confessions

promethe

Yazar  · 2 Mayıs 2017 Salı

  1. toplam giri 44
  2. takipçi 7
  3. puan 765

pegasus

lexxpowder
Yunan mitolojisinde kanatlı at. Deniz tanrısı poseidon ve gorgon medusa'nın oğlu chrysaor'un kardeşi olduğuna inanılırdı. Zeus'un oğlu ve herkül'ün kardeşi olduğu da rivayet edilir. Türk mitolojisi de dahil pek çok mitte rastlanılır.

Pegasus, sonsuz yaşamı ve saflığı simgeler. Eğer bir kişi bir pegasus görür ve öldürürse, sonsuza dek yaşamakla lanetleneceği söylenir. Pekte güzel olmayan bir sonsuzluk diyebiliriz biz buna çünkü öldüren kişi, saflığını ve mutluluğunu da kaybeder. Sonsuza dek ruhsuz yaşamak gibidir. Bembeyaz renkteki pegasus'un uçarken havada bir kuş gibi göründüğü ve gökkuşağını bıraktığı, gökkuşağının bittiği yere ulaşabilen olursa pegasus'u görebileceği anlatılır. Kimi güvensiz kaynaklarda ise bir hazineyle görünürmüş.

Perseus tarafından kafası kesilen yılan saçlı medusa'nın kesilen kafasından veya akan kanlarından meydana geldiği yönünde farklı kaynaklarda bilgiler mevcuttur.
İlerleyen zamanlarda Euippe ile beraber olur. İlk kanatlı at olarak sonraki tüm kanatlı atların soyu başta pegasus'a , ardından euippe'ye dayanır.

Türkçe = tulpar, farsça = Burak.
4

ırkçılık

laiksavar
konusu açıldığında ırkçılık derken neyin kastedildiğinin de ortaya sunulması gereken kavram. Irkçılık kelimesi o kadar fazla anlamda kullanılıyor ki hakkında tartışırken hep sorma ihtiyacı hissediyorum: Irkçılık kelimesinden neyi anlıyorsun?

Bazıları insanların biyolojik olarak ırksal kategorilere ayrıldığı şeklindeki iddiayı bile ırkçılık
olarak görüyor. Bazıları ırklar arasında belli başlı özellikler bakımından üstlük astlık ilişkileri
olduğu iddiasını ırkçılık olarak görüyor. Ben ikisini de ırkçılık olarak görmüyorum. Irkçılığın
karşılaması gereken iki kıstas var:

1. Bir kişiden sırf ait olduğu ırk nedeniyle nefret etmek.
2. Belli ırklardan kişilerin haklarının zor kullanılarak kısıtlanmasını savunmak.

Benim kastettiğim anlamıyla ırkçılığın aptallık olduğunu düşünüyorum. Ama biyolojik açıdan
ırkların var olduğunu ve belli başlı özelliklerde astlık üstlük ilişkileri olabileceğini ben de kabul
ediyorum. Aptalca da bulmuyorum.
1

jean-christophe grange

herr muller
Ilk okudugum kitabı lontano, sadece suç ve gerilimden öte icinde üstün bir tıp bilgisi ve bir sürü uç biyoloji ve fizik birikimi gerektiriyor. Edebî yönünden bahsetmiyorum. Kısacası yaşayan her kitap okuyan insana hitap edebilecek bir yazardır.
2

laik sözlük başlıkları hakkında

sarkozy
Bu başlığı eleştiri amaçlı açtım. umarım saygı çerçevesi içerisinde görüşlerinizi belirtirsiniz. aykırı, uç yorumlar olmaması dileğiyle...

Laik sözlük başlıklarına baktığım zaman çoğunlukla din ve siyaset konuları açılıyor. Tabi ki bunlar rağbet gören konular mı, bazı arkadaşlar uyanıklık mı yapıyor anlayamadım. Bunların dışında sürekli takip ettiğim laik sözlükte ki bir diğer eksiklik ( bana göre ) popüler başlıklar genellikle anket niteliğinde basit konular. örneğin; en sevilen yazar nickleri, laik sözlük yazar profilleri vb... Kimse yanlış anlaşılmasın benim eleştirdiğim nokta bu başlıkların açılması bunlara yorum yapılması değil. tabiki bunlar da olacak ama sözlük içinde ciddi, herkesin kendi bilgisini paylaşabileceği, laik sözlük okurlarını bilgilendirici başlıklarda açılmalı ve aynı zamanda açılmış olan başlıklara laik sözlük yazarlarının ilgisinin biraz daha fazla olmasını isterim. tabiri caizse benim sözlüğümün "wikipedia" gibi bilgi dolu olmasınıda isterim. bir insan arama motorunda bişey aradığında bizim sözlükten faydalanmasını isterim. çok yanlış bişey istemiyorum gibi. biraz dikkat ederseniz altında kafa patlatarak tartışabileceğimiz veya herkesin hakkında görüş bildirerek insanları bilgilendirebileceği başlıklarda hep en az entry girilmiş. bu durum beni laik sözlük yaş ortalamasının düşük olduğu düşüncesine itiyo. yani daha net olmak gerekirse burası "kızlarsoruyor" sayfasına benzemeye başladı gibi.

