confessions

papalarin papasi

Yazar  · 24 Mayıs 2017 Çarşamba

  1. toplam giri 29
  2. takipçi 4
  3. puan 825

imhotep

kargalı karga paşa
Antik Mısır'da yaşamış olan Doktor, mimar, Vezir olan İmhotep (M.Ö.2667-2648), Mısır dilinde "barış içinde sulh içinde gelen" manasına gelmektedir.
Eski Mısır'da firavun . Zoser döneminde yaşayan İmhotep, Keskin zekası Üstün bilgileriyle Mısır'a ve dünyaya pek çok faydası olan bir bilim adamıdır. İleri derecede Tıp bilgisini, kendinden sonra gelen kuşaklara aktarmaya da çalışan İmhotep çağının ötesinde bir kişi olmuştur.
Doktorluğun yanısıra İyi de bir Mimar ve mühendis olan İmhotep, milattan önce 2630 de ilk basamaklı piramit olarak bilinen Zoser piramidini kendisi yapmıştır.

İmhotep döneminde yaptığı çalışmalar ve Memfis kentinin dışında kurduğu tedavi merkezi ile İnsanların kendisine Akın etmesine ve hayranlık duymasına sebep olmuştur. Burada hastaları Modern Tıp yöntemleriyle tedavi eden İmhotep, Ayrıca kendi bilgilerini gelecek kuşaklara aktarmak için bir Tıp okulda kurmuştur. Bu tıp Okulu tarihte ilk kurulan Tıp eğitiminin yapıldığı yerdir. İmhotep in ölümünün ardından sağlık Tanrısı Phat'ın oğlu olarak tapılmıştır. Kendisine pekçok bronz heykelcik yapılmış ve bu heykelcikler kazılarda ortaya çıkmaktadır. Ancak 1926 yılında İmhotep'in bir tanrı değil gerçek bir kişi olduğu anlaşılmış, bu durum İmhotep'in Tıp tedavisi ve eğitimi verdiği yapının ortaya çıkmasıyla sağlanmıştır. MÖ İmhotep'in tedavi uyguladığı oda ortaya çıkarılınca Hipokrat'tan yüzyıllar önce Modern Tıp teknikleri ile hastalıkları tedavi ettiği ortaya çıkmıştır. Bu da tıbbın gerçek babasının Hipokrat değil İmhotep olduğunu göstermektedir.
Sakkara'da bulunan firavun Zoser'e ait piramitte ortaya çıkanlar İmhotep'in kimliğini bize açıklamaktadır. Onunla ilgili olan bulgular bu piramitin bulunmasıyla ortaya çıkmıştır. Firavunun mezarında İmhotep'in rütbelerinin yer alması ve kendisi hakkında bilgi verilmesi ile İmhotep'in gerçek bir kişi olduğu ortaya çıkmıştır. Bu da İmhotep in o dönem ne önemli biri olduğu ve insanlara ne kadar faydalı olduğunu göstermektedir. Firavun'un Mezarında Sıradan bir insan hakkında bilgi verilmesi bunu ortaya koymaktadır.

Imhotep Efsanesi

Yapılan yoğun araştırmalar sonucunda İmhotep'in mezarına hiçbir zaman rastlanılmamıştır. Bu da çeşitleri rivayetleri sebep olmuştur. Bazısı onun diri diri mumyalandığını, bazı kaynaklar ise yasak bir ilişki sonucunda öldürüldüğünü iddia etmektedir. Ayrıca İmhotep'in ölmeden önce geri dönüp dünyaya büyük bir felaket ve kaos yaşatacağını söylediği, yine rivayetler arasındadır. İmhotep, Doktor, mühendis ve devlet adamı olmasının yanı sıra iyi bir katiptir. İmhotep in ünvanları arasında heykeltraşlıktan tutun, marangozluk ve başrahipliğe kadar pek çok sıfat bulunur. Adeta On parmağında on marifet olarak tabir edilebilecek olan İmhotep, özellikle yaptığı çalışmalarla tıp alanında yenilikler getiren çağının ötesinde bir bilim adamı olmuştur. Imhotep, kabiliyeti ve Üstün dehası sebebiyle kendisinden sonra gelen Mısır nesilleri tarafından tanısallaştırılmıştır. Mısırlar ona sağlık Tanrısı Phat'ın oğlu olarak tapmışlar, Yunanlılar ise yine sağlık Tanrısı Asklepios'un yerine koyup Tanrı olarak kabul etmişlerdir. Ayrıca hıristiyanlığın ilk dönemlerinde İmhotep, Hz. İsa'nın bir görünümü olarak kabul edilmiş Hristiyanlar tarafından, sonradan bu inanış yok olmuştur.
Ayrıca İmhotep, popüler kültürde de yer alan bir karakter olmuştur. Universal Picture'inn çektiği Mumya filmi serisinde İmhotep, kötü karakterli mumya olarak dünyaya Kaos getirmek isteyen karaktere isim vermiştir.


