sevgilinin yakın arkadaşınla aldatması

Beastbrook
yaşadığım bir durumdur. çocuğun burnu kırıldı swh. normal'de uğraşmam bile fakat kız değil beni üzen yakın arkadaşımdı. bazen kontrolü kaybedebiliyorum onu öğrendim en azından.
hena
9.sınıftaydım. Birsu diye bir arkadaşım vardı. İlk ona kanım ısınmış derdimi her şeyimi ona anlatmıştım. 9.sınıfın ikinci döneminde ayrıldığım sevgilim ile günü gününe çıkmaya başladılar. Kıskandım,laflar ettim. Değişmedi bir şey. Kırılan kalbim ve özgüvenim ile kalakaldım. Bir daha arkadaşlık kurmadım kızlarla doğru düzgün. Bir anlik öfkeyle olanlar oluyor bazen ama kaçınılmaz son derler ya insan o karadeliğe düştü mü kurtuluşu olmuyor. Çabalamak her zaman çare de olmuyor. Salak saçma bir dünya olacağı var diyip geçmek gerekiyor bazı şeylere.
lexxpowder
"Arkadaşlarla" olarak En derin acıyı yaşadığım hadise. Afedersin, analarını mimledim hepsinin yine de rahat yok. Bu acı başka bir acı. Ne kadar intikam alırsan al, rahat edemezsin. Olmuştur bir kere. Çok şey var ama acım tazelenmesin, susuyorum. Yaşayan arkadaşların acılarını paylaşıyorum. Vur deyin vuralım, kır deyin kıralım, müstahaktır oçlara.
5
jakoben
ben yapmıştım lise zamanında. kızın yakın arkadaşıyla ve hayatımda aşık olduğum tek kızdı. neden yaptım bilmiyorum gençlik sanırım iki memeye kanmıştım. gerçekten bobiler bobiydi yani kocumandı. sonra 3 yıl zırladım lise zamanı zor gerçekten tutuldun mu kıza kafayı kırıyordun.. şimdi olsa ekime ya da zikime yani
kosovaliturk
iki taraftan can yakan hadisedir.Hem arkadaş konusunda hem sevgili konusunda Kimseye güvenmemeyi acı tecrübeyle öğreten olaydır. Kolay kolay toparlatmaz en mutlu olduğun anda bir anda ansızın aklına gelir üzer ve dağıtır.
anne boleyn
9. sınıfta başka okuldan bir sevgilim vardı. bir de kendi okulumdan arkadaşlarımdan biri olan buse vardı. bu kız inatla facebooktan ekliyordu sevdiceğimi ben de sevgilimin hesabından reddediyordum, kıza da bir şey demiyorum tabii. bayrampaşa tuna lisesini bilen varsa zaten labirent gibi birbirleriyle karşılaşabilene bravo denir o derece. bu yüzden de buse ile karşılaşmıyorduk çok, eğer karşılaşsak tokat manyağı yapacağım zaten o derece sinirliydim. bu ne yürek yarabbi? swh.

her neyse s*refsiz sevdiceğim ile buluştuk, konuşuyoruz falan bana dedi ki "sabah buse ile burada oturduk, takıldık falan" dedi. bakın yedi sene geçmiş hala anlatırken sinirlendim. her neyse bu böyle dedikten sonra suratımın değiştiğini görünce şaka yaptım ayağına yattı. yerler mi? yemezler. bunun kankası vardı benim de kankamdı buna zarf attım bir laf aldığımda da bütün her şeyi dökülmek zorunda kaldı yoksa beni kaybedecekti. sevgilim ile buse habire mesajlaşıp duruyorlarmış, görüşüyorlarmış, bu buse sevgilime "yaseminden ayrıl, ayrılmazsan seninle görüşmem" diye baskı yapıyormuş. ş*refsiz sevgilim de benden ayrılmak istemediği için bunu oyalıyormuş. yani beni kankam olan buse ile aldatıyormuş! bunları öğrenince ertesi gün okula gittim, buse'yi buldum ve dövdüm. iki sene geçti olaydan, başka birine yanlış yaptı gene dövdüm. şimdi olsa döver miyim diye sorsanız kızı dövmek çok zevkli ama ben kimseye şiddet uygulamıyorum artık. ne bok yerse yesin k*şar.

sonra diyorlar ki neden sevgilin yok, neden olsun? küçücük yaşımda aldattılar beni hem de arkadaşımla!

o sevgilime ne oldu diye sorarsanız, hiçbir şey olmadı. iki ay önce falan yazdı cevap vermedim gene yazdı cevap vermedim kendi kendine kudurdu allahın megolomanı. güldüm mesajlarını okurken, çok eğlenceliydi.

