confessions

Makinelitüfek

Yazar  · 25 Nisan 2017 Salı

  1. toplam giri 76
  2. takipçi 17
  3. puan 1586

düşen insan ne hisseder

Makinelitüfek
düşmek, insanın saçının bozulması veya kıyafetinin üstüne bir şey dökülmesi kadar rahatsızlık vericidir, tasasız insanlar için önem arz etmese de mükemmeliyetçi insanlar için hastalık boyutunda olan konulardandır. belirtildiği gibi, düşmek aynı zamanda küçük düşmektir, insanı çocuk gibi, basit bir yürüme işini beceremeyecek kadar aşağılık hissettirir.
aynı zamanda düşmek düzenin bozulmasıdır, insan için kendine yakıştıramadığı bir harekettir. prestijinin sarsılması ve kişide kendine yakıştıramadığı bir şeyi istemsiz de olsa yaptığı fikrini uyandırır. bu bir nebze de kendimizi ne olarak gördüğümüz ile alakalı bir durum. şahsi fikrimce kimse mükemmel olmak zorunda değil, düştüğümüz zamanlar da olmalı ve bu ve türevi durumlar gereğinden fazla umursanmamalı.

sigarayı bırakmak istememek

Makinelitüfek
sigaradan öleceğine ihtimal vermeyen veya uzun bir hayatta gözü olmayan insanların yaşadığı durumdur. şahsen ben ikinci gruptanım çünkü beş yıl sonra kafama namluyu dayayıp dayamayacağımı bile bilmiyorum, o kadar çelişkideyim yaşamaya devam etmek konusunda. devam etsem bile böyle bir coğrafyada kör kurşuna gidip gitmeyeceğim belirsiz, kör kurşunla ölmesem bile yolda giderken bir arabanın altında kalıp kalmayacağım belli değil, bu olmasa bile ve sigara her ne kadar tetiklese de farklı bir hastalıktan ölüp ölmeyeceğim belirsiz, veya farklı binbir çeşit ölümden birinin beni bulmayacağı da belli değil. yani benim gibi dengesiz biriyseniz sigarayı bırakmayı bu yüzden istemezsiniz ve sıraladığınız sebepler de kendinizce haklıdır. konu tam olarak bu değildi de, her neyse.

peygamber olmak

Makinelitüfek
dönemin şartlarına uygun olarak devrimcilik yapmak, önder olmaktır.
insanlara ilham verici olmasının yanında cahilce bir harekettir, çok tanrılı dinlerin ardından mutlak tanrının elçisi olduğunu söyleyen ruh hastalarının üstlendiği görevdir ve dünyanın mevcut boktan durumuna gelmesinin baş sebeplerindendir.

arthur schopenhauer

Makinelitüfek
henüz iki kitabını okumuş bulunduğum, okuduğum kadarıyla oldukça sağlam, bana ilham veren filozoflardandır kendisi. hiçlik ile ilgili fikirleri ve diğer hayata dair birçok fikri katıldığım ve benimsediğim fikirlerdir. kadınlar ile ilgili düşünceleri her ne kadar beni şaşırtsa da dönemi ve yaşadıklarına verdim, milliyetçiliği yadsımasını ise fransızlardan haz etmeyişine. bunları göz ardı edersek oldukça iyi bir filozoftur.

okullarda öğretmek dışında her amaç için gösterilen ingilizce

Makinelitüfek
eğitim sistemimize hiçbir zaman itibar etmedim ve asla da etmeyeceğim, çocuğumun yürüdüğüm yoldan yürüyecek olmasını bilmek deli ediyor beni. okulun neye yaradığını bile anlayamıyorum artık, senelerce çocukların yeteneğini köreltip onlara zekânın ölçülebilir bir şey olduğunu dikte ediyorlar, çocuğun zekâsını sikik test sorularıyla ölçebildiklerine inanıyorlar. haftada onlarca saat gereksiz derslerle, ödevlerle, sınavlarla çocukların hayatını bitiriyorlar. inanın artık midemi bulandırıyor bunlar, başarısız bir öğrenci değildim, ortaokul ve lise boyunca bursum vardı, bunu yan gelip yatmış biri olarak söylemiyorum. son 5 senede okuduğum kitaplar, beynimi dersler dışındaki konulara yoğunlaştırmış olmam ve edindiğim tecrübeler üstünden sonuçlara varmam beni okulun 50 senede getiremeyeceği noktaya getirdi. hayatı kendim gibi anlamayı öğretti, köpek gibi hissetmek zorunda olmamayı, mesleğim için hayatımı ve hayallerimi satmak zorunda olmadığımı öğretti bana. bu konuyla ilgili çok uzun yazabilirim ama sözlükte bulunan çoğu kişiyle aynı düşündüğümüz için gerekli olmadığı kanısındayım, bilinçli olan herkes konunun farkında. samimiyetimle söylüyorum bunu, bunca insanın hayatına gerçekten yazık, çok yazık.

