joseph stalin

tarihsel maddeci
şöyle ufak bir not... ingilizce bilmeyen için özet geçersek, sovyetler birliğinde 30 yılda 126 milyon ölüp, 121 milyon insan mı doğdu, bu nasıl mümkün olabilir diyor.

30 yıl içinde, sscb nüfusu 53 milyon artmıştır.

nemlendirici kullanan ebu leheb
(bkz:or*spuçocuğu)

Arap götü yalayıcısı bedevi özentileri ne ise Sikindirik komünist yaltakları da aynı bok.

Lenin de, sabaha kadar konuşalım. Mao de, ha keza. Marx, engels... troçki ulan!!!

Aklınca taşşak geçmek iş değil. “Ehuhehu bo kodor odom mo oldormoş” diye oturduğun yerden göbeğini sarsa sarsa anıracağına bul bir tatar, anlatsın sana kırım sürgününü.

Bak, gagavuzlar'ı saymıyorum hele. Kendi halkı olan gürcüler'i kesmiş bu manyak it!

Halkların başına gelen felaketler kimsenin dalga konusu olamaz. Senin gibiler sivas'ta yanan canlar ile de alay etti. Maraş'ta kesilen aleviler'e küfür etti. Bunu yapan haysiyetsiz, bir gecede sürgüne gönderilen yüzbinlerce tatar'ın müsebbibi stalin'in de götünü yalar. Sibirya'ya giden kafilenin yarısı yolda öldü! Özbekistan'a gidenleri özbek “kardeşlerin” bozkırın ortasına terk etti. Romanya'ya gidenler en şanslı kesim. Küçük bir grup türkiye'ye gelebildi. İşte sen bu pogromun imza sahibi stalin itini yalıyorsun!

Stalin'e bu kadar hayran isen kendisine Reyiz diye hitap et. tam uyar sana... yaltaklık terminolojisinin de en revaçta terimi bu aralar, belki yan kulvardan ilerleyip kadro bile kaparsın devlette. Dene bir bence!
10
anne boleyn
zamanında halkına kan kusturmuş; suçsuz yere hapsettiği, hayatını karattığı yüzlerce aile var. doğal olarak döneminde düşünce özgürlüğü diye bir şey yok. devrim ve stalin hakkında en ufak eleştiri mahiyetinde bir şey söylendiğinde dahi sonun işkence ve ölüm yahut ölüm sürgününe yollanmak oluyor. bu adamı nasıl ve neden severler? gerçekten günümüz solcularının kafa yapısını anlamak zor. özgürlük, özgürlük derken neredeyse hitler kadar baskıcı ve katil olan birini desteklemek nasıl bir ironidir. garip.
frantz fanon
sakin kafayla değerlendirilmesi gereken bir tarihsel kişilik. nazileri bozguna uğratan ordunun başkomutanı, dünyanın görüp görebileceği en hızlı sanayilesmenin ve modernleşmenin menajeri bir şahıstır. 2. dünya savaşının göz göre göre geldiği, "acilen kalkınmazsak bizi sikerler" denildiği bir dönemeçten, nüfus-tarım topraklarının verimsizliği oranının avrupa ve anadoludan kötü olduğu bir coğrafyadan bahsediyoruz.
her devrim aynı çizelgede ilerler. önce iktidarın ele geçirilmesi, düşman sınıfların imha edilmesi, devrimci terör, arkasından da kendi içinde bir çatışma. fransız devrimi de türk devrimi de böyledir. sovyet devrimi de böyledir. vendee biraz 1915'e , dersim'e benzer, 1915 de 1944e benzer. termidor, takriri sukun, 1937 tasfiyeleri... fransız tarihine baktığınızda oransal olarak sovyet devrimi'nden de büyük kayıplar görüyoruz. nüfus çok olunca kayıplar da (sayıca) çok oluyor.
edit: ayrıyeten, halkların trajedilerinin hakim devetler tarafindan siyasi emeller için nasıl carpıtıldığını, abartildığinı zaten "ermeni soykırımı"nın fazlasıyla şaibeli ermenistan iddialarından (1,5 milyon nereden baksan tutmuyor, o kadar nüfus yok...) vb seylerden ayıkmamız lazımdır. sscb'ye de çin'e de ona göre bakmamız lazım.
pencere
stalin, lenin'in çok kötü bir öğrencisidir. özü itibariyle kötü bir insan değildir. türk veya herhangi bir halka düşmanlık besleyecek bir kişi ise hiç değildir.
fakat sovyetlerin asıl çöküş yılları kanaatimce stalin'in yönetiminde olduğu yıllarda başlamıştır. ağır sanayi hamleleri işçiyi emeğe yabancılaştırmıştır. ülke bir işçi devleti olmaktan çıkıp, devlet kapitalizmi olan bir sisteme evrilmiştir.
bunun yanı sıra, 2. dünya savaşı sonrasında kapitalist blokla yaptığı anlaşmalar, dünyada olabilecek bütün devrimlerin canına ot tıkamıştır. stalin'in bu anlaşmalardaki amacı, tek ülkede sosyalizmi korumak ve yaşatmaktır. oysa, troçki'nin de işaret ettiği üzere kapitalizm ve komünizm aynı dünyada yaşayamaz. biri birinin sonunu getirir.
fakat unutulmasın ki, 91 yılında çözülen ve yıkılan komünizm değildi. sovyetler birliği denen devlet kapitalizmi tabiatı gereği çökmüştü.
2 /