confessions

halklakaynasmisbielit

Yazar  · 28 Nisan 2017 Cuma

  1. toplam giri 92
  2. takipçi 7
  3. puan 1281

laik sözlük itiraf

halklakaynasmisbielit
uyuyamıyorum,sabaha kadar oturuyor sonra okula/işe gidiyorum.bu iki aydır böyle.

kafamda sürekli intihar düşüncesi var sabahları gelen metrobüsün önüne atmak istiyorum.işte,evde okulda aklıma sürekli nasıl intihar edebilirim düşüncesi geliyor.

kafamda hiç susmayan kötü bir ses var.habes düşünceler geçiyor ,susturamıyorum.eskiden dediklerine inanmazdım şimdi ne dese inanıyorum.

geçmişe takılıp kalıyorum hep dünü tekrar yaşasam keşke diyorum.eski günahlarımı telafi etmek istiyorum ama
biliyorum ki nafile.

insanlar arasına çıkamıyorum
dünyadan elini ayağını çektim, çevreden koptum, etrafmda bir taş ve korku duvarı ördüm saçma ama zaman geçtikçe boşluktan bunalmaya başladım hani bir söz vardır "en güçlü kralların bile bir delisi, bir soytarısı vardır. katı havayı yumuşatsın diye" ben onanmaz biçimde yalnızım kaleme, içime kapandım konuşacak kime yok,birlikte yaşadığım ailem de dahil,iş olsun okul olsun sorunlarını anlatmıyorum .çevremde hiç kimse yok.

pek çok farklı psikoloğa gitmeyi denedim lakin gördüm ki insanların umutlarını kullanıyorlar.

fiziksel ve ruhsal. acı çekiyorum bi yüzden kötü biri oldum yalan söylüyorum mesela.

sorularıma cevaplar verdim hep hep ama cevaplar bittikçe umudumda bittiğini anladım.

zamanında insanlara çok değer verdim ama geri karşılık almadım.

bunca kötü şey yüzünden kendine yanlızlık iyi diyorum en azından öyle inandırıyorum.

ölmek istiyorum ama biliyorum ki başımız dik yaşayabiliriz ama başımız dik ölemeyiz.ölüm kurtuluş değil kaçış bu dünya ise acı arafta kaldım sözlük .

tolstoy'dan alıntılar

halklakaynasmisbielit
• Bir kadının kaderi; sevdiği adamın ihanetiyle, sevmediği adamın sadakati arasında çizilir...''

•Firavunlar piramitleriyle gururlanırlardı, fakat o piramitleri yaparken milyonlarca kölenin öldüğünü biliyoruz.
Din Nedir?, Lev Nikolayeviç Tolstoy

• Özgürlük ve eşitlik; bu çoktan foyası meydana çıkmış bir laf kalabalığıdır.
Savaş ve Barış, Lev Nikolayeviç Tolstoy

•" Zafer kazanmak barut kokusu almayanlara herhalde çok kolay geliyordur.

Savaş ve Barış, Lev Nikolayeviç Tolstoy Savaş ve Barış, Lev Nikolayeviç Tolstoy (Sayfa 231 - Türkiye İş Bankası)

•...hükûmetlerin özelliği itaat etmeleri değil, itaate zorlamalarıdır. Bir hükûmet, hükmettiği sürece hükûmettir ve bu yüzden, hükûmetler daima buna yönelecek ve iktidardan isteyerek hiçbir zaman vazgeçmeyeceklerdir. Hükûmtlere iktidarı ordu sağladığına göre, hükûmetler hiçbir zaman kendi var olma nedenleri olan ordudan, kısacası savaştan vazgeçmeyeceklerdir.

Tanrı'nın Egemenliği İçinizdedir


•'Kârla zarar kardeştir.' Bu gün ekonomik durumu iyi olanlar, bir bakmışsın yiyecek ekmeğe muhtaç olmuş. Bizim hayatımız daha güvenli. Belki o kadar imrenilesi değil fakat çok varlıklı olmasak da yiyecekten yana sıkıntımız yok.

İnsan Ne ile Yaşar?

öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

halklakaynasmisbielit
bildiğiniz tüm sayılar aslında argand düzlemi üzerinde yer alır.
ım(z)=0 alınırsa argand düzleminde bilinen her sayı türü için yer vardır. bu şekilde düşünülünce yazılabilecek tüm karmaşık sayılar diğer sayı türlerinden çok daha fazladır.
şimdi bu çok, nasıl çok, ne kadar çok?
karmaşık sayılar dışarıda tutularak bilinen en "geniş" küme gerçel sayılar kümesi olsun. sayı doğrusu üzerinde gösterilebilinir, değil mi? hatta buna x- ekseni diyelim, 0'dan geçmek suretiyle x-eksenine dik olacak şekilde bir y-ekseni konduralım, kabaca argand diyagramı'nı elde ettik.
-koordinat düzlemi ulan bu işte? argand da ne oluyor varg yeme bizi, derseniz haklısınız. fakat teşbihte hata olmaz. argand düzlemi klasik koordinat sistemi için x yerine re, y yerine de im yazılmasıyla oluşturulur bunu noktanın birimi olarak düşünebilirsiniz aslında.-
bizim karmaşık sayılar dediğimiz sayılar bu düzlemin herhangi bir noktasına denk gelir.

yeri gelmişken biraz analizini yapalım bu efsane sayıların.
z = a + bi, standart z karmaşık sayısının gösterilişidir. burada a, re(z) = a gerçel kısımdır yukarıda bahsettiğim "gerçel" sayılardan biridir. im(z) = b de öyle, imajiner doğru üzerinde "gerçel" bir sayıdır gerçel olmasına fakat b, z karmaşık sayısındaki i'nin kat sayısıdır.

argand düzleminde bir z sayısını bileşenlerince resmetmek mümkündür; re ekseni üzerindeki a sayısı, im ekseni üzerindeki b sayısı ile (a,b) noktası elde edilir ve bu nokta sıfır noktası ile birleştirilir. elde edilen "konum vektörü" z sayısıdır.
tam da burada, *ne aşina bir arkadaş diyebilir ki, hop! ben bunu bir t açsı ve bir r uzaklığı kullanarak ifade etmek istiyorum. hay hay, ifade edelim.
burada t açısına, karmaşık sayının argümanı r uzaklığına da karmaşık sayının modülü diyeceğiz.

uzaklık dedik, değil mi? e, kutupsal koordinat sistemine de aşinayız. iki nokta arasındaki uzaklığı nasıl buluyoruz? ((x1-x2)^2+(y1-y2)^2)^(1/2) şeklinde değil mi? bunu karmaşık sayının modülü için düzenlersek, unutmamamız gereken olay, karmaşık sayıların bir ayağının hep 0+0i'de olduğudur. yani başlangıç noktasında.

r = |z| = (a^2 + b^2)^(1/2)

şeklinde modülü tayin ederiz. t argümanı peki?

a,b ve r dikkatli incelendiğinde bir dik üçgen üretmezler mi argand düzlemi üzerinde? eski dostum trigonometri! t argümanı notasyonumuz gereğince, a ile r arasında değil midir?
tant = b/a => ? = tan^-1(b/a) ile bulunur.

ee iyi de, ya bunlar t ve r verir de sayıyı isterse napacağız, bulabilir miyiz?
tabii ki de.
ne dedik yukarıda? açı var ve dik üçgen var e öyleyse oradan hareketle, cost = a/r yazmak mümkündür. her iki tarafı r ile çarpıp ifadeyi daha temiz yazabiliyorken, yazalım.

rcost = a
ve
rsint = b elde edilir.

güzel de, bunu nasıl yazacağız?

z = r.cost + r.sint.i euler formülüne aşina mıyız?

