confessions

atticus finch

βετεράνος♛  · 29 Temmuz 2016 Cuma

  1. toplam giri 1307
  2. takipçi 34
  3. puan 23302

istanbul dehlizleri

atticus finch
istanbul'un pek çok yerini, özellikle "tarihi yarım ada" denilen kısmın altını bir örümcek ağı misali kaplayan ve daracık koridorlarla birbirine bağlanan, çoğu su altında kalmış tünellere denir. history channel'da yayınlanmış "cities of underworld" programının birinci bölümünde kısmen açığa çıkartılmış olsa da çoğunluğu hala keşfedilmemiştir. salacak civarından inen bir tünelin denizin altından kız kulesinin bodrum katına kadar çıktığı, kapalıçarşıdaki bir geçitten inip kınalıadaya kadar yürüyebileceğiniz gibi şehir efsaneleri de vardır. istanbul'da bir çocukken çevremden çok duyduğum ve merak ettiğim bir konuydu ayrıca.

özellikle tarihi okul, hastane, kışla gibi binaların zeminlerinde dehliz geçitlerine rastlamak mümkündür, bu geçitler osmanlıda bir savaş durumunda önemli kişilerin hızlıca şehri terk edebilmesi için inşa edilmişti. saint joseph fransız lisesi, galatasaray lisesi, marmara üniversitesi haydarpaşa kampüsü, sultanahmet mesleki ve teknik anadolu lisesi, selimiye kışlası bunun örnekleri.

adı geçen program
1

Hdp

atticus finch
içindeki islamcı tayfayı mümkün olduğunca susturup, ekarte etmesi ve olaylar karşısında daha anti-emperyalist bir tavır takınması uzun vadede tdh'nin* kalanıyla ilişkiler kurabilmesini sağlayacak parti. tdh ve kdh'nin** ittifakı olursa da muhalefette ortak bir cephe açılmış olur, halkların kardeşliği ve işçilerin birliği açısından çok faydalı bir girişim olur, çiçekler açar, türkiye cennet olur.

*tdh, türk devrimci hareketi. türkiye'de faal ilerici-devrimci tüm gruplar.
**kdh, kürt devrimci hareketi. kürt ağırlıklı olup ilerici nitelik taşıyan tüm gruplar.

edit- nato'nun işe aldığı üyelerini partiden temizlemekle başlayabilirler mesela buna. tabii ki bu dediklerimin olması için parti içinde solcuların baskın çıkması lazım, şu an yeterince güçlü değiller.

kuruçeşme toplantıları

atticus finch
"kuruçeşme toplantıları" veya "kuruçeşme süreci", 1989 yılında türkiye solunun toparlanma ve birlik oluşturma gayesiyle istanbul - kuruçeşmede bir otelde toplanması ve sosyalist birlik ihtimali üzerine yapılan tartışmalara verilen isimdir. bu tartışmalar o dönemlerde "birlik tartışması süreci" adıyla da anılmıştır.

ekşi sözlükte gördüğüm, konuyla ilgili açıklayıcı bulduğum bir giriyi buraya aynen yapıştırıyorum:

"12 eylül sonrasında hemen hemen tüm sosyalist çevrelerde başlayan sorgulama süreci, geçmişin düşman kardeşlerini birbirine yaklaştırmış, benmerkezci ideolojik yaklaşımların yavaş yavaş terk edilmeye başlandığı bir noktada, 1988 yılında, sol hareket içinde yer alan bir çok grup ve çevre ortak bir tartışma platformunda buluşmuştu. daha sonra “kuruçeşme toplantıları” adıyla türkiye sosyalist hareketi tarihindeki yerini alacak olan tartışma toplantıları istanbul'da, eski tkp, tip, tsip gibi parti geleneğinden gelen çevrelerle kurtuluş, yeni yol, sosyalist politika, emek, devrimci mücadele gibi partileleşmemiş çevrelerin katılımıyla gerçekleştirildi. türkiye sosyalist hareketinin iki ana akımını oluşturan parti geleneği ve hareket geleneği ilk kez kuruçeşme'de birleşme yolunda bir araya geldiler. metin çulhaoğlu nun da vurguladığı gibi bu iki geleneğin buluşması fikri ilk kez bir platformda sınanma şansını yakaladı.

