confessions

heather

Yazar  · 7 Ekim 2016 Cuma

  1. toplam giri 31
  2. takipçi 12
  3. puan 631

üçüncü evre harp düzeni

Makinelitüfek
birinci dünya savaşından sonraki, diğerlerine nispeten kısa süren dönemde ortaya çıkan harp düzenidir. savaş kuramcıları tarafından baskının öncül unsur olduğu, mekanize birliklerin hareketlenmeye başlayıp sürat kazandığı ve cephelerin ortadan kalktığı düzene verilen isimdir.

umumi harbin tahmin edilenden çok daha uzun sürmesi ve durumun çıkmaza girmesi sonucunda savaşı sonuçlandırmak için farklı taktiklerin uygulanması gündeme gelmiştir. bunun sonucunda ordular gerek taktik alanında, gerek teknolojik alanda farklı yöntemlere başvurmuşlardır.

gerek taşınabilir silahların etkinleştirilmesi, tankların geliştirilip önemli bir unsur haline getirilmesi ve gerekse hava kuvvetlerinin önem kazanması sonrasında cephelerin önemini kaybetmesi sonucu ortaya çıkmıştır. ikinci dünya savaşında uygulanan ve nükleer silahlar devreye girinceye kadar işlerliğini sürdürmüş olan düzendir.

bu dönemde savaşlar çok daha tehlikeli ve kritik bir hal almaya başladı, mevcudiyetimizden ziyade tabiata, yaşam alanımıza da zarar vermeye başladık. öyle ki bunun etkileri günümüzde halen mevcut.

ikinci evre harp düzeni

Makinelitüfek
meydan savaşlarının devrinin geçmesinden sonra, savaşın işleyiş ve ihtiyaçlarının değiştiği harp düzenidir. savaş kuramcılarının, orduların tamamen ateşli silahlarla donatılması ve cephelerin devreye girmesi sonucu ortaya çıkan harp düzenine verdiği isimdir.

kılıç, kalkan ve ok gibi ilkel savaş aletlerinin döneminin bittiği ve orduların tamamen tüfekler ve ağır toplarla donatıldığı dönemdir. bu evrede savaşların seyri ve orduların yapısı değişmiştir, paralı askerlerden ziyade milli ordular devreye girmeye başlamıştır.

savaşın insan nezdinde önemini sorgulatan, savaşılan mesafe ve savaşın önemi değiştiği için savaş stratejilerinin de tamamen değiştiği bir dönemdir.

birinci evre harp düzeni

Makinelitüfek
insanların düzenli ordular kurması sonucu başlayan dönemdir. savaş kuramcıları tarafından gerçek anlamda savaşmaya başladığımız ve orduya önem verdiğimiz ilk dönemlere verilen isimdir.

bu evrede ordu süvariler, okçular ve piyadelerden oluşur. yakın temas söz konusu olduğu ve çeliğin kesme etkisi kullanıldığı için meydan savaşlarının yapıldığı dönemdir. insanların tam anlamıyla nizami savaştığı dönemlerdir, savaşın önemli bir kazanç kaynağı olduğu dönemdir.

ateşli silahların yaygınlaşması ve orduların bunlarla donatılması sonucu son bulmuş dönemdir.

dördüncü evre harp düzeni

Makinelitüfek
nükleer güç ve ağır silahların başat unsur olmaya başladığı dönemin alternatif harp yöntemidir. savaş kuramcılarının günümüzde mevcut olan ve işlerliğini koruyan savaş düzenine verdiği isimdir.

20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ortaya çıkmaya başlamıştır. ağır silahların, nizami orduların, nükleer gücün caydırıcı olmaya başladığı ve statükosunun oturduğu dönemimizde bunlara karşılık asimetrik harp alternatifi oluşturulmuştur.

bu tür savaşta temel ilke, güçlü ve düzenli ordulara karşılık zayıf tarafın psikolojik unsurları, savaşı zamana yayma yöntemini, sürekli hareket halinde olmayı ve baskının avantajını kullanarak galip gelmeye çalışmasıdır. gerilla taktiğinin uygulandığı harp tipidir.

bu yöntemle çatışan birlikler için konvansiyonel silahlar devrededir. özellikle küba ve çin devrimlerinde önemli örneklerini bulabilirsiniz.

