sosyalizm nedir, kapitalizm nedir, sınıfların çıkarları neden çelişir, planlı ekonomi işleyebilir mi, herkes aynı ücreti mi alacak... gibi soruları cevaplayan iyi bir başlangıç kitabıdır. 15 - 16 yaşlarındaki lise öğrencilerinin okuyup anlayabileceği düzeydedir. sosyalizmi desteklemeyenlerin bile saçma sorular sormamak için okuması gereken kitap.
şuradan pdf olarak okuyabilirsiniz https://docviewer.yandex.com.tr/view/0/?*=JA0hFn4YDJ1xnAlCHmWCjOMCMo17InVybCI6InlhLWRpc2stcHVibGljOi8vNC9TaGszaFF1NEIxWTlINzlPMWwzdXV6dkhOaVBxUmZaYzFVNTVwUWpiYz0iLCJ0aXRsZSI6IkxlbyBIdWJlcm1hbiBTb3N5YWxpem1pbiBBbGZhYmVzaSAtIFNvbCBZYXnEsW5sYXLEsS5wZGYiLCJ1aWQiOiIwIiwibm9pZnJhbWUiOmZhbHNlLCJ0cyI6MTQ5MTc2NDg0OTMzNH0%3D
devlet planlama teşkilatı, sovyetler birliğinin ekonomik planlamasından sorumlu olan 1921'de kurulan merkezi komite. gosplan'ın temel işlevi sscb ekonomisinin 5 yıllık plan'larını planlamak ve yönetmekti.
"planlı ekonomi" dediğimiz şey sosyalizmin temel taşlarından biri olduğu için benzeri kurumları diğer sosyalizm deneyimlerinde de görmek mümkündür. bu kurumlar aracılığıyla ekonomide anarşi yok edilmiş ve halk için, halkın ihtiyaçlarına yönelik bir planlı üretim düzeni sağlanmıştır.
"planlı ekonomi" dediğimiz şey sosyalizmin temel taşlarından biri olduğu için benzeri kurumları diğer sosyalizm deneyimlerinde de görmek mümkündür. bu kurumlar aracılığıyla ekonomide anarşi yok edilmiş ve halk için, halkın ihtiyaçlarına yönelik bir planlı üretim düzeni sağlanmıştır.
eski ödp'li, dönek bir liberal. başlangıçta farklı akımları içinde bulunduran çatı partisi ödp'nin ufala ufala en sonunda dev-yol grubuna kadar küçülmesindeki önemli rollerden biridir bu adam.
tabii bunu kötü bir şey olarak söylemiyorum. dev-yolcular açısından baktığımızda liberallerin gidişi olumsuz değil, faydalı bir şey olabilir ancak.
tabii bunu kötü bir şey olarak söylemiyorum. dev-yolcular açısından baktığımızda liberallerin gidişi olumsuz değil, faydalı bir şey olabilir ancak.
çok farklı ihtimaller var. yanılmıyorsam konuyla alakalı film ve kitaplar da var. öncelikle, doğu bloku kendi içinde sürekli bir hareket ve değişim halinde olduğu için "hangi doğu bloku" diye sormak gerekiyor. örneğin varşova paktının 40'lar, 50'ler, 60'lardaki halleri arasında bile sürüyle fark vardır. kişiler gelir geçer, olaylar olur ve dengeler değişir. bu şartlarda paktın içindeki devrimci dinamikler de haliyle aynı kalamaz.
ikincisi, nasıl bir galibiyetten bahsettiğimiz sorusu. mantıken bunun iki yolu var. ya sovyetler birliğinin başını çektiği doğu bloku ülkeleri, amerikanın başını çektiği kapitalist ülkeleri askeri bir yenilgiye uğratarak kazandığı yerlerde sosyalist devletler kurduracak, ya da her kapitalist devlet birer birer kendi halklarının isyanlarıyla yıkılacak. bu iki olasılık uzun vadede aynı sonuçlara yol açabileceği gibi çok farklı yollara da sapabilirler.
sorular çoğaltılabilir ve çok farklı senaryolar üretilebilir, buradan çıkarmamız gereken şey tarih hocamın da hep dediği gibi "-se, -sa tarihçiliği"ne güvenilmemesi gerektiğidir.
ben de eskiden hep "kızıldere eylemi yapılmasaydı" veya "mustafa suphilerin gemisi 1920'de batmasaydı" gibi senaryolar üretiyordum. bildiğimiz, yaşanmış tarihi incelememiz gerekiyor. farklı teoriler üretip olasılıklar üzerinden gittiğimizde, yani geçmişi değiştirmeye çalıştığımızda işin içinden çıkamıyoruz.
ikincisi, nasıl bir galibiyetten bahsettiğimiz sorusu. mantıken bunun iki yolu var. ya sovyetler birliğinin başını çektiği doğu bloku ülkeleri, amerikanın başını çektiği kapitalist ülkeleri askeri bir yenilgiye uğratarak kazandığı yerlerde sosyalist devletler kurduracak, ya da her kapitalist devlet birer birer kendi halklarının isyanlarıyla yıkılacak. bu iki olasılık uzun vadede aynı sonuçlara yol açabileceği gibi çok farklı yollara da sapabilirler.
