confessions

kam

Bira  · 27 Mayıs 2017 Cumartesi

  1. toplam giri 133
  2. takipçi 9
  3. puan 2033

şamanizmde evrenin sonu

kam
Altay şamanlarına göre insanlar doğaya büyük zararlar vermeye başlayacaklar, ağaçları kesecekler, ormanlar azalacak, binalar yükselecek yeşilik azalacak, yaşam zorlaşacak yani insanlar doğayı katledecekler. Böyle olunca nesiller tükenecek, üretkenlik azalacak vs. En sonunda yaşlı bir kadın ve bir bozkurt kalacak, bozkurt kadını yediğinde evren son bulacak. Bu inanç binlerce yıldır böyledir, yeni bir kehanet değildir.

Bu konu islam sonrası halk edebiyatına özellikle de Pir Sultan abdal şiirlerine yansımıştır.
Pir sultan ve kul himmet'in kullandığı dizeler şöyledir.

Ali bindi Düldül ata
Can dayanmaz bu fırkata
Bozkurt ile kıyamete
Kalan dünya değil misin


Anadolu'nun birkaç şehrinde gelinlerin yaşlanıp ölmeyen kaynanalarına kurtla kıyamete kalasıca diye beddua ettikleri derlenmiştir. ( Sivas, Yozgat )

musa vs poseidon

kam
Asalarını vurarak yerden su fışkırtmalarıyla( psikanalitik yorumlanabilir bence ) ve denizi ikiye bölmeleriyle meşhurdurlar.

Musa'nın hayatı zeus'un hayatıyla da kesişir. Ikisinin babası da kahinlerinden "bir oğlun olacak ve hakimiyetine son verecek" diye bir kehanet duyunca hemen erkek çocukları öldurmeye başlarlar. Kronos kendi çocuklarını doğar doğmaz yutar ki kehanet gerçekleşmesin. Kronos kendi babasını hadım edip onun tahtına oturur ve aynı şeyin kendine yapılmaması için 3.5 atar.
Tam da kahinler onu uyarınca her doğan çouğu yer, bu yüzden zeus doğunca ( annesi onu mağrada gizlice doğurur ) annesi kundağa taş koyarak babasına taşı yutturur. Musa'nın hayatı da firavunun korkusuyla bu hizada ilerler, kehanet sonucu erkek çocukları öldurtür, ondan gizlice onu doğurup yaşamasını sağlarlar vs.
Her ikisi de ülkelerine geri dönerler ve kralları / babalarını yenerek kendi egemenkiklerini ilan ederler.
1

ak ene - ak ana

kam
Türk Mitolojisi'nde yaşamın kaynağı esrarengiz bir tanrıça.
Türklerin anaerkil dönemlerinin bir kalıntısı olarak altay şamanlarının yaratılış mitlerinde rastlarız. Feministlerin "biz doğurmasak olmazdınız lan" gibi sloganlarının vazgeçilmez sembolü olabilecekken hiç tanınmayan bir tanrıça !

Türk yaratılış mitlerinde Ülgen bir şeyler yaratmak isterken bunu nasıl yapacağını düşünür, canı sıkılır. Tam o sırada suların içinden Ak Ene denen bu tanrıça gelir ve Ülgen'e yaratma gücü ve ilhamı verir.( psikanalitik yorumlanabilir ) Türkler asırlar sonra farklı kültürlerden etkilenerek, din değiştirerek / değiştirtilerek bu anaerkil dönem izlerini kazıyıp atmaya çalışmışlardır.

Mitin orjinal satırlarından bir bölümü, gunümüz Türkçesinde şöyledir.

