confessions

pencere

βετεράνος♛  · 18 Şubat 2019 Pazartesi

  1. toplam giri 1284
  2. takipçi 16
  3. puan 32591

kalben

pencere
the big bang theory dizisinde amy farah fowler karakterini çok başarılı oynayan kadın oyuncudur. bir o kadar da ne dediği anlaşılmayan, şarkılar söyleyen yeteneksiz bişey bişey.

(buyrun lince, açtım kollarımı bekliyorum daşları)

sözlük yazarlarının rüyaları

pencere
bir hastanede çalışıyor olmanın kanaatimce en kötü yanı yolunuzun bazen yoğun bakımlara düşmesi. günümüz türkiye'sinde, sağlık politikalarının tartışılabilecek onlarca yapısal sorunu elbette vardır. fakat günümüz hastanelerindeki strerilizasyon, temizlik, personel kalitesi ve daha bir çok kalite avrupa'da gördüğüm çoğu hastanenin kalitesine ulaştı. konumuz elbette ki bu değil. nedense eklemek istedim işte. buna rağmen gözümde, yoğun bakımda yatan her hastanın durumu ap ayrı bir drammış gibi geliyor. gerçek ve içinde hiç kurgu olmayan bir çaresizliğin dramı.

dün geceki hastane nöbetimde bir sandalyenin üzerinde yarım saat kadar içim geçmiş uyumuşum. bu kısa sürede gördüğüm rüyada bir yoğun bakım çalışanıymışım. ve oradan çıkmama nedense izin verilmiyormuş. personel arkadaşlarım öğlen yemeklerinde cips gönderiyorlardı yemem için. hiç de sevdiğim bir gıda maddesi değildir cips. rüyanın sonraki evrelerinde ben de orada yatan bir hastaya dönüştüm. çaresiz ama her şeyi anlayan gözlerim fakat bir şey anlatmaya dermanı olmayan ağzım vardı. hala o kısa rüyanın olağan dışı etkisindeyim. acaba hayatımın bir evresinde nasıl olduğunu hatırlayamadığım bir kaza falan geçirdim de gerçekte bir yoğun bakım sedyesinde mi yaşıyorum diye içim içimi kemiriyor. fakat hayallerimde kurguladığım boktan yaşama bakar mısınız, tek sosyal hayat düşüm sabah akşam sözlükte yazmak olamaz sanırım.

çok ağır bir ayrılık depresyonu yaşadığım günlerde de, sabah uyanıp yanımda olduğunu sandığım insana ''bir tanem o kadar kötü bir kabus gördüm ki, saçma sapan rüyamda ayrılmışız, acısı hala bedenimin her yerinde'' diye anlatmışlıklarım vardır. fakat şu cevap hiç gelmedi

''gece yorganı ben fazla çektim ondandır, bir tarafların açıkta kalmış olabilir, benden kurtuluşun yok senin. beni böyle aptal rüyalar anlatarak hazırlamaya falan mı çalışıyorsun bir vedaya...''

ahhh ulannn ahh!!!

tansu çiller denince akla gelenler

pencere
başbakan olduğu yıl on yaşımdaydım. o zamanın hürriyet gazetesi dizine kadar etekle oturduğu bir posterini hediye etmişti vatandaşa. o yaşlarda bile fotoğrafı gördüğümde aklımdan ayıp şeyler geçmesi geliyor. gerçi o yaşta benimki masum bir ayıpmış sonrasında onun memlekete ettiği büyük ayıplar geliyor. iktidarı zamanında halkın kat be kat yoksullaşması geliyor. hukuk devletinden sapmanın neticesindeki faili meçhuller geliyor. gaflarından ve bütün tavırlarından belli olan türkiye halkına karşı yabancılığı geliyor.

son zamanlarda da, bu kemal kılışdar'la meral mommy'yi ne zaman gazete görsem aklıma yine tansu çiller geliyor. bu günümüz ikilisinin koalisyonu, doksanların mesut yılmaz, çiller koalisyonu kadar kirli ve yozlaşmış bir ortaklığın adı olduğu beynime mıhlanıyor çıkmıyor.

