confessions

lexxpowder

Rakı  · 12 Mayıs 2017 Cuma

  1. toplam giri 984
  2. takipçi 48
  3. puan 23516

sigarayı bırakamamak

madamcourtezan
Bırakamıyorum. Keyfi bir faaliyet olarak başladı Belki de sadece heyecan aradım ama işin tadı kaçtı artık. Üç sene oldu, ben hala içiyorum. Zebil ettiğim paranın ve solunum fonksiyonlarındaki tıkanmanın haddi hesabı yok. Fakat hala içiyorum. Kalitesiz cüzdan, kalitesiz beden ve kalitesiz bir hayat. Sigaranın tek anlamı bu.
4

alışıldık zombi dizileri ve filmlerine aykırı zombi film ve dizi önerisi

riseofanarchy
The walking dead, world war z veya resident evil gibi filmlerde/dizilerdeki gibi zombilerin salak salak yürüyüp insan peşinde koşması gibi klişe şeylerden bıkmışsanız. Ama bir yandan zombi filmlerinden/dizilerinden hoşlanıyorsanız önerebileceğim bir dizi ve bir film var. Filmden başlamak istiyorum. Maggie (2015) arnold abimiz aksiyon türünü bi yana bırakıp duygusal bi zombi filminde oynarsa ne olur? Olan olmuş, çok da şahane olmuş abigail breslin diye bi kızımız ile beraber zombi salgınının yaygın olduğu bi yerde geçen dramatik olaylar kızının zombiye dönüşmesini çaresizlikle izleyen bir baba, karantinaya alınma fikrine olumsuz bakıyorlar. Ve sonuna kadar kızının yanında duruyor. Çok dokunaklı sahneler olabilir, bi peçete alıp izlemeniz tavsiye olunur.
Sıra dizi önerime geldi. İzombie
Bu dizide tabular yıkılıyor başrölde sanıldığının aksine zombilerin saldırılarına direnen ve onları avlayan insanların aksine, zombiler yer alıyor. Başröldeki kızımızın istemeyerek gittiği bi tekne partisinde Yeni nesil bi uyuşturucu ile enerji içeceğinin neden olduğu bir zombi faciasından zombi olarak ayrılan kızımızın hayatının nasıl tamamen değiştiğini izliyoruz. Doktorluktan morg'a geçmesinin tahmin edin nedir sebebi? Beyin. Evet hayatta kalmaları için beyin yemek zorunda olan zombilerimizin sürükleyici maceralarını izlemenizi kesinlikle tavsiye ediyorum. İyi seyirler.

Edit:imla
1

lexxpowder

Virtuoso
iyi yazıyor. kendine özgü düşüncelerini etliye sütlüye karışmadan beyan ediyor. çizgisini bozmadığını ve kaliteli bir karakter yapısına sahip olduğunu düşünüyorum saygılar
1

age of empires 4

nietzchelangelo
Microsoft tarafından dün resmen duyurulan serisinin son oyunu, oyunun içeriği hakkında bilgiler henüz yayınlanmamasına karşın sega firması için oyunlar hazırlamış relic firmasının hazırlayacağı biliniyor.

ecofla büyümüş bizleri epey sevindirdi doğrusu, hele 3. seride aldığım hazzı başka bir oyundan almış mıyımdır bilmiyorum. üçüncü serinin benim için ayrı olmasının sebebiyse yaşadığım çevreye göre çok geç bilgisayar sahibi olmuş olmam ve bilgisayarımdaki 2 oyundan birinin de age of empires 3 olmasıdır. hatta oyun 3 cd ile kuruluyordu, daha yüklenmeden kapağının arkasındaki resme bakarak "bu oyun güzel" demiştim.

keşke büyüdükçe dışına bakarak yorum yaptığım şeyler de bu kadar güzel olsaydı, genelde tutturuyorum çünkü.

crowley

oijya adam
bakınız kendisi adamdır. onca bölüm sam ve dean'e çok çektirmiştir ama karakter olarak efendiliğini hiç bozmamıştır. içten içe derin sevgisi vardır bu cehennem kralının bizim çocuklara. huzur içinde uyu üstad.

kaleiçi

eddylmao
Ortamı koca bir bataklıktır. İçine girdiğinizde kopamıycağınız kadar güzel muhabbete ve aynı yerden yüzkez geçsenizde bıkmayacağınız bir atmosfere sahip. Sabahının ayrı akşamının ayrı gecesinin çok ayrı bi zevki vardır. Burda takılan ruhunun gençliğinin farkına varır. Arkadaşlığı ve dostluğu zirvede yaşar. Fakat 2 yol seçmek zorundasınızdır. Yaşayanlar yolları bilirler swh

yapay zekanın kendi dilini geliştirmesi

anne boleyn
haber şu:
http://beyinsizler.net/facebookun-yapay-zekasi-ai-kendi-dilini-gelistirince-fisi-cekildi/

Facebook'un geliştirdiği iki yapay zekanın kendi aralarında yeni bir dil geliştirerek konuşmalarını gören yetkililer ikisinin de fişini çekti.
ayrıntılı bilgi için haber okuyun, zira Stephen Hawking'i dinlememeye devam ederlerse fişlerle bile çözülmeyecek bu tehlikeli şeyler.

muhammed dönemine ait kuran

mutlugil
kimsenin din ve inançlarına karışamam ancak kendi düşümcem islam dininin tamamen zamanının bozukluklarına karşı bir düzen oluşturulması kurallarıdır.
İslam o dönemde bırakılmıştır günümüze neden ve nasıl geldiği bence halen safsatadan ibarettir diyebilirim ve ilk kuran sayfalarının sanırım muhammed'den önce olduğu bulunmuştu.
1

başörtüsü yasakları

heather
Kamuda,askeriyede ve polis teşkilatlarındaki personele uygulanması gerekendir.sadece personeli kapsamamalıdır,bir kamu binasına mini etekle giremeyeceğimiz gibi başörtüsüyle veya türbanla da girilmemelidir.nasıl askeriyede kısacık şortlarla elbiselerle dolaşılamayacağı gibi türbanla da dolaşılmamalıdır,bunun özgürlükle veya o özgürlüğü kısıtlamakla bir alakası yoktur,gereken bu dur.bu tür kurumlarda isteyenin istediği gibi giyinebileceğini düşünen kişilerin daha önce hiç askeriyeye veya herhangi bir kamu binasına girmediğini varsayıyorum.

