Nazgüllerin sarumana iman daveti gibi bir oturum.
Sermaye ve ham madde ihtiyacı olduğu sürece mümkün olmayan bir ütopyadır.
1864 Fransa doğumlu, trajik bir hayat yaşamış kadın heykeltıraştır.
Düşünene Adam heykelinin yaratıcısı çağdaş heykelin önemli öncüsü Rodin'in yanında genç yaşta çıraklık yapmıştır.
Heykel ve yontu sanatında üstün bir yetenek gösterdiğinden kendisiyle arasında epey yaş farkı bulunmasına rağmen Rodin'in de kalbini çalmıştır.
Ancak genç Claudel'in dehası büyük usta Rodin'i bile gölgede bırakmaya başlamıştır. Bu sırada Rodin'den olan çocuğu doğumu sırasında kaybetmiş, annesi tarafından reddedilmiştir. Rodin ise kendisini en büyük rakibi olarak görmeye başlamıştır.
Fransa'da bir akıl hastanesine kendi rızası dışında yatırılmış, 30 yıl boyunca tek bir yontu yapamadan, en yaratıcı çağında sanatından mahrum bırakılmıştır.
hastanede Öldüğünde yapayalnızdır.
(Kendisinin yerine tarihe geçmesin diye Rodin'in komplosu ile akıl hastanesine yatırıldığına inanarak yaşamış, ancak kimseyi ikna edememiştir)
Düşünene Adam heykelinin yaratıcısı çağdaş heykelin önemli öncüsü Rodin'in yanında genç yaşta çıraklık yapmıştır.
Heykel ve yontu sanatında üstün bir yetenek gösterdiğinden kendisiyle arasında epey yaş farkı bulunmasına rağmen Rodin'in de kalbini çalmıştır.
Ancak genç Claudel'in dehası büyük usta Rodin'i bile gölgede bırakmaya başlamıştır. Bu sırada Rodin'den olan çocuğu doğumu sırasında kaybetmiş, annesi tarafından reddedilmiştir. Rodin ise kendisini en büyük rakibi olarak görmeye başlamıştır.
Fransa'da bir akıl hastanesine kendi rızası dışında yatırılmış, 30 yıl boyunca tek bir yontu yapamadan, en yaratıcı çağında sanatından mahrum bırakılmıştır.
hastanede Öldüğünde yapayalnızdır.
(Kendisinin yerine tarihe geçmesin diye Rodin'in komplosu ile akıl hastanesine yatırıldığına inanarak yaşamış, ancak kimseyi ikna edememiştir)
Koyu tonlarda mavi güven problemine
Yeşilin baskı altında hissedildiğinde daha çok sevildiğine
Morun depresyona eğilimi olanlarda
Sarının dışa dönük insanların içsel çatışmalar yaşamasında
etken olduğu düşünülmektedir.
Yeşilin baskı altında hissedildiğinde daha çok sevildiğine
Morun depresyona eğilimi olanlarda
Sarının dışa dönük insanların içsel çatışmalar yaşamasında
etken olduğu düşünülmektedir.
Bir daha ki sefere 4 bin tl'yi kaybetmemek için yapılmaması gerekenleri öğretmiş olabilir.
Johanne Greenberg'in 1964 yılında yayımlanan ve oldukça ses getiren romanıdır.
Deborah adında 16 yaşlarında ileri derece şizofreni bir kızın iç dünyası ve gerçeklik algısının acı dolu bozuluşunu ele almaktadır.
okunası..
Deborah adında 16 yaşlarında ileri derece şizofreni bir kızın iç dünyası ve gerçeklik algısının acı dolu bozuluşunu ele almaktadır.
okunası..
Google indexlemelerin de anahtar kelime sayesinde, site fazlalığı yaratmak ve asıl web sayfasının google aramalarında en tepede görünmesi için ücretli makale yazarlığı yapan yazar.
