Duygusal olmak, charlie'nin çikolata fabrikasında Willy wonka'nın geçmişini öğrenince ağlayan bana veya da kardeşime ağustos böceği ile karınca hikayesini okurken, karıncanın ağustos böceğini eve almadığı kısımda bana küsüp, ağlayan kardeşime yakıştırılabilecek bir özelliktir.
Dondurmadan hiçbir zaman haz etmedim. Erimeden onu bitirebilmek için uzun bir savaş veriyorum sanki. Yok efendim şurasından akıyo, ay gene elime damladı! Bilmem ne bir sürü dert, problem. Daha sonra magnumlarla tanıştım. Bana kalırsa magnum, çikolatanın bi üst sürümü. Ama beyazını da hiç sevmem. Bi tek bademlisi bana uygun. Magnumu da siz fakirlikten, ben midem kaldırmadığından diyim, tüketmiyorum.
Doğum lekesi var bacağımda bence buluta benziyo. Ablamın da aynı yerinde benimkinden biraz daha büyük şeftaliye benzer bir lekesi var. Bilmem, ben onu seviyorum aslında.
Ciğerimin bir parçası olmuş olan hisdir bu. Hiçbir zaman tam olamamanın yanında, o yarım kalmış parçanın da seni yediğini hissedersin ve uyursun.
Araplaşma, arap seviciliği durumu ortadan kalkardı. Müslümanlardan korkulur ve onların terörist olduğu savunulurdu. Belki de "affedersin bana müslüman dediler." Diyen bir şahısa tarih kitaplarında yer verirdik. Bilmiyorum. Her halükarda aptal bi toplumumuz bi yerde konu ne olursa olsun çatlıyoruz. Bu hep böyle.
Spoil vardır diye girmeye korkup sonra da tek tek spoilleri okuduğum başlık. Ey jon snow sen nelere kadirsin.
Karadeniz mutfağı dendiği an aklımda hamsiler gelir. Onların o pişmiş, beyaz gözleri... ölü balıktan değil de, ölü hamsiden korkarım ben. Sanki "daha hayatımı yaşayamadım kahpeler" diye sesleniyo bana. Tabi hamsi bu, bilmiyo daha da büyüyemeyeceğini, hep minicik olacağını. Bu yüzden de karadeniz mutfağı çekici gelmedi hiçbir zaman. Tabi karadeniz mutfağını hamsiden ibaret sandığım için pek de yapıcı bir yorum olmaz benimkisi.
Kardeşim bunun tek çaresi aynada denemeler yapmak başka da kaçarı yok. Geç aynanın karşısına, bi sağa gülümse bi sola. Doğru ayarı bir gün bulacaksınız. Yürekten inanıyorum. Ben başardım, siz de başarabilirsiniz.
Allah her şeyi bilir, bile bile yaratır. Zaten allahın bazı şeyleri bilmemesi saçmalık olurdu. Bu yüzden "insanları denemesi" düşüncesi de saçmalıktır. Sonucunu bildiğin şeyi, neden denersin ki? Zaten biliyosun ne olacağını.
3 canım olsaydı, olabilirdi. Ama maalesef ki bi vuruşluk canım var.
Hiç yaşamadım. Çabuk unutanlardanım ben.
-hemen ardından sağdan sağdan bi şey yaklaştı ve fısıldadı "kız zaten topu topu bi kişi soktun hayatına. Bu başlığa yorum yapacak kadar yaşamadın sen"-
-hemen ardından sağdan sağdan bi şey yaklaştı ve fısıldadı "kız zaten topu topu bi kişi soktun hayatına. Bu başlığa yorum yapacak kadar yaşamadın sen"-
Hemen bozdurma kavramı bizde yok lakin geçenlerde öğrendiğim kadarıyla annem her maaş sonunda para artarsa bi altın alıp ekonomimize can veriyomuş. Canım anam.
İlk defa canlı canlı Simav'a dayımlara gittiğimde karşılaşmıştım bununla. Nasıl kıvrandım o gün "bi tabak da bana koyabilir misiniz?" Demek için. Fakat nafile. Diyemedim de yiyemedim de... Bu tatlı, İçimde çok acı bir anı olarak o günden beri yaşamakta.
Karısını ve mental sıkıntılı 40 yaşlarındaki kızını döverek hayattan bıktırmasının ardından, karısının evi terk etmesi ve kızının "annem bir daha dönmeyecek" psikolojisiyle kendini asması. Daha da beteriyse bu akrabamı destekleyen akrabalarımın olması. Sonra vay anam neden hiç uğramıyonuz. Alla alla niye acaba yav?
Evlenmek