Nazım hikmet ran

deist imam
Bu entrydeki videoda nazım hikmet'in karl detroitle olan hikayesini ve ayrıca hapis cezasını almasına sebep olan şeyin ne olduğunu sunay akın'ın anlatımıyla dinleyebilirsiniz. Videonun altına da nazım hikmet'in 1938de mustafa kemal'e yazdığı fakat ona hiç ulaşmayan mektubunu koyuyorum, okuyup feyiz alırsınız.


“Türk Ordusunu 'isyana teşvik' ettiğim iddiasıyla 15 yıl ağır hapis cezası giydim. Şimdi de Türk Donanmasını 'isyana' teşvik etmekle töhmetlendiriliyorum. Türk inkılabına ve senin adına and içerim ki suçsuzum. Askeri isyana teşvik etmedim... Deli, serseri, mürteci, satılmış, inkılap ve yurt haini değilim ki bunu bir an olsun düşünebileyim. Askeri isyana teşvik etmedim. Senin eserine ve sana, aziz olan Türk dilinin inanmış bir şairiyim. Sırtıma yüklenen ve yükletilebilecek hapis yıllarını taşıyabilecek kadar sabırlı olabilirim. Büyük işlerinin arasında seni bir Türk şairinin felaketi ile alakalandırmak istemezdim. Bağışla beni. Seni bir an kendimle meşgul ettimse, alnıma vurulmak istenen bu 'inkılap askerini isyana teşvik' damgasının ancak senin ellerinle silinebileceğine inandığımdandır. Başvurabileceğim en inkılapçı baş sensin. Kemalizm'den ve senden adalet istiyorum. Türk inkılabına ve senin başına and içerim ki suçsuzum.”
1
i am groot
Nâzım'la ilgili yazılarıma değişik tepkiler geliyor. Hepsini saygıya ve ilgiyle okuyorum elbette.

Görüş belirtenleri üç kategoride toplamak mümkün.

1. Nâzım'ı sevenler ve Atatürk'e duyduğu derin hayranlığı bilenler (Bu yüzden yazıları beğenenler).

2. Nâzım'ı sevenler ama Atatürk'ü eleştirenler.

3. Atatürk'e hayran olanlar ama Nâzım'dan nefret edenler.

***

Birinci görüşteki okurlarıma teşekkür ederim, zaten fikirlerimiz aynı.

***

İkinci görüşte olanlar; Nâzım Hikmet'in CHP döneminde mahkûm edildiğini, onu Kemalist düzenin ezdiğini belirterek Atatürk'le ilgili cümlelerime itiraz ediyorlar.

Nâzım'ın CHP döneminde ezildiği, uydurma suçlamalarla hapislere, hatta ölüme sürüklendiği bilinen bir şey. Zaten Şükrü Kaya'ları vs. savunan yok.

Ama Nâzım, o dönemin bütün solcu yazar ve şairleri gibi bir Mustafa Kemal hayranı. Onun kişiliğine ve anti-emperyalist mücadelesine büyük saygı duyuyor. Onun için dünyanın en güzel şiirlerini yazıyor; onu sarışın bir kurda benzetiyor.

Ve 1938 yılında Atatürk'e hitaben “En devrimci baş sensin“ diyerek bir af dilekçesi yazıyor. Atatürk o sırada Dolmabahçe'de ölüm döşeğinde. Mektup kaleme kaydediliyor, Nâzım'ın akrabası Ali Fuat Cebesoy Paşa, mektubu Atatürk'ün odasına girip çıkabilen Şükrü Kaya'ya veriyor. Mektup ulaştırılsa Atatürk'ün Nâzım'ı hapisten çıkaracağına kesin gözüyle bakılıyor. Çünkü seviyor Nâzım'ı. Ama Şükrü Kaya mektubu vermiyor, saklıyor ve Nâzım yıllarca hapiste kalıyor.

Abidin Dino'dan, Hıfzı Topuz'dan, Refik Erduran'dan, Rasih Nuri İleri'den, eşi Münevver Andaç'tan, Nâzım'ın Atatürk'e hayran olduğunu defalarca duyduk.

1930'lardan sonra totalitarizme kayan CHP hükümetleri ile, Gazi'yi birbirinden ayırmak gerekir. O, hiçbir zaman Nazi hayranı ve ırkçı olmadı. Ama özellikle hastalığı döneminde her şeye hâkim olamıyordu.

***

Atatürk'ün uşağı Cemal Granda anılarında onun Nâzım'ın kendi sesiyle plağa okuduğu şiirlerini dikkatle dinlediğini ve güzel sözler söylediğini nakleder.

Ayrıca Nâzım, Kurtuluş Savaşı yıllarında Ankara'ya gitmiş, Gazi'nin huzuruna çıkmış ve onun öğütlerine uyarak, Milli Mücadele'ye destek veren şiirler yazmıştır.

***

Üçüncü görüşteki arkadaşların bir özelliği Nâzım'ın büyük dedesi Mustafa Celalettin Paşa'nın Polonya kökenini vurgulamak için Borzecki soyadını vurgulamaları. Nâzım Hikmet Borzecki diyorlar.

