jakoben

neden ? şu soruyu sorun; bu ülkede yaşadığınız hayat boyunca bir kere sorunsuz bir dönemi oldu mu ülkenin? cumhuriyet çok kolay ele geçirilebilir ve kendi öz çocuklarını düşman edebilir bir sistem.bugün görüyoruz.ülkede hain ilan edilen insanlarla edenlere bakınca bunu nasıl yapabildikleri sorusuna gidiyoruz.her şey zenginlerin elinde çünkü.parayı basarsanız allah'ı bir perdenin arkasında halkla konuşturmaya bile çağırabilirler.

bana kalırsa çıkar.çok rahat.net söyleyebilirim ki,o dönem ki cehaletin içerisinde kaybolmuş askeri düzenden akıl olarak daha güçlü bir tsk var.fakat mücadele edeceği şeyin ne olduğunu bilmiyor.öncelikle çıkabilecek olan bu mustafa kemal'e (mustafa kemal tanımım cumhuriyetçi değil- herhangi bir halk kurtuluşu arayan mustafa kemal'dir) ilk biz postayı koyarız.neden? çünkü alışıla gelmiş mustafa kemalden beklentilerimiz cumhuriyetin kriterlerinin altında halkı birleştirmesi olabilir.bunun dışına çıkabilecek durumda değiliz henüz.mustafa kemal tanımımızdaki bağnazlığımızı çözemedik.çünkü adam tanrı.evet öyle bence de fakat,mustafa kemal cumhuriyeti çözüm olarak bulmuştur.her ideolojiye farklı bir ideoloji savaş açar.günümüzde cumhuriyet zenginlerin elinde adaleten hukuken ve eşitlik kriterleri içerisinde eritilmiş işlevsiz hale getirilmiştir.cumhuriyet gericiliğe karşı savaşamayacak bir ideolojiye dönüştürülmüştür. demek istiyorum.yani cumhuriyet güvencesiyle güven oyu alan mustafa kemalin şansı geçmişe nazaran daha az olacaktır.sözün kısası.çıkabilecek olası mustafa kemal'e herkes düşman olacaktır.çünkü leke çıkarıcı olarak cumhuriyet beklentisi içerisindeyiz.he ben burada demiyorum ki sosyalizm aramalıdır.başka bir şey arayacaktır belki de.fakat bu kesinlikle cumhuriyet olmayacaktır arkadaşlar.kanser oldu cumhuriyet.

coco'nun türkiye kargaşa tarihinde çok önemli yeri vardır.faşistlerin orta yaşa ayak bastıklarında tatmadan bırakmadıkları,genelde tattıktan sonra da bırakamadıkları şimdi ise sermayeyi kontrol eden ,kara çarşaflı bacılarımızın altına 4x4 jipleri çeken dindar kesim arasında yaygınlaşan götten çekilmesi fantastik gelen uyuşturucu türüdür.faşistler bunu beyinsizliklerinden dolayı içerlerdi.ömür boyu sosyalizmi anlayamamaktan.devletin artık kendisinden bürokratik veya militarist beklentisi kalmayan faşistin omzundan baskı kalkınca,sorgulamaya ve vatan sevgisi denen şey ile yaptıklarının tezat olduğunu ,belki de bir komünistten önce burjuvanın (burjuva ve komünistin tarihsel mücadelesini bir süre sonra anlıyorlar evet) ona vatan severliğin tanımını yaptığı için bu hale geldiğini düşünmesi ve hissetmesi çıkarımları gibi, birikimsizlikten böyle basit ama akla yatar düşüncelerle boğuşmaya tüyü yolunmuş bir tavuk gibi ortada kaldıklarında başlarlardı.evet bir noktadan sonra anlıyorlar ülkeyi sevmek tanımının insana başkaları tarafından dayatılması ile değil kendi gözlemlerine dayalı olması gerektiğini..sonuçta kişi bir başkasına zorla işaret ettiği bir ''şeyi''yine işaret ettiği bir biçimde sevdiremez bu dünya'da, vatan sevgisi diye çıkar döngüsüne koruma arayan burjuvadan başka. eee o vakte kadar uyuyan beyin uyanınca ne olur?ananızı s*kerim kokainim nerede lan !?olur. şimdilerde de kendini dinine imanına adamış ağabeylerimiz allah kitap vesairesinin saçmalık olduğunu ,daha büyük devlet kademelerindeki ağabeylerinin gözlerinin önünde gerçekleştirdikleri yolsuzlukları gördüklerinde anlıyorlar.sonuçta bu orta yaş ağabeylerimizi kimse para ile çekemezdi.gençlik ,kapitalist dünya düzeninde holivudun sattığı onur anlayışı ile yetiştiğinden ve camialara da türlerine münhasır onur anlayışıyla çekildikleri için verdiğim örnek gibi bir süre sonra her şeyin aslında sadece ve sadece amına koyduğumun parası olduğunu anlayınca davalarına olan inançlarını da yitiriyorlar.o vakit işte türbanlı eşleri varken kafa dağıtmak için bir de türbanlı bir sevgili edinmeden edemeyen o orta ağabilerimiz,bu sefer sadece kafayı kapattırıp kokain çekiyor.bakın burada yazdığım 1950 li sonrası faşist kontrolüne geçen türkiye devletinin işleyişidir.gerçekten.burada devletin küçük bir biriminden büyük resme bakıyorsunuz aşsoıdjaşsıdj

