Intihar etmeye hiç halim yok amaçsızca ölmeyi bekliyorum
türkler bizi ezdi
Ve boşunadır tüm mezarlıklar,insan hep kendi içine gömülür.
(Tabutta Rövaşata)
(Tabutta Rövaşata)
bir yanda gül renkli şarap, şirin sevgi
öte yanda iki yüzlü dincilerin zilleti
çoğu cehennemlikmiş dünyada aşıkların
desene kimsenin göreceği yok cenneti
öte yanda iki yüzlü dincilerin zilleti
çoğu cehennemlikmiş dünyada aşıkların
desene kimsenin göreceği yok cenneti
Deh_umanize
İyice ergen sözlüğe döndük galiba. Herkes birbirine laf sokma derdinde.
Not:ergen kelimesi kesinlikle biyolojik olarak ergenlik döneminde olanları kastetmek amaçlı kullanılmamıştır
Not:ergen kelimesi kesinlikle biyolojik olarak ergenlik döneminde olanları kastetmek amaçlı kullanılmamıştır
son çırpınışlarına tanık olduğumuz yazar ve ne yazık ki bunu yaparken gittikçe daha da çirkinleşiyor.
insanların değerlerine saldırıp kışkırttıktan sonra yönetime gidip şahsına hakaret olmasa dahi genel yazılmış bir şeyi "bana hakaret etti" diye şikayet edip "banlamayın ya ama ona da benim minnet gösterip banlamayın dediğimi söyleyin" diyen, yönetim beni banlamadıktan sonra ise "niye banlamadınız, nasıl banlamazsınız, hani banlayacaktınız" diye bütün kurduğu planının elinde patlamasını öfke ile ortaya döken, yönetimin "sen banlama demedin mi?" sorusuna "ama banlayacağız dediniz" diye cevap veren bir anda yönetime karşı cephe alıp hakaret eden bir arkadaş. benim banlanacağımı düşündüğünden "banlamayın" dedi diye ego kasabileceğini düşündü. banlanmadığım için yüzsüzce "nasıl banlamazsınız lan" diye ortalıkta avel avel dolaştı bir de bu hareketleri sergiledikten sonra utanmadan entrymin altına "benim sayemde banlanmadın, minnet duy" deme küçüklüğünü gösterdi. kendi kendiyle çelişen biri. kısaca kendini nimetten sayan bir şahıs.
beşiktaş olsun, islam olsun, türk olsun, atatürk olsun kimin herhangi bir değeri var ise o değerlerine saldırmaktan çekinmedi bugüne kadar. bir de suçsuzmuş gibi "bana bunu dedi" diye ağlayıp dolandı ortalıklarda. sen atatürk hakkında "yetkilerini kötüye kullanıp bütün devletin malını eline geçirdi, idol olarak gördüğünüz kişi hırsızın ta kendisi, gerçek yüzünü göreceksiniz" tarzında iftiralar yazıp türkleri dibine kadar aşağılayan entryler girip ondan sonra da sana "rusların köpeğisiniz" diyen kişiyi gidip şikayet edecek ve masum ayağına yatacaksın öyle mi?
öyleydi de neyse ki gerçek yüzünü cümle alem gördü.
kendini bir nimetten sayıp "bu sözlük ben ne dersem onu yapacak, bana şunu dediniz, istediğimi yapmadınız sizler de gideceksiniz hem de benim sözümle ban yiyeceksiniz" diye ego kasan, aslında içinde bütün ezilmiş duygularının bastırılması sonucu ortaya çıkan gereksiz bir narsistlik sergilemekten de geri durmadı.
bir kadına dediği iğrenç sözü ss'ye alıp bunu paylaşıp bir de üstüne "bana en son laf sokacak kişisin" deyip sanki yaptığı doğru bir şeymiş gibi kapak sözler başlığına tabiri caizse "işte ben de böyleyim ya, biri benim istediğim şeyi yapmazsa bel altından vurup iğrençliğimi öne sererim" diye hava kasmaya çalışan biri.
