confessions

fyodorwell

Viski  · 28 Nisan 2017 Cuma

  1. toplam giri 172
  2. takipçi 34
  3. puan 4860

sevgilerde

miractanyuvarlananninja
Behçet Necatigil'in platonik aşkların ön sözü niteliğinde huysuz, serseri şiiri.

Okuması keyifli, herkesin kendinden bir dize bulup kendi yazmışçasına "bu benim!" diyebileceği hangi lügatta olursa olsun sevginin ortak paydası, anlam bütünüdür bu şiir. Eğer şiirleri seslendirmekten hoşlanıyorsanız sonunda dolu gözler, çarpık hoş bir tebessümle bulursunuz kendinizi. Yalnız dikkat edilmesi gereken bir husus vardır. Bu serseri şiir, ezberlenmeye gelmez. Şayet ezberleyecek olursanız sizi söyletmeye iter. Bu platonik aşıklar için olumlu olsa da aşktan uzak kalmış bünyeler için zararlı bir durumdur. Birden dile gelebilir, kendinizi mırıldanırken bulabilirsiniz swh. Zira kalbinizi dolduran duyguların dile gelmesine teşvik eden bir şiirdir.



Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.

Bitmeyen işler yüzünden
(Siz böyle olsun istemezdiniz)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.

Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telâşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.

Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vaktiniz olmadı.

2

eşcinsellerin kan verememesi

zirvedekicahil
Aids / hiv ortaya çıktığı zamanlarda "eşcinsel vebası" olarak anılıyordu. Muhafazakar amerikalı kesim, tanrının eşcinselleri "ahlaksız" yaşam tarzı nedeniyle cezalandırdığını söyleyerek, acı çekerek ölen eşcinsellere gülüyorlardı. Doktorlar bile hastalığı "grid" yani "gay related immunodefiency" olarak isimlendirmişti. İnsanlar başkana hastalık hakkında bir şeyler yapmasını söylediklerinde, gülüyordu. Zira bir avuç "ibne", yaptıklarının cezasını çekiyordu.

Ancak doktorlar endişeliydi. Hastalık en çok eşcinsellere bulaşmıştı zira o dönemde [ve günümüzde bile] birçok eşcinsel tek eşli değildi. Korunmasız ilişki oldukça yaygındı. Bu nedenle, doktorlar kan yoluyla yayılmasını engellemek için en yaygın görülen grubun kan vermesini engellediler zira o dönemde hiv için bir test yoktu ya da günümüzdeki gibi kesin sonuç veremiyordu.

Çok eski bir yasaktır. Bir zamanlar bir manası olsa da, günümüzde kalkması gerekmekte diye düşünüyorum. Günümüzde heteroseksüel hiv hastaları sayı olarak eşcinsel hiv hastalarını üçe, dörde katlar. Eğer birisini engelleyecekseniz, hiv ilacı almadan çocuk yaparak çocuğun hiv+ doğmasını sağlayanları engelleyin.


ermenistan ordusunun karabağ'da iki yaşındaki zehra'yı katletmesi

anne boleyn
haber şu:
http://odatv.com/saldirida-2-yasindaki-cocuk-oldu-0507171200.html

Ermenistan Ordusu Karabağ'ın Fuzuli iline 4 temmuz'da saldırı düzenliyor, küçük Türk çocuğu Zehra'yı ve babaannesini öldürüyor.

Karabağ nedir ki? ya da ermenistan ordusu kimdir? Türkiye'nin başına adam akıllı biri gelsin tsk'yı toparlasın geçmişte kıbrıs'ı aldığımız gibi Karabağ'ı Azerbaycan'la alıp Azerbaycan'ın toprağına katalım. ( şu anki tsk ile bile ermenistan ordusunu yerle yeksan edebiliriz, öyle düşünün)
Bazıları bunun toprak meselesi olduğunu sanıyor hayır değil. Bu mesele onur meselesidir. Karabağ, Türklerin içinde yanan ama sönmek bilmeyen ateştir. Ve biz o ateş ile Ermenistan'ı yakıp kavurup, küllerini de karabağ'a savuracağız. Elbet o günler gelecek. İnsanımızı katletmek ne demek bunun hesabını soracağız!