Bunlar benim şahsi fikirlerim katılırsınız veya katılmazsınız. lütfen saygı duymak şartıyla görüşlerinizi belirtmenizi çok isterim.

15 haziran 2017 adalet yürüyüşü

zirvedekicahil
Dokunulmazlıkların kaldırılmasına "anayasaya aykırı ancak destekleriz" diyen birisinin, geçirilmesine destek verdiği yasa ile tutuklanan milletvekili için adalet arayan kılıçdaroğlunun desteklediği yasayı protesto yürüyüşüdür.

Hdpli vekiller tutuklandığında, sıranın chp ve kemal kılıçdaroğluna geleceğini öngörmüştüm. O zaman insanlar bana paranoyak demişlerdi. Faşizmi anlatan çok güzel bir hikaye vardır: [ve herkes okumalıdır] Sarı Öküz. Bugün sana dokunmadığı için "anayasaya aykırı" bir şeyin geçmesine izin verirsen, yarın döner dolaşır seni bulur.

Neden mühürsüz oylar kabul edildiğinde değil de şimdi sokağa çıkıyor kılıçdaroğlu? Çünkü ucu kendisine dokunuyor. Çünkü sıranın kendisine geldiğini biliyor. Tek yaptığı "böyle bir şey olabilir mi?" demek olan bir adamı eleştirmek alçaklık değildir.

Bu insanların savunulacak tek bir yanları bile yoktur. İnsanlar kılıçdaroğlunu eleştirmekte son derece haklı. Şaibeli seçimlere verdiği daha doğrusu veremediği tepki ile insanların ona olan güvenini kaybetti.

Orada yürüyecek insan "adalet" için yürümeyecek, kılıçdaroğlu ve diğer milletvekilleri için yürüyecek. Eğer "adalet" için yürüyecek olsalardı, referandumdan sonra yürüyebilirlerdi.

Destekliyor muyum? İnsanlar özgürce yürüyebilmeli, hele ki partiler. Ancak samimi buluyor muyum? Hayır.

insanlığın başlangıcı

cigdemgulu
Kimilerine göre Allah tarafından adem'le başlamıştır.

- adem?
+ evet tanrım ?
- sana bir eş yaratayım mı ?
+ valla süper olur..
- tamam, önce şu kaburga kemiğini çıkaralım.
+ ne kaburgası? ne alakası var şimdi?
- e senin kaburga kemiğinden yaratacağım kadını...
+ niye ya? topraktan yaratsana onu da. daha bir sürü toprak var buralarda..
- olmaz.
+ niye?
- kendini tekrar ediyor dedirtmem. sen uzan şimdi, anestezist melekler seni uyutacak.
+ başımıza iş aldık valla ya...

