confessions

bicibici

Bira  · 13 Mayıs 2017 Cumartesi

  1. toplam giri 103
  2. takipçi 4
  3. puan 1582

turan hareketi

bicibici
Enver Paşanın hayaliydi sanırım. Gerçekleştirmeye çalıştı ancak pek başarılı olamadı. Daha sonraları ziya gökalp bir hayli sahiplendi bunu ancak daha kendi ülken bölümlere ayrılmışken öte yandan sovyet zulmü altındaki parçalanmış türklerle birlik olmak fikri yine tutmadı. Birkaç yıl önce bir turan ordusu muhabbeti çıktı ama pek inanmadım. Doğrusu var mı sahi? Velhasıl güzel bir hayal. Hatta güzel bir ütopya.

iq arttıkça dine olan bağlılığın azalması

bicibici
Iq arttıkça'dan kasıt zannediyorum ki sorgulamak, düşünmek, anlamak... Dinin istediği bağnaz insanlar yetişmesi değildir. Dinin istediği düşünnmen, anlaman, sorgulamandır. Bugun resmi kayıtlarda %99 küsürümüz müslüman. Ancak şöyle bir sorduğumuzda kaç kişi iman etmiştir. İman etmek farklıdır. Anlamak, yaşamına geçirmektir. Kalp ile tasdik sanırım burası oluyor. Bilmelisiniz ki ahirette ilk sorgulanacağınız şey imanınızdır. Bunu hadis ve ayetlerden biliyoruz. Hadislerin doğruluğunu kısa bir kronolojik araştırma yaparsak, kolayca ispat edebiliriz. Peki ayetlerin yani Kuranı kerimin Allah kelamı olduğunu nerden biliyoruz. Bunu birkaç maddede sıralamak mümkün:
**Kur'an'ın nazmındaki belağat
**ümmi bir zattan sudur etmesi
**lafzındaki fesahat
**câmiiyet-i hârikulâdesi
**İhbarat-ı gaybiyesidir.
...
Peki madem Allah kelamı dedik, o halde Allah'ın varlığını ispat et."Bir köy muhtarsız olmaz. Bir iğne ustasız olmaz, sahibsiz olamaz. Bir harf kâtibsiz olamaz, biliyorsun. Nasıl oluyor ki, nihayet derecede muntazam şu memleket hâkimsiz olur?"
Vesaire vesaire... Sorgulamak böyle olur zincirleme devam eder. Ancak sorgulamanın çesidi vardır. Niyet doğruyu bulmak mı açıkları bulmak mı?
Ben şahsi hayatımda sorgulayan, düşünen anlamaya çalışan bir insanım. Ve sorgulayan insanın dine bağlılığının azaldığını düşünmüyorum. Bilakis artar.
Ayrıca
(ara:Risaleinur 10.söz)
(ara:risaleinur 25.söz)

düşünebiliyor musunuz

bicibici
Düşününün düşünün düşünün. Düşünmeyen insanın pek bi farkı yoktur hayvandan. Yemek-içmek,uyumak ve sevişmenin ötesindedir düşünmenin verdiği lezzet. Ancak zordur düşünmek hatta öyle ki ünlü düşünürün şu sözü beni bi hayli düşündürdü.
“Pek çok insan, düşünmektense ölmeyi tercih eder. Aslında, ölürler de.“
Bertrand Russelle