kuruçeşme süreci, sosyalizm projesini yeniden düşünme, tasavvur etme yolunda atılmış bir adımdı. sosyalist harekette ilk kez çoğulculuk temelinde atılan bir birleşme adımıydı. kuruçeşme toplantıları atilla aytemur un deyimiyle “solu rehabilite etti”. kuruçeşme toplantıları, geçmişin farklı gruplarının birbirleriyle sıcak ilişkiler kurabileceklerini kanıtladı. birbirlerinin kodlamalarını, kavramlarını çözdüler. birbirleriyle iş yapma ruhunu geliştirdiler. kuruçeşme ye katılan gruplardan murat belgenin deyimiyle birleşik sol bir parti için “olmazsa olmaz” iki ana akımdan biri olan kurtuluş, diğer ana akım olan devrimci yol olmadıkça girişilen tüm çabaların başarısızlıkla sonuçlanacağını iddia ederken, tkp kökenliler ise süreçten mutlaka yasal bir partiyle çıkmak gerektiğini söylüyorlardı.

fakat kuruçeşme, geçmişten gelen bir takıntıyı aşamadı. gruplar arasında devrimci-reformist saflaşması yaşandı. saflaşmanın bir yönünü oluşturan grup, reformcu olarak niteledikleri diğer grupla aynı partide birlikte olamayacaklarını söyleyip devrimci sol bloku oluşturdular. ancak bu girişim de, ertuğrul kürkçü gibi etkili isimleri ve sürece katılmayan troçkist sosyalizm grubunu içine almasına rağmen partileşemedi. diğer bir grup ise böyle bir saflaşmanın doğru olmadığını söyleyerek, yasal bir parti kurulması gerektiğini savundu. bu grupta yer alanlar bir süre sonra, sadun aren ve aziz nesinin öncülüğünde yürütülen birlik çalışması ile aynı zeminde buluşarak, ortak bir parti arayışına girdiler.
kuruçeşme süreci, sonunda beklenilen birlik projesi gerçekleştirilememiş olmasına rağmen sosyalist harekete yeni bir anlayışı yerleştirdi. doğru, hiçbir fraksiyonun tekelinde değildi. bu yüzden aradaki ayrılıklara rağmen ortak bir çatı altında bir araya gelmek bir gereklilikti. böyle bir birliktelik de ancak çoğulcu bir parti modeliyle gerçekleşebilirdi. bu düşüncelerin olgunlaşması neticesinde bir çok grup, hareket ve partiye mensup binlerce insan yepyeni bir sol partinin kuruluşunda yer aldılar. (bkz:özgürlük ve dayanışma partisi)"

bu giriyi yazan arkadaşın da belirttiği gibi, kuruçeşme toplantılarının en büyük tarihsel önemi uzun vadede özgürlük ve dayanışma partisinin kuruluşuna giden ortamı hazırlamış olmasıdır. ödp kurulduktan sonra neler oldu, ne derece başarılı oldu o başka bir tartışma konusudur. ikincil en önemli olay olarak da "gelenek" kökeninden gelen sip tayfasının tkp ismine çöreklenmesi gösterilebilir.

chplilerin cevap veremediği sorular

atticus finch
-her gün demokrasi mavalı okudukları meclisten kürtlerin atılmasına gıklarını çıkarmamaları
-yönettikleri belediyelerde çalışan işçileri hukuksuzca işten atmaları, işçi grevlerini olağanca şiddetleriyle bastırmaları
-adalet kurultayında işçi dövmeleri
-yine aynı adalet kurultayında içki içen birkaç kişiye karşı açıkça akp gericiliğinin yanında saf tutmaları
-"halk tv" denen salak kanalda her gün "gerçek islam bu değeel, m. kemal aslında çok dindardıı" diye bağırmaları
-ne gezi'de, ne 16 nisan'da, ne yüksel direnişinde ne de herhangi bir toplumsal yangında yer almak adına en ufak bir şey yapmamaları
-milletvekillerinin vekillikte yeterli parayı bulamadıkları için birbirinin altını oyması

şimdilik bunlar geldi aklıma.
1

sosyalizmi matah bir şey sanan gençlik

atticus finch
evet aşağıda sosyalizm tarafından hayatları yok edilmiş insanlar, sosyalizmin harabeye çevirdiği kentler ve umarsızca harcanmış bir doğa görüyorsunuz arkadaşlar. bu fotoğraflar kesinlikle kapitalist pazar arayışının ve sömürü kaynaklı savaşların sonucu değiller ve bazı fotoğraflarda gördüğünüz insanlar da kapitalizme değil sosyalizme isyan ediyorlar.










4

pkk'nın mit mensuplarını kaçırması

atticus finch
kimliklerini ve sızdırdıkları bilgilerin bir kısmını açıklamaya başlamışlar.

http://sendika62.org/2018/01/kck-agustos-ayinda-ele-gecirdigi-ust-duzey-mitcilerin-kimliklerini-acikladi-465766/

https://gazeteyolculuk.net/kck-kacirilan-mitcilerin-kimliklerini-acikladi-yeni-bilgiler-aciklayacagiz

edit - açıklamayı buraya yapıştırmıştım, beyinsizin birinin "yerli ve milli" duyguları tetiklendi de peğağalı derörist diyip eksiledi herhalde. açıklamayı silip sadece linkleri bırakıyorum onun yerine.

