Üniversite yıllarının bize kattığı şeylerin genellikle üniversitedeki eğitimle ilgisi yoktur.
Zorba. Hem bizden hem evrensel, muhteşem bir kitap. Ama biz anca zorba'daki "kitap faresi" oluyoruz.
Anneler, neden bugün süpürge yapıyorsunuz evde? Babalar, neden ailenizle Galata Kulesi'nde filan değilsiniz? Neden çocuğunuza bir deniz kıyısında balıkları, martıları ve karabatakları anlatmıyorsunuz? Neden oyuncak müzesine gitmiyor, çocuk şenliklerine katılmıyorsunuz? Neden o çocuk elinde Atatürklü bir türk bayrağı sallamıyor bugün? En kötü ihtimal bir avm palyaçosu bari görseydi o çocuk bugün... Çocuğunuzla ilgilenmeyecekseniz niye getirdiniz ulan dünyaya?
Harry potter başlığını görmekle aklıma gelen bir anıdır. 6. Sınıftayken harry potter kitaplarını kendisinden temin ettiğim, kendisi de iyiden iyiye harry potter'a benzeyen bir çocuk vardı. Sırlar odası'nı verip azkaban'ı alacakken ilk çıkma teklifimi de ondan alıp "avcunu yala" demiştim. Onun da o an beynindeki soyut işlemler yeri çalışmadı herhalde avcunu yalamıştı ciddi ciddi. harry potter'ı bir daha okumadım.
Biri bir şey veriyorsa bir düşündüm hep, içimizde biraz kezbanlık vardıysa bu harry potter yüzünden.
Biri bir şey veriyorsa bir düşündüm hep, içimizde biraz kezbanlık vardıysa bu harry potter yüzünden.
Hayvanlardan Tanrılara Sapiens'i okuyorum. Hem bilimsel hem de makale okuyormuş gibi değil de sohbet havasında bir kitap, tavsiye edilir.
Durmaksızın şarkı söylerim; bulaşık yıkarken, yürüken ve birine bir şey anlatırken ve birini dinlerken her an. Bazen bir sözün üstüne direk şarkısı giriyor dizilerdeki gibi. Kimse yokken dışımdan, genelde içimden, iç iç söylerim sürekli.
Başlığı görür görmez içimden içimden şu çalmaya başladı, sizin de çalsın:
"Kayıp bir bavul
Gibiyim hava alanında
Ya da boş bir
Yüzme havuzu sonbaharda..."
"Kayıp bir bavul
Gibiyim hava alanında
Ya da boş bir
Yüzme havuzu sonbaharda..."
Vapur yolculuğu yaptığım mis gibi bir gündü.
"Yine de amin" adlı bir şiir kitabı vardı sinem sal'ın, başlığı rastgele'den gördüm onu aklıma getirdi. kitabın ismi neon ışıklarla pavyon tabelası gibi yazılmıştı kitabın kapağında. görüdüğüm en ironik, en profesyonelce dalga geçen kapaklardan biridir. Yine de teşekkürler, değil kimseye ama sana yine de amin be allah'ım...
Hatun evde sana yüz surat göstermesin ama doğum gününü kutlarken sanki çok aşıkmış gibi fotoğraflardan vidyo yapıp üstüne duygusal cümleler yazarak feysbuk duvarında kutlasın inşallah...
Evlenme teklifi vidyosunda etiketlen de, altına da bütün uzak akrabaların yorum yapsın e mi!
(ulen çok kötü beddua, bu kadınlar seviliyor ama işte.🤔)
Evlenme teklifi vidyosunda etiketlen de, altına da bütün uzak akrabaların yorum yapsın e mi!
(ulen çok kötü beddua, bu kadınlar seviliyor ama işte.🤔)
Şimdiye kadar böyle solo bir iş yapmaması hata olmuş olan gitarist. Hepsini ayrı ayrı çok beğendim, kovboy filmi şarkısı gibi; tam da ülke vahşi batı'ya benziyorken... Türkiyenin johnny cash'ı gibi bir şey bu adam.
Köy enstitüleri İsmail hakkı tonguç ve hasan ali yücel önderliğinde 1940 yılında kurulan emsalsiz ve ulusal eğitim kurumlarıdır. Yine bu şekil bir eğitim devrimi olmadıkça bu ülkenin işi zordur. "Eğitimli" insanlar olarak "cehalet"e karşı topyekûn savaşmıyoruz, o zaman bu insanlar bunu yapmış işte. Biz ancak çomar diye bok atmayı biliyoruz maalesef. "En büyük savaş, cehalete karşı yapılan savaştır." diyen lider, ne haklısın, ne haklısın yine...
(bkz:köy enstitüsü)
(bkz:köy enstitüsü)
minik vahşi hayvanlar şeklinde, kakaolu bisküviler vardı, turuncu yeşilli küçük pakette. Şimdi niye yok ki onlardan?
İmam hatip ortaokulları sanılanın aksine ateist, deist yetiştiriyor arkadaşlar, işin içindeyim oradan biliyorum. Rahat olun.😉
"dede korkut" çizgi filminin jeneriği, müzikleri öyle güzeldi ki kim yapmış bu müziği diye bir baktım, karşıma bu grup çıktı. Hey gidi hey, insan eski bir dostunu görmüş gibi oluyor.