bu karşılaştırmanın tartışma tarihi çok eski fakat iki sanatın insan üzerindeki etkileri çok farklıdır.bunlar hiç konuşulmadı sanırım.okuma, ister istemez kendi zihninizde hayal ettiğiniz farklı düşler oluşturur.bu noktada beğendiğiniz bir okumanın düşleri size asla kötü gelemez bizzat sizin ve yazarın uyuşan ayrıntılarından meydana getirdiğiniz yaratınızdır çünkü.zihninizdeki mükemmele bizzat sizin ellerinizle oturur.fakat uyarlama filmler veya diğer filmler başkalarının mükemmelleridir. senaristin mesela.onun mükemmelini onun kadar iyi anlayabilmeniz için zihnizi görebilmeniz, oluşturduğu her ayrıntıya ve sebeplere hakim olabilmeniz gerekir fakat görsel sanatların doğasına göre bu mümkün değildir.kitabın gücü burada ortaya çıkıyor çünkü yazarın zihni ile aranızda bir perde yok. kitabından daha güzel film uyarlamaları olabileceğine pek ihtimal vermiyorum.ama kitap okumaktan çok film izlemeyi seven insanların söz konusu konunun muhatabı olan kitap yerine filmi daha güzel bulabilirler.ne diyebiliriz?bu ülkede her şeyi deriz avradısını orası ayrı.milletin zevklerini de tekelleştirdik düzleştirdik.fogin sovşıl mesıç

yaşları otuz ile otuz üç arası olduğunu düşündüğüm malum kesimden iki insandır.bu iki insan iktidarın yaratmaya çalıştığı köle modelinin pratiğiydi resmen.kulak mifasiri olduğum aralarındaki muhabbetleri çok acıklıydı. değil otuz, on yedisinde iki sevgili birbirini tavlamak için acı çekiyor.muhabbetler bir akraba ,bir din bu iki başlık arasında gidip geliyordu.oğlan kıza sürekli dokunmaya çalışıyor kız ise konu ne olursa olsun ay dur şimdi burada olmazcılık yapıyordu.didileri ellerinde büsküğütleri banklarında beni öldürene kadar konuştular.sonra uyumuşum.gitmişler.bu insanları bu halden çekip almak lazım.beyinleri erimiş.ulan afedersinde karıyı dürmek için adam yanıyordu ama ağızlarından kuran peygamberde eksik etmiyorlardı.bu ne s*kim iş lan mazoşist aq bunlar.

ve didi nedir aq? yancı sermayedar mı bu didi? sırf şerbet kalitesiz bir şey onu geç,bu tipolojinin elinde sürekli didi görüyorum neden?

çav bellayı görüp kız arkadaşımla saatlerimizi harcadığımız dizidir.öyle gıcık etmiş ve nereden edindiğimizin izahı olamayacak beklentilere sokmuştur ki ilk sezonun son bölümünü inadına izlemedik daha da izlemeyeceğiz.siktirsin gitsin

küfür etmiçam küfür etmiçam

s*kime sıçacaksa olurcular nerede elleri göreyim! yada götleri.

devrim ateşiyle aşkın birleştiği les miserables'in en güzel müzikali.bana kalırsa dünyanın en güzel şarkısı.

spora gideceğinize kitap okuyun diyenlerin alayının gizli ifşasında sporuda kitabıda karı için yaptıkları mesajı yatıyor.gerçi bu ülkede bağnazlıktan ölen insanların yaşam amacı bile kaliteli çiftleşme temposu..bende spora gitmem gideni de anlamam ama kitapla yakından uzaktan alakası olmayan durumdur.

http://www.habernediyor.com/haber-Bu-milletin-evlatlarini-bekleyen-tehlike-deizm-7232

kendisine hak veriyorum

dayatma dinin sonuçları hakkında okuma yazma bilen sıkma başlarınız araştırma yapmıştır tabi bana düşmez.fakat örnek verelim;

yıl 1789 jean paul marat & maksimillian robisbierre.

yapmayı planladığım koleksiyondur.bu kadar dağıtıldığına göre elbet birilerinin ceplerinde vardır.ederi neyse öderiz.

çünkü oralar dağlık ve ağaçlık alanlaasdkasd. çünkü generaller ve rütbeliler emekli bile olmadan doğuda hangi şirketlerin yönetim kurulunda görev alacaklarını öğreniyorlardı.çünkü nato'da yetişen beyni yıkanan askerler türkiye'nin amerikanın elinde ve sürekli tetikte kalması gerekliliğini uyguluyorlardı.çünküler bitmez.pkkda bitmez.çocuklar ölmeye devam eder.halkta şehidimiz hüloğ zap channel diriliş ertuğrul zap vatanım sensin zap gaziantep-istanbul belediye.satılmamış toprağı kalmamıştır bu ülkenin halkı bile satılmıştır.

eski don

gasray bu sene alcak