2009 imf direnişi

atticus finch
2009 senesi 1-8 ekim arasında imf ve dünya bankasının türkiye'de toplanmasıyla başlayan, solun ve anarşistlerin tüm kesimlerinin izmir, ankara ve istanbul'da sokağa döküldüğü eylemler zinciridir. gezi ve tekel direnişinden sonra son 10 senenin en sert, militan ve kitlesel üçüncü direnişi diyebiliriz muhtemelen. o dönemler 15-16 yaşlarımda bir yeni yetme olarak katıldığım ilk kitlesel ve çatışmalı eylemdir ayrıca.

iran olayları

atticus finch
çıktığının ikinci gününde solu üçe bölen olaylar zinciri.

öncelikle şunu söyleyeyim. bizim sol ne zaman en ufak bir bölünmede, tartışmalar esnasında birbirine saldıracak duruma gelmeyi bırakacak çok merak ediyorum. bunu aşmamız lazım artık.

tarafları kısaca özetlersek,
1- iran'daki ayaklanmanın emperyalizmin oyunu olduğunu düşünen diyalektik yoksunu tayfa. genelde tkp ve p*rinçekçiler olarak gördüm bunları. aynı diyalektik yoksunları sırf amerikan emperyalistleri saldırıyor diye rusya'yı, çin'i de destekler. çok ciddiye almaya gerek yok, revizyonistlere harcayacağımız harflere yazık.

2- iran'daki isyanı özgürlükçü bir halk ayaklanması olarak gören, ne tarihten ders almayı ne de ortadoğu'nun ve genel olarak asyatik toplumların iç dinamiklerini öğrenememiş tayfa. umutsuzluktan mıdır, yoksa düzgün değerlendirememekten midir, ortadoğu'da asla gerçekleşemeyecek bir avrupa tipi burjuva-demokratik rejimin hayallerini kuruyorlar. bu türkiye'de iki defa, 1960-1971 ve 1973-1980 arasında denendi, ve ikisinde de açık faşizmle bitti. elimizde tarih bilimi (tarihsel materyalizm, marksizmin bir parçası) var, ve buna göre asya'da mümkün olan yalnızca beş yönetim biçimi var*.
benim gördüğüm kadarıyla halkevleri ve htkp bu ikinci tarafta.

3- "henüz bir şey demek için erken. amerika'nın isyana verdiği destek yadsınamaz, ve dikkate alınmalıdır. lakin isyanı tamamen amerikan oyunu olarak nitelendirmek de orada isyan eden halkların** zekasıyla alay etmek olur. bekleyip, sürecin neye evrildiğini görmemiz ve temkinli davranmamız lazım." diyen kesim. bu da benim dahil olduğum kesim oluyor.

*bu beş yönetim biçimi şöyle.
1- kukla tipi demokrasi. en basit örnek, filipinler. eğer iran'daki süreç amerikan güdümüne evrilirse ve iran yıkılırsa kurulacak olan budur.
2- proletarya diktatörlüğü, yani sosyalizm. örnek, 1986'ya kadar sscb, 1983'e kadar çin, 2000'lere kadar kdhc.
3- otoriter, zaman zaman faşizan cumhuriyet. örnek, erdoğan türkiyesi, putin rusya'sı.
4- monarşik yönetim. örnek suudi arabistan, bae.
5- açık faşizm. örneğin türkiye'de 12 eylül dönemi, iran'da 1980'ler, afganistan'da sosyalizm yıkıldıktan sonra başlayan islam dönemi.

burada görüldüğü gibi, iran dahil olmak üzere asyatik toplumlarda avrupa tipi burjuva demokrasisi imkansızdır. iran'da bir halk isyanı var, doğrudur. emperyalizm bu isyandan faydalanarak filipinler tipi kukla demokrasisi kurmak istiyor. iranlı komünistler, devrimciler ise bu isyanı mümkün olduğunca sınıfsallaştırıp sosyalist devrime çevirmek istiyor. saflar bu kadar net.

**iran "halkları" dendi çünkü iran'ın kuzey-doğusu horasan'da ve batı kesimlerinde yaşayan kürtler de var. pkk'nın iran kolu pjak bir açıklama yaparak isyana destek verdiğini açıkça söyledi. kdp'nin (barzaniciler) iran kolu kdip de aynı şekilde.
3 /