confessions

sophos

Admin  · 13 Ekim 2017 Cuma

  1. toplam giri 3530
  2. takipçi 77
  3. puan 98237

komünistler bu ülkenin tümörüdür

sophos
Bugünkü bazı komünistlere bakmak yerine yorum yapmadan önce Das Kapital , Komünist Manifesto ve Sosyalizm'in ABC'sini okumanızı , kürtler konusunda kürt milliyetçiliği yapanlara değil ulusların kendi kaderini tayin hakkına (lenin)
-marksist-leninist düşünce-bakmanızı öneririm.

Proletarya diktatörlüğünü yanlış anlıyor çoğunuz hemen ''diktatör'' kelimesi geçtiği için, tek parti olması demokrasinin azalacağı anlamına gelmez bugünkü devlet egemen sınıfın yani kapitalistlerin devletidir , kapitalist partileri seçmek ile olacaklar değişmiyor. daha önce ütopyacı sosyalistler zengin ve üretim araçlarına sahip sınıf ile çalışıp sosyalizmi getirmeye kalkmış başarısız olmuş , Marks ve Engels işçi sınıfının örgütlenmesiyle olabileceği kanısına varmıştır. Ezilen sınıfın diktatörlüğü yalnızca para babası kapitalistlere kötü gelir. Egemen sınıfın iktidarından iyidir.

Komünistler bu ülkede emperyalizme gerçekten karşı çıkan (sözde değil) tek gruptur. Tatlı su komünistlerini ve cihangir solcularını saymayın onlar yüzünden küçük görülüyor komünistler. Ayrıca onların yaptığı gibi komünizm düşüncesini kabul etmeyince insanları küçük görmek değildir maalesef bu düşünce , öyle yapanlar var , sizde aynısını komünistlere/sosyalistlere yapmayın. Bahsettiğim kitapları okuyun aynı zamanda diğer ideolojilerinkilerinide, öğrendikten sonra isterseniz kapitalist olun çoğunluğunuz okumadan yorum yapıyorsunuz yapmayın lütfen.
7

zorba the greek

sophos
Yunan yapımı efsane film, zorba kitabının filme uyarlanmasıdır.

Çok güzel mesajlar veriyor hem Yunanlılara hem Türklere;
''Şimdi insana bakıyorum , her insana ve şöyle diyorum: iyi,kötü Yunanlıymış,Türkmüş bana ne. Yediğimin ekmeğimin üzerine yemin ederim ki yaşlandıkça bunu bile sormayacağım. İyi veya kötü farkı nedir? Hepimiz aynı yere gideceğiz, solucanlara yemek olacağız.''

''Hayattan fazlaca bir beklentisi olmayan mutsuz İngiliz yazar, Yunan asıllı Basil'e (Alan Bates) Yunan adalarından biri olan Girit'te bir maden ocağı miras kalmıştır. Hayatına yeniden bir çeki düzen verme umudunu taşıyarak adaya gelen Basil burada aşırı davranışları olan, kaba saba ama hayata şehvetle bağlı orta yaşlı bir Yunan olan Alexis Zorba (Anthony Quinn) ile tanışır. Kendisini adeta himayesine alan Zorba'nın kendisine kabul ettirmeye çalıştığı hayat tarzının bir parçası da yenilgileri umursamamaktır. Zorba'ya göre yenilgiler hayatın kaçınılmaz parçalarıdır ve ancak yenilginin sürekli olarak tadılması ile hayatın zaferlerinin tadına varılabilir. Zorba sayesinde Yunanların dünyevi zevklerini keşfettikçe Basil'in hayata bakış açısı git gide değişmeye başlar.''

varşova paktı

sophos
Polonya'nın Varşova şehrinde (başkentinde) o zamanki ''Doğu Bloku'' nu oluşturan bazı devletler tarafından imzalanmıştır; Arnavutluk, Romanya, Çekoslovakya, Sovyetler Birliği, Macaristan, Polonya, Demokratik Almanya Cumhuriyeti. NATO'ya karşı kurulmuştur. Batı devletlerinin 1949'da Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı'na (NATO) katılmalarıyla birlikte Doğu Ülkeleri Sovyetler Birliğinin önderlik yaptığı Varşova paktına üye oldular.

