confessions

corazon

Yazar  · 11 Haziran 2017 Pazar

  1. toplam giri 43
  2. takipçi 3
  3. puan 581

kızların erkekler için makyaj yapmadığı gerçeği

anne boleyn
evet bilinenin aksine başlıkta da belirtildiği gibi kadınlar erkekler için değil, kendilerini daha güzel hissetmek için makyaj yaparlar. lakin yaşımız ilerledikçe makyaj hevesimiz de son buluyor. bir zaman sonra kendini bile beğenesin gelmiyor, salıyorsun öyle. zira önceden makyaj yapmadan dışarı çıkmazdım. şimdi ise hele ki şu havalarda "ulan ne kadar salakmışım önceden şu havada makyaj yapıyormuşum" diye kendi kendime sövüyorum. makyaj yapmamak dünyanın en güzel şeyi. he okul başladığında(devam edersem tabii) tabii ki makyaj yapacağım. moda tasarım okuyoruz herhalde, güzel güzel giyinip makyaj yapıp kendimi beğenip gideceğim okula. ama onun dışında sanmıyorum çok makyaj yapacağımı... kendimi beğenmek için bile olsa, no makeup, no.

not: bu arada yaşım 21 ama resmen 50 yaşında gibi konuşmuşum. çok hızlı yaşadım her şeyi ne yapayım? makyaja 13 yaşında başladım swh

sözlükte ırkçı yazarların azalması ile kaliteli bir yazar kitlesine geçiş süreci

kargalı karga paşa
Zannediyorum burada kastedilen isimler ben ve benim gibi sözlükten bir süre ayrılan arkadaşlar.

Öncelikle hiç birimiz ırkçı değiliz ve ırkçılık sebebiyle uzaklaştırılmadık. Bahsi geçen konuya kel alaka olan ve dün gece biraz daha açıklık getirilen konulardan dolayı kendi tercihimiz ile ayrılmıştık. Sorunların çözüldüğünü öğrendik ve geri döndük.

Bu konuda alçak gönüllülük edemeyeceğim biz yokken sözlüğün ne hale geldiğini arkadaşlardan da duyduk bizlerde geçmişe yönelik taramalarda gördük. Ideolijinizden ve ideolojimizden dolayı (ki bu kesinlikle bizim adımıza ırkçılık değil) bize yapılan bu çirkin ithamı arkadaşlarımız adına yanıtlamak ve reddetmek üzerine bu entryi klavyeye aldım.

Mesele kalite ise, merak etmeyin hep birlikte daha kaliteli yerlere taşıyacak daha dolu içeriklerle sözlüğümüzün ayaklanması için elimizden geleni yapacağız.

Sevgi ve muhabbetle.

türkçülerin yanlış tanınması

kargalı karga paşa
Her konuda olduğu gibi bu konuda da ideoloji karmaşalarına kurban gidildiğini düşünmekteyim.


Türkçülük ideolojisini ele alırken iyi düşünmek ve analiz etmek gerekmektedir. Evvela bu ideoloji orta asya'dan bu yana süre gelmekte olan bir ideolojidir. Yer yer öncülleri değişkenlik göstermiştir diyeceğim ancak ana maddeler hel aynı kalmış yalnızca, göçebelik dönemleri ve yerleşik hayata geçiş evresinden mütevellit olarak yöresel ve bölgesel öncül değişkenleri gözlemlenmiştir.

Nihal atsız bunun en güzel örneklerinden biridir. Ben kendisini her ne kadar ütopik olarak görmüş olsam da, kendisi yeni türkiye'de ziya gökalplerden devraldığı bayrağı biraz aşırı uçlarda savunmuş ve dalgalandırmıştır. Ancak bütün bunlar her ne olursa olsun "ideolojinin" hamuruna düşünülmeden saldırılmasına sebebiyet veremez. Bu her konuda böyledir.

Bir insanın kendisini, seçemediği, önceden belirleyemediği ırk/toplum/millet vb. unsurlara fazlasıyla ait hissetmesi, bunun ateşli bir savunucusu olması başka bir durumdur ve olasıdır. Bunda yargılanacak dışlanacak bir şey yoktur. Aynı şekilde bu durum zıttı ile de vaki olabilir.