onların da ortaklaştığı konu halkı soymaktı. günümüz ikilisinin de tek derdi belediye rantını bölüşmek. halkı kurtamakmış, demokrasi getirmekmiş, lakikliği kazanmakmış, bunlar sadece ağızlarında nane.

nicola tesla

pencere
son dönemde internetin büyük bir bilgi kirliliği nehrine dönüştüğü herkesin malumudur. internetteki bilgi kirliliğiyle ilgili en çok canımı acıtan husus, bir lise talebesinin bile yazmayacağı kadar kötü şiirlerin ve metinlerin, can yücel, nazım hikmet, cemal süreyya gibi yazarlarımızın imzalarıyla dolaşıma sokulması ve insanlarımızın bunu yemesidir.

nikola tesla ile ilgili güvenilir kaynaklardan çok sayıda kitap okumuşumdur. şurası çok enterasan ki, internetin bilgi kirliliğinde tesla ile yazılanların eksiği vardır abartısı yoktur.

sayın tesla, mezun olduktan sonra gencecik bir çocukken hocası onu sağlam bir referans mektubuyla abd'den ahbabı olan edison kapitalist müptezelinin yanına gönderir. halk arasında edison'la ilgili en yanlış bilinen bilgi, edison denen kapitalist kavasın elektiriği bulduğudur. oysa edison elektiriği değil, ampülü icat etmiştir.
tesla abd'ye geldiği günlerde her yerde çirkin bir kablo kirliliği gözüne çarpar. buna çözüm olacak fikrini patronu olan edison'a açar. edison, tesla'ya ''bu fikri gerçekten hayata geçirebilirsen sana üç milyon dolar veririm'' der.

işte o zaman bu gencecik mühendis, bugün hala evlerimizde kullandığımız şebeke elektirğini geliştirir. evlerimizde hala kullandığımız prizler de tesla'nın icadıdır.
yazık ki edison hiç bir zaman tesla'ya vaad ettiği parayı ödemez. tesla başkan buna çok öfkelenir ve istifa eder.
genç tesla, edison'un rakip firmasında işe başlar. o yıl new-york'da çok büyük ve önemli bir fuar yapılacaktır. ihaleyi edison kaybeder ve tesla'nın çalışmaya başladığı firma alır. edison buna öfkelenip ampülün kullanma hakkını bu firmaya vermez. bunun üzerine nikola tesla, üç ay gibi bir sürede ampülden daha az enerji harcayıp, daha çok ışık veren florasan lambayı icat eder.

sayın tesla'nın beynindeki yüksek bilim ışığı kadar, kalbi de halk sevgisiyle çarpmaktaydı. elektirik enerjisinin halk yararına sıfır bir maliyete yakın üretilebilileceğinin farkındaydı. kullandığımız telefonların ana işleme mantığı sesi elektirik enerjisine dönüştürmesidir. bu yolla bütün dünyaya temiz ve ucuz enerji götürebileceğini biliyordu. ama bu yol petrol devlerinin ekmeğine kan doğramaktı. ve oldukça esrarengiz bir şekilde fbi tarafından tesla ortadan kaldırıldı.

aynı zamanda ''din kitaplarını okuyup anlamayanlara dindar, okuyup anlayanlara ateist denir'' özdeyişinin sahibidir.

bana kendisinde en ilginç gelen yanlarından biri de, a seksüel olmasıdır.

xece

pencere
kürtçede kadın ismidir. aynı zamanda metin kemal kahraman kardeşlerin klasik bir eseri.

hey xece sen aysın
dağların doruklarında yapayalnızsın
gel, gel şöyle karşıma
ışığın gözlerime dolsun

erê xecê, to jê asma , gılê kou de tıp teynara

metin kemal kahraman bilinmeden, modern kürt müziği hakkında bilinen çok şey eksiktir. ve bence bu şarkıyı bir kez dinlemeden ölünmemelidir.

sevgilisinden ayrılanlara tavsiyeler

pencere
geberene kadar ağla önce, büyük ihtimal bunu hakketmişsindir. fakat mümkünse gebermemeye de bak. iç ama yalnız başına iç. çünkü büyük ihtimal kendini diğer arkadaşlarına sonradan çok pişman olacağın şekilde şebek edeceksin. gerçi bundan bir kaçışın yok bir kaç kez olacak. ayrıldıktan sonra ilk bir kaç gün, çok değil az vuran bir sızı hissedeceksin buna aldanma. sonradan şişler bir maça 4.5 gol üstü oynamışçasına her yanına saplanıp duracak. bir kaç hafta sonra normal bir sabaha acısız kalkacaksın yine yeme. ertesi sabah uyandığında göğsünde oturan fille tekrar yüz yüze geleceksin.