tanrı değil allah saçmalığı

bicibici
Saçmalık değildir bilakis sebebi vardır. Bunu diyen insanlar ekseriyetle sebebini bilmediklerinden, "neden" sorusuna cevap verememiş ve artık maalesef bir saçmalık gibi görünmeye başlamıştır. Tanrı ve Allah kelimesinin farkı ise şöyledir:
Allah; bu kainatı yaratan ve tek olan Zat'ın ismidir.
Tanrı; insanların “olağanüstü güç sahibi yaratıcı ve yönetici” olduğuna inandıkları varlık ya da varlıklara verdikleri genel isim olmuştur. Türkçe'de Tanrı olan bu kelime, Arapça'da ilah olarak geçmektedir.
Tanrı ve tanrıça kelimeleri tarih boyunca neredeyse her çeşit varlığa verilmiş cins isim olan kelimelerdir. İnsanlar kendilerine; her biri ölümlü olan kadın-erkek, insan-hayvan vs. tanrılar edinmiştir. Yani tanrı çoğulcu bir anlayışın ürünüdür. Bu kullanım açısından bakıldığında “Tanrı” kelimesi “Allah” kelimesi ile hiç bir şekilde örtüşmez. Ve “Allah” kelimesi yerine “Tanrı” kelimesinin kullanılması uygun olmaz. NitekimAllah (cc) birdir, sonsuzdur, yaratılmış olan her şeyden ve herkesten üstündür, hiç bir şekilde yarattıklarına benzemez.
Tanrı kelimesi “her şeyden üstün olan yaratıcı ve yönetici” manasıyla kabul edildiğinde ise; Allah, varlığı gerçek ve kesin olan tek Tanrı'nın özel ismidir.
Onun dışında Allah'ın "Allah" dışında ,tefsir okuyanlar bilir, 999 ismi vardır. Ki birçok yerde görmüşsünüzdür ki;
Kadir-i Zülcelal, cemil-i zülcemal, vacib-ul vücud, rabbis semavatı vel ard... Gibi isimleri çokça kez kullanılmaktadır.
"Müslümanları değil,İslamı araştırın."

soma faciası

bicibici
13 mayıs 2014 te manisa ilinin soma ilçesinde kömür madeninde çıkan bir kazada 301 madencinin vefatıyla sonuçlanan facia. Geride ise yanlış hatırlamıyorsam 438 tane yetim çocuk kalmıştır. Tarihimize elim bir leke olarak geçmiştir.

Steam

bicibici
Çılgıncasına dota oynadığım zamanlarda pek aktif kullandığım oyun platformu. Ayrıca;
"Steam bilgisayar oyunlarını satın alabileceğiniz ve oynayabileceğiniz devasa bir oyuncu platformudur. Her an aktif olarak 5 milyondan fazla kullanıcı bulunan Steam'i kullananların sayısı her geçen gün daha da artmaktadır. Valve'in kendi geliştirdiği oyunların dışında popüler ya da bağımsız birçok oyun üreticisinin oyunları da Steam üzerinden satın alınabilir durumdayken aynı zamanda farklı yollardan aldığınız Steam uyumlu oyun anahtarlarını platformda aktif hale getirerek oyunlara erişilebiliyor.

Online bir oyun platformu olan Steam, sadece bir oyun alışveriş sistemine değil, aynı zamanda bir oyun ağı sunan sosyal bir oluşum da sunuyor. Arkadaşlarınız ile oyun oynayabileceğiniz Steam'de arkadaş listenizde yer alan oyuncuları direkt olarak oyununuza davet edebileceğiniz gibi dilerseniz de arkadaşlarınızın oyunlarına katılabiliyorsunuz. Oyun oynamanın yanı sıra "Steam Market" adlı sistem sayesinde oyunlardan elde ettiğiniz eşyaları, satın aldığınız oyunları (Gift olarak satın aldıysanız) veya eşyaları satabilir hatta diğer oyuncuların satmak istediği eşyaları satın alabilirsiniz. Kabaca Steam içerisinde yer alan en temel özelliklerin bunlar olduğunu söyleyebiliriz."
http://www.webtekno.com/oyun/steam-nasil-kullanilir-h454.html