sorular çoğaltılabilir ve çok farklı senaryolar üretilebilir, buradan çıkarmamız gereken şey tarih hocamın da hep dediği gibi "-se, -sa tarihçiliği"ne güvenilmemesi gerektiğidir.
ben de eskiden hep "kızıldere eylemi yapılmasaydı" veya "mustafa suphilerin gemisi 1920'de batmasaydı" gibi senaryolar üretiyordum. bildiğimiz, yaşanmış tarihi incelememiz gerekiyor. farklı teoriler üretip olasılıklar üzerinden gittiğimizde, yani geçmişi değiştirmeye çalıştığımızda işin içinden çıkamıyoruz.
gördüğüm kadarıyla kimse bu yazarın yukarıdaki girilerindeki tezlerini çürütmüyor, veya koyduğu argümanlara bir karşı argüman koyma cesaretinde bulunmuyor. ve bunun sebebinini münazara bilgisi eksikliğinden kaynaklandığını düşünmüyorum.
bir anti-tez koymak yerine "kürtçü, etnik bölücü, vatansız terörist" gibi demagojik laflarla hakaret etmeyi seçiyorsunuz, çünkü onun söylediği şeyleri çürütemiyorsunuz. mesele tamamen fanon'a karşılık verememenizle, yani gerçekleri reddedememenizle ilgili.
ne diyor mesela fanon fevzi çakmak hakkında, "dersim'de sömürgeci rejim öneren, ikinci dünya savaşı sırasında nazilerle görüşüp sscb'ye saldırma planları yapan, işbirlikçi bir gericidir." ve bunların kaynaklarını da veriyor.
içinizden biri bile çıkıp diyemiyor ki "hayır, bu söylediğin yalandır. fevzi çakmak dersim bölgesinin köleleştirilmesini istememiştir ve nazilerle işbirliği yapmamıştır!" bunu diyemiyorsunuz, çünkü siz de biliyorsunuz bunların doğru olduğunu, gerçek olduğunu. yalnızca gerçeğin yüzünüze vurulmasından hoşlanmıyorsunuz. bu yüzden karşılık veremiyor ve devlet ağzıyla "terörist, hain bölücü" falan filan diye hakaret etmeyi seçiyorsunuz.
bir anti-tez koymak yerine "kürtçü, etnik bölücü, vatansız terörist" gibi demagojik laflarla hakaret etmeyi seçiyorsunuz, çünkü onun söylediği şeyleri çürütemiyorsunuz. mesele tamamen fanon'a karşılık verememenizle, yani gerçekleri reddedememenizle ilgili.
ne diyor mesela fanon fevzi çakmak hakkında, "dersim'de sömürgeci rejim öneren, ikinci dünya savaşı sırasında nazilerle görüşüp sscb'ye saldırma planları yapan, işbirlikçi bir gericidir." ve bunların kaynaklarını da veriyor.
içinizden biri bile çıkıp diyemiyor ki "hayır, bu söylediğin yalandır. fevzi çakmak dersim bölgesinin köleleştirilmesini istememiştir ve nazilerle işbirliği yapmamıştır!" bunu diyemiyorsunuz, çünkü siz de biliyorsunuz bunların doğru olduğunu, gerçek olduğunu. yalnızca gerçeğin yüzünüze vurulmasından hoşlanmıyorsunuz. bu yüzden karşılık veremiyor ve devlet ağzıyla "terörist, hain bölücü" falan filan diye hakaret etmeyi seçiyorsunuz.
gezi hakkında anlatabileceğim en güzel birkaç olaydan birisi. mükemmel bir şeydi lakin biraz geç düşünüldü. meydanın ele geçirildiği ilk gece hemen kurulması ve insanların katılıma davet edilmesi lazımdı. bu da gezi isyanında sosyalistler tarafından yapılan en önemli hatalardan biridir kanımca.
sanılanın aksine, tek parti diktası gibi bir seçim sistemine sahip olmayan ülke.
seçimlerin nasıl işlediğini anlamak için burayı okuyabilirsiniz.
http://www.kubadostluk.org/kubadaki-secimler-hakkinda-10-gercek/
seçimlerin nasıl işlediğini anlamak için burayı okuyabilirsiniz.
http://www.kubadostluk.org/kubadaki-secimler-hakkinda-10-gercek/
böyle giderse bu sözlüğe birkaç gün girmeyeceğim ya. iki gün içerisinde hayatımda okumadığım kadar çok çomarca ve salakça şey okudum. herhalde yirminci defa falan söylüyorum bunu ve buradaki tüm laik çomarlara yönelik: bilmiyorsan ko-nuş-ma.