Ülgen hep düşünmüştü, ta göklere bakarak:
Bir dünya istiyorum, bir soyla yaratayım!
Bu dünya nasıl olsun, ne boyla yaratatım!
Bunun çaresi nedir, ne yolla yaratatacağım
Bir Ak Ana (Ak Ene) var idi, yaşardı su içinde,
Ülgene şöyle dedi, göründü su yüzünde:
Yaratmak istiyorsan, sen de bir şeyler Ülgen,
Yaratıcı olarak, şu kutsal sözü öğren!
De ki hep,Yaptım oldu!Başka bir şey söyleme!
Hele yaratır iken,Yaptım olmadı!Deme!
Ak Ana bunu dedi, sonra kayboluverdi.
Ülgenin kulağından bu buyruk hiç çıkmadı,
İnsana bu öğüdü iletmekten bıkmadı:
Dinleyin, ey insanlar! Varı yok demeyiniz!
Varlığa yok deyip de, yok olup gitmeyiniz.

diriliş ertuğrul

kam
Türk kültürüyle alakası olmayan şeyleri kültürel unsurlarmış gibi gösteren, bilinçli olarak çomar ordusu üretmek için yapılmış bir proje.

Mesela her zaman tek amacı insanları iyileştirmek olan şaman bu filmde hoplayıp zıplıyor bilmem birinin kızı ölüyor. Şamanistler işte Orta Asya halkları türkler mogollar putperest ama cihatçı şeriatçı arap kardeşleri düzgün insanlar. Bilmiyorlar ki tüm ergenekon, bozkurt, göç destanları moğol kaynaklıdır. Adamlardan destan alacaksın sonra adamları öteklileştireceksin:)

Bir de börk olayı var, sanırsın 24 Oğuz boyunun 24 farklı börkü var. Vatandaşın milliyetçilik ve dini duygularını kullanmak için yapılmış bir proje.
Sonra ne mi oluyor ? Börk takıp eşeğe bindikten sonra elindeki döner bıçağıyla " emredin almanya'yı alıp yatsıyı orda gılah hülooooğ " diyen tipler çıkıyor.

hedef turan rehber kuran

kam
Kuran'da "müslüman olmayanları dost edinmeyin, siz de onlardan olursunuz" diye uyarı varken bilinçsizce söylenmiş bir slogan. Yani musevi, hristiyan, şamanist, maniheist, budist, ateist vs. türklerle nasıl turan düşunebilirsin.
3

1.75'ten kısa erkek

kam
Gizliden kendisinin uzun olduğunu sezdirerek ego tatmini yapmak isteyenlerin konusu olan erkek. 1.70 im, keşke uzun olsam demedim hiçbir zaman. Boy, kilo, renk gibi şeylerle insanları ötekileştirmenin bir mantığı yok, benim için önemli tek şey " beyin ". Gördüğüm kadarıyla 1.75 altı erkek dediğiniz kategorinin insanları beyin konusunda çok güzel şahsiyetler vermiştir.

ünlü yazarların intihar notları

kam
Hiçbiri ölüm anındaki yazılarda mürekkep olarak kanını kullanan ilk türk materyalist Beşir fuad kadar ilginç değil. Şu sözler kendisine aittir.

Hayatım boyunca fenne hizmet ettiğim gibi cenazemin de öyle olmasını isterim.

İntiharımı fenne tatbik edeceğim; şiryanlardan ( atardamar ) birinin geçtiği mahalde cildin altına klorit kokain şırınga edip buranın hissini ibtal ettikten sonra orasını yarıp şiryanı keserek seyelan-ı dem ( kan akması ) tevlidiyle terk-i hayat edeceğim. Kan akmakta iken her zaman şiryanı sıkıca tutarak vesair tedbire müracaat ederek muhafaza-i hayat mümkün olduğu halde azmimden nükul etmeyeceğim!
Şairler söz ile pek çok kahramanlık satarlar; fakat fiiliyata gelince, böyle bir metanet göstereceklerinden pek emin değilim. Çünkü şu intihar, beyne bir tabanca sıkmak, kendini asmak veya suya atılmak gibi değildir. Onlara bir kere teşebbüs edilince, onu menetmek ihtiyari elden gider.

Beşir Fuad İçtiği karışımın etkisiyle vücudu uyuşmuş olduğundan çok fazla acı hissetmediği ve kendini yavaş yavaş keserek bazı organlarını dışarı çıkardığı da rivayet edilir.

