyede yaşayan herkes, türkçe bilmek zorundadır. Bilmelidir değil, bilmek zorundadır. Ancak kimse türkçe konuşmak zorunda değildir. başlıktaki onca tartışmanın nedeni de bu tezat görünen şeylerin tam olarak anlaşılmaması.

Türkiyenin resmi dili türkçedir, bu nedenle herhangi bir resmi işlemde herkesin bildiği bir dili kullanmanız gerekmekte. Zira konuşacağınız doktor, mühendis, memur batılı olabilir, kürtçe bilmiyor olabilir. 112'yi aradığınızda, acil durumunuzı anlatabilmeniz lazım. Bu nedenle ülkenin her yerinde herkesle anlaşabileceğinizi dili bilmek zorundasınız.

Günlük hayata gelirsek, iki çocuk düşünün. Bir adet batılı türk ve doğulu kürt. İkisi de okula başlıyor.

a) batılı türk, anadilinde öğrenim görüyor. Anlatılan her şeyi kavrayabiliyor, ekstradan bir şey öğrenmek zorunda değil.
b) doğulu kürt, ailesinden sadece kürtçe öğrenmiş. Okulda ekstradan türkçe öğreniyor. Batıdaki akranları okuma yazmayı öğrenirken, o hiç tanımadığı bir dil öğreniyor. Öğretmenin anlattıklarından bir kelime bile anlamıyor. Türkçeyi sökene dek akranlarından oldukça geri kalıyor.

Lozanda ele alınan meselelerden birisi de azınlık okullarıdır. Buna göre azınlıklar kendi dillerinde eğitim verebilirler. İki şartla;

a) Türkçe dersi vermek ve bu derse türk öğretmen görevlendirmek.
b) Tarih dersi vermek ve bu derse türk öğretmen görevlendirmek.

Ben batıda büyüdüm, anadilim türkçe. Okulda ingilizce ve fransızca öğrettiler. Şu anda anadilim derecesinde ingilizce kullanabiliyorum. Neden aynısını ana dilde eğitim veren okullar yapamasın?

Bu okullardan mezun olacak çocuklar hem türk tarihini, hem de türk dilini bizim kadar iyi bilecek, hem de kendi dillerinde öğrenim görecekler. Sahi, bunun neresi kötü? Gerçekten merak etmekteyim.


kürdistan

zirvedekicahil
Eksileneceğini biliyorum yazdıklarımın, bu nedenle yazdığım her yazıda "true neutral" olarak yazdığımı ve aşağıda bahsettiklerimin yorum değil biraz araştırma ile teyit edilebilecek gerçekler olduğunı belirtmek istedim.

+Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi, bağımsızlık referandumuna gidecek.
+Suriye'nin kuzey kısmı [Türkiye / Öso dışında] tamamen sdg'nin elinde. Burada bir parantez açarak yüce atatürk'ün hatay için bu kadar çabalamasının altındaki önemi vurgulamak istiyorum. Hatay, sdg'nin denize ulaşmasındaki tek engel.
+Jeografik olarak "kürdistan" dört parçaya ayrılmıştır; ırak, suriye, iran, türkiye.
a) Irak kürdistanı kuruldu, yakında bağımsız olacak.
b) Suriye kürdistanı kuruldu. Muhtemelen iç savaşın sonunda suriye'nin parçalanması ile beraber orası da bağımsız olacak.
c) geriye iran ve türkiye kalıyor. İranda herhangi bir kürt yapılanması yok, kaldı ki önemli olduğunu bile sanmıyorum irandaki toprakların.

Türkiye, her şekilde ve her ekipmanla her türlü kürt militanını yenebilecek bir güçtedir. Bu nedenle türkiyeye de uygulanmak istenen bir şey var; iç savaş. İç savaş denilen bir şeyde ordu kalmaz. Tıpkı suriyede olduğu gibi, karşıt görüşte olanlar askerden kaçar.