anneler günü

bicibici
Hep böyle özel günler geldiğinde ilk aklıma gelen" bu nereden çıktı,İlk kim kutladı,hangi millete ve dine dayanır, hangi görüşle temellendirilir, bu kutlamalar kimlerin işine gelir...? " gibi sorulardır. Malum anneler günü bahsi açılmışken şöyle bir tarihçesi şöyledir:
"Tarihteki ilk anneler günü kutlamaları, antik Yunan'da, tanrıların anası Rhea onuruna düzenlenen bahar kutlamalarına dayandırılabilir. 1600'lerin İngiltere'sinde “Anneler Pazarı” kutlanırdı.
“Lent” adı verilen ve Paskalya'nın 40 gün öncesinden başlayan sürecin dördüncü pazarında kutlanılan “Anneler Pazarı” ile, bütün İngiliz anneler onurlandırılırdı.
O zamanlar yoksul İngilizlerin çoğu, varlıklı ailelerin yanında hizmetçilik yapmaktaydı. Çalıştıkları evler çoğunlukla kendi evlerinin çok uzağında kaldığından, hizmetçilerin işverenlerinin yanında yaşamasına izin verilirdi. “Anneler Pazarı”nda hizmetçilere izin verilir, evlerine gidip günü annelerinin yanında geçirmeleri teşvik edilirdi.
“Anneler Pastası” denilen özel bir pasta, bu kutlamayı daha da özel kılardı.
Hıristiyanlığın Avrupa'da yaygınlaşmasıyla kutlama biçim değiştirerek “Kilise Ana” kutlamasına dönüştü. Kendilerine hayat veren ve kötülüklerden koruyan gücün “Kilise Ana” olduğuna inanılırdı. Zamanla kilise festivali ile “Anneler Pazarı” kutlamaları karıştı ve insanlar, kiliseyle birlikte annelerine de şükranlarını sunar oldular.
ABD'de Anneler Günü ilk defa 1872'de Julia Ward Howe tarafından, barışa adanan bir gün olarak önerildi. Bayan Howe her yıl Boston'da Anneler Günü kutlamaları organize etti.
1907 yılında Philadelphia'da Ana Jarvis adında bir kadın, ulusal bir Anneler Günü için kampanya başlattı. Bayan Jarvis, West Virginia eyaletinde annesinin bağlı olduğu kiliseyi, annesinin vefatının ikinci yıldönümü olan mayısın ikinci pazarında, Anneler Günü'nü kutlamaya ikna etti. Ertesi yıl Anneler Günü, bütün Philadelphia'da kutlanmaya başladı.
Bayan Jarvis ve onu destekleyenler bakanlara, iş adamlarına ve politikacılara, ulusal bir Anneler Günü ilan edilmesi için dilekçeler yazmaya başladılar. 1911'de arzuları gerçekleşti ve Anneler Günü tüm eyaletlerde kutlanır oldu. Başkan Woodrow Wilson, 1914'te resmi bir açıklama ile Anneler Günü'nü ulusal tatil ilan etti. Böylece Anneler Günü'nün, her yıl mayısın ikinci pazarında kutlanmasına karar verilmiş oldu.
Dünyanın çeşitli ülkelerinde Anneler Günü'nün farklı tarihlerde kutlanmasına karşın, Danimarka, Finlandiya, İtalya, Türkiye, Avustralya ve Belçika'da Anneler Günü mayıs ayının ikinci pazarında kutlanmaktadır."
Evet tarihçesi bu haberde anlatıldığı gibi olan gündür. Fikrimce masum anlayışla ortaya çıksa da sonra o da diğer birçok özel günün olduğu kapitalizmin buram buram işlediği bir gün haline gelmiştir. Son günlerde çıkan o çok tatlı ve samimi (!)reklamlarda bunu daha net görebilirsiniz. Markalar yarıştı adeta.
Ama yine de hususi dairemizde muhabbete vesile olduğu için bir öpücük bir sarılış ile bunu kutlamanızı tavsiye ederim.

Kaynakwww.star.com.tr/amp/yasam/anneler-gunu-nereden-cikmistir-anneler-gunu-tarihcesi-haber-1217075/
7 /