confessions

halklakaynasmisbielit

Yazar  · 28 Nisan 2017 Cuma

  1. toplam giri 92
  2. takipçi 7
  3. puan 1281

huntington kore hastalığı

halklakaynasmisbielit
ilk olarak 1872 yilinda george huntington tarafindan ingiliz kokenli amerikali bir ailenin akrabalarinda tanimlanmış olan hastaliktir.beyinin striatum ve kortekste dejenerasyonun soz konusu oldugu nöronal kayıplarin goruldugu norodejeneretif bir hastaliktir.
başlama yaşı genis bir yelpaze göstersede genellikle 40 lı yaşlarda gorulmektedir.hareketlerde anormallikler,motor bozukluklar,kaslarin istemli ve istemsiz bi sekilde kasılmalari,ilerki yaslarda psikiyatrik anormallikler ve hatta sizofreni hastaligin klinik goruntusunu olusturur.
huntington geninde mutasyon soz konusundur.

genomu koskoca bir kitap olarak alırsak; eğer kitabın 4. bölümünde, belirli bir paragrafında harfler 39 kere tekrar ediyorsa, %90 olasılıkla 75 yaşında ölürsünüz. eğer 40 kere tekrar ediyorsa, 59 yaşında, 41 tekrarda 54, 42 kez tekrar ediyorsa 37 yaşında öleceksiniz (en fazla birkaç yıl daha fazla yaşarsınız).

evet... ölme nedeniniz huntington koresi... 4. kromozomda belirli bir bölgede, eğer cag bazı, 36'dan fazla kez tekrar ediyorsa hastasınız demektir. ne kadar çok tekrar ederse, o kadar erken denge kaybetmeye başlıyorsunuz.

(bir anlamda) kader genlerde yazılı olmasın? *

bu arada tüm insanlık popülasyonunda bu bazlar, 10-15 civarı tekrar eder.


Biliyorum çünkü bu hastalıktan bende muzdaribim babam sağolsun onda da vardı.%50 ihtimalle bende de olacak.Çok istiyorum ölmeyi sözlük yatalak olma ihtimalim var kardeşim Yok babam vefat etti ve düşünsenize bakacak kimse Yok acı içinde yanlız öleceğim.



[youtube]https://m.youtube.com/watch?v=2PiRcdZ2lyg[/youtube]

17 haziran 2017 muhtemel şişli patlaması

halklakaynasmisbielit
Yeni patlayacak bombaların,yitip gidecek onca insanın ve orta doğunun daha çok kana bulanacağının habercisi olan olay.Aynı beyoğlun'da olduğu gibi

O zamanda uyarı geldi ve malumunuz..Adamlar bizimle daşak geçiyor gözümüzün içine baka baka bomba patlayacağı uyarısını veriyor.Ve de biliyorlar ki uyarsalarda bir takım insanlar orada olacak çünkü işlek cadde o yolu kullanıp işe ve gidecek insanlar var vehasıl kelam yaşayanlarda var veyahut iş yeri olan.



Akp sağolsun Suriye işid Irak derken...Dış politikamızı bozduğu gibi iç huzurumuzu da eeee normal ama tabi bugün yediğin hurmalar gelir götünğ tırmalar.(Haddin olmayıp Silah satar desteklersen öyle olur)

Bu konuda Atatürk'ün güzel bir sözünü vardır bu konuda kendisi, amerikalı gazeteci marcosson'a verdiği röportajda "bir gün, cihan harbinden sonra ortadoğu'da kurulan suni devletlerin halkları ayaklanacaktır. o gün geldiğinde, yeni kurduğumuz cumhuriyetimizin yöneticileri, bu halkların değil emperyalist güçlerin yanında yer alırsa aynı akıbete kendileri uğrayacaktır ve kurtuluş savaşı'nda yedi düvele haddini bildiren türk halkı onların da hakkından gelecektir..." demiştir.