Demokratik Almanya Cumhuriyeti, Ekim 1990'da Federal Almanya'ya dahil olmasıyla Varşova Paktı'ndan da ayrıldı. Varşova Paktı'nın geri kalan üyeleri 31 Mart 1991 askeri yapıyı sona erdirdiler. 1 Temmuz 1991'de de paktın sona erdirilmesine karar verildi. Varşova Paktı'nın eski üyeleri – Rusya hariç- daha sonra birer birer NATO üyesi oldular. 1999'da Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Macaristan, 2004 yılında da Romanya, Bulgaristan, Slovakya, Slovenya ve Baltık ülkeleri NATO'ya kabul edildi.

guantanamo üssü

sophos
Guantanamo adını Guantanamo körfezinden alan Küba'daki amerikan üssü.
Hapishane olarak kullanılıyor şüphelendikleri ve 'taliban , el kaide terrör örgütlerinden oldukları iddia edilenler tutuluyor işkenceleriyle insan hakları aktivistlerinden tepki çeken kamp veya üs. turuncu tutuklularıyla ünlü.

Guantanamo Deniz Üssü'nün tarihi
1898 yılında, dört aydan kısa süren İspanya-Amerika Savaşı'nın sonucunda ABD yalnızca tüm adayı kontrolü altına almakla kalmadı, aynı zamanda eski İspanyol sömürgeleri Porto Riko, Filipinler ve Guam'ı da ele geçirdi. Savaştan sonra 1 Ocak 1899'da Küba işgal altında da olsa bağımsızlığını kazandı. ABD ordusu, Platt Tashihi'ndeki (kanun değişikliği) koşullarla adadan çekildi. Bu yasa, ABD Hükümeti'ne Küba'nın içişlerine ve dışişlerine karışma hakkı ile birlikte adada Guantanamo Deniz Üssü de dahil olmak üzere askeri bölge bulundurma yetkisi tanıyordu.

Savaş esnasında Guantanamo Körfezi'ni fırtına sezonunu atlatmak için kullanan ve bölgenin coğrafi özelliklerinden de çok memnun kalan ABD, üssü kullanmaya devam etme kararı aldı. Roosevelt ile Küba'nın ilk devlet başkanı olarak atanan ABD vatandaşı Tomas Estrada Palma'nın 10 Aralık 1903'te imzaladığı anlaşmaya göre, Guantanamo Körfezi'nin egemenlik hakları Küba'da, yargı yetkisi ve denetimi ABD'de kaldı. Körfez, bu tarihten itibaren ABD'ye “kömür ikmal ve deniz üssü olarak kullanılmak üzere” kiralanmıştı. Günümüzde bölgede ABD askeri varlığının devam ettiği düşünüldüğünde, Guantanamo Deniz Üssü ABD'nin yabancı bir ülkedeki en eski askeri üssü oldu.

Devrimden sonra Küba anlaşmayı geçersiz saydığını belirterek üssü geri istedi ancak ABD, ilişkilerini kesmiş olduğu Küba hükümetinin bu çağrısına uymadı. Üs 1962 yılındaki Füze Krizi sırasında büyük önem kazandı. 1964 yılında Castro yönetimi üsse elektrik ve su sağlanmasını durdurdu. ABD buna karşılık su arıtma istasyonu ve elektrik santralleri kurarak üssü “kendi kendine yeter” konuma getirdi.

Fidel Castro, Guantanamo Deniz Üssü'nü 1971'de Küba'nın onurunun ve egemenliğinin kalbine saplanmış bir hançer olarak tarif ediyordu.