Ölmeden hemen evvel bir kan gölünün ortasında ölümü beklerken kanlarla şunları yazmıştır:
"Ameliyatımı icra ettim. Hiçbir ağrı duymadım. Kan aktıkça biraz sızlıyor. Kanım akarken baldızım aşağıya indi. Yazı yazıyorum, kapıyı kapadım diyerek geri savdım. Bereket versin içeri girmedi. Bundan daha tatlı bir ölüm tasavvur edemiyorum. Kan aksın diye hiddetle kolumu kaldırdım. Baygınlık gelmeye başladı" gittikçe yazısının bozulması bilinç kaybından olmalı.

neo kayılar ve neo kayıcılık diriliş filmi eleştiri

kam


Yazının sonuna gelmiştim ki birçok yerde konu dallanıp budaklanmış o yüzden başa bu notu ekledim, yazı uzun ama çok değerli bilgiler var. Buyrun...
içinde bulunduğumuz dönemin hastalıklı bilinçlerini tanımlamak için böyle bir kavram oluşturmak istedim. Son zamanlarda ortaya çıkan diriliş filmi ile virüs gibi yayılan mankurtlar ( ne olduğunu araştırın ) zaten harap olmuş kültürümüzün içine etmektedir. Yapılan film yeni nesile şeriat ve cihatçılık aşılayıp çağın gerisine götürmekte. Zaten gerisinde olduğumuzu da biliyoruz. Filmden birkaç saçmalıktan bahsetmek istiyorum, sosyal hayatta sürekli karşıma çıkıp duruyor.

1 ) Öncelikle Bamsı Beyrek ve Banu Çiçek meselesi
Bamsı Beyrek nereden baksanız Oğuz Kağan'a yakın bir kahramandır ve eşi banu çiçektir. Dede korkut boylarında ( boy = hikaye ) banu çiçek bamsı beyreğin eşidir. Bamsı beyrek düşman zindanında 16 yıl hapis kalır ve eşi banu çiçek 16 yıl boyunca onu bekler. Bamsı Beyrek Prof. M. Fuat Köprülü'nün '' Türk edebiyatını terazinin bir gözüne, Dede Korkut'u öbür gözüne koysanız, yine Dede Korkut ağır basar '' dediği eserde milli bir kahramandır. Anadolu'da başlıca bir hikaye olarak Bey Böyrek Hikayesi diye de bilinir. Ama filmde gerizekalı, oturmasını kalkmasını bilmeyen, kaba, cahil bir karakterdir ve eşi Banu çiçek de bir başkasının eşidir. Ayrıca bu bamsı beyrek'in hayatı yunan odessa destanında milli kahraman odysseus'un hayatıyla aynıdır, özellikle eşinden ayrı kalması yurduna dönmesi eşiyle kavuşmak için yaptığı işler vs. Yunanlar bukaraktere taparcasına sahip çıkarken bizim bundan sonra neo kayılar diyeceğimiz mankurtlar kendi milli kahramanlarını yerin dibine sokmaktadırlar.

2 ) filmde eski inanca hakaret putperet vs. gibi yakıştırmalar yaparak şeriatçılık, ümmetçilik pompalanmakta, filmde türkler ( günümüzde neo kayılar ) milli kültürlerine düşman edilmektedir. Şamanlar / kamlar / ozanlar insanlığın ilk üstatları, filozofları, müzisyenleri, doktorlarıdırlar ve her zaman insanlığın yararına işler yapmaktadırlar. Sonradan farklı türler çıksa da türk şamanlığı böyledir ve kara büyü yoktur. Ak şaman kara şaman olayı sonradan ortaya çıkmıştır ve kara şaman şudur. Türklerde kötülük yeraltından iyilik göklerden gelir. bir kişi hastalandığı zaman yeraltındaki erlik han'a dua eden ona kurban kesen şaman aranır. ak şamanlar ülgen'e dua eder bolluk bereket için, kara şamanlar kötü şamanlar değildir hastalıklar uzak dursun diye erlik han'a kurban keser ve hastalıklı hayvanları kurban eder. bir hastanın hastalıktan kurtulması için kara şaman erlık han'a dua eder kara şaman olayı budur. Filmde arap dünyasından çıkmış üfürükçü büyücülerin yaptıkları işler türk kamlarına/ şamanlarına aitmiş gibi gösterilip zaten cahil olan neo kayılar tamamen mankurt yapılmaktadır.
türk şamanlığında bu tarz adam öldürme ayırma vs gibi büyüler yoktur bunlar islam coğrafyasından yayılmıştır !

