confessions

radis

votka  · 14 Mayıs 2017 Pazar

  1. toplam giri 344
  2. takipçi 24
  3. puan 5907

kürdistan

radis
kürdistan ismi son 20-30 yılın siyasi çalkantılarıyla ortaya çıkmış bir isim değildir. selçuklu ve osmanlı dönemlerinde de var olan dicle-fırat-iranın batısi-irakın kuzeyini içine alan bir bölgenin ismidir.

celallenmeyin hemen...
1

kapıdaki dünya krizi

radis
Benden demesi yakındır, patladı patlayacak.
Avrupa'da yunanistan krizi ile başlayan portekiz ve ispanyanın kötü gidişi ile devam eden ve en son italyanın kötü para porföyü tehlike çanlarına bir işarettir.
Amerika birleşik devletlerindeki trump etkisi amerikan ekonomisini oldukça olumsuz etkiledi ve etkiliyor. Amerikanın iç politikada etkinsizliği, dış politikada açık arayan saldırgan tutumu dolara olan güveni sarsıyor.
ingiltere, avrupanın kötü gidişatını baştan görerek rasyonel seçim yaptı ve "brexit" dedi. Avrupa ve Abd merkez bankaları sorumsuz davranarak sürekli para basıyor. enflasyon olumsuz anlamda yukarda. dünya genelinde işsizlik ciddi seviyelere ulaştı.

ülkemizde ise ekonomi sadece inşaat ve altyapıdan ibaret. bu balon patlayacak. Kredi kartı borçları hat safhada. Daha önceden bahsettiğim gibi 8 milyon insan anti-depresan kullanıyor. işsizlik yanılmıyorsam çift hanelerde. enflasyon %12.87.
üreten bir türkiye maalesef yok.

asya piyasalarının en güçlü ülkelerinden olan japonyada ise aynı tehlike çanları çalıyor. Japon "yen"i değer kaybediyor ve tercih edilmiyor.

Guardınızı alın kağıt paraların bir önemi kalmayacak.Merkez bankalarının varlığı tekrardan tartışılacak. Dünyadaki dengeler değişebilir.
kaos'un ardından düzen mi, yoksa düzenin ardından kaos mu ?
kapital kendini bu seferde yeniler mi?

bekleyip göreceğiz...


kadrajımızdan

radis
son zamanlarda günlük hayatın rutin ve stresli durumlarından kurtulmak için kendimce amatör fotoğraflar çekmeye başladım. herkese de tavsiye ediyorum.
eğer başka yazar arkadaşlarımız da fotoğraf çekiyorsa bizlerle paylaşabilirler.



edit: foto eklendi












herr muller

radis
sözlükteki yazarları, akabinde laik sözlüğü 1.5 ay önce ss almak ve savcılığa vermekle tehdit eden, adminleri terörist olmakla şuçlamış, dikkat çekmek için uğraşan, ilgi manyağı şahısımsı...

haftada bir sözlüğü bıraktığına dair entry girer, duyar kasar, dikkat çekmeye çalışır. ama ertesi günlerde tekrar sözlükteki yerini alır.
(bırakacaksan bırak la, sözünün adamı ol)

adminlerle girdiği polemikler, yanına çektiği 3-5 çakalla birlikte sözlüğün ağzına sıçan kişidir. boş konuşmaktan başka birşey yapmayıp, ona buna tehdit savurmaktan öteye gidemez.

bu davranışlarından sonra adminler tarafından geçmişte tekme yemiş; içine sindiremeyip hazmedemeyip , sözlüğü fake hesaplar tarafından tehdit yağmuruna tutan, yine fake hesaplarla çakalları tarafından diğer yazarlara ırkçı-faşizan dm ler atılmıştır.
(bkz:hepiniz oradaydınız)
(bkz:sözlük 3-5 çakaldan büyüktür)

edit : tehtit değil tehdit swh


8

toplaşın beyler

radis
hatalı başlıklara örnekler
(bkz:trockistler bakin bi acil) (sa hayırlı forumlar)
(bkz:laik sözlüğün bitiş tarihini veriyorum) (neyin tanımını yapacağız?)
(bkz:laik sözlükte kölecilik var mı) (bir soru cümlesi)
(bkz:ülkücüler hakkında) (sadece "ülkücü" yeterli)
(bkz:kız arkadaşım hamile) (doğrusu: kız arkadaşın hamile olması/kalması)
(bkz:adanada yaşayan laik kardeşlerim) kim söyledi bu sözü?
(bkz:neden ayaktasın kardeşim)
1

stadyumlardan arena isminin kaldırılması

radis
Ne gerek var bu tür şeylere dediğim başlıktır.
Cumhurbaşkanı : ilgili bakana talimat verdim. Derhal bu isimlerin kaldırılmasını söyledim. Bizim örf ve adetlerimizde böyle bir isim yok.

Memleketin daha büyük sorunları varken bu meseleye yoğunlaşmak ve hukuksuz, tepeden inme bir anlayışla "talimat verme" kelimesini kullanmak oldukça saçma bir olay.
Hadi "arena" isimlerini örf ve adetler için türkçe için kaldırıyorsun.
Ulan sormazlar mı adama arapça tabelalar ne ayak ?
Peki "stadyum" hangi dilden ?