Yazarların sevgilisi olmamasının sebepleri

Makinelitüfek
sevgili olmaya değecek birine henüz rastlamadığımı düşünüyorum, etrafıma bakınca değecek bir insanın da olmadığını görüyorum. ve artık oyun oynamak istemediğim için, yaklaşımım ''bu kadın benim çocuğumun annesi olabilir mi?'' olduğu için şansımı mümkün olduğunca az deniyorum. bunun farklı bir sebebi de düşünce yapısı, çevremdeki insanlarla düşüncelerim uyuşmuyor, okuduğum yerde çok geniş insanlar var oturduğum yerde ise yobazlar. zekâ seviyesi, birlikte olacağım kişinin insanlık anlayışı ve ilkelerine önem verdiğim için de yalnız olduğumu söyleyebilirim. böyle anlatınca esra erol'a çıkıp kriter sayıyormuş gibi hissettim ama pratikte oldukça basit şeyler bunlar, yani insanlığını kaybetmemiş ve bir miktar aklını kullanan her sıradan insanda olması gereken şeyler. tabii benden kaynaklanan etkenler de var ki sözlükte eminim aynı dertten mustarip insanlar vardır, her öğrencinin derdi, maddi konularda kendime bile yetmiyorum. hatta bunu söylerken gözlerimden iki damla yaş süzülüyor...

metrodan inenleri beklemeden binmeye çalışan kişi

Makinelitüfek
genel olarak toplu taşımadan bahsedecek olursak tüm istanbul'da mevcut olan durum zaten öyle ve bu tür insanlar her yerde var. bunun sebebinin başta eğitimsizlik olduğunu düşünüyordum ama alâkasının olmadığını anladım, insanın bu tür şeyler için eğitim almasına gerek yok, bunun sebepleri genel olarak görgüsüzlük, aile terbiyesinden yoksun kalmak, düşüncesizlik, empati yoksunluğu, kendini bilmemek ve hayvanlıktır. aklıma daha çok şey geliyor ama böyle insanlar için kendimi yormama değmez. yazık, başka bir şey değil.

yanlışın mutlaklığı

Makinelitüfek
ne kadar inkâr edilirse edilsin, ne kadar insan tarafından reddedilirse edilsin yanlışın yanlış olma durumudur.
basit bir örnek olarak batının bizi karıştırmadığı gösterilebilir. zayıf düşen ulusların kaçınılmaz kaderi tarih sahnesinden yerinin alınmasıdır, bu kimseye özgü bir durum değil.
ve başlığı asıl açma sebebim olan örnek, artık canıma tak ettiği için bunu söyleme ihtiyacı hissettim.
sizi metroda, metrobüste seyahat ederken, kampüste otururken, sokakta yürürken veya size maruz kalabileceğim herhangi bir yerde bulunurken görüyorum. başınızı kapatıyorsunuz fakat yüzünüzde bir ton makyaj ve üstünüzde daracık kıyafetler var. bundan daha elim olanı ise bilinçaltınızda bastıramadığınız düşüncelerin kaçınılmaz dışa vurumu.
kutsal kitabınızı okuyup irdelemiş ve detaylıca tetkik etmiş biri olarak söylüyorum, bilmiyorsunuz.
başınızı neden kapattığınızı bilmiyorsunuz. bulunduğumuz çağda saçma olduğunu kabul etmiyorsunuz. yanılıyorsunuz ve hiçbir şey bunu değiştirmez.
neden mi?
kitabınızda başınızı kapatma ve iffetli olma sebebiniz dikkat çekmemek çünkü, erkeklerin dikkatini çekmemek, nefsini azdırmamak. fakat siz başınızı kapatıp diğer tüm yerlerinizi açıyorsunuz, yanlış yapıyorsunuz.
ne kadar iğrenç, öyle değil mi?
yanlış anlamayın, iğrenç olan sizin bunu yapmanız değil, 1400 yıl önceki yargılara göre hareket etmek zorunda kalarak, benim cinsimin dikkatini çekmemek için başınızı kapatmanız ve aynı zamanda çağımıza uymaya çabalayarak çelişkili davranışlar sergilemeniz ve kaçınılmaz yanlışlar yapmanız.
yanlış anlamayın, kimin ne giydiği beni ilgilendirmez. isterseniz mini etek giyersiniz, isterseniz başörtüsü takarsınız, farklı bir tabirle türban. bu beni ilgilendirmez.
fakat sergilediğiniz davranışların yanlış oluşu, çelişkisi ve bunun toplumun geneline yayılmış olması, insan olarak bana işimize geleni yapmakta ne kadar kurnaz olduğumuzu, ne kadar saçma ve iğrenç davranışlar sergileyen canlılar olduğumuzu hatırlatıyor.
ve artık dayanamıyorum.
1

