caravaggio

Nihayetinde bir insan olduğunu ve sınırlarının nereye kadar gidebildiğini hissettirir.

Sınırın eşiğinde ise dipsiz bir mutsuzluk beklemektedir.

İletişim araçları yeteri kadar çok, fakat iletişimin kendisi yok.

Olabildiğince zamlanmasını ve telefon kültürünün azalarak bitmesini temenni ediyorum.

Akıllanan telefonların karşısında aptallaşan insanlarız bunu artık görmek gerek.

Okudukça insan ne kadar cahil olduğunu anlıyor. Kendine katlanamaz oluyorsun.

---
Yazarın yorumuna edit:

Bugün kalan yaşantının ilk günü.

Henüz kazanmadığı yarınını şimdiden ipotek altına aldırmaktır.

Böyle bir başlık, Dağıldıkları şehirlerin çığrından çıktığını da dile getirme hakkı vermektedir.
Dağıldıkları illeri gece kondu sayısı, uyuşturucu ticaretinin ve kaçakçılığın artması, terör olaylarının sıklığı ile anlamak son derece kolaydır.
Mesele burada başlıktaki gibi bir ırkçı anlayış değildir.
Nitelik mi nicelik mi meselesidir.
Arap - Türk karması olan şehirler kürt göçü ile nasıl bir duruma düştüğünü de görmek gerekir;
Van Siirt Muş İstanbul Mersin Adana gibi (içine diğer büyük illeri de katabiliriz) 90'lardan önceki ve sonraki hallerine baktığınız da durum daha da anlaşılır olacaktır.

İçinde yaşadıkları 'tece'nin içine etmediğinde bir anlam taşırsın, çeçen mi çerkez mi olduğunun ne önemi var.

Teistik ve laveyan olarak kendi içinde ikiye bölünmüş boş bir hıristiyanlığa tepki olarak ortaya çıkıp kurumsallaşmış bir inanış biçimidir.

Felsefi olarak kötüye olan düşkünlük tarih kadar eskidir ama satanizmin varoluş felsefesi cenneti vadetmemekten ibarettir.

Salman Rüşdi'nin zamanında olay olan şeytan ayetleri kitabında savunduğu şeytanın aslında allahı nakavt etmesi bir dönem bunların umutlarını yeşertmiştir ancak zaman içinde azalarak tükenmişlerdir.

Peşin satan veresiye satana evrilmiştir.

''Uyumsuzluk şiiri'' ki ancak şöyle yazıldığında anlamı artmaktadır;

---yangın---------------------------------------------deprem---
----------lardan-----------------------------------lerden--------
--------------geliyorum-------------------geliyorum------------
---------------------dedi----------------dedi---------------------
------------------------adam--------kadin-----------------------
----------------------------------ve--------------------------------
----------------------------dep------yan--------------------------
----------------------rem-----------------gın----------------------
-----------------lere---------------------------lara----------------
-----------gitti------------------------------------gitti-------------
----yıkık-------------------------------------------------yanık----

Topluluk içinde yalnızlık hissi yada yalnız kalma arzusu, toplumun kişiyi ittiği bir neden değil kişinin alt benliğinden kaynaklı bir psikolojik sorundur.

Çocuklukta yaşanan travmatik etkenler olmadan, sonradan edinilmiş bir durumsa muhtemelen kişinin ikili ilişkilerinde karşılaştığı sorunları, yeniden yaşamak istememesinden kaynaklıdır.

Yaşamın olumsuz yönünde kalmak kişiye uzun vadede hiç bir şey kazandırmadığı gibi, depresif bir ruh haline de itebilir. Bunun yerine kendisini dinleyecek, kaygılarını anlayabilecek insanın mutlaka bulunduğunu sadece bunu keşfetmesi gerektiğini kendisine anlatması gerekmektedir.

Teknik olarak sıfır ürün olamamaktadır. Satın alınmadan önce ya üretim yerini, ya paketlenişini yada satıldığı mağazayı yansıtmıştır.

2005 yılında yaşama veda etmiş polonyalı ölümün ve çürümenin sanatçısı olarak bilinen ressam ve fotoğrafçı.


Resimleriyle paralellik gösteren sancılı bir hayat yaşamıştır.
Karısı Zofia genç yaşında hastalanmış ve aylar süren ızdırabının sonucunda kollarında ölmüştür.

Oğlu Tomasz ise intihar etmiş ve oda kollarında can vermiştir.
Yalnız bir yaşam süren Beksinski kendisinden para isteyen 17 yaşında bir çocuk tarafından defalarca bıçaklanarak yaşama veda etmiştir.


Eserleri ürkütücü ve insanı saran niteliktedir.


zor bir hayat sürmüş ve ölümünden sonra eserleri tanınmaya başlamıştır.

Düşük bütçeli toplumun düşük bütçeli filmleri sevmesinden faydalanan film.

Total War Warhammer
Codamaster Formula 1

Bir kadında ilk aranan özellik saçma bir seçilim sürecidir. İlk yada son aranan özellik diye bir şey yoktur. beraber geçirilen süreç zaten gerekli veriler topluluğunu sunacaktır.
Nihayetinde olumlu yada olumsuz özellikleri ile birey bir bütündür.
İlk özellik bulunduğunda ikinci özellik ilkini egale edildiğinde ne olacak ?

Otomobil mi alıyorsun ?

Bu tarz tamamen içerik olarak bilimle hiç bir alakası olmayan projelerin, özünde hiç bir anlam ifade etmediğini, bir çocuk bile anlayabiliyorsa, medyaya çıkaran ve finansörlüğünü yapanların neden insanlara izlettiği üzerinde durulması gerekmektedir.

Bakınız bu bir intikam projesidir. Papaz eriğini müslüman yapma, sübhanekeyle bilmem ne yapma gibi hiç bir anlam ifade etmeyen şeyler, türk insanına aşina hale getirilmektedir. Bu bir alıştırılma sürecidir.

Aşamalı olarak din ağırlıklı bir otoriteye insanların bağışıklık kazanması sürecidir. Türkiye'de bilimin bu sikko çerçeve içerisinde şekillendirileceğinin anlaşılmasını amaçlamaktadırlar.

---