2002'den itibaren üssün içinde bir askeri tutukevi oluşturuldu ve 11 Eylül sonrasında Bush yönetiminin başlatmış olduğu “teröre karşı küresel savaş” kapsamında ABD'nin Afganistan ve Irak'ta ele geçirdiği El Kaide ya da Taliban bağlantılı olduğu düşünülen “düşman savaşçı”lar tutulmaya başlandı. Üssün hukuki statüsü, yani Küba toprağı sayılması, burada olan bitenin ABD yasalarına göre yargılanamaması anlamına geliyordu ve bu tutukevinde normal yöntemlerle yargılanması düşünülmeyen militanlardan tüm dünyanın artık bildiği yöntemlerle istihbarat elde edilmeye çalışıldı.

julian assange

sophos
wikileaks'in kurucusu, amerika'dan ve diğer ülkelerin hükümetlerinden, türkiye'den de bilgi ve belgeler sızdıran ve gerçekleri ortaya koyan adam.

''Kenya'ya dair ifşaasıyla 2009'da Uluslararası Af Örgütü'nden ödül alan Avustralyalı gazeteci-aktivist, geçen Nisan ayında da Iraklı siviller ve bir Reuters fotoğrafçısının ABD askerlerince öldürülmesine dair görüntülerle Irak'ta depreme yol açtı. Pentagon'u zor durumda bırakan görüntülerde askerlerin söz konusu ölümlerle eğlenmelerini ortaya koyan ses kayıtları da vardı.
Assange son olarak Afganistan'a ilişkin gizli belgeleri sitesine koyarak dünya çapında kendinden söz ettirdi.''

juche

sophos
Kim Il-sung tarafından yapılan Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti resmi devlet ideolojisi.
1992 yılında yapılan değişiklikle birlikte KDHC (Kuzey Kore) resmi devlet ideolojisi olan marksizm-leninizm yerini jucheye bırakacaktır.
Kelime anlamı ana gövde veya konu olarak Türkçeye çevrilebilir. Ayrıca bağımsız duruş ve kendi kendine yetebilme hali olarak da yorumlanabilir.
“Songun” (önce ordu) olarak adlandırılan politika nedeniyle ana devrimci gücün işçi sınıfı değil ordu olduğu belirtilmiştir.
Stalinizme benzer ve merkezi ekonomik sistem görülür.
Juche Doktrini sosyalizmin KDHC'ye uyarlanmış versiyonudur ve hanedancılıktır.

Üç ana başlık altında incelenebilir;
Yerel ve Uluslarası Bağımsızlık
Ekonomik Bağımsızlık
Askeri Bağımsızlık

mihail kalaşnikov

sophos
1947 yılında AK-47'yi geliştirdi (ismi “Avtomat Kalashnikova model 1947” diye biliniyor) . Kalashnikov (Kalaşnikof) olarak da bilinir. İlk deneme sürümü “AK-46” olan Kalaşnikof'un, daha sonra “AK-74” gibi daha üst sürümleri de kullanıldı.
“Bir silah icat edeceğime bir tarım makinesi icat etmek isterdim” diyen Mihail Kalaşnikov, “Fakat ben bu silahı ülkemi Nazi işgalcilerinden korumak için icat ettim. Bu silahın özgürlük ile eşanlamlı olmasından gurur duyuyorum.” demeyi de ihmal etmiyor. Stalin nişanı ve “Sosyalizm Kahramanı” ödülü almıştır.
Ortodoks Kilisesi Patriği Kiril'e hitaben yazdığı mektupta Kalaşnikof, 'hayatı boyunca vicdan azabı' çektiği soruya yanıt aramış. Kalaşnikov, Patrik Kiril'e 'düşman bile olsalar, icat ettiğim silahla insanların ölümünde sorumluluğum olduğunu düşünmek ruhumda kaygılar ve kuşkular yarattı' diye dert yanmış.
228 /