300 kelime ve 190 kelime arası yazı yazmakla mükelleftir ki kendisinin entrylerinde buna özen gösterdiği görülmektedir (Entrylerinin çoğunun kelime sayısına baktım)
300 kelimelik bir yazı da en az 3 anahtar kelime kullanması gerekmektedir ve buna da dikkat etmektedir.
300 kelimeye 5 Türk lirası.
190 kelimelik bir makaleden 3 lira kazandığını düşünüyorum.
Günde 10 civarı makale yazma zorunluluğu olduğuna da bahse girerim.
300 kelime ve 190 kelime arası yazı yazmakla mükelleftir ki kendisinin entrylerinde buna özen gösterdiği görülmektedir (Entrylerinin çoğunun kelime sayısına baktım)
300 kelimelik bir yazı da en az 3 anahtar kelime kullanması gerekmektedir ve buna da dikkat etmektedir.
300 kelimeye 5 Türk lirası.
190 kelimelik bir makaleden 3 lira kazandığını düşünüyorum.
Günde 10 civarı makale yazma zorunluluğu olduğuna da bahse girerim.
Zamanının L-Manyak dergisinde öykülerine rastladığım ve ergen ruh hali ile öykülerindeki kasvet ve gizeme tav olduğum bir ustaydı.
Ölüm haberine çok üzüldüm.
Ölüm haberine çok üzüldüm.
Ülkemizin en büyük ustalarından Fikret Mualla'nın yaptığı eylemdir.
Paris'te sergisini gezen Picasso, Fikret Mualla'nın eserlerinden oldukça etkilenmiş, bir kaç eserini satın almış ve kendisini yine paris'teki atölyesine davet etmiştir.
Mualla bir kaç gün sonra picasso'nun atölyesini ziyaret emiştir. atölyeden çıkmadan önce picasso, Mualla'ya bir resmini hediye etmek istediğini söylemiştir.
Son yaptığı çalışmalarından dilediğini almasını istemektedir.
Orta boylarda bir tabloyu koltuğunun altına sıkıştırıp yollara düşen Mualla, yolda bir türk arkadaşı ile karşılaşmış, picasso imzasını fark eden uyanık arkadaşı, bir şişe türk rakısı karşılığında resmi vermesini istemiş ve Mualla hiç düşünmeden resmi oracıkta arkadaşına vermiştir.
(Oldukça zor ve ilginç bir hayat yaşamış usta ressam Fikret Mualla ile ilgili bir başlık açılmasını umut ediyorum yada ben açacağım)
Paris'te sergisini gezen Picasso, Fikret Mualla'nın eserlerinden oldukça etkilenmiş, bir kaç eserini satın almış ve kendisini yine paris'teki atölyesine davet etmiştir.
Mualla bir kaç gün sonra picasso'nun atölyesini ziyaret emiştir. atölyeden çıkmadan önce picasso, Mualla'ya bir resmini hediye etmek istediğini söylemiştir.
Son yaptığı çalışmalarından dilediğini almasını istemektedir.
Orta boylarda bir tabloyu koltuğunun altına sıkıştırıp yollara düşen Mualla, yolda bir türk arkadaşı ile karşılaşmış, picasso imzasını fark eden uyanık arkadaşı, bir şişe türk rakısı karşılığında resmi vermesini istemiş ve Mualla hiç düşünmeden resmi oracıkta arkadaşına vermiştir.
(Oldukça zor ve ilginç bir hayat yaşamış usta ressam Fikret Mualla ile ilgili bir başlık açılmasını umut ediyorum yada ben açacağım)
Bazen kendi kendime bir gün zaman yolculuğu yapsam geçmişte kime gidip ne derdim diye düşünüyorum.
Kavimler göçü zamanında orta asya'ya gidip, oradaki kavimlere anadolu'ya değil çin tarafından amerikaya ulaşın tavsiyesinde bulunurdum.
Çok değerlenecek oralar.
Bişey yok ortadoğu taraflarında gelmeyin bu taraflara yaa.