Umarım öyle olur...

türkiye'de solun iktidar olamaması

halklakaynasmisbielit
İmkansız olan husus kimse boş hayaller peşinde koşmasın, özellikle solcu olduğunu düşünenler.

bu ülkenin bir geçmişi var osmanlı'dan kalan: tarikatleşme, cemaatleşme, kendini illa bir gruba ait hissetme, gayrimüslimlerden nefret etme, sünni olmayandan nefret etme, kendinden olmayandan nefret etme, aşırı milliyetçi duygular, ulus devlet zihniyeti, din hayatın çok önemli bir parçası, din önemli demiş miydim? din önemli...

bu ülkede cumhuriyetin ilk adımları atıldığında, ülke sınırları içindeki insanlar çok radikal reformlar ile değiştirilmek istenmişti; toplumda yerleşik olan dini ögelerin pasifleştirilmesi ve böylelikle batı ülkeleri ile uyumlu hale gelebilmek. ama oldu ama olmadı, bugünlere geldik.

köy enstitüleri gibi kurumlar, ülkenin genç insanlarını eğitmek ve onları tüm topluma yaymak amacı taşıyordu. sonraları devlet planlama teşkilatı gibi kurumlar ile yine kalkınma sağlanmaya çalışıldı... kalkınma bakanlıkları, tarım bakanlıkları, imf'ten, abd'den alınan krediler, destekler...

ama olmadı ama oldu. bir şeyler değişti. bazı köylüler zengin oldu, hacı ağalar şehre indi. bazı köylüler fakir kalmaya devam etti, hala en büyük çileyi de onlar çeker. yine de sorduğum soru hep şu oluyor: bir fransız köylüsü ile bir türk köylüsü arasındaki en büyük fark ne? en büyük fark; fransız köylüsünün gelirinin çok daha fazla olması mı? ahırında/tarlasında son teknoloji aletler kullanması mı? nasıl ekip biçebileceğini, hayvan yetiştirebileceğini biliyor olması mı? kendi devletinin onu koruyor olması mı? tatile çıkabiliyor ve hatta yabancı ülkeleri görebiliyor olması mı? kendi ülkesinde eşit haklara sahip olması mı? en düşük lise eğitimine sahip olması mı? hangi biri sizce en büyük fark?

işte bu fark nedeniyle bu ülkede asla bir sol parti iktidara gelmez. zira bizde demokrasi dediğin bir laftır, iktidara gelen ve gücünü kendi çıkarları için kullanan bazı grupların kullandığı bir araçtır ve bu cumhuriyetin kurulduğu zamandan beri böyledir. çünkü bu toplumun kanında bu vardır zaten; kendi çıkarlarına yönelik oraya buraya dalgalanmak.

medya ve iktidar

halklakaynasmisbielit
Hepimizin bildiği gibi medya ve iktidar arasında doğru orantı vardır.Şöyle ki ;iletişim kaynaklarının dağılımı genel maddi kaynaklarının dağılımının bir parçasıdır. Medya kuruluşlarının önemi sadece onların ideoloji üretme kapasiteleri değildir. Bu kurumlar kapitalist üretim ve dağıtım sürecinin temel bir bileşeni olarak kapitalizmin satış çabasına hizmet eden bilfiil ekonomik kurumlardır.Bu vesile ile medya ve kültür endüstrilerinin nasıl oldukları ve bunların uyduğu politikaları inceleyerek kapitalist toplumsal yapı içerisinde kitle iletişim faaliyetlerinin anlaşılabilir.

Bu konuda Dallas Smythe diyor ki
"Sinema ve radyo artık sanat olma iddiasında değildir. Onların iş dünyasının bir parçası oldukları gerçeği, ürettikleri saçmalıkları onaylayan bir ideolojiye dönüşmüştür. Kimse sistemin dışında kalmamaktadır. Artık herkes bütünün bir parçasıdır."