-tam burada euler formüllerinden bahsetmek istiyorum belki ayrı bir başlık altında da yazılabilirdi fakat böyle yapacağım.

e üzeri x'in maclaurin serisini de mi anlatsam, o zaman sin(x)'in ve cos(x)'in maclaurin serilerini de açmam lazım. onları açmayıp kullanacağım.

p(cos(x)) = 1 - x^2/2! + x^4/4! - ... (çift terimler)
p(sin(x)) = x - x^3/3! + x^5/5! - ... (tek terimler)

neden f(x) = e^x? e'yi bu kadar önemli kılan ne? elbette e^x'in türevinin de e^x olması.
f(x) = e^x = f'(x) = f''(x) = ... = f(n)(x) = ... yani türevi alındıkça eğri üzerinde her noktadaki eğim o noktadaki fonksiyon değerine eşit!
bu kadar e hayranlığı yeter bence, e'nin maclaurin serisi'ni ifade etmeye çalışalım biraz.

maclaurin serisi, taylor serisi'nin sıfır merkezlisidir. seriyi ve açılışını çıkartmayacağım fakat kullanıyorum yine. *

e^0 = 1 = f(0) = f'(0) = ...

e^x = 1 + x^1/1! + x^2/2! + x^3/3! ...
burada e'nin kendisini bulmak, x = 1 için sonuç verecektir. -en azından yaklaşılır-
bu yazılım, sin(x) ve cos(x)'in maclaurin serisini andırıyor fakat işaretleri tutmuyor.
x yerine, ix alsak? normalde bu çok saçma olurdu fakat sonsuz tane terim ve polinom açılımı için konuşuyoruz. (i^2 = -1, i^3 = -i, i^4 = 1) ne de olsa.

polinomda x gördüğümüz yere ix yazıp düzenlersek,
f(ix) = e^(ix) = 1 + ix - x^2/2! -i.x^3/3! + x^4/4! + i.x^5/5! - ... bazı terimer gerçel bazıları sanal ilerliyor. gerçel ve sanal terimleri ayırıp yazalım.

re(e^(ix)) = 1 - x^2/2! + x^4/4! - x^6/6! + ...
im(e^(ix)) = x - x^3/3! + x^5/5! - x^7/7! + ...

ee? gerçel kısım, re(e^(ix)) = p(cos(x)) oldu! yani cos(x)'in maclaurin serisine sanal kısım da sin(x)'in maclaurin serisine eşit çıktı. sonuç olarak,

e^(ix) = cosx + i.sinx (euler formülü)
formülü bir adım öteye taşımak da mümkün. radyan kullanalım ve x'i pi'ye eşitleyelim.
e^(i.pi) = -1 ki bu da euler özdeşliği olarak ifade edilir. hatta klasik yazalım;

e^(i.pi) + 1 = 0

bu özdeşlik, beni acayip mutlu ediyor. bunun ne olduğunu bilmek aslında birbirlerinden epey uzakta, farklı zamanlarda yaşamış insanlarca keşfedilen bu sembollerin kusursuz bir özdeşlik haline gelmesi ve tüm bu süreci anlayabiliyor olmak... ayy ağlıcam galiba.-

bir adım daha gitsek r parantezine alsak ifadeyi?
z = r(cost + i.sint) bu ifadeyi, euler formülünden yararlanarak yazabiliriz şöyle ki;

z = r.e^(it)

(bkz:hiperbolik sayılar)
(bkz:dördeyler)
(bkz:yüksek-boyutlu gama matrisler)
(bkz:dalga fonksiyonu)
[bkz][clifford cebiri/bkz]
2

öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

halklakaynasmisbielit
Bildiğiniz gibi erkeklik hormonu testosteron ile kadınlık hormonu östrojen

Şimdi bunlar sex hormonları
Ve şekil olarak aşağıdaki gibi

http://4.bp.blogspot.com/-rSt4dOChGbY/T8SkJhrfc4I/AAAAAAAAAMA/DsMCppO4w6A/s1600/testosteron-%25C3%25B6strojen.jpg
kadınlık hormonunu üretebilmek için vücüt ilk önce erkeklik hormonu üretir. daha sonra farklı reaksiyonlar yardımı ile bunu kadınlık hormonuna çevirir.

erkeklerde bu mekanizma bir sonraki aşamaya geçmez. ve testosterondan sonra östrojen üretilmez.

bu ne demek? her kadının içinde bir adet erkek var ve vücut onu öldürüp kadına çeviriyor.

hadi biraz daha ilgi çeksin diye magazin katalım. rüzgar erkoçların sakalı ve vücut yapısının erkeğe benzemesi için sürekli bu östrojen mekanizmasının durdurulması gerekiyor.

östrojen, testosterona göre baskın ve daha kuvvetli bir hormondur. sadece koklanması durumunda bile erkeklerin tavırlarında farklılık yaratır. kadınlık hormonunu araştıran "erkek bilim insanlarında" zamanla göğüslerinin büyümesi ve feminen hareketler raporlanmış. kadınların daha çok bulunduğu ortamlarda testosteron, bu baskın hormon nedeniyle biraz dizginlenir ve yalnızken jonny sins olan erkek kişisini, erkekli kızlı ortamlarda bir centilmene çevirir. ayrıca daha çok kadınlar ile birlikte vakit geçiren erkeklerde feminen hareketler daha sık görülmekte.

askerlik ve meslek lisesi gibi testosteron barındıran yerler ile moda camiası gibi östrojen barındıran yerlerin farkları bu hormonların varlığından gelir.

mahallenin en delikanlı ve bıçkın abisine östrojen hormonunu düzenli vermeniz durumunda içindeki o minik kedi yavrusunu görebilirsiniz.

uğrunda can verilecek insanlar

halklakaynasmisbielit
(bkz:hiç kimse)


Kimse için Canınızı verecek kadar aptal olmayın.Ölüm sonsuzluk.başımız dik kahraman gibi yaşayabiliriz ama başımız dik ölemeyiz birisi için ölmek sizi kahraman yapmaz.Sevgi ölçütü de değildir velhasıl kelam hayattaki gerçekler ölçülebilen doğrulardır sevmek sayılmaz önemsemek sayılmaz,aşk veya ailede satılmaz bir insanın ne kadar sevildiği arkasındakin dökülen gözyaşı ile ölçülür ama onunla bi değeri Yok çünkü gerçeği ifade etmez.



Kısaca kimse için ölmeyin değmez şunuda unutmayın sadece ahmaklar ölülere kalır.kalbimiz mantıklı kararlar verebilseydi kalp olmazdı.Her zaman mantığınızla düşünün kalbinizi boş verin çünkü o her zaman sizi yanlış yola sürükler.

laik sözlük sistem değişikliği

halklakaynasmisbielit
Olması gereken durumdur. Sözlüğü ve formatı siken arkadaşlar için ve daha sağlıklı bir sözlük için şart


1-)çaylak sistemi
2 yöntem olabilir ya ekşi gibi sıra ya da Galatasaray sözlük gibi o da ekşi sözlüğe benziyor. Farkı 20 entry, bkz ve resimler değil tanım içermesi gerekiyor.

İmla kuralları ve yazım dikkate alınmalı.


3-) yorum sisteminin kalkması
Yorum işi sözlüğü Facebook'a çeviriyor ve kirletiyor.

4-)garbage entry profili (kuralina uydurarak olsa bile paso anket, forum, cop entry girisi, bir baltaya sap ve bi sike derman olamama hali). bu durumda kotu karma da banlanmalı

5-)Tanım olmayan entryler silinmeli uyarı almalı


6-) yazarlara en güzel yiyecekler diye başlık açılmamalı iğrenç ve yanlis, biliyorum anket doldurmak için sabırsızlanıyor sevgili kardeşlerimiz maytap geçip bizzat sözlüğün sikiyor.