sims

anne boleyn
(bkz:the sims)
the sims 4 oyununa dünya kadar para harcayıp da istediğimi bulamadığım için hevesimi kaçıran oyundur. sims 5 efsane olsa bile bir daha para vermem, verdirtmem.

ama şunu da belirtmeliyim ki oyunda tanrı olmak çok zevkli swh.

sözlük için yenilikler

iron
Sözlükle bir süredir ilgilenemiyordum hatta çoğu kişi uzun zamandır gazoz olarak bekliyordu ancak bugün bakabildim. ama bundan sonra moderasyon ekibinide canlandırarak sözlük için pek çok yenilik düşünüyorum ilk günlerde ortalama hergün 100 yeni yazar geliyordu alımları uzun bi süre kapattık vs ilgilenemedik. yeniden alımları açıp sözlüğe uygun kitlelere ulaşmaya çalışacağız bunun dışında yenilikler için sizlerinde tavsiyesini almak istiyorum.
20

elon musk vs mark zuckerberg

minimalist laik
Facebook canlı yayınında mark'a 'yapay zekalar hakkındaki düşünceleriniz neler ?" Minvalinde bir soru geliyor ve mark da " o kadar da korkulacak bir şey değil, elon abartıyor" tarzı bir şeyler diyor. Bunun üzerine elon musk'da Twitter'da "mark'la bu konuyu bir çok kez konuştum, bu konuda anlama kapasitesi kıt" diyor ve olaylar başlıyor.

Konuyla ilgili yorumu size bırakırken, adamların yaptığı tartismaya ve bizim hala "deve sidiği faydalı mı ?" Sorusuna yanıt aramamıza bakıyorum, ve gerçekten Amerika ile aramızda saat farkından öte asırlar olduğunu görüp üzülmüyorum değil.

nasa'nın artık bazı şeyleri saklayamaması

gralder
Evet bu doğrudur. Çünkü bu son zamanlarda artan ve uzaylılarla eşleştirilen onlarca video ve anormal doğa olayları oluyor.. Ayrıca ingiliz hükümeti olayı bile artık nasa'nın insanlardan bazı şeyleri saklayamamasıdır.Ayrıca dünyanın en büyük teleskopunun farklı gezegenleri incelediğinde ise herşeyin ortaya çıkması muhtemel. Ayrıca eskiden nasada çalışmış, birbirleriyle alakaları bile olmayan insanların verdiği bilgilerin şaşırtıcı bir biçimde birbirlerini tamamlaması bile nasa'nın bazı bilgileri artık saklayamadığına işarettir. Bu konuda onlarca belgesel ve deepweb'den bazı videoları izledim ve cidden uzaylıların artık saklanamaz olduğunu düşünüyorum.

edit1: bazı cümleleri toparlayamadım ama ne demek istediğim anlaşılıyor.

kur'an-ı kerim'de yazan her şeyin doğru olması

azadi
Cahil insanların tesellisidir. İmkanı yoktur, aslı yoktur.
Şöyle ki;
-Kendisini Tanrı elçisi olarak ilan eden Arabistan'ın Kureyş Kabilesi 'nden Muhammed'in, okur-yazar olmayan birisi olduğuna inanılır. İslamiyetin kitabı Kuran'ın, Tanrı tarafından gönderildiğini savunanlar, okur-yazar olmayan birisinin nasıl kitap yazabileceğini sorarak, Kuran'ı Muhammed'in yazmadığını güya savunmaktadırlar.

Muhammed'in okur-yazar olması ihtimali de var.. Muhammed, okur-yazar olmasa bile, kör ya da sağır da değildi ve kendisine "anlatılanlar"ı Kuran'a koyacak kadar becerikli idi.. Kendisine kimler yardımcı oluyordu hazırladığı kitap için.

Turan Dursun'un "Din Bu" adlı kitap serisinin dördüncü cildinde, Bel'am, Yaiş, Addas, Yessar, Cebr ve Iranlı Selman (Farisi) ve İman adındaki yardımcılarından söz edilir. Bunlardan Bel'am, Yunanlı bir köleydi. Yaiş ve Cebr (Yemenli) de birer köle idiler.

İlhan Arsel'in Şeriat'tan Kıssalar adlı kitabının önsözünde de Muhammed'in diğer öğreticileri/yardımcıları olarak Bahîra, Verkâ ve Abdullah Ibn-i Selâm'ın adları geçer.

Muhammed katiplerini genellikle Yahudilikten ya da Hristiyanlıktan dönme ya da İbranice ve Süryanice bilen kişilerden seçerdi. Bu dillere vakıf değil iseler, öğrenmelerini isterdi. Örneğin, Hicret'in dördüncü yılında katiplerinden Zeyd bin Sabit'e Yahudi yazısını öğrenmesini söylemiştir.

Söylendiğine göre, en ziyade yararlandığı kimselerin başında, Hristiyanlıktan dönme Selman-ı Farisî ile, Yahudilikten dönme Abdullah İbn-i Selam gelirdi. Siyer'in yazarları İbn-i İshak, İbn Hişâm ve Tabakat yazarı İbn-i Sa's gibi (ya da benzeri) kaynakların bildirmesine göre, Selman-ı Farisî, Iranlı bir "Mecusî" iken çok genç yaşta Hristiyanlığı kabul ederek Suriye'ye gelmiş, daha sonra Bedevîler tarafından esir alınıp bir Yahudi'ye satılmış ve onun tarafından Medine'ye getirilmiştir. Kölelikten kurtulmak için Muhammed'e başvurup da onun tarafından satınalınmasıyla İslam'a girmiş ve azad olmuştur. Hristiyan ve Yahudi dinlerini en iyi bilen birisi olarak Farisi, Muhammed'e sadece din konusunda değil, yönetim ve savaş konusunda da Muhammed'e yardımcı olmuştur. Hendek Savaşı olarak bilinen savaşta, Muhammede'e hendek kazılmasını öneren kişinin Farisi olduğu söylenir.