mutlaka okunması gereken kitaplar

feminafortis
emile zola - germinal
dostoyevski - yeraltindan notlar / karamazov kardesler / insancıklar
gabriel garcia marquez - yüzyıllık yalnızlık / benim hüzünlü or*spularım
tolstoy - kroyçer sonat / aile mutluluğu
jorge luis borges - kum kitabı / alçaklığın evrensel tarihi
fernando pessoa - huzursuzluğun kitabı
honoré de balzac - vadideki zambak / goriot baba
gogol - bir delinin hatıra defteri / palto / burun
george orwell - 1984
yaşar kemal - ince memed serisi
bilge karasu - gece
salah birsel - boğaziçi şıngır mıngır
orhan kemal - eskici ve oğulları / bereketli topraklar üstünde

mutlaka okunması gereken kitaplar

kanellos
ursula le guin - mülksüzler
ursula le guin - yerdeniz beşlemesi
deliliğe övgü - erasmus
rick yancey - 5. dalga serisi
kropotkin - ekmeğin fethi
marks - doğanın diyalektiği
lenin - ulusların kaderlerini tayyin hakkı
dostoyevski - ezilenler
Ezilenlerin Pedagojisi - Paulo Freire
foucault - özne ve iktidar
arsen lüpen serisi
abel paz - halk silahlanınca
mao - kızıl kitap

solcu olup pkk'ya sempati duymak

kendihalinebirakilmiskarga
Böyle akıl yoksunları vardır. Amerika gibi emperyalist bir devletin desteklediği, silahlandırdığı bir örgüte sempati duymak nasıl bir tezatlıktır. Hadi işin bu boyutunu geçtim pkk gibi katliamlar yapan şimdiye kadar binlerce sivilin canını almış kanlı bir örgüte bazı solcuların destek vermesi şaşırılacak bir durum mudur yoksa normal mi karşılamak gerek.

Edit: sevgili yazarlar eksi vermenizi anlayamıyorum. Ben burda solculara PKK'lı demiyorum. PKK'ya sempati duyan solcu bireylerin olduğunu ve bunun argümanlarla bir tezatlık unsuru içerdiğini ifade etmek istiyorum. Çünkü solculuk emperyalizme her zaman karşı durmuştur eğer emperyalizm ile yan yana hareket ediyorsan zaten bu solculuk değildir.
1

şeriatçıyla mücadelenin el kitabı

pravda
Bir ilhan arsel kitabıdır. arsel'in şimdiye kadar okuduğum tek kitabı olmasına rağmen benim epey hoşuma gitti ve ilgimi çekti. bir turan dursun, bir bahriye üçok kadar var diyebilirim. kitabın adından da anlaşılabileceği üzere genel olarak şeriatçıların dayanak noktalarına ve argümanlarına, kuran'da dahil olmak üzere şeriatçıların beslendiği kaynakları çürüterek mücadele etmenin püf noktalarını anlatıyor. 80 sayfa mis gibi kitap.

2

ünlü yazarların intihar notları

kam
Hiçbiri ölüm anındaki yazılarda mürekkep olarak kanını kullanan ilk türk materyalist Beşir fuad kadar ilginç değil. Şu sözler kendisine aittir.

Hayatım boyunca fenne hizmet ettiğim gibi cenazemin de öyle olmasını isterim.

İntiharımı fenne tatbik edeceğim; şiryanlardan ( atardamar ) birinin geçtiği mahalde cildin altına klorit kokain şırınga edip buranın hissini ibtal ettikten sonra orasını yarıp şiryanı keserek seyelan-ı dem ( kan akması ) tevlidiyle terk-i hayat edeceğim. Kan akmakta iken her zaman şiryanı sıkıca tutarak vesair tedbire müracaat ederek muhafaza-i hayat mümkün olduğu halde azmimden nükul etmeyeceğim!
Şairler söz ile pek çok kahramanlık satarlar; fakat fiiliyata gelince, böyle bir metanet göstereceklerinden pek emin değilim. Çünkü şu intihar, beyne bir tabanca sıkmak, kendini asmak veya suya atılmak gibi değildir. Onlara bir kere teşebbüs edilince, onu menetmek ihtiyari elden gider.