Ha bu kurallar var ise ama uygulanmıyorsa yönetim değişsin elindeki yetkileri kullanmayan yönetimin burada işi olmamalı


Not: ekleme yaparım
Edit: Yazım yanlışları.

reklamların gerçek hayatla çelişmesi

halklakaynasmisbielit
İnsanlar, stereotipleşmenin, şeyleşmenin zorunlu sonucu olarak, artık birbirlerinin yerini doldurabilirler, birer kopyadırlar. Modern özne, «siber öznedir», bir «dijital öznedir».Bu vesile ile Reklam size Meta satar Reklamcılık, izleyicileri reklam şirketlerine satmak için avlar. Smythe tarafından medya ve genel olarak sistem, bireyleri «izleyici metasına» dönüştüren bütünleşik bir süreç olarak görülür. Bu görüşe göre, medya tarafından sadece tüketiciler üretilmez, fakat izleyicinin kendisi metaya dönüştürülerek reklamcılara satılır.


Medya için izleyiciler 2 açıdan önemlidir. Birincisi tüketici olarak çünkü reklamcılık kapitalist toplumlarda «insanları daha fazla çalışıp parayı güçlendirerek kendilerine daha fazla satın alma olanağı tanımaya güdüleyen temel kurumlardan birisidir.




İşte tüm bunlar ışığında hayali bir gerçek sunar size dikkat edin ev hanımları aynı tiptir çalışan kadınlar aynı tiptir erkekler içinde aynısı geçerlidir belirli renkler ağırlık olarak kullanılır kırmızı gibi mesela(iştah açar) (bkz:Burger King



Şaşırtmayan ekleme : Laik sözlük bir yarr*k beğenmeme timi iş başında.....

faust

halklakaynasmisbielit
Ön edit: böylesi bir kitabın sözlükte olmaması ilginç.



felsefık ıcerıgı ve aynı zamanda edebı degerıyle tum dunyaca un kazanmıs,alman edebıyatının buyuk ustası olarak kabul edılen goethe'nın unlu eserındekı ruhunu seytana satan doktor,fılozof...




Goethe 'nün faust' tarihsel perspektif zenginliği ve derinliği moral ve imgelem politik bilgi psikolojik duyarlılık ve öngörü bakımından diğer tüm örnekleri geride bırakır.Faust metodunun araştırageldiği yeni yeni belirlen modern özbilincin yepyeni boyutlarını ortaya çıkartmaktadır.Sadece kapsam ve ihtiras yönünden değil özgün tassavur gücü bakımından taşıdığı büyük yoğunluk nedeniyle Modernist hayatın ilyadası denilebilir.


Goethe'nin kahramanı ve çevresindeki karekter Goethe ve çağdaşlarının yaşadığı dünya tarihsel drama ve tramvaların çoğunu büyük bir kişisel yoğunlukta hissettirir ki yapıtın tüm devinmi batı toplumunun büyük çaplı devinimlerini canlandırmaktadır.

Kitaba başladığınızda kolayca ayırt edebileceğiniz tarzda modern fakat maddi ve toplumsal koşulları hala ortaçağa özgü bir dönemde başlar ve ve sanayi devrimi tinsel ve maddi alt üst oluşlarının ortasında sona erdiğini görürsünüz.Bundan çıkartacağımız sonuç kitap 18 yüzyılın sonu 19 yüzyılın başında kendine özgü modern bir dünya sistemini ortaya koyar.


Eğer bunu modernist şekilde günümüze aktaracak olursak.Modern insanın kendinisini dönüştürebilirsiniz tek yolu Faust ile birlikte öğreneceğiniz gibi içinde yaşadığı bütün fiziksel toplumsal ve ahlaki dünyayı bütünüylekökten dönüştürmektedir.Goethe'nin kahramanı sadece kendindekini değil ulaştığı herkes ve sonuçta onu çevreleyen tüm dünyadaki bastırılmış muazzam insanî enerjileri özgürleştirdiği için tam bir kahramandır.Lakin önayak olduğu büyük gelişmelerin entelektüel,ahlaki,ekonomik,toplumsal gelişmelerin-büyük insani bedellerinin olduğu ortaya çıkar.İşte Faust'un şeytan ile kurduğu ilişkinin anlamı da budun.İnsani güçler Marx'ın deyimiyle ancak "yeraltı dünyasının güçleri" tüm insanî denetimin ötesinde korkunç bir güçle patlak veren karanlık be ürkütücü enerjilerin aracılığı ile geliştirilebilir.İşte buy sebeple Goethe'nin Faust'u ilk ve hala en iyi olan gelişme tragedyasıdır


Edit:eksilendi lan hahahahaha olum laik sözlük hiç bir boku beğenmeme ekibi iş başında mı ? Bu entryi eksilmek nasıl bir kafanın ürünüdür

He isteyen eksiklerde hani bir sebep olsun bari.


Edit 2: parmağı büyükmüş arkadaşın

öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

halklakaynasmisbielit
basit hesap makineleriyle üslü sayı hesaplamak;

üslü sayının tabanını yazıp bir kere çarpıya bastıktan sonra kuvvetin bir eksiği kadar eşittire basılır.

örnek: 4 üzeri 3 için; 4, çarpı, eşittir,eşittir tuşlayarak sonuca ulaşılabilir.


Sonradan ekleme:



manfred von richthofen adlı alman savaş pilotunun birinci dünya savaşı'nda tam 80 tane düşman uçak düşürmesi. kırmızıya boyadığı uçağını gören bazı düşman pilotlarının onu görünce kaçmaları, karşılaştığı uçağı önce düelloya davet etmesi nedeniyle düşmanları tarafından kendisine saygı duyulması, uçağı düşürülüp hayatını kaybettikten sonra savaşta almanya'nın düşmanı olan fransa tarafından eksiksiz bir askeri törenle gömülmesi. ve bütün bunları yapıp hayatını kaybettiğinde sadece 26 yaşındaydı

özgürlüğü adaleti eşitliği yola tercih eden halk

halklakaynasmisbielit
Doğru yol için demokrasinin tanımı yapılmalıdır.

Biz demokrasiyi yanlış anladık bize yanlış anlatılar hep,bunun kavramak için Fransız devrimi incelenmelidir bunun için en ise iyi kaynaklardan biri Server Tanilli'nin Yüzyıllar gerçeği ve mirasıdır.


Konuya dönersek bize demokrasi eşitliktir dediler baktık ki öyle değil.Sonra dediler ki çoğunluğun hakimiyetir azizim ayıp çoğunluğun Hakimiyeti olur mu hiç sonra çıktılar dediler çoğunluğun hakları karşısında azınlığın haklarının korunduğu sistemdir dendi o da olmadı.Son hali ise özgür iradeleri ile kendi geleceklerini tayin edecek insan toplulukları oldu.

Demokraside herkes aynı düşünemez.Herkes ayrı düşünmeli ve o ayrı düşünenlerin birlikte kaynaşabildiği rejim/yönetim şekli olmalıdır.


Burada işte ortaya siyasal islam devreye giriyor oysa siyasal islam ranktır zengin daha zengin fakir daha fakir olur ve sadece bir kesim içim avantajlıdır.