Son dönemlerde bir şeyi farketmişsinizdir sanırım, ülke üçe bölünüyor. Her şeyi uzaylılara bağlayan insanlar gibi her olayı dış güçlere bağlayan insanlardan değilim ancak ülkenin hali suriyeye benzemeye başladı.

a) kıyı kesimindeki laik kesim.
b) iç kesimlerdeki muhafazakar kesim.
c) doğudaki kürt kesim.

Durumu reddetmenin, kabullenmemenin bir manası yok. Zamanında "orokto kordoston korolomoz" diyorlardı. Sonuç? Kurdular. Peki aynısının suriyedr olmasını engelleyebildik mi? Hayır.

Ama aynı şeyin türkiye'de olmasını engelleyebiliriz. Bir bütün olarak. Atatürk samsuna çıktığında, kazım karabekir hilafetçi, halide edip ingiliz mandacısıydı. Atatürk "çomar" demedi, "bidon kafa" demedi, bütün ülkeyi herkesin beraber yaşayacağı bir ideal etrafında birleştirdi.

Şimdi bakıyorum, herkes birbirini aşağılama peşinde. Biri diğerine "çomar" diyor, öbürü "ataput" diyor. Fitne fesat tohumları ekmek yerine bütünleştirici bir dil kullanmak, ülkeyi iç savaşa sürüklemeye çalışan dış güçlere karşı yapılabilecek en güzel şeydir.
3

laik sözlük yazarlarının en sevdiği şiirler

zirvedekicahil
Bekle beni, döneceğim
Bütün direncinle bekle beni.
Bekle hüzün yağmurları
Gökyüzünü kaplayınca,
Karakış üşütürken bekle,
Sarı sıcaklar yakarken bekle.
Kimseler beklemezken bekle beni,
Unut anılarla yüklü bir geçmişi
Ne bir mektup ne bir haber
Gelmesin ne çıkar, bekle beni
Bekle beni döneceğim
Bekle, yalnızca sen bekle beni.

Bekle beni döneceğim, bırak
Beklemekten usanmış dostlarım
Oğlum, anam, yoldaşlarım
Öldüğümü sansınlar benim
Umudu kesip bir ateşin başında
Beni yad edip içsinler ama sen
İçme sakın yürek acısı o şaraptan
İnançla, sabırla bekle beni.

Bekle beni, döneceğim
Tüm ölümlere inat bekle.
Çünkü o büyük bekleyişin
Düşman ateşinden kurtaracak beni.

Bekle kızgın sıcaklar içinde,
Karlar savrulurken bekle beni,
Yalnızca seninle ben, ikimiz
Ölümsüz olduğumuzu bileceğiz;
O sırrı, o hiç kimsenin bilmediği.
Kimseler beklemezken
Beni beklediğini.

[Konstantin Simonov]

anarşizm

zirvedekicahil
Binlerce yıllık "ordo ab chao" [kaostan doğan düzen] ve devlet denilen olgunun tarımsal üretim ile temellerinin atıldığını bilmeyen, ilk avcı toplayıcı insan topluluklarının otoritesiz ve devletsiz yaşadığını bilmeyen yazarların eleştirdiği ideolojidir.

Bir ideolojiye yaptığınız yorumun kaydadeğer olması için bahsettiğiniz konuyu bilmeniz ve bir antitez öne sürebilmeniz gerekmekte. Kaldı ki türkiye'de ne anarşist geçinenler ne de anarşizmi eleştirenler ne kropotkini ne de bakunini okumuşlardır.

Yarın bir gün "iyiliğiniz" için çiplendiğinizde [rfid çipleri], ahır hayvanları gibi damgalandığınızda bu insanların önemini anlayacaksınız.

geceye bırakılan siyah beyaz fotoğraf

zirvedekicahil


Dorothy 15 yaşındaydı.
Suçu siyahi olmaktı.
Sadece beyazların okuduğu bir okula gidiyordu.
Üzerine tükürüyorlardı.
Çöpler atıyorlardı.
Alay ediyorlardı.
Çelme takıyorlardı.