Beşir Fuad İçtiği karışımın etkisiyle vücudu uyuşmuş olduğundan çok fazla acı hissetmediği ve kendini yavaş yavaş keserek bazı organlarını dışarı çıkardığı da rivayet edilir.

Ölmeden hemen evvel bir kan gölünün ortasında ölümü beklerken kanlarla şunları yazmıştır:
"Ameliyatımı icra ettim. Hiçbir ağrı duymadım. Kan aktıkça biraz sızlıyor. Kanım akarken baldızım aşağıya indi. Yazı yazıyorum, kapıyı kapadım diyerek geri savdım. Bereket versin içeri girmedi. Bundan daha tatlı bir ölüm tasavvur edemiyorum. Kan aksın diye hiddetle kolumu kaldırdım. Baygınlık gelmeye başladı" gittikçe yazısının bozulması bilinç kaybından olmalı.

ünlü yazarların intihar notları

spongezey
35 yaşında bileklerini keserek hayatına son veren Beşir Fuad'ın intihar mektubu;
"Ameliyatımı icra ettim, hiçbir ağrı duymadım. Kan aktıkça biraz sızlıyor. Kanım akarken baldızım aşağıya indi. Yazı yazıyorum, kapıyı kapadım diyerek geriye savdım. Bereket versin içeri girmedi. Bundan tatlı ölüm tasavvur edemiyorum. Kan aksın diye hiddetle kolumu kaldırdım. Baygınlık gelmeye başladı."
Kendisi intihar etmek değil daha çok bilimsel bir deney yapar gibi sakinlikle yazar cümlerin sonu okunmaz ve bir söylentiye göre kendi kanıyla yazdığı da söyleniyor.
ölmek üzereyken o an’ın hissiyatı ile yazabilmek duygusu, intihar mektubu olarak bilinen son olarak yazdıkları bana hep ilginç gelmiştir.bir insanın ölüm anının da hissettiklerini bu kadar genç yaşta ve bu kadar soğuk kanlılıkla bilimsel bir olay olarak görebilmesi takdir ettiğim bir konu.Kendisi ayrıca bunu yaptığı dönemde osmanlıda intihara çok uzak ve yeni tanışan halkta intihar akımı başlatmıştır.

ünlü yazarların intihar notları

seriatcilaik
Charlotte Perkins Gilman – Amerikalı yazar

Ölme hakkının savunucularından Gilman, aşırı doz kloroform alarak intihar etti.

“İnsan artık bir işe yaramadığında, kaçınılmaz ve yakın bir ölümden emin olduğunda, yavaş ve feci bir ölüm yerine hızlı ve kolay bir ölüm seçmek en basit insan haklarından biridir. Kloroformu kansere tercih ettim.”

Nazım hikmet ran

i am groot
3 haziran 2017 itibariyle ölümünün 54'üncü yıldönümü olan usta şairimizdir...Hayat hikayesini hepimiz biliyoruzdur diye düşünüyorum. ben buraya en sevdiğim dizelerini bırakacağım sadece...Huzur içinde uyu usta.


Hapiste Yatacak Olana Bazı Öğütler

Dünyadan, memleketinden, insandan
umudum kesik değil diye
İpe çekilmeyip de
Atılırsan içeriye,
Yatarsan on yıl, on beş yıl
Daha da yatacağından başka,
'Sallansaydım ipin ucunda
Bir bayrak gibi keşke''
Demiyeceksin,
Yaşamakta ayak direyeceksin.
Belki bahtiyarlık değildir artık,
Boynunun borcudur fakat,
Düşmana inat
Bir gün fazla yaşamak.

İçerde bir tarafınla yapayalnız kalabilirsin,
Kuyunun dibindeki taş gibi.
Fakat öbür tarafın
Dünyanın kalabalığına
Öylesine karışmalı ki,
Sen ürpermelisin içerde,
Dışarda kırk günlük yerde yaprak kımıldasa.
İçerde mektup beklemek,
Yanık türküler söylemek bir de,
Bir de gözünü tavana dikip sabahlamak
Tatlıdır ama tehlikelidir.