Bir diğer husus ise işin sosyolojik boyutudur.Bunu son referandum ile örnek verebiliriz yada diğer seçimlerlede dikkatli bakın AKP'ye çıkan oylar en fazla nerelerden çıkıyor, ve CHP'ye çıkan oylar en fazla nerelerden çıkıyor? Sizce CHP'ye çıkan oylar hep kaliteli ve kültürlü insan toplumundan çıkması, AKP'ye çıkan oylar da köylerden ve yaşadıkları yerlerde okul bile olmayan yerlerden çıkması büyük bir şans eseri mi? Yoo, hangi partinin hangi kesimden destek gördüğü belli. Dediğim gibi, ne yazık ki ülkemiz tekrar o din muhabbetine geri döndüğü için, AKP'de bunu savunduğu ve benimsediği için, doğal olarak oylar onlara gidiyor. Atatürk ağlıyor, ama AKP'ye verenlerin umurunda mı? Atatürk ülkemizin şu an Yunan topraklarına katılmamış olmasının tek sebebidir, bu adama da en güzel hediyeyi bütün uğraşlarını çöpe atarak veriyoruz, ama yapacak bir şey yok. Özgür düşünce engellenemez engellenemez, isteyen AKP'ye verir, isteyen CHP'ye. Tabii gidip Erdoğan'ı eleştirenler hapise giriyor, o zaman Özgür düşünce engellenebilir...

yalnız hissedilen anlar

halklakaynasmisbielit
Her zaman çünkü hayattaki gerçekler ölçülebilir doğrulardır sevmek sayılmaz önemsemek sayılmaz.Bir insanın ne kadar sevildiği öldüğünde dökülen gözyaşı ile ölçülebilir lakin benim nezdimde onunda bir önemi kalmıyor çünkü o da gerçeği ifade etmiyor.


Ailemden uzak ominları düşünmeden (garip ki 3-4 yaşında da sevmiyordum hala aynı) ,üniversitede arkadaşım olmadan,evlenmiş olan ilkokuldan beri aşık olduğum kızın gri dönmeyeceğini bilerek yaşıyorum.Sözde mutlu ediyor diye eski değerli kitap ve plakları topluyor piyano çalıyorum.Oysa ben hayatımı uydurduğum bahanelere göre yaşıyorum hepsi bu.

türkiye'de solun iktidar olamaması

halklakaynasmisbielit
İmkansız olan husus kimse boş hayaller peşinde koşmasın, özellikle solcu olduğunu düşünenler.

bu ülkenin bir geçmişi var osmanlı'dan kalan: tarikatleşme, cemaatleşme, kendini illa bir gruba ait hissetme, gayrimüslimlerden nefret etme, sünni olmayandan nefret etme, kendinden olmayandan nefret etme, aşırı milliyetçi duygular, ulus devlet zihniyeti, din hayatın çok önemli bir parçası, din önemli demiş miydim? din önemli...

bu ülkede cumhuriyetin ilk adımları atıldığında, ülke sınırları içindeki insanlar çok radikal reformlar ile değiştirilmek istenmişti; toplumda yerleşik olan dini ögelerin pasifleştirilmesi ve böylelikle batı ülkeleri ile uyumlu hale gelebilmek. ama oldu ama olmadı, bugünlere geldik.

köy enstitüleri gibi kurumlar, ülkenin genç insanlarını eğitmek ve onları tüm topluma yaymak amacı taşıyordu. sonraları devlet planlama teşkilatı gibi kurumlar ile yine kalkınma sağlanmaya çalışıldı... kalkınma bakanlıkları, tarım bakanlıkları, imf'ten, abd'den alınan krediler, destekler...

ama olmadı ama oldu. bir şeyler değişti. bazı köylüler zengin oldu, hacı ağalar şehre indi. bazı köylüler fakir kalmaya devam etti, hala en büyük çileyi de onlar çeker. yine de sorduğum soru hep şu oluyor: bir fransız köylüsü ile bir türk köylüsü arasındaki en büyük fark ne? en büyük fark; fransız köylüsünün gelirinin çok daha fazla olması mı? ahırında/tarlasında son teknoloji aletler kullanması mı? nasıl ekip biçebileceğini, hayvan yetiştirebileceğini biliyor olması mı? kendi devletinin onu koruyor olması mı? tatile çıkabiliyor ve hatta yabancı ülkeleri görebiliyor olması mı? kendi ülkesinde eşit haklara sahip olması mı? en düşük lise eğitimine sahip olması mı? hangi biri sizce en büyük fark?

işte bu fark nedeniyle bu ülkede asla bir sol parti iktidara gelmez. zira bizde demokrasi dediğin bir laftır, iktidara gelen ve gücünü kendi çıkarları için kullanan bazı grupların kullandığı bir araçtır ve bu cumhuriyetin kurulduğu zamandan beri böyledir. çünkü bu toplumun kanında bu vardır zaten; kendi çıkarlarına yönelik oraya buraya dalgalanmak.

kendini dizi karakterleri yerine koymak

halklakaynasmisbielit
Artemiğini bildiğim husus.

Bunu yapmaların sebebi seyirciyi çekmek senaryodaki çatışmanın (insanın kendi ile de olabilir karşısıylada ikisinde olabilir) sıcak tutmaktır.Bu kötü bir adamda olabilir Kahraman'da zaten Psikolojik terminolojide, kahraman arketipi, Freud'un anneden ayrılan ve kendisini insan ırkının geri kalanından ayrı tutan kişilik bölümünü temsil eder.Kahraman egonun yanılsamalarını ve sınırları aşabilen kişidir.
Başlangıçta tüm kahramanlar egodurlar: Ben, tek, kendini herkesten ayrı tutan kişisel kimlik.
Kahraman arketipi, egonun kimlik ve bütünlük arayışını simgeler. Hepimiz aslında eksiksiz, entegre insanlar olma sürecinde, içimizdeki gardiyanlar, canavarlar, yardımcılarla yüzleşen kahramanlarız.Ve hasıl kelam bu örnekten yıla çıkarsak aynı edebiyat gibidir senaryo da daha doğrusu sinemada gücünü sokaktan alır.Bunun örnekleri çoktur bakınız Sovyet sineması,Alman dışa birinci sinema Fransız ve İtalya sineması hatta feminist sinema.

Ruslar çarlık rusyasından S.S.C.B ye geçişte toplumu irdeleyen filmler çektiler bunu yaparken kurguyu buldular ve geliştirdiler.


Almanlar 1.dünya savaşında sömürge almayıp yenik çıkınca karanlık geometrik desenlerin olduğu dışavurumcu bir yol izlediler.


Daha detaylı açıklarsak eğer



C.G. JUNG VE ARKETİPLER'den başlayalım

• Kolektif bilinçaltı:

• Tüm insanlığın ortak mirası olup kendini mitoslar, efsaneler, sanat eserleri, dinsel – inançsal motiflerle ifade eder.

• Evrenseldir.

• Farklı dönemlerde ve yerlerde yinelenerek ortak bir anlam yaratırlar. Benzer psikolojik tepkileri tetikler, benzer kültürel işlevleri yerine getirirler.

• Arketipler dünya üzerinde yaşanmış tüm deneyimlerin birikimi ve temsilidir.






Arketipler, öykülerin evrensel gücünü açıklar.
Çünkü ortak bilinçaltının evrensel kaynağından gelirler ve evrensel kaygıları yansıtırlar.
Bu öyküler çocuksu evrensel soruları içerirler:
• Kimim ben?
• Nereden geldim?
• Ölünce nereye gideceğim?
• İyi ve kötü nedir?
• Yarın neler olacak?
• Dün neler oldu?
• Orada başka birileri var mı? Gibi soruları sorar.


EN YAYGIN VE KULLANIŞLI ARKETİPLER
• Kahraman
• Bilge
• Eşik gardiyanı
• Haberci
• Biçim değiştirici
• Gölge
• Müttefik
• Üçkağıtçı








1. ARKETİP: KAHRAMAN
KAHRAMANIN ÖYKÜDEKİ İŞLEVLERİ
PSİKOLOJİK İŞLEVLER


Burada yukarıda yazdıklarımı tekrar maddeler halinde yazacağım.