Abdullah İbn-i Selam'a gelince, Tevrat'ı en iyi bilen yahudi'lerden birisiydi. Muhammed'in Medine'ye hicretinden sonra Islamiyete girmiştir. Tevrat konusunda, Muhammed'e en fazla bilgi verenlerden biri olduğu kabul edilir. O kadar ki, Muhammed onu, muhtemelen bu yardımlarından dolayı, "Cennetlik olan on kişinin onuncusu" olarak tanımlamıştır. (Bkz. Sahih-i Buhari ... c.IX, s.81, ve c.X, s.25 vd.)

Muhammed bu kaynaklardan aldığı bilgileri, kendi günlük siyasetine uyduracak şekilde değişikliklere sokmuştur. Ancak, bunu yaparken, "kıssa"ları (masal ve hikayeleri) bir teviye ya da belli bir sıra ve silsile esasına göre değil, fakat Kuran'ın çeşitli surelerine ve bu surelerin ayetlerine dağıtmıştır. Bazılarını da hadis olarak ifade etmiştir.

Kuran'ın okur-yazar olmayan Muhammed tarafından hazırlanması bu şekilde mümkün olmuştur.

Ne var ki, Muhammed'in Kuran'ı, daha sonra bizzat halife Ebu Bekir tarafından yaktırılmış ve sonra da değişikliklere uğramıştır.

Muhammed, Allah'ın (varsa eğer) sözü olduğunu iddia ettiği Kuran'ı nasıl ve kimlerle yazdı? Hristiyanlık, Musevilik, tarih ve efsanelerden alıntılar yaparak çelişkilerle dolu Kuran'ı nasıl yarattı?

Kuran Nasıl Yazıldı? Bel'am, Yaiş, Addas, Yessar, Cebr, Iranlı Selman Muhammed'in Öğretmenleri mi?

Konuya ilişkin Kur'an ne diyor?

Kur'an'daki "Tanrı", her zamanki gibi ant içerek açıklama yapıyor:

"And olsun ki biz, onların:'O'na (Muhammed'e) bir insan öğretiyor kesinlikle.' Dediklerini biliyoruz. Savlarını dayandırdıkları kimsenin dili yabancıdır. Buysa (Kur'an), apaçık bir Arapça'dır."(Nahl, ayet:103)

Bundan sonraki ayetlerde, "inanmayanlar" korkutuluyor, "yalancı, iftiracı" olarak nitelendiriliyor ve "işkenceli bir ceza"yla cezalandırılacakları bildiriliyor.

Yukarıdaki ayette, Muhammed'e öğreticilik ettiği söylenen kimsenin, "Arap olmadığı, yabancı olduğu" belirtiliyor.

Yunanlı Bel'am, Yaiş..

Kimilerine göre, Muhammed'in öğretmeni, bir Yunanlı köleydi. Bel'am adında bir köle.

İbn Abbas anlatıyor:

"Peygamber, Mekke'de köle olan birine öğretimde bulunuyordu. Yabancıydı. Puta tapardı. Adı da Bel'am'dı. Peygamberin yanına girişinde ve çıkışında putataparlar görüyorlardı. 'Muhammed'e her şeyi öğreten Bel'am'dır..' diye konuştular." (Bkz. Taberi, Cami'ul-Beyan, 14/119)

Ya da Yaiş'ti üzerinde durulan köle. Bel'am için söylenen, Yaiş için de söyleniyordu. "Yaiş, Muhammed'e öğretmenlik yapıyor" deniyordu. (Bkz. Aynı yer)

Ya da, Muhammed'e öğreticilik eden köle, Cebr'di. (Bkz. Aynı yer)

Ya da, Yemenli CEBR, YESSAR, ADDAS.

"Hadrami'lerin iki genç köleleri vardı. Yemen halkından olan bu iki köleden birinin adı Yessar, öbürünün adı Cebr'di" diye aktarılır. Bu iki kölelerin sahiplerinin tanıklığı şöyle:

"Bizim iki genç kölemiz vardı. Kendi dilleriyle kitaplarını okurlardı. Peygamber de bunlara uğrar, durup bunları dinlerdi. İşte bunun için, putataparlar, 'Muhammed, bunlardan öğreniyor..' dediler." (Taberi, 14/119)

Fahruddin Razi'nin yer verdiği aktarmada, bunların yanında bir üçüncü köle daha var: Huvaytıb'ın kölesi Addas. (Bkz. F.Razi, tefsir, 24/50)

Görülüyor ki, ister Yunanlı, ister yemenli olsunlar, kölelerin Muhammed'le ilişkilerine bakışlar değişik açılardan:

Müslümanların bakışları ve savları başka, "putatapar" dedikleri inanmazların bakışları ve savları başka.

Müslümanlardan kimine göre: Muhammed'le köleler arasında bir "öğretme ve öğrenme" ilişkisi vardı, ama öğreten Muhammed'di, öğrenenlerse köleler. Inanmayanlara göreyse bunun tam tersi gerçekti. Yani, öğreten kölelerdi. Muhammed'se öğreniyordu onlardan.

Müslümanlardan kimine göre de, aradaki ilişki, "okuma ve dinlenme" ilişkisini geçmiyordu. Köleler, kutsal kitaplarını kendi dillerinde okuyorlar, "peygamber" de "dinliyordu" yalnızca.

Müslümanların bu savları karşısında şu soru yanıtsız kalıyor:

"Dillerini bilmiyordu"ysa, Muhammed'in bu köleler arasındaki sürekli işi neydi? Ve kendi dilleriyle okuduklarını Muhammed'in dinlemesinin ne yararı oluyordu?

Kısacası, müslümanların savları, akla sığacak türden değil.

İman nereli?

Muhammed'in kendisinden bir açıklaması bu konuda oldukça ışık tutucu:

"İman, Yemen'lidir."