2

kara delik

jamiryo

bilmeyen/duymayanlar için evvela viki tanımı:
Kara delik, astrofizikte, çekim alanı her türlü maddesel oluşumun ve ışınımın kendisinden kaçmasına izin vermeyecek derecede güçlü olan, kütlesi büyük bir kozmik cisimdir.

Kara delik, uzayda belirli nicelikteki maddenin bir noktaya toplanması ile meydana gelen bir nesnedir de denilebilir. Bu tür nesneler ışık yaymadıklarından kara olarak nitelenirler. Kara deliklerin, "tekillik"leri dolayısıyla, üç boyutlu olmadıkları, sıfır hacimli oldukları kabul edilir.

Karadeliklerin içinde zamanın ise yavaş aktığı veya akmadığı tahmin edilmektedir. Kara delikler Einstein'ın genel görelilik kuramıyla tanımlanmışlardır. Doğrudan gözlemlenememekle birlikte, çeşitli dalga boylarını kullanan dolaylı gözlem teknikleri sayesinde keşfedilmişlerdir. Bu teknikler aynı zamanda çevrelerinde sürüklenen oluşumların da incelenme olanağını sağlamıştır.

Örneğin, bir kara deliğin potansiyel kuyusunun çok derin olması nedeniyle yakın çevresinde oluşacak yığılma diskinin üzerine düşen maddeler diskin çok yüksek sıcaklıklara erişmesine neden olacak, bu da diskin (ve dolaylı olarak kara deliğin) yayılan x-ışınları sayesinde saptanmasını sağlayacaktır.

Günümüzde, kara deliklerin varlığı, ilgili bilimsel topluluğun (astrofizikçiler ve kuramsal fizikçilerden oluşan) hemen hemen tüm bireyleri tarafından onaylanarak kesinlik kazanmış durumdadır.

daha fazlası: https://tr.wikipedia.org/wiki/Kara_delik

şimdi ise asıl paylaşmak istediğime gelelim:
çok etkileyici bir 360° video olmuş. sonuna kadar izlemeniz halinde çok büyük bir heyecan yaratacaktır. tam ekran izlemeniz tavsiye olunur.
tam içine girerken çevrenizi de kontrol edin çok zevki oluyor.
umarım bir gün solucan delikleri (karadeliklerin dip noktasına verilen ad) keşfinde büyük adımlar atılabilinir bilim dünyasında...

buyurun içerik:
https://www.facebook.com/knowledgeofspace/videos/303639546758716/

füruğ ferruhzad

karpatlarincomari
O zaman
Güneş soğudu
Ve bereket topraklardan gitti

Ve çöllerde yeşillikler kurudu
Ve balıklar denizlerde kurudu
Ve toprak
Ölülerini kabul etmez oldu artık.

Bütün solgun pencerelerde gece
Belirsiz bir düşünce gibi
Birikiyor durmadan ve taşıyordu
Ve yollar
Sonlarını karanlığa bıraktılar

Kimse aşkı düşünmez oldu.
Kimse düşünmez oldu yengiyi
Kimse
Hiçbir şey düşünmez oldu artık.

Mağaralarında yalnızlığın
Uyumsuzluk doğdu
Afyon ve esrar kokusuyla kan,
Başsız çocuklar doğdu
Gebe kadınlardan.
Koştular mezarlara sığındılar
Beşikler
Utançlarından.

Kötü günler geldi ve karanlık
Yenilince ekmeğe şaşırtan gücü
Tanrı elçiliğinin
Kaçtılar adanmış topraklardan
Aç ve sefil peygamberler.
İnsanın kaybolmuş kuzuları
Çobanın seslenişini duymaz
oldular
Çöllerin cennetinde.
Aynaların gözlerinde sanki
Tersine yansıyordu renkler
Kıpırtılar, davranışlar, görüntüler

Bir şemsiye gibi tutuşuyordu
Başlarında aşağılık soytarıların
Utanmaz yüzlerin orospuların
Tanrının o kutsal ışık çemberi

Bataklıkları alkolün
Ağulu buharlarıyla buruk
Çekti derin köşelerine
Durgun aydınlar yığınını
Kemirdi aç gözlü fareler
Altın yapraklarını kitapların
Eskimiş raflarda, dolaplarda.

