confessions

yoldangecenbirlaik

Bira  · 26 Nisan 2017 Çarşamba

  1. toplam giri 68
  2. takipçi 5
  3. puan 882

doctor who

yoldangecenbirlaik
BBC'de 1963'ten beri yayınlanır. klasik ve modern seri olarak ikiye ayrılır. klasik seri 1963'ten 1989'a kadar çıkmış, 1996'da filmi çekilmesiyle sinema severlerle buluşmuştur. 2005'te tekrar çekilmeye başlanmış ve günümüzde de devam eder. bir zaman lordu'nun maceralarını ele alır. Tabii lordumuzun bir sonik tornavidası ve Tardis'i hiç olmassa olmaz dediğimiz şeyleridir. Yol arkadaşlarıda olmuştur ama çoğuna veda etmek zorunda kalmışızdır. Doctor Who'nun diğer dizilere oranla daha düşük bütçeyle çekildiği de doğrudur. Sırasıyla doctorları yazarsak
1.Doctor William Hartnell (1963-1966)
2.Doctor Patrick Troughton (1966-1969)
3.Doctor John Pertwee (1970-1974)
4.Doctor Tom Baker (1974-1981)
5.Doctor Peter Davison (1981-1984)
6.Doctor Colin Baker (1984-1986)
7.Doctor Sylvester McCoy (1987-1996)
8.Doctor Paul McGann (1996-1996)
Savaş Doctor'u John Hurt
9. Doctor Christopher Eccleston (2005-2005)
10. Doctor David Tennant (2005-2010)
11.Doctor Matt Smith (2010-2013)
12.Doctor Peter Capaldi (2014-günümüz)
yol arkadaşlarını sayıcak olursak bir sürü varlar. Hüzünlü vedalara sahipler. Doctor who'da hem gülerken bir yandan ağlayabilirsiniz. (Yol arkadaşlarına pek değinmedim çünkü yaramı deşiyorlar hepsi kalbimizde ama bana göre en çok Sarah Jane Smith'i oynayan Elisabeth Sladen... huzurlar içinde uyusun...)

dünya'nın şekli

yoldangecenbirlaik
t-rex şeklindedir. Hatta uzayda yürür. Canı sıkıldığında güneş etrafında dolaştığı gerçektir. Arada kankası Mars la buluşur. kendisi de Allosaurus şeklindedir. Buluştuklarında Asteroid Kuşağı'nda gezintiye çıkarlar. Unutmamak gerekir ki oradaki asteroidler triceraptors şeklindedir.

ırk ve ırkçılık tartışmasında bilim

yoldangecenbirlaik
on yedinci yüzyılın sonlarına doğru, Avrupa'nın sanatçı ve fikir adamları ortak bir ideal çerçevesinde birbirlerine o kadar sıkı kenetlenmişlerdi ki, aralarındaki işbirliği politik olaylardan neredeyse hiç etkilenmedi. bu birlik latincenin yaygın olarak kullanılmasıyla daha da kuvvetlendi.

bugün geri dönüp baktığımızda, bu durumun kayıp bir cennet olarak değerlendirebiliriz. milliyetçiliğin bu ihtirasları bu ortak aklı yok etti ve bir zamanlar tüm dünyayı birleştiren latin dili bugün ölmüş durumda. eli kalem tutan insanlar milliyetçiliğin sözcüsü haline geldiler ve aklın ortak ürünleriyle ilgili hissiyatlarını kaybettiler.

bugün uluslararası fikirlerin, pratik işlerle ilgilenen politikacılar tarafından savunulduğu tuhaf bir durumla karşı karşıyayız. işte, milletler cemiyeti'nin yaratıcıları da onlar.

kaynakça: benim gözümden dünya - albert einstein

artık türkiye'de yaşayabileceğine inanmamak

yoldangecenbirlaik
Bazenleri benimde buna inancım kalmıyor ama atatürk'ün ve atalarımızın kanlarıyla kazandığı toprakları cahil kesime yediremeyiz. iran gibi olma yolunda ilerliyor olabiliriz ama iran da yapılan en büyük hatalardan biri bence aydın kesimin ülkeyi terketmesidir. Atatürk'ün sözlerinden biri olan "En büyük savaş cahilliğe karşı yapılan savaştır." sözünü unutmamak gerekir. Bu ülkeyi yeniden yeşertebiliriz. Yaşamın olduğu her yerde umut vardır. Kendimden örnek vericek olursam otobüste kitap okuduğumda insanlar bana yer veriyorlar. Kitap fuarında
çocuklar edebi yönden ağır basan kitaplar alıyorlardı. umut var sadece bunu yeşertmemiz gerek. Bana göre cahillikle iki türlü savaşılır ya kalem ya da kılıçla.

john lennon

yoldangecenbirlaik
çoğu kişi gözlüklerime harry potter gözlüğü der ama ben alırken john lennon gözlüğüne benzer gözlükleriniz var mı diye sorarak almıştım. Hayranı olduğum bir insandır kendisi. yaşaydı muzik dünyası daha iyi olurdu bence.