bol bol film izle, iyi yabancı diziler izle, okuması kolay kitaplar bul, kendine yeni evrenler yarat bu yolla. bol bol ve delice yürü. ara sıra intiharı düşün, hatta intihar mektupları da yaz ama sakın etme. ağlamaktan korkma, göz yaşları bilimsel olarak ispatlanmış organik anti depresandır.

sonraları geçecek mi, nah geçecek. fakat azalacak. fil küçülecek. fakat yolun bir yerinde artık tuzlanmış ciğerlerini keçiler yalamaya başlayacak korkma ölmüyorsun aksine iyileşyorsun.

lakin geçecek mi, nah geçecek. belki azala azala biter.

arkadaş zekai özger şarkıları

pencere
arkadaş zekai özger edebiyatta ismini epeydir bildiğim, bir kaç şiirini öylecek okuduğum bir şairdi. hayatı ve diğer şiirleri hakkında ne bilgim ne de bir fikrim vardı.
bugün bir şiirini göz yaşları içinde okudum. sonra bütün şiirlerini ve hayatını ağlayarak okudum. 25 yaşında bir gün benim de ölmeyi çok istediğim bir şehir olan ankara'da katledilmiş şiirimizin en güzel çocuklarından biri arkadaş. normal insan halite ruhiyesi bir şehirde mutlu yaşamayı ister elbette fakat bende mesele ankara olunca normallikten çok uzaklaşıyorum. zaten yeterince hakkedilmemiş mutluluklar yaşadığım bir kenttir ankara.

sanatın hiç bir zaman ''en'leri'' olamayacağını düşünmüşümdür. sanat çok tanrılı bir dindir çünkü. fakat ben 35 senelik ömrümde, üçüncü defa en sevdiğim şairi değiştiriyorum.

bu başlık altında en sevdiğim şair, arkadaş zekai özger'in bestelenmiş şiirlerini paylaşacağım.

senin uyurken dudağında gülümseyen bordo gül,
benim yüreğimi harmanlayan isyan olsun...
şimdi dingin gövdende uğultu ile büyüyen sessizlik,
ellerimde patlamaya sabırsız mavzer olsun!

başını omuzuma yasla,
gögsümde taşıyayım seni,
gövdem gövdene,
gövdem gövdene,
gövdene can olsun.

bertolt brecht

pencere
hem politik şiirleri, hem de aşk şiirleri birbirinden güzel olan büyük yazar. tiyatro eserleri zaten dünyada dilden dile çevrilen modern sanat tanrısıdır kanaatimce kendileri.

geceye savaş karşıtı bir şiirini bırakmak isterim;

almanca yakarış

ulu önderlerimiz mutlu bir gün buyurdular bize:
-dazig ile varşova' yı alacağız!
uçaklarımız ve tanklarımızla saldırdık polonya' ya,
yirmi günde ulaştık hedefimize:
tanrı korusun bizi!
ulu önderlerimiz mutlu bir gün buyurdular bize:
alacağız oslo ile paris' i!
norveç'i, paris'i işgal ettik,
ulaştık altı hafta geçmeden hedefimize.
tanrı korusun bizi!

ulu önderlerimiz mutlu bir gün buyurdular bize:
-sırbistan' ı, yunanistan' ı, rusya' yı alacağız!
işgal ettik sırbıstan'ı, yunanistan'ı, rusya'yı,
ve...
iki yıl var kurtarmaya çalışırız kıçımızı.

tanrı korusun bizi!
bir gün gelecek ulu önderlerimiz buyuracaklar bize:
-ayı da alacağız, okyonusu' u da!
iyi ama, çok zor şu rusya' da dayanmak,
karşı durmak düşmana, kara, kışa,
ne zaman döneceğini bilmeden.
tanrı korusun bizi, döndürsün evimize!