Çünkü Adorno ve Horkheimer'a göre, kültür endüstrisi çağında düzen, bedenleri serbest bırakır (Zevk Al! bir «emir» haline gelir) ve ruhlara saldırır. Artık düzen «benim gibi düşün ya da yok ol» demek yerine, «benim gibi düşünmemekte serbestsin. Yaşamını ve tüm sana ait olanları da koruyabilirsin. Ancak o andan itibaren aramızda bir yabancısın» demektedir.Hatta Bu vesile ile Eğlence, geç-kapitalizm döneminde işin bir uzantısı olduğunu da söylemek mümkün. İşin/mesainin daha sonra daha verimli bir şekilde gerçekleşebilmesi için verilen bir aradan ibarettir/fonksiyoneldir.
ne de olsa işçinin boş zamanı ve o süreçte kullanılacak eğlence metaları o kadar ön-belirlenmiştir ki, eğlence, iş sürecinin sonrasına hiç geçememektedir/ondan bağımsız olamamaktadır.
Yani Modern özne, sadece çalışırken değil, ama daha da çok eğlenirken teslim olmaktadır. Tekelci/bütüncül dönemde tüm kitle kültürü özdeştir. Artık tekelin gizlenmesine de gerek yoktur; çünkü şiddeti açığa çıktıkça gücü artmaktadır.

kendini dizi karakterleri yerine koymak

halklakaynasmisbielit
Artemiğini bildiğim husus.

Bunu yapmaların sebebi seyirciyi çekmek senaryodaki çatışmanın (insanın kendi ile de olabilir karşısıylada ikisinde olabilir) sıcak tutmaktır.Bu kötü bir adamda olabilir Kahraman'da zaten Psikolojik terminolojide, kahraman arketipi, Freud'un anneden ayrılan ve kendisini insan ırkının geri kalanından ayrı tutan kişilik bölümünü temsil eder.Kahraman egonun yanılsamalarını ve sınırları aşabilen kişidir.
Başlangıçta tüm kahramanlar egodurlar: Ben, tek, kendini herkesten ayrı tutan kişisel kimlik.
Kahraman arketipi, egonun kimlik ve bütünlük arayışını simgeler. Hepimiz aslında eksiksiz, entegre insanlar olma sürecinde, içimizdeki gardiyanlar, canavarlar, yardımcılarla yüzleşen kahramanlarız.Ve hasıl kelam bu örnekten yıla çıkarsak aynı edebiyat gibidir senaryo da daha doğrusu sinemada gücünü sokaktan alır.Bunun örnekleri çoktur bakınız Sovyet sineması,Alman dışa birinci sinema Fransız ve İtalya sineması hatta feminist sinema.

Ruslar çarlık rusyasından S.S.C.B ye geçişte toplumu irdeleyen filmler çektiler bunu yaparken kurguyu buldular ve geliştirdiler.


Almanlar 1.dünya savaşında sömürge almayıp yenik çıkınca karanlık geometrik desenlerin olduğu dışavurumcu bir yol izlediler.


Daha detaylı açıklarsak eğer



C.G. JUNG VE ARKETİPLER'den başlayalım

• Kolektif bilinçaltı:

• Tüm insanlığın ortak mirası olup kendini mitoslar, efsaneler, sanat eserleri, dinsel – inançsal motiflerle ifade eder.

• Evrenseldir.

• Farklı dönemlerde ve yerlerde yinelenerek ortak bir anlam yaratırlar. Benzer psikolojik tepkileri tetikler, benzer kültürel işlevleri yerine getirirler.

• Arketipler dünya üzerinde yaşanmış tüm deneyimlerin birikimi ve temsilidir.






Arketipler, öykülerin evrensel gücünü açıklar.
Çünkü ortak bilinçaltının evrensel kaynağından gelirler ve evrensel kaygıları yansıtırlar.
Bu öyküler çocuksu evrensel soruları içerirler:
• Kimim ben?
• Nereden geldim?
• Ölünce nereye gideceğim?
• İyi ve kötü nedir?
• Yarın neler olacak?
• Dün neler oldu?
• Orada başka birileri var mı? Gibi soruları sorar.


EN YAYGIN VE KULLANIŞLI ARKETİPLER
• Kahraman
• Bilge
• Eşik gardiyanı
• Haberci
• Biçim değiştirici
• Gölge
• Müttefik
• Üçkağıtçı








1. ARKETİP: KAHRAMAN
KAHRAMANIN ÖYKÜDEKİ İŞLEVLERİ
PSİKOLOJİK İŞLEVLER


Burada yukarıda yazdıklarımı tekrar maddeler halinde yazacağım.