• Psikolojik terminolojide, kahraman arketipi, Freud'un anneden ayrılan ve kendisini insan ırkının geri kalanından ayrı tutan kişilik bölümünü temsil eder.
• Kahraman egonun yanılsamalarını ve sınırları aşabilen kişidir.
• Başlangıçta tüm kahramanlar egodurlar: Ben, tek, kendini herkesten ayrı tutan kişisel kimlik.
• Kahraman arketipi, egonun kimlik ve bütünlük arayışını simgeler. Hepimiz aslında eksiksiz, entegre insanlar olma sürecinde, içimizdeki gardiyanlar, canavarlar, yardımcılarla yüzleşen kahramanlarız.

• DRAMATİK İŞLEVLER

Bu mevzu yukarıdaki ile paralel bir konu
Yukarıda yazmadım çünkü bu bizi gördüğünüz üzere alt başlıklara götürür.
Burada işte seyircinin Özdeşleşme durumsalı ile başka bir mevzu daha devreye giriyor.Neden böyle oluyor ? Çünkü Öyküler bizi deneyim süresince kahraman ile özdeştirmek ister yani Bir anlamda bir süreliğine kahraman oluruz. Dünyayı onun gözünden görür
Onun gibi olmak isteriz.Kahraman yazarken onun evrensel nitelikleri olmalı..İntikam, öfke, rekabet, tutku, vatanseverlik, idealizm, umutsuzluk.Tıpkı sanat eserlerindeki gibi; hem evrensel hem özgün olmalıdır.Gelgelim gelş
Kahraman öyküde en çok öğrenen ve gelişen kişidir.Kahraman Engelleri aşıp amacına ulaşırken yeni bilgiler de edinmeli.
Bunu yaparken ise Risk almalı
Öyküyü arzuları doğrultusunda şekillendirmeli Kaderinin kontrolünü eline almalı vs Sorumluluk almalı.


• FEDAKÂRLIK
• ÖLÜMLE İLİŞKİ

Bütün öykülerin merkezinde ölümle yüzleşmek yatar.
Kahraman bize ölümle nasıl başa çıkılabileceğini gösterir.
Ölümü yenmenin güç olmadığını kanıtlar.
• KARAKTER KUSURLARI
Kusurlar, bir karakterin kendini geliştirebileceği başlangıç noktalarıdır.

• KAHRAMAN TÜRLERİ

• GÖNÜLLÜ VE GÖNÜLSÜZ KAHRAMAN
• ANTİ – KAHRAMAN
• BİR GRUBA BAĞLI OLAN KAHRAMAN
• YALNIZ KAHRAMAN
• KATALİZÖR KAHRAMAN: Karakter eğrisi çok değişmeyen, kişiliği öykünün başında biçimlenmiş, başka insanların gelişimine katkıda bulunan kahraman. (Bu tür karakterlere bile zaman zaman değişim fırsatı verilmeli)

2. ARKETİP: REHBER (BİLGE)

• Mitler ve öykülerde sıklıkla karşılaşılan Rehber, kahramana yardım eden ya da onu yetiştiren pozitif bir figürdür.
• PSİKOLOJİK İŞLEV
Rehberler genellikle yaşamlarının erken dönemlerinde sıkıntılara göğüs germiş eski kahramanlardır ve artık bilgeliklerini ve tecrübelerini aktarmaya başlamışlardır.
• DRAMATİK İŞLEV
​Öğretme
​Armağan verme
​Zaman zaman mucit
​Kahramanın vicdanını temsil etme
​Motive etme
​Kilit bilgiler verme

• KARANLIK REHBER
Kahramanın karşısında bir engel haline gelir, bu sayede kahraman gelişiminin bir sonraki aşamasına geçebilir.
• DÜŞMÜŞ REHBER
Hala kendi yolculuğunu sürdürmektedir
• BİRDEN FAZLA REHBER
• İÇ REHBER
“Annem hep derdi ki…” > Sorun çözücü Bilgiyi anımsama


3. ARKETİP: EŞİK GARDİYANI

Öyküdeki başlıca düşman değildir fakat kahramanın karşısına çıkan engellerdir.
PSİKOLOJİK İŞLEV
​Hepimizin karşılaştığı sıradan engeller
​Kötü hava, kötü şans, önyargılar, baskı…
​İçimizdeki şeytanlar…
​Bunalımlar, kötü alışkanlıklar, bağımlılıklar…
DRAMATİK İŞLEV
​Kahramanı sınamak
Kahraman eşik gardiyanının işaretlerini okumayı öğrenmelidir.


“Bazı Japon tapınaklarının girişi korkunç görünüşlü iblis heykelleri tarafından korunmaktadır. İlk dikkatinizi çeken şey, bir elin “dur” işareti yaparcasına havaya kaldırılmış olduğudur. Ama daha yakından baktığınızda öbür elin sizi içeri davet ettiğini görürsünüz. Mesaj şudur: Dış görünüşe aldananlar özel dünyaya giremezler, ama yüzeysel izlenimleri geçip iç gerçekliği görebilenler içeriye buyur edilirler.”

4. ARKETİP: HABERCİ

• Senaryonun genellikle birinci bölümünde bir kuvvet ortaya çıkar ve kahramanı bir meydan okuma ile baş başa bırakır. Haberci, karaktere yaklaşmakta olan önemli bir değişikliği ifade eder.
Bir öykünün açılış evresinde kahramanların bir şekilde paçayı kurtarması sık rastlanır bir durumdur. Bir süre sonra öyküye yeni giren bir enerji kahramanın dengesini bozar ve hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Bir karar verilmeli, eyleme geçilmeli, çatışmayla yüzleşilmelidir.
• Haberci arketipi dramatik dengeyi bozan kişi / olay.
PSİKOLOJİK İŞLEV
• Değişime çağrı
• Bu çağrı bir kitaptan, filmden, kişiden, olaydan gelebilir.
• Kahramanın içinde bir şey harekete geçer ve değişim kaçınılmazdır
DRAMATİK İŞLEV
• Motivasyon
• Hemen hemen her öyküde haberci arketipine ihtiyaç duyulur. Öykünün pek çok evresinde ortaya çıkabilir fakat en uygunu birinci bölümdür.

5. ARKETİP: BİÇİM DEĞİŞTİRİCİ

Sadakati ve güvenilirliği şüpheli olan, kahramanı yanlış yöne sürükleyen, izleyiciyi ve kahramanı şüphede bırakan bir arketip.
• PSİKOLOJİK İŞLEV
Değişimin, dönüşüme duyulan ihtiyacın sembolüdür.
• DRAMATİK İŞLEV
Öyküye kuşku ve belirsizlik getirir.
“Sadık mı?”
“İhanet edecek mi?”
“Seviyor mu?”
Dost mu düşman mı?”
• Femme fatale (ve homme fatale) yaygın bir biçim değiştirici türüdür.
Ölümcül (fatale) yön her biçim değiştiricide bulunmak zorunda değildir.

6. ARKETİP: GÖLGE

• Karanlık tarafın enerjisini, anlaşılmamış, reddedilmiş yönlerini temsil eder. İç dünyamızda baskı altına alınmış şeylerin temsilidir.
• Kendimizde hoşumuza gitmeyen şeyler, sırlar, itiraf edilemeyenler…
• Öyküde düşmanlar gölgedir.
PSİKOLOJİK İŞLEV
• Bastırılmış duyguların gücünü temsil eder.
• Derin travmalar, suçluluk duygusu, reddedilen duygular…
DRAMATİK İŞLEV
• Kahramana meydan okumaya ve onunla mücadele etmeye layık bir rakip sunar.
• Bir öykü barındırdığı düşman nispetinde iyi olabilir.
• Kahramanların kendilerinde de gölge yanlar olabilir.
Hannibal: İnsan doğasının karanlık yönünü yansıtan bir Gölge ve aynı zamanda başka katillerin yakalanmasını sağlayan bir Rehber…

• 7. ARKETİP: MÜTTEFİK

• Kahraman yolculuğunda yoldaşlık ve akıl hocalığı yapacak birine, vicdan yerine geçecek, yeri geldiğinde kendisini teselli edecek birine ihtiyaç duyabilir. Bu kişi müttefiktir.
PSİKOLOJİK VE DRAMATİK İŞLEVLER
• Müttefik birine mesaj iletmek, gözcülük, göreve gitmek gibi sıradan işlerin yanı sıra kahramanı daha insani kılmak, kişiliğini zenginleştirmek, onu daha dengeli davranmaya itmek gibi işlevler de üstlenir.
• Kahramanın açıklamadığı özelliklerini açıklayabilir.
• Birden fazla müttefik olabilir.
• Müttefik hayvan da olabilir. Ben Efsaneyim'deki köpek…
• Ruhsal krizlerde kahramanın yardımına koşar.