KİNİNİZİ DİRİ TUTUN!
9

fethiye

dookie
Uzun süre önce taşınıp yaşadığım şehir. Bana kalırsa Türkiye'nin en rahat ve en yaşanılabilir şehri. İlk önce sokaklardan başlayayım. Geceleri her insan rahat rahat gezip tozabiliyor. Özellikle kızlar/kadınlar. İnanılmaz rahatlar çünkü burada tecavüz soygun kapkap gibi olaylar olmuyor. Her çeşit insanı barındırır. Komünisti anarşisti punkı hippisi her çeşit insanı yaşar bu şehirde. Rahat bir şekilde yürüyüşler yapılır grevler yapılır. Polisleri artisttir biraz.Çünkü az sayıda polis var. İstanbul,İzmir,Ankara gibi boğuk kentlerden kurtulanların kaçtığı mekandır burası. İnanılmaz Atatürkçülerdir. Ramazan ayında rahat rahat sokakta su içebilirsiniz,bira içebilirsiniz yemek yiyebilirsiniz. Kimsenin size bir gıkı çıkmaz. Geceleri barları güzeldir. Arkadaşlarınızla gidip kafa dağıtabilirsiniz. Canlı müzikleri ve müzisyenleri kalitelidir ve çok hoş insanlardır. ( Ki ben de bu gruba dahilim ). Eksileri olarak Küba motor kullanan çok hali ile egzoz açık olduğu için bazen yanınızdan geçerken hafif kulak s*kebilir ama bu şehirde yaşamamak için bir neden değil. Dindar kesimi neredeyse yoktur. Olanlar bile Türkiye'deki yobaz dindarlara benzemez. Sınıf arkadaşımın babası imamdı. Adam gayet arkadaşları ile bira dahi içerdi. Manzaraları da harikadır aynı zamanda.

da de'nin yazılışı

doris eirene
ad durum eki olan -de, geldiği kelimeye bulunma, içinde olma, kalma anlamı katar. kelimelere birleşik yazılır. ayrı yazılmaz. bu eki cümleden çıkardığımızda anlam bozulur.
- evde, sinemada, masada..
-Onu sokakta gördüm.
-Onu sokak gördüm. (anlam bozuldu.)

bağlaç olan -de, adı üstünde cümleleri bağlamak için kullanılır. Aynı zamanda, kendinden önceki kelimelerle aynı işi yapma, eşitlik, gibilik anlamı katar.
- O da bu işten anlamıyor, ben de.
Eğer -da-de'yi cümleden çıkardığımızda cümlenin anlamı bozulmuyorsa bağlaçtır ve ayrı yazılır.
Ben de bu dili öğrenmeye çalışıyorum.
Ben bu dili öğrenmeye çalışıyorum. (anlam bozulmadı)
1

dizi önerileri

i am groot
Evet kısa uzun karışık yazıyorum, başta en çok saranlar olacak swh
1) stranger things - yeni ama baya iyi dizi fantastik türde.
2) how i met your mother - anlatılmaz,izlenir...
3) lucifer - çok eski değil, türüne polisiye-dram diyebiliriz.
4) freaks and geeks - 99 yapım, liseyi en doğru anlatan dizi, aşk da var dram da var güzel.
5) black mirror - yeni sayılır, teknolojinin zararları hakkında harika bir sinematografisi var.
6) orange is the new black - kadın hapishanesinde geçiyor, lezbiyenliğe yeni bir soluk getirdi diyebilirim insana kendini sorgulatan türden swh
7) shameless - çoğunuz biliyorsunuzdur bunu
8) the oa - eklemeyi unutmuşum aşırı saran dizilerden bu da, konusu çok karışık en iyisi siz trailer izleyin swh bitirene kadar uyku uyuyamadım netflix sen şeref yoksunusun...

9) bunu ekstra yazıyorum çünkü konu itibariyle herkese hitap etmeyeceği kanaatindeyim. Dizinin adı the handmaid's tale yani damızlık kızın öyküsü romanından uyarlama. Kadının bir distopyadaki yerini anlatan bu diziyi çok başarılı buldum, sadece blutv'den izleniyor...

ev

herr muller
İnsanların tabiattan ve düşmanlarından korunmak için meydana getirdikleri barınaklardır.
Soğuk ve sıcak havalar, yıldırım, yağışlar, fırtına, vahşi hayvanlar ve böcekler İnsanlarda korunma ihtiyacını uyandıran sebeplerin başlıcalarıdır. İnsanların yaptıkları ilk evler pek basitti. Zamanla gelişti. Hayatlarının çoğunu içinde geçirdikleri barınaklarının aynı zamanda rahat, kullanışlı, dayanıklı ve güzel olmasını sağlamak ihtiyacını duydular. Daha sonra elektrik, su, havalandırma tertibatı ve ısı rahatlık unsurlarına eklendi.