• Psikolojik terminolojide, kahraman arketipi, Freud'un anneden ayrılan ve kendisini insan ırkının geri kalanından ayrı tutan kişilik bölümünü temsil eder.
• Kahraman egonun yanılsamalarını ve sınırları aşabilen kişidir.
• Başlangıçta tüm kahramanlar egodurlar: Ben, tek, kendini herkesten ayrı tutan kişisel kimlik.
• Kahraman arketipi, egonun kimlik ve bütünlük arayışını simgeler. Hepimiz aslında eksiksiz, entegre insanlar olma sürecinde, içimizdeki gardiyanlar, canavarlar, yardımcılarla yüzleşen kahramanlarız.

• DRAMATİK İŞLEVLER

Bu mevzu yukarıdaki ile paralel bir konu
Yukarıda yazmadım çünkü bu bizi gördüğünüz üzere alt başlıklara götürür.
Burada işte seyircinin Özdeşleşme durumsalı ile başka bir mevzu daha devreye giriyor.Neden böyle oluyor ? Çünkü Öyküler bizi deneyim süresince kahraman ile özdeştirmek ister yani Bir anlamda bir süreliğine kahraman oluruz. Dünyayı onun gözünden görür
Onun gibi olmak isteriz.Kahraman yazarken onun evrensel nitelikleri olmalı..İntikam, öfke, rekabet, tutku, vatanseverlik, idealizm, umutsuzluk.Tıpkı sanat eserlerindeki gibi; hem evrensel hem özgün olmalıdır.Gelgelim gelş
Kahraman öyküde en çok öğrenen ve gelişen kişidir.Kahraman Engelleri aşıp amacına ulaşırken yeni bilgiler de edinmeli.
Bunu yaparken ise Risk almalı
Öyküyü arzuları doğrultusunda şekillendirmeli Kaderinin kontrolünü eline almalı vs Sorumluluk almalı.


• FEDAKÂRLIK
• ÖLÜMLE İLİŞKİ

Bütün öykülerin merkezinde ölümle yüzleşmek yatar.
Kahraman bize ölümle nasıl başa çıkılabileceğini gösterir.
Ölümü yenmenin güç olmadığını kanıtlar.
• KARAKTER KUSURLARI
Kusurlar, bir karakterin kendini geliştirebileceği başlangıç noktalarıdır.

• KAHRAMAN TÜRLERİ

• GÖNÜLLÜ VE GÖNÜLSÜZ KAHRAMAN
• ANTİ – KAHRAMAN
• BİR GRUBA BAĞLI OLAN KAHRAMAN
• YALNIZ KAHRAMAN
• KATALİZÖR KAHRAMAN: Karakter eğrisi çok değişmeyen, kişiliği öykünün başında biçimlenmiş, başka insanların gelişimine katkıda bulunan kahraman. (Bu tür karakterlere bile zaman zaman değişim fırsatı verilmeli)

2. ARKETİP: REHBER (BİLGE)

• Mitler ve öykülerde sıklıkla karşılaşılan Rehber, kahramana yardım eden ya da onu yetiştiren pozitif bir figürdür.
• PSİKOLOJİK İŞLEV
Rehberler genellikle yaşamlarının erken dönemlerinde sıkıntılara göğüs germiş eski kahramanlardır ve artık bilgeliklerini ve tecrübelerini aktarmaya başlamışlardır.
• DRAMATİK İŞLEV
​Öğretme
​Armağan verme
​Zaman zaman mucit
​Kahramanın vicdanını temsil etme
​Motive etme
​Kilit bilgiler verme

• KARANLIK REHBER
Kahramanın karşısında bir engel haline gelir, bu sayede kahraman gelişiminin bir sonraki aşamasına geçebilir.
• DÜŞMÜŞ REHBER
Hala kendi yolculuğunu sürdürmektedir
• BİRDEN FAZLA REHBER
• İÇ REHBER
“Annem hep derdi ki…” > Sorun çözücü Bilgiyi anımsama


3. ARKETİP: EŞİK GARDİYANI

Öyküdeki başlıca düşman değildir fakat kahramanın karşısına çıkan engellerdir.
PSİKOLOJİK İŞLEV
​Hepimizin karşılaştığı sıradan engeller
​Kötü hava, kötü şans, önyargılar, baskı…
​İçimizdeki şeytanlar…
​Bunalımlar, kötü alışkanlıklar, bağımlılıklar…
DRAMATİK İŞLEV
​Kahramanı sınamak
Kahraman eşik gardiyanının işaretlerini okumayı öğrenmelidir.