• 8. ARKETİP: ÜÇKAĞITÇI

PSİKOLOJİK VE DRAMATİK İŞLEVLER
• İzleyiciyi güldürür, gergin anlarda rahatlatır.
• Dramda eski bir kuralın yansımasıdır: “İzleyiciyi bolca ağlat ama biraz gülmesine de izin ver”
• Zekidir
• Mizah yeteneğine sahiptir
• Kendi menfaatleri için sorun çıkarabilir
Bugs Bunny


ARKETİP TÜRLERİ


• YARATILIŞ: Evren, doğum, insanın ortaya çıkışı
• ÖLÜMSÜZLÜK: Cennete ulaşmak, sonsuz saflık ve mutluluk, doğanın sürekli döngüsü.
• KAHRAMANLIK: Bireysel dönüşüm, kurtarıcılık, arayış, sınavlar, olgunlaşma, bilgelik, fedakarlık, cennetten kovulma, iyi-kötü savaşı…


ARKETİPSEL NESNELER​
• SU: arınma, bereket, sonsuzluk
• GÜNEŞ: enerji, zaman, bilinç
• ÇEMBER: yin-yang, bütünlük, üretim, eril-dişil ilkelerin birleşimi, karşıt ilkeler
• MAGNA MATER: toprak, doğum, bereket, korunma, bilgelik, kutsallık, güzellik
• YAŞLI BİLGE: kurtarıcı, yol gösterici, bilgi, bilgelik, zeka, sezgi, ahlak, beceri, deneyim, yardımseverlik


KAHRAMANIN YOLCULUĞUNUN AŞAMALARI. İşte film bu aşamalara göre ilerler


• 3 perdeden oluştuğunu varsayarız:
• Yola çıkış
• İnisiyasyon (Tekamül)
• Dönüş

• SIRADAN DÜNYA
• MACERAYA ÇAĞRI
• ÇAĞRININ REDDİ
• REHBERLE KARŞILAŞMA
• İLK EŞİĞİ GEÇİŞ
• SINAVLAR, MÜTTEFİKLER, DÜŞMANLAR
• MAĞARANIN DERİNLİKLERİNE YAKLAŞMAK
• ÇİLE
• ÖDÜL
• DÖNÜŞ YOLU
• DİRİLİŞ
• İKSİRLE DÖNÜŞ


SIRADAN DÜNYA
• Karakterin girmek üzere olduğu dünya ile yaşadığı dünya arasındaki zıtlık gösterilmeli

MACERAYA ÇAĞRI
• Bir sorun
• Macera
• Meydan okuma
• Huzur bozan bir yenilik
• Çözülemeyen bir dava
• Haksız yere hapse girmek
• En iyi arkadaşın ortadan kaybolması





ÇAĞRININ REDDİ
• Korku
• Gönülsüz kahraman

BİLGE REHBER
• Kahraman ve rehber arasındaki ilişki mitolojideki en yaygın temalardan biridir.
• Kahramanı bilinmeyene hazırlar.
• Nasihat eder.
• Bir yere kadar kahramanın yanındadır.

İLK EŞİĞİ GEÇİŞ
• Kahraman öykünün özel dünyasına giriş yapar.
• Yüzleşmeleri kabul eder.
• Öykünün ritmi artar, macera başlar.
• Eşik, filmde birinci bölümün sonu, ikinci bölümün başlangıcıdır.


SINAVLAR, MÜTTEFİKLER, DÜŞMANLAR
MAĞARANIN DERİNLİKLERİNE YAKLAŞMAK
• Mitolojide mağaranın en derin yeri ölüler ülkesini temsil eder.
• Özel dünyadaki en tehlikeli yer
ÇİLE
• Ölüm ihtimali, gerginlik, belirsizlik, stres

ÖDÜL
DÖNÜŞ YOLU
DİRİLİŞ
İKSİRLE DÖNÜŞ





2

huntington kore hastalığı

halklakaynasmisbielit
ilk olarak 1872 yilinda george huntington tarafindan ingiliz kokenli amerikali bir ailenin akrabalarinda tanimlanmış olan hastaliktir.beyinin striatum ve kortekste dejenerasyonun soz konusu oldugu nöronal kayıplarin goruldugu norodejeneretif bir hastaliktir.
başlama yaşı genis bir yelpaze göstersede genellikle 40 lı yaşlarda gorulmektedir.hareketlerde anormallikler,motor bozukluklar,kaslarin istemli ve istemsiz bi sekilde kasılmalari,ilerki yaslarda psikiyatrik anormallikler ve hatta sizofreni hastaligin klinik goruntusunu olusturur.
huntington geninde mutasyon soz konusundur.

genomu koskoca bir kitap olarak alırsak; eğer kitabın 4. bölümünde, belirli bir paragrafında harfler 39 kere tekrar ediyorsa, %90 olasılıkla 75 yaşında ölürsünüz. eğer 40 kere tekrar ediyorsa, 59 yaşında, 41 tekrarda 54, 42 kez tekrar ediyorsa 37 yaşında öleceksiniz (en fazla birkaç yıl daha fazla yaşarsınız).

evet... ölme nedeniniz huntington koresi... 4. kromozomda belirli bir bölgede, eğer cag bazı, 36'dan fazla kez tekrar ediyorsa hastasınız demektir. ne kadar çok tekrar ederse, o kadar erken denge kaybetmeye başlıyorsunuz.

(bir anlamda) kader genlerde yazılı olmasın? *

bu arada tüm insanlık popülasyonunda bu bazlar, 10-15 civarı tekrar eder.


Biliyorum çünkü bu hastalıktan bende muzdaribim babam sağolsun onda da vardı.%50 ihtimalle bende de olacak.Çok istiyorum ölmeyi sözlük yatalak olma ihtimalim var kardeşim Yok babam vefat etti ve düşünsenize bakacak kimse Yok acı içinde yanlız öleceğim.



[youtube]https://m.youtube.com/watch?v=2PiRcdZ2lyg[/youtube]

Laik itiraf

halklakaynasmisbielit
Şunu anladım şu boktan hayatımda : öldürmek ölmekten zor. çünkü gitmek kalmaktan zor. bence iyi kötü yok hayatta bir gidenler var bir de kalanlar birde ikisini de yapamayıp ortada duranlar.

Hayat beni hiç sevmedi be sözlük

Hala deliler gibi aşık olduğum kadın nişanlı.
Hunginton Kore'si adlı bir hastalık olasılığım gayet yüksek dedemde ve babam da vardı Nihayetinde.

Arkamda iyi anacak bir tanıdığım sevenim Yok. Kimi sevdiysem arkadaş dost bildiysem onlar sevmedi beni kimini ise ben kendi hatalarımdan kaybettim özür diledim ama nafile bir defa geçtin mi sınırı ötesi Yok.Annem desen aramız kötü her gün bir kavga babam sizlere ömür.

İkinci bir hayata başlamak için ya dostlar çevirecek sana sırtını yada sen onlara.Denedim ikinci hayatımla ilk hayatına ihanet etmeyi denedim.olmadı daha kötü oldu her şey hani derler ya her kralın bir soytarısı vardır diye sert havayı yumuşatsın diye ben onanmaz biçimde yanlız ve çaresizim .