Tıraştan tıraşa yüzüne bak,
Unut yaşını
Koru kendini bitten,
Bir de bahar akşamlarından;
Bir de ekmeği
Son lokmasına dek yemeği,
Bir de ağız dolusu gülmeyi unutma hiçbir zaman.
Bir de kim bilir,
Sevdiğin kadın sevmez olur,
Ufak bir iş deme,
Yemyeşil bir dal kırılmış gibi gelir,
İçerdeki adama.
İçerde gülü, bahçeyi düşünmek fena,
Dağları, deryaları düşünmek iyi.
Durup dinlenmeden yazmayı,
Bir de dokumacılığı tavsiye ederim sana,
Bir de ayna dökmeyi.
Yani içerde onyıl, on beş yıl,
Daha da fazla hatta
Geçirilmez değil,
Geçirilir,
Kararmasın yeter ki
Sol memenin altındaki cevahir!

sözlük yazarlarının kitap tavsiyeleri

laiksavar
----felsefe
nigel warburton - felsefeye giriş
bryan maggee - felsefenin öyküsü
douglas soccio - felsefeye giriş & hikmetin yapıtaşları
thomas nagel - her şey ne anlama geliyor
reichenbach - akıl ve inanç
reichenbach - din felsefesi: seçme metinler
peterson - din felsefesinde çağdaş tartışmalar

----din felsefesi
graham oppy - arguing about gods
michael martin - atheism: a philosophical justification
william lane craig & j.p. moreland - blackwell companion to natural theology
richard swinburne - the existence of god
robin le poidevin - recep alpyağıl - evrim ve tasarım
recep alpyağıl - din felsefesine dair okumalar 1
recep alpyağıl - din felsefesine dair okuımalar 2ateizm
david hume - din üstüne
fatih özgökman - tanrı'nın ön bilgisi ve irade özgürlüğü
mehmet aydın - din felsefesi
c. stephen evans, r. zachary manis - din felsefesi
victor stenger - bilim tanrı'yı buldu mu?
victor stenger - başarısız hipotez: tanrı
michael peterson, william hasker, bruce reichenbach ve david basinger - akıl ve inanç: din felsefesine giriş
michael peterson, william hasker, bruce reichenbach ve david basinger - din felsefesi: seçme metinler
michael peterson, david vannaragon - din felsefesinde çağdaş tartışmalar
brian davies - din felsefesine giriş
fikret osman - tanrı üzerine konuşmanın anlamı
ferhat akdemir - korkunç kötülükler ve tanrı
ferhat akdemir - alvin plantinga ve analitik din felsefesi
kemal batak - tanrı'yı bilmek
cafer sadık yaran - kötülük ve teodise
walter sinnott-armstrong - tanrısız ahlak
mehmet sait reçber - tanrı'yı bilmenin imkanı ve mahiyeti
william lane craig, j.p. moreland - the blackwell companion to natural theology
michael martin - atheism: a philosophical justification
michael martin, ricki monnier - ımpossibility of god
michael martin, ricki monnier - ımprobability of god
graham oppy - arguing about gods
jordan howard sobel - logic and theism
j.p. moreland - consciousness and the existence of god
richard swinburne - the coherence of theism
richard swinburne - the existence of god
richard swinburne - ıs there a god?
erik wielenberg - value and virtue in a godless universe
nick trakakis - god beyond belief
j.l. schellenberg - divine hiddenness and human reason
alexander pruss - the principle of sufficient reason
victor reppert - c. s. lewis's dangerous ıdea: ın defense of the argument from reason
james beilby - naturalism defeated?: essays on plantinga's evolutionary argument against naturalism
neil a. manson - god and design
richard m. gale - on the nature and the existence of god
keith parsons - god and the burden of proof
herman phillipse - god in the age of science?