“Bazı Japon tapınaklarının girişi korkunç görünüşlü iblis heykelleri tarafından korunmaktadır. İlk dikkatinizi çeken şey, bir elin “dur” işareti yaparcasına havaya kaldırılmış olduğudur. Ama daha yakından baktığınızda öbür elin sizi içeri davet ettiğini görürsünüz. Mesaj şudur: Dış görünüşe aldananlar özel dünyaya giremezler, ama yüzeysel izlenimleri geçip iç gerçekliği görebilenler içeriye buyur edilirler.”

4. ARKETİP: HABERCİ

• Senaryonun genellikle birinci bölümünde bir kuvvet ortaya çıkar ve kahramanı bir meydan okuma ile baş başa bırakır. Haberci, karaktere yaklaşmakta olan önemli bir değişikliği ifade eder.
Bir öykünün açılış evresinde kahramanların bir şekilde paçayı kurtarması sık rastlanır bir durumdur. Bir süre sonra öyküye yeni giren bir enerji kahramanın dengesini bozar ve hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Bir karar verilmeli, eyleme geçilmeli, çatışmayla yüzleşilmelidir.
• Haberci arketipi dramatik dengeyi bozan kişi / olay.
PSİKOLOJİK İŞLEV
• Değişime çağrı
• Bu çağrı bir kitaptan, filmden, kişiden, olaydan gelebilir.
• Kahramanın içinde bir şey harekete geçer ve değişim kaçınılmazdır
DRAMATİK İŞLEV
• Motivasyon
• Hemen hemen her öyküde haberci arketipine ihtiyaç duyulur. Öykünün pek çok evresinde ortaya çıkabilir fakat en uygunu birinci bölümdür.

5. ARKETİP: BİÇİM DEĞİŞTİRİCİ

Sadakati ve güvenilirliği şüpheli olan, kahramanı yanlış yöne sürükleyen, izleyiciyi ve kahramanı şüphede bırakan bir arketip.
• PSİKOLOJİK İŞLEV
Değişimin, dönüşüme duyulan ihtiyacın sembolüdür.
• DRAMATİK İŞLEV
Öyküye kuşku ve belirsizlik getirir.
“Sadık mı?”
“İhanet edecek mi?”
“Seviyor mu?”
Dost mu düşman mı?”
• Femme fatale (ve homme fatale) yaygın bir biçim değiştirici türüdür.
Ölümcül (fatale) yön her biçim değiştiricide bulunmak zorunda değildir.

6. ARKETİP: GÖLGE

• Karanlık tarafın enerjisini, anlaşılmamış, reddedilmiş yönlerini temsil eder. İç dünyamızda baskı altına alınmış şeylerin temsilidir.
• Kendimizde hoşumuza gitmeyen şeyler, sırlar, itiraf edilemeyenler…
• Öyküde düşmanlar gölgedir.
PSİKOLOJİK İŞLEV
• Bastırılmış duyguların gücünü temsil eder.
• Derin travmalar, suçluluk duygusu, reddedilen duygular…
DRAMATİK İŞLEV
• Kahramana meydan okumaya ve onunla mücadele etmeye layık bir rakip sunar.
• Bir öykü barındırdığı düşman nispetinde iyi olabilir.
• Kahramanların kendilerinde de gölge yanlar olabilir.
Hannibal: İnsan doğasının karanlık yönünü yansıtan bir Gölge ve aynı zamanda başka katillerin yakalanmasını sağlayan bir Rehber…

• 7. ARKETİP: MÜTTEFİK

• Kahraman yolculuğunda yoldaşlık ve akıl hocalığı yapacak birine, vicdan yerine geçecek, yeri geldiğinde kendisini teselli edecek birine ihtiyaç duyabilir. Bu kişi müttefiktir.
PSİKOLOJİK VE DRAMATİK İŞLEVLER
• Müttefik birine mesaj iletmek, gözcülük, göreve gitmek gibi sıradan işlerin yanı sıra kahramanı daha insani kılmak, kişiliğini zenginleştirmek, onu daha dengeli davranmaya itmek gibi işlevler de üstlenir.
• Kahramanın açıklamadığı özelliklerini açıklayabilir.
• Birden fazla müttefik olabilir.
• Müttefik hayvan da olabilir. Ben Efsaneyim'deki köpek…
• Ruhsal krizlerde kahramanın yardımına koşar.