3 ) Türk - Moğol ilişkisine pek girmek istemiyorum ancak birkaç cümlem olacak. günümüz neo kayıları müslüman oldukları için moğollara düşman olmuşlardır. tarihte o dönemde yaşamış oğuzlar da aynı şeyi yapmışlardır. araplar islam yayacaz diye türkistan ( orta asya ) coğrafyasına saldırmışlardır. asıl amaç ipek yolu vs. ele geçirmektir. burada çok katliamlar yapmışlar, tecavüzler gerçekleştirmişler ve oradaki kadınları günümüzde ışidin yaptığı gibi köle olarak satmak için getirmişlerdir. tabiki bu kadar güçlü değiller ancak birkaç saldırıları savuşturulunca ittifaklar toplayıp tekrarlamışlar ve arkalarına islamın halifeliğin gücünü alarak bunu başarmışlar. tabii ki isteyerek müslüman olanlar da kıyıda köşede vardır. Bu olayların intikamını sürekli moğollar dile getirmişlerdir. bu meseleyi unutmayan moğollarda Cengiz han gibi bir yiğit doğana kadar pek bir faliyet olmamış ancak ondan sonra bu soykırımların intikamı alınmaya başlamıştır. intikam almak için saldırdığı arapların koruyuculuğunu yine türkler yapmaktadır. türkler duygusal davranım araplarla aynı dine mensup oldukları için onların saflarında yer alıp moğollarla savaşmış ve çok feci sonuçlar almışlardır.
Ha şu açıdan da bakılabilir, mogollar saldırıp türkleri bu tarafa sürmese selçuklu da kurulmaz, osmanlı da olmaz Türkiye de kurulmazdı. kendi soyuna yapılan soykırımın intikamını alan moğollara düşman kafir diye bakan mankurtlaşmıştır.
Cengiz ve torunları bu intikamı devam ettirmişlerdir. mesela hülagü han diye bir torunu vardır. Halife mutasım '' türk katli vaciptir '' gibi fetvalar yayınlayıp cihatlar düzenlerken hülagü onu uyarmıştır ancak o '' ben allahın halifesiyim '' diye artistlik yapmıştır. bedelini hülagü han bağdat'ı yerle bir etmekle ödetmiştir ve bu saldırının sonunda halifeyi atlarla ezerek öldürmüştür. Ama şu da vardır ki hülagü han'ın veziri Reşîdüddîn Fazlullah müslümandır ve günümüzdeki birçok masal, destan gibi verileri o derlemiştir. düşünün bugün o bozkurtun çocuğu emzirme inanışı bile bu eserlerden alınmaktadır. şimdi neo kayılar bu kaynaklardan beslenip kurttan geldik oğuz kağan vs diyecekler ve moğolları ötekileştirip onlar türk değil biz türküz hem onlar kafir düşman diyeceklerdir. Filme gelcek olursak eletirilecek çok şey var ancak konu zaten uzadı, şu cümlelerle bitirmek istiyorum.

Ayrıca bu yukarıda bahsettiğimiz filmde türk kadını evinde oturup avutulmaktadır. bakın türk kadını at binip savaşıyor falan. evet gerçekten öyleydi ama bugün kim yapabiliyor o filmdekileri ?

* kadınlar hakları ellerinden alınırken evde film başında kafalarındaki ütopyada afyonlanmış vaziyette yaşıyorlar. aynı şekilde erkekler de öyle. bir süre sonra bunu izleyenler gerçeklik algılarını yitiriyorlar. Börk takıp, eşeğe binip, eline döner bıçağı aldıktan sonra '' emredin israili alıp yatsıyı orada kılalım hülooğ '' diyen hastalıklı bilinçlere dönüyorlar. pardon bilinçsizler.

