confessions

pencere

βετεράνος♛  · 18 Şubat 2019 Pazartesi

  1. toplam giri 1284
  2. takipçi 16
  3. puan 32591

rint

pencere
zahid'in zıddıdır. zahid ise günümüz riyakar sofularının ta kendisidir. bu zahitler dünyanın bütün nimetlerinden hayasız bir biçimde kendileri parselleyip faydalanırken, rint'lere riyakarca akıl öğretirler.

ozan harabi bu rint'lere en doğru cevabı vermiş bir ozanımızdır;

ey zahit şaraba eyle ihtiram
insan ol cihanda bu dünya fani
ehline helaldir,na ehle haram
biz içeriz bize yoktur vebali

sevap almak için içeriz şarap
içmesek oluruz düçar-ı azap
senin aklın ermez bu başka hesap
meyhanede bulduk biz bu kemali

kandil geceleri kandil oluruz
kandilin içinde fitil oluruz
hakkı göstermeye delil oluruz
fakat kör olanlar görmez bu hali

sen münkirsin sana haramdır bade
bekle ki içesin öbür dünyada
bahs açma harab-i bundan ziyade
çünkü bilmez haram ile helali

atatürk'ün izinden gitmek

pencere
aziz nesin'in ustaca anlattığı durumdur;

atam, hala yaşıyorsak:
edepsizlik sayesinde!
altı oku soruyorsan,
politika dehlizinde!

hele partin senden sonra,
devrimlerin tavizinde!
vasfedeyim halimizi,
kalemime ver izin de!

yobazlarla gericiler,
onlar bizden daha zinde!
'atam, atam..' derler ama,
bir adınız var sizin de..

halkçılıkla devletçilik:
anlatamam, çok hazin de..
çoktanberi sahteciler,
ağır çeker her vezinde!
tek umut var, o da yalnız,
amerikan dövizinde!

sorma ata'm, halimizi,
hal mi kaldı anlatacak..
işte geldik dizindeyiz!
yata yata çok yorulduk,
tatil yaptık, izindeyiz!

sanayide henüz daha,
cafer için lâzım diye,
amerikan bezindeyiz!
geçeceğiz avrupa'yı
ama şimdi izindeyiz!

hocamız var, hacımız var,
uçan kuşa borcumuz var,
eloğlunun ağzındayız!
ama bizi zor bulurlar,
bahar, yaz, kış izindeyiz!

evet, doğru söylemişsin:
'türk milleti çalışkandır! '
biz de senin tezindeyiz!
dinlenmekten yorulduk da,
onun için izindeyiz!

zinde kuvvet diye söz var,
kimse bilmez adresini,
ah zindeyiz, vah zindeyiz!
bugün değil, bu yıl değil,
çoktan beri izindeyiz!

ilerledik ata'm öyle,
şimdi görsen tanımazsın:
amerikan tarzındayız!
arasan da bulamazsın,
otuz yıdır izindeyiz!

mimar sinan

pencere
kanaatimce mimarlık mesleği güneş altında icad edilmiş en dahiyane mesleklerden biridir. başka hiç bir meslek bilmiyorum ki sanat ve teknik bu kadar güzel bir biçimde dans etsinler. zannımca yaşamış en büyük mimar olan sinan ustamız bugün kayseri'ye bağlı olan ağırnas'lıdır. türkiye'nin hemen hemen bütün kentlerinin mimarisini, dünya'daki kentlerinse bir çoğunun mimarisini inceleme şansım oldu. mimari anlamda en yüksek kaliteye sahip kentler, kayseri ve ağırnas'dır. tabii ki bunda hayata ermeni bir duvar ustası olarak başlayan sinan'ın payı büyüktür.

bugün dünyanın en güzel mimarisine sahip olan kayseri'nin ortasında iğrenç bir hilton kütlesi vardır. şehir çirkin bir tranvay yoluyla ikiye bölünmüştür. osmanlı'dan kalan sayısız güzel türbe çürüyor.

ağırnas'da ise pamuklara sarılıp saklanması gereken yapıların etrafında her gün yeni toki binaları yükseliyor.

bir bütün ulus ve tüm siyasi anlayışlar olarak, her şeye çok yazık ediyoruz.

fatih erbakan

pencere
çok yanlış bir zamanda parti kuran arkadaştır. siyasal islam garabetinden kurtulacağımız günler yakındır. ve bu garabetten kurtulduktan sonra, eskiden siyasal islama fanatikçe sarılan insanlarımız bile ağzını, din iman, peygamberle açan siyasetten ve siyasetçilerden hortlak görmüş gibi kaçacaktır.

