Türk kültürüyle alakası olmayan şeyleri kültürel unsurlarmış gibi gösteren, bilinçli olarak çomar ordusu üretmek için yapılmış bir proje.
Mesela her zaman tek amacı insanları iyileştirmek olan şaman bu filmde hoplayıp zıplıyor bilmem birinin kızı ölüyor. Şamanistler işte Orta Asya halkları türkler mogollar putperest ama cihatçı şeriatçı arap kardeşleri düzgün insanlar. Bilmiyorlar ki tüm ergenekon, bozkurt, göç destanları moğol kaynaklıdır. Adamlardan destan alacaksın sonra adamları öteklileştireceksin:)
Bir de börk olayı var, sanırsın 24 Oğuz boyunun 24 farklı börkü var. Vatandaşın milliyetçilik ve dini duygularını kullanmak için yapılmış bir proje.
Sonra ne mi oluyor ? Börk takıp eşeğe bindikten sonra elindeki döner bıçağıyla " emredin almanya'yı alıp yatsıyı orda gılah hülooooğ " diyen tipler çıkıyor.
Günümüz ilaç sektörünün temelini atan, telli çalgıların atasını bulan, insanların her türlü ihtiyaçlarına yardımcı olan bilge kişiler. Günümüzde Anadolu'da ocaklık geleneği denilen kavram buraya dayanmaktadır, şamanların tedavi yöntemleri günümüzde de kullanılır. Birçok kişinin kulaktan dolma bilgilerle kötülediği gibi kötü büyüler yapmazlar tam tersine şamanlar iyileştirir. Kara şaman denilen olay yeraltı ruhlarıyla mücadele edip hasta kişiyi sağlığına kavuşturur. Yani kara şaman demek kötü büyücü demek değildir.
Gezi'de en anlamlı slogan.
Ayaklarımla anlamsız hareketler yapmak
Atatürk !
Cennette doktora yapmak
Çomarların karşı çıktıklarını söyledikleri halde cennette elde edecekleri ödül ! Bu ödülü (huri) elde etmek için gece gündüz çalışırlar.
Freud'a göre hayatınız sex. Rüyalar, yazılan masallar hep sex. Örnek pamuk prensesin ölu olduğu halde öpülmesi. Aslında orjinal masalda ölüye tecavüz edilir.
Sivas, gürün Gökpınar gölü yeter
Direnişçi, dinsiz solculardır :)
Mısır firavunu Akhenaton'un (Amenofis ) yazmış olduğu bir şiirdir. Birkaç yer düzenlenerek tanrı ismi allah vs. yapılmıştir. Bunun belirli bir makamla okunmasından doğan sestir. Halk arasında ezan okunurken köpeklerin dini sebeplerden dolayı uluduğuna inanılsa da herhangi bir uzun hava okuyunca da köpeklerin uluduğu bilinmektedir.
Yobazlığın temelidir, bilimden uzak olduğunuzun göstergesidir.
Suriyeliler gibi bizi de birilerinin alacağına inanmak.
Türkiye'den mi geliyorsun ? Ooo gel kardeş vatandaşlık verelim....
Türkiye'den mi geliyorsun ? Ooo gel kardeş vatandaşlık verelim....
İleride çok iyi yerlere gelecek
Türk Mitolojisi'nde yaşamın kaynağı esrarengiz bir tanrıça.
Türklerin anaerkil dönemlerinin bir kalıntısı olarak altay şamanlarının yaratılış mitlerinde rastlarız. Feministlerin "biz doğurmasak olmazdınız lan" gibi sloganlarının vazgeçilmez sembolü olabilecekken hiç tanınmayan bir tanrıça !
Türk yaratılış mitlerinde Ülgen bir şeyler yaratmak isterken bunu nasıl yapacağını düşünür, canı sıkılır. Tam o sırada suların içinden Ak Ene denen bu tanrıça gelir ve Ülgen'e yaratma gücü ve ilhamı verir.( psikanalitik yorumlanabilir ) Türkler asırlar sonra farklı kültürlerden etkilenerek, din değiştirerek / değiştirtilerek bu anaerkil dönem izlerini kazıyıp atmaya çalışmışlardır.
Mitin orjinal satırlarından bir bölümü, gunümüz Türkçesinde şöyledir.
Ülgen hep düşünmüştü, ta göklere bakarak:
Bir dünya istiyorum, bir soyla yaratayım!
Bu dünya nasıl olsun, ne boyla yaratatım!
Bunun çaresi nedir, ne yolla yaratatacağım
Bir Ak Ana (Ak Ene) var idi, yaşardı su içinde,
Ülgene şöyle dedi, göründü su yüzünde:
Yaratmak istiyorsan, sen de bir şeyler Ülgen,
Yaratıcı olarak, şu kutsal sözü öğren!
De ki hep,Yaptım oldu!Başka bir şey söyleme!
Hele yaratır iken,Yaptım olmadı!Deme!
Ak Ana bunu dedi, sonra kayboluverdi.
Ülgenin kulağından bu buyruk hiç çıkmadı,
İnsana bu öğüdü iletmekten bıkmadı:
Dinleyin, ey insanlar! Varı yok demeyiniz!
Varlığa yok deyip de, yok olup gitmeyiniz.
Türklerin anaerkil dönemlerinin bir kalıntısı olarak altay şamanlarının yaratılış mitlerinde rastlarız. Feministlerin "biz doğurmasak olmazdınız lan" gibi sloganlarının vazgeçilmez sembolü olabilecekken hiç tanınmayan bir tanrıça !
Türk yaratılış mitlerinde Ülgen bir şeyler yaratmak isterken bunu nasıl yapacağını düşünür, canı sıkılır. Tam o sırada suların içinden Ak Ene denen bu tanrıça gelir ve Ülgen'e yaratma gücü ve ilhamı verir.( psikanalitik yorumlanabilir ) Türkler asırlar sonra farklı kültürlerden etkilenerek, din değiştirerek / değiştirtilerek bu anaerkil dönem izlerini kazıyıp atmaya çalışmışlardır.
Mitin orjinal satırlarından bir bölümü, gunümüz Türkçesinde şöyledir.
Ülgen hep düşünmüştü, ta göklere bakarak:
Bir dünya istiyorum, bir soyla yaratayım!
Bu dünya nasıl olsun, ne boyla yaratatım!
Bunun çaresi nedir, ne yolla yaratatacağım
Bir Ak Ana (Ak Ene) var idi, yaşardı su içinde,
Ülgene şöyle dedi, göründü su yüzünde:
Yaratmak istiyorsan, sen de bir şeyler Ülgen,
Yaratıcı olarak, şu kutsal sözü öğren!
De ki hep,Yaptım oldu!Başka bir şey söyleme!
Hele yaratır iken,Yaptım olmadı!Deme!
Ak Ana bunu dedi, sonra kayboluverdi.
Ülgenin kulağından bu buyruk hiç çıkmadı,
İnsana bu öğüdü iletmekten bıkmadı:
Dinleyin, ey insanlar! Varı yok demeyiniz!
Varlığa yok deyip de, yok olup gitmeyiniz.