kısacası bu filmin türk kültürüyle hiçbir ilgisi yoktur aksine bunu izleyenler kültürlerine düşman edilmek için hipnoz edilirler. okuduğunuz için teşekkürler
bundan sonra neo kayılar kavramı yaşar umarım

safiye inci

kam
Normalde o kadar hakaret eden ve heykel yıkan şeriatçı ceza almamasına rağmen bu kansızın aldığına dair haberler yapıldı ancak insanların aklında yine de soru işaretleri var tabi. Bu diğer hakaret eden hainlerden daha çok tepki aldığı için biraz senaryo yazdılar sanırım tutuklama vs.

kürt olduğum için dışlanıyorum

kam
kürt olduğum için ne lan anlında kürt mü yazıyor burada milleti trollüyon, bu topraklarda hangi milletten olursa olsun saf bir halk yok. Yok efenim mooğol atığı falan nasıl laflar, sen bunları yazmaya girerken kafadan faşistsin zaten. Şuna bak sözde devrimci falan, ulan deniz gezmiş, hüseyin inan, yusuf aslan, mahir vs. bunlar senin bacağına sıçarlardı görselerdi eğer.

burjuvanın en büyük silahı

kam
din, iman, milliyetçilik, bozkurt, atatürk vs. diyeceğim ancak çağımızda bunlar sadece büyük bir silahın şarjöründeki mermilerdir. tabii ki hepsi çok büyük silah niteliğindedir ancak bence en büyük silah medyadır. Bunlarla insanları sömürmek için bir propaganda yapabilirsiniz ancak medya olmadan geniş kitlelere ulaştıramazsınız, hem medya yoktan bir değer yaratabilir. aslı astarı olmayan bir olay anlatın cübbeli sakallı takkeli mübarek birinin hikayesini sürekli televizyonlarda verin 2 gün sonra bu kişinin gerçekte var olmadığını kimse kabul etmeyecektir. diriliş adlı yozlaştırma projesinin de yaptığı bu tarz bir şey.

hacerül esved

kam

aslında amdan başka bir şey değildir! am diyorum çünkü vajina ile aynı manadadır ve türkçedir. vajina demeyi tercih edip modern göründüklerini düşünenlere bir tepki olsun. (tabi küfürler sebebiyle olduğunun farkındayım)
birçok kültürde ella, shella, shiva, """"kıble"""", kibele gibi isimlerle tanınan ve sembolü hilal olan ay tanrıçası için yapılan tapınaklarda hep onun yumurtası veya amı bulunur. yukarıdaki resimde gördüğünüz de budur zaten.

dikkat ederseniz "R" a "H" "M"an ve "R" a "H" i "M" aynı kökten gelir. sürekli rahman ve rahim olan diye söylenir, bu kelime arapça/aramice/Süryanice de am, döl yatağı demektir.

krizantem ve kılıç

kam
Amerikalı antropolog Ruth Benedict'in Amerika-Japonya savaşı döneminde yazdığı eserdir. Benedict bu kitabı Amerika'da yaşayan Japonlar ile görüşerek onların kültürünü çözümlemek için yazmıştır. İnsan biliminin, halkbiliminin ne kadar tehlikeli olduğunu gösteren bir eserdir. Eserde Japonlar'ın değer yargıları, gelenek-görenekleri, neye sevinç duyarlar- neye kızarlar, neden imparatora bu kadar baglılar vs. bunlar incelenmiştir. Bu eseri okuyan Amerika yetkilileri bir bakıyorlar Japon asker cephanesi bitiyor teslim olmamak için el bombasının pimini çekip düşmana koşuyor. Bir bakıyorlar hiçbir şey olmasa bile ölmek için teslim olmamak icin düşmana boş koşuyor. Sonra kamikazeler var, uçak kullanan askerler bilerek gelip uçakları Amerika gemilerine çarpıyor, ölecek ama bir nebze zarar verecem diye bilerek çarpıyor.

Tüm bunları gören yetkililer Japonlardan tırsıyor biz bunları yenemeyiz diyorlar ve atom bombası atmaya karar veriyorlar. Çok ince hesaplar yapıyorlar. Şu saatte bura yoğun oluyor, yerden şu kadar yüksekte patlasın ki çok kişi ölsün vs.