Bir kere bile başını eğmedi.
Çok yorulmuştu, kafasını dik tutabilmek için elleriyle desteklemek zorundaydı.
Hiç kimseye, hiçbir şeye rağmen başını eğmedi.
O dik durdu, insanlık utandı.
1

Aleyna tilki

zirvedekicahil
Klibi ve yaptıkları bir çocuğun, çocuk bedeninin, objeleştirilmesidir ve asıl sorun bu kızın kurban değil, ülkede beynine kan gitmeyen insanlara hitap ederek ünlü olabileceğini bilmesidir. Kendisi ile aynı yaşta olan brianna'nın klibi ile karşılaştırdığınızda, türkiye'de cinselliğin ne kadar bastırıldığını farkedebilirsiniz.

Klipteki pedofili içeren öğelerin çözümlemesini yapmayacağım [basit bir arama ile bulabilirsiniz] ancak on yedi yaşındaki kızın banyosunda dildo olan bir klip çekmesini modernlik ile bağdaştırabilen herkes isviçre dağlarında polyannacılık oynayabilir. Son dönemlerde "clovergender" denilen "akım" ortaya çıktı. Sözde bu insanların vücutları büyüse de akılları çocuk kalıyormuş, bu nedenle pedofili olmuyormuş. Oldu.

Aleyna tek değil. Türkiyede onunla yaşıt olup, ünlü olabilmek için vücutlarını ağızlarının suyu akan erkeklere "gösterebilecek" binlerce kız var. Zira çocuklara sürekli cinselliğin özgürlük olduğunu pompalayan bir medya var. Dünya basınını sadece altı (rakamla: 6) kuruluş kontrol ediyor. Kısacası, bu altı kuruluş size neyi izletirse onu izliyor neyi doğru kabul etmenizi istiyorlarsa ediyorsunuz.

Sizden şunu yapmanızı istiyorum; herhangi bir şarkıyı alın ve kadın coverının izlenmesine bakın. Mesela "kim ne derse desin". Ajda pekkanın videosu iki yüz bin kişi tarafından dinlenmiş. Ayshe'nin striptiz pardon cover videosu kırk milyon. Şarkıyla alakası olmadan tamamen erkek izleyiciye yönelik "bu da benim bacağım hüsnü" tadında videolar çekiliyor.

Sorun aleyna değildir. Sorun aleynanın "benim gbi olursanız siz de ünlü olabilirsiniz" diye cesaretlendirdiği, gencecik yaşta kocaman erkekler ile "ilişki yaşamayı" büyümek sanan ve sonları "ifşa" siteleri olacak çocuklardır asıl.

Üzgünüm aleyna, bizimle deyılsın.

kadın hakları

zirvedekicahil
Kadın ile erkek eşit olmadığı için kadın hakları denilen şey vardır.

Siz hiç gece dışarda olduğunuz için "yollu", etek giydiğiniz için "kaşar", ortalık yerde kahkaha attığınız için "or*spu" addedildiniz mi?

Kadınların yaşadıklarını anlayamıyor erkekler. Zira bir erkek istediğini giyebiliyor dışarı çıkarken. İstediği saatte dönebiliyor. İstediği zaman gülebiliyor. Kendisiyle aynı işi yapan kadından daha çok kazanıyor. İstediğiyle yatıyor, istediğiyle kalkıyor. Muhteşem seks hayatlarından övüne övüne bahsedebiliyor türk erkekleri. Otobüslerde geniş geniş yayılabiliyorlar. Marketten ped alırken insanların garip bakışlarını bilmiyorlar.

Daha saymalı mıyım? Anlamıyorlar, bilmiyorlar, etmiyorlar. Türkiyede kadın ve erkekler çok farklı bir mentalite ile büyütülüyor. İşin garip yanı, çok basit şeyleri bile anlamayıp "kıdınlırı ınlımı kılıvızı yızdım ızıtı ıkıbınbısyız sıyfı" geyiği yapıyorlar.