İnsanlar ideolojileri yanlış temsil edebilir yanlış yorumlayabilir. Bunlar ayrılmalıdır. Eğer fikir alışverişi yapılacak ve ilmi bir mecrada ilim kuralları çerçevesinde konuşulacaksa, insanlar değil asıl konu olan ideolojiler ve kaynaklar incelenmeli ve tartışılmalıdır. Geriye kalan her şey adı üzerinde yorum ve tutumdur.

İdeolojik öncüllere bakıldığında türkçülük kendi içerisinde tutarlı bir ideolojidir.

Diktatörlüğe karşı durup, başka bir diktatörlüğün egemenliği adına bir mücadele içerisinde değildir en azından.

kemalisthatun

kargalı karga paşa
Kimim ne dediğini umursamadan doğru bildiğinden şaşmadan aramızda yer almış kendisine olan sevgi ve derib muhabbetlerimi her fırsatta dile getirdiğim, her zaman yanında duracağım, beni kızdırsa bile 5 dakika kızıp 6 saat boyunca gönlünü almaktan çekinmeyeceğim canımın içidir. Her şeyi kafaya takar ama sonra çözer hallederiz bir şekilde bir araya gelince. Kendini bilir nasıl davranması gerektiğini. Oturaklı ağır başlıdır hakkında yapılan karalama kampanyalarında belirtildiğinin aksine. Yarın kendisi de tam anlamı ile aramızda olacaktır. Sevincimizi pekiştirecektir.

g.o.r.a

kargalı karga paşa
Arif isimli karakterin "Amerikan Başkanı Dahil Herkesi Devreye sokun" diyebilecek kadar özgüveni, bir gezegen dolusu uzaylıya ve prison break'e taş çıkarabilecek nitelikte bir mahpushaneye baş kaldırısını niteleyen "eşkiya dünyaya hükümdar olmaz" sözünü "gora'ya hükümdar olarak" yutturan bir Cem Yılmaz baş yapıtıdır. Seri filmdir ayrıca. Devam filmi olan A.R.O.G ve henüz çekimleri sürmekte olan Arif V 216 vardır.

Edit: içerik

edip akbayram

kargalı karga paşa
Tam adı Ahmet Edip Akbayram olan, 29 Aralık 1950 Gaziantep doğumlu müzisyen. Eserlerini özgün müzik, halk müziği ve anadolu rock tarzlarında sunmuştur.

Müziğe çocuk yaşlarında ilgi duyduğunu her fırsatta dile getirmiş, gittiği konserlerdeki sanatçıların taklitlerini yaptığını defalarca anlatmıştır.
İlk plağını henüz lise yıllarında çıkarmıştır. O zaman grubunun ismi "siyah örümcekler" idi. Müzik uğruna diş hekimliğini okumaktan vazgeçmiş ve okulu bırakmıştır. 1971'de Altın Mikrofon Yarışmasını kazanarak birinci olmuştur. Altın plak da dahil olmak üzere sanatçının özel ve resmi tüm yarışmalardan kazandığı 300'e yakın ödülü vardır.

Kendisi kanımca modern halk ozanlarımızdan biridir. En bilinen çalışmaları aldırma gönül, hasretinle yandı gönlüm, eşkiya dünyaya hükümdar olmazdır bence. Benim en sevdiğim çalışması ise;



Edit: Link

hulusi akar

kargalı karga paşa
Türk Silahlı Kuvvetlerinin orgenaral rütbeli genel kurmay başkanıdır.

Bu gün yayınladığı açıklama metni ise büyük bir düşünce boşluğuna itmiştir beni.

"Kara Kuvvetlerimizin Kahraman ve Fedakâr Mensupları,

Binlerce yıllık şanlı mazisinden aldığı güçle, Asil Türk milletinin birliğinin, kudretinin ve vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesi olan kahraman ordumuzun, vazgeçilmez gücünü oluşturan; aziz vatanımızın ve millî menfaatlerimizin korunması için kendisine tevdi edilen her türlü görevi, cesaret ve fedakârlıkla ifa eden Türk Kara Kuvvetlerinin 2226'ncı Kuruluş Yıl Dönümü'nü kutlamanın gurur ve mutluluğunu yaşıyoruz.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin temel yapı taşlarından olan Kara Kuvvetlerimiz, Ebedî Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün “Cumhuriyet orduları, Cumhuriyeti ve mukaddes topraklarını emniyetle muhafaza ve müdafaaya kadir ve hazırdır.” sözünde ifadesini bulan güvene layık olabilmek için, aziz milletimizin emrinde büyük bir özveri ve gayretle çalışmalarını sürdürmektedir. 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra mücadelesine, vatana adanmışlık anlayışından hareketle yön veren Kara Kuvvetlerimiz; risk ve tehditlerin sürekli değiştiği günümüz güvenlik ortamında, özellikle güney sınırlarımız başta olmak üzere sınır güvenliğinin yanı sıra, yurt içinde Terörle Mücadele Harekâtında, yurt dışında Barışı Destekleme Harekâtında, sınır ötesi harekâtlarda ve üstlendiği diğer bütün görevlerde, gösterdiği üstün gayret ve kazandığı büyük başarılarla, milletimizin güvenini ve takdirini kazanmıştır.