edit - bir de hayatında 2 cümle marksizm okumamış, işçi sınıfını falan ağzına almamış salaklar "kominizim adı altında bölücülük yapıyorlar.d" diye akıllarınca bize ders öğretmeye çalışırlar ya. en çok o tuhafıma gidiyor. bu nasıl bir öz güvendir yiğitler?
edit - bir de hayatında 2 cümle marksizm okumamış, işçi sınıfını falan ağzına almamış salaklar "kominizim adı altında bölücülük yapıyorlar.d" diye akıllarınca bize ders öğretmeye çalışırlar ya. en çok o tuhafıma gidiyor. bu nasıl bir öz güvendir yiğitler?
nefret ettiğiniz sosyalistler olmasa ülkede şu an faşizmle mücadele eden yok, bunun farkındasınızdır umarım. ahmet şık, nuriye ve semih, real market işçileri, eren enerji işçileri ve haziran hareketi kemalistti tabii, çok pardon..
juche ideolojisi, doğu blokunun çökmesiyle kdhc tarafından teorize edilen sosyalist ideoloji. revizyonist bir anlayıştır ve askeri hanedan rejiminin marksistler tarafından savunulacak bir yanı yoktur. yalnız olası emperyalist müdahalelere karşı desteklenir tabii ki.
eski adalet bakanı. ırkçı alçağın teki. "vatanı ve milleti için savaşmış"-mış, çelişkiye bak.. hem ülkende yaşayan, "müslüman - türk" tiplemesine uymayan etnik ve dini azınlıklara düşmanlık besleyeceksin, onları köleleştirmeye çalışarak halklar arası savaşı ve cinayeti tetikleyeceksin, hem de sonra "yurtsever" falan filan geçineceksin. yersen..
ırkçılık gerçekten geri zekalıların işidir. çünkü ırkçılar pkk'nın ve türevi örgütlerin (kürt-ermeni örgütlerinin) bir sebep değil, yapılanlara karşı bir sonuç olduğunu göremeyecek kadar kördürler. veya bilgisizdirler diyelim. bunu daha önce de (bkz:manisa davası) başlığında söylemiştim, tekrar söylüyorum. sözcüden kafanızı kaldırın da azıcık gerçek türkiye cumhuriyeti tarihini araştırın. kimsenin keyfinden isyan edip sorun çıkarmayacağını anlamanızı sağlar belki.
ırkçılık gerçekten geri zekalıların işidir. çünkü ırkçılar pkk'nın ve türevi örgütlerin (kürt-ermeni örgütlerinin) bir sebep değil, yapılanlara karşı bir sonuç olduğunu göremeyecek kadar kördürler. veya bilgisizdirler diyelim. bunu daha önce de (bkz:manisa davası) başlığında söylemiştim, tekrar söylüyorum. sözcüden kafanızı kaldırın da azıcık gerçek türkiye cumhuriyeti tarihini araştırın. kimsenin keyfinden isyan edip sorun çıkarmayacağını anlamanızı sağlar belki.
12 eylüldeki ihbarcı, yalaka vatandaş tiplemesinin kopyaları işte bunlar. bakın biz sosyalistiz, yani yalaka korkaklar tarafından siyasi polisle, yargıyla bilmemneyle korkutulma aşamasını çoktan geçtik. 90 senedir ne kadar islamcı, milliyetçi, darbeci, neo-liberal iktidar varsa üzerimizde bunu denedi ve hala da deniyor zaten. bize işlemiyor. anlayın ve geçin artık bunları.
nasıl pukakalı bu sözlük ya. thkp-c diye girmiştik biz ama.
şu başlıktaki giriler ulusalcılarla düzgünce tartışmanın imkansız olduğunun kanıtıdır bu arada. bilmiyorsan kes sesini ama dimi? bilmediğin konuda boş yapma yani. hiç.
şu başlıktaki giriler ulusalcılarla düzgünce tartışmanın imkansız olduğunun kanıtıdır bu arada. bilmiyorsan kes sesini ama dimi? bilmediğin konuda boş yapma yani. hiç.
filmin gayet başarısız olmasını geçiyorum, yukarıda sebepleri zaten sıralanmış.
bir kere biz bir devrim yapsak her yere heykeller ve anıtlar dikmemiz gerekirdi. çok fazla acı olay yaşandı çünkü. bizim taraftan çok fazla insan öldü, bazen teker teker, bazen toplu halde. bunların bir şekilde hatırlanması lazım.
bir kere biz bir devrim yapsak her yere heykeller ve anıtlar dikmemiz gerekirdi. çok fazla acı olay yaşandı çünkü. bizim taraftan çok fazla insan öldü, bazen teker teker, bazen toplu halde. bunların bir şekilde hatırlanması lazım.
uzun zamandır okuduğum en saçma 2. şey bu olabilir. tabii ki açıklama yapmaya zahmet etmeyeceğim.
güle güle, mütüş partideki kariyerinde başarılar.
güle güle, mütüş partideki kariyerinde başarılar.