i am groot
kalleşe kardeş demeyiz... bu potansiyeli gördüğüm fettan kızlarla arkadaş, küçük de olsa aldatmasına ihtimal verdiğim gavatlarla da sevgili olmuyorum lol
5
gravity0
Hiç başıma gelmedi iyi ki de gelmedi. Eğer gelseydi kız erkek farketmez dalardım herhalde. Normalde hiç kavgacı değilimdir yani adım bir kavgayla anılmamıştır hiç arkadaş çevremde. Ama acı çektirmeyi ağlatmayı falan da cok severim.
Virtuoso
Normalde hiç bir kız arkadaşım ile bir diğerini kıyas etmem ama en değer verdiğim ve benden bir çok şeyi koparıp beni buz dağı misali bir hale getiren kızın yakın arkadaşlarımdan biri ile sevgili oluşunu paylaşmak istedim sizinle. yıl 2012 çok aşığız çok güzel gidiyor her şey. kafamda planlar geleceğim geleceğimiz her detay şekilleniyor ve gerçekleşmeyi bekliyor. Aile engeli vs. uzun uzun anlatmayacağım ama bir takım engellere rağmen biz olmayı beceriyoruz. Farklı şehirlerdeyiz ama her fırsatta izmir - ankara arası seferdeyim. Derken ayrılmadık fakat ailesi telefonuda dahil tüm görüşme imkanlarımızı elimizden aldı. Tek sebep şehir mesafeler. İzmirden telefon hat yolladım okuldayken konuşuyorduk en azından sesini duyabiliyordum bu bile yetiyordu . fakat görüşmediğimiz süre içerisinde en yakın olduğum arkadaşlarımdan biri ile daha sık görüşmeye başlamışlar. Benim onu hak etmediğimi kızın kafasına sokmuş ve siz hesap edin her anlamda yürütmeye çalıştığım ilişki elimden çalınır derecede kayıp gitmişti. Biz yine görüşmemeye başladık . Ama her dakikam onu düşünerek ve acaba tekrar biz olabilirmiyizle geçiyor. seviyorsun abi çünkü illa ki bir beklenti var. velhasıl yakın çevremden anneannesinin vefatını öğrendim ve telefonuma yabancı bir numaradan " çok kötüyüm ne olur beni ara " diye mesaj geldi. Merakla aradım. Aradığım kişi o idi. biraz konuştuk teselli etmeye çalıştım fakat konuşma git gide sevgili olduğumuz dönemlere gitmeye başladı. Daha sonra benim arkadaşımdan konu açıldı ve bir dönem onunla denediği bu döneminde bizim görüşmediğimiz ailesinin bizi engellediği dönem olduğunu bunu bilmeye hakkım olduğunu söyledi. Üzüldüm haliyle şu andada ilk gün ki kadar üzgünüm diyemem ama üzülüyorum. Hırsla küfür edip bağırım çağırıp kapadım ve arkadaş dediğim hırboyu aradım. Kız ne söylüyorsa doğrudur diyip işin içinden çıktı. İnkar bile etmediler. Zerre pişmanlık duymuyorlar bunu farkedince hepten çıldırdım. Bundan dolayı yalnız gördüğüm hiç kimseye neden yalnızsın diye sormam elbet onunda bir lethe'si olmuştur. şarkıda dediği gibi ne onunla ne onsuz. Sorgulamadığın zaman vazgeçmiş oluyorsun. Unutmuş olmuyorsun.
hanzo hasashi
Yıl 2010, küçüğüz işte bi 13 var, okuldayız. Sevim diye bir kız var, kızı görsen çiti piti, sevimli mi sevimli. Sonra işte tığ gibi 40 kilo bir kız, uzun bir de var ya, ben o zamanlar 174'üm. Kız da işte bi 168 var, ben de uzun kızları severim işte, neyse konumuz bu değil. Kız tatlı mı tatlı, içim gidiyor görünce, ama ben okulun en iyi ikinci öğrencisiyim, okul birincisi bizim okuldaki öğretmenlerden birinin oğlu, benim gibi habire p*çlik yapamıyor, denetim altında ya pezevenk.

Neyse, her zamanki gibi prensliğin doruklarında yaşıyorum, bir gün beni kız yanına çağırdı. Oturduk okul bahçesinin kenarındaki duvarlarına. Diyaloğumuz şöyle gelişti:
-Sarp, sana bir şey söylemem lazım.
+Sevim. Bir şeyler söylemek için çok geç. Bir şeyler yapman lazım.

Demeye kalmadan, kız dudaklarıma yapıştı. Şok oldum, sonra kızı ittim. "Ucuz bir kızsın, zayıf noktan bu." dedim. Ulan içim gidiyor kıza içim bilemezsiniz, ama öylesine kendimi beğenmişim ki içimin gittiği kızı elimin tersiyle itiyorum. Egom tavan, egom göklerde, prensim ya hani ben.

Sonra işte ertesi günü sıra arkadaşım Kadir ile çıkmaya başladılar. Vay ebesinin amı dedim, ama o kadar mutlulardı ki ayırmaya kıyamadım işte. Yani, ne bileyim. Aldatılmak sayılır herhalde bu. Ciddi bir şeyler olabilirdi belki, "biz" olabilirdik, ama olmadı işte. En yakın arkadaşımla, "onlar" oldular.
6
besiktas
benimki bunu kendi yakın arkadaşıyla gerçekleştirdi. hani olur ya, ''ya hahaah onu niye kıskanıyorsun o arkadaşım gay zaten kıskanmana gerek yok'' diye biri. hah işte. gözünüz hep o or*spu çocuğunun üzerinde olsun