udovic lazarus zamenhof (ludwik lejzer, ludwik łazarz) (d. 15 aralık 1859, białystok – ö. 14 nisan 1917, varşova), polonyalı, yahudi bir göz doktoru, filolog ve dünyada en çok kullanılan yapay dil olan la internacio lingvo yani esperantonun yaratıcısıdır.
yaşam öyküsünün yazarları olan a. zakrzewski ve e. wiesenfeld'e göre, ana dili rusça, yidiş ve lehçedir. ayrıca akıcı bir şekilde almanca konuşabilmekteydi. daha sonra fransızca, latince, yunanca, ibranice ve ingilizce öğrendi ve ayrıca italyanca, ispanyolca ve litvanyaca ile ilgilendi.
(orijinal adıyla Lingvo internacia), Leh göz doktoru Ludwik Lejzer Zamenhof tarafından 1887 yılında yaratılan yapay dil.
Dünyada en yaygın yapay dildir,
dünyadaki tüm insanların anlaşabileceği tek ve kolay bir dil olması amacıyla üretilmiştir, dil kuralları basit olup istisnalar yoktur.
üretildiği dönemdeki popüler diller almanca ve fransızca olduğu için bu dillerden sözcükler içerir. grameri italyancaya benzer ve kulağa ispanyolca gibi gelir.
Esperanto adil ve tarafsız bir dildir, hiçbir ülke Esperanto üzerinde hak iddia edemez.
bu dili bilenlere Esperantist deniliyor ama Esperantizm diye bir şey yok. (Esperanto'dan gelen bir terim.)
En çok esperantist Hollanda'da var.
Dünyada en yaygın yapay dildir,
dünyadaki tüm insanların anlaşabileceği tek ve kolay bir dil olması amacıyla üretilmiştir, dil kuralları basit olup istisnalar yoktur.
üretildiği dönemdeki popüler diller almanca ve fransızca olduğu için bu dillerden sözcükler içerir. grameri italyancaya benzer ve kulağa ispanyolca gibi gelir.
Esperanto adil ve tarafsız bir dildir, hiçbir ülke Esperanto üzerinde hak iddia edemez.
bu dili bilenlere Esperantist deniliyor ama Esperantizm diye bir şey yok. (Esperanto'dan gelen bir terim.)
En çok esperantist Hollanda'da var.
sigmund freud'un sözü;
Bence kısmen doğru, aşk sadece libidodan (cinsel dürtüden) ibaret değil ama katılıyorum.
Aşk denen cinsellik üzerine kurulu sevgi ile birleşmiş bir şey. Üreme zaten insanın temel amaçlarından biri. Diğer hayvan türleri de eşlerini etkilemeye çalışıyor.
Bence kısmen doğru, aşk sadece libidodan (cinsel dürtüden) ibaret değil ama katılıyorum.
Aşk denen cinsellik üzerine kurulu sevgi ile birleşmiş bir şey. Üreme zaten insanın temel amaçlarından biri. Diğer hayvan türleri de eşlerini etkilemeye çalışıyor.
Sigmund freud'un kullandığı ("aşk yoktur libido vardır.") Cinsel dürtü -içgüdü- anlamındaki sözcük.
Latince “libd” (arzu, memnuniyet ve şehvet) kelimesinden türetilmişltir.
Latince “libd” (arzu, memnuniyet ve şehvet) kelimesinden türetilmişltir.
ing. paradox of tolerance (tolerans paradoksu) karl popper tarafından 1945 yılında tanımlanmıştır. doğrudur ve aslında paradoks değildir.