Caydırıcılığın, sayısal üstünlükten çok modern araç ve silah sistemleri ile bütünleşmiş ve yetişmiş insan gücüne bağlı olduğu gerçeğinden hareket eden Kara Kuvvetlerimizin fedakâr personeli; son dönemde devletimizin bekası, milletimizin egemenlik ve bağımsızlığı ile ülkemizin bölünmez bütünlüğü uğrunda yürütülen terörle mücadele harekâtında; diğer kuvvetlerimiz ve güvenlik güçlerimizle omuz omuza gerçekleştirilen operasyonlarda, büyük bir cesaret ve kahramanlık örneği sergilemiştir. Bu vesileyle, dünyanın en eski ordularından olan ve tarihin en şerefli sayfalarına emsalsiz zaferlerle imza atan Kara Kuvvetlerimizin ciddiyet, samimiyet, diyalog ve koordinasyon içerisinde; mesai mefhumu tanımadan görev yapan kahraman ve fedakâr personelini, bu yüksek görev anlayışından dolayı içtenlikle kutluyorum."

"Ebedi başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk" kelime grubu birilerini bir hayli kızdıracak gibi. Rezervlerimizi alalım.

Kaynak: aydinlik.com.tr
3

laik sözlük

deist imam
İyice kalitesizleşmeye başlayan, bir çok iyi yazarın ayrılması ve yeni gelenlerin eskilerin yerini dolduramamasından dolayı hayal kırıklığına dönüşen bir zamanlar güzel bir umut olan sözlüğümüz.

şeytan çıkarma ayinleri

kargalı karga paşa
Şeytan veya cin çıkarma ritüellerinin dinlerin kaynakları olan kutsal metinlere bakıldığında (yalnızca 4 kutsal metin baz alınmaktadır) yeri bulunmamaktadır teknik olarak. Ayrıca hala kendi inanç sistemleri içerisinde bulunan entelektüeller tarafından dahi bahsi geçen varlıkların ontolojik mi epistemolojik mi olduğu tartışma konusudur.

Yaptığım araştırmalara göre, bu tür şikayetlerin bir çoğu yoğun bir psikolojik tedavi sonrasında sonuç alırken diğer bir çoğunluğun bu tedavilerden sonuç alamadığı çeşitli ritüellerle huzura kavuştuğuna dair garip sonuçlar ve analizler bulunmakta.

Dünyanın dört bir yanından benzer şikayetler ve vakalar artmakta. Ele geçirilen insanları ele geçirdiği iddia edilen varlıkların ismi inanışlara göre isim değiştirmekte. Konuyu en azından kendi inancım olan islam çerçevesinden değerlendirmek gerekirse bir cinin bir insanın içine girmesi vb. durumlar Kur'an a göre söz konusu dahi değildir. Çeşitli rivayet ve anlatılar bu konuda diğer her konuda olduğu gibi geçersizliğini korumaktadır. Kur'an a göre cin denilen varlıklar insanlar gibi farklı fakat benzer dinamiklere sahip ontolojik varlıklardır. Fakat yine Kur'an'a göre "içine girdim bu insanın. Ciğerlerini yicem. Hepiniz de köpeksiniz sizi şöyle yerden yere vuracam böyle uçuracam savulun!" gibi bir durum söz konusu değildir.

Başlıkta verilen video ve benzerleri ise oldukça komik niteliktedir.

mevlana vs kaptan amerika

kargalı karga paşa
Amerika tek atmak isteyerek mevlananın kafasına kalkanını sallamak isteyecektir. Mevlana world of mevlevi saldırısı ve kafasındaki kavuğuyla bu admantium-vibranium alaşımı kalkanı saf dışı edecektir.