Bırakınız beyefendi bu tür işleri.

yazarların anlamsız alışkanlıkları

radis
-Evi gereksiz yere turlamak
-susamadığın halde su içmek
-telefon ekranını saate bakmak için açıp saate bakmayıp tekrar kapatmak .
-birşeyi sürekli "yarın"a ertelemek
-mutlaka bir google sayfasını açık tutmak
-tırnak kesmemek, kesmek için başkalarının uyarmasını beklemek
-filmin ilk dakikasında cipsi kolayi vs. tüketnek
-sütlaçın, puding'in kenarından yemeye başlamak. Puding hazır pudingse mutlaka yalamak veya sıyırmak
-bugün sigarayı bırakiyorum diyip tekelden tek sigara alarak 1 paketten daha fazla içmek
- sevgiliyi eve film izlemek için çağırmak ama hicbir zaman filmin sonunu görememek

atatürkün mal varlığı

radis
Bilal adında bir oğlu sümeyye adında bir kızı olmadığı için tüm mal varlığını kurduğu cumhuriyete bağışlamıştır.
Art niyetlilerin oldukça karıştırdığı bir mevzudur. Kendisi arazi-tapu ihalelerinde fesatlık çıkarmamış, bakanları veya arkadaşları rüşvet yememiş, reza zerrab gibi ne olduğu belirsiz kişileri savunmamıştır. Halkın dini duygularını istismar etmemiştir. Kuytu köşelerde villa yaptırmamıştır. Üstelik hayatında bulunan kadınlar yurtdışında o mağaza benim bu mağaza senin diyerek fink atmamış olup , 6 makam aracı ile gelip 147 bin liralık alışverişle sarayına veya kendisine alışveriş yapmamıştır.

26 mayıs 2017 entrymin silinmesi

radis
Bu tür başlıkların silinmemesi taraftarıyim. Hakaret yoktu anayasayı ihlal etmedi. Sadece sözlük yazarları içinde kimse entry girmemişti yanlış hatırlamıyorsam.
Sözlük dediğimiz bu olgu bence biraz kümülatif değerler etrafinda birleşmeli. Bugün açılan bir başlık 6 ay sonra yazarların ilgi alanina girmesiyle veyahut yazılı ve görsel basında gündem olmasıyla entry alabilir. işte o zaman silinen başlık bir anlam ve değer kazanabilir.

Diyeceğim o ki tahminimce ; kimse entry girmediği için, başlığın ismi de garip olduğu için silinmiştir. Fakat bir başlığı kaliteli yapan şeyler sadece ve sadece çok entry girilmesi değildir.
Umarım moderatör ve admin arkadaşlarımız daha dikkatli olurlar. çünkü bu tür durumlar sözlükten sogutabilir yazarları
1

havataş

radis
X yerden istanbula yılbaşı ögleni bilet almıştım bu sene. Fakirliğin etkisiyle; sabiha daha uygun olur diye karşıya geçmeyi göze alarak pegasus abimizden aldık biletimizi.
Ta ki havataş'a binene dek.
Malesef toplam ödediğim ücretle atatürkten bilet alabilirdim hatta üstüne ortaköyde kumpir bile yiyebilirdim

planlı eskitme

radis
bu başlığı sözlüğe kazandıran arkadaşımıza teşekkür ediyorum. Sadece iphone örneği olmamakla beraber birçok alanda kapital'in devamı için yapılan uygulamadır.
Androidin play store mağazasındaki uygulamaların birçoğunda yapılır. Windows'un eski sürümlerinde buna benzer durumlar yaşanabiliyor.
Sadece teknolojik alanlarda olmamakla beraber sanayi alanında da gözümüze çarpar. Özellikle belediyelere inşaat malzemesi çimento, alçı vb. ürünler satan firmalar, çabuk eskimesi ve yıpranması için kalitesiz ürunler yada çabuk eskiyen ürünler satarlar. Böylece 5-10 yıl süre icinde eskiyen asfalt veya kaldırım gibi ögeler yeniden ihale açılarak yenilenirler. Kısır bir döngü haline gelen bu planlama hem ihale firmalarına rant sağlar hem de belediyenin göz boyamak için seçim mottosu haline gelir.

insanları eksileyerek yok etmeye çalışmak

radis
Başlığı açan yazar arkadaşımızın ideolojik görüşleri bir kenara; kesinlikle heves kıran bir durumdur.
Upuzun yazarsınız, tezinizi savunursunuz örnekler verirsiniz takk eksi. Ben birçok yazar arkadaşımızın bu tür entryleri okuduğunu dahi düşünmüyorum. En azından verilen eksinin sebebi belirtilse diye düşünürken, bu seferde sözlüğün yazarlar arasında "laf verme dalaşı" içine gireceği kaanatindeyim.
iki ucu boklu değnek ...

pele vs maradona

radis
biri en iyi, diğeri ise tüm zamanların en iyisidir. Pele kraldır. Maradona ise monarşinin ta kendisidir.
Pele her ne kadar attığı gol sayısı ile övünse de gollerin bir kısmı hazırlık maçlarında atılmıştır. Birçogu ceza sahası içinden fırsatçılıkla atılmıştır. Üstelik brezilyalı pele'nin, milli takımdaki arkadaşları teknik olarak 60'lı yıllarda çok iyi olduğu için bu kadar sık ön plana çıktığını düşünmekteyim.