Türkiye ateist bir devlet olsaydı

yoldangecenbirlaik
devlet yerine türkiye vatandaşları ateist olsaydı daha ileri bir düzeyde olabilirdik. en basit örneklerden biri olarak rahatça tartışırdık, şiddet ve kavga ortamı olmazdı, herkes birbirinin hakkını ihlal etmeden yaşardı, bilim ve teknoloji ileri seviyede olurdur, atatürk'ün istediği muasır medeniyetler seviyesine çıkardık, insanların yaşamak isteyeceği bir ülke olurduk, kitaplara olan sevgimiz artardı, çoğu kişi kitap okurdu vs... diye gidiyor kısaca biz çok iyi olurduk...

büyümeyi reddetmek

yoldangecenbirlaik
ne kadar maddi yani bedensel olarak büyüsemde kabul ettiğim bir durumdur. Oyuncak oynamanın, gülmenin, hoplayıp zıplamanın, herşeye sevgi ile yaklaşmanın, onlara göre çocukca ama bize göre normal davranmanın kusuru yoktur. Kusurlu olan onlardır. Ünlü insanlarda şöyle demişler:
Eğer bir gün yolunuzu kaybederseniz bir çocuğun gözlerinin içine bakın; çünkü bir çocuğun bir yetişkine öğretebileceği her zaman üç şey vardır: Nedensiz yere mutlu olmak, her zaman meşgul olabilecek bir şey bulmak ve elde etmek istediği şey için var gücüyle dayatmaktır. "
Paulo Coelho
"Çocuklar en gözü pek filozoflardır. Ve gözü pek filozoflar da kaçınılmaz olarak çocuk kalırlar. Evet, tıpkı çocuklar gibi durmadan soru sorarlar."
Yevgeniy Zamyatin
Çocukluk, hayatımız boyunca özlemle geri dönüp baktığımız masumiyet ve mutluluk dönemi, hayatın cennetidir, kayıp cennet.
Arthur Schopenhauer

star wars

yoldangecenbirlaik
çok uzun zaman önce, çok çok uzak bir galakside yaşanan olayları anlatır. o galaksi de uzayda savaşlar, ışın kılıçları, R2P2 gibi tatlı ama battle droid gibi kötü droidler, iyilerin kötüye dönüştüğü, Death Star gibi ölümcül harika bir silahı, Baspin'deki bulut şehrini, uzay gemileriyle harika savaşlar yapılan, Anakin Skywalker'dan tutun Palpatine' e kadar harika karakterler göreceğiniz film serisidir. Resmen film paralel bir evren gibi içinde kaybolabileceğiniz birşey.
Choose your side and may the force be with you.

kuran kursu

yoldangecenbirlaik
ilk gittiğim sene su savaşı başlatmıştım sonraki senelerde de oradaki ablalardan biri yaptığım yaramazlıklardan ve sorduğum sorulardan dolayı bana bu ileride inançsız kafir olur demişlerdi. Çok ileri görüşlüler haklı çıktılar.

predestination

yoldangecenbirlaik
peter spierig ve michael spierig kardeşlerin yaptığı muazzam beyin yakan filmi. başrolleri ethan hawke ve sarah snook'dur. filmin ana konusu olmuş ya da olabilecek olayların önüne geçen ve suçluları yakalayan zaman ajanını konu alır.ajanın son görevi ise Fiyasko Bombacısı yakalamaktır. Bu sırada The Unmarried mother rumuzlu John isminde bir köşe yazarıyla tanışır. Barda başlayan sohbetleri ileriki zamanlarda daha da koyulaşır.
Doctor Who izleyen biri olarak beynim pek yanmadı ama ilk defa izleyen arkadaşlarımın beyinleri yanmış halde filmi bitirdiler. bende 2 hafta boyunca büyüsünden çıkamayan biri olarak size tavsiye ederim.

aldığınız en değerli hediye

yoldangecenbirlaik
babamın bana doğum günü hediyesi olarak aldığı saatler. İlk saatimi bana çok küçükken almıştı ama babam sayesinde zaman kavramım oluştu. Onun sayesinde zamanlamalarımı harika bir şekilde ayarlayabiliyorum. Son aldığı saati de 2 sene önce hediye etmişti. Kolumdan çıkarmadan dolaşmam.

mileva maric

yoldangecenbirlaik
sırp asıllı fizikçi. Doğuştan aksak olduğu için topallayarak yürür. çocukluğunda sadece erkeklerin gittiği okula gitmiş, zekası okul müdürünü çok etkilediği için. sonrasında ise zurih federal teknoloji enstitüsünde öğrenim gören 4 kız öğrenciden beridir. Einstein'ın sınıfındaki tek kız öğrenci olmakla beraber Einstein'le evlilik yapmış ama evlilikleri kısa sürmüştürve Einstein'ın ilk hanımıdır. Einstein'la oturup bir sürü makale yazmış ama adı geçmemiştir. Bana göre mileva maric eğer kendi adını o makalelere yazsaydı belki şöhreti olabilirdi. maalesef 1948 yılında ölmüştür.

genius

yoldangecenbirlaik
Bu sezon Albert Einstein'ın hayatını ele alıyor. Bohr ile arasında olan tartışmayı bekliyorum en çokta Solvay Konferansı'nı. acaba Lonrentz,Curie, Planck, Schrödinger, Guye gibi isimler olacak mı? umarım Einstein'ın kayıp kızı Lieserl'e değinseler iyi olur.

sözlük kitap kulübü

yoldangecenbirlaik
Alexandre Dumas'ın 21. yüzyılda bulunan kitabı. Adı Son Şövalye'dir. Hatta kitap Milli kütüphane arşivinde tesadüfen bulunmuş. Ama o dönem basılırken tefrika halinde başılmıştır. Dumas'ın Beyazlar ve Maviler kitabının devamı niteliğinde de değerlendiriyor. Kitap ayrıca Napolyon döneminde geçiyor. okumanızı tavsiye ederim.
(bkz:spoiler)
Alexandre Dumas bu romanı yazarken 4 ila 6 cilt arasında yazmayı planlar ama ömrü yetmez. yani kitabın nasıl sonlanacağını biz bulacağız gibi birşey.