çağımızdaki liberal demokrasilerinin tanımlayıcı özelliğinden biri olan tolerans, Latince - tolerare kelimesinden türemiştir. Tolerans basit olarak, katlanma ve tahammül etme anlamlarına gelmektedir.
sınırsız tolerans (hoşgörü) , zorunlu olarak sonunda, hoşgörünün kendisinin ortadan kalkmasına yol açar. can alıcı soru şudur : hoşgörüsüz insanlara da hoşgörü gösterilmeli midir?
cevap: eğer hoşgörüsüz olanlara da hoşgörü gösterirsek, hoşgörülü olan bir toplumu hoşgörülü olmayanların saldırısına karşı savunmaya hazır olmazsak, hoşgörülülerin ve hoşgörünün kendisi ortadan kalkacaktır.
tolerans liberalizmin sorunlarından biridir.
çağımızdaki liberal demokrasilerinin tanımlayıcı özelliğinden biri olan tolerans, Latince - tolerare kelimesinden türemiştir. Tolerans basit olarak, katlanma ve tahammül etme anlamlarına gelmektedir.
sınırsız tolerans (hoşgörü) , zorunlu olarak sonunda, hoşgörünün kendisinin ortadan kalkmasına yol açar. can alıcı soru şudur : hoşgörüsüz insanlara da hoşgörü gösterilmeli midir?
cevap: eğer hoşgörüsüz olanlara da hoşgörü gösterirsek, hoşgörülü olan bir toplumu hoşgörülü olmayanların saldırısına karşı savunmaya hazır olmazsak, hoşgörülülerin ve hoşgörünün kendisi ortadan kalkacaktır.
tolerans liberalizmin sorunlarından biridir.
İnsanların politik görüşlerine göre sağcı ve solcu diye ayrılmasının kökeni 1789 Fransız İhtilali'yle fransa'da başlıyor.
Devrimden sonra açılan Fransız Ulusal Meclisi'nin (assemblée nationale) ilk oturumunda Başkan'ın Sağ tarafındaki koltuklarda Kralı destekleyenler (meşruti monarşi yanlıları); Sol tarafındaki koltuklarda ise Devrim taraftarları oturuyordu.
1791 yılında Ulusal Meclisin yerini Yasama Meclisi aldığında da tartışmalar ve ayrım devam etti.
Sağ kanatta: Kralı ve meşruti monarşiyi savunanlar;
Sol kanatta: Krala güvenmeyen, özgürlük ve eşitlik gibi idealleri savunan "yenilikçiler" ve bazı "radikaller" bulunuyordu.
Ortada ise: bir tarafı bulunmayan; kendilerini devrime bağlı hisseden ancak sağ kanattan gelen bazı teklifleri de destekleyen "Ilımlılar" vardı.
Devrimden sonra açılan Fransız Ulusal Meclisi'nin (assemblée nationale) ilk oturumunda Başkan'ın Sağ tarafındaki koltuklarda Kralı destekleyenler (meşruti monarşi yanlıları); Sol tarafındaki koltuklarda ise Devrim taraftarları oturuyordu.
1791 yılında Ulusal Meclisin yerini Yasama Meclisi aldığında da tartışmalar ve ayrım devam etti.
Sağ kanatta: Kralı ve meşruti monarşiyi savunanlar;
Sol kanatta: Krala güvenmeyen, özgürlük ve eşitlik gibi idealleri savunan "yenilikçiler" ve bazı "radikaller" bulunuyordu.
Ortada ise: bir tarafı bulunmayan; kendilerini devrime bağlı hisseden ancak sağ kanattan gelen bazı teklifleri de destekleyen "Ilımlılar" vardı.
bilimin dili, seslendirmesi ve gramerinin zorluğuna rağmen üşenmesem öğrenmek istediğim dil.
italyanca,ispanyolca,fransızca,portekizce ve rumence latin kökenlidir, bu dillerde latince sözcükler bulunur.
italyanca,ispanyolca,fransızca,portekizce ve rumence latin kökenlidir, bu dillerde latince sözcükler bulunur.
latince: taş
anlamı ereksiyon'dan geliyor, evet bildiğimiz ereksiyon. kalkmak, dikilmek anlamında, yani kalkmış olan insan, dik insan anlamına geliyor. homo sapiens türünün atası kabul ediliyor.