Kadın hakları erkekler için oldukça önemli, zira kadınların özgürleşmesi erkekleri de özgürleştirecektir.

türkiye'de eğitim sistemi

zirvedekicahil
Okulda eğitim verilmez. Okulda "eğitim - öğretim" verilir. Eğitim, genel konulardır. Çevreyi korumak, iyi bir insan olmak gibi. Öğretim ise; fizik, kimya, biyoloji gibi şeylerin çocuğa aktarılmasıdır.

Doğru bir eğitim - öğretim sistemi için üç temel şey gerekir: öğrenci, öğretmen, toplum. Türkiye'de otuz kişilik bir toplantıda kek tarifi veremeyecek insanlar kendilerini başlarından savdıkları çocuklarına bir şeyler öğretmeye çalışan öğretmenleri eleştirmeye yetkin görmekte, acınası. Öğretmenler mükemmel değil elbette, oraya da değineceğim.

Türk eğitim sisteminin zayıf halkası öğrencidir. Daha küçücük yaşta yetersiz ebeveynleri tarafından bilinçsizce teknolojiye maruz bırakılarak beyinleri pelteye çevrilen bu çocuklar, ilköğretim ve ortaöğretimde de herhangi bir fark yaratamıyorlar. Bu çocuklar daha ikinci sınıftan başlanan "üyü bür lüsü" sözleri ile hiçbir hayal kurmadan büyüyor. Kimse çocuğunun mutlu olmasını istemiyor, herkes çok para kazanmasını istiyor. Örneğin Türkiyede dil okumak aşırı idealizm gerektirir. Kimse dil okumak istemediğinden değil, kimsenin hayallerini takip etmemesinden dolayı.

Öbür yanda öğretmenler var; onlar da ikiye ayrılıyor. İdealist olanlar ve maaş alayım yeter kafasındakiler. İdealist öğretmenler düzgün öğrencilerle eşleştiklerinde sandığınızdan iyi sonuçlar elde ediliyor. Ne yazık ki nice iyi öğretmen kötü öğrencilerin elinde, nice iyi öğrenci de kötü öğretmenlerin heba oluyor.

İşin toplum kısmına gelirsek, eğitim / öğretim ailede başlar. Aile ve toplum yapınız çökmüş olduktan sonra ülkeyi baltık denizine taşısanız fayda etmez. Müfredatı falan geçelim de, çocuklarını yarış atı gibi görenleri değiştirelim önce. Müfredat bir iki aylık iş.

queer

zirvedekicahil
Pejoratif bir kelimenin, anlamca geri kazanılması konusunda ders olması gereken terimdir. Queer, eski ingilizcede "garip, ilginç, sıradışı" anlamına gelmekteydi. On dokuzuncu yüzyılda ingiliz kültüründeki eşcinse öğeler ve eşcinseller için kullanılan bir küfüre dönüştü.

Yirminci yüzyılın son çeyreğinde aktivistlerin çabaları ile birlikte queer kelimesi bir "şemsiye terim"e dönüştü. [Keşke "bayan değil kadın" feminizmi de bunu yapabilse (bkz:#71759)
] Günümüzde queer, heteroseksüel ve cisgender olmayan herkesi kapsayan bir şemsiyedir. Demiseksüeli de, biseksüeli de, gri aseksüeli de buna dahildir.

çoğu yabancı dilde bestelenmiş şarkının türkçesinin berbat olması

zirvedekicahil
Çevrilen değil çevirenin hatasıdır. Bir zamanlar türkçe müziğin çoğu aranjman şarkılardan oluşuyordu. Bana göre en güzel aranjman yapan türk şarkıcı (bkz:ajda pekkan)dır.

(bkz:while we were free) - (bkz:kimler geldi kimler geçti)
(bkz:viens dans ma vie) - (bkz:baksana talihe)
(bkz:i need a hero) - (bkz:o benim dünyam)
(bkz:i will survive) - (bkz:bambaşka biri)

Eski türkçe şarkılarda bunun gibi örneklere rastlayabilirsiniz. Günümüzde aranjmanların kötü olmasının asıl nedeni "yedi nota var kaç beste çıkabilir ki?" kafasındaki şarkıcılardır.
3 /