Bu hadis, Buhari'nin "e's-Sahih"inin de içinde bulunduğu en sağlam kabul edilen hadis kitaplarında yer almıştır. Hadis'e göre, "hikmet (bilgi, bilgelik) de Yemen'lidir." Dahası: "Fıkıh da Yemen'lidir," hadise göre. (Bkz.Buhari, e's-Sahih, Kitabu'l-Meğazi/74; Tecrid, hadis no:1362; Müslim, e's-Sahih, Kitabu'l-Iman/81-91, hadis no:51-52, ve öteki hadis kitapları.)

Bu hadis, incelemecilere göre, sağlamlığın en yüksek basamağında olan "mutevatır hadis"ler arasındadır, ve peygamberin arkadaşlarından onbir kişi tarafından aktarılmıştır. (Bkz.Ebu'l-Feyz Muhammed, Lukatu'l-Lai'l-Mütenasire Fi Ahadisi'l-Mutevatıre, Beyrut,1985, s.42-43,hadis no:10)

Kimi yorumcu, buradaki "Yemen"i, birtakım zorlamalı yorumlarla, "Mekke ve Medine" olarak göstermeye çabalar. (Bkz.Tecrid,1362 no.lu hadis,Kamil Miras'ın izahı.) Ne var ki, hadisin kimi aktarılışında "Yemenliler"den de açıkça sözedilir. Yani, buradaki Yemen, coğrafyada herkesin bildiği Yemen'dir.

Demek ki, bu hadise göre, "imanı"yla, "hikmet"iyle ve "fıkh"ıyla (buradaki 'fıkh', sözlük anlamında olmalı) İslam, yabancı kökenlidir, "Yemen"lidir.

"Muhammed'e öğreten, Iranlı Selman'dır ya da.." (Selman Farisi).

Kimileri de, Nahl Suresi'nin 103.ayetinde sözü edilen yabancının, Iranlı Selman olduğu görüşünde.(Bkz. Taberi,aynı yer.)

Sonradan Müslüman kimliğiyle ortaya çıkan ve müslümanlar arasında büyük ün kazanan Selman'ın, Muhammed'le son derece sıkı bir ilişki ve işbirliği içinde bulunduğu, herkesçe biliniyor. "Müslüman" olması, Selman'a çok şey sağlamıştır. En başta, özgürlüğü, yani, "kölelikten kurtulma"yı. Sonra da ünü, saygınlığı ve maddi, manevi çıkarları..

Ya da, sözü edilen "yabancı", önc Müslüman olup sonra Islam'ı bırakan bir "vahiy katibi"dir.

Bunu ileri sürenler de var. (Bkz. Taberi, aynı yer)

"Vahiy katibi"nin başına gelenler:

Adam, önce müslüman olmuştur. Selman gibi o da Muhammed'le işbirliği halindedir. Ama sonra ne olursa olur, bırakır Islam'ı. Ve bir de açıklama yapar:

"Muhammed'e ben öğretiyordum, ve benim öğrettiklerim Kur'an'a vahiy olarak yazılıyordu.."

Sonra, adam ya öldü, ya da öldürüldü. Ölüsüne gelince, bir türlü gömüldüğü yerde kalmıyordu. Muhammed'in adamları şunu yayıyordu:

"Bu olay, Tanrı'nın gazabının yansımasıdır. Adam, Tanrı'yı çok öfkelendirdi. Şimdi durum ortada. Gömülüyor, toprak da kabul etmiyor, edemiyor, Tanrı'dan korkuyor. Onun için de kafiri, mezarının dışına fırlatıyor. 'İbret almak' gerek.."

Gerçekten de adam gömülüyordu, ama, birkaç gün sonra, sabahleyin bakılıyordu ki, adam mezarın dışında. Birkaç kez olmuştu bu.

Muhammed'in arkadaşlarından Enes (Malik Oğlu), çok sonra, şöyle anlatacaktır olayı:

"Bir adam vardı. Neccaroğullarından..Hristiyan'dı, Müslüman olmuştu. Bakara ve Ali İmran surelerini okumuştu. Peygambere de vahiy yazıyordu. Sonra, yeniden Hristiyan oldu ve kaçıp Hristiyanlara katıldı. 'Ben ne öğretip kendisi için yazdımsa, Muhammed yalnızca onu bilir, başka bir şey bilmez,' demeye başladı." (Bkz.Buhari, e's-Sahih, Kitabu'l Menakıb/25,c.4,s.181-182;Tecrid, hadis no:1477)

Enes'in anlattığına göre, Tanrı adama öfkelenmiş, boynunu kopararak öldürmüş. Hristiyanlar, gömmüşler adamı. Ama sabah bakmışlar, ölüsü ortada. Ve kefensiz. Hristiyanlar, "Muhammed adamları kefenini soymuş, kendisini de işte böyle ortada bırakmışlar.." diye konuşmuşlar. Adamı bir daha gömmüşler. Bu kez biraz daha derince. Ertesi gün sabah yine aynı durum. Sonra aynı konuşmalar. Sonra yeniden ve daha derine gömme. Sonra aynı durum ve aynı yorumlar. Bir kez daha ve derince gömme. Aynı durum. Bakmışlar ki bu böyle sürüp gidecek, adamı gömmekten vazgeçmişler artık.

Bu adamın söylediğini söylemiş, yani "ben ne diyorsam, ne yazıyorsam o vahiy oluyor.." demiş, Muhammed'in "Tanrı'dan falan vahiy almadığını" söyleyerek, İslam'ı bırakmış birisi daha vardı: Ebu Serh Oğlu Sa'd Oğlu Abdullah. Ama , onun başına yukarıdaki olay gelmedi nedense.. Muhammed tarafından idamına karar verilmişti. Ne var ki, Halife Osman'ın süt kardeşiydi. Ve Osman'ın araya girmesiyle, bağışlandı. Sonra, Mısır Valisi bile oldu. (Ölm.656-657. Bkz. Islam Ansiklopedisi.)

Ayetteki Cevap

"Muhammed'e öğreten Tanrı değil, insandır.." diyenlere, ayette verilen cevap ne ölçüde doyurucu?

Cevap, yukarıda verilen ayetin anlamında da görüleceği gibi şöyle:

1) Muhammed'e öğrettiği söylenen kişi, Arap değildir, yabancı biridir.
2) Kur'an'sa apaçık Arapça'dır.
3) Öyleyse, Muhammed'e sözü edilen kisi öğretmis olamaz.