insan artık maymun gibi 4 ayağının üstünde değil, iki ayağının üstüne kalktı. bu kalkış günümüzden yaklaşık 2 milyon yıl öncesine denk geliyor, yani yaklaşık 2 milyon yıldır yürüyoruz dünyada.
insan artık maymun gibi 4 ayağının üstünde değil, iki ayağının üstüne kalktı. bu kalkış günümüzden yaklaşık 2 milyon yıl öncesine denk geliyor, yani yaklaşık 2 milyon yıldır yürüyoruz dünyada.
Latincede; Homo: insan, sapiens: akıllı, zeki anlamına geliyor. Yani homo sapiens akıllı insan demek.
primatlar hominidae ailesi homininae alt-ailesi hominini kabilesi homo cinsinin yaşayan tek türüdür. Homo erectus bu türün atası kabul edilir.
primatlar hominidae ailesi homininae alt-ailesi hominini kabilesi homo cinsinin yaşayan tek türüdür. Homo erectus bu türün atası kabul edilir.
Atatürk'ün ilkelerini ve kapsayan Kapitalizm ve sosyalizmin sentezi bir ideolojidir. En başta anti-emperyalist olup sonradan küçük burjuva ideolojisine dönüşmüştür. Hem sağ hem sol görüşlerden ilkeler mevcut fakat sola daha yakındır.
Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye'ye ithal ettiği sosyal, kültürel, politik ve ekonomik uygulamalar bütünü hakkında bir kitap ya da manifesto kaleme alarak düşüncelerine temel teşkil eden noktaları açıklama gereği duymadı. Kemalizm adına bir temel eserin yazılmamış olması, Atatürk'ün Altı İlke konsepti çerçevesinde tam olarak neleri kast etmiş olduğu konusundaki birincil kaynakları, CHP parti programları, partinin Atatürk dönemindeki uygulamaları ve Atatürk'ün söz ve demeçleri ile sınırlı kılıyor.
Ayrıca altı ana ilkenin yanında anayasaya girmeyen bütünleyici ilkeler de vardır.
Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye'ye ithal ettiği sosyal, kültürel, politik ve ekonomik uygulamalar bütünü hakkında bir kitap ya da manifesto kaleme alarak düşüncelerine temel teşkil eden noktaları açıklama gereği duymadı. Kemalizm adına bir temel eserin yazılmamış olması, Atatürk'ün Altı İlke konsepti çerçevesinde tam olarak neleri kast etmiş olduğu konusundaki birincil kaynakları, CHP parti programları, partinin Atatürk dönemindeki uygulamaları ve Atatürk'ün söz ve demeçleri ile sınırlı kılıyor.
Ayrıca altı ana ilkenin yanında anayasaya girmeyen bütünleyici ilkeler de vardır.
Fransızcadan (chaussée) türkçeye geçmiştir.
Taş kırıkları üzerine kum döşenip silindir geçirilerek yapılan yola denir.
Taş kırıkları üzerine kum döşenip silindir geçirilerek yapılan yola denir.
Dostoyevski'nin suç ve ceza romanında raskolnikov'un kız kardeşidir. dunya veya Dounia da derler ona.
deniz'in idam sehpasında son sözleri şunlardı:
“yaşasın tam bağımsız türkiye!
yaşasın marksizm leninizmin yüce ideolojisi!
yaşasın türk ve kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi!
kahrolsun emperyalizm!
yaşasın işçiler, köylüler!”
“yaşasın tam bağımsız türkiye!
yaşasın marksizm leninizmin yüce ideolojisi!
yaşasın türk ve kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi!
kahrolsun emperyalizm!
yaşasın işçiler, köylüler!”
Telaffuzu zor olup eski kitaplarda geçen arapça: bundan dolayı, bunun için anlamındaki sözcük.