Arjantinli maradona ise , milli takımı tek başına sırtlamış 1 kez dünya şampiyonu yapmış ve 1 kezde ikinci yapmıştir. Boca juniors'da sayısız başarısı olan bir efsanedir. Gittigi italyan napoli takımını da şampiyon yapmıştır.

Yanılmıyorsam maradona'nın napolide giydiği 10 numaralı forma hala hiçbir futbolcuya verilmiyor.
Edit: imla hatası
2

kebapçıda görülen hürmet

radis
Anavatanında yaşadığım için oldukça dikkat ettiğim bir durum haline geldi.
Kişiliğiniz, karakteriniz veyahut kariyeriniz ne olursa olsun mutlaka her cümlenin sonunda "tamam abim/ablam", "buyrun efendim" tarzında hürmet cümleleriyle karşılaşırız. Muhteşem bir saygı ve hürmet vardır.
Çalışan garsonlar işlerine hakimdir. istisnalar hariç asla siparişleri karıştırmazlar, pot kırmazlar veya densizce bir kelime etmezler.
Mekana girildiği vakit üzerindeki kıyafet, kariyerin, ünvanın ne olursa olsun herkese eşit bir hürmet söz konusudur.

Öyle masanın başında hiç bir garson "beyfendi ayranınızı 1 tl farkla büyütelim" demez. Ayakta beklemezsiniz. Çaylar genelde ikramdır. Doyarsınız, fazladan pide isteyebilirsiniz. Yeşillik ve mezeler genelde ücretsizdir ve güzeldir. (Istisna şehirler hariç-adanada full ücretsiz)

Velhasıl insanın bence güzel duygularla çıktığı ender yerlerden bir tanesidir kebapçılar...

Edit: yazım hatası

copy paste ve kaynak göstermeme sorunu

radis
Copy-paste : kopyala yapıştır.

Akademik olarak "hırsızlık" sayılır. Alınan sözcük ve cümle öbekleri kaynak gösterilmediği takdirde cezai ve hukuksal yaptırımları vardır. Günlük hayatta da "emek hırsızlığı" sayılmaktadır.