Da Vinci'ye gidip o yüzü öyle yapma az belirgin çiz demekte ilginç olabilirmiş.
Kavimler göçü zamanında orta asya'ya gidip, oradaki kavimlere anadolu'ya değil çin tarafından amerikaya ulaşın tavsiyesinde bulunurdum.
Çok değerlenecek oralar.
Bişey yok ortadoğu taraflarında gelmeyin bu taraflara yaa.
Da Vinci'ye gidip o yüzü öyle yapma az belirgin çiz demekte ilginç olabilirmiş.
Ivan Aivazovsky - (Pitoresk İstanbul serisinden)
Işık ve zaman ilişkisinde güneş ve kütle çekiminden bahsedilmesini de beklediğim başlıktır.
Tabi biraz genel görelilik kuramına girilmesi gerektiğinden, mikrodan makroya fiziğin temel işleyiş prensiplerinden bahseden nitelikli bir entry içermiştir.
Tabi biraz genel görelilik kuramına girilmesi gerektiğinden, mikrodan makroya fiziğin temel işleyiş prensiplerinden bahseden nitelikli bir entry içermiştir.
Şu soru akıla gelmektedir;
Teorik evrenin pratik evrenle karşılaşması için neden kutunun açılmasına ihtiyaç duymaktadır ?
Teorik evrenin pratik evrenle karşılaşması için neden kutunun açılmasına ihtiyaç duymaktadır ?
Özellikle televizyon kültürü ile tüm toplumların maruz kaldığı durumdur.
Başkasının acısını, tramvasını hatta ölümünü o kadar çok 'izleyen' kişi oluruz ki sıradanlaşır. Başkasının başına gelen bir acı, izlenilesi bir gösteridir artık.
Çünkü bizim acımız değildir özünde. Sonucunda toplumlar duyarsızlaşmaya başlar.
En fazla kendi haline şükreder insan ki bu bir acizliktir.
Başkasının acısını, tramvasını hatta ölümünü o kadar çok 'izleyen' kişi oluruz ki sıradanlaşır. Başkasının başına gelen bir acı, izlenilesi bir gösteridir artık.
Çünkü bizim acımız değildir özünde. Sonucunda toplumlar duyarsızlaşmaya başlar.
En fazla kendi haline şükreder insan ki bu bir acizliktir.
Türkiye'de Proleteryan sınıf mı var sorusunu sormak gerekir.
Rus işçi ve köylü sınıfı ile Türk işçi ve köylü sınıfının tamamen birbirinden farklı kültür ve yapıda olduğunu unutmamak gerekmektedir.
Daha doğrusu Devrimler tarihine baktığımızda, Küba devriminin Rus devriminden oldukça farklı iç dinamiklere sahip olduğunu görüyoruz. Mao'nun devrimini tutup zapata'nın meksikasın da yapmak ne kadar absürd bir söylem ise, proleteryan bir devrimi bu ülkede düşünmek, çöl bitkisini kutuplara ekmek demektir.
Her ülke kendi kültürüne göre devrim yapmıştır ki dikiş tutsun. Türk sosyalizmi konusuna hiç girmek istemiyorum. Zira engelli ve kendi evrimini tamamlayamamıştır.
Rus işçi ve köylü sınıfı ile Türk işçi ve köylü sınıfının tamamen birbirinden farklı kültür ve yapıda olduğunu unutmamak gerekmektedir.
Daha doğrusu Devrimler tarihine baktığımızda, Küba devriminin Rus devriminden oldukça farklı iç dinamiklere sahip olduğunu görüyoruz. Mao'nun devrimini tutup zapata'nın meksikasın da yapmak ne kadar absürd bir söylem ise, proleteryan bir devrimi bu ülkede düşünmek, çöl bitkisini kutuplara ekmek demektir.
Her ülke kendi kültürüne göre devrim yapmıştır ki dikiş tutsun. Türk sosyalizmi konusuna hiç girmek istemiyorum. Zira engelli ve kendi evrimini tamamlayamamıştır.