Akabinde iman of takunya ve tesbeahst saldırısı ile amerikayı mort edecektir.
3

dumlupınar denizaltısı dumlupınar faciası

kargalı karga paşa
İlk adı "USS Blower / SS-325" olan Amerikan menşei deniz altıdır. 15 Temmuz 1943'de kızağa konulmuş, 23 Nisan 1944'de denize indirilmiş ve 10 Ağustos 1944'de ilk görevlendirmesini almıştır. 16 Kasım 1950'de Amerikan Envanterinden çıkarılan deniz altı "ortak savunma destek yasası" ile birlikte türk donanmasına devredilmiş ve "TCG - Dumlupınar" ismini almıştır. Türk Donanmasına 16 Kasım 1950 - 4 Nisan 1953 tarihinde hizmet vermiştir. 4 Nisan gecesi saat 2 sularında gerçekleşen ve "Dumlupınar Faciası' olarak tarihe kazınan o kara facia sonucunda 86 kişilik mürettebatı ile batmıştır. Faciada mürettebattan yalnızca 5 kişi kurtulabilmiş 81 kişi hayatını kaybetmiştir.


4 Nisan gecesinde Nato Akdeniz Bluesea Tatbikatına I. İnönü ile birlikte katılmış geri dönülmektedir. Çanakkale Boğazında Nara Burnu açıklarında İsveç yük gemisi olan Naloband'ın buz kırıcısı ile çarpıştı. O sırada güvertede bulunan sekiz kişinin ikisi pervanelere takılarak, biri boğularak hayatını kaybetti. Olay yerine gelen gümrük motoru sağ kalabilen beş kişiyi çanakkale'ye hastaneye götürdü.


Dumlupınar beklenenden çok daha hızlı batmıştı. Aynı zamanda yangında çıkmıştı. 22 kişi torpido dairesine sığındı ve bir battı şamandırasını yüzeye fırlattılar. Şamandıra ilk önce balıkçılar tarafından fark edilerek bulundu. "Dumlupınar burada battı." yazılı bir şamandıra. Şamandıradaki telefon ile mürettebata ulaşılmaktaydı. Konuşma radyodan canlı olarak yayınlanıyordu ve kalabalık artıyordu bölgedeki. İlk teması Gümrük motoru ikincisi çarkçısı Selim Yoludüz kurdu mürettebat ile. Daha sonra geleb Kurtaran gemisi komutanı ÜsteğmenSuat Bey şamandıraya geldi ve telefonu kaldırdı.

— Alo Dumlu.
— Evet, Dumlu.
— Ben Üsteğmen Suat.
— Evet, efendim ben Selami
— Selami nasılsınız, biz geldik, şimdi bana durumu anlat.
— Efendim dizellerden yara aldık, manevra dairesinde yangın çıktı, bataryayı
sıfıra alarak kıç torpido dairesine geçtik, şimdi manevra dairesi su ile dolu.
— Kaç kişisiniz orada?
— 22 kişiyiz.
— Diğer dairelerle irtibatınız var mı?
— Yarım saat evvel kıç batarya dairesi ile konuştum, şimdi cevap vermiyorlar.
— Merak etmeyin 'Kurtaran' geldi biz buradayız.
— Efendim manometre 267 kadem gösteriyor doğru mu?
— Selami Kurtaran geldi şimdi kurtarma işine başlanıyor, ben biraz sonra yine gelirim. Selami arkadaşlarına söyle, gerekmedikçe konuşmayın, türkü söylemeyin, sigara içmeyin.
— Peki efendim...

Dalgıçlar 11 kez dalış yaptı o gece toplamda. Ancak her biri vurgun yiyerek geri döndüler. Dumlupınar yaklaşık olarak 91 metre kadar dibe oturmuştu ve dönemin teknolojisi kurtarmaya el vermiyordu. Burnu kanayarak yüzeye gelen her dalgıç tekrar denemek istiyor ancak izin verilmiyordu. Son bir umut kalmıştı. Şamandıranın kılavuz teli takip edilecek ve dumlupınara ulaşılacak çan teli takılarak dumlupınar kurtarılacaktı.