evet arkadaşım insanlar gerçek yüzünü gördü. ben mi? ben hep aynıydım. sadece bir ara sana senin ağzından cevap vermeye, senin gibi değerlerine saldırma kararı aldığıma pişmanım. ben öyle bir insan değilim işte insanları kendini tiksindirmek konusunda gurur duyabilirsin.
bozuk saat bile günde bir kere doğruyu gösterir, bu kişi ise doğruluğu iyiliği rol olarak yapıp iğrençliğini içindeki ezilmişlik duygusunu insanları tehdit ederek, değerlerine sallayarak sergilemekten geri durmayıp "ya ben öyle değilim, kışkırtmak için yapıyorum" diyerek savunma yapmaya çalışan bunu da itiraf eden, acıtasyon yapan bir halta yaramayan kişidir.
ne söyleyeceğim biliyor musun? ben dört dörtlük bir insan değilim, benim de yanlışlarım oldu elbet. ama sen? başlı başına yanlıştın, insanların değerlerine hobi olarak saldıran, durduk yere bunu yapan herkes hayatı boyunca değersizliğini fark etmiş şahıslardır. keşke yaşının olgunluğuna erişebilseydin.
ve son olarak da başarılısın. ne konuda biliyor musun? insanları kışkırtmak konusunda. çünkü kötüsün ve ne yazık ki tek başarın da bu. işte bununla kendince gurur duyabilirsin.
insanların değerlerine saldırıp kışkırttıktan sonra yönetime gidip şahsına hakaret olmasa dahi genel yazılmış bir şeyi "bana hakaret etti" diye şikayet edip "banlamayın ya ama ona da benim minnet gösterip banlamayın dediğimi söyleyin" diyen, yönetim beni banlamadıktan sonra ise "niye banlamadınız, nasıl banlamazsınız, hani banlayacaktınız" diye bütün kurduğu planının elinde patlamasını öfke ile ortaya döken, yönetimin "sen banlama demedin mi?" sorusuna "ama banlayacağız dediniz" diye cevap veren bir anda yönetime karşı cephe alıp hakaret eden bir arkadaş. benim banlanacağımı düşündüğünden "banlamayın" dedi diye ego kasabileceğini düşündü. banlanmadığım için yüzsüzce "nasıl banlamazsınız lan" diye ortalıkta avel avel dolaştı bir de bu hareketleri sergiledikten sonra utanmadan entrymin altına "benim sayemde banlanmadın, minnet duy" deme küçüklüğünü gösterdi. kendi kendiyle çelişen biri. kısaca kendini nimetten sayan bir şahıs.
beşiktaş olsun, islam olsun, türk olsun, atatürk olsun kimin herhangi bir değeri var ise o değerlerine saldırmaktan çekinmedi bugüne kadar. bir de suçsuzmuş gibi "bana bunu dedi" diye ağlayıp dolandı ortalıklarda. sen atatürk hakkında "yetkilerini kötüye kullanıp bütün devletin malını eline geçirdi, idol olarak gördüğünüz kişi hırsızın ta kendisi, gerçek yüzünü göreceksiniz" tarzında iftiralar yazıp türkleri dibine kadar aşağılayan entryler girip ondan sonra da sana "rusların köpeğisiniz" diyen kişiyi gidip şikayet edecek ve masum ayağına yatacaksın öyle mi?