• 8. ARKETİP: ÜÇKAĞITÇI

PSİKOLOJİK VE DRAMATİK İŞLEVLER
• İzleyiciyi güldürür, gergin anlarda rahatlatır.
• Dramda eski bir kuralın yansımasıdır: “İzleyiciyi bolca ağlat ama biraz gülmesine de izin ver”
• Zekidir
• Mizah yeteneğine sahiptir
• Kendi menfaatleri için sorun çıkarabilir
Bugs Bunny


ARKETİP TÜRLERİ


• YARATILIŞ: Evren, doğum, insanın ortaya çıkışı
• ÖLÜMSÜZLÜK: Cennete ulaşmak, sonsuz saflık ve mutluluk, doğanın sürekli döngüsü.
• KAHRAMANLIK: Bireysel dönüşüm, kurtarıcılık, arayış, sınavlar, olgunlaşma, bilgelik, fedakarlık, cennetten kovulma, iyi-kötü savaşı…


ARKETİPSEL NESNELER​
• SU: arınma, bereket, sonsuzluk
• GÜNEŞ: enerji, zaman, bilinç
• ÇEMBER: yin-yang, bütünlük, üretim, eril-dişil ilkelerin birleşimi, karşıt ilkeler
• MAGNA MATER: toprak, doğum, bereket, korunma, bilgelik, kutsallık, güzellik
• YAŞLI BİLGE: kurtarıcı, yol gösterici, bilgi, bilgelik, zeka, sezgi, ahlak, beceri, deneyim, yardımseverlik


KAHRAMANIN YOLCULUĞUNUN AŞAMALARI. İşte film bu aşamalara göre ilerler


• 3 perdeden oluştuğunu varsayarız:
• Yola çıkış
• İnisiyasyon (Tekamül)
• Dönüş

• SIRADAN DÜNYA
• MACERAYA ÇAĞRI
• ÇAĞRININ REDDİ
• REHBERLE KARŞILAŞMA
• İLK EŞİĞİ GEÇİŞ
• SINAVLAR, MÜTTEFİKLER, DÜŞMANLAR
• MAĞARANIN DERİNLİKLERİNE YAKLAŞMAK
• ÇİLE
• ÖDÜL
• DÖNÜŞ YOLU
• DİRİLİŞ
• İKSİRLE DÖNÜŞ


SIRADAN DÜNYA
• Karakterin girmek üzere olduğu dünya ile yaşadığı dünya arasındaki zıtlık gösterilmeli

MACERAYA ÇAĞRI
• Bir sorun
• Macera
• Meydan okuma
• Huzur bozan bir yenilik
• Çözülemeyen bir dava
• Haksız yere hapse girmek
• En iyi arkadaşın ortadan kaybolması





ÇAĞRININ REDDİ
• Korku
• Gönülsüz kahraman

BİLGE REHBER
• Kahraman ve rehber arasındaki ilişki mitolojideki en yaygın temalardan biridir.
• Kahramanı bilinmeyene hazırlar.
• Nasihat eder.
• Bir yere kadar kahramanın yanındadır.

İLK EŞİĞİ GEÇİŞ
• Kahraman öykünün özel dünyasına giriş yapar.
• Yüzleşmeleri kabul eder.
• Öykünün ritmi artar, macera başlar.
• Eşik, filmde birinci bölümün sonu, ikinci bölümün başlangıcıdır.


SINAVLAR, MÜTTEFİKLER, DÜŞMANLAR
MAĞARANIN DERİNLİKLERİNE YAKLAŞMAK
• Mitolojide mağaranın en derin yeri ölüler ülkesini temsil eder.
• Özel dünyadaki en tehlikeli yer
ÇİLE
• Ölüm ihtimali, gerginlik, belirsizlik, stres

ÖDÜL
DÖNÜŞ YOLU
DİRİLİŞ
İKSİRLE DÖNÜŞ





2
3 /