Oysa, Arapçayı bilen yabancı biri de Muhammed'e "eskilerin söylencesi"nden, "Tevrat"tan, "İncil"den, başka "kutsal metin"lerden birtakım "bilgiler" verebilirdi. İleri sürülen de bu. Muhammed, aldığı bilgileri, Arapça kalıplara döküp, kendi uslubu içinde sunmuş olamaz mıydı? Kaldı ki, "apaçık Arapça" diye nitelenen Kur'an'da; Yunanca, Süryanca, Ibranca, Koptça.. gibi dillerden birçok sözcük bulunduğunu, müslüman incelemeciler bile örnekleriyle yazıyor. (Bkz. Suyuti, el Itkan Fi Ulumi'l-Kur'an, Arapça, Mısır, 1978, 1/178-185)

Kur'an'da bu denli değişik yabancı sözcüklerin bulunması da "Muhammed'e yabancının (ya da yabancıların) bilgi verdiği, öğrettiği" yolundaki savı desteklemez mi?

Muhammed'e bir yabancının ya da yabancıların yanında, bir ya da birkaç Arap da öğretmiş olabilir.

İslam için çok önemli bir kaynak, "Müseyime"dir.

Müseylime, müslimcik demektir. Müslümanlar, onu küçümsemek için böyle demişler, ayrıca da "kezzab" yani "çok yalancı" demeyi uygun görmüşlerdir. Müslümanların bir sövgüsüdür bu. Anlaşılıyor ki, onun kendi adı "Müslim"di. Bu adı taşımış olması çok önemlidir. "Islam" ve "müslim" sözcüklerinin kaynağına götürür niteliktedir.

Müslümanlarca sövülen, aşağılanan bu kişiye, "Rahman", "Yemame Rahmanı (Yemameli Rahman" da deniyordu. Yani adam aslında böyle ünlüydü. Bu da çok ilginç.

Bir başka ilginç olan da, Mekke'lilerin, Muhammed'e söyledikleri şu sözler:

"Bize ulaşan bilgiye göre, sana öğreten (Tanrı değil), Yemame'deki şu adamdır. Rahman denen adam. Tanrı'ya ant içerek söyleriz ki, biz Rahman'a inanmayız." (Bkz. Ibn Ishak, Siyer, tahkik ve ta'lik: Muhammed Hamidullah, Arapça, Konya, 1981, s.180, fıkra: 254)

Mekkeli'lerin bu söyledikleri nedensiz miydi?

Müseylime, daha doğrusu "Müslim", bir başka adıyla "Rahman", Yemame'nin Hanifeoğulları kabilesindendi.

Ilgiç üç ad: "Müslim", "Hanife", "Rahman".Bu adlar, hele ilk ikisi bir araya gelince daha da ilginçlik kazanıyor: Kur'an'da islam inanırlarının, "müslim"lerin "ad babası" olarak tanıtılan Ibrahim (bkz.Hacc,ayet:78) için hem "Hanif" hem de "Müslim" denir. (Bkz.Bakara:135; Ali Imran:67,95; Nisa:125; En'am:161; Nahl:120,123.) "Peygamber" olarak yer alan Ibrahim, kısa anlamı ile "yıldız tapımı" demek olan Sabiilik Dini'nin "peygamberi"ydi. Islam kaynaklarından yaptığım incelemelerden vardığım sonuç bu. Muhammed de ilk ortaya çıktığında Sabii olarak niteleniyordu. (Bkz.Buhari,e's-Sahih,Kitabu't Teyemmüm,/6,c.1,s.89) Sabii'liğin dili Süryanca'ydı. "Allah", "Kur'an", "Furkan", "kitab", "melek" ve daha bir çok sözcük gibi "Islm", "müslim", "hanif", ve "Rahman" da bu dilden geliyordu. (Bkz.Aziz Günel,Türk Süryaniler Tarihi,Diyarbakır,1970,s.46-48;Suyuti el Itkan,1/180-184;Doğubilimci Arthur Jeffery,The Foreign Vocabulary of the Quran,Kahire,1938,s.12 ve ötk.)Yine benim incelemelerimden vardığım sonuca göre: Yıldız tapımı, "Sabiilik" adı altında, Yahudilik ve Hristiyanlık dinlerine de kaynaklık eden bir din olarak kurumlaşırken, özellikle Ortadoğu'da "Müslimler"I ve "Hanifler"i içine alıyordu. Önce, "Müslimler" vardı, sonra "Hanifler" kolu meydana geldi. Ibrahim, bu kolun "peygamberi"ydi. Işte, "Yemame Rahmanı" diye ünlü "Müslim (Müseylime)" ve ondan çok şey öğrendiği anlaşılan Muhammed de bu kola bağlıydı. (Sabiilik konusunda geniş bilgi için, bkz.Eren Kutsuz-Turan Dursun, 'Saçak Dergisi', Subat 1988, sayı 49.)

Yemame Rahmanı, Muhammed'in yararlandığı kaynaklardan yalnızca biri olabilir.

Yukarıda adı geçenler ve daha başkaları, tek tek de, tümü birden de Muhammed'in "öğretmenleri" olabilirler. Furkan sures'nin 4.ayetine göre, Muhammed'in yardımcılarından, yani öğretmenlerinden "kavm", yani "topluluk" diye sözedilmistir. Bu ve bunu izleyen iki ayetin anlamı şöyle: (Diyanet'in resmi çevirisi)

"Inkar edenler, 'Bu Kur'an, Muhammed'in uydurmasıdır. Ona başka bir topluluk yardım etmiştir.' Diyerek haksız ve asılsız bir söz uydurdular. 'Kur'an öncekilerin masallarıdır. Başkalarına yazdırılıp, sabah akşam onu okunmaktadır' dediler. Ey Muhammed, de ki: 'O'nu göklerin ve yerin sırrını bilen indirmiştir. Şüphesiz O, bağışlayandır, merhamet edendir." (Furkan, ayet:4-6)

Buna göre, Kur'an'ın "uydurma" olduğunu söyleyenler, şunları da söylüyorlar:

1)Muhammed'e bir topluluk yardımcı oluyor,
2)Muhammed, Kur'an ayetlerini, başkalarından alıp yazdırıyor,
3)Muhammed'e sabah akşam okunuyor
4)Ayetler, "eskilerin masallarından" oluşuyor.