- adem, uyan hadi.
+ neredeyim ben? ne oldu ?
- cennettesin. sana kadın yarattım. adı da havva. bak o ağacın altında oturuyor. nasıl güzel olmuş mu ?
+ sen yaratırsın da güzel olmaz mı hiç.. çok güzel, sağolasın.
- teşekkür ederim. şimdi, adem, bak, buralar hep cennet, istediğiniz gibi yiyin için. ama şu ağaçtan meyve yemeyin, o yasak.
+ peki ne işi var ki yasak ağacın cennette?
- ben koydum.
+ niye?
- heyecan katsın diye. her şey çok sıkıcı olmaya başladı buralarda..
+ allah allah? bari bi tel örgüyle falan çevirseydin etrafını, madem yasak. neyse... peki şuradaki kim?
- o mu? şeytan o ya.
+ e onun ne işi var peki cennette?
- seni kandırıp benim yolumdan çevirebileceğini söyledi. ben de dedim ki kanmaz adem, sağlam çocuktur o dedim. giriyon mu lan iddiaya dedi. ben de giriyorum dedim.
+ e niye girdin ki iddiaya? boş verseydin. kim o ya. ciddiye almasaydın..
- ya melekler filan da vardı şimdi, ben de öyle olunca hayır diyemedim. bak, dikkat et, sen ve havva'yı kandırmaya çalışacak. eğer şeytana uyarsanız sizi şuradaki gezegene yollarım. orada soyunuzu devam ettirirsiniz. oradaki yaşamınız süresinde senin torunların arasından bana itaat etmeyenleri de cehenneme atarım, sonsuza kadar yakarım. ona göre.
+ niye yakıyorsun ki? zaten şeytanı sen sardın başımıza?
- zebanileri yaratmış bulundum bi kere. boş boş duruyor adamlar. canları sıkılmasın, yaksınlar işte, oyalanırlar.
+ tamam, n'apalım... peki başka insanları ne zaman yaratacaksın?
- benden bu kadar. şimdi siz havva ile birlikte olup çoğalacaksınız.
+ iyi de, çocuklarımız kiminle çoğalacak?
- birbirleriyle.
+ nasıl yani? kardeşler, birbirleriyle mi?
- evet.
+ iyi de, yaratıver birkaç çift insan daha da enseste gerek kalmasın. topraktan yaratmak istemiyorsan onları da havva'nın kaburga kemiğinden yarat, ne bileyim.
- olmaz.
+ vallahi, hikmetinden sual olunmaz ama, biraz saçma geliyor bana bütün bunlar. cennette yasak ağaç, şeytan, ensest... yani, neden böyle?
- şüphesiz ki ben senin bilmediklerinden haberdarım.
+ ha, tamam o zaman...
- hadi koçum beline kuvvet, ben kaçtım, birkaç bin yıl sonra bi kitabım çıkacak, onu yazmam lazım.
+ daha vaktin varmış.
- senin için birkaç bin yıl, benim katımda birkaç gün oluyor. kitaplarımda hep yazacağım bunları. hadi, kendine iyi bak. şeytana da dikkat et, çok kötüdür, hayal edemeyeceğin kadar kötüdür. yani ben yarattım, oradan biliyorum.
+ tamam tanrım, dikkat ederim. hadi güle güle.
7

ülkedeki iç acıtan gerçekler

adolf hitler
bir şeyi giymeden önce "şimdi buna sokakta laf ederler" diye düşünmek zorunda olmak.

üniversite tercih ederken "yurtdışına çıkmazsan iş alanı yok" diye düşünerek istenilen bölümden vazgeçmek.

"beyazlı durunculu olana basacağaz" diyenlerle sürekli tarih-siyaset okuyanların eşit oy hakkına sahip olması.

geleceğimizin ülkedeki olaylara en uzak köylerdeki insanların oylarıyla belirlenmesi.

çocuk gelinlerin olduğunu bilmek.

taciz ve tecavüze verilen cezaların azlığı, bu suçları işleyecek olanlarda caydırıcılık yaratmaması.

pırıl pırıl gençlerimizin kandırılarak terör örgütlerine sokulması.

her gün yeni bir şeye yasak gelmesi ve toplu durduğumuzda patlama olma riskinden ötürü hiçbir şeye ses çıkaramayışımız.

ülkede düzenli olarak patlama olması, şehir merkezlerindeyken olabildiğince işimizi çabuk halledip eve dönmeye bakmak zorunda olmak.

ve daha buraya sığmayacak pek çok şey.

inanmayıp kutsal değerlerle dalga geçmek

prometheus
Bu benim. Saygı dediğin şey çok ilginç. Kutsal değerlere saygı daha ilginç.

Birilerinin kutsal saydığı bir sey bir başka insana çok saçma gelebilir. Bunu dün alevilerin, eşcinsellerin, ezidi halkın kafasını kesen isidli canilerde gördük. Adamların kutsalı var ve kutsal değerlerine dönük hareket ediyorlardı. Şimdi sen diyeceksin ki "gerçek islam bu degil" peki öyle olsun, zira konumuz salt islam değil.

Hayır efendim! Gökyüzünden inen bir kitabın bütün insanlığın sorunlarına çare olacağı bana saçma geliyor ya da bir kadının bir erkeğin kaburgasindan oluştuğu. Bir heykele adak adayip ona tapinmak da öyle. Ya da inek ve yilanlara tapmak da... Bu kadar akıl dışı şeye neden saygı duymak zorundayım? Kimse saygı duymak zorunda değil. Eğer saygı duyulması gereken bir şey varsa yukarıda saydığım şeylere inanan insandır, o da saygıyı hak ediyorsa. Tabi bu inandığı "kutsal" değerleri elestirmeyecegimiz anlamına da gelmiyor. Eğer kutsal olduğunu düşünen, ona inanmakta ısrar eden kişiler varsa tartışmaya hazırım. Beni istediği gibi kendi dini değerlerine kazanmaya çalışmakta özgürdür. Ama benimle tartışırken ben onun dini değerlerini inkar edince "inanmıyorsan saygı duy oc" şeklinde karşılık alırsam kalbini kırarım.

Edit:imla