Ne var ki kurtaran gemisi faciadan ancak 10 saat sonra oraya gelebilmişti ve kurtarma cabalarının hemen ilk girişimlerinde kılavuz teli kopmuştu. Böylece artık 22 kişinin kurtarılacağına dair olan bütün umutlar ve son şans tükenmiş oldu. Bunun üzerine Üsteğmen Suat şamandıranın başına giderek ahizeyi tekrar kaldırdı.

-Alo! Dumlu! Ben Üsteğmen Suat! Selami orada mısın?!
-Ben Selami komutanım Buradayım!
-Selami durumunuz nedir oğlum?
-Dediklerinizi yapıyoruz komutanım. Konuşmuyor, türkü söylemiyor, sigara içmiyoruz! Manometre hala 267 kadem gösteriyor komutanım.
-Selami! Oğlum! Arkadaşlarına söyle. Konuşabilirsiniz... türkü söyleyebilirsiniz... Sigara içebilirsiniz...

Astsubay selami durumu anlamıştı. O ahizeden o gece son kez bir ses yükselmişti. 22 kişinin ağzından...

"Vatan sağolsun!"

Akabinde bütün bir millet o ahizeden yükselen orada yazılan şu türküyü dinledi yine o aslan yürekli askerlerin ağzından.


"Ah bir ataş ver cigaramı yakayım,
Sen salın (sallan) gel ben boyuna bakayım,

Uzun olur gemilerin direği,
Ah çatal olur efelerin yüreği,

Ah vur ataşı gavur sinem ko yansın,
Arkadaşlar uykulardan uyansın,

Uzun olur gemilerin direği,
Ah çatal olur efelerin yüreği,"


72 saat daha hayatta kalabildi o çatal yürekli efeler. O gece milli savunma bakanlığı 7 bildiri geçmiş 7. bildiri de artık umutların tükendiği ülkeye duyurulmuştu.



Üst sıra soldan sağa:

Astsb.Kd.Bşçvş. Şevki ÖZSEKBAN
Astsb.Kd.Bşçvş. Ali TAYFUN
Üsteğmen İsmail TÜRE
Astsb.Kd.Bşçvş. Mehmet FİDAN
Astsb.Kd.Bşçvş. Ömer ÖNEY

Alt sıra soldan sağa:

Astsb.Kd.Bşçvş. Mehmet DENİZMEN
Astsb. Çvş. Selami ÖZMEN
Astsb. Çvş. Hamdi REİS
Astsb.Kd.Bşçvş. Niyazi BAŞAR
Teğmen Bülent ORKUNA

Dumlupınar Şamandırası;



Gazete Haberleri ve Manşetlerin Bazıları;



Ceyhun Yılmaz'ın o efsanevi anlatısı için;




Benim de seslendirmeyi çok sevdiğim bu türküyü bir diğer rahmetli barış akarsu'dan dinleyelim öyle ise. Bu vesile ile onu da analım.
.



üretimsizlik

kargalı karga paşa
Günümüz toplumunun ve ülkemizin içerisinde bulunduğu haldir.

Bir toplum, bir ülke düşünün. Sanatçı olduğunu iddia eden, sanatçı olarak geçinenlerin dahi bir çoğunun üretmeyip arakçılık yaptığını. Bunlara alkış tutulduğunu.

Örnek görmek için çok uzaklara gitmeye gerek yok. Youtube üzerindeki işlere bakmanız yeterlidir. Şarkıcısından tutun da youtuberına kadar.

Herkes her şeyi biliyor. Herkes uzman ordinaryus profesor ve her'bok'oloji uzmanı her'bok'olog. E üretelim? Üretim? Yok mu?


Hazırcılık anlayışı bile yozlaşmış üretim kabiliyet ve yeteneğini yitirmiş bir toplumdan ne beklenebilir ki?

(bkz:cnm hiç öpmeyelim biraz arakçıyız da .s.s)

mide bulantısı

kargalı karga paşa
Genellikle yol tutması, yediğinin dokunması, güneş çarpması, zehirlenme vb. durumlarda peyda olan, sonrasında istifra ile sonuçlanan durumdur. Kanser bir durumdur adeta.

Tabi ki her zaman bu dinamiklerle gelişmez. Bazen uzaktan seyirci kaldığın birisi bulandırır mideni. Bazen vıcık vıcık olmuş birileri. Bazen sahte çıkarcı ilişkiler. Bazen yapılan yanılgılar yapar bunu. Bazen yalan dolan.