Buna karşılık, Kur'an'ın cevabı şudur:

"Yalan ve haksızca iddia. Kur'an'ın ayetlerini Tanrı indirmiştir. O, göklerin ve yerlerin gizini bilir.."

Hars Oğlu Nadr, Muhammed'in kendisini "Tanrı'nın elçisi", yani Tanrı'yla insanlar arasında yer almış, Tanrı'nın bildirilerini insanlara iletme görevini üstlenmiş biri olarak tanıtmaya yöneldiğinde, ve "Kur'an ayetlerini" sunması karşısında Mekkelileri uyarma yoluna gitmişti. Ve şöyle demişti:

"Sakın inanmayın bu adama. 'Tanrı'dandır' diye ileri sürdüklerinin tümü, eski masallardır. Ben size, onunkilerden daha güzellerini söyleyebilirim.." Iran krallarına, Iran'lı masal kahramanlarına ait söylencelerden örnekler aktarabileceğini söylüyor, anlatıp duruyordu Nadr.(Bkz. Taberi, Camiu'l-Beyan,18/137-138)

Nadr, haklı mıydı? "Eskilerin masallarından" var mıydı Kur'an'da?

Bilindiği gibi,Kur'an'da "kıssa" denen birçok öykü var. Bir çoğu; başta Tevrat; Yahudi kaynaklarında, kimileri Incil'lerde yer alır. Incelendiğinde görülür ki, bunların bir kısmı, Tevrat'tan da çok önceki çağların söylencelerinde aynen var. Örneğin, "Nuh Tufanı"na ilişkin öykü, "Gılgamış Destanı"nda hemen hemen aynıdır. Daha başka örnekler de verilebilir.

Mekke'de, Medine'de ve çevrelerinde çeşitli din ve inançların inanırları vardı. Çeşitli toplumların "söylenceleri"ni, "kutsal metinler"ini bilenler az değildi. Muhammed'in özgürlüklerini söz verdiği ve işbirliği yoluna gittiği kölelerden de bu nitelikte olanlar bulunduğu biliniyor. Daha önce adlarına yer verilen Bel'am, Yaiş, Yessar, Addas, Cebr, Iran'lı Selman da bunlardan.

Bunların ya da başkalarının, Kur'an'ın oluşması için Muhammed'e yardım etmiş, öğretmenlik etmiş olmalarını düşünmek akla uzak değil. Aklın ve mantığın kabul edemeyeceği şey, "Tanrı'nın, insanlara gökten mesaj göndermesi" ve bunun için şu ya da bu insanı aracı olarak seçmesidir. Bunu insan aklı değil, ancak, akılla ilgisi olmayan "iman" kabul eder.

hayata dair iç burkan detaylar

harflervekibrit
bisikletten düştüğünde o ön tekerin halen dönmekte olduğunu görmek, hüzünlü bir detay.

bir de ağaca ya da direğe filan takılmış bir uçurtma görmek.

alıp inim çönüm eve taşıdığın karpuzun/kavunun kelek çıkması da iç burkan bir detay.

büyüdük diye bebe bisküvisi alamamak, yiyememek alırken yadırganmak.

Okumayı çok sevdiğin bir yazarla tanışınca ondan hoşlanmamak.

Bir insanın sözle ya da fiziksel şiddet gördüğünü görüp görmezlikten gelme durumunda kalmak

en çok da haksızlığa karşı insanın elinden hiçbir şey gelmemesi
(vay be dertler derya olmuş...😢)

18 temmuz 2017 istanbul yağmuru

dinsiz bedevi
Allah başka memleketlere yağmur vermiyor mu? Norveç'te 7 ay şiddetli yağmur yağar ama bir kere bile herhangi bir yolu,metro istasyonunu,alışveriş merkezini su basmaz. Neden mi? Altyapı ve drenaj çalışmaları sistemlidir, kitabına uygundur. Yolsuzluk yoktur,boşvermişlik yoktur,en önemlisi ''kadercilik'' yoktur. Yol yaptık dedikleri zaman gerçekten yol yaptıklarını anlamamıştık. Adamlar harbiden bütün milletin rızkını yol yapmışlar. Şimdi ''Yağmur ve sel Allah'tan geldi,hiçbir kuvvet Allah'ın yarattığı doğa olaylarının önüne geçemez'' deyip bu trajikomik olayı sorgulanamayacak bir kıvama getirip inancımızın gölgesinde yoğuralım..
Hatta işi biraz daha eğlenceli hale getirip,bir-iki ergenlik zamanlarından kalma espri yapıp bunun gerçekten normal bir olay olduğunu insanlara aşılayalım. Mesela ''Boyu 1.60 cm'den kısa olanlar sokağa çıkmasın ehuehuehu'' diyelim basın toplantılarında..
Sonra ; #AvrupaBiziKıskanıyor ..
Haklısınız. Swh

the

herr muller
Sözlük formatı bu kadar katledilemez herhalde. Kırmamak için susuyorum ancak sözlük nedir? Sorusu dışında internetteki her şeyi kopyalayıp önümüze koydu güzelim yazar arkadaş. Nolur biraz azalt. Insanların kendi yazdığı uğraştığı önemli yazıları okuyabileyim. Googledaki tanımları googledan da bulabiliriz be abi

dogu akdeniz ve güneydoğu anadolu bölgesi turu

batukhan
Önerilerinizi yazın :)


MERSİN
1. gün (Çok yorucu olacak sağlam git)

1- Aynalıgöl (Gilindire) Mağarası - uzak ama gidilir - Mersin merkeze yaklaşık 190 km
2- Alahan Manastırı - uzak ama kesin git - Mersin Mut Kaç Km 160 Kilometre
3-Kızkalesi
4-Uzuncaburç Olba Antik Kenti
5-Cambazlı Kilisesi
6-Kayacı Vadisi - Karanlıkta gitme
2. gün
1-Yat turu
2- Denize git - Koy ismi bul ( Susan oğlu, yapraklı Koy, Tisan Adasına gitmelisin mükemmel yerler.)
Duruma göre
Sunturas Şelalesi - O kadar mesafeye degmez