edit : hedef göstermeme tedbiri adına son kısım silindi.
4

futbola ekonomik bakış

radis
Futbol başlı başına bir spor olarak yıllardan beri sürekli gelişen unsur teşkil etmiştir. Sportif faaliyetlerin Dünya üzerindeki yankısı artarken bir süre sonra gelir yaratan etkenler de artma eğilimine girmiştir. Taraftarlık olgusu gelişmiş ve bir süre sonra müşteri ilişkisini de tetiklemiştir. Kulüpler sportif faaliyetlerini ulusal ve uluslararası alanlarda sergilerken gelirlerini artırma peşine düşmüşlerdir. Değişen ve büyüyen bir sektör olan futbol; Dünyanın dört bir yanından her ırkta, her cinsiyette her dilde ve her yaşta insanın ortak bir alfabesini oluşturmaktaydı. Zaman içerisinde ulusal ve uluslararası müsabakaların da artmasıyla Televizyon kanalları bu talebe cevap vermek zorunda kaldılar. Yayıncı kuruluşlar ortaya çıktı ve futbolun resmi yetkilileriyle birçok sözleşme imzalayarak yayın hakkını kendi ülkelerine belirli bir ücret karşılığında satın alarak getirdiler.
Her ülkeden futbolseverler okyanus ötesi müsabakaları evlerinin koltuklarında oturarak izleme şansına sahip oldu. Renkli televizyonların ortaya çıkması, Lcd veyahut plasma özellikli televizyonel devrimlerle birlikte müsabakaları seyir zevki bakımından daha canlı ve güzel hale getirdi. Günümüzde 4K nesilli yayınların ve televizyonların satışa sunulmasıyla bu canlılık daha da pozitif bir duruma büründü.
Söz gelimi bu gelişmeler büyük bir endüstri dalını ortaya çıkararak kümülatif bir biçimde pozitif durum yarattı. Futbolseverler birçok müsabakayı anında ve fantastik bir biçimde takip etti. Futbol klüplerinin bu sözleşme ve anlaşmalarla birlikte potansiyel ya-yın gelirleri arttı. Futbol tüketicileri arasında yayıncı kuruluşlar çeşitli fiyat farklılaştırma-sına ve ürün farklılaştırmasına gitti. Bazı spesifik durumlar dışında günümüzde lig maçlarının ve uluslararası organizasyon müsabakalarını izlemek isteyen futbol tüketicileri çeşitli ücret bedellerini gözden çıkarmasını gerektirdi.
Gelir yaratımı hususunda sponsorluk anlaşmaları büyük bir öneme sahip oldu. Futbol kulüpleri gelirlerini maksimize etmek için takımlarının formasının çeşitli yerlerine sponsor yazılamaları getirdi. İlk başlarda küçük meblağlarla başlayan bu sponsorluklar globalle-şen ve endüstriyel şartları yerine getiren futbol için zaman içinde korkunç rakamlara bü-ründü. Klüp formalarının önüne, arkasına, kol kısımlarına hatta şortlarına çeşitli firmaların ve şirketlerin reklamını değişik font ve yazılamalarla karakterize etti.
Sponsorluk faaliyetleri bazen öyle bir yere geldi ki takım formalarındaki firma markaları kulüple özdeşir hale geldi. Günlük hayatta firmanın ismini veyahut logosunu gören futbolseverler ; o firmanın hangi futbol kulübüne sponsor olduğunu çok rahat bir biçimde anlayabilecek düzeye geldi. Böylece bir gelir yaratımı endüstrisi daha doğmuş oldu.
Gelir yaratımının farklı bir alanına daha bakarsak; en önemli sektörlerden biri olan tekstil sektörü ve tekstil endüstrisi elle tutulabilir alanda yükselişe geçmiştir. Daha çok 21. nci yüzyıldan itibaren varlığını daha yoğun hissettiren tekstil sektörü futbol kulüpleri için önemli bir gelir kalemi haline gelmiştir. Futbolseverler destek verdiği takımlarının gündelik hayatta ve müsabaka esnasında tabiri caizse rengini belli etmek veyahut tarafını belli etmek namına kulübün rengini taşıyan veya simgeleyen birtakım kıyafet-formalar giymek istemişlerdir. Böylece yeni bir talep noktası daha oluşarak arz unsurları bu tür ihtiyaçları da karşılamak istediler. Kulübün rengini veyahut logosunu barındıran yada direkt olarak formasını barındıran tekstil ürünlerini satışa sunmuşlardır
Futbolseverler bu tür ürünleri satın alarak tarafını belli etmiş ve fanatizm olgusunu maksimim düzeye eriştirmiştir. Satılan tekstil ürünleri kulüplere ve tekstil firmalarına kar sağlamış olup tatmin düzeyini doruklara çıkarmıştır. Bununla da kalmayıp sadece tekstil ürünlerden ziyade günlük hayatta taraftarların kullanabileceği veyahut giyebileceği mallarda ürettiler. Kırtasiye ürünleri, gömlek ve takım elbiseler, kişisel bakım ürünleri, iç çamaşırlar, rozet ve takılar, parfümeri ürünleri, çocuklar için oyuncaklar, şampuanlar ve duş jelleri, parti ve süsleme eşyaları, çeşitli maket ve biblolar, teknolojik ve yazılımsal ürünler, kaşkollar ve daha nice mal grupları bu piyasada yer edinerek futbol kulüplerinin satışlarına katkı sağlamıştır. Tabi önceden belirtmekte yarar var ; bu tür malları satarken çeşitli ürün farklılaştırılmasına gidilmesi lazımdı. Söz konusu mallar ilgili kulübün rengini, şeklini-şemalini veyahut logosunu taşıması önemli bir mevzu oluşturmaktaydı.
Sürekli ve artan bir pozitif değerler içinde gelişen Futbol, bunlarla sınırlı kalmayıp, sporcuların ve antrenörlerin antremanda veyahut müsabaka esnasında giyebileceği yada kullanabileceği malzemeleri de etkilemiştir. Tekstil endüstrisine paralel olarak antreman kıyafetleri ve gereçleri, müsabaka formaları da bu sektörün içinde yer almıştır. Günü-müzdeki sporsal bazda ayakkabı üreten markaların birçoğu söz konusu futbol kulüplerine krampon ürettiği unutulmaması gereken bir gerçektir. Hatta savımı biraz daha ileri götürerek; söz konusu bu markaları bu kadar bilindik ve global yapan futbol takımlarına olan karşılıklı yada karşılıksız olan katkılarıdır. Söz konusu firmalar bugün piyasayı domine edebiliyorsa bunun en önemli sebebi Futbol veya herhangı bir spor dalı sayesindedir.
Teknolojinin hızlı bir biçimde gelişmesi, internet kullanımının artması, akıllı cep tele-fonlarının piyasaya sürülmesi başlı başına büyük bir kapital devrimin global çapta en önemli göstergesi olmuştur. Televizyon kanal ve frekansları artmış, GSM operatörleri birden fazla sayıya çıkmış, internet sağlayıcı kurumlar tekel olmaktan kurtulmuş olup yepyeni rekabetçi olgu ve olayları beraberinde getirmiştir. Futbolseverlere özel gsm hat tarifeleri sağlanmıştır. Aynı zamanda Futbol kulüplerine özel televizyon kanalları, yine kulüplere ait internet siteleri, çeşitli mobil uygulamalar ve mobil oyunlar ortaya çıkmıştır. Bu tür yenilikler ve değişimler futbol kulüplerinin gelir yaratımında önemli gelişmeler olarak kaydedilmiştir.
Futbolun bu evrimsel ve devrimsel süreci reklam-pazarlama olgusunu doğrudan etkileyerek pozitif değerler yaratmasına her dönemde her yüzyılda katlanarak devam etti. Her futbol kulübünün stadyumlarında mutlaka reklama açık panolar yasallaştı. Kulüpler kendilerine ait kira ve mülklerinde periyodik olarak çeşitli firmalardan reklam sözleşmeleri ayarlayarak belirli bir ücret karşılığında reklamlar aldılar. Günümüzde bazı futbol kulüpleri bunu biraz daha öteye götürerek kulüp isimlerinin önüne veyahut arkasına firmaların isimlerini yerleştirdiler. Bununla sınırlı kalmak istemeyen kulüpler rasyonel tercihlerde bulunarak; stadyum ve antreman sahalarının isimlerine de firma isimleri yerleş-tirdiler. Böylece yeni gelir kalemlerini maksimize ederek bilançolarını doğrudan veyahut dolaylı bir biçimde etkilediler.
Stadyum demişken yeni bir endüstri kolunu da unutmamak lazım; İnşaat sektörü. Kulüpler müsabakalarını oynamak için belirli bir alana sahip olması gerekiyordu. Bu alanın içinde kurallar gereği belirlenen boyutlarda bir saha olması şarttı. Sahanın etrafında taraf-tarını ağırlayabileceği bölümler olmazsa olmaz idi. Zemine sıfırdan başlayarak futbol sahasının etrafına katlar çıkılarak tribünler oluşturuldu. Böylece taraftarların daha net açılarla oynanan müsabakayı görebilmesi, takımına destek verebilmesi sağlandı. Bu durumda inşaat sektörü ayrı bir boyut kazandı. Ayrıca kulüpler müsabakaya gelen futbolseverlerine ücret karşılığında bilet sattı. Bilet satışları gelirlerin önemli bir bölümünü oluş-tururken aynı zamanda müthiş bir taraftar desteğinin emsalini oluşturdu. Söz konusu kat çıkılarak yapılan tribünlerin farklı bölgelerinde oynanan müsabakayı daha net görebilen noktalarda fiyat farklılaştırılmasına gidildi. Bununla sınırlı kalmayıp tribünlerin içinde daha fazla ekstra esnek özelliklere sahip olabilecek özel localar kuruldu. Bu özel localar futbolseverlerin müsabaka esnasında çeşitli istek ve arzularını yerine getirmeye çalıştı.
Futbolseverlerin yiyecek ve içecekle müsabakayı izlemesi, lavabo-tuvalet ihtiyacını daha sakin ve daha steril bir ortamda gidermesi, çeşitli teknolojik faaliyetleri daha yakından takip edebilmesi için ekstra televizyonların localara dahil edilmesi, daha rahat koltuklar-da futbolseverlerin ailesi veya arkadaş çevresiyle müsabakayı takip etmesi önemli köşe taşlarını oluşturmuştur. Böylece inşaat sektörüne bağlı olarak pazarlama, reklam ve restoran sektörleri de nasibini almış oldular.