Her türlü şey sebep olur bu duruma. Sinek küçüktür, o bile mide bulandırır. E boşuna dememişler.

tanrı'ya sorulacak tek soru

kargalı karga paşa
Tanrı tanımı gereği aşkın varlıktır. Ebedi ve ezelidir. Mutlaktır.

Karşısına geçip bir soru sormaya kimsenin bir yerinin yiyeyeceğini sanmıyorum. Düşünsene bir ömür yok demişsin falan böyle. Çok çalışcam tanrı olcam paylaşımları işte ben tanrıyım. Tanrı aslında şöyle böyle demişsin. Sonra Bir bakıyorsun Tanrı.

Len daha ne soru sorucan? Hayatının thug lifeni yemişsin başka sorum yok bile diyemezsin kem küm etmekten swh

barış akarsu

kargalı karga paşa
29 Haziran 1979 Amasra doğumlu ses sanatçısı ve oyuncu.

2004 yılında katıldığı ve birinci olarak tamamladığı atvde yayınlanan akademi türkiye yarışması ile tanındı ve halkın kalbinde taht kurdu.

Aynı yılın sonunda Islak Islak isimli bir albüm çıkardı. Kendine has vokal tekniğiyle bir çok şarkıyı başarıyla yorumladı ve dönem içerisinde yeni rock müzik tarihinin öncüsü olarak görüldü. Hatta henüz yarışmada iken kendisi için Cem Karaca ve Barış Manço'nun veliahtı yakıştırması yapılmaktaydı.

2006 yılında "düşmeden bulutlara koşmam gerek" isimli albümü yayınladı. Aynı sene star tvde yayınlanan yalancı yarim isimli dizide yakışıklı şoför alfonso tarık tekelioğlu rolünü canlandırdı.

2007 yılı 29 haziranında doğum gününü kutlamak üzere hareket halinde olduğu aracıyla bodrum torba kavşağında yaptığı trafik kazası sonucunda yaklaşık 5 gün boyunca yoğun bakımda kaldı. 5 gün süren yaşam mücadelesinin sonucunda 4 temmuz akşamı saat 20.10 sularında mücadeleyi kaybederek 28 yaşında aramızdan ayrıldı.

Vefat ettiği kavşakta daha önce de benim gibi 90'lar çocuklarının hatırlayacağı üzere Kerim Tekin yine 28 yaşında hayatını kaybetmişti. Ölümünün ardından kavşağın ismi "Torba-Barış Kavşağı" olarak değiştirildi.

Senden sonra seni taklit etmeye çalışan niceleri çıktı. Ama hiç biri senin yerini dolduramadı barış abi...

faşizm

kargalı karga paşa
Faşizm şudur budur değildir.
Faşizm tam anlamı ile italyan ırkçılığının adıdır ve mussolini tarafından yapılanlar doğrudan faşizmin sonucudur.

Tabi ki bizim toplumumuzda neyi tam anlamıyla kullanabildik ki?

Belirtmekte fayda var ki, (anlaşılan anlamıyla kullanacaksak) herkes kendi inandığı ve savunduğu doktrin içerisinde faşisttir. Her ideoloji kendi içerisinde faşizm barındırmaktadır.



biyoloji hocalarının evrimi kabul edip tanrıya inanmaları

kargalı karga paşa
Evrim teorisinin ilk kez teist düşünürler tarafından ortaya atıldığını bilmeyen, ateşli ve henüz genç non-teist arkadaşların çürük beyanatıdır.

Burada yine daha önce yaptığım uyarıyı yapmakla kendimi mükellef görüyorum. Arkadaşlar lütfen kavramların içerisini doldurunuz. Bilinçsiz önerme ve argümanlar ortaya koymayınız zira komik olmaktadır.

Konu ile alakalı çok fazla başlık açıldığını görmekteyim ve bu konuyu yakın zaman içerisinde bir başlık altında sizlerle paylaşacağım.

tanrı kuran ve evrim

kargalı karga paşa
Sekanet içerisinde incelendiğinde ve fark edildiğinde, meşrebine göre insana aydınlanma yaşatabilecek durumdur. Nasıl mı?

Her şeyden evla bilinmelidir ki, bir yaratıcı fikri evrim fikri kesinlikle çelişmez. Şimdi inceleyelim.

Kur'an'da hemen ilk sureye bakıldığında yaratılış mizanseni olarak anlaşılan bir mizansen geçmektedir. Ayetin doğru meali şu şekilde olmalıdır.