Çok uğraştım kurtulmayı intihara denedim olmadı,neden bilmiyorum yapamadım çok kez denedim lakin olmadı.kamburdan kutulabilseydim,Nasıl olacak bilmiyorum ama beni bu çöplükten çekecek birşeye ihtiyacım var.Çok Yara aldım, yumru aldım Düştüm ama hep geri kalktım Düzelmek için bir kıvılcıma ihtiyacım var. Lakin içinde olduğum bu pozisyonda kalakaldım,Yine intiharı denediğim o günler gibi uzak hissetmeye başlıyorum


2

öğrenildiğinde ufku 2 katına çıkaran bilgiler

halklakaynasmisbielit
cumhuriyetin ilanından sonra kimse göç etmeseydi, yani herkes doğduğu şehirde yaşasaydı; şehirlerimizin nüfusu nasıl olurdu? tüik verilerine göre nüfusu en fazla olacak 32 şehrimiz ve nüfusu en az olacak 5 şehrimizin nüfus bilgileri aşağıdaki gibi olacaktı. sonradan şehir olan ilçeleri de en başından beri şehirmiş gibi düşünmek lazım. sağ tarafta ise şehirlerimizin bugünkü nüfus bilgileri yer almaktadır.

1. istanbul 2 513 819 -- 14 804 116
2. şanlıurfa 2 487 275 -- 1 970 627
3. konya 2 459 464 -- 2 161 303
4. diyarbakır 2 073 804 -- 1 673 119
5. izmir 1 954 845 -- 4 223 545
6. ankara 1 944 269 -- 5 346 518
7.samsun 1 882 467 -- 1 295 927
8. sivas 1 867 98 -- 621 224
9. erzurum 1 763 593 -- 762 021
10. bursa 1 760 259 -- 2 901 396
11. adana 1 694 780 -- 2 201 670
12. hatay 1 632 579 -- 1 555 165
13. gaziantep 1 568 250 -- 1 974 244
14. kahramanmaraş 1 492 508 -- 1 112 634
15. ordu 1 488 546 -- 750 588
16. mardin 1 487 724 -- 796 237
17. trabzon 1 476 904 -- 779 379
18. kayseri 1 410 438 -- 1 358 980
19. van 1 397 61 -- 1 100 190
20. manisa 1 381 900 -- 1 396 945
21. mersin 1 317 543 -- 1 773 852
22. malatya 1 316 397 -- 781 305
23. tokat 1 293 410 -- 602 662
24. balıkesir 1 265 145 -- 1 196 176
25. çorum 1 241 843 -- 527 863
26. antalya 1 169 825 -- 2 328 555
27. yozgat 1 148 908 -- 421 041
28. giresun 1 098 152 -- 444 467
29. afyonkarahisar 1 83 170 -- 714 523
30. ağrı 1 060 377 -- 542 255
31. adıyaman 1 053 234 -- 610 484
32. kastamonu 1 038 716 -- 376 945
....
77. kilis 295 782 -- 130 825
78. bilecik 268 900 -- 218 297
79. bayburt 265 102 -- 90 154
80. tunceli 253 152 -- 81 193
81. yalova 126 675 -- 241 665

the shining

halklakaynasmisbielit
Korku/gerilim filmlerinin babası olan film.


Sinemada 180 derece kuralı şarttır.Yönetmen Stanley Kubric bu filmde 180 derece kuralını kırmıştır.

Filmde kanlar boşalan asansör sahnesinde bariz bir şekilde david lynch'in eraserhead filmine selam çakar çünkü kendileri çok sever eraserhead'i.


Bunun dışında alt metin olarak oral seks yapan ayı için çok kısa ve kabaca
Ensest: Ebeveynler neden çocuklarıyla uyuyor ve çıkmaz bir ilişkiden nasıl sakınılır olduğunu söylemek mümkün.


Ufaklığın giydiği kazaklardan birinde (bkz:mickie mouse ) vardır bu Amerika”ya yerleşen ve beyaz toplumda kendine bir statü bulan zenci kişilerle ilgili bir alegori olduğuna ilişkin iddialar vardır Otele siyahi aşçıyı çağıran ve Bugs Bunny hayranı olan Danny”nin Mickey Mouse kazağı giymesi de bu çizgi film kahramanıyla kurulan bir bağlantıdır.

Son olarak bilinmelidir ki bazı sahneleri hala günümüz popüler kültür araçlarına ilham kaynağıdır.

Not : editlerim

13 mayıs 2017 jöh pöh çatışması

halklakaynasmisbielit
Olay şöyle gerçekleşmiş amonos dağlarında btö mensuplarına pusu kuran polis özel harekat bölgede aynı saatlerde operasyon yapan jandarma özel harekat'ı termal kamerada görüp ateş açıyor, jöhler de ateşi btö açti zannedip karsilik veriyor ve olay sonucu bir jandarma astsubay sehit, bir jandarma ve bir polis de yaralanmış.


Daha istihbarat yapmaktan aciz ülkemiz..Birde süper güç olacak.


Not: Buna normal diyen mal turnosolüdür.
3

martin luther king

halklakaynasmisbielit

amerikalı siyah baptist rahip ve amerikan yurttaş hakları hareketi önderidir.
morehouse koleji sanatlar fakültesi,1948 sosyoloji mezunudur.crozer theoloji seminerlerinden ilahiyat lisansını 1951'de almıştır.1955 te boston universitesi'de felsefe doktorası yapmıştır.1954'de,martin luther king, alabama-montgomery'deki dexter baptist kilisesi papazı olmuştur.montgomery otobüs boykotlarında liderlik etmiştir.otobüs boykotları ülkedeki ayrımcılık yüzünden çıkmıştır. bayan rosa parks'ın bir beyaza kendi oturduğu yeri vermemesi üzerine çıkan gerilim sonrası boykotlar görülmüştür.siyahların ayaklanmaları başlamıştır.martin luther king eylemine,abd yönetiminin otobüslerde gerçekleşen ayrımcılığı durdurmasıyla beraber son vermiştir.

irkların eşitliği inancı için çabalamış,haksızlıklara karşı şiddeti öngörmeyen direnişi savunmuştur.alabama eyaletinin montgomery kentinde ilk protesto gösterilerini düzenleyen king,georgia eyaletinin atlanta şehrinde barışçı eylemleriyle tanınmıştır.king, daha sonra washington,d.c.'de ağustos 1963'te lincoln anıtı'nın önünde ünlü "bir rüyam var" konuşmasını yapmıştır. martin luther king'in başlattığı barış yanlısı protesto eylemleri,1964 yurttaş hakları yasası'nın çıkmasını sağlamıştır.yasayla amerika birleşik devletleri'nde ırk ayrımcılığı yasaklanmıştır.

insan hakları için ve siyahların ikinci sınıf vatandaş olmaktan çıkarılması için yaptığı çalışmalarla king,1964 nobel barış ödülüne layık görülmüştür.

martin luther king,tennessee eyaletinin memphis kentinde 4 nisan 1968'de bir suikast sonucu yaşamını yitirmiştir.