Stadyum gelirlerinden sonra çeşitli yan sektörler de bu büyük pastadan paylarını fazla-sıyla aldılar. Kimyasal boyalar, çim üreten firmalar, skorboard tabelalarını üreten led firmaları, televizyonel kuruluşlara bağlı olan spikerler, gıda ve içecek firmaları ve aklımıza gelebilecek her sektör dalı bu büyük ailenin içinde kendine yer buldu. Bununla beraber biraz tehlikeli bir sektör olan bahis sektörü de gelişme kaydetti. 2000 yılları öncesinde daha çok ilkel kalan bahis sektörü, milenyum çağıyla beraber büyük bir yükselişe girdi.
Gelişen internet sağlayıcıları ve akıllı telefonların önlenemez yükselişi bu sektörü vazgeçilmez bir dal yaptı. Genellikle bahis yaparken ev sahibi ve deplasman takımlarının kazanıp-kaybetmesine dayalı olan sistemler, yukarıda saymış olduğum etmenlerin gelişme kaydetmesiyle çoklu bahis türlerini beraberinde getirdi. Beraberlik, Toplam gol sayısı, Çifte şans, ilk yarı ikinci yarı maç sonuçları, ilk golü kim atar, kırmızı kartı ilk hangi takım görür tarzında yeni ve çoklu bahis seçenekleri ortaya çıktı. Ayrıca uzun vadeli bahisler de ön plana çıkarak milenyum çağıyla birlikte yükselişe geçmiştir. Ulusal ligleri veya uluslararası organizasyonları hangi takımın kazanacağını önceden tahmin etme imkanı sağlanmıştır. Bu imkanlar dahilinde bahis yapmak ve bahis üzerinden para kazanmak çekici bir hale büründü. Kısa zaman içinde bahis firmaları kuruldu ve kulüplere bahislerinde yer bulundurmak adına birtakım ödemeler yaptılar. Bu tarz firmalar ülkelerde şubeler ve bürolar açarak futbolseverlerin bahis oynamasına ve yapmasına yardımcı oldular. 2000 yılından sonra teknolojik devrimlerle beraber artık futbolseverler bahis yapmak için bü-rolara veyahut şubelere gitmek zorunda kalmadı. Akıllı telefonlarıyla, tabletleriyle veyahut bilgisayarlarıyla internet üzerinden bahis yapmayı da tercih ettiler. Likit olarak da bireysel banka hesaplarını kullandılar. Tabi akıllı telefon devrimi demişken bankaları da es geçmek olmaz. Mevcut bankalar kişilerin bireysel hesap portföylerini internet üzerinden mobil bankacılık alanına taşıdılar. Böylece bireyler banka şubelerine gitmeden birçok işlemi tek başlarına uygulayabildiler, para ödeme ve yatırma işlemlerini tek bir tuşla sağlayabildiler. Tüm bu gelişmeler sayesinde internet üzerinden bahis yapmak oldukça ko-laylaşmış ve hızlanmıştır.