gazi mustafa kemal atatürk

pencere
ben bir kemalist değil sosyalistim. büyük ihtimalle gazi paşayla aynı dönemde yaşasak kendisine siyasi açıdan muhalefet ederdim. lakin her koşulda ne kadar büyük vatansever bir lider olduğunun hakkını teslim ederdim.
gazi paşa genç türkiye cumhuriyetini burjuva bir ekonomik kalkınmayla inşa çabasındaydı. bu çaba bugünden bakılınca gerçekten tutarlı, ayakları yere basan ve disiplinli bir çabadır.

ekonomide burjuva bir kalkınma modeli benimsiyorsan her şeyden önce bir milli burjuvan olması gerekir. bunun da yolu günümüz uyanık sağcılarının yaptığı gibi büyük inşaat hamleleri değildir. her modeldeki sağlam bir ekonomik kalkınmanın başat rolü ihracat kaleminde olmalıdır. o dönem devlet eliyle kurulan fabrikalarla ürünler maliyetinin biraz üzerine özel sektöre satılmış, özel sektör de bu ürünleri dış piyasaya pazarlamıştır. bunun dönüşü vergi ve döviz yoluyla yine ülkemize olmuştur.

büyük ve ciddi sanayi hamleleri geliştirilirken zirai kalkınma atlanmamıştır. gazi paşa, müreffeh bir ülkenin temelinde ülke nufusunun önemli bir bölümünün köylerde yaşaması gerektiğinin farkındaydı. insanların köyde tarımıyla mutlu yaşamasının en önemli yolu, tarımı günün koşullarının getirdiği teknoloji ve bilimle yapmalarıdır. köy enstitüleri'nin kurulma amaçlarından biri de budur. köy enstitüleri vasıtasıyla eğitim ülkemizin en uzak köylerine kadar ulaştırılmıştır.

gecenin şiiri

pencere
mağara

mağaranın duvarına
hayvanları taştan oydum
kükrediler karanlıkta
türkülerle karşı koydum

karanlıktı mağara
ışığı taştan oydum
üşüyordum
bir de güneş koydum

aşk oydum mağaranın duvarına
aşk oydum
ağrıdı taşlar
yarıldı mağara

bülent ecevit

walter bishop

pencere
fringe dizisinde john noble tarafından dahiyane bir oyunculukla canlandırılan değerli bir hoca karakteridir. maşallah walter hoca, her şeyin hocası ve bilim adamıdır. paralel evrenler arasında kapı açacak kadar iyi bir fizikçidir. en amansız ölümcül hastalıklara şurup üretebilecek kadar kimyasal tıp bilir. her türlü ameliyatı yapabilecek kadar iyi bir cerrahtır. bütün hayvan hastalıklarından anlayan bir veterinerdir. felsefe ve edebiyat kitaplarından okumadığı ve bilmediği yoktur.

dünya döndükçe allah başımızdan eksik etmesin kendisini.

vikingler

pencere
dünyaya dağılım şekilleri, yağma, barbarlık ve istila taktiklerini moğollar'a çok benzettiğim kavim. başka hiç bir halleri de benzemez tabii. ama hani derler ya ''kürdün deniz görmüşüne laz denir'' sanırım vikingin'in de deniz görmemişine moğol diyebiliriz.

biraz da dizisinden bahsetmek isterim. özetle diyorum ki, ragnar canımı alsın, lagerta kollarında.

eğri eğri doğru doğru

pencere
muhteşem bir saunda, sözlere ve mesajlara sahip olsa da, hiç kadri kıymeti bilinmemiş barış manço şarkısıdır.

''sevdiğini al diyorlar
alsan bile yar yeter mi
eğri eğri, doğru doğru
var yoluna git diyorlar
bir yol ile iş biter mi
eğri eğri, doğru doğru
bir karış da toprak gerek
üstüne ev kurulmalı
yar içinde oturmalı
eğri eğri, doğru doğru
barış demek toprak demek
ben kendimi verir miyim
eğri büğrü ama yine de doğru''

Homofobi

pencere
geçerli kanının aksine bilimde homoseksüellik değil, homofobi bir hastalıktır. homofobi hastalığının altında yatan en önemli neden hasta bireyin gizli eşcinsel olmasıdır. kişi bu yanıyla yüzleşemez ve kendine yediremez. sosyal medyada işi gücü bırakıp da, bütün gün kendisinden farklı cinsel yönelimlere zavallıca saldıran insanlar bu hastalığa sahip bireylerdir. kalitesiz ve çirkin saldırıları kendilerinin de farkında olmadıkları bir yardım çığlığıdır.