Sevgili dostlar; eğer Osmanlı tarihine bu gözle bakarsanız ne Sokollu Mehmet Paşa (Sokoloviç) kalır, ne de harhangi bir valide sultan, hatta padişah.

Eğer bu devirde bile “Türk kanı“nı önemsiyorsanız gelin birlikte düşünelim: Diyelim ki Osman Gazi yüzde yüz Türk'tü. Ama oğlu Orhan Bizanslı Holofera ile (Nilüfer) evlendi. Gitti mi yüzde elli. Onun oğlu da yabancıyla evlendi; kaldı mı yüzde yirmi beş. Daha dördüncü padişaha geldiğinizde “Türk kanı“ dörtte bire düşmüş. Bir de saraya giren onca yabancı hanımı ve otuz altı padişahı düşünün. Son padişahta “Türk kanı“ ne kadardır acaba?

Ama bir imparatorluk böyle düşünülemeyeceği gibi, Türkçenin en görkemli şairi de Osmanlı paşası olan dedesinin kökeniyle yargılanamaz.

Kurtuluş Savaşımızın en büyük destanını yazmış olan şairdir Nâzım.

Bu tartışmaları bırakalım da şu görüşten, bu görüşten demeden tarihteki bütün değerlerimize sahip çıkalım.

Ben Gazi'ye hayran bir kişiyim, Nâzım'ı da çok severim ama bunca yıldır yazılarımda Osmanlı kültürü, Abdülhamid, Vahdeddin, Necip Fazıl, Peyami Safa, Sezai Karakoç gibi kimseler aleyhine yazılmış tek bir satır, tek bir kelime gösterebilir misiniz?

Gösteremezsiniz elbette, çünkü yok.

Gelin tarihteki şahsiyetler üzerinden kavga etmeyi bırakalım; bizi ayıran yüzde 1'lere değil bizi birleştiren yüzde 99'a bakalım.

Zülfü Livaneli
Kaynak : vatangazetesi.com
5
deist imam
Bugün pazar.
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün
Bu kadar benden uzak
Bu kadar mavi
Bu kadar geniş olduğuna şaşarak
Kımıldamadan durdum.
Sonra saygıyla toprağa oturdum,
Dayadım sırtımı duvara.
Bu anda ne düşmek dalgalara,
Bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve ben...
Bahtiyarım...
prometheus
Tahir ile Zühre

Tahir olmak ta ayıp değil
Zühre olmakta
Hatta sevda yüzünden ölmek te ayıp değil
Bütün iş Tahir ile Zühre olabilmekte yani yürekte....
Mesela bir barikatta döğüşerek
Mesela Kuzey Kutbu'nu keşfe giderken
Mesela denerken damarlarında bir serumu ölmek ayıp olur mu?
Tahir olmak ta ayıp değil Zühre olmak ta
Hatta sevda yüzünden ölmek te ayıp değil..
Seversin dünyayı doludizgin ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istersen dünyadan ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahir'i Zühre sevmeseydi artık Yahut hiç sevmeseydi Tahir ne kaybederdi Tahir'liğinden
Tahir olmak ta ayıp değil
Zühre olmak ta
Hatta sevda yüzünden ölmek te ayıp değil...
deist imam
Seni dünya paylaşamıyor
Şiirlerin bin dilde
Seni senden okumak var ya
Seninle aynı dilde

Mezarın orda olsa
Burda olsa ne olur
Tepende bir taş olsa
Çınar olsa ne olur

Nazım hikmet memleket
Memleket nazım hikmet
Kafiye için yazmadık
Hasret sana memleket

Kitapların özgür artık
Müjdeler olsun nazım
Sen yazmaya devam et
Hasreti yazma nazım

Varna önlerindeydin
Sen artık döndün nazım
Karadeniz köpürdü
Memlekettesin nazım

Nazım hikmet memleket
Memleket nazım hikmet
Kafiye için yazmadık
Hasret sana memleket


Doğum gününde kendisi bu şarkı sözleriyle anmak istediğim türk şiirinin en büyük şairi. 116.yaş günün kutlu olsun büyük usta.
romacumhurbaskani
nâzım hikmet ran ya da kısaca nâzım hikmet, türk şair, oyun yazarı, romancı ve anı yazarı. "romantik komünist" ve "romantik devrimci" olarak tanımlanır.
doğum tarihi: 15 ocak 1902, selanik, yunanistan
ölüm tarihi ve yeri: 3 haziran 1963, moskova, rusya
eş: vera tulyakova hikmet (e. 1960–1963)
defin tarihi ve yeri: novodeviçi mezarlığı, moskova, rusya
ebeveynler: ayşe celile hanım, hikmet bey
betaxx
Düşüncelerimin şekillenmesinde tartışılmaz bir etkisi var. Yeri çok başka. Iyi ki gelip geçmiş bu cehennemden.
Ayrılık yaklaşıyor her gün biraz daha,
Güzelim dünya elveda,
Ve merhaba
K â i n a t . . .
3 /