Bahis futbol için gerekli miydi ? veyahut etik miydi ? İşte bu tarz sorular günümüzde birçok otorite tarafından hala sorgulanmakta ve tartışılmaktadır. İşin gerçeği faal futbol endüstrisinde bahis; hala önemli bir gelir kaynağı oluşturmaktadır. Zaten biz iktisatçılar ekonomiyi ikiye ayırırız. Pozitif ve normatif iktisat. Bir işin toplumun kurallarına ve ah-laka uygunluğunu araştırmakla ilgilenmeyerek, o işin bir değer oluşturup oluşturmadığına bakarız. Dolayısıyla bahis mevzusunun ahlaki değerlere uygun olup olmadığı bizi pek alakadar etmez. Mevzunun pozitif kısmıyla ilgilenmek bizler için daha rasyonel bir tercih olacaktır. Ama sonuç olarak bahis mevzusuna baktığımızda birçok toplum kesiminin ve-yahut kurumun canlarının yandığını görebiliriz. Futbola doğrudan veya dolaylı etkisin-den söz edilebilir. Olumlu etkisinden çok , olumsuz ve tatsız vakalar gerek yerel basında gerekse uluslararası platformlarda sıkça servis edilmiştir. Çeşitli illegal faaliyetlerin, birden fazla mafya ilişkilerinin, oynanan müsabakanın sonucuna etki edebilecek çapta tekliflerin var olduğunu tüm futbolseverler bilmektedir. Olgunun sonucu ne olursa olsun bahis sektörü futbol sporuyla iç içe geçerek dinamikliğini günümüzde de korumaktadır.

Piyasalar birer domino taşının düşüşü gibi birbirlerini etkilemektedir. Futbol piyasasının da bundan hiçbir farkı yoktur. Fanatizmin doruklarına ulaşan futbol sektörü halinden gayet memnun bir biçimde ticari ve sportif faaliyetlerini sürdürmektedir. Rekabetin artması, fanatizmin zirvede olması bu tür sektörlerin her zaman işine gelecektir. Değer ve gelir yaratma hususunda önemli bir köşetaşını oluşturan bu olaylar ve olgular endüstriyel futbolun olmazsa olmazı haline kümülatif bir biçimde gelmiştir.

edit : yazım hataları

fransız ihtilali

radis
Modern anlamda ulus-devletlerinin temelini atan ihtilaldir. 1789 yılı fransasında monarşinin düştüğü yerine cumhuriyet olan yeni bir yönetim biçiminin geldiği olaylar hadisesidir. Kilise, rönesans ve reform hareketlerinden sonra en büyük kan kaybını yaşayarak siyasi otoritesini tehlikeye sokmuştur.

her giriye eksi veren yazarlar

radis
site değil sözlük. önce onun bi kavramını bilelim bence.
ikincisi; değerli moderatörler eminim ki bu açılan başlığı görüyorlardır. eksi veren yazarlara ithafen "beyni eksik" ifadesini ayrıca gözden geçireceklerini umuyorum.

dipnot: sözlüğü iyice foruma, facebook yorumlarına dönüştürdünüz.
2

futbol sevmeyen erkek

radis
maruz kaldiğı birçok aşağılayıcı kelime ve cümle vardır.
-gitsin etek giysin
-anasıyla sarma sarsın
-destekli sütyen taksın
-bence biraz ibne gibi
-vurduruyordur
-babet çorabi giysin (giyen var ve normal bisey)

üstelik bu iğrenç cümleler sadece erkeği aşağılamaktan ziyade, kadın bedenine de ağır hakaretlerde bulunmaktadır.

laik sözlükte format dışı yazarlar atılsın

radis
daha önceden de belirttiğim gibi şahsım adına konuşuyorum; entry girerken,
- elli defa düşünüyorum. acaba birisini hedef içerir mi ?
- yukaridaki entrye cevap hakki doğar mı ?
- argo kullanırsam kötü durur mu ?

eminim ki diğer bilinçli yazar arkadaşlar da buna benzer şeylere dikkat ediyorlardır. neyi savunduğumuz önemli degil. nasıl bir üslupla savunduğumuz önemli şahsımca.

dipnot: artık bu brezilya dizisi çok uzadı. bir an önce laik sözlüğün formatına kesin dönüş yapıp, bilimsel ve günlük konulara "bilinçli yazarlar" olarak değinelim.

istikbal göklerdedir

radis
bu cümleyi kimin söylediği hala bazı kaynaklarda tartışılmaktadır.
fakat büyük bir kesim, gazinin sözü olarak karar kılmıştır.