----din-bilim okumaları
aydın ışık - vahiy ve mucize
kemal batak - natüralizm çıkmazı
adnan aslan - tanrı'nın varlığına dair argümanlar ve çağdaş ateist din felsefesi eleştirisi
cafer sadık yaran - günümüz din felsefesinde tanrı inancının akliliği
mehmet aydın - kant'ta ve çağdaş ingiliz felsefesinde tanrı ahlak ilişkisi
mehmet aydın - süreç teizmi
metin yasa - tanrı ve kötülük
john b. cobb, david ray griffin - süreç teolojisi
tuncay imamoğlu - tanrı'nın doğası ve mucizenin imkanı: david hume'un antropomorfizm ve mucize eleştirisi
metin yasa - felsefi ve deneysel dayanaklarla ölüm sonrası yaşam
turan koç - din dili
john hick - inançların gökkuşağı
bilim ve din, ıan g. barbour
caner taslaman - evrim teorisi, felsefe ve tanrı
caner taslaman - big bang ve tanrı
caner taslaman - kuantum teorisi, felsefe ve tanrı
caner taslaman - allah, felsefe ve bilim
caner taslaman - modern bilim, felsefe ve tanrı
caner taslaman - evrenden allah'a
fatih özgökman - tanrı ve evrim
mustafa çevik - david hume ve din felsefesi
din felsefesi el kitabı

----siyaset
andrew heywood - siyaset
andrew heywood - siyasi ideolojiler
andrew heywood - siyaset teorisine giriş
will kymlicka - çağdaş siyaset felsefesine giriş
rothbard - devletin anatomisi
rothbard - özgürlüğün etiği murray
rothbard - eşitlikçilik: doğaya karşı isyan
milton friedman - kapitalizm ve özgürlük
atilla yayla - liberalizm
f.a. hayek - kölelik yolu
murray rothbard - insan, iktisat ve devlet
michael huemer - problem of political authority
ludwig von mises - sosyalizm
david friedman - the machinery of freedom

----ateizm
robin le poidevin - ateizm: inanma inanmama üzerine bir tartışma
mehmet mirioğlu - tanrının alfabesi

----psikoloji
steven pinker - boş sayfa
doğan cüceloğlu - insan ve davranışı

----iktisat
tufan samet özdurak - iktisadi düşünce okulları
coşkun can aktan - yeni iktisat okulları

----evrim
richard dawkins'in tüm kitapları
stephen jay gould'un tüm kitapları
eva jablonka - evrimin dört boyutu
john maynard smith - evrim kuramı
daniel dennett - darwin'in tehlikeli fikri
elliott sober - biyoloji felsefesi
çağrı mert bakırcı - evrim kuramı ve mekanizmaları
douglas j. futuyma - evrim
scott freeman, jon c. herron - evrimsel analiz
ernst mayr - biyoloji budur
steve jones - neredeyse bir balina
neil shubin - içimizdeki balık
harun yahya safsatası ve evrim gerçeği
matt ridley'in tüm kitapları

----kozmoloji ve fizik
brian greene'in tüm kitapları
lawrence krauss - hiç yoktan bir evren
steven weinberg'in tüm kitapları
stephen hawking'in tüm kitapları
marcus chown'ın tüm kitapları
richard feynman'ın tüm kitapları
5

sözlük yazarlarının kitap tavsiyeleri

sasanist
machievellinin hükümdarı çoktan çürütülmüş bir kitap olsa da, okuyun isterseniz, bir fikir sahibi olunur orta çağ avrupası modernleşme çabaları adına.
benim önerilerim ise
john locke- insan anlığı üzerine bir deneme
psikoloji dalında
otto rank-doğum tramvası
felsefe için
nietche- herhangi bir kitabı, fakat özel olarak böyle buyurdu zerdüşt.
tarih için ilber hocanın kitapları güzel, fakat dadyan filan vardı yanlış hatırlamıyosam, ermeni yazarların yazdığı kitaplar güzel, hem cumhuriyet dönemini hem osmanlı son dönemini ermeni gözünden görmek görüş katabilir sizlere.

ya aslında ne okuyacam filan demeyin aq okuyun işte ne bulursanız, özel ilgi alanınız varsa da söyleyin, çıkartalım bişeyler.
1

sözlük yazarlarının kitap tavsiyeleri

lightbringer
Felsefeye giriş yapan herkesin mutlaka aşağıdaki ütopya ve distopyaları okumasını tavsiye ederim

>Platon-Devlet
>Aldous Huxley-Cesur yeni dünya
>Ray Bradbury-Fahrenheit 451
>Francis Bacon-Yeni Atlantis
>Isaac Asimov-Ben robot