lilith

pencere
lilith, havva'dan önce adem'e hizmet etmesi için yaratılmış kadının adıdır. fakat teslimiyetçi bir kadın değildir. kendisiyle aynı yaşam formunda olan bir varlığın hizmetkarı olmayı rededer. cinsel ilişkide adem'in üstünde olmasına isyan eder. lilith özü itibariyle yeni bir yaşam savunucusudur. eşit bir insanlık savunucusu. fakat erkek dini tarafından lanetlenir. lilith yerine, adem'in kaburga kemiğinden havva yaratılır.

kadın sünneti

pencere
söze erkek dininin bir uygulamasıdır diye başlayacaktım fakat islam dini dahil hiç bir dinde böyle korkunç bir hüküm esas itibarıyla yoktur. güdülmemiş erkek zihninin iğrenç bir tecellisidir.
bazı arap ülkelerinde, kız çocuklarının klitoris bölgesi ve vajina dudaklarının bir kısmı kesilir. uygulanma aşamaları daha iğrençtir fakat anlatmaya dilim varmamakta. bu yolla kadın yetişkin olduğunda seksten zevk almaması ve kocasına sadık kalması amaçlanır.

kadının kurtuluşunun neden radikal bir feminizmden başka bir yoldan olmayacağına cevaplardan da biridir.

arkadaş zekai özger

pencere
merhaba canım

ben az konuşan çok yorulan biriyim
şarabı helvayla içmeyi severim
hiç namaz kılmadım şimdiye kadar
annemi ve allahı da çok severim
annem de allahı çok sever
biz bütün aile zaten biraz
allahı da kedileri de çok severiz

hayat trajik bir homoseksüeldir
bence bütün homoseksüeller adonistir biraz
çünki bütün sarhoşluklar biraz
freüdün alkolsüz sayıklamalarıdır

siz inanmayın bir gün değişir elbet
güneşe ve penise tapan rüzgârın yönü
çünki ben okumuştum muydu neydi
biryerlerde tanrılara kadın satıldığını

ah canım aristophones
barışı ve eşek arılarını hiç unutmuyorum
ölümü de bir giz gibi tutuyorum içimde
ölümü tanrıya saklıyorum

ve bir gün hiç anlamıyacaksınız
güneşe ve erkekliğe büyüyen vücudum
düşüvericek ellerinizden ellerinizden ve
bir gün elbette
zeki müreni seviceksiniz

(zeki müreni seviniz)

muhteşem dizelerinin yazarıdır.

gecenin şiiri

pencere
dön, geri bak

kaç bu kokudan, kaç bu pislikten, bu sürüden kaç,
insan mısın, bu pazarda mısın, iki pula mısın,
kaç bu kokudan, kaç bu pislikten, bu sürüden kaç.
at denize kendini, git boğul.
düş bir kör kuyuya, ordan çıkama.

bir kere dön ama, bir geri bak,
şu kolu gör bir kere, şu kolu,
pisliğin, sürünün içinden uzanan şu kolu,
durur dimdik, bembeyaz havada,
budaklı bir ağaç gibi güzel.

a. kadir

a.kadir

pencere
çile

bizim hiç bir hürriyetimiz yok,
hiç bir hürriyetimiz,
ne çalışmak, ne konuşmak, ne sevişmek,
sen orda bağrına bas dur en büyük çileyi,
ben burda en büyük çileyi doldurayım,
ekmeğe muhtaç, hürriyete muhtaç, sana muhtaç.
sen orda dalından koparılmış bir zerdali gibi dur,
ben burda zerdalisiz bir dal gibi durayım.

a. kadir

muhteşem dizelerinin sahibidir.

pencere

pencere
muhteşem bir arkadaş zekai özger şiiridir;

pencereyi kapama
gök dolabilir içeri
sen neyi görebilirsin
ıslak bir bulutun ağışını mı

pencereyi kapama
kuş dolabilir içeri
sen neyi taşıyabilirsin
kırık bir dalın yükünü mü

pencereyi aç
soluğun çıksın dışarı
sen büyütmedin mi ciğerinde onu
kokusu hayatı yıkasın diye

pencereyi aç
sesin sarsın dünyayı
duyulur elbet ta ötelerden
yürek kendini tanır

81 /