Güneş ölmüştü
Güneş ölmüştü ve yarın
Uslarında küçük çocukların
Yitik, belirsiz bir kavramdı.
Defterlerine sıçrayan kapkara
İri bir mürekkep lekesiyle
Anlatıyordu çocuklar
Tuhaflığını bu eskimiş sözcüğün.

Zavallı halk
Yüreği ölgün, bitmiş, dalgın
Huzursuz ağırlığı altında ölü
gövdesinin
Bir yerden bir yere sürünüyordu
Ve önlenmez cinayet isteği
Durmadan büyüyordu ellerinde.

Kimi zaman ufacık bir kıvılcım
Bu cansız ve sessiz topluluğu
Ta içinden dağıtıyordu birden.
İnsanlar saldırarak birbirlerine
Biri karısının boğazını
Kör bir bıçakla kesiyordu
Bir ana birer birer çocuklarını
Tandırın ateşine atıyordu.

Boğulmuş kendi korkularında
Ürkütücü duygusu suçluluğun
Öldürdü öldürdü kör ruhlarını
Ve çocukları.

Ne zaman bir tutsak asılırken
Darağacının yağlı halatı
Korkudan kasılan gözlerini
Sıkarak dışarıya fırlatsa
Onlar dalardı içlerine
Şehvetle titreyen bir düşünceden
Gerilirdi yaşlı, yorgun sinirleri.

Ama her zaman alanın kıyısında
Bu küçük canileri görürdün
Durmuşlar ve dalgın bakıyorlar
Fıskiyelerden suyun durmaksızın akışına.
Ola ki gene de arkasına
Ezilmiş gözlerinin ve donmuş derinlerde
Yarı canlı bir küçük şey karışık,
Kalmıştır.
Güçsüz bir çırpınışla istiyordu
İnanmayı su sesinin doğruluğuna

Ola ki…
Ola ki.. ama ne sonsuz boşluk…
Güneş ölmüştü
Kim bilebilirdi artık
Yüreklerden kaçan o üzgün
güvercinin
İnanç olduğunu…

Ah tutsağın sesi…
Büyüklüğü senin umutsuzluğunun
Işığa bir küçük yol açmayacak mı
Bu uğursuz gecenin bir köşesinden?
Ah tutsağın sesi…

füruğ ferruhzad

bastian balthazar bux
iranın hüzünlü şairidir...hüznünü mısralarında ve bakışlarında yaklayabilirsiniz.33 yaşında bir trafik kazasında vefat etmiştir.bedeni bizimle olmasa dahi şiirleri bir yaz gecesinin hatırası olarak aramızda usluca dolaşır.
"...
bak nasıl
sayısız yıldızla
doluyor gökyüzüm benim
uzaklardan geldin sen ve uzaklardan
ve kokular ve ışıklar ülkesinden
şimdi bir teknedeyim seninle birlikte
fildişi, bulut ve kristal
götür beni ey yüreğimi okşayan umudum
götür şiirlerin ve coşkuların kentine
yıldızlarla dolu bir yol beni götürdüğün
çıkardığın yer yıldızlardan daha yüksek
bak
nasıl yandım ben bu yıldızlarla
ateşli yıldızlarla doldum ağzıma kadar
durgun sularından gecenin saf ve kırmızı balıklar gibi
yıldızlar topladım"

sergüzeşt

kekotella
Samipaşazade Sezai'nin 1888 yılında yayımlanan romanıdır. Eserde osmanlı'da yaygın olan köleliğin eleştirisi yapılmış. Konusu dilber adlı genç kızın evinden kaçıp bir esir tüccarının eline düştükten sonra başından geçen dramatik olaylardır.

yolda el ele yürüyen çifte saldırı

elrosse
yağmurda gayet doğal normal hatta olağan bir şekilde el ele tutuşup yürüyen çifti belli bir mesafe takip edip genç adamı darp etmeye çalışan çomar aldığı yumruk darbesinden sonra delirip kadına saldırıyor.