Diplomasi alanında ise
>Henry Kissinger-Diplomasi

Bu kitapların dışında şahsi kütüphanemden
>Stefan Zweig-Joseph Fouche
>Stephen King-22/11/63
>Philip k. Dick-Yüksek şatodaki adam
>Celal Şengör-Bir toplum nasıl intihar eder

Zamanım oldukça listeyi genişleteceğim

laik sözlük

herr muller
kesinlikle bilimsel veya sanatsal yazıları uzun diye okumayan, ay benim obsessif kompülsif bozuklugum var diyen, ay yobazlar ay çomarlar diye öten ''bayan'' yazarların pesinden kosan yazarlardan olusan sözlük gibi geliyor şu sıra affınıza sığınarak.

düzenleme :evet evet dikkatlice bakın okunma sayılarına fotoğrafında bir ''bayan'' resmi olan profile bakın bir de yeni üye olmus bir yazarın paylastıgı uzun güzel bilgilere bakın. ah canım ülkem çomar laik diye ayırıyorlar. gülesi geliyor insanın. jose saramago diye bir yazar resimli mesimli bildiğin cocukların bile okuyabileceği basit kitaplarda anlatmış insan kendi bedeninden cıkıp kendisini görmedikce ne oldugunu bilemez diye, ama bu kitaplar bile ağır gelir her iki kitleye de iyi geceler
3

karşı cinsin en güzel yanları

herr muller
Yahu bir kere en basitinden vücutlarında sanat var. Nasıl desem iki tane kusursuz biri erkek biri kadın olsun yan-yana koyun. Soyun bunları. Kadın olan bir doğal harika olarak görünecekken. Erkek olana bakılmaz bile aq ne biliyim aklıma direk bu geliyor biz ölelim. Zaten kadınlar bize niye bakar onu da anlamıyorum ben kadın olsam kadına bakardım

Duzenleme: yalan mı? kadın kadına baktığında da o çekiciliği görür bence. erkeğe bakınca leş gibi bi detay. düşünsene tamam kaslar maslar yavaş yavaş kamera aşağı iniyor *bozulan plak sesi*
5

e-kitap

herr muller
Kesinlikle normal kitap ile degisilmez. Ne kadar anlamsız bir şeydir herhangi bir büyüsü var mı ucuza kitap okumak dışında? Sevdiğim kitapları saklamaktan mahrum kalmak mi ? Bu birikim ile kutuphane oluşturmak isterim 3 5 tane sıkıştırılmış dijital metin yerine.

şamanizmde evrenin sonu

kam
Altay şamanlarına göre insanlar doğaya büyük zararlar vermeye başlayacaklar, ağaçları kesecekler, ormanlar azalacak, binalar yükselecek yeşilik azalacak, yaşam zorlaşacak yani insanlar doğayı katledecekler. Böyle olunca nesiller tükenecek, üretkenlik azalacak vs. En sonunda yaşlı bir kadın ve bir bozkurt kalacak, bozkurt kadını yediğinde evren son bulacak. Bu inanç binlerce yıldır böyledir, yeni bir kehanet değildir.

Bu konu islam sonrası halk edebiyatına özellikle de Pir Sultan abdal şiirlerine yansımıştır.
Pir sultan ve kul himmet'in kullandığı dizeler şöyledir.

Ali bindi Düldül ata
Can dayanmaz bu fırkata
Bozkurt ile kıyamete
Kalan dünya değil misin


Anadolu'nun birkaç şehrinde gelinlerin yaşlanıp ölmeyen kaynanalarına kurtla kıyamete kalasıca diye beddua ettikleri derlenmiştir. ( Sivas, Yozgat )

kadınları çekici yapan detaylar

laik bir hanim
kadınları çekici yapan "ikiyüzlü" detaylar.
totalde çekici görünen, şeytan tüyü sahibi kadınlarda, hani mesela bir cerenay'da bir mervesu'da başka... senin benim gibi vasat görünümlü, total çekicilikten nasibini almamış, şeytan tüysüz tiplerde başka yorumlanan detaylar.

işte o detaylar;

* uzun saç;
merve uzun saçlarını beline doğru salınca "waauuvvv!"
sen ben uzun saçlı olsak "köylü kızı mısın agdhsdfs, azıcık modern ol, kısa kestir. hem çok uzun boylu da değilsin, böyle iyice basık duruyor. vıdı vıdı vıdı..."