öyleydi de neyse ki gerçek yüzünü cümle alem gördü.
kendini bir nimetten sayıp "bu sözlük ben ne dersem onu yapacak, bana şunu dediniz, istediğimi yapmadınız sizler de gideceksiniz hem de benim sözümle ban yiyeceksiniz" diye ego kasan, aslında içinde bütün ezilmiş duygularının bastırılması sonucu ortaya çıkan gereksiz bir narsistlik sergilemekten de geri durmadı.
bir kadına dediği iğrenç sözü ss'ye alıp bunu paylaşıp bir de üstüne "bana en son laf sokacak kişisin" deyip sanki yaptığı doğru bir şeymiş gibi kapak sözler başlığına tabiri caizse "işte ben de böyleyim ya, biri benim istediğim şeyi yapmazsa bel altından vurup iğrençliğimi öne sererim" diye hava kasmaya çalışan biri.
evet arkadaşım insanlar gerçek yüzünü gördü. ben mi? ben hep aynıydım. sadece bir ara sana senin ağzından cevap vermeye, senin gibi değerlerine saldırma kararı aldığıma pişmanım. ben öyle bir insan değilim işte insanları kendini tiksindirmek konusunda gurur duyabilirsin.
bozuk saat bile günde bir kere doğruyu gösterir, bu kişi ise doğruluğu iyiliği rol olarak yapıp iğrençliğini içindeki ezilmişlik duygusunu insanları tehdit ederek, değerlerine sallayarak sergilemekten geri durmayıp "ya ben öyle değilim, kışkırtmak için yapıyorum" diyerek savunma yapmaya çalışan bunu da itiraf eden, acıtasyon yapan bir halta yaramayan kişidir.
ne söyleyeceğim biliyor musun? ben dört dörtlük bir insan değilim, benim de yanlışlarım oldu elbet. ama sen? başlı başına yanlıştın, insanların değerlerine hobi olarak saldıran, durduk yere bunu yapan herkes hayatı boyunca değersizliğini fark etmiş şahıslardır. keşke yaşının olgunluğuna erişebilseydin.
ve son olarak da başarılısın. ne konuda biliyor musun? insanları kışkırtmak konusunda. çünkü kötüsün ve ne yazık ki tek başarın da bu. işte bununla kendince gurur duyabilirsin.
Çok 2013 bir ifade olacak ama ciddi anlamda (bkz:oksijen israfı)
Doğa ana'dan böyle bir mahlukatı barındırmak zorunda kaldığı için bizzat özür dilerim.
Doğa ana'dan böyle bir mahlukatı barındırmak zorunda kaldığı için bizzat özür dilerim.
Kız olsam ilk bu adama aşık olurdum. Bu ne dürüstlük. Sen gavat değilsin sen adamsın adam.
(bkz:eski sevgili)
İlk öncelikle benimle ilgili güzel düşünceleri olan herkese teşekkür ederim. Beni beğenmeyenlere de saygı duyuyorum. Lakin Biradelisi arkadaşın ya okuma sorunu var ya da okuduğunu anlamama sorunu var. ''Türkiye'de, Atatürk eşittir laiklik demektir'' sözümü madem düz yazınca anlamıyor bari açıklama yapayım. Asırlardır süren bir hilafeti kaldırıp, dostlarının bile karşına geçtiğini görüp, bütün tepkilere rağmen bu millete laik sistemi getiriyorsan, bu ülkede laiklik, Atatürk demektir. Bakın dikkatinizi çekerim dünyada demiyorum sadece ve sadece Türkiye'den bahsediyorum. Dünyadan bahsediyor olsaydım bu bir cahillik olurdu. Nasıl ki Türkiye denildiğinde akıllara ilk Atatürk gelebiliyorsa, Türkiye'de de laiklik denildiğinde de akıllara Atatürk gelir. Laiklik tüketilmiş, anlamı kalmamış bir sistem olabilir günümüzde. Lakin geçmişimizden geleceğimize onu önemli kılan en büyük etken hilafet gibi köklü bir sistemin kaldırılışı ve yerine yepyeni laiklik getirilişiydi. Bunu başaran ise Atatürk'tü. Umarım artık bahsetmek istediğimi anlamışsındır. Senin anladığın, anlamak istediğin gibi sığ düşünceli biri değilim. Her düşüncemin altında sebepler ve gerçekler yatıyor.