Sonuç: nagasaki ve hiroşima

*Bu olay bizzat Japon halkına sivillere yapılmış bir saldırıdır.

küpe takan erkek

kam
Küpeyle karakter ölçtüğünü sanan yobazların hedefi olur. Örf, adetten bahseden o yobazlar belki okur diye ekleyeyim, eski türkler de küpe takardı. Birçok işlevi vardı ama en çok şuydu. Ailenin tek erkek çocuğuysa küpe takardı ki kağan zor görevler için adam görevlendirirken onu değil birden fazla erkek çocuğu olan ailelerden nefer seçsin. Böylece o tek erkek çocuğun hayatta kalma ve soyunu devam ettirme ihtimali artardı. Tabi bunları geçelim kim ne isterse onu yapar, bunu sadece o kültür dersi vermeye kalkanlar için yazdım !

sobalı evde yaşamış efsanevi nesil

kam
Arkaik dönemlerimize uzanan bir gelenek olduğu üzere ocağın etrafında toplanma. Üzerine veya gözüne patates, kestane atıp geriye yaslanılır. Aile ile özdeşleşmiştir. Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak ! Ocak biterse, ateş biterse aile biter. Ateş sönmesin diye odunla beslenir. Odundaki "od" ateş tanrıçasınin adıdır. " od ana "

En güzel sahnelerden biri de, yer yatağında( sivas'ta dediğimiz şekliyle döşek/döşşek) yatıyorsanız sobaya yakın yatmak ve gece tavanda ateşin yansımasını izlemektir.

ateşe pay vermek ateşe su ve tuz atmak

kam
Anadolu'da hâlâ yaşamakta olan bu gelenek şamanizm kökenli olup islamdan sonra da yaşatılmıştır. Başta Altay ve Yakut türkleri olmak üzere tüm türk dünyasında yaşamakta olan bir gelenek / inançtır. Sivas köylerinde yapılan derlemelerde ekmek pişiren kadınların su içtiklerinde bir bardak veya bir miktar suyu da ateşe döktükleri gözlenmiştir. Bunun sebebi sorulunca da ateşi canlı bir varlıkmış gibi görüp " ateşin canı çekmiştir " demişlerdir. Yemek pişirirken de tuz atmaktadırlar. Bu anadolu'da birçok yerde yaşayan bir inançtır ve ateş kültüyle ilgilidir. Zaten birçoğunuz en azından ateşe su dökmemeniz veya işememeniz gerektiği konusunda uyarılmışsınızdır. Müslüman olmak bir şey değiştirmemiş türkler ateşi korkarak besmele çekerek söndürmüşlerdir. Bu sözlükte kültleri günümüzden örnekler vererek güzel bir şeklide açıklayacağım, daha rahat bir zamanda.

şamanizm

kam
Bilmeden yorum yapmayınız ne islamla aynısı ?
Şamanizm'de kansız kurban vardır, sonraki dönemlerde bozulmuştur. Örnek verirsek, süründen bir hayvan seçiyorsun onu doğaya salıyorsun, bu da kurban şeklidir. Ayrıca şamanizm bir din değildir ! Şamanizm doğayı bir bütün olarak algılar, ırmakların ve dağların vs. ruhları vardır. Ayrıca insan da doğayla bütündür, nu sebelle akarsulara, ağaçlara vs. zarar verilmez, üreme mevsimlerinde avlama yapılmaz. Şamanizm Türklerin doğayı yorumlamasıdır ve hiçbir zaman din olmamıştır. İbadetler yoktur, yayılmacı değildir, inanmayan cehennemde yanmaz zaten öyle bir yer yoktur. Günümüzde uçmağ ve tamu denir ancak onlar soğdca kelimelerdir sonradan benimsenmiştir. Mitolojide erlik han kötü karakterlidir yerin altında bir mekana gönderilir orada yaşar, bunun dışında ora insanların gideceği ceza çekeceği bir yer değildir. Bunlar zaten mitlloji, ancak insanlığın arkaik dönemlerine ışık tutan kültürel unsurlar vardır. Bu düşünce sistemine hakim, toplumca bilge görülen kişilere de kam / baksı/ ozan / şaman / oyun denmektedir. Günümüzdeki aşıklar, ozanlar ve halk arasında bitkilerle tedavi eden insanlar bu şamanların islamdan sonraki uzantısıdır. Örnek Dede Korkut. Günümüz ilaç sektörünün de temelini atmışlardır. Şamanizm etkileri bugün en çok alevi kesimde görülür. Semah hareketleri binlerce yıllık şaman hareketleridir, kartal olup tanrıya göğe yükselmeyi temsil eder. Kollar genelde kanat gibi açılır ve hem kendi etraflarında hem de daire çizerek topluca dönerler. Bu sırada da ozan/şaman kopuzunu / sazını çalar. Bu şaman ritüeli çoğunlukla ormanda, mağrada ve dağda bir ateş etrafında yapılır. Araştırırsanız Bektaşilerin, kalenderilerin...vs. mağralarda ateş etrafında semah döndüğü bilgisine ulaşırsınız. Sivas köylerinde gemerek ve hafikte bu tarz derlemeler yapılmıştır.