Bu akli dengesi kanı bozuk çomarlar yolda yürüyen çifte görüşüne uymuyor diye saldırıp kapalı kapılar ardında çocukların istismarına ses çıkarmayıp suçlunun yanında durmasını iyi biliyorlar
http://www.posta.com.tr/diyarbakir-da-akilalmaz-olay-once-satasti-sonra-da-haberi-1299912
3

Dhkp-c

kargalı karga paşa
Lise de bir çok yoz, aşırı sol siyasi oluşuma kapılmış olan gençlerimizin oluşumunu tamamladığı bir terör durağıdır. "Deheşkepece tirir irgiti diğildir!" diye ortalıkta gezinen savunucularını görmek mümkündür. Eylemlerini yüzlerine vurunca "inlir izilmiş hilkin kihriminliri" cevabını alırsınız. Pezemekler sanki okul hastane yaptırıp her gün ellerinde çiçeklerle huzur evi ziyareti yapıyorlarmış gibi davranabilirler.

Bir de adetleridir. Bunlar göz altına alındıklarında azcık kalabalık, iki de kamera görünce "fişizmi hiiiiiyiiirr! Bilmem kim onurumuzdur. Falanca ölümsüzdür." efendime söyleyeyim "insinlik iniri işkinciyi yinicik" gibi sloganlar atar vicdanlara oynar ve demogoji kasma eğilimine girerler.

E tabi ki ne diyoruz. Hadiyin len ordan.
2

minibüse binmeyeceğim bakışı

imambreaker
minibüsün binmen için yavaşlaması ile başlayan süreçtir.Bu zor ve bir o kadar dikkatli olunması gereken durumda hem şöförden hem yolculardan küfür yememek için çok kararlı ve ciddi bir şekilde uygulanması gerekir.Acemiler için taktiği veriyorum ben hep gelen minibüsün arkasındaki otobüse bakar gibi yapıyorum.Otobüs olmasa bile uzaklara bakın.Yavaşlayan minibüs ani bir ivmeyle tekrar hızlanıyor ve mission completed.!!!

hayvan hakları

laiksavar
Eğer hayvanlara işkence edilmesinin yasaklanmak istenmesinin tek nedeni gerçekten
erdemsizliğe neden olmaları olsaydı, kötü karakter özelliklerini doğuran neredeyse her şeye -
televizyon programları, oyunlar, romanlar, filmler vs.- yasak koyulmasının savunulması gerekirdi.
Ayrıca endüstriyel hayvancılığın insani erdemlere dair kötü bir etkisi olduğunu nasıl
gösterebileceğimizi bilmiyorum. Eylemin kendisi bizzat kötü bile olsa kasapların
karakterlerinde derin yaralar açıyor mu? Şayet hayvanlara işkence etmenin insan psikolojisini
hiç etkilemeyen bir yolunu bulursak bu durumda hayvanlara işkence etmemizle/acı
çektirmemizle ilgili gayri-ahlakilik direkt yok mu olacak? Bunu düşünmek çok zor bence. Ya
endüstriyel hayvancılıkta yanlış olan bir şeyin olmadığını, ya da olmasına rağmen bunun direkt
olarak hayvanlara verilen zarardan/hayvanların kısıtlanan haklarından vs. kaynaklandığını
savunmak gerek bence.

bim

herr muller
facebook anasayfamda sürekli ''bim'in neden girişinde 2 kapısı var okuyunca şok olacaksınız'' isimli haberlerinin hepsine tıklayıp hala öğrenemediğim, artık varoluş kadar merak uyandıran bi soruya vesile olan şirket.

2

kanserin tedavisi

herr muller
kesinlikle mutluluk şu an için en net çözümdür. huzur mutluluk ve geçirilecek güzel anlar. 2 tane yakınım bir akrabam bir arkadaşım vücudunun çoğu organına atlayan bu illetten umudu kesip son zamanlarını biri özderede denize girerek biri ayrı şekilde geçirirken aldıkları destek ve güzel günler ile yendiler. varsa tanıdığınız aklınızdan çıkarmayın derim yaşanmış 2 olaydır ayrı ayrı detayları vardır tabii ama mutluluk ve yanında birilerinin olması her hastalığın çaresidir.

bim

bicibici
Ekonomik krizin olduğu şu günlerde, birçok köklü -en azından bir 20-30 yıllık işletmelerin- bile iflas ettiği şu günlerde hala yeni mahallelerde dükkan açması ve büyümeye devam etmesi şaşırtıcıdır. İlk başlarda "bu gücü nerden alıyorlar?" sorusunu akla getirir. Daha sonra belki sadece girişimci başarısıdır diye ikilemde bırakmıştır beni.