Bakara, 30.. Ayet: Rabbin, meleklere şöyle demişti: "Yeryüzüne bir halife atayacağım /seçeceğim." Melekler de: "Orada bozgunculuk yapacak, kan akıtacak birisini mi yerleştireceksin? Halbuki biz seni överek yüceltiyor ve mutlak otoriteni onaylıyoruz," dediler. "Bilmediğinizi Ben bilirim," dedi.

Ayet "... Bir halife yaratacağım.." şeklinde çevrilir. Fakat bu geleneksel rivayet kültürünün eseridir. Yaratmak fiili halak / halaka dır arapçada. Fakat bu ayette bu kelime geçmez.  Yine ayet üzerinden hareket etmeye devam edelim. Melekler bu seçilecek halifenin bir insan değil halihazırda var olan bir topluluk olduğunu ifade ediyorlar dikkat edildi ise. Yani bu halife her ne ise bir kişi değil bir topluluk. Görüldüğü üzere yaratılmışlar.

Şimdi var olmayan bir şeyi seçemezsiniz. Bir şeyi seçebilmek için önce var etmek gerekir. Eğer bu varlık/varlıklar henüz yaratılmadı ise melekler bu topluluğun kan döktüğünü ve bozgunculuk çıkardığını neredem biliyordu? Yine Kur'an a göre bilinmeyeni sadece tanrı bilir. Demek ki bu varlıklar zaten vardı ve dünyada yaşamlarını sürdürüyorlardı.

Biz bugün bilim sayesinde biliyoruz ki neandertaller, homo sapiens atalarıyla girdikleri mücadele sonucunda yok oldular.

Devam edelim. Bakara suresi 31. Ayette ismi adem olarak geçen varlığa yapılan ilk şey yaratılma değil bilindiği üzere. "Adem'e isimler öğretildi.." şeklinde bir ifade yer almakta. Yani burada artık bu varlık her ne ise bilinç kazanıyor ve öğreniyor.



Bu mizansenin ardından devam edelim başka bir konuya. Tanrı yaratılışı nasıl tanımlıyor?

Tanrı ısrarla her şeyi sudan yarattığını ifade etmektedir.

Enbiyâ, 30.. Ayet: O inkâr edenler görmüyorlar mı ki, (başlangıçta) göklerle yer, birbiriyle bitişik iken, biz onları ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık. Yine de onlar inanmayacaklar mı?

Nûr, 45.. Ayet: Allah, her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üzerinde yürümekte, kimi iki ayağı üzerinde yürümekte, kimi de dört (ayağı) üzerinde yürümektedir. Allah, dilediğini yaratır. Hiç şüphesiz Allah her şeye güç yetirendir.


Evrim teorisine göre de canlılık sudan başlamaktadır. Şimdi "e topraktan yarattık da diyor" diye itiraz edilebilir. Çok da doğru fakat unutulmamalıdır ki zaten evrim suda devam etmemiştir. Adeta bir bitki gibi önce sudan, sonra topraktan bir bitki gibi başlamıştır canlılık.

Nûh, 17.. Ayet: 'Allah, sizi yerden bir bitki gibi bitirdi.'

Evrim sürecinde canlılığın, formların nasıl yükseldiğini bir çoğumuz bilmekteyiz.

Kur'an da Tanrı hiç bir ayette Adem'in yaratılmış olan ilk insan olduğundan bahsetmez.

Ayrıca Kur'an da maymun olarak bırakma ifadesi bulunmaktadır. Bunun da ortak ataya bir atıf olduğunu düşünmekteyim.

Ayrıca El-Cahız isimli islam düşünürü ve bilim adamı da Tanrı'nın canlılığı evrim ile yarattığını düşünmüş ve yaşadığı dönemde hayvanlar kitabı isimli bir eser ile evrim teorisini ortaya atmıştır.

Daha devam da edeceğim. Tabi ki bu duruma tanrı kavramı üzerinde felsefi olarak teoloji penceresinden de bakmak ve bir kaç açılım getirmek gerekli. Devamında ağırlıklı olarak bu konuya değinmeye çalışacağım sanırım.



Edit: Entry atalı 42 saniye oldu. 42 saniyede eksi geldi. İnsanların bilgi ve doğruya tahammülü yok demek ki.
3