Mustafa Kemal Atatürk bundan yıllar önce "İstikbal Göklerdedir" diyerek havacılığın ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştır.

Atatürk havacılığın spor dalı olarak benimsenmesini de arzulamış ve 3 Mayıs 1935 tarihinde Türk Hava Kurumu bünyesindeki uçuş okulu olan ''Türk Kuşu''nu kurmuştur.

yani 'allah' kastedilmemiştir.

referans :https://www.frmartuklu.org/konu/%C4%B0stikbal-g%C3%B6klerdedir-anlam%C4%B1-nedir-k%C4%B1saca.276306/

kürtaj

radis
Kürtaj veya daha doğru tabiriyle "küretaj", genel anlamda rahim içinde istenmeyen bir gebeliğin tahliyesi anlamına gelmektedir.

ülkemizde durum nedir?
halihazırda yürürlükte olan medeni kanun ve Türk ceza kanunu ilgili hükümlerine göre 10 haftayı geçmeyen gebeliklerde isteğe bağlı çocuk aldırmak, gebelik sonlandırmak serbesttir, yani yasak değildir. Ama 10 haftayı aşan bir hamilelik altta yatan mazeret ne olursa olsun, hatta tecavüz sonucu gebe kalınmış olsa bile, gebe kalan kişi çocuk yaşta da olsa suçtur. Bu noktada kürtaj yapan ve yaptıran aynı şekilde cezalandırılır.

kaynaklar : http://www.kurtajkanunu.com/2016/04/kurtaj-yasak-m.html
http://www.jinekolognet.com/kurtaj.asp

jitem

radis
açılımı tam anlamıyla "jandarma istihbarat ve terörle mücadele" olan ülke içinde kontra-gerilla faaliyetleri ile nam salmış militer bir kuruluştur.

gerek devlet erkanı gerekse askeri müsteşarlıklar böyle bir kuruluşun var olduğunu hiçbir zaman politik açıdan kabul etmediler.

kuruluşunda ve faaliyetlerinde "cem ersever" adlı şahsiyet büyük rol oynamıştır.

abdulkadir aygan adlı jitem mensubu kişinin bu örgüt hakkında yıllar sonra itiraflarda bulunmasıyla kitap haline gelmiş ve bir nevi de olsa gerçekler bir bir ortaya çıkmıştır.

abdulkadir aygan adli itirafçı türkiyenin metropol şehirlerinde jitemin şubeleri olduğunu söylemiş, bizzat kendisinin de katıldığı adam kaçırma, işkence ve adam öldürme eylemlerini yaptıklarini söylemiştir. aygan'a göre bazen öldürülen insanlar pkk ile yada baska bir örgütle iliski dahi olmayıp, suçsuz yere canlarına kast ediliyordu.
birçok insan silahla vurularak, ya toprağin altına yada asit kuyularina atılarak ölüme terkedildi.

ayganın eşi ve çocukları kendisinin bu işi yaptiğinı itiraf edene kadar bilmedi ve onu bir devlet kurumunda hizmetli olarak çalıştığını sanıyorlardı.

ayganın ve diğer jitemcilerin maaşı bir hizmetlinin maaşına göre kat kat iyi olup, maas bordrosunda "jitem ödeneği" olarak geçiyordu.

birçok insanin hala katili olan bu yapı, güneydoğudaki halkı pkkden soğutmak için bir dizi kanlı eyleme ve köy yakma girişiminde bulunmuştur.bunu yaparken de pkk militanlarının kıyafetini giyerek kendilerini kamufle etmiştir.

sözlüğü bırakacağını başlık açarak ilan eden yazar

radis
amk keşke bıraksa; onu da yapmıyor 2 saat sonra entry giriyor herif.

ya bende bırakmak istedim yeri geldi; ama gidip adminlere silin hesabi dedim. başlık mı açtım ?
küçük çocukların ilgi çekmek için davranışları olur ya hani; işte bu o durum...

ne istiyorsun hacı; arkandan mı ağlayalım ?
yorumlara üzülme işareti koyup; yaaaa mario gomezzz gitmeee mi diyelim ?


1

hoy memo türküsü ve hikayesi

radis
memo genç delikanlı ve yakışıklıdır. evli ve köyünde annesi sefer ana ile yaşar. memo eve birşeyler almak ve alışveriş yapmak için diyarbakırın yolunu tutar. malum o zamanlar vasıta yoktur. şehre inen bir kaç günde gelebiliyor köye. sefer ana memo şehirde iken gecenin bir vakti uyanır ve gelinin odasının önünden geçerken gelinin yanında bir erkeğin yattığını
ve seviştiklerini fark eder

oğlunun şehirde olduğunu bilen sefer ana duvarda asılı tüfeği alır ve yatakta gelinin yanında yatan adama iki el ateş eder. kanlar içinde kalan yorgan; o an açılır ve sefer ana gelinin yanında yatan kişinin kendi oğlu olduğunu görür bunun üzerine de bu ağıdı söyler...

referans : sözlük- 04.04.2010 yazar :ozzcvs

dehumanize

radis
şu sıra ergenlerle çok uğraşıyor. insanları takmamaya sallamamaya başlarsa kendisi için daha güzel olacak.

bırak mk kim nereye siktir olup gidiyorsa gitsin !
haftaya gelecek zaten.

ayrica kimseye hesap vermek zorunda değilsin. tr de değilsen degilsindir !