ADANA

3. gün

1-Belemedik Vadisi

2-Varda(Alman) Köprüsü
3-Kapikaya Kanyonu
4-Karaisalı Dokuzoluk Kanyonu

4. gün

1-Anavarza Ören Yeri

2-Yılankale (yılan kalesini bir günde gidip görmen çok yorucu olabilir)

Duruma göre
1-Tarihi Roma Köprüsü (Ertelenebilir)
2-Şar Ören Yeri (Uzak)

Osmaniye
Ala Cami (Adana'nın 4. gün ile birlikte olacak)

5. gün

1- Karaçay Şelalesi
2-Kastabala Antik Kenti

3-Karatepe Aslantaş Açık Hava Müzesi
4-Berke Barajı
5-Sabun Cayi Şelaleleri


Hatay

6. gün
1-Çin küle

2-Payas Fortress

3-Sokullulu Kervansarayı

7. gün

1-Defne Koruluğu (Harbiye)
2-St Simon Manastırı
3-Hıdırbey Musa Ağacı - Fazla gerek yok zaman kalırsa - Bir ağaç ama diğer ağaçlara benzemez :) Ama vakifli köyü titus tüneline 4 km uzaginda orada güzel zaman gecirebilirsin

4-Titus Tuneli - Farklı fotoğrafları var - kesin görülsün

Kahramanmaraş
8. gün (Merkez)
1-Kahramanmaras Muzesi
2-1920 Kurtuluş Müzesi
3-Hurman Kalesi (Uzak)
4-Kapıçam Tabiat Parkı

Duruma göre

Tarihi Ceyhan Köprüsü (Uzak zaman kalırsa gidilir. )
Hurman Kalesi (Uzak)
Yeşil Göz - kahramanmaraşta merkeze yaklaşık 70 km mesafede bulunan ormanın içindeki bu mesire ve piknik alanını mutlaka görmelisiniz. Haritada bulamadım.

NOT : Maraş müzelerini gezmek 1 saat bile sürmez. Kapıçam da halk tarafından piknik alanı olarak kullanılan bir yer, tabiat parkı beklentisiyle gidersen hayal kırıklığı olur. Eğer otostop yapılmayacak, araba olacaksa yürüyüş için düzenleme yapılmamış bakir kanyonlar var. Sadece oradaki köylülerden yerini bulacağın şekilde. Oralara 1 gün ayırabilirsin ama çok yorucu oluyor ve tek başına gitmek biraz sıkıntı.

Not: Yeşilgöz ve Döngel mağaraları ve şelalesine gitmek müzelere gitmekten daha iyi olur gibi açıkçası

NOT: Maraşta dongel köyüne git magralara gir merkeze uzak degil otobus gidiyor


Gaziantep

Yesemek Açık Hava Müzesi (Nur dağına yakın merkeze uzak görünebilir )


9. gün(Merkez de hepsi)
Kendirli Gazi Kültür Merkezi
Yesemek Açık Hava Müzesi
Dulukbaba Tabiat Parki
Elmacı Pazarı
Gaziantep Botanik Bahcesi
Gaziantep Oyun ve Oyuncak Müzesi
Gaziantep Müzesi
Zeugma Mozaik Müzesi
Gaziantep Hayvanat Bahçesi

10. gün
1- Rumkale

NOTLAR
1-Gaziantepte para müzesi, medusa cam eserler müzesi hamam müzesi gibi yerlerde eklenebilir. Hemen kale civarı yerler.
2- Bayazhan Kent müzesi ,Ataturk Evi (oyuncak müzesi ile karsılıklı)Zeugma müzesi de listeye eklenmeli.Ayrıca Tütün Hanına gidip Mağara Cafe de bir menengiç kahvesi içilmeli
Antep Halfeti arası Birecik i de ekleyip, kelaynakları görmeye gidebilirsin.Nehir kenarındaki özikizler künefe de künefe tavsiye ederim 😉 ayrıca Nizip te Zeugma nın çıkarıldığı yere de gidebilirsiniz. Antep Nizip aradı 45 km. Nizip Birecik arası 15 dk sürüyor. Birecik üzerinden de eski halfetiye geçebilirsiniz
3.Gaziantep'te bey mahallesi ve arkeoloji müzesinide gezmelisin
Şanlıurfa
Eski Halfeti (Kesin git - Gaziantep 10. gün de gidilir)
11. gün

1-Balıklı Göl

2-Hz. İbrahim Mağarası

3-Sanliurfa Archeology and Mosaic Museum
4-Göbekli Tepe (Uzak ama kesin git)
12. gün (Uzun yol)
1-Harran Ruins
2-Sumatar (Sogmatar)

Adıyaman
13. gün
2-Pirin Ören Yeri
1-Su Gözü (Suyu pis denildi ve gittiğine degmez denildi. merkezden 50 km)
14. gün

1-Nemrut Dağı (Kalın giyin - Cadırla kalacak yer sorun - Gün batımı ve gün doğumunu izle - eşşek kirala - Araba ile belli bir noktadan sonra gidilmiyor.)
2-Cendere Köprüsü

Mardin
Deyrulzafaran Manastırı
Dara Mezopotamya Harabeleri
Kasimiye Medresesi
Mardin Müzesi
Zinciriye Medresesi
Kırklar Kilises
Nusaybin Beyazsu Piknik Alanı

NOTLAR
1-Mardin Midyat'taki Mor Gabriel Manastırı 'nı da görmelisin bence oraya kadar gitmişken.