Ayrıca gökte bay ülgen ve eşi umay ana yaşamaz ! Eşi de değildir zaten ! Ne yapıyorsunuz siz ? Nedir bu bilgi kirliliği ? Diriliş yetmedi şimdi de mitolojimizi yanlış tanitan filmler mi yapıyorlar ?
Bunların hepsi bilgi kirliliğidir detaylı bilgi için
Abdülkadir Inan'ın şamanizm
Mircea Elaide'nin şamanizm
Jean Paul Roux'un Türklerin ve Moğolların eski dini adlı kitaplarına bakabilirsiniz.
2

vladimir ilyiç lenin

kam
Irkçılar sevmez ama kendisi ülkemizdeki birçok ırkçıdan hatta onları sahada koşturan vasıfsız başkanlarından daha da türktür. Tatar, kalmuk ve rus bağı vardır, yahudilik olduğu da söyleniyor ama bu devrimci için bunların önemi yok zaten.

sex

kam
Çomarların karşı çıktıklarını söyledikleri halde cennette elde edecekleri ödül ! Bu ödülü (huri) elde etmek için gece gündüz çalışırlar.

bay ülgen

kam

Ateşi yakmayı insanlara o öğretmiştir. Yunan mitolojisinde prometheus ateşi çaldığı için ömrü boyunca bir kayaya zincirlenir ve yırtıcı kuşlar ciğerini parçalar ve her gün ciğeri yenilenir. Türk mitolojisinde Ülgen insanlara ateş yakmayı yeryüzüne inerek kendisi öğretmiştir. bir ak ve bir kara taş getiren ülgen elinde ufaladığı kuru otları taşa koyarak diğer taşla vurmuş ve ateş yakmayı öğretmiştir.
Kendisine beyaz at kurban edilir. Türk kültürüne kanlı kurban sonradan girmiştir, genelde seçilen hayvan doğaya salınır. Ülgen aslında Ak Ana veya Umay olabilir. Anaerkil dönemden ataerkil döneme gectikçe Ak Ana ve Umay isimleri duyulmamaya başlar. Öncesinde her duada adı geçen, hatta bugün kızların fatma ananın eli diye taktıkları el şeklinin sahibi iken sonrasında ataerkil dönemin hakimiyetinde dönüşmüştür ancak günümüzde de Umay ve Ülgen'i aynı kabul edip dua eden şamanlar yaşamaktadır.
2

ezan sesi

kam
Mısır firavunu Akhenaton'un (Amenofis ) yazmış olduğu bir şiirdir. Birkaç yer düzenlenerek tanrı ismi allah vs. yapılmıştir. Bunun belirli bir makamla okunmasından doğan sestir. Halk arasında ezan okunurken köpeklerin dini sebeplerden dolayı uluduğuna inanılsa da herhangi bir uzun hava okuyunca da köpeklerin uluduğu bilinmektedir.

gericiliğe karşı aydınlanma hareketi

kam
Kendilerinden olmayanları öldürmeleri meşru ve kadinlar ganimet. Sadece ufak örnekler bunlar, daha neler neler var. Şimdi adam sana " sen murtedsin öldürecem seni ve eşin( karın der ) benim olacak, kızçocuğun varsa 6-7-8 yaş farketmez o da benim olur " diyecek sen de " aaa saygı duyuyorum " mu diyeceksin !
1