İnsanların dayanıksız malzemeden yapılmış ilk evlerini ne zaman yaptıkları kesin olarak bilinmemektedir. Yerleşme hareketi ancak ekin ekmeyi öğrendikten sonra başlamıştır. Kazılar sonunda bulunan en eski evlerin, Cilalı Taş devrinden kaldığı anlaşılmıştır. Bu çağın İnsanları evlerini düzlüklerde veya göl üzerinde yaparlardı. M.Ö. 3000 yıllarında Mısır halkının fakirleri çok basit evlerde oturur, zenginler büyük evler yaptırırlardı.

izmir'e beyin göçünün hızlanması

anne boleyn
haber şöyle:
http://www.sozcu.com.tr/2017/ekonomi/istanbuldan-izmire-beyin-gocu-hizlandi-1920404/

çomar göçü olmasın da izmir her zamanki o güzel izmir olarak kalsın. ben uzaktan bakmaya, oranın insanlarının hasretini çekmeye, gelecekte oraya taşınma planları kurmaya razıyım. yeter ki çomarsız hava sahası olsun.

bir de istanbul'daki aklı başındaki insanların hepsinin izmir'e gitmesinden dolayı iyice azınlık olarak kalacağız buralarda... sevinsem mi üzülsem mi bilemedim.

laik sözlük için öneriler

herr muller
Puan sistemi ya kalkmalı ya değişmeli. Anasayfadan anladigım kadarıyla soyluyorum baslik acmak entry girmek puan veriyor. Insanların okuması faydalı bulması artı vermesi bi şey etkilemiyor. Zaten bunu anasayfada duran yüzbinlerce okunmadan geçilmiş hepsi bir profile ait giriden anlayabiliriz. Yani puan için google tanım servisi yapılması sanki biraz dadunu bozmuş. Zaten sıralama dediğimiz olay da kaliteli yazardan çok işsiz gibi aklına gelen ilk kelimeyi tanımlamak olmuş sanki.
11

sevgilinin yakın arkadaşınla aldatması

anne boleyn
9. sınıfta başka okuldan bir sevgilim vardı. bir de kendi okulumdan arkadaşlarımdan biri olan buse vardı. bu kız inatla facebooktan ekliyordu sevdiceğimi ben de sevgilimin hesabından reddediyordum, kıza da bir şey demiyorum tabii. bayrampaşa tuna lisesini bilen varsa zaten labirent gibi birbirleriyle karşılaşabilene bravo denir o derece. bu yüzden de buse ile karşılaşmıyorduk çok, eğer karşılaşsak tokat manyağı yapacağım zaten o derece sinirliydim. bu ne yürek yarabbi? swh.

her neyse s*refsiz sevdiceğim ile buluştuk, konuşuyoruz falan bana dedi ki "sabah buse ile burada oturduk, takıldık falan" dedi. bakın yedi sene geçmiş hala anlatırken sinirlendim. her neyse bu böyle dedikten sonra suratımın değiştiğini görünce şaka yaptım ayağına yattı. yerler mi? yemezler. bunun kankası vardı benim de kankamdı buna zarf attım bir laf aldığımda da bütün her şeyi dökülmek zorunda kaldı yoksa beni kaybedecekti. sevgilim ile buse habire mesajlaşıp duruyorlarmış, görüşüyorlarmış, bu buse sevgilime "yaseminden ayrıl, ayrılmazsan seninle görüşmem" diye baskı yapıyormuş. ş*refsiz sevgilim de benden ayrılmak istemediği için bunu oyalıyormuş. yani beni kankam olan buse ile aldatıyormuş! bunları öğrenince ertesi gün okula gittim, buse'yi buldum ve dövdüm. iki sene geçti olaydan, başka birine yanlış yaptı gene dövdüm. şimdi olsa döver miyim diye sorsanız kızı dövmek çok zevkli ama ben kimseye şiddet uygulamıyorum artık. ne bok yerse yesin k*şar.

sonra diyorlar ki neden sevgilin yok, neden olsun? küçücük yaşımda aldattılar beni hem de arkadaşımla!

