hatırladıkça ağlatan durumlar

trainer red
öyle durumlar yaşamışızdır ki hatırladıkça insanın ağlayası gelir.
benimkini anlatayım hemen.
bundan birkaç gün evvel alt komşumuz hale teyze ve oğlu emre bize geldiler.bu emre denen veledi de hiç sevmem paso bilgisayarıma çökmeye çalışır ve bayağı gıcık bi tip.bu emre de 1 hafta önce sünnet olmuştu,ben çok korktuğum için 19 yaşımda sünnet olmuştum ve annem de bunu sünnet mevzusu açılınca oturup anlattı.sonra ne olduysa bu emre denen veled donunu indirdi ve pipisini anneme göstererek 'bak teyze erkek oldum' falan demeye başladı.benim kan beynime sıçradı tabi,annem de bunu alıp kucağında sevmeye başlayınca hemen emre veledinden intikam almalıyım diye içimden geçirmeye başladım.
baktım bu annemi öpüyor annem de bunu öpüyor,eeh dedim yeter hemen koca cüssemle hale teyzenin kucağına atladım ve bunu öpmeye başladım.hale teyze eliyle beni ittiriyor arkadan annem çekiştiriyor,emre de ağlıyordu.'hale teyze bak ben de erkek oldum' diyerek indirdim donumu pipimi gösteriyorum,hale teyze mosmor oldu eliyle ağzını tutuyor,annem kuranı bıraktı tevrattan ayetler okuyup lanet ediyor emre de artık ağlamayı bırakıp donuk bi vaziyette tavanı seyrediyordu.
neyse ki annem oklavayı çekip kafama vurdu da kendime geldim.annem allah belanı versin diyerek yüzüme tükürdü.ben burda onun namusunu kollarken onun bana böyle davranması çok zoruma gitmişti.
hemen koşarak odama gidip yaşadıklarımı düşünerek ağlamaya başladım ve ne zaman bu olay aklıma gelse bana yapılan haksızlığı düşünüp bi daha ağlarım.
2
lightbringer
En değerlinin uzakta olması ona sarılamamak onu hissedememek sanırım beni gerçekten üzen ve ağlatan durum buydu bu yaşıma kadar,bazı duygular onunla bambaşka benim için bir gün kavuşmak dileği ile...
morpheus
bir tarih dersiydi, atatürk'ün hayatını işliyorduk ve öğretmen tam olarak şunu söylemişti "evet arkadaşlar maalesef mustafa kemal atatürk öldü" sınıfın ortasında ağlamaya başlamıştım. hala o anki duygum aklıma geldiğinde gözlerim dolar. ışıklar içinde uyu mustafa kemal paşa!
2
azadi
Küçük değildim. 18 yaşında idim. Yazın ankara bb yardım kamyonlarnda çalışıyordum. Sabahları 6-30 gibi büyük Migros un oradaki belso soğuk hava deposunda mal yüklüyorduk. Haliyle hersabah gitmek durumundaydm.
Sabahın körü çıktım yola gene bahcelievlerden. Tam göbek delligimin aşağı kısmında ağrılar kramplar... acil büyük tuvalete çıkmam gerek. Sabancı kız yurduna kadar tuttum. Belki gazinin oralarda bi yere sığınırım diye... Ancak olmadı. Tam banliyölerin oraya vardım ki saldım ne varsa. Paçalarımdan akmasın diyede çorapları çektim pantolonun üstüne. Ancak geri donemezdim öylesine. Isten atarlardı. Gidip izin almam gerekti. Aynı kamyonda çalıştığım barış ismindeki arkadaşımı uzaktan bağırmak suretiyle yanıma çağırdım deponun tel örgülerinin dibine. Geldi, anlattım zaten kokudan anladı. Önce güldü p*ç. Dedim git şefe söyle eve gitmem lazım acilen. Ama başkası bilmesin.
Gitti söyledi ben de eve gittim. Ancak ertesi gün işe geldiğimde herkes dalga geçti. Sadece şefe soylememis yani göt barış
thecomarhunter
Yarin gece 3 te buraya bir yazi birakicam zamaninda anilarimi kitaplastirma hevesiyle kalktigim isten elimde kalan nadir yazilardandir. Kisacasi cigaralarinizi hazirlayin baya efkarlidir.

Edit ; Basligi unutmamak icin birakilmis entrydir