* kısa saç;
merve saçlarını kısacık kestirse "aynı amelie" veya "çok modern, çok seksi..." olur.
sen ben kısa saçlı olsak "oğlan çocuğu gibi" veya "bu ne böyle besleme saçı gibi" derler.

* paris hilton tipi italik duruş;
cerensu her daim kafa yana eğik, alın hafif geriye, çene hafif öne doğru, gözler kısık kısık, kirpikler kırpış kırpış, otuz iki diş koskocaman gülümseyiş, çok tatlı ama bir o kadar da samimiyetsiz okul yıllığı pozuyla gezer "pozitif enerji kelebeği" ilan edilir.
sen ben o pozla gezsek "o ne öyle kafa yana eğik, arabeskçi albüm kapağı pozu gibi sırıtıyorsun shfdgs" derler. hatta gülümseyiş istikametinde bora, berke falan varsa "ıyyy bana mı yazıyor bu" diye yeri yarıp içine kaçar.

* naiflik;
cerenay alıngan, kırılgan, ortamdan çok kolay etkilenen, sıkıştı mı iki damla göz yaşı döken, çabucak demoralize olan, çabucak demotive olan, kimseleri üzmemeye kırmamaya çalışan biri ise "ahh cnm ne kadar da naif" derler. pamuklara sararlar.
sen ben alınsak, kırılsak "alıngan" oluruz. iki damla göz yaşı döksek "sorunlu" ilan ediliriz. "git bi elini yüzünü yıka da gel" derler. pamuklara sarmazlar, kaktüslere oturturlar. hiç acımazlar, hatta "göz yaşı silahını kullanmaya çalışan çakal" diye düşünüp daha da hınçlanırlar.
sen ben şartlardan etkilenip moralimizi, motivasyonumuzu kaybetsek "bahaneci" oluruz. kimseleri kırmamaya üzmemeye çalışarak konuşsak "etliye sütlüye dokunmuyor" derler.

* buğulu, kısık sesle yavaş konuşma tarzı;
cerensu böyle konuşur "seksi" sayılır.
sen ben böyle konuşsak "ne dediğin anlaşılmıyor??!!" derler.

* bıcır bıcır konuşma tarzı;
mervesu böyle konuşur "ne kadar da hayat dolu :)" olur.
totalde çekici bulunmayan kadın böyle konuşsa "cimcime" olur. "geveze, dır dırcı" ilan edilir.

* utangaçlık;
çekici olmayan, sıradan tipli kadın, mesela toplum önünde konuşma yapması ya da amatörce gitar çalması, şarkı söylemesi istenince "ya ben yapamam, edemem" tutukluğu yaşarsa; yeni girdiği bir ortamda kimseyle tanışamaz, girişken olamazsa "öff ne kadar da özgüvensiz!" diye yargılanır.
cerenay "ay benn bilmiyorumm kiii, yapamam, edemem kiii, tanışamam, kaynaşamam kiii, ehe mehe kem küm ihiihih" dese "ayh cnm yaa ne kadar da utangaç :)" derler.

* mütevazı olmak;
mervesu mütevazı olur "hem güzel hem mütevazı, bulunmaz hint kumaşı" ilan edilir.
sen ben mütevazı oluruz "ezik misin?" derler.

* nazlı olmak;
sen ben bir kerecik, azıcık naz yapsak "mızıkçı", "mıymıntı", "fazla naz aşık usandırır", "öffff" derler.
mervesu nazlılıktan geberse bu onun en doğal hakkı olarak görülür, nazlı ceylan gibi kaçar seke seke çaydan geçer!

* nazik, sakin ve sabırlı olmak;
mervesu, bir içim su olmanın yanında aynı zamanda nazik, sakin ve sabırlı biriyse hemen çiçek çikolata yaptırılıp görücüye gidilir.
sen ben nazik olsak "ezik" deyip tepemize çıkarlar.
sen ben sakin takılsak "monoton, heyecansız, içimi bayıyor" diye uzak dururlar.
sen ben sabırlı oluruz muradımıza eremeyiz. "pısırık" derler.