o sevgilime ne oldu diye sorarsanız, hiçbir şey olmadı. iki ay önce falan yazdı cevap vermedim gene yazdı cevap vermedim kendi kendine kudurdu allahın megolomanı. güldüm mesajlarını okurken, çok eğlenceliydi.

yaz akşamı

hena
Ne akşammış herkeste şaraplar denizler. Kışlık eve geldim dışarısı siz diyin 36 ben diyim 50. Ev yine hamam mübarek. Şeytanı çağırıp cilveleşecek kıvama geldim. Öfff be. Ya sabır.

yaz akşamı

herr muller
Gece Deniz kenarında havluyu serip sabaha kadar arkadaşlarla ateş yakıp şarapları plastik bardakta götürdüğün üzerine sabaha karşı doğan güneşte henüz mavi olmaya yeltenmiş gri denize atlamaktır. Üzerine bir kahvaltı ve uyku da ciladir.
8

ızmir yangını

herr muller
(Aşağıya videomun linkini bıraktım sadece bir kac saniyede sizi buyuleyecegim garanti veriyorum )
Yangın tam olarak nerede olduğunu bilemedigimden açtığım baslik. Daha doğrusu yangın evimizin hemen arkasındaki ormanda. 2 gündür kül yağıyor heryer duman elektrik su yeni verdiler o yuzden sözlüğe de giremedim dogal olarak. Helikopter falan düşmüş neler oluyor yav dedim. Neyse deniz kıpkırmızı 2 gündür muazzam bi manzara var tabi içim acıyor 2 gündür deniz kenarında oturup yanan ormanı izliyoruz umarım en kısa zamanda soğutma işlemlerine başlarlar. Haberleri bile acamadim daha habere varıyorlardır umarım..
Edit: video atılamıyor buraya merak eden için videosunu link atacağım kendi cekimim denizin kırmızı olması ile ilgili

Edit2: buyulenmek isteyen linke tiklasin videoyu izlesin http://laikplatform.com/post/1909?ref=769


2

mariana çukuru

the
Dünya'nın en derin çukurudur. Pasfik okyanusu'nda bulunur. derinliği 10.994 metredir. Everest dağından 1.000 metre daha uzundur. Bulunduğu yer tam olarak; Japonya ve Papua yeni Gine'nin tam ortasındadır.

portgas d. ace

kargalı karga paşa
Ya da orijinal, olması gereken adı ile Gol D. ace korsanlar kralı Roger'in Portgas D. rogue'dan olan gizli oğlu. Roger tarafindan monkey d. Garp'a emanet edilmiş, garp dadan'a teslim etmiştir. Luffy ile böyle tanışıp kardeş oldular.

17. yaşında denize açıldı. Mera Mera No mi (alev alev meyvesi) yedi. Eski yonkou Beyaz Sakal Korsanları (Shirohige Kaizokoudan)a davet edildi ve ikinci filonun kaptanı oldu. Kısa sürede ün kazandı.

Kara Sakal ile girdiği mücadeleyi kaybetmiş ve denizcilere teslim edilmiştir. Bu durum da Marineford Savaşı'nı tetiklemiştir. Savaş sırasında Luffy tarafından önce idam edilmekten kurtarılmış olsa da, Sakazuki Akainu'nun Luffy'e yönlendirdiği magma yumruğunun önüne kendisini atmış ve bu şekilde feci bir durumla hayata veda etmiştir.

Cool, nazik ve naif, güçlü ve esprili bir korsandı. Mekanı uçmağ olsun!

kızıl saç shanks

kargalı karga paşa
One Piece evreni karakterlerindendir. 4 büyük imparator (yonkou) dan biri olup ilk ve şuan için bilinen tek korsanlar kralı Gol D. Roger'in tayfasında miço olarak yer aldı. Luffy'e verdiği hasır şapka da Gol D. Roger'a aitti.

Luffy'i deniz canavarindan kurtarmak isterken tek kolunu kaptırdı. Dracule Mihawk ile antreman ve düellolar yapmış oldukları bilinmekte fakat sonucu bilinmemektedir.
3

monkey d. luffy

kargalı karga paşa
One Piece Anime Manga serisinin baş karakteridir. Hasır Şapka korsanlarının kaptanıdır ve tayfayı kendisi kurmuştur. Babası devrimci ordusu lideri ve dünyanın en çok aranan adamı monkey d. Dragon dedesi ise denizci kahramani vice admiral monkey d. Garp'tir. Annesi hakkinda suanda bilgi bulunmamaktadir.