Çok abartılan ve rakı içen kadın edebiyatı yapan erkeklere düşüyor mu böyle diye bağırmak istediğim olay swh. Abartıldığını düşündüğüm olaylardan birincisi çay ise ikincisi rakı içen kadındır
duygular mantıktan üstün dersek daha doğru olur.aşık olunca duygusal faaliyetlerin daha fazla olduğu doğru.ama ne oluyorsa gene beynin içinde oluyor.
Ülkemizin en büyük ustalarından Fikret Mualla'nın yaptığı eylemdir.
Paris'te sergisini gezen Picasso, Fikret Mualla'nın eserlerinden oldukça etkilenmiş, bir kaç eserini satın almış ve kendisini yine paris'teki atölyesine davet etmiştir.
Mualla bir kaç gün sonra picasso'nun atölyesini ziyaret emiştir. atölyeden çıkmadan önce picasso, Mualla'ya bir resmini hediye etmek istediğini söylemiştir.
Son yaptığı çalışmalarından dilediğini almasını istemektedir.
Orta boylarda bir tabloyu koltuğunun altına sıkıştırıp yollara düşen Mualla, yolda bir türk arkadaşı ile karşılaşmış, picasso imzasını fark eden uyanık arkadaşı, bir şişe türk rakısı karşılığında resmi vermesini istemiş ve Mualla hiç düşünmeden resmi oracıkta arkadaşına vermiştir.
(Oldukça zor ve ilginç bir hayat yaşamış usta ressam Fikret Mualla ile ilgili bir başlık açılmasını umut ediyorum yada ben açacağım)
Paris'te sergisini gezen Picasso, Fikret Mualla'nın eserlerinden oldukça etkilenmiş, bir kaç eserini satın almış ve kendisini yine paris'teki atölyesine davet etmiştir.
Mualla bir kaç gün sonra picasso'nun atölyesini ziyaret emiştir. atölyeden çıkmadan önce picasso, Mualla'ya bir resmini hediye etmek istediğini söylemiştir.
Son yaptığı çalışmalarından dilediğini almasını istemektedir.
Orta boylarda bir tabloyu koltuğunun altına sıkıştırıp yollara düşen Mualla, yolda bir türk arkadaşı ile karşılaşmış, picasso imzasını fark eden uyanık arkadaşı, bir şişe türk rakısı karşılığında resmi vermesini istemiş ve Mualla hiç düşünmeden resmi oracıkta arkadaşına vermiştir.
(Oldukça zor ve ilginç bir hayat yaşamış usta ressam Fikret Mualla ile ilgili bir başlık açılmasını umut ediyorum yada ben açacağım)
kesinlikle ve kesinlikle hitler'e rusya'ya savaş ilan etme derdim.
normal doğum. 12 saat araliksiz sancı falan.
(bkz:hayaldi gerçek oldu. ) demek istiyorum artık ben..
içinde bulunduğumuz süreçtir.
ekonomi bitik, ülke terör sorunu ile baş başa, askerlerimiz suriye çukurunda, ülkemize suriyeli adı altında her türlü terörist destekçisi dolmuş, her yerde hile, rüşvet geçerli olmuş halde.
akp yırtınıyor ama nafile. bittiler artık. ne cemaat goygoyu, ne referandum zaferi kurtarır bu saatten sonra.
ekonomi bitik, ülke terör sorunu ile baş başa, askerlerimiz suriye çukurunda, ülkemize suriyeli adı altında her türlü terörist destekçisi dolmuş, her yerde hile, rüşvet geçerli olmuş halde.
akp yırtınıyor ama nafile. bittiler artık. ne cemaat goygoyu, ne referandum zaferi kurtarır bu saatten sonra.
sosyalist devrim gerçekleştiği an olacaktır,bu anı bekliyorum şu ana kadar yaşadıklarımın bunun yanında hiçbir değeri olmayacaktır.
Seni bilmem ama ben gavatım
"senin en uzun ilişkin o elindeki sigarayla olur" haklıymış hatun
atamın "ayy valla hiç kalkamam" diye esprili bir şekilde karşılık vereceği istek. kendisi çok espritüeldi.
