Nazım hikmet ran

i am groot
Nâzım'la ilgili yazılarıma değişik tepkiler geliyor. Hepsini saygıya ve ilgiyle okuyorum elbette.

Görüş belirtenleri üç kategoride toplamak mümkün.

1. Nâzım'ı sevenler ve Atatürk'e duyduğu derin hayranlığı bilenler (Bu yüzden yazıları beğenenler).

2. Nâzım'ı sevenler ama Atatürk'ü eleştirenler.

3. Atatürk'e hayran olanlar ama Nâzım'dan nefret edenler.

***

Birinci görüşteki okurlarıma teşekkür ederim, zaten fikirlerimiz aynı.

***

İkinci görüşte olanlar; Nâzım Hikmet'in CHP döneminde mahkûm edildiğini, onu Kemalist düzenin ezdiğini belirterek Atatürk'le ilgili cümlelerime itiraz ediyorlar.

Nâzım'ın CHP döneminde ezildiği, uydurma suçlamalarla hapislere, hatta ölüme sürüklendiği bilinen bir şey. Zaten Şükrü Kaya'ları vs. savunan yok.

Ama Nâzım, o dönemin bütün solcu yazar ve şairleri gibi bir Mustafa Kemal hayranı. Onun kişiliğine ve anti-emperyalist mücadelesine büyük saygı duyuyor. Onun için dünyanın en güzel şiirlerini yazıyor; onu sarışın bir kurda benzetiyor.

Ve 1938 yılında Atatürk'e hitaben “En devrimci baş sensin“ diyerek bir af dilekçesi yazıyor. Atatürk o sırada Dolmabahçe'de ölüm döşeğinde. Mektup kaleme kaydediliyor, Nâzım'ın akrabası Ali Fuat Cebesoy Paşa, mektubu Atatürk'ün odasına girip çıkabilen Şükrü Kaya'ya veriyor. Mektup ulaştırılsa Atatürk'ün Nâzım'ı hapisten çıkaracağına kesin gözüyle bakılıyor. Çünkü seviyor Nâzım'ı. Ama Şükrü Kaya mektubu vermiyor, saklıyor ve Nâzım yıllarca hapiste kalıyor.

Abidin Dino'dan, Hıfzı Topuz'dan, Refik Erduran'dan, Rasih Nuri İleri'den, eşi Münevver Andaç'tan, Nâzım'ın Atatürk'e hayran olduğunu defalarca duyduk.

1930'lardan sonra totalitarizme kayan CHP hükümetleri ile, Gazi'yi birbirinden ayırmak gerekir. O, hiçbir zaman Nazi hayranı ve ırkçı olmadı. Ama özellikle hastalığı döneminde her şeye hâkim olamıyordu.

***

Atatürk'ün uşağı Cemal Granda anılarında onun Nâzım'ın kendi sesiyle plağa okuduğu şiirlerini dikkatle dinlediğini ve güzel sözler söylediğini nakleder.

Ayrıca Nâzım, Kurtuluş Savaşı yıllarında Ankara'ya gitmiş, Gazi'nin huzuruna çıkmış ve onun öğütlerine uyarak, Milli Mücadele'ye destek veren şiirler yazmıştır.

***

Üçüncü görüşteki arkadaşların bir özelliği Nâzım'ın büyük dedesi Mustafa Celalettin Paşa'nın Polonya kökenini vurgulamak için Borzecki soyadını vurgulamaları. Nâzım Hikmet Borzecki diyorlar.

Sevgili dostlar; eğer Osmanlı tarihine bu gözle bakarsanız ne Sokollu Mehmet Paşa (Sokoloviç) kalır, ne de harhangi bir valide sultan, hatta padişah.

Eğer bu devirde bile “Türk kanı“nı önemsiyorsanız gelin birlikte düşünelim: Diyelim ki Osman Gazi yüzde yüz Türk'tü. Ama oğlu Orhan Bizanslı Holofera ile (Nilüfer) evlendi. Gitti mi yüzde elli. Onun oğlu da yabancıyla evlendi; kaldı mı yüzde yirmi beş. Daha dördüncü padişaha geldiğinizde “Türk kanı“ dörtte bire düşmüş. Bir de saraya giren onca yabancı hanımı ve otuz altı padişahı düşünün. Son padişahta “Türk kanı“ ne kadardır acaba?

Ama bir imparatorluk böyle düşünülemeyeceği gibi, Türkçenin en görkemli şairi de Osmanlı paşası olan dedesinin kökeniyle yargılanamaz.

Kurtuluş Savaşımızın en büyük destanını yazmış olan şairdir Nâzım.

Bu tartışmaları bırakalım da şu görüşten, bu görüşten demeden tarihteki bütün değerlerimize sahip çıkalım.

Ben Gazi'ye hayran bir kişiyim, Nâzım'ı da çok severim ama bunca yıldır yazılarımda Osmanlı kültürü, Abdülhamid, Vahdeddin, Necip Fazıl, Peyami Safa, Sezai Karakoç gibi kimseler aleyhine yazılmış tek bir satır, tek bir kelime gösterebilir misiniz?

Gösteremezsiniz elbette, çünkü yok.

Gelin tarihteki şahsiyetler üzerinden kavga etmeyi bırakalım; bizi ayıran yüzde 1'lere değil bizi birleştiren yüzde 99'a bakalım.

Zülfü Livaneli
Kaynak : vatangazetesi.com
Nazım hikmet ran
5
frantz fanon frantz fanon
her insanı dış koşullar etkiler. nazım'ın atatürk dönemiyle (ve bir bütün olarak kemalizmle) olan çelişkili ilişkinin iki nedeni gözüme çarpıyor. 1) nazım'ın develtin seçkin kesimleriyle olan akrabalığı, arkadaşlığı ve ekmek kapısı 2) tkp'nin (örnek ve tavsiye aldığı sscb'nin de büyük etkisiyle) kemalistlere karşı takındıkları değişken tutumlar.
onun icin nazımın "21 kanunusani" şiiri "atatürk düşmanı" bir şiiridir ama 20 yıl sonra yazdığı kuvayı milliye destanı tam tersidir.
i am groot i am groot
Aynen öyle. Livaneli biraz da insanın sürekli gelişen ve değişen bir varlık OLDUĞUNU anlatmaya çalışmış bence...
frantz fanon frantz fanon
bence livaneli seslendigi kesimin duymak isteyeceklerini yazmış yani "cumhuriyetci sol" kesimin. bu cumhuriyetci sol kesim; kentli laik orta sınıf tır ve ideolojik olaeak solculuk, liberalizm, atatürkcülük 3ünden de (bugün kemalizmin devketten dışlanmasının da etkisiyle) etkilenir. modern chp de bunu kullanır: ideolojileri yutar, insanları kapitalizmin laik olanına yedekler. onun ben icin bir cesit komunist olarak yazıyı beğenmedim.
i am groot i am groot
Bence bu kadar didiklediğin için beğenmedin çünkü livaneli çok içten bir insandır... ideolojileri yutmakta bir sorun görmüyorum ben. Açık fikirli olmak güzeldir. Keşke eksileyip geçseydin beğendin sanmıştım yazınca swh
frantz fanon frantz fanon
yazıda enteresan bilgiler var, o acıdan beğendim. ama sonuç ve yönlendirme yanlış.
bu başlıktaki tüm girileri gör