Çocukken dağ haydutu Dadan'a bakılması için bırakıldı burada diğer bir ufaklık olan kendisinden yaşça büyük Ace ve sonrasında Sabo ile tanıştı. Kardeşlik sakesi içip kardeş olduklarını ilan ettiler ve hepsi bir gün korsan olup özgürlüğe yelken açmaya yemin ettiler.

17 yaşına gelenin denize açılacağına dair sözleştiler. Sabo erken davrandı ve öldü. (Öyle sanıldı) Ace 17 yaşına gelince denize açıldı. Bu sırada yalnız kalan luffy Kızıl Saçlı Shanks (Akagami No Shanks) ile tanıştı ve hayatı değişti. Shanks ile sözleşti. Bir gün Shanks'tan daha büyük bir tayfa toplayacaktı ve o gün Korsanlar Kralı olmaya karar vermişti. Bu süreden sonra Shanks hasır şapkasını kendisine emanet etti ve luffy artık mugiwara no luffy yani hasır şapkalı luffy olarak anılacaktı.

Sırasıyla zoro, nami, usopp, sanji, chopper, robin, franky, brook olarak tayfasını topladı. Daha sonra müsibet neslin lideri olarak gösterildi Rayleigh tarafından. Time skip sonrasında don quioxite doflamingo'yu indirdi. Müsibet neslin bir başka önde gelen ismi olan ve D. soyadına sahip diğer bir isim olan Trafalgar D. Water Law ile ittifak kurdu.

"Kaizokou oni, ore wa naru!"
7

roronoa zoro

kargalı karga paşa
One Piece Adlı manga/anime dizisinin bir karakteridir. Hasır Şapka Korsanlarının ikinci kaptanı ve tayfaya katılan ilk üyedir. Koşulsuz sadakati, iradesi ve gücü ile ön plandadır. Korsan olmadan önce korsanları avlayarak yaşayan bir korsan avcısıydı.

Üç kılıç stili (santoryuu) kullanıcısıdır ve en büyük hayali dünyanın en büyük kılıç ustası olmaktır. Seri de yer alan After Time Skip sonrasında tek gözü kör olarak geri döndü. (ki bence değil)

Coolluğun kitabını en az Hiwatari Kai kadar yazmıştır ki, kronolojik olarak ondan önce vardır. Bu sebeple ilktir. Kötü bir yön bilgisi vardır. Ama özellikle after time skip sonrası hiç bir rakibinde zorlanmadan hepsine tek atarak ilerlemiştir.


One Piece Türkiye fb sayfasında teori admini olarak görev yapan arkadaşın mahlasıdır aynı zamanda (!) (bkz:ben)

2 temmuz 1993

anne boleyn
camiden çıktılar, ağızlarında tekbir sesleri...
"insanları" sırf alevi oldukları için, sırf kendi dini inançlarından olmadıkları için katletmeye, linç etmeye gittiler. onların sayısı çoğaldıkça insanlık azalıyordu.
katletmek istedikleri insandı, dışardakiler ise müslümandı ama insan olmadıkları kesindi.
asker geldi. asker kurtaracaktı, sırf mezhebi farklı olduğu için ya da dini inancı olmadığı için yakılmak istenen "masum insanları" kurtarmadı...
dışarıda gittikçe sayısı çoğalan, insanlığı kalmayan mahluklar "asker kafire kendini siper etmez" diye bağırdı. asker gerçekten de insanlığa kendini siper etmedi, korumadı,kurtarmadı!
yaktılar o masum insanları, canlı canlı! gülerek, eğlenerek, allah diyerek! çığlıkları duyuldu belki de içeridekilerin, dışarıdakiler ise "işte cehennem ateşinde böyle yanıyorsun" dedi...
lanet olsun, lanet.

gay

homosexual varus
Fransızca neşeli ve halinden memnun anlamına gelen "gai" kelimesinin ingilizceleştirilmiş halidir.

Amerikan eşcinsellerinin yöneliminden dolayı hiçbir kötülük hissetmediği için kendilerini betimlerken söyledikleri sözcük sonradan bütün eşcinselleri kapsamak yerine sadece erkek eşcinseller için kullanılmıştır.

Ayrıca 50'li yıllarda "fine" kelimesi yerine sıkça halk dilinde kullanılan bir kelimedir (i'm gay thank you).