1986'dan beri her yıl ocak ayının üçüncü pazartesi günü abd'de king'in doğum gününde medeni haklar lideri ve yaşamı boyunca savunduğu idealler anılıyor, konuşuluyor,king'in barış sevgisi dile getiriliyor.

ayrıca :


"eger sizden sokaklari supurmeniz istenirse, michelangelo'nun resim yaptigi, beethoven'in beste yaptigi veya shakespeare'in siir yazdığı gibi supurun. o kadar guzel supurun ki yerdeki ve gokteki herkes 'burada isini cok iyi yapan dunyanin en iyi copcusu yasiyormus' desin."

sözünü söyleyen efsane kişi/şahıstır.

ak parti kongresine 2.abdülhamid'in teşrif etmesi

halklakaynasmisbielit
Malumunuz Rte Akp'ye geri dönüyor.uluslararası medya da bu konuda yoğun ilgi gösteriyor.Başkent Ankara'daki olağanüstü kongreden ilk fotoğrafları Amerikan Associated Press (AP) ve Reuters haber ajansları dünyaya geçti.AP'nin çektiği bir karede, Bursa'dan gelen bir grup partilinin fesler giydiği ve aralarından birinin de Osmanlı padişahı gibi giyindiği görülüyor.

Kongre salonu hınca hınç dolu. Geldikleri şehirlerin adlarının yazılı olduğu tişörtler giyen partililerden bazıları da kaşkolları gösteriyor.


http://m.milliyet.com.tr/son-dakika-fotograflar-dunyaya-siyaset-2454331/


anlamıyorum.bu kadar mal olmak için uğraşıyor musunuz yoksa doğal haliniz mi ?

ateizm türevlerinin entelektuel masturbasyon malzemesi yapilmasi

halklakaynasmisbielit
Ateist bazı insanların okumamasından kaynaklı olan durum.

Hadi çürütelim

a) (bu benden gelsin)
dışarıdaki hışırtıyı duyup kontrol eden mağara adamı hışırtıyı yanlızca sadece esinti olarak farzeden adamdan daha uzun yaşar

asıl mesele mantıklı bir sebep bulamazsak saçma bir neden uydururuz.

b)urban ve walter adlı dinbilimciler şöyle bir teori geliştirmişler

1)tanrı kadir-i mutlaktır.(her şeyi bilen herşeye gücü yeten)..içinde kötülüğün olmadığı bir kozmos yaratma yeterliliğine sahiptir.

2)tanrı iyidir.içinde kötülüğün varolmadığı kozmos yaratmak ister.

3)bu sebeple kötülük varolamaz

4)fakat kötülüğün varlığını görüyoruz

5)o halde tanrı yoktur


c) çılgınca davranışlarla dini davranışları birbirinden ayırt edemeyiz (bkz:işid )

d) inanç mantık ve deneyime dayanmaz


e) Mantıksal argümanlar dindarlarda işe yaramaz yarasaydı dindar olmazlardı.


marmara'da tacize hayır

halklakaynasmisbielit
Sözlük ahalisini neden bu kadar şaşırdığını anlamadığım olay/kampanya



Olum bu ülkede bir kız çoçuğu tecavz edilip yakıldı,üstüne yetmedi bir vakıfta çoçuklara taciz edildi ve üstü örtüldü o da yetmezmiş gibi tecavüz yasası çıkarıldı.


Bunu söylediğim için üzgünüm lakin maalesef bu ülkenin kültürüne kadar işlemiş bir suçtur. suç olduğu kabul edilmeyen bir suçtur. çünkü bu ülkenin geçmişi, düğünden, tarladan, çeşme başından efendime söyleyim bahçe kapısından kaçırılıp, tecavüz edilip (birçok insanın anası babası bu şekilde evlendiği için "tam tecavüz değil de yani..." diyerek savunulmaya çalışılsa da) sonrasında "artık benimle evlenmek zorundasın." diyerek, aslında kendisiyle evlenmeyi asla kabul etmeyecek kadınları bu şekilde kendine mecbur eden adamlarla doludur.

bu kadınlar, zamanın şartlarında, anne babaları tarafından sürekli "artık kirlendin, dönsen de seni ancak yaşlı bir adam alır." "elalemin yüzüne nasıl bakarız?" gibi söylemlerle yalnız bırakıldığı için hep oldukları yerde kalmayı tercih ettiler. tecavüzcülerinin çocuklarını doğurup, kayınlarının donlarını yıkadılar. tecavüzcüsüyle evlendirilme, ister inanmak isteyelim ister istemeyelim, yeni bir mevzu değil.

tecavüzün suç olduğunu kabullenme eşiği, bence bu kişilerin çocuklarının bunu kabul etmesiyle gerçekleşebilecek bir şey kanımca. evet kardeşim, baban, annene tecavüz etti. bu bir tecavüz. "gittim düğün salonunun sahibine, bi tane çaktım çenesine, kapat dedim ışıkları. sora tabi bizim arkadaşlar hazırda bekliyo, kaptıkları gibi anneni bizim bilmemnerdeki eve getirdiler, kehkehkeh. demi hatun?" diye anlattığı hikayeyi pişkin pişkin dinlemezsin bir dahakine. çünkü o hikayenin sonrası var babanın anlatmadığı, annenin gözünün önünden muhtemelen hayatı boyunca gitmemiş olan. evet, baban, deden, dayın, amcan her neyinse, tecavüzcü.

destalinizasyon

halklakaynasmisbielit
Başlık sahibinde tanımını yaptığı gibi kruşçev'in gerek iç gerek dış politikada stalin'in izlerini silmeye, toplumun gözünde tabulaşmaya başlamış stalin görüntüsünü yıkmak için kampanyalar düzenlemeye başlamasıdır. ne var ki yıllarca bu yolu izleyen devletin aniden stalin politikalarından vazgeçmesei mümkün olmayacak, dışarıda yaşanan bir kaç sorunla kruşçev de stalinleşmeye başlayacaktır.
Ayrıca bu süreç sscb'nin 20. kongresi ile başlamaktadır. bu kongreye nazım hikmet ran da katılmıştır. bu kongre sonrası aslında durumu en iyi özetleyen belgeyi de yine nazım hikmet yazmıştır. şiiri yazmadan önce destalinizasyonun aslında re-leninizsayon olduğunu belirtmek isterim işte bundandır ki nazım hikmet şiirinde lenin öleli 34 yıl olmasına rağmen o kongre salonunda lenin ile aynı yerde nefes almanın ona getirdiği mutluluktan bahsetmektedir. şiir ise şöyledir;

yirminci kongre'ye geldi lenin
gülüyordu mavi badem gözleri
açılıştan önce girdi
kürsünün dibindeki basamağa
oturdu ve başladı not almaya (kitapta almağa yazıyor)
farkında bile değil heykelinin
lenin ile aynı dam altında olmak
duymak elimizde ferahlayarak
akıllı elinin insanlığı
yirminci kongreye geldi lenin
sovyetler birliği üzerinde
ak bulutlar gibiydi tan yerinde
bereketli umutların yığını...

Laik itiraf

halklakaynasmisbielit
Doğrusunu söylemek gerekirse ben, düşünceleri öncelikle pole­mik içinde gelişen insanlardanım (gerçeğin tartışmalardan doğacağı görüşüne katılıyorum). Tek başıma kaldım mı, muhtemel fikir ve anlayışların az çok belirgin iskeletine .duygusal malzeme sağlamanın ötesinde bir işe yaramadığı için her türlü yaratıcı düşünme süreci­yle çelişen, ayrıca metafizik yapıma da pek uygun düşen bir inceleme tarzına kendimi kaptırıp gidiyorum.

sözlükte hiç akpli olmaması

halklakaynasmisbielit
İnsanların ne kadar iki yüzlü terbiyesz olduğunu bize gösteren başlık.



Akp'li gelsin daşak geç egonu tatmin et Sonra sevgi saygı kardeşlik barış de

Bakın bu adamları bende sevmiyorum ama bu kadar da aptallaşmaya lüzum yok.Prim diye ego diye insanları ezmeyin.


Zaten sözlük ahalisi sıkıntılı bir topluluk birde onlar eksik kalsın vehasıl kelam çok ego mastürbasyonu yapmak istiyorsanız yani kişilik bozukluğunuz varsa gidin Akp Facebook sayfalarına trolleyin.

3