dumlupınar denizaltısı dumlupınar faciası

kargalı karga paşa
İlk adı "USS Blower / SS-325" olan Amerikan menşei deniz altıdır. 15 Temmuz 1943'de kızağa konulmuş, 23 Nisan 1944'de denize indirilmiş ve 10 Ağustos 1944'de ilk görevlendirmesini almıştır. 16 Kasım 1950'de Amerikan Envanterinden çıkarılan deniz altı "ortak savunma destek yasası" ile birlikte türk donanmasına devredilmiş ve "TCG - Dumlupınar" ismini almıştır. Türk Donanmasına 16 Kasım 1950 - 4 Nisan 1953 tarihinde hizmet vermiştir. 4 Nisan gecesi saat 2 sularında gerçekleşen ve "Dumlupınar Faciası' olarak tarihe kazınan o kara facia sonucunda 86 kişilik mürettebatı ile batmıştır. Faciada mürettebattan yalnızca 5 kişi kurtulabilmiş 81 kişi hayatını kaybetmiştir.


4 Nisan gecesinde Nato Akdeniz Bluesea Tatbikatına I. İnönü ile birlikte katılmış geri dönülmektedir. Çanakkale Boğazında Nara Burnu açıklarında İsveç yük gemisi olan Naloband'ın buz kırıcısı ile çarpıştı. O sırada güvertede bulunan sekiz kişinin ikisi pervanelere takılarak, biri boğularak hayatını kaybetti. Olay yerine gelen gümrük motoru sağ kalabilen beş kişiyi çanakkale'ye hastaneye götürdü.


Dumlupınar beklenenden çok daha hızlı batmıştı. Aynı zamanda yangında çıkmıştı. 22 kişi torpido dairesine sığındı ve bir battı şamandırasını yüzeye fırlattılar. Şamandıra ilk önce balıkçılar tarafından fark edilerek bulundu. "Dumlupınar burada battı." yazılı bir şamandıra. Şamandıradaki telefon ile mürettebata ulaşılmaktaydı. Konuşma radyodan canlı olarak yayınlanıyordu ve kalabalık artıyordu bölgedeki. İlk teması Gümrük motoru ikincisi çarkçısı Selim Yoludüz kurdu mürettebat ile. Daha sonra geleb Kurtaran gemisi komutanı ÜsteğmenSuat Bey şamandıraya geldi ve telefonu kaldırdı.

— Alo Dumlu.
— Evet, Dumlu.
— Ben Üsteğmen Suat.
— Evet, efendim ben Selami
— Selami nasılsınız, biz geldik, şimdi bana durumu anlat.
— Efendim dizellerden yara aldık, manevra dairesinde yangın çıktı, bataryayı
sıfıra alarak kıç torpido dairesine geçtik, şimdi manevra dairesi su ile dolu.
— Kaç kişisiniz orada?
— 22 kişiyiz.
— Diğer dairelerle irtibatınız var mı?
— Yarım saat evvel kıç batarya dairesi ile konuştum, şimdi cevap vermiyorlar.
— Merak etmeyin 'Kurtaran' geldi biz buradayız.
— Efendim manometre 267 kadem gösteriyor doğru mu?
— Selami Kurtaran geldi şimdi kurtarma işine başlanıyor, ben biraz sonra yine gelirim. Selami arkadaşlarına söyle, gerekmedikçe konuşmayın, türkü söylemeyin, sigara içmeyin.
— Peki efendim...

Dalgıçlar 11 kez dalış yaptı o gece toplamda. Ancak her biri vurgun yiyerek geri döndüler. Dumlupınar yaklaşık olarak 91 metre kadar dibe oturmuştu ve dönemin teknolojisi kurtarmaya el vermiyordu. Burnu kanayarak yüzeye gelen her dalgıç tekrar denemek istiyor ancak izin verilmiyordu. Son bir umut kalmıştı. Şamandıranın kılavuz teli takip edilecek ve dumlupınara ulaşılacak çan teli takılarak dumlupınar kurtarılacaktı.

Ne var ki kurtaran gemisi faciadan ancak 10 saat sonra oraya gelebilmişti ve kurtarma cabalarının hemen ilk girişimlerinde kılavuz teli kopmuştu. Böylece artık 22 kişinin kurtarılacağına dair olan bütün umutlar ve son şans tükenmiş oldu. Bunun üzerine Üsteğmen Suat şamandıranın başına giderek ahizeyi tekrar kaldırdı.

-Alo! Dumlu! Ben Üsteğmen Suat! Selami orada mısın?!
-Ben Selami komutanım Buradayım!
-Selami durumunuz nedir oğlum?
-Dediklerinizi yapıyoruz komutanım. Konuşmuyor, türkü söylemiyor, sigara içmiyoruz! Manometre hala 267 kadem gösteriyor komutanım.
-Selami! Oğlum! Arkadaşlarına söyle. Konuşabilirsiniz... türkü söyleyebilirsiniz... Sigara içebilirsiniz...

Astsubay selami durumu anlamıştı. O ahizeden o gece son kez bir ses yükselmişti. 22 kişinin ağzından...

"Vatan sağolsun!"

Akabinde bütün bir millet o ahizeden yükselen orada yazılan şu türküyü dinledi yine o aslan yürekli askerlerin ağzından.


"Ah bir ataş ver cigaramı yakayım,
Sen salın (sallan) gel ben boyuna bakayım,

Uzun olur gemilerin direği,
Ah çatal olur efelerin yüreği,

Ah vur ataşı gavur sinem ko yansın,
Arkadaşlar uykulardan uyansın,

Uzun olur gemilerin direği,
Ah çatal olur efelerin yüreği,"


72 saat daha hayatta kalabildi o çatal yürekli efeler. O gece milli savunma bakanlığı 7 bildiri geçmiş 7. bildiri de artık umutların tükendiği ülkeye duyurulmuştu.

dumlupınar denizaltısı  dumlupınar faciası

Üst sıra soldan sağa:

Astsb.Kd.Bşçvş. Şevki ÖZSEKBAN
Astsb.Kd.Bşçvş. Ali TAYFUN
Üsteğmen İsmail TÜRE
Astsb.Kd.Bşçvş. Mehmet FİDAN
Astsb.Kd.Bşçvş. Ömer ÖNEY

Alt sıra soldan sağa:

Astsb.Kd.Bşçvş. Mehmet DENİZMEN
Astsb. Çvş. Selami ÖZMEN
Astsb. Çvş. Hamdi REİS
Astsb.Kd.Bşçvş. Niyazi BAŞAR
Teğmen Bülent ORKUNA

Dumlupınar Şamandırası;

dumlupınar denizaltısı  dumlupınar faciası

Gazete Haberleri ve Manşetlerin Bazıları;

dumlupınar denizaltısı  dumlupınar faciası

Ceyhun Yılmaz'ın o efsanevi anlatısı için;




Benim de seslendirmeyi çok sevdiğim bu türküyü bir diğer rahmetli barış akarsu'dan dinleyelim öyle ise. Bu vesile ile onu da analım.
.



bu başlıktaki tüm girileri gör