confessions

feminafortis

votka  · 29 Mayıs 2017 Pazartesi

  1. toplam giri 199
  2. takipçi 16
  3. puan 2625

yazın en büyük sorunu

feminafortis
arkadaşların tatilde olması sebebiyle tüm yazı aileyle geçirmek, sosyalleşmek adına anneyle günlere katılmak; menopozlu teyzelere yelpaze sallayıp zaten istediğim formda yaza giremedim diye düşünerek tabağa biraz daha kısır ve börek istemek.
1

unisex tuvaletler

feminafortis
bu ülkede toplu taşımada bile kadınlarla bir arada olmayı normalleştirememiş bazı yaratıkların olduğunu göz önünde bulundurursak katiyen amacına ulaşamayacak bir uygulama. ancak biz her şeyde olduğu gibi burda da uygulamaların sıralamasını bilmiyoruz; önce taciz/tecavüzü engellemeli sonra bu tip çalışmalara başlamalıyız. yoksa cinsiyetsiz tuvalet gibi bir olay ile taciz ve tecavüzü engelleyemeyiz, arttırmış oluruz.

kafayı yastığa koyunca gelen düşünceler

feminafortis
hem hayal kurduğum, hem kendimle kaldığım hem de günü değerlendirdiğim için sevdiğim olay. bazı efsaneler vardır, 4 yapraklı yonca bulup yastık altına koymak, tuzlu ekmek yeyip su içmeden yatmak gibi. yapıldığı takdirde rüyaya müstakbel eş girer ve susayan karısına su verirmiş... bazı geceler bunlara uygun davranıp rüyamda evleneceğim beyi görürüm diye yatıyorum, ama uyuyamıyorum; gün aydınlanırken evlenemeyeceğim galiba diye biraz üzülüyorum. sonra rüyadan hayır yok diye hayale dalıyorum, ama hep biraz keyifli, biraz kederli, biraz da alaycı oluyorum; kendime darılmıyorum, insan kendine ne yapsa darılmıyor. zaten insanın kendiyle baş başa kalabilmesi, kendini anlaması, kendiyle konuşabilmesi, kendine katlanabilmesi ne mükemmel şey. bunun için şükretmek gerek.
1

yazarların okuduğu kitaplar

feminafortis
birkaç gündür bir misafirlikteyim, evde sıkıntıdan patlıyor ve bayram tatlısı, bayram temizliği gibi bayram adı altındaki eziyetlerden kaçmak için bana verilen odada öğleye kadar uyuma taklitleri yapıyordum ki odanin köşesinde bulunan masanin altinda bazı kitaplar farkettim. asla okumayacagim tarzda kitaplar -bilim kurgu, polisiye- arasında turgut ozakman'ın romantika adında gayet basit bir kapağa sahip çekici olmayan bir kitabına rastladım. kütüphanelerde edindiğim göz aşinalığıyla 'tarih kitapları yazmıyor muydu bu adam ya?' diye geçirdim içimden, kitabın arkasında kitaba dair bazı resim örnekleri vardı; dikkatimi çekti ve yaklaşık iki saat önce sadece bir göz atmak için başladım; bir çırpıda bitti. hissedilen ve masum bir aşktan bahsediliyordu. beklentim dusuk oldugu icin herhalde begendim, bir de misafir umduğunu değil bulduğunu yer misali... kısa ve etkili bir roman okuyayım, herkesin de bilmediği bir şey olsun diyenler okumalı, sevdim.

her şeyin sex olup olmaması

feminafortis
her şeyin seks olması edebiyata haksızlıktır, insanların anlaşmasına, konuşmasına, sevgilerine haksızlıktır. iki insan bir araya gelip milyonlarca güzel şey yapabilir, bir bebek üretmek de efsanevi bir şey belki ama seks kesinlikle her şey değil, olmamalı.

seks yapmak

feminafortis
hiç yapmadığım ve pek ilgimi çekmeyen, ortamlarda 'kız sen aseksuel olmayasın?' sorularına boğulmama sebebiyet veren eylem. saniyorum ki henüz vücudumuzun isteyeceği yaşlara gelmeden kitaplarda, filmlerde ve neredeyse sokakta o kadar çok şahit oluyoruz ki bu olaya, vakit geldiğinde bizim için bir cazibesi kalmıyor; normalleşiyor ve düşüncesi -belki gerçeği bile- zevk vermeyecek hale geliyor.
2
0 /