Çocukluğumuzda yaşadığımız unutulmayan anılar ve olaylardır.
Abimle beraber kömür almaya gitmiştik. Klasik el arabaları değil, ince uzunlamasına, genelde koli taşınan eL arabalarına 3 torba 40'ar kiloluk kömür atmış gidiyoruz. Öyle etkilenmiştim ki her şey aklımda. Mavi torbalı kömürlerdendi hatta. Neyse yolda şakalaşıyoruz falan. Şakalaşma dediğim, abim beni dövüyor yani. Saçımı çekip, suratıma tükürüyor falan. 1 dakika taşıdıktan sonra kalan 30 dakikalık yolu taşıma görevi benimdi. Bende görevimi icra etmek üzere el arabasını onun ellerinden almaya yeltendiğim anda Bu gerizekalı, şakalaşmayı kakalaşmaya götürerek birden bıraktı arabayı. 120 kiloluk ağırlığın etkisiyle burnuma ışık hızında çarpması ve benim durduğum yerde 5363 takla atmam. Abimin salya sümük yerleri yımrıhlayarak kahkahalarla boğulması. Benim bilincimi kaybetmem ve burnumun az kalsın götümden çıkacak olmasını asla unutamam. İyi ki götümden çıkmadı da kırılmakla yetindi.
çocukken yaşanmış unutulmayan olaylar
küçüklüğümde böbrek ve idrar torbam arasında damar delikliği vardı.2 kere ameliyat olmuştum,doktora her kontrol için gittiğimde mecburen sonda ile kontrol yapardı doktor o acılarımı ve doktorlara ettiğim hakaretleri hala unutamıyorum
6, 7 yaşlarında sanırım kuran kursuna gidiyordum yazın. öğle namazı kıldırıp eve gönderiyorlardı bizi her gün o gün de aksilik yatılı kuran kursları varmış oraya gezmeye götüreceklerdi. namaza başladık ama benim acayip çişim var. dedim ki çiğdem yapabilirsin bunu tutabilirsin. son rekata kadar iyi gidiyordu, yapamadım... rükuya eğildik ayağa kalktığımda pıt pıt damlamaya başladı... yanımdaki mal kızın 'aaa tavandan su damlıyor' dediğini hatırlıyorum sonrası pek yok. gizli gizli çaktırmadan çıktım topluluğun arasından namaz bittikten sonra. koşarak eve gittim. sonra da annemi gönderdim geri temizlemesi için. sorun altıma kaçırmak değilde sonradan annemi göndermek oldu benim için, bu konuyu her düşündüğümde moralim bozuluyor. milletin ortasın anneme sildirmişler yerleri..küfür..
Abi sene 2003 taekwondo kursundayız kızın biri bana fena yanık böyle Rafet el romanlı şarkılar yazan Notlar gönderiyor falan . 5 10 nottan sonra yazmaya üşenip kıza ablamın tel tokalarından birini çalıp not kağıdının içinde vermiştim ve altına sadece ismimi yazmıştım . Romantiklik seviyem . 🍆
Öğretmenime aşık olmuştum birinci sınıfta. hala hatırladıkça saçma bir gülümseme gelir yüzüme. gidişini hatırlarım, günlerce köy okulunun merdiveninde ağlayışlarım.
hala diye hitap edip halam sandigim kisinin ablam oldugunu ogrendigimde 8 yasimdaydim.
15 yasimda kabullenebildim anca o da dogan cocugunun bana dayi deme aniydi.
15 yasimda kabullenebildim anca o da dogan cocugunun bana dayi deme aniydi.
ailecek gittiğimiz pikniğin 10. dakikasında kafamı kırmayı başararak pikniği sikip atmıştım. evet tam bir sığırım
tüm akrabalar bir aradayken annem babannemi sevmiyo derdim, sevmiyodu ama dogruya dogru. gudubet resmen
Sanırım 6 yaşımdaydım otelin tiyatrosundaki basamakları koşarak çıkarken düşüp kafamı kanatmıştım sabah kalkıp aynaya bakınca yüzümdeki kan izleri hala aklımda
abimin şakayla karışık bi yandanda ciddi olarak beni 2. kattaki evimizin balkonundan aşağı atması galiba.
Dişlerimi kırmak ve camdan içeri dalmam.
Bisikletle yokuş aşağı inerken ön frene basmamla kendi etrafımda dönüp yeri öpmem. Hala(20 yıl sonra) o anı hatırlayıp o adrenalini hissedebiliyorum.
Harry potter başlığını görmekle aklıma gelen bir anıdır. 6. Sınıftayken harry potter kitaplarını kendisinden temin ettiğim, kendisi de iyiden iyiye harry potter'a benzeyen bir çocuk vardı. Sırlar odası'nı verip azkaban'ı alacakken ilk çıkma teklifimi de ondan alıp "avcunu yala" demiştim. Onun da o an beynindeki soyut işlemler yeri çalışmadı herhalde avcunu yalamıştı ciddi ciddi. harry potter'ı bir daha okumadım.
Biri bir şey veriyorsa bir düşündüm hep, içimizde biraz kezbanlık vardıysa bu harry potter yüzünden.
Biri bir şey veriyorsa bir düşündüm hep, içimizde biraz kezbanlık vardıysa bu harry potter yüzünden.
11 yaşındaydım. şişli etfal hastanesinde yatan annemin ziyaretine gitmek için babamla hastaneye gelmiştik ama babam, eğer annemi o halde görürsem üzülürüm diye düşünerekten beni odasına götürmemişti. bir süre bahçede bekledik, sonra babam bana yukarı bak dedi, baktığımda 10. katlardaki pencerelerden birinden küçücük birini gördüm, o annemdi. el sallıyordu. ben de istemsizce el salladım. uzaktı ama gülümsediğini anlamak zor değildi. o an bunun bu kadar içimde unutulmaz anı olarak kalıp ukte olacağını bilemezdim. sonra amcamlara geldiğimde yastığa kafamı koyduğumda, ilk defa annemi yanımda istediğimde yanımda olamadığını farkettim. bu üzüntü beni biraz sarstı. ve birçok insana bu durum abartmak gibi gelse de içimde bir yara bıraktı.