bu insanlar gündelik yaşamlarında da cinsel eylemleri insanları cezalandırıcı bir küfür şeklinde istemli istemsiz savururlar. yazık ki bu hasta kişiliklerle aynı toplumun içinde yaşamaya mahkumuz.

bir hekim olmadığım için bu tür insanlara yardımcı olabileceğim hiç bir şey elimden hiç bir şey gelmiyor. vicdan sahibi ve bilinçli bir insan olarak sadece acıyorum.
sizin de çevrenizde böyle insanlar varsa ve yardım edilmeye değer olduklarını düşünüyorsanız evvela hastalıklarını uygun bir üslupla kabullenmelerini sağlayın.

rüşvetin belgesi mi olur lan pezevenk

pencere
doksan'lı yıllarda yandaş bir iş adamı olan selim edes, çok da yüz milyon dolar etmeyecek bir arazisini o zamanlar devlet bankası olan emlak bankasına bu paraya gaktırır. ama parasını alamaz. bunun üzerine emlak bankası genel müdürü olan engin civan'a 5 milyon dolar rüşvet verekek işlemleri hızlandırmak ister. civan parayı alır ama selim beyin bankadan alacağı paranın peşine düşmez.
civan bir süre sonra emekli olur. selim edes verdiği 5 milyon dolar rüşvetin geri ödenmesini ister. engin civan buna da yanaşmaz. hatta bir ara paranın ödenmesi için semra özal bile devreye girer.

en sonunda selim edes, civan'ı kolundan vurdurur. mahkemede ikili tarafından bir tartışmada bu söz söylenir;

civan: ispatla bana 5 milyon dolar rüşvet verdiğini

edes: rüşvetin belgesi mi olur lan pezevenk?

bugünlerde ankara'da rüşvetin kredi kartı çıktısı oluyormuş. ve hatta rüşvetin peçetelere yazılı pusulaları varmış bunlar benim iddialarım değil, iddia edenlerin yalancısıyım.

gazi katliamı

pencere
1990'lı yıllarda gazi mahhalesinde bir kıraathane'nin taranması sonucu bir alevi dedesinin katledilmesiyle başlayan olaylardır. bunun üzerine demokratik tepkisini kullanmak isteyen gazi mahhalesi halkının üzerine necdet menzir'in polisleri canlı yayında ateş açmıştır. olayların büyümesi neticesinde 16 insanımız katledilmiş, onlarca insanımız yaralanmıştır.

bugünden bakınca, o dönemde devletin asli amacının bir alevi sunni çatışması çıkartmak olduğunu sanmıyorum. değişik provokasyonlar yoluyla kent yoksulları o bölgeden korkutularak kaçırılmak isteniyordu ama bu girişimler halkın dirayeti neticesinde sonucuna ulaşmadı.

sonrasında bu provokasyonların tetikleyicisi olarak yargı önünde hesap vermesi istenen hayri kozakçıoğlu ve necdet menzir, tansu çiller tarafından milletvekili yapılarak yargı zırhına büründüler.

ismi ohal valisiyken de bir çok kirli olaya karışan hayri kozakçıoğlu 75 yaşında kafasına sıkarak intihar etti

adı gül

pencere
aklımda ve gönlümde hrant'ı güvercin kanatlarıyla yaşatan bir şiirdir;

gülü vurmuşlar gül sokağı'nda,
uzanmış üç adım yatıyordu gül...

bir adam usulca bir uçuruma,
"sevi için" deyip atıyordu gül...

ve bir kız kanatıp hüznü boyuna,
hepten sevgisizlere satıyordu gül...

gülü vurmuşlar gül sokağı'nda,
uzanmış üç adım yatıyordu gül...

bülent özcan

ezgisi mavi

pencere
bülent özcan şiiridir;

usul usul açıyorsun içimde
düş ırmağı bir göğü güzelliyorsun
bir ezgi düşürüyorsun mavi
kanatlanıp güzü elliyorsun

usul usul açıyorsun içimde
uzun bir zamanı demliyorsun
yokluktan geliyorsun hünerli
bir ömrü yeniden deniyorsun

usul usul açıyorsun içimde
sözcük sözcük çoğalıyorsun
bir imge oluyorsun bu şiirde
dokunduğum an kanıyorsun
53 /