Önemli 1- Mardin'e mayıs ayında gittim mutlaka merkezde ki kız meslek lisesinin manzarasında ulu cami minaresiyle poz ver,yemek olarakta yine tam o civarlarda izala butik otelin 3 yanında bir lahmacuncu var mutlaka öneririm ekonomik ve lezzetli kime sorsan gösteriyor orada zaten. Bir de deyrulzafaran manastırına gidişte minibüs olaylarına kesinlikle inanma,oraya minübüs gitmiyor,gidiyor diyenler de kaçırıyorlarmış çok yakın bir tanıdığımız böyle söylemişti kesinmidir bilmem tabi ama.
ÖNERİ
1- Beyazsu, Midyat ve eski mardin kesinlikle gezilmesi gereken yerler.
Diyarbakır
Diyarbakır Ulu Camisi
Diyarbakır Surları
Suluklu Han
Eğil Barajı
Diyarbakır Arkeoloji Müzesi
Seman Köşkü
Mar Petyun Keldani Katolik Kilisesi
Dicle Nehri
Meryem Ana Süryani Kadim Kilisesi (Kapalı gitmeden bir araştır )
Dört Ayaklı Minare (Kapalı gitmeden bir araştır )
Surp Giragos Kilisesi (Kapalı gitmeden bir araştır )
Hasankeyf Taş Köprü

Öneri : Dıyarbakırda hz.suleymanada gıtmelısın zaten ulucamı ıle arasında mesafe farkı yok fazla

NOT : Bu arada umut ciğercisinden(Diyarbakır merkez de valilik yakınında)ciğer yemeyi ihmal etmemelisin. Öğlen saatlerinde git derim gideceksen.
2

deist imam

deist imam
Gereksiz bir tartışmayla sözlüğü meşgul eden iki yazardan birisi. Bunu neden yazıyorum diye sorarsanız eğer tartışma hakikaten bok gibi bir hale döndü, iyice kısır döngüye girdi ve çığırından çıktı. Bundan sonra sözlükte herhangi biriyle tartışmaya girmicem. Çünkü bu sözlükte ben de dahil olmak üzere hiç kimse insan gibi tartışmıyo. Herkes kendi fikrini üste çıkarmak yerine karşıt fikiri aşağılamaya çalışıyo. O yüzden belli bir süre için hiç bir tartışmaya bu sözlükte girmicem. Goygoy yapmak için yazdığım bir şeydem sonra böyle saçma bir tartışmanın yaşanması cidden canımı sıktı. Eğer bu zamana kadar istmeden birisini rahatsız ettiysem; pardon. bu sözlükte bundan sonra sadece belli başlı konular hakkında entry girip gerisine karışmama kararı aldım. Çünkü bir şeye karışınca gerçekten iş boka sarıp çıkmaza giriyo.

Not: Böyle gereksiz bir konuda bu sözlüğü meşgul ettiğim için sözlük ahalisinden kendi adıma özür dilerim.

Edit: hala ajitasyon diye laf atmaya çalışan tek haneli iqya sahip insanlar var. Onlar bi zahmet az ötede havlasınlar.

Galatasaray

deist imam
Türkiye futbol tarihinin en başarılı takımına sahip spor klübüdür. En çok şampiyon olan takım, türkiye kupasını en çok kazanan takım, avrupada en çok maça çıkıp en çok kazanan takım. Şampiyon klüpler kupasında 1 yarı final, şampiyonlar liginde 2 çeyrek final 2 ikinci tur gören takım. Bazılarının yarı finale veya çeyrek finale çıkınca kendilerini bi bok sanıp sevindiği uefa kupasını namağlup kazanan ilk takım. Real madridi ezip süper kupayı da alan takım.

Galatasaraya fetö yakıştırması yapan fahişe çocukları da bu tarihi başarıları bi yerlerine sokabilir.

Not: bu başarılara ve galatasaraya bok atmaya çalışmayan, 17 mayısta bizlerle beraber sevinen rakip takım taraftarlarını tenzih ederim. Onlar adamdır.

21

4 temmuz 2003 çuval olayı

turkdusun
14 yıl önce bugün süleymaniye'deki türk özel kuvvetleri bürosuna abd askerleri baskın düzenlemiş, 11 askerimizi esir almıştı. bölgedeki peşmergelerin de desteğiyle düzenlenen baskında türk askerine silah doğrultulmuş, yüzü koyun yatırılarak bilekleri kelepçelenmiş, başına çuval geçirilerek abd'nin karargahı olarak kullanılan kerkük havaalanı'na götürülmüştü.


dönemin başbakanı recep t. erdoğan, gazetecilerin, "abd'ye nota verecek misiniz?" sorusuna, "ne notası? müzik notası mı?" diye cevap veriyordu. dönemin dışişleri bakanı, abdullah gül ise, "büyük devletler özür dilemez" açıklamasını yaparken, dönemin genelkurmay başkanı, emekli orgeneral hilmi özkök ise, "bu tavır amerikalılar için gözleri başlamak gibi bir şey" diyebiliyordu.

lexxpowderın aslında hiç varolmaması

the
Attığı girilere göre kendisinin kültürlü ve çok bilgili olduğunu düşünüyorum. ama bu başlıkta içime şüphe düşürdü. attığı girilerde bazen başlığın anlamından çok onunla ilgili bir olay anlatır ve bu beni çok şaşırtıyor. acaba gerçekten hiç var olmadı mı?
11

lamborghini

radis
üretim süreçlerini adım adım incelemiştim. motoru,benzin borusu ve lastikleri dışında bir tane bile fabrikasyon unsuru yok. tamamen el emeği göz nuru arabalardır.

yanlış hatırlamıyorsam 12 adet süreçten geçiriliyor. boyama,elektrik aksanı, cam ve jant yerleştirmesi, motor düzenekleri, aerobik ve hız testi, iç dekorasyon ve hız göstergeleri, far ve sinyal göstergeleri .... her biri ayrı bir birim tarafindan yapılıyor itinayla ve özenle test ediliyor. ayrıca lamborghini firması, müşterilerine özel araç üretmek için onlari da dinliyor, eğer mümkümse araçta ekleme-çiķarma yapabiliyor.
rengini özel olarak siz seçebilir, koltuk dekorasyonunu belirleyebilir, cd çalar yerine usbyi tercih edebilirsiniz. ve buna benzer şeyler...

ayrıca firma için amblem(logo) çok onemli. herkesin elinin altında araç logosu olmasını istemedikleri için , lamborghini logosu yada rozeti kilitli bir yerde sınırlı miktarlarda tutuluyor.