* genelde mırıl mırıl uysal bir kedi gibi olup yeri geldiğinde tırnaklarını çıkararak kendini savunmak;
cerenay yeri geldiğinde car car car kendini savunur, açıkça veya sinsice laf sokar, amele sümüğü gibi duvara yapıştırır "ama karşı taraf da hak etmişti :)" derler. "adeta hem bir kedicik hem vahşi bir kaplan" diye daha da çekici bulurlar.
sen ben yeri geldiğinde gıkımızı çıkarsak "ama hiç de yeri falan gelmemişti, karşı taraf bunu hak etmemişti" derler. agresif ilan ediliriz. gık'tan öteye geçip cümle falan kurarsak "öfke kontrolü yok" derler. let the linç begin...

* zarafet;
sende bende zarafet görünce yakıştıramazlar "çıtkırıldım, mıymıy, zora gelemeyen, ayak uyduramayan" ilan ederler..
totalde çekici görünen kadın çıtkırıldımlık yapınca "zarafet akıyor" derler.

* cool olmak;
mervesu kimseleri beğenmese, buluşma görüşme tekliflerini reddetse, sosyal medyada kimselere cevap vermese "cool" sayılır.
sen ben cool olsak "içine kapanık, asosyal, depresif, tuhaf, gıcık, kendini bir bok sanıyor, tipik kezban." ilan ediliriz.

totalde çekici görünen kadının bakışları donuk, yüzü mimiksiz, suratı ifadesiz, düz olsa "cool kadın" derler.
sen ben cool olsak anca "mal mal bakıyor, bön bön bakıyor, ne düşündüğü ne hissettiği anlaşılmıyor, performans alamadım." derler.

* kalbini kolay kolay vermemek;
pelinsu kimselere vermezse kalbini "e tabii su gibi kız, o nedenle elbette ki zor beğeniyor." derler.
sen ben kimselere vermesek kalbimizi "kezbaaağnn!!!!!"

* tutumlu olmak;
mervesu, bir içim su olmanın yanında aynı zamanda tutumlu bir hanım kızımızsa hemen çiçek çikolata yaptırılıp görücüye gidilir.
sen ben tutumlu olsak, malımızın, paramızın değerini bilsek "cimri, pinti, bencil" ilan ediliriz.

* paylaşımcı, yardımsever olmak;
mervesu yardımsever ve paylaşımcı olur "adeta pamuk kalpli bir piremses" ilan edilir, kat kat fazla sevilir sayılır.
sen ben öyle olsak anca beleşçilere yem oluruz, tepemize çıkarlar.

* makyaj, boya badana yapmamak;
totalde çekici görünen kadın makyajsızmış gibi duran sade bir makyaj taktiği uygular "duru ve doğal güzel" ilan edilir.
sen ben gerçekten makyajsız olunca "bakımsız" derler.

* meme ve kalça hatları olmayan ipincecik vücut;
totalde çekici görünmeyen, mesela yüz hatları itici veya vasat bulunan bir kadın tahta vücutlu ise "anoreksik gibisin, azıcık spor yap, sağlıklı beslen, kilo al." derler.
mervesu tahta vücutlu ise "atletik yapılı, mutlaka düzenli spor yapıyor ve sağlıklı besleniyor olmalı, oyş!"
[düzenli sporu diyeti geçtim, merve plaja gittiğinde bile yüzmeye üşenip yata yata güneşlenmeyi tercih eden... güneşlenirken de bol patates kızartması gömen... ama zarif zarif çaktırmadan gömen... diğer parmaklar havada kalacak şekilde başparmak ve işaret parmağıyla tuttuğu dilimleri tuza, ketçapa, mayoneze bandırdıktan sonra hiç yokmuş gibi görünen rujuna değdirmeden dişleri arasına alıp hüp diye içeri çeken... ardından dudaklarını büzüştürüp ördekleştirerek "ym ym ym" gizli efektiyle lüpleten... sonra yağlanan ve tuzlanan o iki parmağını fiti fiti hareketiyle birbirine sürterek temizleyen... o "temiz" parmaklarını tarak gibi kullanıp saçlarını düzelten... ve pipetli abuk subuk süslü içeceğinden yudumlayan... merve... gözünüzde canlandırdınız siz onu...]

ve yine özet geçelim;
"bana faydası olmayan detayların çekiciliğini seveyim."