1

ilkokuldan özlem duyulan şeyler

radis
resim dersindeki uhular, pastel ve suyu boyalar,
müzik dersindeki melodika,
"ışık ılık süt iç" fişleri,
teneffüsteki beslenme çantam ve su mataram,
oğuz meyve suları,
meybuz,
sakızdan çıkan sözde ödüllü futbolcu çıkartmaları,
mavi önlüğüm ve üzerindeki beyaz yakam...

seni de unutmadık kola kutuları
ezip az maç çevirmedik
ayakkabılarımızi az yemedin ...
7

otlanmak

radis
kampüsün içinde tütün ürünleri satılmadığı için çoğu zaman @awesta adlı arkadaşımızın halini hatrını sorduğum eylem swh.
allah var bazen ben sormadan o teklif ediyor. kendisine burdan teşekkürlerimi sunuyorum efem.

bu arada viyana ekonomi üniversitesinde başarılar diliyorum.
seni seviyorum @awesta

otobüs firmalarında yaşanan hadiseler

radis
teker teker firma ismi vermeyeceğim sevgili sözlük. yaşanılan olaylardan sonra büyük bir birikimle yazacağım.

medeniyetsizliğin, yozlaşmışlığın ve cahilliğin kitabı nasıl yazılır, düşüncesizlik, şerefsizlik nasıl olur, işte bunlarin birçoğunu yollarda gördüm.

ilk başta belirlenen saatlerde otobüs kalkmaz. ya otobüs dolmamıştır yada yolcu bekleniyordur. ama 1 saatte de yolcu beklenmez be arkadaş...

gelen yolcu, çocuklu çifttir. genelikle doğu ve iç anadolu kökenlidir muhafazakardır. diğer yolcularla koltuk kavgasına girer. eşşek kadar olmuş çocuklarına bilet almayıp, beleşe başka bir koltukta oturmasını ister. bu kadar düşüncesiz ve saygısızdirlar.

bununla kalmayıp yine aynı portföydeki cibiliyetsizler, çorap denilen o leşleri ayağından çıkartırlar. ulan kokmasa da ben senin ayağını görmek zorunda mıyım amın feryadı !

o mercedes'i arayıp iki cift kelamım olacak. kardeşim bu araçları yaparken bu koltuk indirme işini neye göre, hangi kritere göre yapıyorsunuz?
önümdeki dallama indiriyor perişan oluyorum, ben rahatlamak için indiriyorum bu sefer arka taraf serzenişe geçiyor. tekrar dallamaya yükselt rahatsiz oluyorum diyorum, bu benim hakkım diyor . ulan ben ne yapacağım her türlü kavga etmek zorunda mıyım ?

arkadaş ben otobüste çiğ köfte yemiyorsam sende yemeyeceksin !
yüksek sesle konuşmayacaksın !

otobüs firmaları da adam değil !
her yerde durup yolcu alınmaz kardeşim yasak üstelik.
bir bilet iki kişiye kesilmez.
arka koltuklar muavinlerin uyuma yeri değil ulan. bana öne geç diyemezler.
bilet keserken herkesin tcsini alın. kiminle gittigimizi bilelim.

anons yapın. kurallari belirtin. başkasının özgürlüğünü kısıtladığın durumda seninki biter demeniz lazım.




cam tavan sendromu

radis
dr. david schwartz tarafından bulunan psikolojik olaylar silsilesidir.
"öğrenilmiş çaresizlik" ifadesini destekler niteliktedir.

ilk önce cam bir fanusun içine pireler koyulur. fanusun yüksekliği 30 cmdir. fanusun üzeri camla kapatılır. pireler içindeyken fanusun alt kısmı ısıtılır. pireler yanmamak için zıplar ve kaçmaya çalışır. ama başaramaz çünkü üstü kapalıdır. pireler zıplarken de her defasında başlarını cam tavana çarparlar. bir süre sonra kafalarını çarpmamayı öğrenerek sadece 30 cm zıplamaya başlarlar.
bir süre sonra cam tavan kaldırılır, canları yanan pireler açık olan fanustan çıkmaları gerekirken ögrenmiş oldukları 30 cm zıplamayla bunu başaramazlar. tekrardan kafalarını vurma korkusuyla hep 30 cm zıplayarak algılarını dışarı çıkmaya kapatırlar.

günlük hayatta "ögrenilmiş çaresizlik" kavramını destekler nitelikte olup, insanlarin en büyük probleminin "başaramama endişesi" olarak tanımlandığını belirtmek gerekir.

özellikle kadınların iş hayatında karşılaştığı en büyük sorun bu durumdur.