medya ve iktidar

halklakaynasmisbielit
Hepimizin bildiği gibi medya ve iktidar arasında doğru orantı vardır.Şöyle ki ;iletişim kaynaklarının dağılımı genel maddi kaynaklarının dağılımının bir parçasıdır. Medya kuruluşlarının önemi sadece onların ideoloji üretme kapasiteleri değildir. Bu kurumlar kapitalist üretim ve dağıtım sürecinin temel bir bileşeni olarak kapitalizmin satış çabasına hizmet eden bilfiil ekonomik kurumlardır.Bu vesile ile medya ve kültür endüstrilerinin nasıl oldukları ve bunların uyduğu politikaları inceleyerek kapitalist toplumsal yapı içerisinde kitle iletişim faaliyetlerinin anlaşılabilir.

Bu konuda Dallas Smythe diyor ki
"Sinema ve radyo artık sanat olma iddiasında değildir. Onların iş dünyasının bir parçası oldukları gerçeği, ürettikleri saçmalıkları onaylayan bir ideolojiye dönüşmüştür. Kimse sistemin dışında kalmamaktadır. Artık herkes bütünün bir parçasıdır."

Çünkü Adorno ve Horkheimer'a göre, kültür endüstrisi çağında düzen, bedenleri serbest bırakır (Zevk Al! bir «emir» haline gelir) ve ruhlara saldırır. Artık düzen «benim gibi düşün ya da yok ol» demek yerine, «benim gibi düşünmemekte serbestsin. Yaşamını ve tüm sana ait olanları da koruyabilirsin. Ancak o andan itibaren aramızda bir yabancısın» demektedir.Hatta Bu vesile ile Eğlence, geç-kapitalizm döneminde işin bir uzantısı olduğunu da söylemek mümkün. İşin/mesainin daha sonra daha verimli bir şekilde gerçekleşebilmesi için verilen bir aradan ibarettir/fonksiyoneldir.
ne de olsa işçinin boş zamanı ve o süreçte kullanılacak eğlence metaları o kadar ön-belirlenmiştir ki, eğlence, iş sürecinin sonrasına hiç geçememektedir/ondan bağımsız olamamaktadır.
Yani Modern özne, sadece çalışırken değil, ama daha da çok eğlenirken teslim olmaktadır. Tekelci/bütüncül dönemde tüm kitle kültürü özdeştir. Artık tekelin gizlenmesine de gerek yoktur; çünkü şiddeti açığa çıktıkça gücü artmaktadır.

anne boleyn
medya, güç kimin elindeyse ona hizmet eder. iktidar halkın duymasını, görmesini istediği bilgileri medyaya verir medya ise ikiletmeden yayınlar. bir de buna biat etmeyen bazı medya kuruluşları vardır. tarafsız olanlar tek tek avlanır, biat etmeyenler türlü iftiralar ile içeri tıkılır, itibarlarını, saygınlıklarını kaybetmeleri sağlanır. çünkü koyun sürüsünü kolayca yönetmenin en büyük yolu algı yaratmaktır. bu algılar da iktidarın lehine olmalıdır. olmadığı takdirde gerçekleri yazdığınız, halkı kandırmadığınız zaman, sözcü gibi türlü iftiralara uğrayabilirsiniz. hatta işin garip yanı feto ve iktidarın ilişkisini kitap haline getirmenize rağmen yalaka gazeteci olmadığınız için fetocu damgası yiyebilirsiniz. (bkz:ahmet şık)
o yüzdendir ki medyanın her dediğine inanmamalıyız. iktidarın aleyhine olan hiçbir gerçeği yayınlamazlar, en ufak lehine olan şeyi ise yayınlamaktan kendilerini alamazlar. iktidarın terörist dediğini türlü algılarla gazetelerinde, kanallarında terörist ilan ederler. buna siz bile, ben bile kanabilirim. öyle akıllıca yaparlar ki bunu ruhumuz bile duymaz.
lucifer
bu ilişki medyanın tarihinden bu yana devam etmekte. dünyaca ünlü yayın organları genelleme olarak yahudilerin elinde diyebiliriz. malesef dürüst yayıncılık artık neredeyse yok gibi bu yüzden bir şey hakkında yorum yaparken saatlerce araştırma yapıp olan her türlü haberlere bakmak gerekiyor. sadece tek bir haber ile inanmak benim gözümde yanlıştır.