Doğrusu; "Türkçülüğün ırkçılık olması" olmalı.
Kesinlikle doğru bulduğum bir yasak en iyi yapılan açıklama ektedir
https://youtu.be/1GGuLNbiCJU
https://youtu.be/1GGuLNbiCJU
Tüm dünyada görülen bir durumdur. Nerede olursanız olun sizin kimliğiniz halk tarafından daha siz doğar doğmaz verilir ve senin özelliklerin kimsenin umurunda olmaz. Örneğin Amerika'da doğmuş bir zenci misiniz? Kimliğiniz hazırdır. Gelecek hayatınızın daha farklı bir şekilde şekillenmesi zordur. Türkiye'de Kürt olarak mı doğdunuz? Gelecek hayatınız kısmen bellidir. Çünkü siz daha hiçbir suçunuz olmadan suçlu durumuna düştünüz.
İnsanlar topluma göre, toplumun düşüncelerine göre yaşar. Ortalama maddi düzeyin biraz üstünde bir ailede doğdum. Toplum benim kimliğimi tahsis etti. Okuluna gider gelir. Çalışkan başarılı çocuk, kavga etmez, saygılıdır. Toplum sırf doğduğum aileden dolayı bana böyle baktı öyle ki hayatım öyle devam etti. Başarılı sayılabilecek bir okul hayatım oldu. Hayatımda da çok kavga etmedim. İş hayatımda da mesleğimden dolayı, okumuş olduğumdan dolayı yine ailemin toplumda sahip olduğu kimliği kaybetmeyeceğim.
Kürt çocuklarına herkesin nasıl baktığını hepimiz biliriz. Daha o kişinin hiçbir suçu olmaması rağmen kavgacı, terbiyesiz damgası toplum tarafından verildi. Ailesi yüzünden bu kimliğe göre yaşayacak ki ailesi de kendi ailesi yüzünden o kimliğe göre yaşayacak. Kavga edecek, terbiyesiz olacak. Belki kendi ''gerçek kimliğinin'' öyle olmadığı halde o kimliği sahiplenecek. Kavga edicek çünkü herkes ondan onu bekliyecek. Ben kavga etmeye utanırdım ki hala utanıyorum. Toplumun hakkımdaki fikrini kötü etkileyebilirim diye ama aksine o çocuk toplumun kendisine verdiği kimliği doğrulayarak, toplumu haklı çıkaracak.
Toplum her zaman acımasızdır.
İnsanlar topluma göre, toplumun düşüncelerine göre yaşar. Ortalama maddi düzeyin biraz üstünde bir ailede doğdum. Toplum benim kimliğimi tahsis etti. Okuluna gider gelir. Çalışkan başarılı çocuk, kavga etmez, saygılıdır. Toplum sırf doğduğum aileden dolayı bana böyle baktı öyle ki hayatım öyle devam etti. Başarılı sayılabilecek bir okul hayatım oldu. Hayatımda da çok kavga etmedim. İş hayatımda da mesleğimden dolayı, okumuş olduğumdan dolayı yine ailemin toplumda sahip olduğu kimliği kaybetmeyeceğim.
Kürt çocuklarına herkesin nasıl baktığını hepimiz biliriz. Daha o kişinin hiçbir suçu olmaması rağmen kavgacı, terbiyesiz damgası toplum tarafından verildi. Ailesi yüzünden bu kimliğe göre yaşayacak ki ailesi de kendi ailesi yüzünden o kimliğe göre yaşayacak. Kavga edecek, terbiyesiz olacak. Belki kendi ''gerçek kimliğinin'' öyle olmadığı halde o kimliği sahiplenecek. Kavga edicek çünkü herkes ondan onu bekliyecek. Ben kavga etmeye utanırdım ki hala utanıyorum. Toplumun hakkımdaki fikrini kötü etkileyebilirim diye ama aksine o çocuk toplumun kendisine verdiği kimliği doğrulayarak, toplumu haklı çıkaracak.
Toplum her zaman acımasızdır.