kız babası olmak

Makinelitüfek
hayalini kurduğumda yüzümü gülümseten nadir şeylerdendir. kız çocuğunun eve getirdiği neşe ve heyecan bambaşkadır. büyüdüğünde maruz kalacağı eğitimsiz toplum ve bunun getirisi olan baskı, gereksiz insanlar ve aynı şekilde gereksiz fikirleri hesaba katınca kararsız kalsam da değeceğini düşünüyorum.

öğrenildiğinde ufku 2 katına çıkaran bilgiler

Makinelitüfek
atatürk'ün bir kurmay subay olmasına ve görevi gereği mensup bulunduğu ülkenin çıkarları için sorgusuz öldürmesi gerekmesine rağmen bu durumdan hiçbir zaman haz etmemiş olmasıdır. hatta uzak görüşlü politikası gereği bazı hayalperestlerin aksine, kuvvetlerimizi onlarca cepheye ayıran, kıtalara dağıtanların aksine tüm kuvvetlerimizi anadolu'ya toplamamız gerektiğinin vaktiyle tek savunucusuydu. ve açık seçik ihaneti ortada olan çerkes ethem ve kardeşlerini bile kendi canına kastetmelerine rağmen öldürmemiş olması, fikirlerimin çoğunun değişmesine sebep olmuş ve ufkumu genişletmiştir.
''neden?'' diye sorduğumda ise vardığım sonuç şuydu, ne zaman bir yerde hıyanet açığa çıkmaya başladıysa, o hıyaneti tertipleyenin başı kimse ondan hesabını sorardı. ne gereksiz yere can alır, ne de meseleleri uzatırdı.

iskilipli atıf

Makinelitüfek
bugün ''idam! idam! idam isteriz!!!'' diye anıran tayfanın, asılmasından sonra arkasından ağladığı meşhur ve sayılı vatan hainlerindendir. kendisi halis muhlis haindir fakat hiçbir şekilde bunu kabul etmez bizim bu ''vatanperver(!)'' tayfa. bunun yanında, 3 gencin hiç cana kıymadıkları halde asılmış olmasını oldukça normal görür ve desteklerler, hatta ve hatta dalgasını bile geçerler. işte bu yüzden biz bu ve gibilerinin mizahını yapıyoruz, hatta temizlenmiş olmaları bizi mutlu ediyor. öyle ki keşke daha fazlası yapılsaydı dediğimiz oluyor. hak isteyenin hakkını vermek lazım sonuçta.

sabah ereksiyonu

Makinelitüfek
sabahları zıpkın gibi uyanmaktır, ''sımsıkı taş gibi dimdik olacaksın bu hayata karşı'' sözünü bize uygulamalı olarak anlatan andır. aslında bu anlardan çıkaracağımız çok ders var ama, biz genelde kamufle etmenin çarelerini arıyoruz, mâlumumuz baskıcı toplum...

soner yalçın

Makinelitüfek
okuyup doyurucu bilgi edindiğim yazarlar arasındadır kendisi, gladio'nun türk tetikçisi o dönem sağ kesimin yaptıklarını objektif bir şekilde inceler, tavsiye ettiğim bir kitaptır. okunacak bir yazardır, özellikle tavsiye ederim, okumalısınız.
3 /